Bi r Misyonerin Türkiye Anıları

Son güncelleme: 22.10.2007 23:03
  • 8 Temmuz

    İşte Türkiye'deyim; bölge sorumlusu Tommy arkadaşla havaalanından kalacağımız eve giderken hayli uyarıcı bilgiler aldım;

    "Hemen başlama, biraz sağını solunu tanımalısın; Türkler acayip bir millettir" filan diye bir şeyler söyledi, ama aldırış etmedim.

    Bir dakika bile zayi edilmemeli; görev kutsal, görev ağır.



    9 Temmuz

    Tommy'nin yanıldığı açık; bugün ilk tebliğimi yaptım bile.

    Adam parkta öylece oturuyordu.

    Söylediğim her şeyi gülümseyip başıyla tasdik ederek saatlerce dinlerken ruhumun göklere değdiğini hissetmiştim. Bizi seyreden simitçi, sonradan o adamın sağır olduğunu söyleyince biraz moralim bozuldu

    ama olur öyle şeyler.



    11 Temmuz

    Üçüncü gün; Tommy hâlâ "erken henüz" diye ısrar ediyor.

    Mânâsız bir ısrar bu; kurtulması gereken o kadar çok ruh var ki burada.

    Çorap almaya inmiştim semt pazarına. Nasıl oldu anlamadım ama eve dönerken artık benim altılı çelik tencere takımım vardı.

    Önemli değil, tencere gerekli bir araç nasıl olsa.

    Tencereci arkadaşa müjdeyi tebliğ ettim.

    "Ayıpsın abi, Hazreti İsâ' ya can fedâ." dedi, ben ağladım.

    Söz verdi, pazar toplantılarına gelecek; hatta bana bir adres bile verdi.

    O adrese gidersem bir sürü insanı misyona katabilirmişim.



    21 Temmuz

    Tommy hâlâ "gitme, bak karışmam" diyor; işte bu aşırı ihtiyatkârlık yüzünden buralarda İsa'nın mesajı yeterince bilinmiyor zaten.

    Gittim; şehrin kenarında kalabalık bir mahallede bir apartmanın altıncı katına çıktım. İçeride bir hayli erkek vardı; beni içeri aldılar, mobilyasız bir salona geçtik. Çay getirdiler; hatır sordular. Tam lâfa başlarken biri parmağıyla "sus" işareti yaptı. İçeriden yaşlıca bir adam çıkıp salona gelince herkes gibi ben de ayağa kalktım. Sonra adam konuşmaya, bir nevi vaaz vermeye başladı.

    Şöyle bir dinledim; eh fena şeyler değil. Toplantıdan sonra herkes birbirine sarıldı, yeniden çay ikram edildi. Burayı sevdim, yarın da geleceğim.



    2 Ağustos

    Yine aynı şeyler oldu; bir ara fırsat bulup salondaki arkadaşları misyona kazandırayım dedim. Tam "İsa" demiştim ki, ihtiyar vaiz "İsa dedin de aklıma geldi." deyip çok tatlı bir bahis açtı.

    Öyle güzel anlatıyor ki başladım ağlamaya. Zor teselli ettiler; sonra ortaya sofra geldi. Yemek yedik. Kuşbaşılı pilav nefisti; hele cacık!



    12 Ağustos

    Tommy beni tesbihle oynarken yakaladı. "Nereden buldun" diye sıkıştırıyor. "Dükkanın birinden aldım." dedim. Tesbih bana iyi geliyor, meditasyon yerine geçiyor. Bir tane de Tommy'e mi alsam?



    6 Eylül

    Bugün hep birlikte camiye gittik. "Bakayım" dedim burada neler yapıyorlar, nasıl ibadet ediyorlar. Mecit diye bir temiz yüzlü arkadaşım var cemaatten. Bana abdest almayı öğretti caminin avlusunda.

    Tuvaletleri pek temiz değil ama abdest çok güzel bir olay. Fırsatını kolluyorum; bunların hepsini Protestan etmezsem bana da Mahmut demesinler!



    16 Eylül

    "Nereden çıktı bu Mahmut?!" diye çıldırdı Tommy. "Kod adım" dedim. Anlamadı. Anlamaz tabii. Ben ne yaptığımı biliyorum. Şimdilik sesimi çıkarmıyor, toplantılara muntazaman devam ediyorum; ezan okununca "Hadi camiye gidelim, Mahmut." diyorlar, gidiyorum. "Neler okuyorsunuz fısır fısır?" diye sordum. Öğrettiler. Fatiha çok güzel bir sûre. Tommy'e de öğretmeliyim.



    1 Ekim

    Tommy beni evden atmaya kalkıştı dün. "Seni kandırıyorlar, Müslüman yapacaklar enayi." diye çıkıştı. İtiraz ettim, "Ben bunların içyüzünü öğrenmeye çalışıyorum Pastör Tommy" dedim.

    "Sırlarını öğrendiğim an, bunları sürü halinde önüme katıp Sarayburnu' ndan denize sokup cümlesini birden çatır çatır vaftiz etmezsem bana da Mahmut demesinler." dedim.

    "Çık dışarı aptal." diye kovdu beni. Misyondan gelen aylığımı da kesti. Vermezse vermesin, cemaatteki arkadaşlar aralarında para toplayıp verdiler. Geceyi ucuz bir otelde geçirdim.

    Bugün Mecit'in evine taşınıyorum.

    Az kaldı, az.. Dayan, oğlum Mahmut!



    6 Kasım

    Mecit benim için istihareye yatmış; "Yeşil gördüm, Mahmut." dedi, "Nurlar içindeydin, hidâyet nasip oldu sana, ne mutlu." dedi.

    Tabii, aldırış etmiyorum, fakat hoşuma gitmedi de değil.



    9 Kasım

    Bugünlerde cemaate İngilizce dersleri vermeye başladım; sabah namazını topluca edâ ettikten sonra kuşluk vaktine kadar ders veriyorum.

    Kuşlukla öğle arasında tefsir dersleri yapıyoruz.

    Beni artık iyice kendilerinden zannediyorlar.



    21 Kasım

    Yeni damat olduğum için dört günden beri günlük yazamadım.

    Mecit'in teyzesinin kızı Sabiha ile nikahlandık dün. Nikâhımızı Saadettin Hoca kıydı sağ olsun.

    Sünnet dediğin ise sinek ısırığı gibi bir şey zaten, çabucak geçti.

    Bu sabah yolda Tommy ile karşılaştık. "Kiliseye yazdım, seni defterden sildiler." dedi. Güldüm, hâlâ o bayatlamış misyoner kafası işte. Benim din değiştirdiğimi sanıyor, gerzek.

    Halbuki ben...



    28 Kasım

    Ne kadar üzgünüm. Mecit, "Nasip değilmiş, seneye gidersin" diyor. Hac kayıtları kapanmışmış. İstesem ecnebi pasaportumla Mısır üzerindenvize alır giderim, ama ben olayı içeriden, herkesle bütün mü'minlerle birlikte yaşamak istiyorum oysaki.



    19 Aralık

    Sabiha ile teheccütten sonra Yaşar Hoca mevzusu geçti aramızda.

    Yav, bu Yaşar Nuri Hoca iyi adam hoş adam, fakat ne bileyim çok modern bir duruşu var gibi sanki;

    hani, "İslâm'ı en iyi ben bilirim." şeklinde bir dayılanma.

    Öğleden sonra yayıncımla sözlü anlaşma yaptık; ilk eserim iki ay sonra çıkıyor:

    "İslâm'ın selefî boyutlarına dinamik bakışlar".

    Yayıncım, "Fiyatı iki lira yaparsak üç yüz bin satarız." diyor. "HAMD OLSUN"
#21.04.2006 23:08 0 0 0

  • güzel paylaşımın için teşekkürler
#22.04.2006 09:33 0 0 0
  • çok güzel
    adam anlamadan müslüman olmuş :)
    biz türkler işte
    paylaşımın için saol
#22.04.2006 11:20 0 0 0
  • teşekkürler
#23.04.2006 20:45 0 0 0
  • Çok iyi Teşekkürler

#27.04.2006 20:43 0 0 0
  • eline sağlık hocam
#02.05.2006 15:19 0 0 0
  • teşekkürler
#26.05.2006 12:58 0 0 0
  • arkadas huzuru bulmus nediyelim darısı ötekilerin basına
#28.05.2006 21:29 0 0 0
  • büyüksünnnn
#08.06.2006 03:50 0 0 0
#11.06.2006 15:27 0 0 0
#01.03.2007 22:32 0 0 0
  • bunu daha once de okumustum cok guzel...
#02.03.2007 17:07 0 0 0
  • evet cok guzel,bunu yazicidan cikartip millete okutmali
#02.03.2007 22:42 0 0 0
zto zto foto
  • allah bütün müslüman olmayanlarada nasip etsin...amin....



    ellerine sağlık paylaşım için teşekkürlerr...
#03.03.2007 14:57 0 0 0
#03.03.2007 16:38 0 0 0
  • teşekkürler
#20.04.2007 21:49 0 0 0
  • Gecenin 1.30 da daha fıkranın yarısını bile okumadan gülmekten gözümden yaş geldi yahu
#21.04.2007 00:33 0 0 0
#21.04.2007 16:02 0 0 0
#23.04.2007 20:54 0 0 0