Aile Kuralları

Son güncelleme: 04.11.2022 16:36
  • Ailede en önemli üç ilişki vardır:

    (1) Annenin kendisiyle olan ilişkisi,
    (2) Babanın kendisiyle olan ilişkisi,
    (3) Anne ve babanın birbirleriyle olan ilişkileri.

    Sağlıksız aile, eksik insanların ilişkileri üzerine kurulur.Eğer anne ve baba, kendi bütünlüklerini gerçekleştirememişlerse, onların kendi içlerinde ve aralarında kuracağı ilişki sağlıksız olur ve yetiştirdikleri çocuklarda eksik kişilikli olarak yetişirler.
    Anne ve baba ailenin mimarlarıdır. Onların kişilikleri ve ilişkileri ailenin tümünü ister iste-mez etkiler ve aile içindeki süreçleri belirler.
    Kişiliklerini bütünleyememiş eksik ana ve baba, kendilerini olduğu gibi kabul edemezler, bir tür hayal dünyası içinde, kendilerini olduklarından daha farklı görürler. Duyguları, düşünceleri, amaçlarıyla ilişkileri birbirinden kopuktur; bu nedenle, yaşamlarını kendi diledikleri yönde değil, çev-relerindeki kişilerin diledikleri yönde yaşarlar. Ancak pek çoğu bunun farkında değildir.
    Yaşamını kendi özgür istemiyle istediği gibi yaşayamayan kişi, bir esir gibi, ömür boyu di-ğerlerinin dileklerini yerine getirmek için çabalar. Bu durumu açık seçik görebilen kişiler ise, eksiklik-likerinden dayanılmaz bir acı duyarlar. Bu acı o kadar kuvvetlidir ki, durumun kötülüğünü algılama-mak için savunma mekanizmaları geliştirir. Bu savunma mekanizmaları zamanla kuvvetlenerek kişinin tüm yaşamını etkisi altına almaya başlar; bir süre sonra kişi gerçekle ilgisini kaybeder, aile içinde ge-liştirilmiş ve pekiştirilmiş olan mekanizmalardan örülü aile gerçeği ni yaşamaya başlar. Aile üyeleri, ne tür bir savunucu çıkmaz içine gömüldüklerini anlamadan ömürlerini tüketirler.
    Eksik kimseler, kendileri gibi diğer eksik kimselerle evlenirler.Bunun bir tür doğa kanunu olduğunu savunan yazarlar vardır (Alice Miller, 1989; John Bradshaw, 1988, 1990; Charles Whitfield, 1990). Bu yazarlar, eksik kimsenin savunucu bir dünya içinde yetiştiğini, bir tür hayal dünyası içinde kendi benliğini tanımlamış olduğunu, bu nedenle ancak kendisi gibi eksik bir kimseyle karşılaştığı za-man kendini anlamlı bir ilişki içinde bulduğunu belirtirler.


    Bu tür ilişki özellikle alkolik ve kötü davranılan ailelerin çocuklarında görülür. Örneğin; alkolik bir babanın kızı, babasından dayak yiyerek büyümüştür; babanın bencilliği baskındır ve çocuk sevgi ve şefkat görmemiştir. Ne var ki, alkolik ailede kurallar hep gizlidir ve babanın alkolik oluşu hiç konuşulmamıştır. Çocuk mutsuzluğunu ve yalnızlığını anlayıp değerlendirebilecek zihinsel güce erişe- meden, kendi benliğini tanımlamaya ve kişilik yapısını oluşturmaya başlar. Belirli bir yaş aşamasında kişilik yapısı oluşup, özbenlik gelişimi, sağlıksız da olsa, tamamlanınca, kendisini ailesindekine benzer ortamlarda anlamlı görmeye başlar. Ve bu nedenle alkolik babanın kızı babası gibi alkolik bir erkek-le evlenir ve onun kendini dövmesini ve kendine kötü davranmasını yaşamın zorunlu bir parçası imiş gibi doğal kabul eder.


    Bu özelliğinden dolayı, eksik insan ve eksik insanlar üzerine kurulmuş olan sağlıksız aile, kişilerin yaşam boyutlarını aşar, kuşaklar arsı bir sosyopsikolojik olay özelliğini gösterir. Sağlıksız ai-lelerde, her kuşak, bir önceki kuşağın yaratmış olduğu sahte gerçeği, yani savunma mekanizmalarını devam ettirmek için elinden geleni yapar ve yeni kuşakları kendileri gibi eksik yetiştirir.


    Kişilik gelişimlerini tamamlamış, bütünlüklerini gerçekleştirmiş insanlar, kendi mutlulukla-rı için başka bir insanın varlığını zorunlu görmezler.Kendi başlarına mutlu ve tamdırlar; kurmuş ol-dukları ilişki onları daha mutlu, daha etkili, daha doyumlu yapar.İlişki kurmuş oldukları kişileri kendi amaçları için kullanma gereği duymazlar; çünkü, temel mutluluklarının kendi iç dünyalarından gelece-ğini bilirler. Herhangi bir tutku ya da bağlaşıklık gereksinmesinin zorlayıcı etkisi altında değil, özgür İradeleriyle, istedikleri için evlilik kurarlar.Bu tür ilişki sağlıklı ailenin temelidir ve bu ailede kişiliğini geliştirmiş, bütünleşmesini tamamlamış insanlar yetişir.

    Kendi bütünlüğünü tamamlayamamış, kendine saygı ve sevgisini geliştirememiş kişi, baş-kasını gerçek anlamda sevemez. Benlik sınırlarını belirleyememiş kişi, yaşam sınırlarının nerede baş-ladığını bilemez, bu nedenle iç dünyasını koruyamaz ve bu nedenle başkaları ona istediklerini yaptırırlar.


    Böyle bir ortamda kişi kendi olmaktan korkmaz ve gelişim aşamasını doğal süreci içinde tamamlayarak bütünleşir.
    Sağlıksız ailedeki kurallar ve etkileşimler ise oldukça farklıdır.Çocuğun gelişimini olumsuz yönde etkilediği için ayrı bir başlık altında gözden geçirmeye değer.


    SAĞLIKSIZ AİLEDE GİZLİ KURALLAR

    Sağlıksız aile kuralları bilinçaltındadır ve açık seçik ifade edilmemiştir, gizlidir; bu kuralla- rı kimse tartışamaz. Bu kurallar ailenin sağlıksız durumunu hem yaratır hem de devam ettirir. Sağlık- sız ailelerde geçerli olan belli başlı gizli kurallar şunlardır:
    (1) Denetleme: Bireyler, etkileşimlerinde, duygu, düşünce ve davranışlarını yüzde yüz de-netleme gereğini hissederler. Denetlenmeden söylenilen söz, ifade edilen duygu ve heyecanlara izin verilmez; kendiliğinden ortaya çıkan davranış kötüdür ve mutlaka cezalandırılmalıdır. Denetleme kendiliğindenliği , doğal olarak gelişen ve ifade edilen duyguları öldürür.

    Sağlıksız ailenin en temel savunma mekanizması denetlemedir. Böylece her şeyin önceden kestirilebilir, kontrol edilebilir olduğu belirtilmek istenir. Bu tür denetleme, aileye sağlıksız bir güven duygusu verir. Yaşamın önceden kestirilemeyen , denetlenemeyen karmaşık yönlerinin doğuracağı kaygı bu tür sahte bir güven duygusuyla karşılanmaya çalışılır.

    (2) Mükemmeliyetçilik: Yapılan her işte, söylenilen her sözde, girilen her sınavda kişinin mükemmel olması beklenir. Her şey göstermeliktir, başkalarının beğenisi için yapılır. Ölçütler kişinin dışında, başkaları tarafından belirlenmiştir; o ölçütler çerçevesinde bireyin en mükemmeli yapması beklenir. Herkes bu ölçüte uyması beklenir; bireyin ölçütleri değiştirmeye ya da tartışmaya hakkı yok- tur.
    Mükemmeliyetçilik kuralı, kişinin kendi gerçeğinin hiçbir değeri olmadığını, kendi düşü- nüş ve değerlendirişinin önemsiz olduğunu ifade eder. Bu kuralın geçerli olduğu sağlıksız aile orta-mında yetişen çocukların yaşamla ilgili en temel duyguları umutsuzluktur. Kendilerini değersiz bulur- lar; değersizlikten utanç duyarlar; ileride değişebileceklerine inanmazlar ve bu nedenle umutsuz-durlar.

    (3)Suçlama: denetlenmeden yapılan ve mükemmel olmayan davranışlar ortaya çıkınca suçlama kendini gösterir. Suçlama, olayları olduğu gibi kabul etmemenin bir sonucudur.

    Matematik dersinde, öğretmeni Kenanı tahtaya çıkardı ve bir problem vererek çözmesini istedi. Kenan çözüm sırasında en azından üç hata yaptı ve öğretmenin yardımıyla problemi çözebildi.

    Sağlıklı ailede bu durum Kenanın matematikle ilgili bazı konularda henüz öğrenmesi gere- ken yeni kavramlar ve çözüm yolları olduğu algılayışına yol açacaktır. Kişilerin yeni kavramlar ve çö- züm yolları öğrenmesi, özellikle öğrenci oldukları okullarda doğal bir durum olacağı için, kişi suçlanmayacak, yargılanmayacaktır.

    Sağlıksız ailede Kenan, ya öğretmeni ya da o sırada sınıftaki başka bir durumu suçlayacak, kendi bilgisinin eksik olduğunu kabul etmeyecektir. Ana-babası, yukarıda tartıştığımız denetleme ve mükemmeliyetçilik kurallarının etkisi altında, Kenanın matematik problemini çözemeyişini, utanıla- cak bir yüz karası olarak algılayacak ya öğretmenini, ya okul sistemini, ya da Kenanı sorumlu tutacaktır.


    Bu tür suçlamalarla aile her şeyin denetim altında tutulması gerektiği ve her yapılan şeyin mükemmel olmasının zorunlu olduğu kurallarını pekiştirmiş olur.Kenanın matematik öğrenirken izle- diği doğal gelişim aşamaları, hatalar yaparak kademeli olarak gittikçe en iyiye doğru ilerleme basa- makları dikkate alınmaz.Bu nedenle Kenan matematik öğrenmekten daha doğrusu hiçbir şey öğrenmekten zevk almayacak, sürekli bir kaygı ve utanç içinde okula gidecek ve ders çalışacaktır.


    (4) Beş temel özgürlüğün inkarı: Sağlıksız ailede kişilerin doğal olarak geliştirdikleri al- gılama, duygu, düşünce, davranış, arzu ve amaçları inkar edilir: İçinden geldiği gibi değil, mükem- meliyetçi kurala uyarak, başkalarının senden beklediği biçimde algıla, duygulan, düşün, davran, arzu er ve amaç edin.

    Bu kuralın etkisi son derece olumsuzdur; çocuğun sağlıklı gelişiminin temelinde bulunması zorunlu olan onun psiklojik gerçeğini inkar eder.Kişinin kendi gerçeği inkar edildiği zaman, o kişi, ta- mamen dışa bağımlı, kendi iç dünyasıyla ilişkisi kopuk, bir robot gibi yaşar.Böyle bir kişinin mutlu ol- ması söz konusu olamaz.

    (5) Konuşmak yasak: Aile içindeki sağlıksız durumdan, bu durumun ortaya çıkmasına yol açan kurallar ve davranışlardan söz etmek yasaktır.Bu kural dördüncü kuralın doğal bir sonucudur.Ki- şilerin konuşmalarını yasaklamak, önemli gördükleri bir konuda iletişimlerini engellemek, insanların en temel süreci olan iletişim olanağını ortadan kaldıracağından, onların insanlığını reddetmek anlamı- na gelecektir.Ailenin, kuşaklar boyunca bir kuşaktan diğerine sağlıksız durumunu aktarabilmesi, özel- likle 4. ve 5. kurallar aracılığıyla gerçekleşir.

    (6) Küskünlük ve kırgınlıkların sürdürülmesi: Aile içindeki kırgınlık ve küskünlüklerin sürdürülmesi, kişilerin birbirlerini anlamalarını ve sağlıklı ilişkiler kurmalarını önler.Bu tür kırgınlık ve küskünlükler, ailenin sağlıksız oluşunun temelinde yatan esas nedenleri sakladığından, sağlıksız aile düzeni bu kırgınlıkların devamını ister.Bu nedenle, kronik çatışma sürtüşmeler ailede sürer gider.

    (7) Kimseye güvenememe: Sağlıksız ailede kimse kimseye güvenemez; yüzeyde sanki herkes birbirine güvenir gibi davranır ama, gerçek anlamda kimse birbirine güvenmez.
    Güven duygusu, kişilerin birbirlerine değer verdiği, desteklediği bir ilişkiler ortamı içinde gelişir.Bu ortam sağlıksız ailede yoktur.Sağlıksız ailede yetişen kişi, kimseden saygı ve gerçek sevgi görmediği için, kimsenin kendine yardım edeceğine inanmaz.Yardım etmek isteyenlerin mutlaka bir art düşüncesi, çıkarı vardır, diye düşünür.
    Sağlıksız aile ortamı içinde yetişen insanlar kendi duygu ve düşüncelerine güveni olmayan, sürekli başkaları tarafından güdümlenmek istenen dıştan denetimli kişiler olarak yetişirler
#04.08.2004 16:12 1 0 0
  • 3. Madde ßize Ters AnneMLe ßaßam Artık kavga olayını hoßi olarak yapıyo.:))))
#04.08.2004 16:13 0 0 0
  • ßiLgi İçin Te$ekkürler.............
#06.12.2004 17:00 0 0 0
  • EMEKLERİNE SAĞLIK PAYLAŞIM İÇİN TEŞEKKÜRLER
    HERKESE SAĞLIKLI GÜNLER DİLERİM
    :cubuk:
#27.12.2005 23:25 0 0 0
  • Paylaşım için Teşekkürler Ellerine Emeğine Sağlık
#04.11.2022 16:36 0 0 0