Mevlevilik Kuruluşu

Son güncelleme: 13.12.2012 01:46
  • Hz Mevlana vuslat - Mevlevilik Kuruluşu bilgi

    Ölüm gününü Hakk’la vuslat, sevgiliye kavuşma günü sayan Hz.Mevlânâ’nın bu dünyadan göçüp, sonsuzluk âlemine doğmasıyla onu tanıyanlar, fikir ve görüşlerini benimseyenler büyük acılara boğuldular. Başta oğlu Sultan Veled, Çelebi Hüsâmeddin ve diğerleri...

    Hz.Mevlânâ’nın fikirleri ve yaşantısı kurumlaşmalı, yüzyıllar boyu tüm insanlığa uzanan bir el olmalıydı. İnsanlığı sevgiye, hoşgörüye, iyiliğe, doğruluğa ve güzel ahlâka yani İslâm’a çağıran bir el...

    İslâm Peygamberi, yaratılmışların en yücesi Hz.Muhammed’in yüzyıllar önce tüm insanlığa yaptığı çağrıyı Hz.Mevlânâ da yineliyordu.
    Bâzâ! Bâzâ! Her ân çi hestî bâzâ
    Ger kâfîr u gebr u bût-perestî bâzâ
    İn dergeh-i mâ, dergeh-i novmîdî nîst
    Sad bâr eger tövbe-şikestî bâzâ

    Gel!.. Ne olursan ol, yine gel...
    İster kâfir ol, ister ateşe tap, ister puta...
    İster yüz kere tevbe etmiş ol, ister yüz kere bozmuş ol tevbeni...
    Bizim kapımız umutsuzluk kapısı değil, nasılsan öyle gel. [1].
    Çelebi Hüsâmeddin döneminde başlayarak, Sultan Veled ve onun oğlu Ulu Ârif Çelebi zamanında toplanan Mevlânâ âşıkları, Mevlevîlik Tarîkatı’nın temelini attılar ve sistemini oluşturdular. Muhtelif yerlerde tekkeler kurdular, vakıflar sağladılar, insanların gönüllerine ışık götürdüler [2].

    Çok uzun bir süre geçmemesine rağmen Anadolu’nun pek çok yerinde Mevlânâ âşıkları mevlevîhânelerde toplanmaya başladılar. Oradan Arap Yarımadası’na,

    Asya ve Avrupa’ya yayıldılar. Artık padişahlar da, gedâlar da aynı posta baş kesmedeydiler. Sultan III.Selîm, Sultan II.Mahmud gibi bir döneme damgasını vuran Osmanlı sultanları mevlevîhânelerde şeyhlerinin dizlerine baş koymadaydılar. Aşk, sınır tanımaksızın yüreklere ateşler yaktı, yaktı.

    alinti
#13.12.2012 01:46 0 0 0