“Yapılan araştırmalara göre çikolata…” diye başlayan bir cümle ile bu yazıya başlamak isterdim ama bu durum pek mümkün değil. Şu ana kadar yapılan yüzlerce araştırma bulunmasına rağmen hakkında daha çok araştırmaya ihtiyaç duyulan besin maddesidir çikolata.
Ana malzemesi kakao ile birleşen her besini kendisine benzetip lezzetlendirme özelliğine sahiptir. Sütten nefret eden biri, sütlü çikolataya içinde süt olduğunu bile bile hayır diyemez. Bazılarına göre bir bağımlılık, kimilerine göre kendinizi şımartmanın en kolay yolu, bazen şaraptan ve çaydan çok daha kullanışlı bir antioksidan ve hatta son bir araştırmaya göre düzenli ve doğru tüketildiğinde zayıflatma etkeni.
Çikolata denilince ilk akla gelen hanımlardır. Kadınların çikolata ile aralarındaki bağ çözülebilmiş değildir.
Çikolatanın eksperleri olmuş durumdadırlar, her çikolatayı yememek, marka marka ayırmak, beyaz çikolata ağzıma sürmem, çikolata dediğin bitter olacak veya ekmeğe sürülen kavanozdaki o meşhur çikolatadan başkasına bakmamak gibi birçok çeşitli durumu vardır kadınlar için. Ama genelini sorarsanız eğer, regl dönemlerinde olduğu gibi, hiç ayırım yapmadan sadece çikolata tüketmek olmaktadır tercihleri. Erkekler için o kadar önemli değildir. Çevremde ve danışanlarım arasında çok az çikolata sever erkeğe rast gelmişimdir. Kadınlar içindir sanki çikolata ve evet tabi birazda çocuklar için.
Kendinizi çikolata ile şımartın; İçeriğinde bulunan seratonin denilen nörotransmitter sayesinde kendinizi iyi hissetmenizi sağlar. Canınız sıkıldığında, mutsuz olduğunuzda, sevgilinizle aranız bozulduğunda, sınavlara çalışırken stres anında bir parça çikolata ile kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz. Tabi sadece çikolata değil, spor yaparken de 30. Dakikadan sonra aynı madde vücuttan salgılanmaktadır. Spor yapmak yerine, çikolata yemek daha çok başvurduğumuz bir yöntem sanırım. Kadınları, erkeklerden daha duygusal yapan östrojen hormonunun varlığı, seratonin etkisinin kadınlarda daha fazla olmasını sağlamaktadır. Bu sebeple kadınlar için daha önemlidir çikolata sanırım.
Antioksidan ve kalp-damar koruyucu çikolata; Sebze ve meyvelerin sağlığımız için faydalı olmasını sağlayan, içinde bulunan flavonoid, kateşin, epikateşin, prosiyanidin adı verilen antioksidan etkili bileşenlerdir.
Kakao bu antioksidan öğelerden zengin bir diğer besin maddesidir. Çikolatanın ana maddesi kakao, çikolatanın içinde ne kadar fazla ise, yediğimiz çikolata sağlığımız açısından o kadar faydalıdır. Bu sebeple koyu (bitter) çikolatalar tüketmek sağlık açısından olumlu etkilere sahiptir. %60 ve üzerindeki kakao içerikli çikolataları tercih etmelisiniz.
Çikolata ve şişmanlık; Enerji içeriklerinin yüksek olması bakımından çok tüketildiğinde alınan fazla enerjinin harcanamaması durumunda ortaya çıkabilmektedir şişmanlık. Beslenmedeki 5N1K kuralına göre çikolata bakmamız gerekmektedir. “Neyi, ne zaman, ne kadar, ne sıklıkta, ne ile yediğinizdir önemli olan kalorisi değil” diyorum ya her zaman, işte çikolata tam bunun karşılığıdır. Sabah kahvaltıda veya akşam öğününden önce yemelisiniz çikolatayı, 2-3 tatlı kaşığı veya 25-30 gram tüketmelisiniz, haftada 2 veya 3 günden fazla tüketmemelisiniz, sütlü değil bitter olanı tercih etmelisiniz ki, böyle yediğiniz sürece çikolatadan aldığınız kalorinin bir önemi olmasın. Ki en son yapılan bir araştırma, düzenli bitter çikolata tüketimi ile beden kitle indeksi (BKİ) düşüklüğü arasında olumlu bir ilişki olduğunu göstermiştir. Bunun yanı sıra seratonin denilen mutluluk hormonunun, zayıflama üzerine etkisi olduğu ile ilgilide bazı araştırmalar bulunmaktadır. Doğru çikolata tüketmekten korkmamalısınız.
Bağımlılık haline gelmiş çikolata tüketimi hakkında ise çok söylenebilecek bir şey yok aslında, kan şekeri düzeyimizi uygun seviyelerde tuttuğumuzda bu bağımlılığın bir nebzede olsa azaldığı gözlemlenmektedir.
Çikolata sağlığınız için faydalı olmasının yanı sıra, çokta iyi bir antidepresan olarak görülebilir. Bu sebeple çikolata tüketmeli fakat ne türde ve nasıl tüketmemiz gerektiğini (5N1K) aklımızdan çıkarmamalıyız.