ZONGULDAK

Son güncelleme: 22.01.2008 17:12
  • ZONGULDAK
#09.02.2005 17:55 0 0 0
  • Zonguldak

    Zonguldak

    Zonguldak antik dönemde Bithynia ve Paphlagonia sınırlarının kesiştiği noktada bulunmaktaydı. Bölgede,Hitit,İskit,Mariandin,Frig,Megara,M,let, Boietya,Kimmer,asur Pers,Makedon,Roma,Bizans,Ceneviz ve Türk kavimlerinin izlerini görmek mümkündür.Özellikle Kdz.Ereğli(Herakeia Pontica) ve Filyos''ta (Tieon) kurulan ticari iskelelere bağlı olarak gelişen yerleşim birimlerinin kalıntıları günümüze kadar ulaşmıştır.Ereğli kalesi tarihi surlar, su sarnıçları,Heracles sarayı,Crispos anıt mezar, Çeştepe,fener kulesi,Bizans kilisesi,Filyos antik limanı,Filyos kalesi,açık hava tiyatrosu,kemerleri bunlardan bazılarıdır. Filyos Kalesi 1460 yılında Fatih Sultan Mehmet''in Amasrayı almasıyla birlikte yörede Türk egemenliği pekişmiştir.1829 yılında taşkömürünün bulunmasıyla farklı bir önem kazanan bölgede 1848''de ilk kömür ocakları kurulmuş;19.yy. sonunan doğru ingiliz,fransız,belçika,rus şirketleri taşkömürü üretimi yapmak üzere yöreye gelmişleridir.Yöredeki şirketlerin haklarını korumak ve üretimi artırmak bahanesiyle fransız askerleri önce Zonguldak''ı ardından Ereğli''yi işgal etmiş(1919);ancak Zonguldak ve çevresinde oluşturulan Müdafa-i Hukuk Cemiyetlerine bağlı milis güçlerinin karşı koymasıyla 18.06.1920''de Ereğli''den 21.06.1920''de ise Zonguldaktan çekilmek zorunda kalmışlardır.Zonguldak,1 Nisan 1924 tarihinde, Cumhuriyet sonrası kurulan ilk il olma ünvanını kazanmıştır.
    noimage
#09.02.2005 17:56 0 0 0
  • noimage
#11.04.2005 14:31 0 0 0
  • COĞRAFİ YAPI

    Zonguldak, Batı Karadeniz Bölgesi’nde, Karadeniz’e batı ve kuzeyden kıyısı olan bir ildir. 3.481 km²lik yüzölçümüyle Türkiye topraklarının binde altısını kaplar. Karadeniz kıyılarından başlayan il toprakları, kuzeydenden Karadeniz, kuzeydoğudan Bartın, doğudan Karabük, güneyden Bolu, batıda Düzce illeriyle çevrilidir.

    Zonguldak yönetsel anlamda Merkez İlçe, Alaplı, Çaycuma, Devrek, Gökçebey ve Kdz.Ereğli ilçelerinden oluşmuştur.

    YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ

    Zonguldak ili çok engebeli bir arazi yapısına sahip olup; il alanının % 56’sı dağlarla, % 31’i platolarla ve % 13’ü ovalarla kaplıdır.

    Akarsu vadileriyle yer yer derin bir biçimde parçalanmış olan il toprakları orta yükseklikteki dağlık alanlardan oluşur.

    Bol yağışlı bir iklime sahip olan Zonguldak, yerüstü su kaynakları bakımından oldukça zengindir. İlde Filyos Çayı dışında büyük akarsu olmamakla birlikte, çok sayıda akarsu vardır. Bu akarsular, il alanının sık bir vadi ağıyla parçalamıştır.



    Dağlar
    Ağırlıklı yeryüzü şekillerini oluşturan dağlar; kuzey kesimlerinde 1000 metreyi bulmazken, orta kesimlerde 1200 metreyi aşmakta, güneyde ise yer yer 2000 metreye kadar ulaşmaktadır. Dağlar kıyıya koşut üç sıra oluşturduğundan kıyı ile iç kesimler arasında ulaşım güçleşir. Kıyıya yakın yükseltilerin oluşturduğu dağ sırasının altında zengin taşkömürü yatakları vardır.

    Atyaylası Tepesi (710 m), Göldağı (771 m), Kantar Tepe (905 m), Orhan Tepe (920 m), Baba Dağı (1120 m), Soğukoluk Tepesi (1268 m), Kızıl Tepe / Kızıltaş )1468 m) ve Bacaklı Yayla ilin bilinen yükseltileridir.


    Vadiler, Platolar, Ovalar
    Zonguldak il toprakları sıkı bir vadi ağıyla parçalanmıştır. Bu vadiler kimi kesimlerde genişliyerek düzlükler oluşturmasına karşın, ilde büyük denebilecek bir ova yoktur.

    Filyos Çayı Vadisi
    Alaplı Irmağı Vadisi
    Gülüç Irmağı Vadisi
    Üzülmez Deresi Vadisi



    Kıyılar
    Karadeniz boyunca uzanan kıyı şeridinin tek önemli girintisi Kdz.Ereğli yakınlarındaki Baba Burnu’dur.

    Doğuda Sazköy’den batıda Alaplı ilçe sınırına uzanan 80 kilometrelik kıyı bandında yer alan pek çok doğal plaj (koy) ve kumsal alanlar yöre halkının yaz aylarında günübirlik kullandığı belli başlı mekanlardır



    Akarsular
    Filyos ve Gülüç Çayı; Devrek, Alaplı ırmakları; Üzülmez, Kozlu dereleri yörenin bilinen akarsu kaynaklarıdır. Ayrıca her biri akarsuların denize döküldüğü yer anlamına gelen Küçükağız, Ömerağzı, Çatalağzı (Çatalağız:Bir coğrafya terimi olup, ırmağın denize kavuştuğu yerde lığların birikmesiyle oluşan delta) İnağzı, Değirmenağzı, Çavuşağzı, Alacaağzı, Köseağzı, Mevrekeağzı ve İncivezağzı gibi ağızlara irili ufaklı pek çok dere akmasına karşın, yaz mevsiminde bu derelerin oluşturduğu kanyonların suyu azalmaktadır.

    En önemli akarsuyu Filyos Çayı olup 228 km. uzunluğundadır.



    Baraj Gölleri ve Göletler
    İl sınırları içinde doğal göl bulunmamaktadır. Merkezde Ulutan, Kdz.Ereğli’de Kızılcapınar ve Gülüç baraj gölleri; Çatalağzı’da Dereköy ve Karapınar’da Çobanoğlu göletleri ilin bilinen yapay gölleridir.



    BİTKİ ÖRTÜSÜ
    İl topraklarının % 52’si ormanlık alan (348.612 ha) olup, bunun % 88’i koru, % 12’si baltalık orman niteliğindedir. Ülkemiz ormanları içerisinde zengin bir tür çeşitliliği ile doğal arboretum konumunda olan yöre ormanlarında kayın, meşe, gürgen, kestane, çınar, ıhlamur ve kızılağaç başta olmak üzere % 70’i yapraklı; gürgen, karaçam, sarıçam, kızılçam ve sahil çamı türleriyle % 30’u ibreli ormanlardır. Her mevsimi yağışlı geçen yörenin yükseklikleri iğne yapraklı (köknar, çam), daha aşağıları yayvan yapraklı (kayın, meşe, kestane, karaağaç, ıhlamur, kavak), akarsu kenarları da kavak, söğüt ağaçlarıyla kaplıdır.

    Bu ana yeşil dokuyu orman gülü, pırnal meşesi, çoban püskülü, defne, kocayemiş, kızılcık, kiraz, funda, ayı üzümü, kuşburnu, böğürtlen, dağ çileği, eğrelti otu gibi orman altı bitki örtüsü tamamlamaktadır.Zonguldak yöresi endemik bitki varlığı açısından da oldukça zengin bir potansiyele sahiptir.

    Ana toprağı Zonguldak olan bu bitkilerin bir bölümü yörenin antik adları ile (phrygia, paphlagonica, galaticus, bihhynicum, pontica...), bir bölümü de mitolojik kaynaklardaki adları ile (delphinium, olympica, heracleum...) bilinmektedir.


    İKLİM
    Zonguldak ili ılıman Karadeniz ikliminin etkisi altındadır. Her mevsimi yağışlı ve ılık olan Zonguldak’ta kurak mevsime rastlanılmamaktadır. En fazla yağış sonbahar ve kış mevsimlerinde görülür.

    İlde mevsimler ve gece-gündüz arasında önemli bir sıcaklık farkı bulunmamaktadır. Denizden iç kesimlere doğru gidildikçe, iklim biraz daha sertleşir.

    Yıllık ortalama sıcaklıklarda il genelinde önemli bir farklılaşma yoktur. Haziran, Temmuz ve Ağustos ayları ilin en fazla güneşli günlerinin yaşandığı aylardır. Yine bu aylar arasında deniz sıcaklığı ortalama 20 °C düzeyindedir.

    Yıllık yağış ortalamasının 1234.96 mm olduğu Zonguldak’ta, en yağışlı aylar 148.65 mm ile Aralık ve 141.72 mm ile Ocak aylarıdır. Yağışlar kıyılardan iç kesimlere doğru gidildikçe hem azalmakta hem de yağmurdan kara dönüşme özelliği göstermektedir.

    İlde hakim rüzgar güneydoğu (keşişleme) yönündedir. İkinci derecede etkili rüzgar ise kuzeybatı (karayel) yönündedir.

    Zonguldak’ta en düşük nispi nem oranı % 70 olup, ortalama nispi nem oranı % 75’tir.



    JEOLOJİK YAPI
    Karadeniz sahilinde Ereğli-İnebolu arasındaki engebeli arazi parçası bugünkü jeolojik bilgilere göre Mezozoik çağa ait bir teşekküldür. Birçok yerde kömür ihtiva eden tabakalar yüzeyde kendini gösterir. Kretesinin altındaki karbonifer şeridi 160 km uzunluğundadır.

    Filyos Çayının batısında kalan Zonguldak-Kozlu-Kandilli (Batı Kömür Havzası) Filyos Çayının doğusundaki pencereler (Doğu Kömür Havzası) adını alır. Azdavay ve Söğütözü gibi doğu kömür havzasına ait yerlerde prodüktif kömür damarlarına rastlanır.

    Zonguldak sahasında ilk hareketler, Namurian Formasyonunu tabanında meydana gelmiştir. Genel bir yükselme Vise kalkerinin teşekkülüne son vermiş ve ilk kara teressübatı meydana gelmiştir. Alt Namurian’da bazı ilerlemeler ve gerilemeler olmuşsa da Orta Namurian’da kömür havzası açık denizden kesilmiştir. Bütün Namurian Devri, sürekli bir alçalma göstermiştir. Ortalama 1000 metrelik bir çöküntü, bütün kömür havzasında Namurian Devrinin sonunu getirmiştir. Yeni hareketlerle Westfalian Devri başlamıştır. İkinci bir hareket sonucu nehirlerin taşıma gücü artmış, büyük miktardaki teressübat çöküntü halindeki sahaya doğru akın etmiştir. Bu hızlı çöküntü zaman zaman durmuş ve sakin devirlerde,büyük miktarda turba teşekkül etmiştir. Namurian Devrindeki hareketler aynen ve daha yakın yerlerde meydana gelmiştir. Westfalian A’nın üst kısımlarında nehirlerin taşıma güçleri azalmıştır. Westfalian’ın konglomeraları en çok formasyonun alt yarım kısmındadır.

    Westfalian B’nin başlangıcında deniz kıyısının gerisindeki alanda bir yükselme meydana gelmiş, nehirlerin taşıma güçleri büyük miktarda artmıştır. Westfalian A’nın konglomeralarından daha büyük ve volkanik menşeli çakılların teşkil ettiği Karadon formasyonu, sahada yüksek dağları ve volkanik hareketlerin varlığını gösterir.

    Gelik’in doğusundaki Karbonifer (Göbü Karboniferi) adını alır. Bu karbonifere Delikli Meşe Karboniferi adı da verilir.

    Westfalian A,C ve belki D Konkordan Westfalian A’nın üzerinde yatmaktadır . Bu devrin başlangıcında, nehirlerin taşıma kabiliyetinin büyük olması bu formasyonun başlangıcında büyük miktardaki konglomeralarla kendini göstermektedir. Westfalian B’nin büyük parçalı tabakaları, Westfalian A’ya göre daha fazla volkanik taş ihtiva etmektedir. Bu formasyonda da bazı kömür damarları vardır, fakat damarlar ya çok ince veya istihsal için çok şistlidir.



    KÖMÜRÜN OLUŞUMU
    Kömür Oluşumu; Kömür değişik oranlarda organik ve inorganik yapıcı ve bileşenler içeren tortul kayaçtır. Doğada yapı, doku, bileşenler ve köken açısından, birbiriyle tam anlamda özdeş iki kömür oluşumuna rastlamak hemen hemen olanaksızdır.

    Kömürü yapan ana element karbondur.Bu nedenle oluşumu karbon çevrimine çok bağımlıdır. Kömür evrimi bataklıklarda başlar. Kömürleşmenin başlıca kaynakları bitkiler ile havadan veya yüzeysel sulardan alınan karbondioksittir. Mağmanın içerdiği gaz, buhar ve çözeltiler karbon çevrimine katılır. Hava ve sudaki karbondioksitin önemli bölümünü bitkiler özümler, yaşamları için gerekli olanı yapılarında tutarlar. Karbondioksitin suda çözünen bölümü, karbonatlı kayaçlarda ve organik tortularda birikir. Bunların başkalaşması sonucu tekrar çevrime katılır.

    Kömür; Uygun ortamlarda, bataklıklarda bozunma ve çürümeden kurtulan bitki kalıntı birikimlerinin,zamanla biyokimyasal ve fiziksel etkilerle değişimi sonucu oluşur. Biyo kimyasal evrede Turbalaşma, dinomokimyasal veya başkalaşma evresi ise kömürleşmedir.
#11.04.2005 14:35 0 0 0
  • Antik Dönem

    Bilindiği gibi Tarih Devri, yazının bulanması ile başlar. Anadolu’ya yazı Hititlerin (MÖ2000-1200), Asurlularla yaptıkları ticaret (Asur ticaret kolonisi: Kültepe, Kaniş, Kayseri) ile girmiştir. İlkçağ’da (MÖ 3200-MS 375) bugünkü Zonguldak topraklarında Paflagonya (Merkezi Kastamonu) ve Bitinya (Merkezi İzmit) denen bölgeler ve siyasal kuruluşlar vardı. İlkçağ’dan günümüze (Yakınçağ) değin Zonguldak ve çevresinin tarihçesini, tarihsel kronolojiye uygun olarak açıklayabiliriz

    - Frigyalılar (Frigler) Döneminde (MÖ 1200/750-676) Zonguldak
    - Yunanlıların (İyonlar ve Diğerleri) ve Lidyalıların Kolonileri Döneminde (MÖ 7. yy-6. yy) Zonguldak
    - Persler (Eski İranlılar) Döneminde (MÖ 555-MÖ 333) Zonguldak
    - Hellenizm (Makedonya İmparatorluğu
    - Büyük İskender, Bitinya ve Pontus Krallıkları) Döneminde (MÖ 4. yy-MÖ 1. yy) Zonguldak
    - Romalılar Döneminde (MS 1. yy-4. yy) Zonguldak
    - Bizans (Doğu Roma İmparatorluğu) Döneminde (4. Yüzyıl-13. Yüzyıl) Zonguldak
    - Anadolu Selçukluları (1075/77-1308) Döneminde (11.-13.yy) Zonguldak
    - Beylikler Döneminde (13. yy-15. yy) Zonguldak
    - Osmanlı Döneminde (14. yy-20.yy) Zonguldak


    Hisarı yapılırken yıkıma uğradı (1452). Buradaki İlk ve Ortaçağ harabelerinin değerli taş malzemeleri büyük mavnalarla (Gemilere yakın kıyılara yük taşıyan güvertesiz büyük tekne) İstanbul’a taşındı. Şehrin (ereğli) eski önemi kalmadı. Kastamonu Eyaleti’nin (Eyalet: Osmanlı Devleti’nde temel yönetim birimidir. Yöneticisi Beylerbeyi’dir.) Bolu Sancağı’na (Sancak: Yöneticisi Sancakbeyi’dir. Güvenlik işlerini Subaşılar, adalet işlerini de Kadılar yürütürdü) bağlı bir kaza merkezi olarak uzun bir sönük döneme girdi.

    Aslında, Ereğli yöresi, Osmanlı yönetimine girdikten sonra, tıpkı Amasra (Bartın İli’nin ilçesi) gibi, bir gerileme dönemine girmiştir. Zonguldak ve çevresi için barış ve huzur ortamı da pek uzun ömürlü olmadı.

    Zonguldak havalisinde genel olarak 16., 17. ve 18. yüzyıllarda çok önemli olaylar yoktur. Ancak, 18. yüzyılda bölgede Ayanlar’ın ortaya çıktığını görüyoruz. Gerçekte Osmanlı İmparatorluğu, Anadolu’nun bir çok köşesi gibi bu bölgeyi de kaderine terk etmiştir. Osmanlı çağındaki adı ile Bender-i Ereğli, Filyos (Hisarönü) ve Devrek, küçük birer yönetim merkezi ve salt kendi çevrelerinin Pazar yeri durumunda kalmışlardır.

    18. yüzyıldan sonra Ereğli’de yelkenli gemiciliğin önem kazandığı görülür. Fakat, bugüne değin iyi iş yapan yerli armatörler (gemi işletenler), çağın gereklerine (gelişen teknolojiye) uymayı başaramadıkları için birer ikişer iflasa sürüklenmişlerdir. 18. yüzyılın başlarında çevreyi geçen Uluslu İ. Hamdi Efendi, Atlas adlı eserinde Zonguldak ormanlarının olağanüstü zenginliğini dile getirir.

    18.yüzyılın ikinci yarısında Şile’ den Cide’ ye kadar bir çok iskelenin "hatab ( odun) iskelesi" yükümlülüğüne bağlandığı bilinmektedir. Odun iskelelerinin başlıcaları;Karasu, Ereğli,Filyos, Bartın çayı, Amasra ve Cide’ dir. Başkent İstanbul’ un yakımlık odun ihtiyacının yanı sıra bu iskelelerden Tersani Amire için gemi keresteleri, tomruk ve direk sağlanmaktadır. İç kesimlerde yaşayan halk toprağa bağlı,tarım, ormancılık ve hayvancılıkla ilgilenmektedir.

    1825’ de Bolu sancağı; Merkez, Çağa, Kıbrıscık, Mengen, Gerede, Viranşehir(EskiPazar), Traklıborlu (Safranbolu), Yenice, Yedidivan, Ulus, Onikidivan (Bartın), Hızırbeyili, Mudurnu, Konuralp ve Ereğli kazalarından oluşmaktadır.

    Şimdiki Zonguldak şehir merkezi; Ereğli kazasına bağlı, deniz sahilinde ‘’Tahta İskelesi” olan bir koydur. Tahta İskele çevresinde depolanan kerestelerin, buradan İstanbul’ a Haliç Tersanesine gönderildiği bilinmektedir. Çağın gereği olarak, deniz ulaşımında buhar gücü için gerekli olan "buhar kömürü" daha sonraki yıllarda yine bu sahillerden sağlanacaktır.

    İdari yapılanmanın yanı sıra, Taşkömürü Havzasında askeri düzenlemeler görülmektedir.

    Taşkömürü’ nün varlığı 1830’ dan itibaren kesin olarak bilinmektedir.1830 - 1848 tarihleri arasında arama ve işletmecilik faaliyetleri hakkında çok ayrıntılı bilgi olmamakla birlikte; 29 Temmuz 1843 (2 Recep 1259) tarih ve 3874 numaralı Sadaret-Sadrazamlık Tezkeresi’ nde Ereğli ve Amasra’da üretilen "vapur kömürünün" İstanbul’ da pazarlanmasından söz ederek gerekli düzenlemelerin yapılmasından sonra Devlet hazinesine sağlayacağı katkı anlatılmaktadır.

    1848’ de yapılan inceleme ve düzenlemelerle, "taşkömürü bulunan yerler" saptanarak "havza sınırları" ilk kez tanımlanmıştır. I.Abdülmecid’in fermanıyla; Taşkömürü Havzası “Evkaf-ı Celile-i Mülükane" (Vakıflar İdaresi Mülkleri) topraklarına dahil edilmiş, I.Abdülmecid Vakfı adına tapulanmıştır. İdaresi ve işletilmesi de Hazine- i Hassa’ ya (saray bütçesi) verilmiştir.Taşkömürü Havzasından elde edilecek yıllık kira bedeli Evkaf Nezareti ( vakıflarla ilgili işleri yürüten örgüt ) denetiminde, dini hayır kurumlarına tahsis edilmiştir.

    Taşkömürü havzasında üretimin arttırılması için işgüçü ve taşıma eksikliklerinin giderilmesi zorunluluğu doğmuştur. Padişah I. Abdülaziz’ in (1861-1876) emriyle, havzanın yönetimi 10 Şubat 1865’ de Bahriye Nezaretine devredilerek, Maadin-i Hümayun Nazırı ve aynı zamanda Ereğli Kaymakamı unvanıyla birlikte Mirliva (Tuğamiral) Dilaver Pata atanmıştır. Havzasının yönetimini elinde bulunduran Bahriye idaresi tarafından 26 Nisan 1867 tarihinde, "Ereğli Maden-i Hümayun İdaresinin Nizamnamesi" yapılmıştır.

    1864’ de Osmanlı taşra yönetimindeki yapılanma ile eyalet,sancak,kaza ve ağa yerine vilayet (vali), sancak (mutasarrıf), kaza (kaymakam), Nahiye (müdür) ve Köy (muhtar) idari düzeni getirilmiştir. 1867 tarihli tüm vilayetleri kapsayan "Vilayet Nizamnamesi" ne göre Kastamonu Vilayetinin Merkez, Sinop, Çankırı ve Bolu olmak üzere 4 sancağı, 21 kazası ve 30 nahiyesi bulunmaktadır. Bolu Sancağının; Merkez, Göynük, Düzce, Ereğli, Bartın ve Gerede olmak üzere 6 kazası ve 30 nahiyesi bulunmaktadır. Bu düzenleme ile Amasra nahiyesi de, 58 köyü bulunan Bartın kazasına bağlanmıştır. Bartın ve Amasra’ nın Dilaver Paşa Nizamnamesi (Teamülname) gereği Ereğli Kaymakamlığı sınırları içinde olması taşkömürü havza sınırları ile ilgilidir.

    1865’ de Dilaver Pata, Maadin-i Hümayun Nazırı ve aynı zamanda Ereğli Kaymakamı unvanıyla birlikte atanmıştır. Ancak, bu tarihlerde Ereğli Kaymakamlığı ve Maden Müdürlüğü ünvanlarının birbirinden ayrıldığı anlaşılmaktadır.

    TBMM Hükümeti, 20 Nisan 1920’ de Devrek, Ereğli, Mudurnu, Bartın, Göynük ve Zonguldak’ı Bolu Bağımsız mutasarrıflığından ayırarak, Kastamonu vilayetine bağladı. 14 Mayıs 1920’ de de Zonguldak kazasını mutasarrıflık haline getirilerek, Kaza Kaymakamı Ahmet Cevdet Bey mutasarrıf vekili olarak görevlendirilmiştir. TBMM’ nin ilk mutasarrıflık yaptığı ilçe olarak tarihdeki yerini alacaktır.

    Türkiye Cumhuriyetinin İlk İli Zonguldak; 1 Nisan 1924 tarih ve 491 sayılı Teşkilat- ı Esasiye Kanunu’ nun 60. maddesine göre sancaklar kaldırılınca, Zonguldak bağımsız mutasarrıflığı, Vilayet yapılmıştır.

    Zonguldak Adının Kaynağı ; Zonguldak isminin verilişi çeşitli rivayetlere dayanmaktadır; sazlık ve kamışlık anlamına gelen zongalıktan, sıtmanın titremesini tarifen zonklamaktan ve bir başka rivayete göre de, sisli bir havada gemisiyle buraya giren kaptanın sis kalktıktan sonra burası zongalıkmış demesinden, semer otu’na (kemer otu, kındıra otu) zongura denmesinden, Zonguldak isminin verildiği söylenmektedir.

    Kent adını, "Sandraka / Sandrake" adıyla bilinen yerleşim, adını Sandra Çayından alarak Zonguldak‘a dönüşmüştür.

    Bir başka görüşe göre; Göldağı’ nın nirengi noktası alınması sonucu , Göldağı kesimi ya da bölgesi anlamına gelen “ Zone Ghuel Dagh” ın Türkçe okunuşundan almıştır.

    Necdet Sakaoğlu’nu tespitine göre de; “Daha çok şimdiki Zonguldak’ın bulunduğu yerde ocaklar açan Fransız girişimciler yörelerinin çok engebeli ve sık ormanlık oluşu sebebiyle buralara Jungle (Cangıl) adını vermişler, buna yerli halkın orman anlamında kullandıkları dav - dağ kelimesi de eklenince zamanla Zonguldak biçimini alacak olan "Jungle-Dağ" ismi doğmuştur
#11.04.2005 14:38 0 0 0
  • TURİZM

    Ülke ekonomisinin en dinamik sektörlerinden biri olan turizm, son yıllarda ilimizde de önemli bir gelişme çizgisi yakalamış, gerek özel, gerekse kamu girişimleriyle kayda değer bir istihdam ve hizmet alanı durumuna gelmiştir.

    İlimizin iklim koşulları, deniz kum-güneş üçgenine dayalı seçeneğe uzun süreli fırsat tanımamakta; ancak il coğrafyasının önemli kısmını oluşturan ormanlık alanlar, yaylalar, mağaralar ve su- yeşil kombinasyonun oluşturduğu doğal güzellikler Zonguldak'ı doğa severlerin gözünde önemli bir çekim odağı kılmakta ve bu nedenle ilin turizm alanındaki geleceğe yönelik tüm planlamaları bu çerçevede düşünülmektedir.

    Bu amaçla İl Turizm Müdürlüğü' nce 1994 yılında başlatılan projelerden Gökgöl Mağarası Turizm Amaçlı Kullanım Projesi ile bir kültür turizmi projesi (İnanç Turizmi) olan Cehennemağzı Mağarası ilin hizmete sunulan ilk turizm destinasyonlarıdır.

    Ayrıca Zonguldak Valiliği İl Özel İdaresince Bakacakkadı Beldesi' nde yaptırılan ve 2001 yılında hizmete açılan 100. Yıl Atatürk Hizmet Köyü sağladığı olanaklar (Konaklama, yemek, eğlence, spor) ve sunduğu hizmetler açısından bu konudaki gereksinimleri karşılayan önemli bir trizm yatırımıdır.

    DOĞAL GÜZELLİKLER

    Zonguldak, doğal güzellikler açısından oldukça zengin bir ildir. Karadeniz kıyısı boyunca uzanan koyları, kumsalları, herbiri ayrı bir doğa harikası olan mağaraları, dört mevsim yeşil kalabilen bitki örtüsü ve orman içidinlenme alanları, turizm anlamında değerlendirilebilecek doğal kaynaklardır. Doğuda Sazköy'den, batıa Akçakoca' ya kadar uzanan 80 kilometrelik kıyı şeridinde yer alan, pek çok doğal plaj ve kumsal yöre halkının yaz aylarında günübirlik kullandığı belli başlı mekanlardır.

    Bunlardan Filyos, Türkali, Göbü, Kapuz, Değirmenağzı, Ilıksu, Erdemir, Ereğli Belediye, Alaplı Belediye, Askeri Plaj ve Kocaman kıyıları "Mavi Bayrak Projesi" kapsamında izlenmektedir.

    Zonguldak ve Kdz. Ereğli limanları endüstriyel ve ticari amaca yöneliktir. Zonguldak limanından Ukrayna' nın Skadovsk, Evpatoria, Rusya' nın Novorossky limanlarına ro-ro taşımacılığı yapılmaktadır.

    noimage
#11.04.2005 14:43 0 0 0
  • Kuva-i Milliyeciler, Ulusal Kurtuluş Savaşının sürdüğü dönemde bile, emeklerinden başka sermayeleri
    olmayan; kömür işçisi olmakla mükellef bırakılmış yöre insanına, daha iyi çalışma koşulları getirmeyi amaçlamışlardır. Kömür havzasından alınan çalışma yaşamıyla ilgili tüm verilerin tartışılmasıyla düzenlenen, işçi sağlığı alanındaki iki kanun dikkat çekicidir; Bunlardan biri; 11 Mayıs 1921 tarih ve 114 sayılı, Havza-i Fahmiyede Kömür Tozlarının Amele Menafi-İ Umumiyesi Füruhtuna Dair Kanun’ dur.(Kömür tozlarını işçi yararına satma yasası ) 8.11.1920 tarih ve 340 nolu hükümet teklifiyle sunulan, 28.4. 1921 tarihindeki 26. oturumda kabul edilen bu 4 maddelik kanunla; kömür üretiminde ortaya çıkacak olan kömür tozlarının Amele İdare Heyetince İktisat Vekaleti’ nin gözetiminde açık artırma yöntemi ile satılması ve hasılatın Amele İdare Heyeti adına Ziraat Bankasına yatırılması öngörülmüştür.

    TAŞKÖMÜRÜ HAVZASINDA ATILACAK ADIMLARIN ÖNCÜSÜ
    1924 yılında kurulan Türkiye İş Bankası nizamnamesinin 2. maddesine göre; İş Bankası bankacılık işlemlerinin yanı sıra tarım,sanayi, madencilik, bayındırlık işlemleri ve üretimi yapacak, bu işler için şirketler kuracak, yabancı şirketlerle ticari ortaklığa girecektir.Bu maddeye uygun olarak, taşkömürü havzasında Kilimli Kömür Madenleri TAŞ, Kozlu Kömür İşleri TAŞ ( Kömüriş), Maden Kömür İşleri TAŞ (Türkit), Kireçlik Maden Kömürleri TAT gibi madencilik tirketleri kurulmuttur. Cumhuriyet öncesinde teknik elemen yetersizliğinin yarattığı sorunlar dikkate alınarak; Türkiye Cumhuriyeti'nin kurduğu ilk yüksek okul olan Yüksek Maadin ve Sanayi Mühendis Mektebi mühendis ihtiyacını karşılamak amacıyla 1924 yılında, İktisat Vekaleti’ne bağlı olarak Zonguldak’ta açılmıştır.
    ATATÜRK'ÜN ZONGULDAK'A GELİŞİ (26 Ağustos 1931)
    Zonguldak kömür madenlerinin en verimli ve ileri düzeyde işletilmesinin tartışıldığı günlerde, Başbakan İsmet İnönü, Meclis' te, "Kömür meselesini bütün memleket için büyük bir dava telakki ediyorum" demektedir. Atatürk, Zonguldak maden ocaklarını görmek üzere,Ertuğrul Yatı ile Zonguldak'a hareket etmiştir. Yanında, o zamanki İş Bankası Genel Müdürü Celal Bayar, Afyon Milletvekili Ruşen Eşref, Gaziantep Milletvekili Kılıç Ali, Aydın Milletvekili Reşit Galip, Sinop Milletvekili Recep Zühdü, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Tevfik Bıyıklıoğlu, Özel Kalem Müdürü Hasan Rıza Soyak ve Başyaver Rusuhi'de vardır.

    26 Ağustos’ ta başlayan "Büyük Taarruz" zaferle sonuçlandı. Zafer’in anısına, İş Bankasının açılışı için 26 Ağustos 1924 tarihi benimsendi. 26 Ağustos 1931 tarihinde, Mustafa Kemal Atatürk’ün ilk kez Zonguldak ' a gelişi ve Zonguldak’ ın derin toprakları altındaki serveti madeniye ne kadar kıymetli ise bizim nazarımızda Zonguldak da o kadar çok kıymetli bir vilayetimizdir. söylemi açılacak yeni ufukların habercisi olmuştur.Ertuğrul Yatı, saat 12.30'da Zonguldak Limanı açıklarında demirlemiş, Zonguldak Valisi Arif Bey' in başkanlığında bir kurul Ertuğrul Yatına geçerek Atatürk'ü karşılamış, Gazi ve arkadaşları, bugünkü Maden Mühendisleri Odasının Zonguldak Şubesi Lokali yanında bulunan iskeleden Zonguldak’ a ayak basmışlardır. Maden Kömür İşleri TAŞ (Türkit)' e ait 63 ocaklarındaki incelemelerinin ardından sıcak, duygulu ve coşkulu bir uğurlama töreni ile Ulu Önder, Ertuğrul Yatı'na geçmiş, aynı gün Ereğli ilçesine hareket etmiştir. Ereğli Limanında kendilerini karşılayanlarla bir süre görüştükten sonra, İstanbul'a dönmüştür.

    noimage
#11.04.2005 14:46 0 0 0
  • zonguldaktan görünümler[negativeimg]http://img295.imageshack.us/img295/4568/zonguldakgenel026fj.jpg[/negativeimg][negativeimg]http://img365.imageshack.us/img365/7909/004b1pk.jpg[/negativeimg][negativeimg]http://img365.imageshack.us/img365/7093/r14b3qg.gif[/negativeimg][negativeimg]http://img365.imageshack.us/img365/8247/zonguldakmerkez016at.jpg[/negativeimg][negativeimg]http://img365.imageshack.us/img365/393/r14b9hr.gif[/negativeimg]
#11.08.2005 12:57 0 0 0
  • zonguldaktan görünümnoimagenoimagenoimagenoimagenoimage
#11.08.2005 13:09 0 0 0
  • Emeqine saqLık
#30.09.2005 16:25 0 0 0
  • Zonguldak ayrıca iki katlı şehir olarak bilinmektedir.

    ellerinize sağlık
#05.02.2006 22:27 0 0 0
  • Altı kara üstü yeşil zonguldak

    Resimler süper olmuş..tşkler
#06.02.2006 00:23 0 0 0
  • elıne sağlık kardeş
#27.02.2006 12:29 0 0 0
  • eline sağlık kardes
#27.02.2006 14:01 0 0 0
  • ayrıca www.caycuma.gen.tr adresinden bölgemizle ilgili bilgilere ve güncel haberlere ulaşabilirsiniz
#04.04.2006 10:03 0 0 0
  • Harman Kaya

    noimage
#24.05.2006 05:12 0 0 0
  • noimage


    noimage


    noimage
#18.06.2006 01:08 0 0 0
  • maden ocaklari var ama gitmedim sagol
#27.06.2006 17:21 0 0 0
  • ya bu şehire gitmedim ama bu zonguldağı nedense ben çok seviyorum bazı kız arkadaşlarım da çok met etti ehliyetimi aldığım zaman ilk gezceğim yer zonguldaktır
#29.08.2006 16:33 0 0 0