unutulmuş o yüzün kadar hiçbir şey
beni alıp götürmedi seninle uzaklara
hâl ve gidişlerin yazılı o parlak karnelerde
şimdiki aklım olsa haykırırdım duyan olmasa da
masum bakışlı at kuyruklu bir resmini asardım duvarlara
karakalemle büyütülmüş sarı yaldız çerçeveli
bulabilsem artist resimli o yuvarlak cep aynamı
inan sevdiğim hiç benim tarzım değil biliyorum
yazma tutkusu bu gelince dinlemez ne türkü ne film
unutulmuş sanma yüzün aynamda henüz silinmedi
ara sıra buğulansa da hemen yazarım ahdini
kolay mı bir zamanlar o yüzün vadilerinde aktım
güneşe hasret ormanlarında gür bir ağaçtım
kalın kaşların altında derin uykulara dalardım
unutulmuş sandığın o yüzün kadar
hiçbir şey
hayatta
yormadı
beni