Hoş geldiniz tekrar aramıza, epeydir dost sesine hasret kalmıştım, çok memnun oldum geldiğinize, bu kadar güzel bir gönülden de ancak böyle güzel latifeler dökülür...
Çok memnun oldum selamınıza tekrar hoş geldiniz...Bir kardeşim LEVİS ziyaretime geldiğinde dünyalar benim oldu, birde selamınızı alınca dostlarımı daha bir hasretle kucakladım...
Gördüğüm en detaylı teşekkürdü doğrusu, beni onurlandırdınız. Birşeyler yazamadan duramadım doğrusu. Yazdıklarınızda her zaman destek olmak dileğiyle. Önemli olan denizdeki bir gemi değildir, önemli olan o gemilerin taşıdığı yüktür. Hem kafiye hem anlam yüklemek çok zor iş vesselam ama sizin kaleminize güveniyorum. İnşallah yazdıklarınızın tekrarlarını okuruz... Hoşgeldiniz...
Bu gece bir sigara yaktim.
Ilk defa..
Abla paketinden asirilmis bir tel sigara.
Farkina varir mi acaba? Hele bir sabah olsun.
Oksurttu meret ilk bir kac nefes.
Ama dumani hos gozukuyor gozume.
Bogazimin gozlerimin yanisina inat, kuruyorum duslerimi.
Dans eden kumrular canlaniyor hayalimde.
Kah gokyuzunde semah donen turnalar,
Kah kivrila kivrila akan bir toros cayi,
Yare kavusma telasinda
Yare kavusma telasi?
Ooo bak bu guzel iste yaa, ne de hizlilar ne de aceleciler boyle.
Niye icmedim ben zikkimi daha onceleri?
Bir bildigi varmis bizim kizin,
Kullanmaz cakmak, yakar bir kibrit atesinde sigarasini.
Yak bir daha haydi.
Citir citir odun kokusuyla dal yine yitik ozlemlerine.
Dur biraz daha keyif katayim dumanimin icine,
Kapa kiz isiklarini, yak bir mum.
Seyreyle simdi los isikta, ates etrafindaki pervaneleri
Sen de yanip kavrul, erisin hasretin askin narinda.
Duman bir karis sonrasi yine sekilleniyor serap serap
Yagmur bulutu oluyor, kokuyor burnuma topragimin kokusu
Bir toz bulutu konduruyor gecenin yeli saclarima
Damla damla olup akiyor kuraklarima,
Sonra done done yine sariliyor mum isigina
Bak simdi de bir gokkusagi oluverdi iste.
Pijamalarim gelinligime burundu
Rengarenk akiyor, birer birer dolaniyor belime ali yesili beyazi
Ali yesili beyazi.
Ne olur bitme sigaram.
Ne olur sonme ciliz atesim.
Gelme ne olur uykum.
Sigara mı , aman sakın ha sadece şiirlerde hoş mısralar olarak kalsın , en büyük hatam oldu sigara sakın haaa....İlk nefes çok tatlı yakar ciğerleri ama yıllar geçtikçe bir an önce öleyim diye dua dua yalvarır insan sakın , sakınnnn
Sigara asla agabey. Bir denemelikti sadece.. ve ertesi gun yedigim fircalari asla unutamam.. Siirlerde kaldi sadece. Tesekkur ederim ilginiz ve uyarilariniz icin..
Bizim kız gizlece ne yapmış böyle
Bu haline bile şiir yazdın ya ne demeli kendi kendini ihbar etmiş gibisn şuan
Şiirlerde güzel duruyor parmak arasına alma şu meymenetsiz şeyi ..bari sen yapma
Saf tutun ağalar, dayılar
Saf tutun analar bacılar
Minicik yüreğim buz
Yüreğim parça parça
Gözlerim kaskatı
Gözyaşlarım hala sımsıcak...
Vay benim ses vermeyen dudaklarım...
Vay beni duymayan sus - pus olmus sevdalım
Vay benim alıc ağacı gibi küçülmüs
Yaşlı ve yalnız
Ve onun gibi çorak topraklar da
Açlıga çare yüreğim
Musalla taşına bakar da gözlerim
Neden ses etmez bu Hacı Baba dağı
Neden sessiz şimdi bu deli geceyeli
Neden soğut ağaci eğilmez önümde
Ve neden çırılçıplak bu ölüm
Şubatın 14 ü
Günü ya bütün sevdalıların
Ve o gün nefesi tükenmiş gurbette..
Çal Hacı Baba dağı çal !
Kozan dağından başla
Tüm toroslara
Tornacı Hakkı bu !
Dinler seni sessizce derinlerden
Beni duymaz
Ablamı da duymaz da
Seni duyar yattığı yerden
Vay vay vay
Kısa bir ömür musalla taşında
Vay benim Hakkı'm
Vay benim arkadaşım
Vay benim sevgilim
Kocaman yüreğe
Boş bir tabut
Sığar mı ola ki bu yürek
Kök salmaz mı
...Musalla taşından akan suyun dibine?
Yokluğunun ertesi günü fidan olup büyümez mi?
Bastıkça bu toprağa
Çicek tozları gibi dağılmaz mı?
dört yana.
Büyümez mi sandın?
Karanlığın içinde
..daralmıs kalmış yüreklere
Tornacı Hakkı bu
İsmail Hakkı
Yok olur mu sandın
Bir avuç toprakla.
Hikayesi isminden kısa
Donmuş bir vücut kadar soğuk
Bir düş kadar yakın
Ve bir o kadar da sıcak
Doğduğu gibi gidiyor
Musalla taşının üzerinde
Öylece çırılçıplak
İyi bilirim!
Kışın acımasızdır Toroslar
Zaman zaman hasrete bile yol vermez bu dağlar
Oysa; Bugün 14 şubat dağlar
Göresim geldi
Ey Toroslar!!!
Bugün de olsa,
Olmaz mısınız?
Yalancı bahar
Ey yürümeyen ayaklarım!
Bugün de olsa koşmaz mısın sevgiliye
Sonrası düşlerimde gizlenecek
Almayacağı nefesi ben versem
Görsün diye üstündeki
Toprakları temizlesem...
Ve seni Yüreğimde kor haline getirsem
Şöyle yana dönüp
Saçımı okşayan ellerinle
Bir öpücük versen
İgde yaprağı kokusu suyun başında
Sardığı sigara olsam şimdi
Ve türkü olsam dudaklarında
Her Şubatın 14 ü
Dört bir yana haber salsam
Yol versinler diye.
Ya da o gün yaşanmamış gibi mi saysam
O gün yaşadığıma mı yansam
O gün beni ondan ayıran
Musalla taşlarını mı parçalasam?
Vay vay vay
Yüreğim musalla taşına konulmuş
Yüreğim buz
Yüreğim hala parça parça
Kucucuktum.
Henuz altinci kisini yasiyordu minik bedenim.
Bu, hala sevemedigim gri ulkenin,
Rutubet kokan kohne bir evinde.
Saclarimi oruyordu guzel annem
O bembeyaz yumusacik elleriyle.
Cok sever, buyuk keyif alirdim.
Tekrar bozar, yine ordururdum.
Ne guzel ellerin var anne.
Birden o eller buz kesti
Sarildi can havliyle bana. Ablama.
Anne! Nefes alamiyorum birak beni!
Nereden anlayabilirdi, kucuk kalbim
Gri gokyuzunun, iyice kirlenecegini
Acimasiz bulutlarin kapatacagini.
Nereden bilebilirdim.
Evimiz kalabaliklasti birden
Apar topar aldilar
Goturduler beni.
Anne! Nereye gidiyorum ben?
Peki ya saclarim?
Bir kac gun sonra getirdiler halamlar.
Gozlerim bez bebegimi aradi
Ozlemisim sarildim, kokladim.
Sofra kurulmus, ablam oturmus, bir tabak noksan.
Dedim: Anne, babam nerde?
Yutkunamadi. Zehir oldu lokmalari,
Volkanlar patladi yureginde.
Guzel gozlu kizim, baban Allah a gitti.
Neden anne?
Nicin?
Yavrum, baban O nu, O da babani cok seviyormus,
O na gitti.
Peki anne,
Ne zaman gelecek?
Gelmiyecekmis.
Anne!
Babam beni hic sevmemis mi?
Ben onu hic sevmemis miyim.
Bizi birakip gitmis.
Neden anne?
Nicin?
Orme saclarimi bir daha Anne!
Canimi yakiyorsun...
Bir yani selvi,diger yani ise akasya agaci.
Emek ver, besle buyut, doyamadan daha
Alip gotursun seni yaban ellere, gece kuslari.
Geri gelmez yasanmisliklarin yalnizliginda
Daragaclari kurulur simdi,
mezarlarda, koselerde,
tuvallerde, karanlik koridorlarda.
Kimbilir merhabalar ucusuyordur sagda, solda.
Fatihalar okunuyordur agaclarinin golgesinde.
Sohbeti ozlemissindir belki, bu garip ceylaninla.
Yak butun isiklari,
Sarip sarmala,daglanmis yaralarini
Yan yana koy, citirdayan herseyi kucakla.
Belki sabaha dogru sevismek istersin gozyaslarimla.
Cilginca
Gunun kasirgasi bu. Agam! Babam!
Kolay gelsin, kolay gecsin,
Kanatmadan bir yerlerimizi.
Al gozyaslarimi babam, bu satirlarida al
Hediyesi diye kucakla kucuk kuzunun
Ninni soyle, buyut avuclarinda,
Duyarim ben seni, buyurum ben,
Cok uzaklarda olsam da, agaclarini sulamayasam da.
Gun senin, az kaldi tukenen yarinlarima
Gun bizim gunumuz
Sevin, sevis, dusun, mutlu agla,
Birakma beni sabah ayazina.
Sicak nefesini hissediyorum yaninda
Balik yemeli bugun Gulnar da,Yar ile.
Mersin yolunda
Sertavul gecidinin gizemli tepelerinde
Kurt inlerinden, bortu-bocek seslerinden gecmeli.
Kus suruleri huzunlerini birakmali, uzerimize.
Salkim sogutler karsilamali gulumseyerek.
Yunus gecmis olmali Gulnar dan, esmistir yeller gibi
Ince Memet, Hatce sini sarmistir bu topraklarda
Bir bektasi firlatmistir sisesini soframiza, ask ile..
Balik yemeli,Yar ile
Mersin yolunda Mut ta
Musa Babanin ormaninda
Cam kokusu cekmeli yarali cigerlerimize
Ben yandim eller yanmasin,
Sevgiye mezar kazilmasin diye mirildanmali calilar arasinda.
Kuslar eslik etmeli turkulerimize.
Aydincik in sicagini, Bozyazi nin serinligini hissetmeli
Zeyne de 2000 yillik cinara, isimlerimizi kazimali cakiyla
Sona erdi tavamizdaki baligin tutsakligi
Yureklerimizdeki sevgi cam kokularina karismali
Balik yemeli yar ile Mersin yolunda Gulnar da
Boyle yerlerde sevismeli
Yapismali yare, acitmali, kanatmali dudaklarini sevgilinin
Aglamali, aglatmali
Bu agaclara asilmali insan
Ve ac, ve asik vede ciplak olmeli yar ile
Nazim Hikmet in dedigi gibi,
'Tas mas ta istemez hani'
Balik yemeli yar ile Gulnar da...
... Mersin Gulnar: anam babam topragi. yoruk yurdum benim. az gordum oz gordum
...Sertavul: Yorede unlu bir gecit.. yemekleri, yogurdu havasi meshur
...Ince Memet ve Hatce: Bir ask efsanesi, hala anlatila gelen, hala yasanan
...Musa baba: hemsehrim. Musa Eroglu. Hatira ormani vardir toroslarin tepesinde. Birde benim fidanimin oldugu..
...Aydincik, Bozyazi, Mut: yoremizin harika yerleri
...Zeyne: Zeynelabidin, guzel bir kasaba, turbeleriyle, mesire yerleriyle unlu. Yasi en az 2000 yil oldugu hesap edilen bir cinar agaci ve govdesinden akan deresiyle meshurdur.
gerisi...
bir yar
bir de
ben....
Tesekkur ederim Cemil hocam. Ilginiz sevginiz ve burada bulunmaniz beni sevindiriyor. Okuyan gozlerinize saglik.
Cok sagolasin Alaattin. Anlamli dusuncelerin ve yorumun icin tesekkur ederim. Yarismak haddime degil ama sanirim bu sadece ozentim.
Burasi, bu forum koca bir cinar agaci benim gozumde ve cok degerli arkadaslarim da dallari. O dallarin arasinda bir tomurcuk olabilmek benim tek mutlulugumdur.
Okuyan gozlerine saglik, tesekkur ederim yalniz birakmadigin icin..