İngilizce Fiiller

Son güncelleme: 04.11.2012 19:39
  • thank you!!!
#02.04.2009 12:57 0 0 0
  • çok saolun gerçekten çok işime yarad
#04.04.2009 09:23 0 0 0
  • çok saol
#03.05.2009 21:34 0 0 0
  • çok saol kankam
#03.05.2009 21:35 0 0 0



  • Arkadaşlar konuyu düzenledim ve daha geniş anlatımlı şekilde sizlere sunuyorum.




#26.05.2009 15:07 0 0 0
  • sağolun
#12.01.2010 17:52 0 0 0
  • cok yararlı calısmalar tesekkurler...
#13.01.2010 14:46 0 0 0
  • Birşey Değil
#13.01.2010 18:47 0 0 0
  • Infinitive (V1) Past Tense (V2) Perfect Tense (V3)

    arise (ortaya çıkmak) arose arisen
    be (olmak) was/were been
    bear (dayanmak,doğurmak) bore borne
    begin (başlamak) began begun
    bite (ısırmak) bit bitten/bit
    blow (esmek,üflemek) blew blown
    break (kırmak) broke broken
    bring (getirmek) brought brought
    buy (satın almak) bought bought
    catch (yakalamak) caught caught
    choose (seçmek) chose chosen
    come (gelmek) came come
    creep (sürünmek) crept crept
    dive (*suya* dalmak) dived/dove dived
    do (yapmak) did done
    drag (sürüklemek) dragged dragged
    draw (çizmek) drew drawn
    dream (düş kurmak) dreamed/dreamt dreamt
    drink (içmek) drank drunk
    drive (*araç* sürmek) drove driven
    drown (*suda* boğulmak) drowned drowned
    eat (*yemek* yemek) ate eaten
    fall (düşmek) fell fallen
    fight (dövüşmek) fought fought
    fly (uçmak) flew flown
    forget (unutmak) forgot forgotten
    forgive (affetmek) forgave forgiven
    freeze (donmak) froze frozen
    get (almak,ele geçirmek vb.) got got/gotten
    give (vermek) gave given
    go (gitmek) went gone
    grow (büyümek) grew grown
    hang (asmak) hung hung
    hide (saklamak,gizlemek) hid hidden
    know (bilmek) knew known
    lay (yaymak,sermek) laid laid
    lead (yönetmek, yönlendirmek) led led
    lie (yalan söylemek, uzanmak) lay lain
    light (aydınlatmak) lit lit
    lose (kaybetmek) lost lost
    prove (kanıtlamak) proved proved/proven
    ride (*ata/araca* binmek) rode ridden
    ring (*zil,telefon vb* çalmak) rang rung
    rise (çıkmak, yükselmek) rose risen
    run (koşmak) ran run
    see (görmek) saw seen
    seek (araştırmak) sought sought
    set (kurmak, hazırlamak) set set
    shake (çalkalamak) shook shaken
    sing (şarkı söylemek) sang sung
    sink (batmak) sank sunk
    sit (oturmak) sat sat
    speak (konuşmak) spoke spoken
    spring (sıçramak, fırlamak) sprang sprung
    steal (çalmak,aşırmak) stole stolen
    sting (sokmak, batırmak) stung stung
    strike (vurmak, çarpmak) struck struck
    swear (yemin etmek,küfretmek) swore sworn
    swim (*suda* yüzmek) swam swum
    swing (sallanmak, sallamak) swung swung
    take (almak, götürmek) took taken
    tear (yırtmak) tore torn
    tell (söylemek) told told
    throw (atmak, fırlatmak) threw thrown
    use (kullanmak) used used
    wake (uyanmak, uyandırmak) woke/waked woke/woken/waked
    wear (giymek) wore worn
    write (yazmak) wrote written
#30.03.2010 17:13 0 0 0
  • saolun dostlar güzel bir çalışma ve çok uzun emek harcamışsınız
#30.03.2010 17:22 0 0 0
  • apple=elma
    like=sevmek
    sex=cinsiyet
    lıght=ışık
    looking=aramak
    travel=seyahat etmek
    leave=ayrılmak
    know=bilmek-tanımak
    interwiev=röportaj
    smiles=gülümser
    great=muhteşem
    sparetime=boşzaman
    begin=başlamak
    day=gün
    shout=bağırmak
    happy=mutlu
    animal=hayvan
    counsellar=danışman
    causal=rahat





    özne+(y+)+fiil+isim+(yer+zaman) olumludur
#30.03.2010 17:39 0 0 0
  • weaponking ingilizce istediğin kelime varsa türkçe karşılığını ver ingilizce karşılığını vereyim.Orada sayfa açtım oraya yazabilirsin.
#30.03.2010 17:50 0 0 0
  • sıfattan fiil olan kelimeler ve örnek
#28.10.2010 12:25 0 0 0
  • çok teşekkürler
#23.01.2011 15:37 0 0 0
  • çok zaman harcamışsınız burda güzel olmuş
#25.01.2011 23:00 0 0 0
  • İngilizce'de bazı fiiller, past ve perfect tense kalıplarında kullanılırlarken, kullanıldıkları zamanların düzenli eklerini almazlar ve değişim gösterirler. Bu tür fiillere İngilizce'de Irregular Verbs (Düzensiz Fiiller) adı verilir.Aşağıda tabloda gördüğünüz üç tablodaki birinci sütun, fiilin mastar halini yani yalın halini gösterir. İkinci sütun fiilin past tense (geçmiş zaman) halini, üçüncü sütun ise perfect tense halini gösterir. Bu sütunlara fiilin birinci hali, ikinci hali ve üçüncü hali anlamına gelen V1, V2, V3 olarak da rastlayabilirsiniz (V = verb yani fiil) . Bu durum aklınızı karıştırmasın. Not: İngilizce'de bir fiilin veya kelimenin birden fazla anlamı olabilir. Aşağıda parantez içinde fiillerin yanında verilen anlamlar, fiillerin tek anlamları değildir, sözlüğe bakıldığında farklı anlamlara da geldiği görülecektir. Burada verilme amacı, sizlere ek bilgi vermek ve kelime dağarcığınızı geliştirmektir.


    Infinitive (V1) Past Tense (V2) Perfect Tense (V3)

    arise (ortaya çıkmak) arose arisen
    be (olmak) was/were been
    bear (dayanmak,doğurmak) bore borne
    begin (başlamak) began begun
    bite (ısırmak) bit bitten/bit
    blow (esmek,üflemek) blew blown
    break (kırmak) broke broken
    bring (getirmek) brought brought
    buy (satın almak) bought bought
    catch (yakalamak) caught caught
    choose (seçmek) chose chosen
    come (gelmek) came come
    creep (sürünmek) crept crept
    dive (*suya* dalmak) dived/dove dived
    do (yapmak) did done
    drag (sürüklemek) dragged dragged
    draw (çizmek) drew drawn
    dream (düş kurmak) dreamed/dreamt dreamt
    drink (içmek) drank drunk
    drive (*araç* sürmek) drove driven
    drown (*suda* boğulmak) drowned drowned
    eat (*yemek* yemek) ate eaten
    fall (düşmek) fell fallen
    fight (dövüşmek) fought fought
    fly (uçmak) flew flown
    forget (unutmak) forgot forgotten
    forgive (affetmek) forgave forgiven
    freeze (donmak) froze frozen
    get (almak,ele geçirmek vb.) got got/gotten
    give (vermek) gave given
    go (gitmek) went gone
    grow (büyümek) grew grown
    hang (asmak) hung hung
    hide (saklamak,gizlemek) hid hidden
    know (bilmek) knew known
    lay (yaymak,sermek) laid laid
    lead (yönetmek, yönlendirmek) led led
    lie (yalan söylemek, uzanmak) lay lain
    light (aydınlatmak) lit lit
    lose (kaybetmek) lost lost
    prove (kanıtlamak) proved proved/proven
    ride (*ata/araca* binmek) rode ridden
    ring (*zil,telefon vb* çalmak) rang rung
    rise (çıkmak, yükselmek) rose risen
    run (koşmak) ran run
    see (görmek) saw seen
    seek (araştırmak) sought sought
    set (kurmak, hazırlamak) set set
    shake (çalkalamak) shook shaken
    sing (şarkı söylemek) sang sung
    sink (batmak) sank sunk
    sit (oturmak) sat sat
    speak (konuşmak) spoke spoken
    spring (sıçramak, fırlamak) sprang sprung
    steal (çalmak,aşırmak) stole stolen
    sting (sokmak, batırmak) stung stung
    strike (vurmak, çarpmak) struck struck
    swear (yemin etmek,küfretmek) swore sworn
    swim (*suda* yüzmek) swam swum
    swing (sallanmak, sallamak) swung swung
    take (almak, götürmek) took taken
    tear (yırtmak) tore torn
    tell (söylemek) told told
    throw (atmak, fırlatmak) threw thrown
    use (kullanmak) used used
    wake (uyanmak, uyandırmak) woke/waked woke/woken/waked
    wear (giymek) wore worn
    write (yazmak) wrote written





    TOP 100 VERBS IN ENGLISH




    accept
    allow
    ask
    believe
    borrow
    break
    bring
    buy
    can/able
    cancel
    change
    clean
    comb
    complain
    cough
    count
    cut
    dance
    draw
    drink
    drive
    eat
    explain
    fall
    fill
    find
    finish
    fit
    fix
    fly
    forget
    give
    go
    have
    hear
    hurt
    know
    learn
    leave
    listen
    live
    look
    lose
    make/do
    need
    open


    kabul etmek
    izin vermek
    sormak
    inanmak
    ödünç almak
    kırmak
    getirmek
    satın almak
    -ebilmek
    iptal etmek
    değiştirmek
    temizlemek
    taramak
    şikayet etmek
    öksürmek
    saymak
    kesmek
    dans etmek
    çizmek
    içmek
    sürmek
    yemek
    açıklamak
    düşmek
    doldurmak
    bulmak
    bitirmek
    uymak, uygun olmak
    sabitleştirmek, onarmak
    uçmak
    unutmak
    vermek
    gitmek
    sahip olmak
    işitmek
    incitmek, incinmek
    bilmek
    öğrenmek
    terk etmek
    dinlemek
    yaşamak
    bakmak
    kaybetmek
    yapmak
    ihtiyacı olmak
    açmak







    close/shut
    organise
    pay
    play
    put
    rain
    read
    reply
    run
    say
    see
    sell
    send
    sign
    sing
    sit
    sleep
    smoke
    speak
    spell
    spend
    stand
    start/begin
    study
    succeed
    swim
    take
    talk
    teach
    tell
    think
    translate
    travel
    try
    turnoff
    turnon
    type
    understand
    use
    wait
    wakeup
    want
    watch
    work
    worry
    write


    kapamak
    düzenlemek, kurmak
    ödemek
    oynamak, [müzik aleti] çalmak
    koymak
    yağmak
    okumak
    cevap vermek
    koşmak
    söylemek
    görmek
    satmak
    göndermek
    imzalamak
    [şarkı] söylemek, [kuş] ötmek
    oturmak
    uyumak
    sigara içmek
    konuşmak
    harf harf söylemek
    harcamak
    beklemek
    başlamak
    [ders] çalışmak
    başarmak
    yüzmek
    almak
    konuşmak
    öğretmek
    anlatmak
    düşünmek
    tercüme etmek, çevirmek
    seyahat etmek, yolculuk yapmak
    denemek
    [tv, ışık] kapamak
    açmak
    daktilo veya klavye ile yazmak
    anlamak
    kullanmak
    beklemek
    uyandırmak
    istemek
    [tv] izlemek
    çalışmak
    kaygılanmak
    yazmak



    ingilizce'de yer alan fiillerden sonuna "-ed" ekinin getirilmesiyle form değişikliğinin gerçekleştirilemediği fiillerdir.

    Örneğin "I payed a lot for my new shoes." cümlesindeki "payed" kelimesinin doğrusu "paid" olmalıdır.

    Form değişikliği doğrudan "-ed" eki ile gerçekleşmeyen kelimelerin listesine aşağıda yer verilmiştir. Bu listeyi kullanarak fiillerin 2. ve 3. formlarını bulabilirsiniz.
#09.01.2012 16:31 0 0 0
  • @violet adlı üyeden alıntı:
    Infinitive (V1) Past Tense (V2) Perfect Tense (V3)

    arise (ortaya çıkmak) arose arisen
    be (olmak) was/were been
    bear (dayanmak,doğurmak) bore borne
    begin (başlamak) began begun
    bite (ısırmak) bit bitten/bit
    blow (esmek,üflemek) blew blown
    break (kırmak) broke broken
    bring (getirmek) brought brought
    buy (satın almak) bought bought
    catch (yakalamak) caught caught
    choose (seçmek) chose chosen
    come (gelmek) came come
    creep (sürünmek) crept crept
    dive (*suya* dalmak) dived/dove dived
    do (yapmak) did done
    drag (sürüklemek) dragged dragged
    draw (çizmek) drew drawn
    dream (düş kurmak) dreamed/dreamt dreamt
    drink (içmek) drank drunk
    drive (*araç* sürmek) drove driven
    drown (*suda* boğulmak) drowned drowned
    eat (*yemek* yemek) ate eaten
    fall (düşmek) fell fallen
    fight (dövüşmek) fought fought
    fly (uçmak) flew flown
    forget (unutmak) forgot forgotten
    forgive (affetmek) forgave forgiven
    freeze (donmak) froze frozen
    get (almak,ele geçirmek vb.) got got/gotten
    give (vermek) gave given
    go (gitmek) went gone
    grow (büyümek) grew grown
    hang (asmak) hung hung
    hide (saklamak,gizlemek) hid hidden
    know (bilmek) knew known
    lay (yaymak,sermek) laid laid
    lead (yönetmek, yönlendirmek) led led
    lie (yalan söylemek, uzanmak) lay lain
    light (aydınlatmak) lit lit
    lose (kaybetmek) lost lost
    prove (kanıtlamak) proved proved/proven
    ride (*ata/araca* binmek) rode ridden
    ring (*zil,telefon vb* çalmak) rang rung
    rise (çıkmak, yükselmek) rose risen
    run (koşmak) ran run
    see (görmek) saw seen
    seek (araştırmak) sought sought
    set (kurmak, hazırlamak) set set
    shake (çalkalamak) shook shaken
    sing (şarkı söylemek) sang sung
    sink (batmak) sank sunk
    sit (oturmak) sat sat
    speak (konuşmak) spoke spoken
    spring (sıçramak, fırlamak) sprang sprung
    steal (çalmak,aşırmak) stole stolen
    sting (sokmak, batırmak) stung stung
    strike (vurmak, çarpmak) struck struck
    swear (yemin etmek,küfretmek) swore sworn
    swim (*suda* yüzmek) swam swum
    swing (sallanmak, sallamak) swung swung
    take (almak, götürmek) took taken
    tear (yırtmak) tore torn
    tell (söylemek) told told
    throw (atmak, fırlatmak) threw thrown
    use (kullanmak) used used
    wake (uyanmak, uyandırmak) woke/waked woke/woken/waked
    wear (giymek) wore worn
    write (yazmak) wrote written
    Orijinali Göster...




    düzensiz fiiller sadece bunlar mı
#22.05.2012 22:25 0 0 0
  • violet bide yazdığın fiillere örnek soru yazsan güzel olacak
#04.11.2012 19:39 0 0 0