KIRIKKALE

Son güncelleme: 19.09.2012 20:33
  • KIRIKKALE
#09.02.2005 17:57 0 0 0
  • İlin Adı : Kırıkkale''nin adının, şehrin 3 km. Kuzeyindeki Kırıkköyü ile kendin merkezindeki Kaletepe''nin kısaltılarak birleştirilmesinden ortaya çıktığı söylenir. Bu ismin halk tarafından9 yakıştırıldığı kanaatı yaygın olmakla beraber bölgenin ismi Osmanlı arşiv belgelerinde, şimdiki haliyle Kırıkkal''a biçiminde geçmektedir.

    XVI. ve XVII. Yüzyıllarda, doğudan gelen çeşitli Türk aşiret ve cemaatlerinin Anadolu''da - bilhassa Orta Anadolu''da- iskan edildikleri bilinmektedir. Bunlardan "Oğuz, Oğuzhan" adı verilen büyük bir oymağın Ankara yakınlarında, o zamanki söyleyişiyle "Kırıkkal''a " ya yerleştirildikleri belgelerde ifade edilmektedir.

    Yörükan taifesinden olduğu zikredilen Oğuz Oymağı, Anadolu''yu Türkleştirerek ve İslamlaştırarak, Türk vatanı haline getiren, aynı zamanda "Türkmen adıyla da bilinen büyük bir aşirettir. Bu durumda bölgenin adının en az 400 yıllık bir tarihe sahip olduğunu kabul etmek gerekir.



    Türklerden Önce : Yörenin çok eski bir tarihi geçmişi mevcuttur. Bugün Kırıkkale il sınırları içinde kalan bazı tarihi kalıntılar, ören yerleri ve höyüklerin varlığı ile bazı araştırma ve incelemelerde M.Ö. yıllara ait arkeolojik buluntulara rastlanması, Kırıkkale''nin coğrafi alanının ne kadar eski bir yerleşim sahası olduğunu gösterir.

    Keskin''e bağlı Ceritkale köyü yakınlarında kaya kabartmaları ve mağaradaki resimler; Göçbeyli ve Efendi köylerindeki höyüklerde ele geçen buluntular;yörenin, Hititlerin önemli yerleşim merkezig olduğunu göstermektedir. Yine Kırıkköy ile Kaletepe;Sulakyurt ve Delice İlçelerinin değişik yerlerinde Bizans ve daha eski dönemlerden kaldığı bilinen arkeolojik eserlere rastlanması da bu düşünceyi doğrulamaktadır.

    Ayrıca 1991 yılında bir Japon arkeoloji heyetinin Kırıkkale-Keskin bölgesinde yürüttükleri yüzey araştırmalarında, bölgede toplam 24 höyük ve 5 düz yerleşim yeri tespit edilmiştir. Düz yerleşim yerlerinden toplanan çanak-çömlek parçalarının çoğunun Roma ve Bizans çağına ait olduğu tesbit edilmiştir. Höyüklerden toplanan çanak-çömlek parçalarının da Eski, Orta, Geç Tunç ve demir Çağlarına ait olduğu anlaşılmıştır.

    Bu yöre milattan önceki dtönemlerden Hititklerden başka, Frigler, Etiler, Lidyalılar, Sümerler ve Galatlar gibi devlet ve toplumların idare altında kalmıştır.

    Türklerden Sonra : Malazgirt Zaferinin 1071''de kazanılmasından sonra Anadolu''nun kapıları Türklere açılmış, buralar hızlı bir şekilde Türk-İslam diyari haline getirilmiştir. İşte o dönemlerde Kırıkkale ili dahilinde bulunan bazı yerlerinde ilk fethedilen İslam beldelerinden olduğu görülmektedir.

    Türk ve İslam aleminin büyük mutasavvıfı ve evliyası Hoca Ahmet Yesevi''nin oğlu Haydar Sultan''da Anadolu''daki bu mücadelede de yer almıştır.

    Bu mücadelenin, Kırıkale''nin en yüksek dağlarından biri olan Behrek Dağı eteklerinde ve civarında Konur Kasabası, Haydar Sultan ve Halil Dede köylerinin bulunduğu mahallerde yapılmış olması kuvvetle muhtemeldir. Hatta Haydar Sultan''ın yaptığı savaşta, kafirlere esir düşerek, bugün aynı isimle anılan bu köydeki kuyuya hapsedildiği ve kabrinin de burada bulunduğu ve bu zatın Hoca Ahmet Yesevi''nin oğlu olduğu kaynaklarda geçmektedir.

    Diğer taraftan, Balışeyh ilçesinin de o döinemlerde, yani Anadolu''da ilk kurulan Türk yerleşim alanlarından olduğu bilinmektedir. Buradaki taştan yapılmış eski cami ve türbe Selçuklular tarafından 1121 yılında inşa edilmiştir.

    Aslında Kırıkkale bölgesi tarihini Ankara tarihiyle birlikte düşünmek, incelemek ve araştırmak uygun olur. Çünkü çok yakın olması nedeniyle buralar, eskiden beri Ankara''ya bağlı bir yöre olarak kalmıştır. Ankara''nın Türklerin eline ilk olarak 1073 yılında geçtiği dikkate alınırsa, Kırıkkale bölgesinin de- genel olarak- aynı yıllırda Türkleşmeye ve İslamlaşmaya başladığı kabul edilebilir. Bazı Haçlı seferleri sırasında buralar tekrar Bizanslıların eline geçmiş olmasına rağmen XII. Yüzyıldan itibaren Selçukluların hakimiyetine kesin olarak geçmiştir. Daha sonraki asırlarda Orta Asya''dan, Anadolu''ya göç eden Oğuz Türk boylarından pek çok aşiret ve cemaat Kırıkkale bölgesinde iskan edilerek, buralar bütünüyle Türk ve İslam diyarı haline getirilmiştir.

    Cumhuriyet Döneminde Kırıkkale : Bilindiği gibi Kırıkkale temelleri 1925''lerde atılan bir Cumhuriyet şehrimizdir. 70 Yıllık gelişmesi, büyümesi ve bugüne taşınması MKEK ile olmuştur. Kırıkkale''nin kurulduğu arazi Kırıkköyü arazileriydi. Kırıkköyü 1925''ten önce 12 hanelik küçük bir köy idi. Kaletepe ise 3-4 km.ötede, aslında bilinen anlamda bir kale olmayıp boz toprakların oluşturduğu bakımsız ve ağaçsız bir tepeydi. 1960 yılından itibaren ağaçlandırma çalışmaları başlatılmıştır.





    Kırıkkale şehrini ortaya çıkaran esas sebebin; 1921 yılında buralarda İmalatı Harbiye Fabrikası''nın kurulmasına karar verilmesi ve 1925 yılında top ve mühimmat fabrikalarının temellerinin atılmış olmasıdır. O tarihlerde Kırıkköyü''nün muhtarı olan Hüseyin Kahya ile Yahşihan köyü öğretmeni Hüseyin Avni Bey''in bu olaylarda yardımcı oldukları bilinmektedir.

    1925 yılında Top ve Mühimmat Fabrikası''nın temellerinin atılması, Kırıkkale''nin şehirleşmesinin çekirdeğini oluşturur. Aynı kuruma bağlı fabrika sayısı arttıkça personel ve işçi sayısı da artar. Görülmemiş biçimde nüfus artışı görülür. Yeni gelen işçilerin konutları ve halka halka mahalleler çevreye yayılır. Demiryolu, fabrikalarla yerleşim bölgesi arasında sınır oluşturulur.

    İlk aşamada, fabrikaların teknik ve idari personeli için yapılan sosyal tesisler ve az sayıda lojman da hemen tren istasyonu civarında yapılır. Fazla konut yoktur. Çünkü çalışanlar, yani işçiler askerdir ve kışlada kalırlar. Sonraları sivil işçilerin işe alınmasıyla konut bölgeleri genişlemiş burası kentin merkezi olmuş, İstasyon Mahallesi adını almıştır. Sanayi kesimine ait sosyal tesis ve işletmelerde aynı yerde genişleyerek Fabrikalar Mahallesi adını almıştır.

    1931-1941 yılları dönemi Kırıkkale''nin gelişmesinde ikinci aşamayı oluşturur. Hizmete açılan fabrika sayısı hızla çoğalmış, buna bağlı olarak da işçi ihtiyacı artmıştır. Kırıkköyünden ve çevre köylerden akın akın işçiler gelmiştir. Bu dönem şehre rastgele bir yerleşmenin de başladığı dönemdir. Bu dönemde 6 mahalle daha oluşmuştur. Ovacık, Yenidoğan, Hüseyin Kahya, Tepebaşı, Gürler ve Kurtuluş Mahalleleri, Devlet daireleri ve okulların bir bölümünün kurulma ve açılması bu dönemdedir

    1929''da Belediyelik, 1944 yılında da ilçe olan Kırıkkale, küçük bir kasaba görünümünü alır. Kentin bir sanayi şehri olarak öneminin artması ve artan nüfusun baskısıyla, Çallıöz, Güzeltepe ve Sanayi Mahalleri kurulmuştur.

    1945 ve 1950''lerdeki nüfus artışı ve hızlı göç olayı ile sadece yakın çevredeki köylerden değil; Orta, Doğu, Güneydoğu ve Karadeniz bölgesi illerinden hızlı bir nüfus akışı olmuş ve Kırıkkale büyümüş ve gelişmiştir. 1955''lerde konut alanları Samsun Karayolu üzerine, kuzeye doğru taşmış ve doğya da genişlemiştir. Karyaka ve Kızılırmak mahalleleri de bu dönemde oluşmuştur.

    1960''lı yıllarda Kırıkköyü ve Yuva köyünü mahalleleri içine katan Kırıkkale, 1970''li yıllardan itibaren hızlı nüfus artışıyla birlikte mahallerini de artırmıştır. 1925''lerde 12 hanelik bir köyden 2001''de 25 mahalleli ve 205.208 nüfuslu bir yerleşim alanı ortaya çıkmıştır.
    noimage
#09.02.2005 17:59 0 0 0
  • saolun kırıkkalelir.. mucX
#11.05.2005 16:47 0 0 0
  • mucX
#11.05.2005 16:48 0 0 0
  • crackman sen kırıKKaLeLiLimiSin ...kardeS
#07.08.2005 09:43 0 0 0
  • noimage noimage
    noimage noimage
    noimage noimage
    noimage noimage
    noimage
    noimage
    noimage
    noimage
#27.11.2005 20:30 0 0 0
  • Makine Kimya Endüstrisi'ne bağlı olarak gelişen Kırıkkale, yurdun dört bir yanından göç almış. Gelenler, kültürlerini de beraber getirmişler...
    noimage
    İç Anadolu Bölgesi'nin Orta Kızılırmak bölümünde yer alan bu kent adını, şehrin 3 km kuzeyindeki Kırık Köyü ile kentin merkezindeki Kaletepe'nin kısaltılarak birleşmesinden almış. Bir zamanlar 12 hanelik bir yerleşim olan Kırık Köyü'nün kaderi 1925 yılında temeli atılan Mühimmat Fabrikası ile değişmiş. Makine Kimya Endüstrisi Kurumu'nun (MKEK) faaliyete geçmesi ile birlikte ülkenin dört bir yanından göç almış. 1950'li yıllarda büyümüş köy imajını veren Kırıkkale, 1989 yılında il olmuş. Bir zamanlar varını yoğunu MKEK'na bağlayan Kırıkkaleliler, 1992 yılında Kırıkkale Üniversitesi'nin açılmasıyla umutlarını bu kez de öğrencilere bağlamışlar. Belediye Başkanı Mustafa Pekdoğan'ın göreve başlamasıyla Kırıkkale bariz değişimler yaşamış. Bir zamanlar trafik ışıkları bile olmayan kente toplu taşıma araçları sağlanmış; caddeler, sokaklar yenilenmiş, halk ekmek fabrikası açılarak ucuz ve kaliteli ekmek üretimine geçilmiş, arıtma tesisi yapılmış, sabit semt pazarları hazırlanmış, metruk yerler park şeklinde düzenlenmiş.



    Valiye de bu kebap yakışır
    Belediye Başkanı Mustafa Pekdoğan'ın önerisiyle Kırıkkale'nin meşhur Vali kebabı'nı görmek için Zafer Caddesi'ndeki Lezzet-i Şahane Kebap Sarayı'nın kapısını çalıyoruz. Cemal Usta nazik üslubuyla karşılıyor bizi. Kebabın öyküsünü ondan dinliyoruz: "1984 yılında vali, belediye başkanı ve garnizon komutanı yemeğe geldi. Güzel bir kebap istediler ortaya. Mutfağa inip biraz şiş kebap, biraz tavuk eti hazırlattım. 'Patlıcan, mantar, domates alın manavdan, atın fırına' dedim. Kuzu şişler mangala, bir porsiyon tavuk şiş de yanında. Adana kebap, yaprak döner, kapalı kaşarlı pide hazırlattım ve bu yemek çıktı ortaya." Kebap büyük bir tepsiyle gelmiş masaya. Belediye başkanı, ?Gördünüz mü, başkan kebabı böyle olur? demiş. Vali bey atılmış; "Bu başkan yemeği olmaz, olsa olsa vali yemeği olur" diyerek. O gün bugün bu nefis kebap Vali Kebabı ismi ile ün salmış. Her gittiğimiz ilde mutlaka çarşı-pazar gezeriz. Belediyenin tahsis ettiği arabayı kullanan Halil Tezel, bizi cuma pazarına yetiştirdi. Köylü kadınları bir sokakta yeşillik satıyorlar. Çıtlık, su teresi, minicik rokalar, kedi ciynağa (kedi tırnağı), hardal otu.... Otları temizleyip kıyıyorlar, haşlanmış yumurtayla salata olarak tüketiyorlar ya da yufka ekmekle bir güzel dürüm yapıp yiyorlarmış. Kırıkkale mutfağı ilin kozmopolit yapısını yansıtıyor. Ülkenin her yöresinde pişen yemekler burada buluşmuş sanki. Tarhana hazırlıyor kadınlar; un tarhanası... Yoğurtlu tarhana da var. Yarma kaynatılıp soğutuluyor. Üzerine yoğurt eklenip yoğuruluyor. Topak yapılıp kurutuluyor. Topakları suyla eziyorlar; güzelce pişiyor tarhana tencerede, üzerine kızdırılmış nane gezdiriliyor. Bulama (katma) dedikleri yemek, bir çorba aslında. Islatılan yarma ayranla pişiyor. Nohutlu yeşil mercimek çorbası kış günlerinin aranılan yemeği. Etten sızgıt yapıyorlar. Küçük küçük kesilen et kendi yağıyla kavrulup kurutuluyor. Sızgıtla Ekmek aşı (Guymak) yapıyorlar. Yufka ekmekler ufalanıp yağda kavruluyor. Su, salça, biber; sızgıtı da ekledin mi, keyfine diyecek yok! Doğada bolca bulunan madımağı et ve bulgurla pişiriyorlar. Sarımsaklı yoğurtla yeniyor. Mercimekli bulgur pilavları pek meşhur; nam-ı diğer Kürt pilavı. Mantı, Su böreği; zeytinyağlı sarmalar; patatesli, peynirli, kıymalı börekler; Sütlaç, Sarığı burma, Pekmez ve Çalma yörede yapılan diğer çeşitler. Köylerde hâlâ ekmekler evde yapılıyor imece usulüyle. Kırıkkale'nin ilçe mutfakları da zengin. Sulubük Köyü'nde her yıl haziran ayının ilk haftası şenlikler düzenleniyor ve Türkiye'nin dört bir yanından Tatarlar geliyor buraya. Çiğ börek şenliklerin baş yemeği. Sulakyurt Kavun ve Karpuz Festivali, Delice Üzüm Festivali, Yahşihan Yoğurt Festivali diğer etkinlikler.




    Hasan Dede'nin bereketi
    Ertesi gün Hasan Dede ilçesine gidiyoruz. Hasan Dede; üzüm, kavun, karpuz ve leziz sebzelerin yetiştiği bereketli topraklar üzerinde kurulmuş. Bir zamanlar üzüm bağlarıyla kaplıymış bu cennet diyar. Bir zamanlar profesörlerin ve öğrencilerin uğrak yeriymiş burası. Sebze, meyve, karpuz yetiştirip salça ve turşu kurmuşlar, erişte kesmişler. Yakınına Termik Santral kurulunca pek bir keyfi kaçmış Hasan Dedelilerin. Hastalıklar artmış, ürün bozulmuş, toprak bereketini esirger olmuş. Belediye'ye uğrayıp Yazı İşleri Müdürü Muharrem Sarıoğlu ile ilçenin gün görmüş kadını 78 yaşındaki Nazik anayı ziyaret ediyoruz. Nazik ana anlatıyor: "Hasan Dede bizim şıhımızdır. Horasan'dan gelmiş 8 dervişle. Çok iyi karpuzlar yetiştirmiş. "Toprağımın verdiği ürünün lezzetini hiçbir yerin lezzeti tutmasın" diye bir lütfu vardır bize. Ürünümüz pazarda satılmazsa, civar köylülerininki de satılmaz... Nazik ananın yaptığı şarap pek ünlüymüş. Bize çay bardağı ile şarap ikram ediyor. Evin hemen yanında betondan bir havuz var. Buna 'şırhana' diyorlar. Üzüm salkımları burada çiğneniyor. Çıkan şıra kaplara alınıp ağzı kapalı bir şekilde 5-10 gün dinlendiriliyor. Süzülüp küplere alınıyor. 15-20 gün sonra şarap hazır. Evlerden birinde yufka ekmek yapılıyor imece usulü. Güzide Demirtaş, Mehtap Dumlupınar ve Neriman Selvi'nin elinden yiyoruz sıcak katmerleri, yufka ekmekleri. Turşu geliyor patlıcan, fasulye, biber. Pekmez de yanında.
#27.11.2005 20:32 0 0 0
  • noimage
    Türkler, Kırklareli 'ni Bizanslılardan 1368 de ikinci kez aldıkları zaman adı Rumca 'da "yurttaşlar topluluğu" anlamına gelen SARANTA ECCLESIA idi; yani KIRKKİLİSE. İlimiz Kırkkilise ismini muhtemelen Hırıstiyalığın 313. yılında İmparator Konstantinus tarafından serbest bırakılıp varlığının Roma Devleti tarafından resmen kabul edilmesinden sonra almıştır.
    Yunancada "yurttaşlar topluluğu " kelimesinden alınan kilise ismi " Dindarlar Birliğini" oluşturdu. Bundan sonra kilise eyalet yöntemlerine uygun olarak dinsel bölgeler oluşturmaya başladılar. Kırklareli bu dönemde yurttaşlar topluluğunun yeriydi. Kırklareli aynı zamanda "İlk Hıristiyan Yeri" olması dolayısıyla da "Kutsanmış Kent" olarak geçmektedir tarihe. Sonraki yıllarda Dindarlar Topluluğu tarafından "Ruhların Kurduğu Kent" olmuştur.

    1603 yılında ilimize gelen gelmiş olan Polonyalı yazar Simeon, Kırklareli 'nin kayalık bir arazi üzerine kurulduğunu ve kilise çokluğundan dolayı Greklerin buraya Dessera Kondi Eklesiai denildiğini yazmaktadır.

    Türkler, Kırkilise adının Hıristiyanlık inancı ile yakın ilgisi olduğundan şehri aldıktan sonra buna saygı göstermişler ve geleneklere uygun olarak adını değiştirme çabasına girmemişlerdir. Cumhuriyetin gelmesi ile "Kırkazizler" olarak ifade edilen şehrin adı Kırklareli olarak değiştirilmiştir.


    Kırklar Olayı; Peygamberimizin gece yolculuğu sırasında Arş'da (göğün dokuzuncu katında) meydana gelmiştir. " Kırk Hatun Ziyareti " ve " Kırk Kızlar " da bu " Kırk Olayları " ndan belli başlılarıdır. Görülüyor ki; Kırklar Olayı tarih içerisinde Trakyayı ve Balkanları derinden etkilemiş, özgün bir kültürün ve efsanenin yaratılmasına neden olmuştur.
#27.11.2005 20:35 0 0 0
  • bende kirikkale liyim
#05.02.2006 09:46 0 0 0
  • gurbette olan memlekette olan herkese kırıkkaleden selamlar sevgiler şuan kırıkkalede olup bitenleri merak ediyorsanız ben burdayım:D:D:D:D:D
#21.02.2006 19:29 0 0 0
  • bütün kırıkkalelileri buraya bekliyoruz gelin tanışalım kaynaş olalım paylaşalımmmmmm :D:D:D
#25.02.2006 22:13 0 0 0
  • eline sağlık
#27.02.2006 16:18 0 0 0
  • eline emeğine sağlık
#28.02.2006 10:26 0 0 0
  • Bende bir Kırıkkaleli olarak bütün kırıkkaleli arkadaşları bekliyoruz herkese bol selamlar
#11.03.2006 16:40 0 0 0
  • heyyyyyy ben de kırıkkaleliyim...

    diğer Kırıkkale'liler....


    İLİMİZDE YETİŞEN BÜROKRAT  BİLİM ADAMI  SANATÇI KİŞİLER

    -Hüseyin KAHYA (Askeri Fabrikalara arazisini vererek Kırıkkale Kentinin oluşumunu sağlayan Şahıs



    - Oğuz Kağan KÖKSAL (İzmir Valisi)

    - Osman ARSLAN (Yargıtay Başkanı)

    - Vahit ERDEM (Kırıkkale Milletvekili)

    - Cengiz KÖKSAL (TBMM Genel Sekreter Yrd.)

    - Şahin GÜRÜN (Bay.İs.Bak.Eski Müsteşar Yrd.)

    - Rahmi PEHLİVANLI (Ressam)

    - Mesut UÇAKAN (Sinema Yönetmeni)

    - Hacı TAŞAN (Halk Müziği Sanatçısı)

    - Suavi SAYDAN (Sanatçı)

    - Mustafa ÖZBEK (T.Metal Sendikası ve Avrasya Metal İş. Send. Konf. Başk.)

    - Prof Dr. Nevzat YALÇINTAŞ (TRT Eski Genel Müdürü-Milletvekili)

    - Prof Tb.Tuğgen. Derviş ŞEN (GATA Genel Cerrahi A.B.D. Başkanı)

    - Tuğgen. M. Zafer ÖZER (54. Mek. Tug. Kom.-Edirne)

    - Tuğgen. Naci BEŞTEPE (K.K.K. Eğitim ve Okullar D. Bşk.)

    - Emekli Tuğgen. Hüseyin ERİM (MSB Seferberlik Eski Daire Başk.)

    - Emekli Tuğğen.Fikret ÜLGER (TOBB Müşaviri)

    - Prof.Dr. Beşir ATALAY (Kırıkkale Üni.Eski Rektörü-Devlet Bakanı)

    - Prof. Dr.İhsan TOKSARI (Eski Milletvekili)

    - Prof Dr. Sadık Kemal TURAL ( Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yük. Kur. Başkanı)

    - Prof. Dr. Ziya ATAY (Almanya- Hannover Sitoloji Enstitüsü Başkanı)

    - Recep MIZRAK (E.B. K. Eski Genel Müdürü- Eski Milletvekili)

    - Altan KOÇER (Vakıfbank Eski Genel Müdürü )

    - Ahmet YALÇINKAYA (Eski DMO Gen.Müd.)

    - Gürbüz MIZRAK (Tar. Köy İş.Bak.Tar.Arş. Eski Gen.Müdürü)

    - Mümtaz PEHLİVANLI (Halkbank Eski Gen.Müd.)

    - Kaplan YILDIZ (Emlakbank Eski Gen.Müd.)

    - Orhan SUNGUR (Adalet Bak.Personel Gen. Müd. Yrd.)

    - Orhan YAĞLI (MKEK Gen. Müd. Yrd.)

    - Mehmet PEHLİVANLI (MKEK Gen. Müd. Yrd.)

    - Alaattin DEMİREL (TÜGSAŞ Gen. Müd. Yrd.)

    - İsmail ÇELİK (Sağlık Bak. Temel Sağlık Hizm. Gen. Müd. Yrd.)

    - Turgut ÖZDEK (Tarım Araş.Gen.Müd.Yrd.)

    - Abdullah YAĞLI (BAĞ-KUR Eski Gen. Müd. Yrd.)

    - Ali SÖNMEZ (Başbakanlık P.P.Gen.Müd.Yrd.)

    - M.Emin YÜCEER (Yurt-Kur Genel Müd.Yrd.)

    - Hayrettin ÖZDEMİR ( Etibank Genel Müd.Yrd.)

    - Erdoğan ASLIYÜCE (Hoca Ahmet Yesevi Vakfı Bşk)

    - Ali Asker DEMİRHAN ( Maliye Yuksek Egitim Merkezi Başkan Yardımcısı)

    - Yalçın ÖZER (Bağ-Kur Eski Genel Müdür Yardımcısı)

    - Prof.Dr.Hayati BİLGİÇ (Tabib Albay)

    - Prof.Dr.Sadettin ÇETİNER Tabib Albay

    - Fikret ÜLGER (Emekli Tugğeneral-TOB Genel Sekreter Yardımcısı)

    - İkbal GÜRPINAR (TV Program Yapımcısı)

    - İhsan TOKSARI (İlahiyatçı-Hukukçu) Diyanet İşleri Bşk.lığı Teftiş Kurulu Eski Başkanı

    - Hasan DENEK Atatürk Dönemi Keskin Milletvekili

    - Mehmet Ali CERİTOĞLU Eski Milletvekili

    - Zühtü PEHLİVANLI Eski Milletvekili

    - Mehmet Rauf KANDEMİR Genel Müdür ve Eski Milletvekili

    - Dr. Ömer KOÇAK (Sağlık Bakanlığı Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdür Yardımcısı - İSTANBUL)
#18.03.2006 11:38 0 0 0
  • ben bir kırıkkale li olarak çok beğendiğim bir memeleket
#08.04.2006 19:57 0 0 0
  • bende bir kırıkkaleli olarak tüm kırıkkaleli hemşerilerizim bu güzel sitemizin bu güzel sayfasında buluşmak dileğiyle
#02.05.2006 09:22 0 0 0
  • kırıkkale de ülkemizin en güzel memleketlerinden biri

    evet kırıkkaleliler sizlerden şehrinizin güzelliklerini bizimle paylaşmanızı istiyorum
#02.05.2006 09:26 0 0 0
  • guzel bir sehir ama 4 yil once bir fabrika yanmisti hatirliyormusunz bilmem
#27.06.2006 16:50 0 0 0