Atilla İlhan "Ne Kadınlar Sevdim Zaten Yoktular" der bir şiirinde. Haddim değildir onunla kendi yazdıklarımı
karşılaştırmak ama o şiirinin başlığından alıntı yaparak diyorum ki, Ne Kadınlar Tanıdım Üstelik Vardılar&
O tanıdığım kadınlardan birisini anlatmak istiyorum;
Cemile Hanımı bir vesile ile yirmi beş yıl kadar önce tanıdım.
Kalabalık bir toplantıda koltukta elleri kucağında kıpırdamadan dimdik oturuşu ile dikkatimi çekmişti.
Meğer dış kapının dış mandalı olmak sureti ile bizim camiaya yeni katılanlardanmış. Bir daha sık sık bir yerlerde karşılaşamasak bile her nikâh ve mevlit
toplantılarında bir araya geldik.
Aşırı titizliği ile tanınan Cemile Hanım evde sifonun üzerine bile dantel örtü koyan hanımlardandı.
Kocasını her sabah işe geçirdikten sonra evi dip köşe temizleyen daha doğrusu kazıyan, üstüne camları silip, perdeleri bir daha yıkayıp asanlardandı.
Rahmetli kocası hiçbir şeyden çekmedi Cemile
Hanımın bu aşırı titizliğinden çektiği kadar. Bomontide bir fabrikada çalışan Rahmetli Mustafa Bey her akşam eve geldiğinde daire kapısının önünde Cemile Hanım eli kolu dolu olarak onu bekler olurdu.
Hiç eve girmeden adamcağız üstünde ne varsa çıkarır naylon sepete atar, Cemile Hanımın verdiği üstlüğe sarınıp ayağına da şıpıdık terliklerden geçirerek
doğru banyoya giderdi.
Elceğizleri ile misler gibi Mustafa Beyi yıkayıp paklayan Cemile Hanım bornozuna sarar ve yatak odasına
giyinmesi için yollardı. Arkadan da naylon sepetin içine
atılanları yıkamaya başlardı.
Sofrada yemek yemeleri de ayrı bir seronomi idi. Beyaz keten işlemeli, dantelli servislerin üzerine hazırlanan yemeği yerken Mustafa Bey es kaza bir damla dökse kıyamet kopardı.
Bunun için rahmetlinin sofra kıyafeti ayrı olup kucağına da masa örtüsü kadar bir peçete yayılırdı. Sofradan kalkışta kıyafet gene değişilir saat 10.30a kadar televizyon izlenir ve Cemile Hanımın talimatı ile yatma saati gelirdi.
Bu sefer pijamalarını giyen rahmetli en huzurlu saatlerine kavuşur ve koşarak yatağına giderdi.
Böylesine dayanma gücü gerektiren bir hayata hiçbir erkek dayanamazdı ve Mustafa Bey gencecik bir yaşta, sağlığı hiç sinyal dahi vermeye fırsat bulamadan
kırk beş yaşında bir gece göçtü bu dünyadan.. Herkes çok
üzüldü.
Kalabalık taziye ziyaretinde biri;
-Ah, Vah, Cemile Hanım ne yapacak? Zavallı kadın çoluk yok, çocuk yok.. Rahmetli onun hem kocası idi hem çocuğu idi diye densizce lâf edince,
Mustafa Beyin yakın akrabası bir bey dayanamamış ve Yenge Hanım yapacak çok temizlikler bulur ama Mustafam artık rahat edecek demiş..
Aradan bir yıldan fazla geçti geçmedi ben o beyle karşılaştım& Taziyeye gelemediğim için özür diledikten sonra yengesini sordum.
-Sormayınız efendim. Her sabah Şişli otobüs durağında elinde bir bidon su ve bir torba temizlik malzemesi ile onu görebilirsiniz.
Kadın suyu bile sakadan alıp mezarlığa gidiyor.
Deterjanlarla ağbimin mermerlerini her gün yaz kış, yağmur çamur demeden ovuyor, yıkıyor dönüp eve geliyor. Orada bile rahat vermiyor yahu ağbime&