1 Paket Fırın Makarna
1 paket Başemel Sos
500 Gr Süt
2 Su bardağı kaşar rendesi
Bir miktar tuz
Hazırlanışı
1 paket fırın makarna sıcak suda 7 dk haşlanır.Başka bir tencerede başemel sosa süt eklenip ağır ateşte pişirilir.ve 1 Bardak kaşar rendesi pişmekte olan başemel sosa eklenir ve kaşarların erimesi beklenir.Haşlanan makarnalar süzgeçten geçirilir.Cam borcam biraz yağlanır ve haşlanan makarnalar borcamda başemel sos ve biraz tuz ilave edilerek karıştırılır.Kalan 1 bardak kaşar rendesi üstüne dökülüp iyice dağıtılır.Fırında 50 dk pişdikten sonra sıcak olarak servis edilir.Afiyet Olsun.
Benim arada bir sıkca yaptığım tariftir.Herkese tavsiye edilir.
1 Nisan'ın ortaya çıkışı konusunda çeşitli varsayımlar mevcut. İlk olarak eski Romalıların Hilarya, Hintlilerin ise Huli Festivali'nde görülen şakaların 1564'te Fransa'da yapılan takvim düzenlemesiyle gelenek haline geldiği sanılıyor.
Fransa'da 1564 yılında takvimde yapılan reformla yılbaşı 1 Nisan'dan 1 Ocak'a alındı. Bu arada, 1 Nisan'ı sene başı olarak kabul etmeye devam edenlerle alay etmek amacıyla yapılan şakalar, bir süre sonra gelenek haline geldi. 1 Nisan'ı yılbaşı kabul edenlere ise ''Nisan Balığı'' adı verildi.
Fransa'dan sonra diğer ülkelere de geçen bu gelenek, 18. yüzyılda İngiltere ve İskoçya'ya da yayıldı, oradan da Amerika'ya taşındı. Amerikalılar bu günü 28 Aralık'ta kutluyor.
Şaşarsam bir gün gittiğim yoldan
doğru yola sokmak icin gel olur mu...?
Yollarım engellerle dolu ise
yardım etmek için benimle gel olur mu...?
Bırakmiyorlarsa beni sana
dağları aşarak gel olur mu...?
Uçurumun kenarında isem eğer
elin elimde olsun olur mu...?
Bakarsam eğer bir gün başka güzele
karşıma çık olur mu...?
Aldanırsam sahte gülüşlere
aklıma gelen sen ol olur mu...?
Oynarsalar gönlümle bir gün
korumak için meleğim ol olur mu...?
Kaptırırsam kalbimi bir başkasına
söküp atan sen ol olur mu...?
Kalkarsa dünyada olmayan huzurum
sevincim sen ol olur mu...?
Yarım kalırsa bu sensiz geçen ömrüm
gurbetde sılam da sen ol olur mu...?
Aç kalırsam eğer Aşk ından
ruhumu besleyen sen ol olur mu...?
Kanatırsalar gönlümü derinden
merhemimde sen ol olur mu...?
Mısralarda ararsam seni bir gün
çıkıp gel Aşk defterime olur mu...?
Dalarsa gözlerim yollarına
haber vermeden kapıyı çalmadan gel olur mu...?
Ağlarsa bu gözlerim hasretinden
silmek için koşa koşa gel olur mu...?
Son nefesimde bile seni dilersem
yanımda ol...
Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.
Bitmeyen işler yüzünden
(Siz böyle olsun istemezdiniz)
Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı.
Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telâşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.
Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vakit olmadı
Bencede insan yüzlerce kez hoşlanabilir hayatında birkaç kez sevdiğini sanabilir ama aşk birkez yaşanır bir kez yaşanırsa böyle ebedi bir aşk olur.Düşününce şöyle bir sevdiği kadının intihar edeceğini bilseydi Sezai Karakoç onu kabul ederdi sanırım belki samimyetine inanmadı belkide 4yıllık bekleyiş onu içinde öldürdü...
Bende facebook kullanmayı tavsiye etmeyenlerdenim.Kayıtlı değilim çünkü saçma geliyor.Çoğu insana sorduğun zaman arkadaşlarımı bulmak amacıyla giriyorum diyor.Sırf resimleri görüp tanışmak isteyen yabancı insanlar çıkar ve o yöne onu çeker.