RAVZA

RAVZA

Üye
22.09.2008
Er
158
Hakkında

  • arkadaşlar hepinizin yorumlarını okudum herkesin görüşlerine saygı duyuyorum bense bu konuda çok kararsızım bazen tarikatların insanları hayatın akışına dalmaktan kurtarıp ,ibadete teşvik ettiğini düşünüyorum bazense kişisel fikrim o tarikatın başındaki zatın haşa peygamberimizden daha çok anıldığını o cemiyete ait kitapların kurandan daha çok okunduğunu ve sanki öncelikler değişiyomuş gibi düşünüyorum ne biliyim ben böyle hissediyorum aslında baktığımız herşeyde ALLAH ın bize olan lütuflarını görebilsek her nefes alarak sağ salim kalktığımız bir sabaha şükrederek başlasak Kuran-farz-sünnet bırakmasak bağlansak o şevki zaten hiç kaybetmeden ilerleriz inş. ama bazen nefsimize yenik düşüyorsak hatta genelde bu böyleyse çevremizde kendimiz gibi düşünenlerimiz azsa o zaman işler gerçekten zorlaşıyo ve insan bir yardım eli arıyor
#13.10.2008 23:14 0 0 0
#10.10.2008 23:41 0 0 0
#10.10.2008 23:37 0 0 0
#10.10.2008 23:36 0 0 0
  • size sonuna kadar katılıyorum ancak bu insanların niye bu kadar takıntılı olduklarını bir türlü anlamıyorum. sonuçta herkes kendi hesabını verecek hem yapmıyor ileride yapar veye yapmaz ama bide yapanları kınıyolar gerçekten hayret verici inanmış ve tüm samimiyetiyle örtünmüş özellikle yazın 35-40 derece sıcakta bile o başörtüsünü muntazamca takıp taşıyan ,okullarda sanki teröristmiş gibi muamele görerek genede başörtüsünü terketmemiş belki okula giremmmemiş veye girmmiş çıkışta yine örtmüş , sanki uzaylıymış gibi bir sürü yerde nelere muhattap kalmış binlerce insan yılmamış rabbimin emri deyip herşeye göğüs germiş ama bunlar ohh rahatlarya heryer serbest ,herşey serbest sonrada kendi kendilerine biz dinsizmiyiz yok biz müslüman değilmiyiz neysen nesin bizene bu insanlar seni niye rahatsız ediyo bi türlü anlamıyorum vicdanınızmı sizi rahat bırakmıyo biz yapmıyoruz bunlarda yapmasınmı var niye kardeşçe yaşayamıyoruz anlamış değilim
#10.10.2008 23:32 0 0 0
  • "Bismillâhi erkîke min külli şey'in yü'zîke min şerri külli nefsin ev aynü hâsidin. Allahümme yeşfîke bismillâhi erkîke." (Sana ıztırap veren her şeyden, her kıskanç nefisten, her hasetçi gözden Allah'ın adıyla sana şifâ dilerim. Allah sana şifâ versin. Allah'ın adıyla sana şifâ dilerim.)
#10.10.2008 23:28 0 0 0
  • Herkes bizim gibi düşünürmü bilmem ama çoğunluğu müslüman bi ülkede başımızı kapatmamız suç oluyo ise kadın erkek çalışanlarımıza namaz vakitleri tanınmıyor hatta yeni yeni KUR'AN-I KERİM mealleri çıkmaya başladı ise biz ve bizim gibi düşünenler ALLAH sabrımızı arttırsın yardımcımız olsun diğerlerinede vicdan nasip etsin inş.
#10.10.2008 23:25 0 0 0
  • öncelikle ALLAH sabrınızı arttırsın inş. belki faydası olur ümüdiyle nette okuduğum bir yazıyı göndermek istedim. Eğer ergenlik dönemine giren, otistik spektrumda olan bir çocuğunuz varsa aşağıda aktarılan öneriler size bu dönemi daha yumuşak atlatmanız konusunda yardımcı olacaktır. Çocuğunuzun bilişsel ve duygusal düzeyi, iletişim becerisi her ne noktada olursa olsun bu önerilere mutlaka göz atmalısınız.

    1. Karşı koyma / itiraz etme sadece otizme bağlı değildir: Otistik spektrumda yer alsın ya da almasın, ergenliğe geçişte çocuğun davranışlarında ve kişiliğinde kesin bir değişim gerçekleşir. Dikkatinizi çekme isteği, kendi bağımsızlığını istemeye dönüşür. Spektrumda bulunan çocuklar için bu davranış değişikliği karşı koyma gibi görünebilir; artık isteklerinizi daha önce olduğu gibi yerine getirmiyorlardır. Otistik özelliklerini bir tarafa bırakacak olursak bu değişim gelişimlerinin normal bir parçasıdır. Bir ebeveyn olarak çocuğunuzun birey olma sürecini desteklemek, bazen onaylanmayacak gibi olsa da çok önemlidir. Çünkü bu değişim her ne kadar negatif bir süreç olsa da gelişimi açısından oldukça pozitiftir.

    2. Ergenler kendi seçimlerini yapmaları gerektiğini öğrenmelidir: Büyüyen çocuğunuza seçim yapma hakkı tanımak ona karar alma ve bunun sonuçlarını ( iyi ya da kötü ) kabul etmeyi öğretecektir. Ayrıca kendi hayatı üstünde daha çok kontrol gücü olduğunu fark etmesini de sağlayacaktır. Bunun çocuğun seviyesiyle hiçbir alakası yoktur. Ona sürekli seçenekler sunun ve seçeneğinin arkasında durmasını sağlayın. Unutmayın ki büyüdükçe kendi hayatı hakkında alınan kararlara daha çok dahil olmak isteyecektir. Ona şimdiden seçim yaptırmak ( tabii kendi belirleyeceğiniz seçenekler arasından ) ona önemli hayat becerileri kazandırmanın ilk adımıdır.

    3. Gündelik işler sorumluluk kazandırır: Yaşı ne olursa olsun çocuğunuza bir gruba ait olmayı öğretmek ( ister bu aileniz olsun isterseniz bir çalışma grubu ) beraberinde sorumluluklar da getireceği için çok önemlidir. Çocuğunuzu şimdiye kadar bu tür sorumluluklardan muaf tuttuysanız, artık buna bir son verin. Ergenler bir ailede yaşamanın keyifli anlar demek olduğunun ötesinde bazı sorumluluklar da gerektirdiğini de öğrenmelidir. Gündelik işler çocuğunuzun kendisine karşı sorumluluk sahibi olmasını sağlayacaktır. Ayrıca kimseye bağımlı olmadan yaşamayı öğreteceği gibi kendine güvenini de tetikleyecektir. Otistik spektrumda yer alan her birey kendi seviyesinde bir etkinlikle sorumluluk almayı öğrenebilir. Sadece çocuğunuza gerçekten fırsat vermeyi deneyin.

    4. Nöbetlere dikkat edin: Otistik spektrumda yer alan her dört gençten biri ergenliğe geçiş döneminde nöbetler geçirmektedir. Bunun sebebi net olarak bilinemese de nöbetlerin sebebi vücuttaki hormonal değişimler olabilir. Bu nöbetlerin birçoğu basit bir gözlemle belirlenemez çünkü oldukça küçüktür. Bunların farkına varabilmek için şu işaretlere dikkat etmelisiniz: çocukluk döneminde akademik olarak başarılıyken ergenlikte bunun çok az olması ya da duraklaması, davranışsal ya da bilişsel kazanımların kaybedilmesi, kendini yaralama, agresiflik ya da şiddetli öfke nöbetleri gibi yeni davranış sorunlarının ortaya çıkması.

    5. Değişen vücudu hakkına çocuğunuzla konuşun: Vücudunuzun neden olduğunu bilemediğiniz ve hiçbir şey yapamadığınız bir değişim gerçekleştirdiğini hayal edin. Çocuğunuz spektrumun hangi noktasında olursa olsun, bu değişim hakkında bilgisi ne kadar net olursa olsun bu değişimi gerçekten anlayabileceği bir seviyede ve dille ona anlatmanız gerekmektedir. Aksi takdirde çocuğunuz adet gördüğünde ya da ıslak rüyalar yaşadığında fazlasıyla ajite olabilir ya da bu durum onu çok endişelendirebilir. Başlangıçta basit kelimeler ve resim, fotoğraf gibi görseller oldukça yardımcı olabilir. Net, açık olun ve abartmayın; bu tek bir seferde halletmeniz gereken bir konuşma değil

    6. Mastürbasyon, hayatın bir gerçeği: Mastürbasyon her ergenin gerçekleştireceği normal bir aktivitedir, bununla yüzleşin. Bir kez keşfedildiğinde durdurulması güç bir aktivitedir, takıntı haline dönüşebilir; özellikle de kendini uyaran eylemlerde bulunmaktan keyif alan bireyler için. Bu noktada yapılacak en uygun şey ona bunun çok özel bir eylem olduğunu, bunu kendi odası gibi kendine ait özel bir yerde, yalnız olduğu bir zamanda yapması gerektiğini anlatmaktır.

    7. İlişkiler ve seks; tartışılması gereken konular: Seks birçok ebeveynin çocuğuyla tartışmayı rahat bulmadığı bir konudur. Bu sizin için ne kadar zor olursa olsun spektrumda yer alan çocuğunuzla seks ve kişiler arasında gerçekleşen farklı ilişkiler hakkında konuşmanız gerekmektedir. Çocuğunuz farklı olduğu için bu tür bir bilgiye ihtiyacı olmayacağını düşünmek çok çok yanlıştır. Ergenler bu konuda konuşur, dolayısıyla çocuğunuz istemeseniz de normal denen yaşıtlarından bu konuda bir şeyler duyacaktır. Onun sosyal-duygusal gelişimin en önemli noktalarından biri olan bu konunun soyunma odası eğitimine dönüşmesine izin vermeyin. Çocuğunuzun fonksiyonel seviyesi her ne olursa olsun ona karşı cins ve hem cinsleriyle girdiği etkileşimlerde dikkat etmesi gereken uygun olan ve olmayan davranışları, temasları ve sözcükleri öğretin.

    8. Kendini ayarlamak her yetişkin için çok önemlidir: Yetişkin bir bireyin öğrenmesi gereken önemli özelliklerden biri de hassas duygulara ve duyusal yüklenmeye karşı tepkilerini kontrol edebilmesidir. Çocuğunuz büyüdükçe duygularının farkına varmayı ve bunlarla başa çıkmayı daha rahat yapıyor. Okul için kendini sakinleştirme adına yeni teknikler geliştirmesi gerekiyor tabii. Örneğin yardım etmesi, mola vermesi için öğretmenine sinyal verme, yalnız kalınabilecek sessiz bir köşe bulma gibi. Evde de çocuğunuz aşırı yüklendiği bir günün ardından yalnız kalmak isterse buna mutlaka saygı gösterin

    9. Kendine güven başarının anahtarı: Çocukların henüz küçükken iyi olduğu yönlerini vurgulayıp destekleyerek kendilerine olan güvenlerini artırın. Eğer çocuğunuzun kendine güveni düşükse evde, okulda ve sosyal ortamlarda insanlardan aldığı mesajlara odaklanın. Aldığı mesaj genellikle bir şeyi doğru dürüst yapamadığı yönünde olabilir. Bu da onun güvenini sarsıyordur. Çocuklar sadece hata yaptığında uyarılmamalı. Uygun davrandıklarında, tepki verdiklerinde ya da iletişim kurduklarında mutlaka takdir edilmeliler. Bu yöndeki gayretleri bile her seferinde onaylanmalı ve takdir edilmeli. Ergenlerin depresyon riski altında olduklarını unutmayın. Koşullar ne olursa olsun, yani sadece doğru ve uygun durumlarda değil, çocuklar sizler tarafından sevildiklerini ve değer verildiklerini bilmeliler.

    10. Kendini savunmak bağımsızlık için gerekli bir beceridir: Eninde sonunda çocuğunuz evden ya da sizden ayrılmak zorunda kalacak ve korumanız olmadan yaşayacak. Kendi adına konuşmayı öğrenmesi gerekiyor. Buna okuldan başlayabilirsiniz. Çocuğunuz güçlü ve zayıf yönlerinin, diğerlerinden farklı olduğu noktaların bilincinde olmalı. Ancak bu şekilde gerçek hayatta güçlenmesi ve başkalarından yardım alması gereken alanlarıyla, ayakları üstünde durmasına destek olacak güçlü noktalarının farkına varabilir.

    11. Zorbalık ciddi bir problemdir ve baş edilmesi gerekir: Zorbalık sözlü sataşmadan fiziksel bir kavgaya kadar çeşitlilik gösterebilir. Hangi düzeyde olursa olsun bu bireysel bir sorun değil, okul yönetiminin sorunudur. Okul tüm idari kadrosuyla zorbalığa karşı bir tavır takınmadığı ve disiplin geliştirmediği sürece okul hayatı çocuğunuz için zor geçebilir. Çünkü spektrumda bulunan ergen ve gençler diğer yaşıtlarındaki sosyal ipuçlarını, motivasyonları, muhtemel davranışları anlamakta güçlük yaşarlar. Bu nedenle kendilerini güvenilir olmayan durumların içine rahatlıkla sokabilirler. Ya da geleneksel olamayan davranışları veya en basitinden giyim tarzları onları hedef yapabilir. Bu nedenle çocuğunuzun sözel olmayan iletişim yollarını ve gizli anlamları bildiğinden emin olun. Onun için yaşıtlarını gözlemleyin. Ne giydiklerini, saçlarını nasıl yaptıklarını, ne tür müzik dinlediklerini bilip çocuğunuza bu yönde önerilerde bulunmak onun işini kolaylaştırabilir.

    12. Kendinize de zaman ayırın: Otistik spektrumda yer alan bir çocuğun getirdiği bütün sorumluluklar bir tarafa kendinize de mutlaka zaman ayırmalısınız. Bu isterseniz gün içinde keyif aldığınız bir aktiviteyle uğraşmak, spor yapmak ya da sadece dinlenmek olabileceği gibi haftada bir gece dışarı çıkmak şeklinde bir ödül de olabilir. Baterilerinizi şarj etmeniz gerektiğini unutmayın. Bu çocuğunuz içinde iyi bir model davranış olacaktır. Ona hayatın hepimiz için stres dolu ve yorucu olabileceğini, bununla baş etmek için rahatlatıcı ve dinlendirici yollar keşfetmemiz gerektiğini gösterebilirsiniz.

    Kaynakça: Autism - Asperger's Digest Magazine
#10.10.2008 23:02 0 0 0
  • İLGİNİZE TEŞEKKÜR EDERİM.Evet başlık olarak forex ve islam diye çok yazı var ama hep mailler silinmiş bi başlık kalmış hakikaten iyice araştırılmadan girilecek bi konu değil zaten demo hesaplarında biraz işlem yapınca inanılmaz kar şüphe bırakıyo açıkçası. şüphesi bile insana yetiyor zaten
#10.10.2008 22:51 0 0 0
  • ARKADAŞIM SEN YA MEVZUYA HASIL OLAMADIN YADA VEDA HUTBESİNİ HİÇ DUYMADIN. kırmızı tenlinin siyahtan siyahından ondan hiç bir ayrıcalığı YOKTUR BİLMEM ANLADINMI? AYRICA diğer bi konuda her milletten aynı bir evde yaşayan aile bireylerinde olduğu gibi iyiside kötüsüde çıkabilir bu o aileye toptan sövmeyi gerektirmez ayrıca peygamberim arap olduğu için benim arapları bir ingilize kıyasla daha çok sevmem kimseyi ilgilendirmez.bahsettiğiniz zulmetmiş arabları neyin beklediği belli ( leheb suresi) bu beni niye araplardan soğutsun ne mutlu sahabe olabilme şerefine ermiş o canlarA .HERKES İSTEDİĞİ GİBİ DÜŞÜNMEKTE ÖZGÜR TABİKİ AMA KIZGINLIK ANINDA ARAPLARIN CÜMLESİNE SÖVEN BİRİNİ GÖRDÜĞÜMDE EBU LEHEB DENEN KAFİRİ DÜŞÜNÜRKEN CANIM PEYGAMBERİMİN ARAP OLDUĞUNU UNUTAYIMMI?
#10.10.2008 22:40 0 0 0
#25.09.2008 23:16 0 0 0
  • noimage Eğer..
    Eğer bir gün Peygamber Efendimiz ziyaretinize gelse,
    Yalnızca birkaç günlüğüne aniden çalsa kapınızı,
    Merak ediyorum neler yapacağınızı...
    Biliyorum ama
    Böylesine şerefli bir konuğa açacağınızı en güzel odanızı,
    Ona sunacağınız yemeklerin en iyisi olacağını,
    Ve inandırmaya çalışacağınızı,
    Onu evinizde görüyor olmaktan mutluluk duyacağınızı;
    Gerçekten evinizde ona hizmet etmekten alacağınız hazzı.
    Fakat söyleyin bana,
    Efendimizi evinize doğru gelirken gördüğünüzde,
    Onu kapıda mı karşılayacaksınız?
    Yoksa onu içeri almadan önce, aceleyle,
    Bazı dergileri, gazeteleri çarçabuk saklayıp
    Yerine Kur'anı mı koyacaksınız?
    Peki hala Amerikan filmlerini seyredecek misiniz televizyonda?
    Yoksa kapatmaya mı koşacaksınız aceleyle,
    O size kızmadan önce?
    Kim bilir?
    Belki de ağzınızdan hiç çıkmamış olmasını mi dilerdiniz,
    Hatırlayamadığınız en son çirkin kelimeyi...
    Peki ya dünyalık müziğinizi, kasetlerinizi de saklayacak mısınız?
    Ve bunun yerine ortalığa,
    Kitaplığınızın raflarında tozlanmış,
    Hadis kitapları mı çıkaracaksınız?
    Hemence içeriye girmesine izin verecek misiniz?
    Yoksa telaşla ne yapayım diyerek,
    Sağa sola mı koşturacaksınız?
    Merak ediyorum:
    Eğer Peygamber Efendimiz,
    Bir kaç günlüğüne sizinle birlikte yaşasa,
    Yapmaya devam edecek misiniz,
    Her zaman yaptığınız şeyleri?
    Ailenizdeki sohbetler eski halini koruyacak mı?
    Her yemekten sonra sofra duası etmeyi,
    Yine zor mu bulacaksınız?
    Hiç yüzünüzü asmadan,
    Oflayıp puflamadan,
    Her vakit namazınızı kılacak mısınız?
    Ya sabah namazı için,
    Sıcacık yatağınızdan,
    Erkenden fırlayacak mısınız?
    Peki ya yine mırıldanacak mısınız,
    Her zaman söylediğiniz şarkıları?
    Ve okuyacak mısınız,
    Her zaman okuduğunuz kitapları?
    Peki bilmesine izin verecek misiniz,
    Aklınızın ve ruhunuzun beslendiği şeyleri?
    Yoksa hiç bilmemesini mi isterdiniz?
    şöyle diyelim ya da:
    Gideceğiniz her yere götürebilecek misiniz Peygamberi de?
    Yoksa birkaç günlüğüne değişecek mi planlarınız?
    Tanıştırmaktan onur duyacak mısınız en yakın arkadaşınızı onunla?
    Yoksa hiç karşılaşmamalarını mı umardınız,
    Peygamberin ziyareti bitene dek birbirleriyle?
    şimdi söyleyin açık yüreklilikle,
    Onun kalmasını ister misiniz sizinle?
    Sonsuza dek, hep birlikte...
    Yoksa rahat bir nefes mi alacaksınız,
    Ziyareti bitip gittiğinde?
    Gerçekten bilmek ilgi çekici olabilir değil mi?
    Bilmek ve düşünmek,
    Eğer bir gün Peygamber Efendimiz ziyaretinize gelse
    Yapacağımız şeyleri...
    Eğer bir gün Peygamber Efendimiz ziyaretinize gelse,
    Yalnızca birkaç günlüğüne aniden çalsa kapınızı,
    Merak ediyorum neler yapacağınızı ...
#25.09.2008 22:47 0 0 0
#25.09.2008 22:00 0 0 0
#25.09.2008 21:22 0 0 0
  • @deli balta adlı üyeden alıntı:
    bu sözler cahiliye dönemi araplarını andırıyor.ozamanlar kız çocukları diri diri kumlara kömülüyordu.kadınların et yemeleri yasktı.ama sevgili peygamberimiz bir hadisi şerifinde"kadınları incitmeyiniz onlar erkeklerin kaburga kemiğinden yaratılmıştır.nazikdirler hemen kırılırlar" buyurmuştur.bu nedenle kadınların ilk önce cehenneme girecekleri bir yalandan ve iftiradan ibarettir
    Orijinali Göster...


    İŞTE O CAHİLİYE DEVRİ GÜZEL PEYGAMBERİMİZLE (S.A.V.) SON BULDU.VE O GÜZEL PEYGAMBERİMİZ BU HADİSİNDE BAYANLARI SİZ GÜNAHKAR SİZ CEHENNEMLİKSİNİZ DİYE SUÇLAMAK İÇİN DEĞİL Bİ UYARI BİR İKAZ ŞEKLİNDE BELİRTMİŞTİR BENİM BİR BAYAN OLARAK BUNDAN ÇIKARDIĞIM BUDUR bazı şeylere yalan damgası vurmak bu kadar kolay olmamalı peygamberimizin miraca yükseldiğinde gördüğü bu manzarayı bize nakletmesi bize sadece bi uyarı niteliğindedir bize verdiği değeri gösterir. Değerli Kardeşimiz;

    İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) (bir bayram namazında kadınlar tarafına geçerek):

    "Ey kadınlar cemaati! (Allah yolunda) sadakada bulunun, istiğfarı çok yapın. Zira ben siz kadınların cehennemde çoğunluğu teşkil ettiğini gördüm" buyurdular. Dinleyenlerden cesaretli bir kadın:

    "Niye cehennemliklerin çoğunu kadınlar teşkil ediyor, neyimiz var?" diye sordu. Aleyhissalâtu vesselâm:

    "Ağzınızdan kötü söz çıkıyor ve kocalarınıza karşı nankörlük ediyorsunuz. Aklı ve dini eksik olanlar arasında akıl sahibi erkeklere galebe çalan sizden başkasını görmedim!" dedi. O kadın tekrar:

    "Ey Allah'ın Resulü! Aklı ve dini eksik ne demek?" diye sorunca Aleyhissalâtu vesselâm açıkladı:

    "Aklı noksan tabiri, iki kadının şahitliğinin bir erkeğin şahitliğine denk olmasını ifade eder. Dinlerinin eksik olması tabiri de onların (hayız dönemlerinde) günlerce namaz kılmamalarını, Ramazan ayında oruç tutmamalarını ifade eder." [Buhârî, Hayz 6, Zekat 44, İman 21, Küsûf 9, Nikah 88; Müslim, Küsûf 17, (907), İman 132, (79); Nesâî, Küsuf 17, (3, 147); Muvatta, Küsuf 2, (1, 187).>
    KADINLAR, kendilerini çokça ateşe atan zaaflarından bîhaber olduklarını "Niye cehennemliklerin çoğunu kadınlar teşkil ediyor?" şeklindeki sorularıyla ortaya koymuş olmaktadır.

    Dikkat çekeceğimiz bir incelik, hadiste kadınların aklen nakıs olmaları sebebiyle ateşle tehdit edilmemiş olmalarıdır. Ateş tehdidi, "kötü sözü çok yapmaları", "kocalarına karşı küfranları", "erkeklerin aklını çelici olmaları" sebebiyle yapılmıştır.

    Aynı şey dinî noksanlık için de söylenebilir. Prof. Dr. İbrahim Canan
    Selam ve dua ile...
    Sorularla İslamiyet Editör
#25.09.2008 21:19 0 0 0
  • kadınlar erkeklere oaranla daha duygusal olduklarından olaylara daha duygusal bakabiliyorlar ve hatta bu duygusallık, olaylar karşısında çoğu zaman birçok yanlışı beraberinde getirebiliyo
#25.09.2008 02:03 0 0 0