Mason - Masonluk - Mason Nedir - Mason Tartışması

Son güncelleme: 04.08.2022 15:23
  • Mason Nedir - Masonluk Nedir - Masonluk Kime Hizmet Eder - Ülkemizdeki Ünlü Masonlar Kimlerdir - Ünlü Masonlar - Mason Lobileri - Türkiyedeki Masonlar
    MASONLUK VE YAHUDİLİK

    Muharref (yahudiler tarafından değiştirilmiş) Tevrat' ta Yahudi ırkının Dünya milletlerine yapması emredilen vahşet ve katliam şekilleri ayrıntılı bir şekilde belirtilirken, gizli, dikkat çekmeyecek yöntemler detaylı olarak anlatılmış çeşitli yollar gösterilmiştir. Bu yöntemler uygulandığında, milletler içten çökertilecek, ne hedef alınan milletler bunu farkedebilecek, ne de olayların arkasında bir Yahudi'nin ismi duyulacaktır.



    Yalnız kendi ritülellerinde Yahudilikle ilişkileri anlaşılan MASONLUK Tevrat'ın telkinlerini aynen benimseyen, Yahudiliğin işte bu gizli kollarından biridir.

    Masonlar Yahudi'lerle olan ilişkilerini gizli tutmayı lüzumlu görmektedirler; çünkü siyonizm ile aynı amacın güdüldüğünü anlatarak faaliyet göstermek yerine, yardım kuruluşlarını paravan yapıp hayırsever kişiler görünümü altında bu amaca hizmet etmek kendileri açısından daha verimli sonuçlar doğurmaktadır.

    Masonluk Yahudilik ile doğrudan alakalı olduğu için mason mahfillerinde uygulanan törenler ve ritüeller, aynı zamanda mason düşünceleri tabiatıyla Tevrat'tan alınacaktır.

    "Ritüellerimizde Tevrat'tan sayısız alıntı mevcuttur" (Mimar Sinan-1983, Sayı:47, Sayfa:39)

    ' Ve kral Salamon gönderip Sûr'dan Hiram'ı getirtti. Naftoli sıptından dul bir kadının oğlu idi. Ve babası Sûr'lu bir adamdı. Tunç işçisi idi. Hiram bütün tunç işleri işlemekte hikmetle ve anlayış ve hünerle dolu idi. Ve Salamon gelip bütün onun işlerini yaptı.'

    Hiram Usta'nın hikayesi yukarıda ki Tevrat ayetleri ile başlamaktadır.

    Hiram efsanesi bir rittir ve tekrisin vereceği bütün ilkeleri de kapsamaktadır. Adayın yaşadığı ve bizzat hiramı temsil ettiği Hiram efsanesi tekris töreni sembolik bir oyundur. (Çırak, Kalfa, Usta-S:102)

    Zaten masonluk mutlak hakikatin ancak bu ihata ve sezişlere ve bizzat tekamül etme neticesinde yaşanabilecek bir sırdır. Bu sır mühr-ü süleyman' ın iç dıl'ında ne güzel resm ve remz edilmiştir. Birbirine irca etmek suretiyle mütemadi bir devrin sayrureti Hiram'da en mükemmel şeklini bulur. (TÜRK MASON DERGİSİ-Ocak 1951 S.1, Sf:22)
    Mason Merasimleri
    BOYUNA GEÇİRİLEN İPNamzedlerin boyunlarına birer ip geçirilir, sağ ellerinin ikişer parmakları dudakları üstüne koyulur. Hepsi boynundan geçirilmiş olan ipin ucu Merasim Üstadının elinde olduğu halde, namzedler içeriye alınır.


    Adayın hazırlığı, boynuna bir ip geçirilerek tamamlanır. Bu ip, haricinin geldiği dünya ile mevcut ilişkilerini sembolize eder. Bu arada adayın, gözleri de bir bağ ile örtülür. Bu bağ, aday "Nuru ziyaya kavuştuğunda" açılır. Bağın açılması, tekris olanın, duyması gereken "tekris şoku"nu somutlaştırır.' ÇIRAK, KALFA, USTA Sayfa 35

    S. Buraya nasıl getirildiniz?
    C. Boynuma geçirilmiş bir iple.
    [Daha sonra bir başka cevapta, ipin yemini tutmayan Masonun asılması için kullanılacağı ve başı kesildikten sonra vücudunun sahilde med ve cezirin bıraktığı izin altına gömüleceği yazılıydı."
    Başlangıçtan Bugüne Ritüelimizin İnkişafı Sf: 24 Mimar Sinan Yay:1

    MUHARREF TEVRAT EMİRLERİNE GÖRE YAHUDİ DÜNYA GÖRÜŞÜ: SİYONİZM
    Yahudiliğin kaynağını teşkil eden muharref (tahrif edilmiş) Tevrat ifadelerine göre kendi Tanrıları "Yehova" tarafından oğullarına miras olarak verilen yeryüzünü mülk edinmek, devlet kurmak, hürriyet sahibi olmak yalnız yahudi olanların haklarıdır. Yahudi olmayanlar (goyimler) için bu haklar sözkonusu olamaz. Bu felsefeye göre Hz.Adem oğulları, Yehova oğulları olan Yahudilerin olması gereken çeşitli toprakları işgal etmişler ve gayrimeşru bir şekilde kullanmaktadırlar. Bu felsefeye göre yahudi olmayanların elinde bulunan mal,Yehova'nın mirasından çalınmış maldır. Kısaca Siyonizm adı altında özetlenebilecek bu inanışa göre, doğuştan günahkar olan diğer milletlerin, Yehova'nın oğulları tarafından "Sion" ( Kudüs yakınlarındaki bir dağın adı olan bu kelime, Tanrı Yehova'nın yeryüzünde kurulacak krallığını simgeler) da kurulacak " Dünya Krallığı" na yerlerini terk etmeleri, yeryüzünün yahudilerin eline geçmesi ve Yahudilerin bu gizli savaşın sonunda "Yeryüzü İlahı" ilan edilmeleri "din" anlayışlarının temelini oluşturur.

    'Ve o kralların günlerinde göklerin Allahı (yehova) edediyen harap olmayacak bir krallık kuracak ve onun hakimiyeti başka bir kavme bırakılmayacak; ancak bu krallıkların hepsini o parçalayacak ve bitirecek' (Daniel, Bab:2 Ayet:44)

    'O zaman Rab Yehova bütün bu milletleri önünüzden kovacak ve sizden büyük bir kuvvetli milletlerin mülkünü alacaksınız. Ayak tabanınızın basacağı her yer sizin olacak.' ( Tesniye, Bab:11 Ayet:23-4)

    Temelde şiddetli bir ırkçılığa ve maddeciliğe dayanan bu inançla yüzyıllardan bu yana yahudiler, Hz. Adem oğullarının elinden kendilerinin tabii hakkı olan bu malı geri almaları yolunda gerek sosyalizm, gerek kapitalizm sahalarında mücadele etmektedirler Ancak kendilerinden sayıca çok daha güçlü olan diğer milletlerin devletlerini ve mülklerini ele geçirmek için kaba kuvvetten ve açıkça onlarla karşı karşıya gelmenin fayda sağlamayacağını çok iyi bilen yahudiler masonluk, felsefe, siyaset, basın, propaganda, ekonomi, bankacılık, anarşizm, savaşlar ve ahlaki dejenerasyon gibi stratejik silahlar kullanarak bu görünmez istila hareketini sürdürmektedirler.

    'Eğer kendi yüreğinde bu milletler benden çokturlar, nasıl onların mülkünü alabilirim dersen, onlardan korkmayacaksın' (Tesniye, Bab: 7 Ayet:17-18)

    Yahudiler için yeryüzünde iki tür canlı vardır. İnsanlar ve Hayvanlar.. Yahudiler insanlardır. Diğer insanlara karşı girişilen ve kuralları "Yehova" tarafından tespit edilen bu savaşta, hiç şüphesiz birinci plandaki hedef siyonist hareketin karşısına büyük engeller olarak çıkan, din-ahlâk- gibi mukaddes değerlerin insanların gözünde alçaltılması, parçalanması ve nihayet tamamıyla ortadan kaldırılmasıdır.

    'Şimal taraflarında büyük kralın şehri yüksekliği güzel olan Sion Dağı bütün yerin meserretidir. (Mezmurlar, Bab:48, Ayet:2-3)

    'İşte şimdi bildim ki; bütün dünyada Allah yoktur, ancak israilde Allah vardır.'(II.Krallar; Bab:5, Ayet:15)

    Dini kıyafetleri içinde her sene Sion Dağı'nı ziyaret eden Yahudiler.

    'Rab Yehova saltanat sürüyor, kavimler titresinler, Kerubiler üstünde tahtındadır; yer sarsılsın. Rab, Sion' da büyüktür.' (Mezmurlar; Bab:99,Ayet:1-2)

    'Saf altında toplanan Sion'un değerli oğulları.' ( Y.Mersiyeleri; Bab:4/2)

    Muharref (tahrif edilmiş) tevrattan kaynaklanan üstün ırk fikri, diğer milletlerin değersizliği ve dinin milli olması, sadece Yahudi ırkından olanlara musevi olma hakkını vermektedir. Bu durum diğer musevi dinine mensup ırklara (Habeşliler, Hazer Türkleri vb) Yahudilerin büyük kin tutmalarına sebeb olmaktadır. İsrail' in Habeş'li musevileri ölüme terk etmesinin kökeninde bu gerçek yatmaktadır.)
#29.04.2009 11:25 216 0 0
  • osmanlinin cökme döneminden tutda türkiye cumhuriyetinin

    kurulusundan bu güne kadar bildigimiz tüm taninmis sahislar var bu

    listedeutanmasam türkiye bir mason devleti diyecegim ama

    gururuma yediremiyorumyaw marab bizi mahvettin

#29.04.2009 22:09 0 0 0
  • Sabetay Sevi (1626 - 1676)





    1626'da İzmir'de yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Din adamı olarak yetiştirilen Sabetay Sevi, 39'uncu yaşının eşiğinde yoğun bir mistisizme saplandı. Toplumu kurtarabilecek ilâhi bir güce sahip olduğunu söylemeye başladı ve 31 Mayıs 1665 tarihinde Mesih olduğunu ilân etti. Yahudi inancına göre Mesih (kurtarıcı), kendilerine bu günkü İsrail topraklarında bağımsız bir devlet kuracak ve dünyanın dört bir yayına dağılmış olan Yahudiler'i bir araya toplayacaktır. Sabetay Sevi, haham olarak sinagoglarda ateşli konuşmalar yaptı ve taraftarlarının sayısını her gün arttırdı. Avrupa'dan Yemen'e, Kuzey Afrika'dan Anadolu'ya kadar geniş bir coğrafyada yaşayan insanlar arasında dalgalanmalar, kaynaşmalar oldu. Bunun sonucunda heyecan kasırgası ile Yahudiliğin resmî tutumundan ayrı, yeni ve radikal bir akım doğdu.

    Bu akım, Hristiyanlar arasında etkileşimlere, Müslümanlar arasında ise sert ve ciddî tartışmalara yol açtı. İnsanlar, Sabetay Sevi'ye tapmaya, sinagoglardaki konuşmalarından sonra taşkınlıklar yapmaya başladılar. Kimse, neler olabileceğini kestiremiyordu. Sabetay Sevi, oluşmasına yol açtığı heyecan seline kapıldı. Taraftarlarıyla birlikte Osmanlı Devleti'nin başşehri Istanbul'a doğru yürüyüşe geçti. Bu olay üzerine Sevi tutuklandı ve yargılandı.

    Sultan Dördüncü Mehmet, çok uzun süren yargılamayı perde arkasından takip etti. Yargılama sonunda Sabetay Sevi'nin önüne iki seçenek kondu: İddialarından vazgeçmezse öldürülecek, Müslümanlığı kabul ederse, hayatı bağışlanacaktır. Sevi: "Bu can bu bedende olduğu sürece Müslüman'ım." der, Aziz Mehmet Efendi adını alır. Taraftarlarının bazıları bu ihaneti kabullenmez ve intihar ederler. Çoğunluk ise Müslümanlığı kabul eder. Mesih, yâni kurtarıcı, kendisini kurtarabilmek için dinini değiştirmiştir. Bir müddet sonra da taraftarları arısındaki intiharları durdurabilmek ve insanları kendisine çekebilmek için bir çıkış yapar: Cübbesinin içine bir kuş yerleştirerek topluluğunun huzuruna çıkar. Burada cübbesinin önünü açarak sakladığı kuşu uçurur. "Can bedenden çıktı." Diyerek, eski dinine döndüğünü îma eder.

    Sabetay Sevi ve yandaşlarına, dinlerinden döndükleri için, 'dönme' veya 'avdeti' denilir. Fakat onlar, İslâmiyet'i kabul ettiklerini söylemelerine, görünüşte Müslüman gibi hareket etmelerine rağmen, gerçekte Musevîliğe inanmaktadırlar. Bu durum, yetkililerin gözünden kaçmaz. 1676 yılında Arnavutluk'a sürgüne gönderilirler ve Sabetay Sevi, aynı yıl Arnavutluk'ta ölür.


    ! neymis bu adam !
#29.04.2009 22:15 0 0 0
  • Masonlarda olması Gereken Özellikler - Mason Olmanın Yolları
    Nasıl Mason Olunur?
    Hemen hemen bütün derneklerde olduğu gibi Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Derneği'ne gerekli işlemlerin tamamlanması ile yeni üye alınır. Yeni üyelerin, yasa ve tüzüklerde belirtilen niteliklere uygun, Allah'a inanan, hür, belli bir kültür seviyesine sahip, aydın, çevrelerinde iyi tanınan, iyi ahlaklı, namuslu, dürüst, şerefli ve çalışkan kişiler olmalarına özen gösterilir. Bu nedenle adaylar özenle incelendikten sonra dernek üyeliğine kabul edilirler.
    Kimler Mason olabilir?
    Hemen hemen bütün derneklerde olduğu gibi Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Derneği'ne gerekli işlemlerin tamamlanması ile yeni üye alınır. Yeni üyelerin, yasa ve tüzüklerde belirtilen niteliklere uygun, Allah'a inanan, hür, belli bir kültür seviyesine sahip, aydın, çevrelerinde iyi tanınan, iyi ahlaklı, namuslu, dürüst, şerefli ve çalışkan kişiler olmalarına özen gösterilir. Bu nedenle adaylar özenle incelendikten sonra dernek üyeliğine kabul edilirler.Mason olmak için hür irade ve rıza neden önemlidir?
    Masonik anlayışa göre, bir insanın düşüncede ve eylemde hür iradesi ve rızası bireysel hürriyetinin ölçüsüdür. Masonların, özel anlamlı adı olan Hür Mason deyiminin günümüzdeki anlamı da zekâ, akıl, irade ve ruh hürriyetidir. Bir masonun, mason olmak için verdiği karar da dâhil olmak üzere, tüm hayatı boyunca mason olarak her türlü düşüncesi ve yaptığı her hareket onun hür iradesine ve rızasına bağlıdır. Aday, hür düşünen ve davranan hür bir insandır. Adayın masonluğa başvurusu gönül rızası ve hür isteği ile yani hiç kimsenin baskısından etkilenmemiş, gönüllü ve içten bir istekle yapılmış başvuru olmalıdır.Masonluk sizden ne beklemektedir?
    Masonluğun imtiyazları, masonların taşıdıkları yükümlülük ve sorumluluklardan daha fazla değildir. Kardeşlik kuruluşumuzun bir üyesinin edineceği yükümlülükler, modern bir toplumun üyesi olarak daha önce edinilmiş yükümlülükler ve üstlenilmiş vatan, ulus, aile ve bireysel sorumluluklarla asla çelişmediği gibi, bu manevi değerlerimizin bilincine güç katar. Masonluk, çağdaş toplumun bir üyesi olarak taşımakta olduğumuz sosyal ve bireysel yükümlülükleri tekrar etmekte ve perçinlemektedir.

    Not : Ben Almayayım MaRaBoGLu61
#01.05.2009 21:34 0 0 0
  • GÖNÜLBİRLİĞİ KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ (GÖNBİR)
    Amacı, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı, bedenen ve ruhen sağlıklı gençlerin topluma kazandırılması olan ve 27 Aralık 1996 tarihinde kurulan Gönülbirliği Kültür ve Yardımlaşma Derneği "GÖNBİR" faaliyetlerini yedi yıldan beri Ankara'da yürütmektedir.

    GÖNBİR'in çalışmaları yoğunlukla kırsal kesimden gelerek Ankara'da öğrenim gören öğrencilerin sosyal ve kültürel yönden gelişmeleri yönünde burs, eğitim yardımı ve çeşitli sosyal yardımlar yapmak ve üyeler arasında dayanışma sağlamak yönündedir. 1997-1998 öğrenim yılından 38 öğrenciye burs vermekle başlayan GÖNBİR 2003-2004 öğrenim yılına kadar 300 adam-ay burs vermiştir.

    Burslar 324 üyenin yıllık aidatları ve çeşitli aktivitelerden elde edilen gelirlerden sağlanmaktadır. Ankara'da 7 yıldır geleneksel hale gelen ve her yıl yaklaşık 3000 kişinin katıldığı "PANAYIR" esas burs kaynağını oluşturmaktadır. Buna ek olarak düzenlenen çeşitli yurtiçi ve yurtdışı gezileri, yemekli, çaylı toplantılar ve brunchlar düzenlenmektedir.

    Kaynak yaratmanın yanısıra üye hemşireler arasındaki dayanışmayı da arttırmak amacı ile sosyal ve kültürel etkinlikler çerçevesinde:

    • Devlet Resim ve Heykel Müzesi ile Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası salonlarıda devlet sanatçılarının katılımları ile 6 konser düzenlenmiştir.
    • Çeşitli Tiyatro oyunlarının galaları salon kapatılmak sureti ile "GÖNBİR" yararına yapılmıştır.

    Ayrıca konularında isim yapmış:

    • Yazar Can DÜNDAR
    • Doç. Dr. Haluk ÖZBAY
    • Prof. Dr. İlber ORTAYLI
    • Prof. Dr. Erdem YEŞİLADA
    • Prof. Dr. Ekrem SEZİK
    • Dr. Zafer AKŞİT

    gibi kişiler gönüllü konferanslar vermişler ve bilet satışlarında önemli katkı sağlanmasına vesile olmuşlardır.

    NATO'dan kırsal kesim gelişmesine katkı faslından 2,800 $ yardım sağlanmıştır.

    Bursiyerlere parasal yardımın yanısıra ruhsal, bedensel, sosyal ve kültürel gelişmelerini sağlamak amacı ile her ayın ilk pazarı toplanılarak birliktelik sağlanmakta, kendilerine çeşitli söyleşiler düzenlenmekte, tiyatro, konser gibi kültürel etkinliklere katılmaları sağlanmaktadır. Bayram ve yılbaşlarında üyelerin ve hayırsever kişilerin yapmış oldukları yardımlar burs dışında bursiyerlere giysi, yiyecek ve nakit olarak dağıtılmaktadır.

    Mezun olan öğrencilerin iş bulma konusunda "GÖNBİR" örnek bir referans teşkil etmekte ve kendilerine mümkün olan destek sağlanmaktadır.

    GÖNBİR Üniversite gençliğine yaptığı destek ve yardımlar dışında çeşitli zamanlarda:

    • GATA'da yatmakta olan Gaziler ve Huzur evlerinde yaşamlarını sürdüren yaşlıları ziyaret etmiş,
    • Siirt Valiliği'nin "yöre kadınlarının Ekonomiye Kazandırılması Projesi" ne
    • Kosovalı göçmenler Yardım Kampanyasına parasal katkıda bulunulmuştur.

    MARMARA Depremi sonrasında Deprem Bölgesi'ne ve depremzedelere maddi, manevi ve psikolojik çeşitli destekler sağlanmıştır. JAPON KIZILHAÇ'ından temin edilen 27.000 adet anyo havlusu Türk KIZILAY'ına aktarılmıştır.

    GÖNBİR laik ve çağdaş gençlerin yetişmesi ve kuruluş amacına yönelik olarak hemşireler arasında dayanışmayı güçlendirmek ve MASON eşlerine çalışmalarında destek olmak ve Kurulduğu Dönemin Büyük Üstadı Sayın Tunç TİMURKAN'ın ifadesi ile "MASONLUK' un dışa açılan penceresi olarak "elinden geleni yapmaya devam etmektedir.
#01.05.2009 21:40 0 0 0
  • Beyaz Eldiven Derneği
    KURULUŞ TARİHİ: 30 Mayıs 1996

    AMACI: Sosyal yaşam düzeyinin eğitim yoluyla yükseltilip çağdaşlaşmasını ve kültürel hayatın zenginleştirilmesini sağlayacak etkinlikler yanında çevre bilincinin yerleşmesi ve sorunlarının çözümlenmesiyle ilgilenmek, bireyin fikri gelişmesine ve sağlıklı yaşamın ruhsal ve bedensel alt yapısının oluşmasına katkıda bulunmak suretiyle üyelerine ve topluma yararlı olmaktır.

    Gerekirse kamuoyu oluşturulması da dahil olmak üzere tüm faaliyet biçim ve yöntemlerini kullanarak her türlü sosyal ve kültürel etkinlikler yapmak,

    Zeki, çalışkan fakat yoksul öğrencilerin eğitimlerine katkıda bulunmak,

    Yaşlıların ruh ve beden sorunlarının çözülmesine yönelik maddi ve manevi katkılarda bulunmak

    Bilimsel ve sanatsal konularda araştırma yapmak bunları konferans, panel, açık oturum, sempozyum, seminer, toplantı ve gösteri gibi yollarla topluma yansıtmak ve çalışmaları kitap, broşür, film gibi benzeri araçlarla yaymak.

    Dernek çalışmalarını ve gerek üyelerinin gerek Derneğin amacını benimsemiş fakat üye olmayan kişilerin görüş ve düşüncelerini yansıtacak süreli yayın yapmak

    Çevrenin, insan sağlığına ve tüm canlılara zararlı hava,su, yüzey kirliliğine ve gürültülere karşı korunması, ağaçlandırılması ve yeşillendirilmesi çalışmalarını desteklemek kamuoyuna benimsetmek,

    Ana-Çocuk sağlığı sorunlarını irdelemek, bunlar üzerinde bilimsel ve eğitici çalışma yapabilecek ortamların hazırlanmasına yardımcı olmak.
#01.05.2009 21:43 0 0 0
  • Masonluk Ve Politika
    Masonluğun politikayla hiçbir ilgisi yoktur. İnsanlar arasında sevgi, hoşgörü ve kardeşliğin kurulmasını hedefleyen Masonluk, bu ülkünün gerçekleşmesini önleyen ve zedeleyen her türlü tartışma ve yorumdan uzak durur. Masonların bir araya geldikleri birimler olan localarda politik tartışmaların yapılmasına izin verilmez. Bu yönde çaba göstermek isteyen üyelerini ise, hemen kendi bünyesinden uzaklaştırır. Ancak masonluğun kendi bünyesinde siyaset tartışmalarına izin vermemesi, üyelerinin siyasal fikir, kanaat ve inancının bulunmadığı anlamına gelmez. Doğaldır ki, her Masonun dünyadaki bütün insanlar gibi, siyasi bir düşüncesi ve kanaati olabilir. Vicdan, inanç ve düşünce özgürlüğünü en temel hak olarak kabul eden Masonluk, bu ilkesinin gereği olarak, hiçbir üyesinin siyasi düşünce ve kanaatine karışmaz. Onları kendi siyasi düşüncelerinde tamamen özgür bırakır. Hiçbir Masonun kendi siyasi düşünce, kanaat ve inançlarını localara yansıtmaması ve buna izin verilmemesi şeklindeki Masonluğun temel ilkesi, yüzyıllardan bu yana başarıyla uygulanmaktadır. Dünya tarihinde ülkelerinin politik hayatına damgasını vurmuş Masonlar olmuştur, ancak devlet adamı, siyasi düşünür ya da politikacı olan bu Masonlar, siyasi hayatlarını, Masonluğun ya da Masonların yardımıyla değil, mensubu oldukları partinin ya da siyasi akımların desteğiyle sürdürmüşlerdir. Kaldı ki tarih boyunca, birbirine rakip siyasal akımlarda yer alan Masonlar da vardır. Bu konudaki temel husus şudur : Her Masonun kendine ait bir siyasi düşünce, kanaat ve inancı vardır ve Masonların siyasi düşünce, kanaat ve inançları arasında farklılık bulunması doğaldır. Masonluk, hiçbir üyesini şu ya da bu siyasi düşünce doğrultusunda davranmaya zorlamaz.Masonluk uluslararası bir kuruluş mudur
    Masonluk uluslararası bir kuruluş değildir. Masonluğun dünyada "tek bir yönetim merkezi" yoktur; dünyanın dört köşesindeki masonlar herhangi bir merkez tarafından yönetilmez. Masonluğun ilkeleri evrenseldir. Masonluk, Türkiye'deki gibi bulunduğu her ülkede ulusal ve egemen bir kuruluştur. Masonluk o ülkede faaliyet gösteren Büyük Loca tarafından yönetilir. Hiçbir ülkenin Büyük Locası, başka bir ülkenin Büyük Locası'ndan üstün değildir ve işlerine karışamaz. Uluslararası hukuktaki bağımsız devletler gibi, Büyük Localar birbirleriyle eşittir ve aynı haklara sahiptir. Her ülkenin Büyük Locası bağımsızdır. Türkiye Büyük Locası da, dışta ve içte kendisinden üstün veya eşit hiçbir Masonik kuruluşa bağlı değildir.Masonluk'ta uluslararası ilişkiler var mıdırBüyük Localar, tıpkı devletlerin birbirlerini tanımaları ve diplomatik ilişki kurmaları gibi, başka ülkelerde faaliyet gösteren düzenli Büyük Localarla tanışarak, masonluk konusunda bilgi ve görüş alışverişinde bulunurlar. Büyük Locaların birbirleriyle ilişkileri bunun ötesine geçmez. Aralarında idarî veya malî bağlantı veya ast-üst ilişkisi yoktur. Eğer bir Büyük Loca, başka ülkedeki bir Büyük Locayla aynı masonluk anlayışını ve prensiplerini benimsiyorsa, bu iki Büyük Loca karşılıklı serbest iradeleri ile tanışırlar. Bu tanışma, birinin ötekine egemen olması veya etkisi altına girmesi anlamını taşımaz. Tanışma, eş ve eşit düzeyde gerçekleşir.
    kaynak : mason.org
#03.05.2009 13:09 0 0 0
  • Sebataycıların ülkemizde kurduğu gerçek Kurtlar Vadisi'ni okumaya hazır olun...
    Derin devlet konusunda 'Milli Stratejik Konsept' adlı bir kitap yazan ve Çevik Bir tarafından mahkemeye verilip beraat eden eski MİTci akademisyen dostum Doç. Dr. Nurallah Aydın'ın anlattıkları aslında 'off the record' idi. Artık yazmak zorundayım. 33. dereceden mason olan Süleyman Demirel'in en önemli özelliği MİT'de Aydın gibilerle sivil yapılanma kurabilmesiydi. Demirelle birlikte Aydında tasfiye edildi; zaten anlattıkları intikam içindi. Sebataycıların 'bizdendi' diye sahiplendiği Atatürk, mason localarını kapatmıştı ve komunist yapılanmalarına göz açtırmamıştı. Selanik'ten ülkemize getirdiği çoğunluğu yüksek eğitimli ve paralı Sebataycıların Türkiye cumhuriyeti ve inkilaplarının çekirdek kadrosu olduğu doğru bile olsa Atatürk'ün ucu dışarıda olan yapılanmalara soğuk yaklaştığı inkar edilemez. Zaten Türkiye'nin gerçek Kurtlar Vadisi, Atatürk'ün ölümünden sonra TL'ye resmini bastıracak kadar hoyratlaşan İsmet İnönü'nün hediyesidir. Eşi Mevhibe Sebataycıdır aynen Bülent Ecevit'in eşi Rahşan gibi. SebataycıYakup Kadri, Halide Edip, Fatih Rıfkı Atay, Ahmet Emin Yalman, Abdi İpekçiler den bugüne geldiğimizde bu entellektüel misyonu taşıyan Orhan Pamuk gibi kalemler, bizi hep bizden uzaklaştırdı. Bir yandan kültürel yozlaşma bir yandan asıl güçlerini barındıran iş dünyasıyla ortaklaşa ülkemizi sömürdüler. Siyaseti onlar belirledi ve ek olarak medya-mafya-asker-bürokrat bağlantılarını kullanarak demokrasimizin acı tarihine düşen dört askeri darbeyi onlar fişekledi.

    Nurallah Aydın'ın dilinden işte müthiş gerçekler: Derin devlete alnı secdeye değeni almazlar. Hiyerarşik bir yapılanmaya sahip gizli örgütlenme 4000 kişiden oluşur. İş adamı, gazeteci, asker, akademisyen hepsi saygın güya laik Kemalist büyük bir gizli örgüttür. Askerler sanıldığı gibi Konsey'de çoğu zaman başkan değildir, üyedir. Emekli olduktan sonra büyük holdinglerde danışman sıfatıyla yüksek maaşa bağlananları araştırırsanız kimler olduğunu bulursunuz. ( Korkmaz Yiğit'in danışmanı Güven Erkaya ve Cavit Çağlar-Hayyam Garipoğlu'nun danışmanı Teoman Koman, Fenerbahçe Cumhuriyet'inden Atilla Kıyat gibi F.A.) Bu askerler TSK'yı temsil etmesede öyle görülür. Tüm MGK Genel Sekreterleri( Nuretin Ersin, Tuncer Kılıç gibi F.A.) ile derin devlet arasındaki askerler arasında direk ilişki olması düşündürücüdür. İlk defa Çevik Bir Genelkurmay 2. Başkanı olarak bu hiyerarşiyi bozdu ve başkanlığa adaylığını koydu. 28 Şubatta aşırı çaba sarfetti. Esasen kararı verecek 28 Şubat irticaya karşı mücadele değil İstanbul dükalığına karşı ekonomik mücadele başlatan Anadolu kaplanlarını kafese sokma darbesidir. 5000 şirketin önü yeşil sermaye diye kesilmiştir. Bu grupların gazeteleri, derin devletin 28 Şubat operasyonunda provakyonculuk yapmıştır. 28 Şubatla derin devlet, askerleri kullanarak Anadolu Kaplanı denilen ülkenin üreten ve teknolojik olarak atılımlar yapan dindar kesimleri sindirmiş, Sebataycı sermayeyi rahatlatmıştır.

    Bir dönem Sebataycı Güneri Civaoğlu parlatılır, bir dönem Ertuğrul Özkök, Emin Çölaşan, Fatih Altaylı tetikçilik yapar. 28 Şubatda olduğu gibi bir dönem gelir Sebataycı Dinç Bilgin'in gazetesi Sabah'ın manşetlerini Sebataycı Çevik Bir sabah veya öğle toplantılarına katılarak atar. Hürrüyet ve Akit'in bazı manşetleri taraflarından hazırlanır; biri gerer, diğeri tetiği çeker. Ülkücülere 1980 sonrası mafya görevi verilir ve yurtdışında suikastlar, darbeler ihale edilir. MİT'in derin adamları onları gizli operasyonlarda kullandığı için mutludur; ellerini sıcak sudan soğuk suya sokmayarak istihbarat yaparlar. Sebataycılar, hoşlanmadıkları Mehmet Eymür-Hiram Abbas ikilisinden Mehmet Ağar- Şengal Atasağun ikilisine bayrağı darbe ile devrederek yeni bir sayfa açarlar. Bu nedenle Susurluk'ta Abdullah Çatlı, daha sonra Yeşil tasfiye edilir; kullanılan eski tetikçiler Oral Çelik, Abdullah Argun artık yetim kalmıştır; vatanı için çalıştığını sanan aşırı heyacanlı sonuçta hep kullanılarak paçavra gibi bir kenara atılmışlardır. Oysa bir dönem kara ticaret onlarla yürütülürdü, ancak nedense cepleri hep boştur. Mehmet Ağar, geleceğin parlayan gülüdür.

    Akademisyenlerde bu gruptadır, hata yapanın kalemi kırılır( Necip Hablemitoğlu gibi verilen görevde sapla samanı karıştıranların kalemi kırılır; düştüğü bataklıkta batar. F.A.) Konseye üye 'Derin Akademisyenler' Atatürk ve laikliğin arkasına saklanarak ülkenin gerçek sahiplerinin önünü irtica safsatası ile tıkarlar. Başörtüsü, YÖK, İmam Hatip krizleri bir şal gibi Konsey ve örgüt ortakları Sebataycı vurguncuların soygunlarını gündemden düşürür, üstünü örter. Ülkenin bankaları hortumlanırken gürültü çıkartırlar ve dikkatleri başka tarafa çekerler. Bankaları hortumlayanların çoğu Sebataycıdır ve derin devletin bilgisi dahilinde olmuştur. Eğer derin devletin mafya kasası, tefeci Yahudi Nesim Malki öldürüldüğünde İsrail'in 2 milyar doları kaybolmamış olsaydı, Kurtlar Vadisi bu denli karışmayacaktı. Mossad seri suikastlarla tahsilata başlamasa idi ne Türkbank skandalı ortaya çıkar, nede bankaların hortumlandığını kavrayabilirdik. Çakıcı- Yiğit- Mesut Yılmaz-Güneş Taner bağlantıları saçılırdı. Mossad, para derdine kendi ayağını vurmuştu. Bu ülkenin 50 milyar dolarını bankalarda batıranların arkasında gizli bir örgüt yapılanması aranmalıydı. Derin devletin haberi olmadan bu kadar soygun yapılamazdı. Bazılarına göre bu gizli örgütün adı Ergenekondur. Diğer tanımıyla NATO üyesi ülkelerde CIA tarafından kurdurulmuş Gladio. Yalnız tek farkı Mossad'ın katkılarıyla örgütlenme Sebataycı eksenli Masonik bir temelde gelişmişti. Çıkarları için sağ el veya sol el farketmiyordu. Logosunun yanında 50 yıldır takiyye yaparak ' Türkiye Türklerindir' diyen gazete medyadaki ana üsleriydi; dolayısıyla bazı Grubu'nun çıkarları Türkiye'nin çıkarlarından önce geliyor. Kemalizm ve laiklik oyuncaklarıyla Sebataycı örgütlenmeye karşı çıkanlar yok ediliyor veya sindiriliyor.

    Bir ahtapot gibi kolları olan bu örgütün ülkemizdeki yasal adı 'CIRCLE D'ORIENT'- 'Büyük Klüp. İngilizce isminde geçen ' Circle' aynı zamanda Tapınakcıların yurtdışındaki yayın organının ismidir. Siyonizm, Sabataycılar ve Tapınak Şövelyeleri arasındaki gizli bağlantı Siyonist Tapınağı Tarikatı'na kadar uzanır. Üstadı azamlarının ünvanı ' Denizci'dir. Güven Erkaya'nın bir dönem başkanlığını yürütmesi sadece eski Deniz Kuvvetleri Komutanı olmasından kaynaklanmamaktaydı. Emekli deniz oramiralı ve 12 Eylül sonrası başbakanlık yapan Bülent Ulusu, uzun süre Büyük Klüp'ün başkanlığını yürüttü, halen üyedir. Onun döneminde üye olan meşhurlar arasında babasından misyonu devralan Mehmet Ağar ve Beşiktaş'ın efsanevi başkanı Süleyman Seba sayılabilir. Seba, emekli olmadan önce MİT'in İstanbul Bölge Müdürüdür.

    İngilizcesiyle "MORAL REARMAMENT-MR", Türkçesiyle "MANEVI CİHAZLANMA TEŞKİLATI" nın kökleri dışardadır. Tapınakcıların, zuhruna vesile oldukları Protestan mezhebinin bağlısı (Lutheryan) Amerikan Pastor'u Frank Buchman tarafından, 1929'da "Oxford Group" olarak tesis edilir. Buchman daha sonra, İngilterede EVANJELİK olur; yani Bush oğlu Bush'un, "Yeni Dünya Düzencileri"nin mezhebine duhul eder!.. Bu derneğin Türkiye şubesi Beyoglu'ndadır. Hatta oranın bir sokağında, "Asmalı Mescid vardır; aynı sokakta, "B'NAI B'RITH-AHDİN KARDEŞLERİ" teşkilatı, "FAKİRLERİ KORUMA DERNEĞİ" adı altında faaliyet göstermektedirler. İşte bu sokakta, "MANEVİ CİHAZLANMA TEŞKİLATI" da faaliyete başlar. "Toplum faydasına dernekler" listesinde olup, vergiden muaf ve üste "bütçe"den para da alan bu -bu iki- derneğin kurucu başkanu, -mini mini vali" Prof. Dr. FAHRETTİN KERİM GÖKAY'dır... 33. dereceden mason olan bu adamın, Göztepe-İstasyon durağındaki köşkü teşkilatın toplantı yeri idi; şimdi dikkat, bir başka toplantı yeri ise İSMAİL AĞAR'ın, Kadıköy'deki köşkü... Bu adam, 60 ihtilalinde idam edilen F. R. Zorlu'nun da akrabası ve Ayasofya'nın Ortadoks ibadetine açılmasını istiyor. Heybeliada'daki Ruhbani okulunun açılmasıyla istekleri durulmayacak.

    Bu teşkilatın bir diğer üyesi ise, HAZIM ATIF KUYUCAK;bu adam, "Supreme Konsul'de Türküye Masonlarını temsil eden iki kişiden biri; diğeri de "Ceza"cı meşhur dönme Sahir Erman... Kuyucak, "Nur Locası"nın da Üstadı olan bir Mason; "Avrupa Birligi"nin "sevdalısı" biri... Celal Bayar, Vehbi Koç, Sakıp Sabancı, İ. Sabri Çağlayangil, bunun "altında" olan adamlar... Bu "Manevi Cihazlanma Teşkilatı"nın bütün üyeleri aynı zamanda 'Büyük Klüp'ün üyeleri...

    Bu BÜYÜK KLÜB'e kimler üye... Gündüz Kılıç, Bülent Ulusu, Cevher Özden (Banker Kastelli) Ali Rıza Çarmıklı, A. Emin Yalman, (Tek Dünya Fikrini Yayma Cemiyeti"ni dahi kurmuştur.), Ömer Çavuşoğlu, -kardeşi- Nazlı Ilıcak ve kocası Kemal Ilıcak, Nejat Eczacıbaşı, Sabri Ruso, Duran Kalkan, (99'a kadar 13 sene başkanlığını yapmış), Çetin Emeç, Ahmet Fevzi Ellialtıoğlu (devşirme, babalarından biri Yeniçeri Ocağının "56. Ortası"na mensub), Sadettin Bilgiç, Gazanfer İlge, Atalay Coşkunoğlu, Yuda Leon Cukran, Ümit Aslan Utku, Nejat Tümer (emekli Oramiral), Enver Necdet Egeran (Muhteşem Salomon'a "Mason değildir" belgesi veren TPAO'nun yıllarca başında oturmuş adam) Başaran Ulusoy, Selçuk Maruflu, (ANAP'lı, "Arı Grubu", "Finans Klüp" ve "Mülkiyeliler Birliği" üyesi, DPT ve Eximbank'ta uzun süre çalıştı.) Raif Dinçkök, Adem Ceylan (meşhur Ceylan Holdingin "para işlerine" bakan üyesi, bu aile eski İstanbul Emniyet Mdr. Hasan Özdemir ile eski Mly. Bkn. Masum Türker'i parmaklarında oynatırlar ve "iş" takibi yaptırırlardı) Vehbi Koç, Sakıp Sabancı, Şerif Egeli vesaire...

    Hafızanızı tazeleyeyim, Büyük Külüp'ün ismi, "Susurluk" meselesinde de geçmiş, hatta Başkanı Duran Kalkan gizlice giderek ifade bile vermişti. Derin devletin iki Yalçın'ını (Küçük ve Soner'i) Sebataycılarla ilgili yazdıkları kitaplarda "maksatlı" bulmamın sebebi, "Geyik" muhabbeti ile kulaklarına üflenen malumatları "deve" yapmaları ve bu sayede de Kemalist Oligarşi'nin hayatta kalması için "saf müslüman avına" çıkmaları... Bu ülkenin sahibi Sebataycılar diyerek aba altından sopa gösteriyorlar.

    Büyük Külüp'ün 2003 tarihli yönetim listesini isteyenlere sunuyorum. Bunun temininde İstanbul Sevi'nin (Sandal'daki) katkısı mevcut, müteşekkirim.

    "BÜYÜK KÜLÜP" İDARI HEYETI YÖNETİM KURULU: BAŞKAN: DURAN AKBULUT Sanayici, GÜNDÜZ KAPTANOĞLU Armatör, Türk Armatörler Birliği Koop. Bşk. ERCAN TARGAY Bankacı TEVFİK ALTINOK Hazine ve Dış Ticaret Eski Müsteşarı M. OKAN OGUZ Sanayici, İhracatcı (TİM Eski Başkanı) RIDVAN KARTAL Avukat, Ekonomist, Armatör YAĞIZ DAĞLI Hukukcu, Uluslararası Av. Birliği Yön. Kur. Üy. ERGUN EREZ İnş. Müteahhidi FERİDUN PEHLİVAN 19. ve 20. dönem Bursa Milletvekili MEHMET ÖZCAN Sanayici NURİ BAYLAR İşadamı

    YEDEK UYELER: PERVİZ ZEKIOĞLU Sanayici O. TAYLAN KENDİRLİ Ekonomist ÇETİN YENTUR Bankacı İNAN ŞEFKATLİOĞLU Sigortacı HANDE YILMAZ İhracatcı MURAT NUMAN ERDEM Ekonomist NEVHAN GÜNDÜZ Işletmeci

    BALOTAJ KURULU: ALİ RIZA ÖZKAN Sanayici METİN SELÇUK Bankacı, Halkbank Eski Gn. Md. Yard. AHMET MALAZ Sanayici MEHMET SEREN DİNÇLER Avukat AHMET BEDRİ İNCE Armatör KOPTAGEL İLGÜN Prof. Dr. Eski Başhekim SELCUK GÖKÇE İhracatcı HASMET OLGAÇ Kimya Mühendisi MELİH TAVUKCUOĞLU Müteahhit RIZA DEDEHAYIR İşadamı AHMET ÖZBİLGE Yönetici ADEM CEYLAN Sanayici MİSEL GÜLÇİCEK Sanayici BURHAN SARGIN İşadamı UGURMAN YELKENCİOĞLU Yönetici, Tofaş Eski Gen. Md.

    YEDEK UYELER: SERPİL BAĞRIAÇIK Ekonomist COŞKUN BEKAR Gümruk Müşaviri EMİR BERDUK MARSAN Yönetici MEHMET G. GÜVEN Endüstri ve Kimya Mühendisi ATİLLA TACİR Ekonomist DİSİPLİN KURULU YEKTA GÜNGÖR ÖZDEN Anayasa Mahkemesi Eski Başkanı NECIP KOCAYUSUFPAŞAOĞLU Prof. Dr. (Hukuk) NEZİH ISERI Emekli Amiral, Yuksek Muhendis NAZMI AKIMAN Emekli Buyukelci AHMET SERPIL Prof. Dr. Yeditepe Üniversitesi Rektörü EROL CİHAN Prof. Dr. Av. SABİ RUSO Avukat SEVGİ GÜMÜŞTEKİN Avukat THY Genel Müdür Eski Muavini TURGUT İÇTEN Yeminli Mali Müşavir ERSİN ETİ Dr. Yüksek Mühendis ERTUNA YAŞAR Avukat

    YEDEK UYELER: BESALET BARIM İşadamı OKTAY ÖZCAN İthalat-İhracat İSMAİL YILDIZ İşadamı ZEKİ TANYERİ Sanayici TEKİN AKMANSOY Sanatcı

    DENETLEME KURULU: HALİL GÜMÜŞ Yeminli Mali Müşavir ALPER KUŞS İst. Eski Defterdarı ENGİN BERKER Yeminli Mali Müşavir YEDEK UYELER SİNAN KILIÇ Doktor YİĞİT TAVUKCUOĞLU Ekonomist ORHAN TUNCER İşadamı.
#26.05.2009 12:01 0 0 0
  • Mason-masonluk-ve gerçek yüzleri
    Masonların kökleri Tapınak Şövalyelerine dayanır Tapınak Şövalyeleri Hıristiyan haçı adaylarını haçlı seferlerinden dolayı Hıristiyanlarla arası bozulan Müslümanlar ve Anadolu'daki biz Türklerden korumak için birkaç Fransız asilzadesi ve onların arkadaşları olan toplam 8 kişilik bir birlikti.Fransa Kralı Tapınakçılara Hz. Süleyman'ın efsanevi tapınağını inşa ettiği, bugün El Aksa Camii'nin yanındaki Kraliyet Sarayı'na yerleştirir. Böylece, kuruluş adı Sülemyan Mabedi'nin Fakir Askerleri olan asker-papazlardan oluşan tarihe Tampliye yani Mabet Şövalyeleri olarak geçer. Papa 3. Innocentius, Tarikat'a, vergi muafiyeti, yargı dokunulmazlığı ve imtiyazlar veren bir emir yayınlar. Tampliye Şövalyeleri bütün krallardan ve Kilise hiyerarşisinden bağımsız, sadece Papa'ya bağlı bir tarikat haline gelir. Hatta zamanla tarikatın Büyük Üstadı, Papa'yı bile ciddiye almayan devletler ve dinler üstü bir güç haline gelir. Dinsizlerle,Müslümanlara, Kral'a ve Papa'ya danışmak bile ihtiyacı duymadan diplomatik ve ticari ilişkiler kurar. Çelik örgülü zırhlarının üzerine, göğsünde kırmızı bir haç bulunan beyaz elbiseler giyen 15 bin asker-papaz ağır ağır bütün Avrupa ve Ortadoğu'ya yayılır. Avrupa'da 9 bin Tampliye Şatosu inşa edilir.Hacıları koruyan, onlara bankacılık hizmeti veren, paralarını transfer eden, kredi açan, faiz alan şövalyeler dönemlerinde kralları hatta Vatikan'ı bile kıskandıracak bir ekonomik güce ulaşırlar.Para gücü + silah gücü + iman gücü karşısında iki düşman, Fransa Kralı ile Papa işbirliğine gider. Papa son Büyük Üstadın ruhani gücünün gölgelediğinden şikayetçidir. Fransa Kralı ise Tarikat'a o kadar çok borçlanmıştır ki, alacaklısını ortadan kaldırıp, mal varlığına el koymaya karar vermiştir. 13 Ocak 1307 sabahı Kral'ın askerleri aynı anda, Fransa'daki her şatoyu basar, binlerce şövalye tutuklanır. Papa da bir fetva ile bu operasyonu kutsar. Şövalyeler, Engizisyon mahkemelerinde, çarmıha tükürmekten,sübyancılığa,eşcinselliğe kadar bir sürü inanılmaz suçtan yargılanır.3 yıl hücrede yatıp işkence gören Büyük Üstat ve yardımcıları halkın önünde aman dilemek için Paris'in Notre-Dame Katedrali'nin önünde zincirlere vurulur, ama son anda cayarlar. Asıl suçlu Kral ve Papa derler.Böyle olunca, Kral ve Papa, 54 Tapınak Şövalyesi büyüğünü,daha önce Yahudilerin katledildiği,Yahudi Adası denilen yerde ateşe atarak yakarlar. Son Büyük Üstadın, ihtiyar bedenini alevler sararken,Papa Clemens,Şövalye Guillaume,Kral Philip'pe, en geç bir yıl içinde üçünüzü de Tanrı'nın mahkemesinde yargılanmak üzere bekliyorum. Lanet! Lanet! Lanet! Soyunuzun 13. kuşağına kadar sizi lanetliyorum' diye bağırır. Gerçekten de bir ay sonra Papa, yedi ay sonra Fransa Kralı ölür. Baş Engizitör sokakta öldürülür. Engizisyon mahkemesinde de Tapınakçı üstadı aleyhine şahitlik eden iki kişi de asılır. Korku, kralın hayatını ölene kadar zehir eder, ve Tampliye Tarikatı tarihten silindi zannedilirken, günümüze kadar süren bir efsaneye dönüşür.
    Tapınak Şövalyeleri Papa dan bile daha saygın sözü geçen bir alt kültür haline geldikten sonra kaleler ve katedraller inşaat etmeye başlamış ve bu inşaat işlerin de çalışan Yahudi duvarcı ustalarının başlattığı örgütlenme çalışmaları Masonluktur.Mason Ortaçağ da duvarcı ustalarına verilen addır. Yahudiler Tapınak Şövalyelerinin içlerine sızıp kutsal kitapları İncil'den ve Hıristiyanlık kurallarından uzaklaştırıp Talmut etrafında Yahudi kuralarına göre teşkilatlandırır.Tapınak şövalyeleri Engizisyondan sonra isimlerini Gül Haç örgütü olarak değiştirip yer altına çekildikten sonra daha ölümcül ve gizli kollara ayrılıp İlluminati,Kuru Kafa ve Kemikler,Moon Tarikatları,Bildergerg,CFR,. Gibi örgütler kurdular.Masonların kuracakları yeni dünya düzeninde Amerika sadece bir araçtır.Masonlar 1. ve 2. dünya savaşlarından sonra güç kaybeden İngiltere'den merkezlerini Amerika'ya taşımışlardır.Zaten Amerika'nın kurulması için Masonlar inanılmaz bir gayret ile çalıştılar.George Washington,Benjamin Franklin,Thomas Jefferson bunların hepsi yüksek dereceli Masonlardır.Masonluk Amerikan toplumu için bir olgu değil toplumun dokusudur.
    Bush'un iktidara geldiği 8 Kasım 2000 seçimleri ile başlayan 11 Eylül faciası ile ivme kazanan, Irak ve Afganistan savaşları ile kanlanan yeni süreçte Neo-con zırhına bürünmüş Yahudi-Evangelist aslen Tapınak Şövalyesi ruhunun asıl hedefinin İsrail merkezli 13. yüzyıldaki Kudüs Krallığı olduğu anlaşılıyor.Haçlı seferleri içerisinde tek başarılı olan seferi onlar yapmıştı.Ağzı sürçen Bush, Haçlı Seferi başlattıklarını ifade ederken günümüz Tapınak Şövalyelerine güvendiğine açık ve net bir örnektir.
    Tapınak Şövalyelerinin devamı olan Gül haç Örgütü Avrupa Birliği ülkelerde özellikle Fransa da etkilidir.Avrupa Birliği Gnostik-Masonik Hıristiyan bitliğidir.Şimdi Avrupa Birliğinin mimarı olan Robert Schuman'dan başlayarak Fransa'nın unutulmaz başkanı Mitterand Sosyalist Parti'nin sembolünü bile gül olarak değiştirmiştir.Tapınak Şövalyelerinin iki merkezinden biri olan Jarnac'ta doğmuştur gizli öğreticiler tarafından eğitilip politikaya da Mason üstat Alain Ponler tarafından dahil edildi. Bu örgüt tam bir Gnostik, Masonik kuruluştur. Bunlar İsa'nın Tanrı'nın oğlu olduğuna inanmazlar. İsa'nın eski fahişe Mecdelli Meryem ile evlendiğini ve Sarah adli bir kızı olduğunu ve bu kızın Fransa'da Aytun diye bilinen bölgede büyütüldüğünü öne sürerler. Ayrıca Avrupa Birliği'nin sembolik bir kralı olması gerektiğini, bu krallığın da kendi hakları olduğunu vaaz ederler. Halen Avrupa siyasetindeki en güçlü uç gizli örgütten biri budur. Benzer şekilde günümüzde Avrupa Birliği Anayasası'nı hazırlayan konvansiyonun başı olan Giscard Estaing de Gül ve Hac Şövalyesi ve Üstat Mason'dur. Bugünkü Devlet Başkanı Jacques Chirac da masondur ve Fransa Büyük Doğu Mason Locası'nın 275. kuruluş yıldönümünde bu locanın üyelerine AB'n in gizli hedefleriyle ilgili çok önemli bir konuşma yapmıştır. Günümüzde Fransa'da basın ve yayın alanında en etkili olanlar masonlardır. Le Monde, Figaro, TV5 ve diğer yayın kuruluşları masonların denetimindedir.Masonlar ülkemizde yaşayan Sabataycılar,İlluminati,Evangelist bunların hepsi Merkezi Kudüs'te bulunan ve başından 70 hahamın bulunduğu Siyonizm Tapınağı Tarikatı için çalışmaktadır.Bu Siyonizm düşüncesinin temeli,sınırları Şuveyş kanalından Basra'ya oradan Anadolu toprakları Kapadokya'ya kadar olan bölgede merkezi Kudüs'te bulunan Siyon Tepeleri üzerine kurulmuş bir kaleden dünyayı yönetmektir.Siyonizm'im fikir babası olan Theoder Herzl kuracakları İsrail devleti için Osmanlı İmparatoru Sultan 2. Abdülhamit'ten Osmanlı'nın bütün borçları silinmesi karşılığın da Kudüs'ü istemiş ret cevabını alınca İngiliz kışkırtmaları ile zaten kan kaybetmiş olan Osmanlıda başta Araplar olmak üzere azınlık isyanları çıkarıp 600 yıllık dev imparatorlukta çöküşü tetiklediler.Osmanlı topraklarında ki ilk Mason Locaları 1738 yılında İstanbul,İzmir,Halep açılmıştı ama meşrutiyetin ilanından sonra ilk resmi Mason locası 1909 yılında resmen İstanbul'da açıldı.Masonlar Osmanlı'ya sızmaya başlamış ve kilit noktalarda ki yönetim kadrolarında yerlerini almıştılar.Cumhuriyetin ilanından sonra ileriye gören Mustafa Kemal Atatürk Mason Localarını 10 Ağustos 1935 de kapatmıştır.Mustafa Kemal Atatürk Mahmut Esad Bozkurt'a Mason Localarının kapatılmasıyla ilgili bir taslak hazırlamasını ve meclise getirmesini ister ve bunu haber alan Masonlar Meclise gelerek topluca Mustafa Kemal Atatürk'ün yanına giderler.Der ki Mason üstadı " Efendimiz biz zaten devletin içindeyiz ve devletle birlikteyiz siz ki bizim en büyük üstadımız olursanız sizin etrafınızda pervane oluruz." Atatürk'ten de " Siz Avrupa da hangi Locaya bağlısınız tabi olduğunuz isim nedir" der ve Mason sözcüsü "Biz Cenova'ya tabiiyiz ve reisimizde Barco Mison cenabıdır" der Bundan sonra Mustafa Kemal Atatürk " Defolun gidin Yahudi uşakları bu gece sabaha kadar bütün localarınız kapatmazsanız sizi Divan-i Harbe verir astırırım" der Mustafa Kemal Atatürk'e Mason,Sabataycı diyenlere bir cevaptır,birde dinsiz Hıristiyan diyenler var 1840'lar da faaliyete geçen Misyoner okullarından olan Bursa Kolejinde iki kız öğrencinin Hıristiyan yapılmasından sonra Atatürk bu okulu da kapatmıştır.Türkiye Yunanistan ile göç mübadelesi yaparken Moldavya da ki Hıristiyan Türkler de Türkiye'ye göç etmek istemiş Mustafa Kemal Atatürk kabul etmemiştir.Ayrıca Türkiye de yaşayan Hıristiyan Türkleri de Rumlarla birlikte göndermiştir.İsmet İnönü tarafından "Kapatılmalarından hiçbir yasal dayanak yoktur" denilerek Mason Localarının yeniden açılmasıyla Masonlar,siyasi partilere sızıp politikacı satın alarak yönetimde söz sahibi olmaya başladılar.Mason Locaları kendilerine itaat eden Yahudiliğe biat eden kişiler yetiştirmeye başladı bu kişilere de Kıymen adı veriliyor.Bunlar ülkelerinden Amerika'ya okumaya gittiğinde veya ülkesindeyken keşfedilip yetiştirildikten sonra ülkesine kurtarıcı veya başbakan olarak gönderiliyor.Süleyman Demirel başbakan olması,ekonomik krizler sonrası Kemal Derviş'in kurtarıcı olarak gönderilmesi,Turgut Özal'ın prensleri,Gürcistan da kadife devrimin yapılması sonrasın da Mihail Sakaşvili'nin başbakan olarak gönderilmesi 3 dönem üst üste İngiltere başbakanı seçilen Margaret Thatcher'ın Bilderberg'ten gelen İngiliz Kraliyet rejimine direnme talimatını ret etmesi ve Tony Blair'in yükselişi vb birçok örnekler bunların hepsi Kıymenlerdir.12 Eylül den sonra büyük bir halk desteği yaratan ve kendisine parti kuran Turgut Sunalp Paşa'ya Masonlar birlikte çalışmayı teklif ederler Turgut Sualp Paşa kabul etmeyince hemen bir ANAP yaratıldı ve Turgut Özal tek başına iktidara getirildi. Rahmi Koç'ta Masonlukta yükselişini ataları Tapınak Şövalyelerine dayanan Bernard Nahum ile BEKO ortaklığını kurmasını borçludur Bernard+Koç=BEKO.Bu Localar piramit şeklindedir en alttaki Loca Türk Yükseltme Cemiyeti resmi adı Hür Ve Kabul Edilmiş Büyük Mason Locasıdır bu Locada çoğunlukta Anadolu da ki Lions ve Rotary üyelerinden oluşur 155 Locası vardır ve 15.000 yakın üyesi bulunur.Bir üst Loca ise Türk ve Türkiye adlarını kaldırma gereği duymuştur. Büyük Mason Mafililiğidir.1991 de adını Özgür Masonlar Locası olarak değiştirmiştir.Bir üst kurul olan Türkiye Mason Derneğinden tam aforoz edilmeyen egeradan kovulan üyelerden oluşur.Türkiye Yüksek Konseyi yani Türkiye Mason Derneğidir bu locadakiler üst düzey masonlardır isimleri sır gibi saklanır 35 Locası ve 3000 üyesi bulunur.Bunların altında çalışan localar yani derneklerdir bilinenleri:Arkadaşlık Yurdu Derneği, Dostluk Yurdu Derneği,Fakirleri Koruma Derneği,Göz Nurunu Koruma Vakfı,İhtiyarlara Yardim Derneği,İhtiyarlar Yurdu Derneği,Matan Basater Bikur-Halim Yardim Kolu,Yetimleri Koruma ve Yardim Derneği,Yoksullara Yardim Derneği,Yoksul Öğrencilere Yardim Derneği,Yardim Bakim Hayır Derneği Rotary,Lions,Propeller Kulübeleri,Adenauer Vakfı,Yeni Bizans Derneği,500. Yıl Vakfı,Mânevî Cihazlaşma Derneği daha yazmadığım onlarcası
    Masonlara karşı hiçbir yargılama yapılamaz kanunları onlar hazırlamakta ak ve kara parayı onlar kontrol etmekte polisi,istihbaratı,kültürü onlar yönlendirmekte.Bu Masonik yapıyı bitirmeye çalışan Saadettin Tantan ilk defa Tapınak şövalyeleri adını kullanıp kamuoyuna şifreli bir şekilde aktarmıştır.Tantan bir ucu yurt dışındaki Localara ve örgütlere diğer ucu da holding patronlarına dayanan Gümüşsuyu Çetesini bitireceğim der.57. Hükümet zamanından Tantan operasyonları yurdun her yerinde sürüyor polis elini nereye atsa bir yolsuzluk usulsüzlük çıkıyor Tantan sürekli şifreli mesajlar veriyor."Yılarca bu kişilerin önünde durup önlerimizi iliklemişiz saygı göstermişiz " diyor.Operasyonun büyüyeceği sinyallerini veriyor Balina operasyonu ile kaçak vergiler Kasırga operasyonu ile batık bankalar gerçeği Buffalo ile kaçakçılıklar su yüzüne çıkıyor yıllardır süren bu çarka çomak sokan Tantan halk üzerinde oluşturduğu sempatiden dolayı sürekli emekliliğe (suikast)uğratılmaksızın Mason olan Mesut Yılmaz tarafından açığa alınır.
    Bu tüm dünyayı kontrol eden ve her yere nüfuz etmiş olan bu topluluk dünyada 20 milyon oldukları sanılan Yahudilerin için çalışan bir topluluktur.İstediklerini yapmaları şu anki dünya ve ülkemiz gidişatına bakarsak çok zor değil.1897'de Basel Kongresinde alınan kararlara göre 50 yıl sonra Kudüs'te bir Yahudi devleti kurulacak 14 Mayıs 1948 de İsrail devleti resmen kuruldu. Yahudi devleti kurulduktan sonra ki 50 yıl içerisinde Büyük İsrail Devleti kurulacaktı.Irak üçe bölündü Kuzey Irak ta bir ikinci bir İsrail olan Kürt devleti kuruldu.Amerika bir eritme potası İran ve Suriye eritilecek Türkiye zaten azınlık hakları ile kafası karışmış durumda GAP bölgesinde Filistin'de olduğu gibi topraklar alıyorlar GAP bölgesi elimizden kayıp gidiyor.Siyonizm Tapınağı Tarikatının yüzlerce yıldır senaryosunu yazdığı ve yönettiği Yeni Dünya Düzeni sonuçlanmakta ikinci dünya savaşında İngiltere'nin hazırladığı "Asya Çemberi" projesi Mustafa Kemal Atatürk ve Türk Milletinin Kurtuluş Savaşı mücadelesi ile çember kırılmış başarısızlıkla sonuçlanmıştır .Şimdiki Amerika'nın uygulamaya çalıştığı "Büyük Ortadoğu Projesi" de aynı projedir.İblislerden oluşan ve şeytana tapan sapık topluluğun amacı tek din tek dil tek bayrak esasına dayalı sınırların kaldırıldığı tek düzeyli dünya krallığına sahip olmak.Dünyada Yahudi ırkından daha gizemli,daha ilginç daha ölümcül bir ırk yoktur.
#29.07.2009 15:29 0 0 0
  • Masonluk kandırılmış ve beyni yıkanmış insanlardan oluşur. Onları kukla gibi kendi amaçlarına kullnırlar. Sadece bu insanlara ÖNEMLİ İNSAN muamelesi yaparlar. Bunlarda kendilerini dünyayı kutaran adam zannederler.

    ATATÜRK mason localarını kapatmış ve bunları makamından kovmuştur.



    NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!
#30.01.2010 14:15 0 0 0
  • Belgeler nerede acaba.Neden yayınlama gereği duyulmuyor.
    Bu ülkede körükörüne birşeyler yapmak kadar insanların aptalca yaptığı birşey yok sanırım.
    Atatürkü sevmek zorunda değilim.Sevmek zorunda olmadığım içinde ona hakaret etme hakkına sahip değilim.Ama bu ülke sadece Atatürk ile bu günlere gelmedi.Koskoca bir Osmanlı vardı.Biz tarihi sadece Atatürkten iberetmiş gibi öğretiyoruz çocuklaırmıza.
#17.10.2011 00:05 1 0 0
  • NİRVANA'dan alıntı.Siyonizm Tapınağı Tarikatının yüzlerce yıldır senaryosunu yazdığı ve yönettiği Yeni Dünya Düzeni sonuçlanmakta ikinci dünya savaşında İngiltere'nin hazırladığı "Asya Çemberi" projesi Mustafa Kemal Atatürk ve Türk Milletinin Kurtuluş Savaşı mücadelesi ile çember kırılmış başarısızlıkla sonuçlanmıştır .Şimdiki Amerika'nın uygulamaya çalıştığı "Büyük Ortadoğu Projesi" de aynı projedir.İblislerden oluşan ve şeytana tapan sapık topluluğun amacı tek din tek dil tek bayrak esasına dayalı sınırların kaldırıldığı tek düzeyli dünya krallığına sahip olmak.Dünyada Yahudi ırkından daha gizemli,daha ilginç daha ölümcül bir ırk yoktur.

    Suç işliyorsunuz Nirvana,Yukarıdaki yorumunuzda bahsettiğiniz büyük amerika projesinin eş başkanı(sayın başbakanımızın tabiri ile)Bizim başbakanımızdır.Eşim İLBEYİ ŞAMAN'ın bu bölümde ne kadar haksız ,gerekçesiz ve gerekçesiz yasaklandığı anlaşılıyor.avatarında Türk islam töresine uygun olmayan objeler kullanan birisine soytarı dedi diye yasaklandı eşim.Bu sözleride onun talimatları doğrultusunda yazıyorum.Sizin sunduğunuz yorumada aynen katıldığımı belirtmek isterim.Bu sitede soysuzca yorum yapmak suç değil,soysuza soytarı demek suç.Özelliklede LEVİSİN eşimin yasaklandığına dair yorumuna teşekkür edenleri takip ettiğinizde aslında Türklük ve islamiyetle hiçbir alakalarının olmadığını başka sitelerdeki hal ve hareketlerinden anlarsınız zaten.Başkada yorum yazmayacağım zaten ,eşimin isteğini yerine getirdim Nine hatun misali

    Allaha emanet olun.
#07.11.2011 12:15 0 0 0
  • Suç işliyorsunuz Nirvana,Yukarıdaki yorumunuzda bahsettiğiniz büyük amerika projesinin eş başkanı(sayın başbakanımızın tabiri ile)Bizim başbakanımızdır.Eşim İLBEYİ ŞAMAN'ın bu bölümde ne kadar haksız ,gerekçesiz ve gerekçesiz yasaklandığı anlaşılıyor.avatarında Türk islam töresine uygun olmayan objeler kullanan birisine soytarı dedi diye yasaklandı eşim.Bu sözleride onun talimatları doğrultusunda yazıyorum.Sizin sunduğunuz yorumada aynen katıldığımı belirtmek isterim.Bu sitede soysuzca yorum yapmak suç değil,soysuza soytarı demek suç.Özelliklede LEVİSİN eşimin yasaklandığına dair yorumuna teşekkür edenleri takip ettiğinizde aslında Türklük ve islamiyetle hiçbir alakalarının olmadığını başka sitelerdeki hal ve hareketlerinden anlarsınız zaten.Başkada yorum yazmayacağım zaten ,eşimin isteğini yerine getirdim Nine hatun misali

    Allaha emanet olun.

    Bir laf vardır. 'Hiç kimse yoğurdum ekşi demez' derler ya. Türkiye'de siyaset yapan herkes kendi yoğurdunun ekşi olduğunu biliyor. Ama yoğurt ekşi demiyor. Ama siz ekşi olup olmadığını bilmediğiniz birinin yoğurduna ekşi değil diyorsunuz. Karşıt fikirdeki insanlara da saçma sapan yorumlar yazıyorsunuz. Neyse sizin sözlerinize yorum yapıp da bundan sonra sizi belirli bir seviyede tutmak istemiyorum. İyi günler efenim.

    Şimdi bu masonluk meselesine gelince son zamanlarda birçok sosyal paylaşım sitelerinde bazı şeyler ifşa edildi. Daha doğrusu eskiden büyük bir gizlilikle yürütülen şeyler şimdi sanki birileri duysun görsün diye özellikle insanlara gösteriliyor. Siyonizm, masonluk, illuminati, new world order etiketli birçok yazı yazılıyor ve aslında kimlerin bu işlerin içinde olduğu yada daha kimlerin bağlantılarının ortaya çıkacağı şüpheli.

    Bana en çok ürkütücü gelen şey ABD başkanı Kenedy'nin çıkıp basın toplantısında devletin içinde devlet yönetimini ele geçirmeye çalışan bazı derin güçlerin olduğunu, ABD hükumetinin bu güçlerle sonuna kadar mücadele edeceğini söylemesi ve yazık ki o basın toplantısı son basın toplantısı olmasıydı. Hatta Kenedy suikastini anlatan Tetikçi (shooter) diye bir film var orda da bunlara kısa bi özet geçilmiş.

    Önemli bir konu da şudur. Türkiye'de Hilal'i Ahdar'ın (yeşilay) girişimleriyle 1920 yılında içki yasağı getirilmiştir. Aynı sene tesadüf bu ya ABD'de de içki yasağı getiriliyor ve Ku Klux Klan, Templars of Honor and Temperance ve Sons of Temperance gibi masonik örgütler bu yasağın getirilmesi için öncülük yapıyorlar. Wikipedia Peki neydi amaçları insanların daha uzun yaşamasını falan mı istediler derseniz yok öyle bi amaçları yoktu. ABD'de içki yasağı 13 sene sürüyor ve bu 13 senede içki alım satımı taşeron birkaç firma ile 13 senede masonik şirketlerin tekelinde döndürülmeye başlanıyor. Türkiye'deki yasağın amacı da bu muydu peki? Milli mücadele yıllarında alkol yasağının getirilmesinin ne şekilde izahı olabilir ki :D
#16.01.2012 03:50 0 0 0
  • gamlı kardeşim...Tartışmanın seviyeli olacağını bilsem bu forumda size çok daha yeni bilgiler verecektim ama gelin görün ki zıt tartışmaların bir anlamı kalmadığından Atatürkle ilgili mevzudan bahsetmek olanaksızdır.Laiklik adı altında din düşmanlığı yapanlar aslında Atatürkçü de değildir.Onlar maskeli süvarilerdir.Atatürk'ü sorgulamak bu ülkede suç ise kimse kalkıpda bu ülkede demokrasi vardır demeye hakkıda yoktur.Herkes kendi yoluna gitsin o zaman...

    Ülkemizin derdi laiklik veya Atatükçülük'de değildir.Ülkemizin insanları laiklik sayesinde kendi öz benliğinden uzaklaştırılıp yabanileştirilmiş ve yozlaştırılmıştır...
#20.01.2012 19:38 0 0 0
  • Evet Terakkiperver ..haklısın..Yani Atatürk ün mason olduğunu isbat etmiş olman;burada Atatürkçü olduğunu söyleyenler için fazla bir şey ifade etmez..Çünkü onlar için "ATATÜRKÇÜ "olmak; yada Atatürkün mason olması o kadarda önemli değil..

    Onlar için Önemli olan ;İSLAMA ,Müslümanlara RAHATÇA KÜFREDEBİLMEK için arkasına sığınabilecekleri ve kimseninde bu sebeple onlara hesap soramayacağı bir liman....

    Atatürkçülük onlar için sadece budur..

    Bugün bir kaç yerde menemen hadisesi ile ilgili bazı haberler vardı..
    Olayın nasıl ve kimler tarafından "tertib" edildiğine dair..

    Bu ülkede Müslümanlar üzerinde oynanan oyunlar bir bir ortaya dökülüyor...Bu; bazıları için güvenli olan limanlarda su seviyesini olumsuz etkilemeye başladı..
    KARAYA OTURMAK ÜZERELER!
#21.01.2012 19:35 0 0 0
  • Masonlar Hakkında Hiç Bilmediğiniz 10 ÜRPERTİCİ GERÇEK
#02.01.2022 16:09 0 0 0
  • bilgiler icin tesekkürler
#04.08.2022 15:23 1 0 0