Eskil sokaklarında anıların
dolaşıyorum, öksüz bir çocuk gibi
yüreğimde kırık bir dal sızısı
ve soluk ürpertisi bir yaprağın
bir dost izi arıyorum, kirlenmemiş bir bakış
çocukluğumun ince sızısından kalma
alıp götürmek için uzak bir kıyıya
uzak dağ doruklarına bakıyorum
daha uyanmamış sabah, bahar ve yaz uyanmamış
ah güz yağmurları iniyor, acılar ve ihanetler üstüne
çırılçıplak ve sevgisiz kalmış bir şiirim
kimsesiz bir kış sokağında
ah! gülen gözleri menekşelerin, munzur bakışlı ceren
geçtiğim bütün kıyılara, kırık gözyaşlarımı bırakıyorum
ince duygularımı
toplasam avuçlarım kanar
bütün baharlara geç kalmış, yorgun ve yaralı bir yolcuyum
heybemde türküleri unutulmuş bir şafağın yalnızlığı
ıslandığım bütün yağmurların adı gözyaşı
dalgalarını dalgınlığında saklayıp
acılarını içine gömen bir denizim ben
yüreğimde gecenin hıçkırıklarını
ve hüznün ince ezgilerini toplayıp
geçtiğim bütün kıyılara gözyaşı yağdırıyorum
uzak limanlara hasret taşıyan göçmen bir kuşum ben
durmadan acılara ayrılıklara vurup kanatlarımı
şiirler topluyorum kirpikleri kırık bir zamanın teninde
sevdalı bir ırmak ol, gözleri mavili bir kuş
al beni kirlenmemiş kıyılara götür
melamet yağmurları yağmadan üstüme
yoksa boğulur giderim hayatın bu sığ sularında
ben ki herkese gül sunan, gül bağışlayan
herkesten gül isteyen sevdalı bir çocuğum
erken vurulmuş gençliğine ağıt yakıp
bırakıp gönlünü bir çiğdem ile dağ arasında
durmadan üşürüm hayatın bu kirli sahnesinde
ey sevdamın nar çiçeği, ey iki gözü iki damla hasret çiçeğim
say ki günahsız bir çocuğum daha
ümitlerden uzak, hayallerden uzak nasıl yaşarım
gönlümü hangi seherlere bırakıp giderim sen yoksan
uçsuz bucaksız bir uçurumun kıyısında
sen yoksan bilki hayat yok benim için
dünya yok, sevda, dostluk, umut yok
boğulur giderim hayatın kirli sularında
şimdi yorgunum her akşam dağlara bakıp seni özlemekten'