Eziklik psikolojisini anlayabilmek icin 13 - 18 senelik basarisiz
dönemlerin taraftarlar üzerindeki etkilerine ve 'genlere' bakmak
lazim.Bir örnekle acıklayalım.1967 dogumlu bir Gs'li oldugunuzu
düşünün.Çocuksunuz şampiyonluk yok , buluğ cagına geliyorsunuz yok, ilk
kez aşık oluyorsunuz ama hala şampiyonluk görememişsiniz , Ehliyet
almışsiniz, oy verme hakkina kavusmussunuz ama takımınızın bir
şampiyonluk turuna hasret kalmışsınız.Aynı kabusun beterini 1930-48
faciasini gören dedeniz ve babanız da yasamış.Hatta babanızın ikinci
'büyük bekleyişi' bu.Kolay degil 56 senelik bir periyoda sığdırılabilmiş
31 kabus yıl.Daha da acısı ve eziklik psikolojisinin sebebi ise
Fenerbahcelilerin bu dönemlerde hep başarılı olması,okul hayatında,
iş hayatında hep Fenerlilerin alayları altında bir azınlık toplulugu
gibi yaşamak.Besiktas'ı kardeş kulüp ilan ederek Fener'e karşı 'omuz omuza' mücadele vermek.
İşte bunca acılı onyıllardan sonra elde edilen ilk şampiyonluklarda prim
olarak verilen arabalar, rakip kaleciler, 0-8'lik
muhteşem zaferler damaklarda kekremsi bir tat birakmis ama 'kazanmak
için her yol mubahtir' düşüncesini de sari-kırmızılılara
anlatmıştır.Tam da 'kolayca köşeyi dönme' yıllarına denk gelen bu
kazanımlar 80'li yılların atmosferine 'cuk' oturmuştur.
80'lerde ilk sinyallerini veren , 90'lı yıllarda tavan yapan
'Fenerbahe'nin Galatasaray'ın altın dönemi ' medyanın ve bilgisayar
çagının zirve yaptıgı bir dönemde yaşanması sebebiyle olumlu ve olumsuz
etkilerini misliyle artırmıstır.Bu dönem Galatasaray için inanılmaz bir
reklam Fenerbahce için de bir o kadar olumsuz etkiler
yaratmıştır.Sonucta 4 sene üstüste şampiyon olan ve UEFA Kupasını
muzesine taşıyan Gs, hele ki sonuncusunu Fenerbahce'nin
Pendik'e elendiği sene yaşamasına rağmen bir türlü Fener'in yarattığı
toplumsal etkiyi yapamamış, bilakis Fenerbahce'nin son şampiyonlugunun
adeta toplumsal bir histeriye dönüşmesini inanmaz gözlerle seyretmek zorunda kalmıştır.
Son olarak taraftar potansiyelindeki bu farklılık şöyle de
açıklanabilir.Futbol tarihimizin ilk bölümünü yukarıda
inceledik.Profesyonel Lig bölümü dikkatle incelendiginde G.Saray'in 4
senelik, 3 senelik, 2 senelik şampiyonluk serileri vardır.Bu da belli
jenerasyonlar üzerinde etkili ama sürekliligi olmadıgı için daimi
kitlesel tavırlara uzak geçici taraftar toplulukları yaratır.Fenerbahce
ise genellikle tek tek veya iki senelik şampiyonluklar yaşadıgı için
'süreklilik ve büyüklükte istikrar' sebebiyle 'sağlam' bir taraftar
kitlesine sahiptir ve gene ayni sebeple G.Saray, Besiktas ve Trabzonspor
iyi oldukları dönemlerde karşılarında hep Fenerbahce'yi bulmuş ve dogal
olarak en cok da ondan nefret etmişlerdir.
Toparlamak gerekirse, 'Fenerbahce Cumhuriyeti','Fenerbahce devlet
içinde devlettir' , 'Her Türk Fenerbahceli dogar' gibi kavramlar eğer bu
ülkede atasözü haline gelmişse bu boşuna degildir.G.Saray gibi Avrupa
hayrani-taklitcisi Isvicre takimlarından 'cim bom'
kelimelerini abartıp sembol olarak seçerken,
'Fenerli' gibi son derece yalın bir tanımlamaya
ve 'kanarya' gibi hemen yanbaşında olabilecek mutevazilige sahip
sari-lacivert camia 'Türk insanının ilk göz agrısı' ve bir 'halk
hareketi' olduğunu 2001 senesi sonundaki şampiyonluk kutlamalarında
göstermiştir.Kimi bilgi yoksunları bunu ekonomik krize baglasalar da,
tek gerçek Fenerbahce'nin 1907'den beri kesintisiz en büyüklük tahtında
oturmasıdır.Eline geçirdigi tarihi firsatta bile Fenerbahce'nin önünde
gündem olamayan Galatasaray,Fenerbahce'nin 'sazı tekrar eline
aldıgını' farketmiş ve efsanenin henüz sadece ayak seslerini
duyduklarını idrak etmiştir.Darisi farkedememiş olanlarin başına.
Adı, Maier Lorenz...
35 yaşında ve Manheim'de yaşıyor.
Fanatik bir futbol sevdalısı ama en önemliği özelliği tuttuğu takım...
Bir Alman olarak ne Bayern Münih'e sevdalı... Ne Leverkusen'e tutkun...
Ne de Borussia Dortmund hayranı!
Maier Lorenz'in yüreğinden yanıp tutuştuğu takım;
işin tuhafı Alman da değil.
O, F.Bahçe hayranı...
Laf salatası arasında kaybolan, sıradan bir F.Bahçeli değil. Her G.Saray
derbisinde, Almanya'lardan kalkıp İstanbul'a gelecek kadar kara sevdalı...
Futbolcuların tüm istatistiki bilgilerini tutuyor ve topluyor.
Dünya'ya nam salmış Bayern Münih'i tutmuyor yeralan dostlarından
dinleye dinleye, F.Bahçe tarihinden etkilenmiş... Gerçi G.Saray ve
Beşiktaş'ın tarihinde de benzerlikler var ama, o illa 'Kanarya' diyor.
'Neden F.Bahçe'yi seçtin ?' diye sorulduğunda, cevabı çok güzel:
'Hiçbir insan takım seçmez... Sadece, ona ait olduğunu hisseder'
Sanırım ben de sorun var , hiç eziklik psikolojisi yaşamadım
Tam aksine Feneri gördükten sonra kendi takımımla hep gurur duydum
Benim zamanımda Aydın'lılar Arkayı Fenerleyelim diye slogan çıkarmışlardı
bir de Sakaryasporu hatırlıyorum, Feneri rezil etmişti,
Oğuz ve Aykut bu rezaletten sonra Fenerli yapıldı ancak o şekilde kurtuldu Fener.
Yine benim zamanlarımda Nöşetel (söyleniş şekliyle yazması daha kolay ) gibi bir zaferi biz ilk GS ile tanıdık, Avrupalıya kafa tutan tek takımdı GS.
Hala da öyle.
Daha çok anlatılacak şey var ama ;
Bunları , 100 yıldır 6 rakamından ve 55 binlik stadından başka övünecek birşeyleri olmayan bir takım taraftarının anlaması, anlam getirmesi, yorum yapması gerçekten zordur.