meme kanseri

Son güncelleme: 23.08.2007 17:00
  • MEME KANSERİ NEDİR?
    Meme dokusu süt kanalları, süt bezleri, yağ ve bağ dokusundan oluşur. Bunlar kas ve kemikten oluşan bir destekleyici sistem üzerinde yerleşmiştir. Kadınların yaşamı boyunca birçok etkenler mesela adet dönemi, gebelik sayısı, menopoz , yaş, doğum kontrol hapları ve hormon ilaçları kullanımı gibi faktörler meme dokusunda değişikliklere neden olur. Bu değişiklikler sonucu bazen iyi huylu bazen de kötü huylu kitleler meydana gelebilir. Süt bezleri ve kanalları döşeyen hücrelerin kontrol dışı olarak çoğalmaları ve vücudun çeşitli yerlerine giderek çoğalmaya devam etmelerine meme kanseri denir.

    Kanser hücresi
    MEME KANSERİ NE SIKLIKLA GÖRÜLMEKTEDİR?
    Ülkemizde bu alanda yapılmış yeterince istatistiksel çalışma yoktur. Ancak dünyada ve özellikle ABD'de yapılan istatistiksel çalışmalar yaşamları boyunca her 8 kadından bir tanesinde meme kanseri görüldüğünü göstermektedir. Tahminlere göre Türkiye'de her yıl yaklaşık 30 bin kadın meme kanserine yakalanmaktadır.
    MEME KANSERİ İÇİN RİSK FAKTÖRLERİ:
    Bazı özellikleri taşıyan kadınlarda, meme kanserinin daha sık görüldüğünü biliyoruz. Bu özelliklere risk faktörleri diyoruz.
    Yaş: İleri yaş önemli bir risk faktörüdür. Yeni meme kanseri tanısı konan kadınların % 70'i, 50 yaş üzerindedir. Diğer bir deyimle, yaşı 50 yaş üzerinde olan kadınlarda meme kanseri görülme sıklığı, yaşı 50 yaşın altında olan kadınlardan 4 kat daha fazladır.
    Ailede meme kanseri hikayesi: Aile yakınları arasında meme kanserine yakalanmış kadınların, meme kanserine yakalanma olasılığı, diğer kadınlara göre daha fazladır. Örneğin, kız kardeşi veya annesi meme kanserine yakalanan bir kadının, meme kanserine yakalanma riski, diğer kadınlardan 2- 5 kat daha fazladır.
    Fertil çağ süresi: Adet görmeye erken başlanması, menopoza geç girilmesi fertil cağı uzatmaktadır. Bu sırada kadın daha uzun süre östrojen hormonu etkisi altında kalmakta, meme kanseri gelişme riski artmaktadır. Erken menopoza giren kadınlarda hormon tedavisi yapılmıyor ise, meme kanseri riski önemli ölçüde azalmaktadır. Elli yaşından sonra adet görmeye devam eden kadınlarda, meme kanserine yakalanma riski az da olsa artmaktadır.
    Doğurganlık hikayesi: İlk çocuğu doğurma yaşı önemlidir. İlk çocuğunu 30 yaşından sonra doğuran kadınlarda meme kanseri görülme oranı 20 yaşından önce doğuranlara göre 2 kat fazladır. Hiç çocuk doğurmayan kadınlarda risk hafif yükselmektedir.
    Östrojen hormonu tedavisi görenler: Menopoz nedeni ile uzun süre östrojen tedavisi ( 10 yıldan fazla) gören kadınlarda, meme kanseri oranı artmaktadır. Fakat, hormon tedavisi almayan kadınlarda da, kalp hastalıklarında ve osteoporoz gibi sorunlarda artış ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, menopoz yakınmalarının azaltılması amacı ile, östrojen verilmesi önerilebilir fakat, mutlaka bir hekim kontrolü altında yapılmalıdır.
    Doğum kontrol hapı kullanılması: Bu konuda farklı görüşler olmakla birlikte hafif bir risk artışı olduğu ileri sürülmektedir. On yıl önce doğum kontrol hapını bırakmış olan kadınlarda ise, bu risk tamamen ortadan kalkmaktadır.
    Bu risk faktörlerini taşıyan kişilerin mutlaka meme kanserine yakalanacakları söylenemez. Sadece, bu faktörleri taşımayanlara göre, daha fazla meme kanserine yakalanma olasılıkları olduğunu biliyoruz.
    MEME KANSERİ RİSKİ AZALTILABİLİR Mİ ?
    Yoğun egzersiz ve jimnastik yapan kadınlarda meme kanseri riskinin azaldığı gözlenmiştir. Bu nedenle, tüm kadınlara önerilmektedir. Meme kanseri ile beslenmenin önemli ilişkisi vardır. Sebze ve meyveden zengin beslenme, ağır yağlı yiyeceklerden uzak durulması önerilmektedir. Günlük gıda alımına C vitamini, betakaroten gibi antioksidanların eklenmesinin koruyucu etkisi olduğu ileri sürülmektedir.
    Kısaca,
    şişmanlığın azaltılması,
    alkol alınıyorsa bırakılması.
    hafif egzersiz yapılması (haftada 4 saat tempolu yürüyüş),
    sebze ve meyvenin bol tüketilmesi,
    gibi basit önlemler ile meme kanseri riski % 30-40 oranında azaltılabilmektedir.
    MEME KANSERİ ÖNLENEBİLİR Mİ ?
    Meme kanserini kesin önleyen bir yöntem henüz yoktur. Günümüzde bilinen tek yöntem, erken tanıdır. Erken tanı sayesinde, meme kanserinin getirdiği sorunlar büyük oranda çözülebilmektedir. Bu sayede hastalığın toplumda yaptığı hasar en aza indirilebilir, yaşam süresi ve kalitesi önemli ölçüde arttırılabilir.
    Erken teşhis için bilinen en iyi ve etkili çözüm, kadınların risk durumlarına göre belirlenmiş olan muayene ve tetkik protokollerinin uygulamasıdır.
    Meme kanserinde tanı nasıl konur?
    • Klinik muayene(meme muayenesi)
    • Radyolojik inceleme
    • Patolojik inceleme
    1_MEME MUAYENESİ
    Yirmi yaş üzerindeki(20-40 yaş arası) kadınlar, her ayın belirli bir döneminde kendi kendilerini muayene etmelidirler. Bu muayene sırasında meme dokusunda farklılık olup olmadığı araştırılır. Eğer bir değişiklik tespit edilirse derhal bir hekime baş vurulmalıdır. Bir değişiklik saptanmasa bile, üç yılda bir kez hekim tarafından muayene edilmelidirler.
    Kırk yaşına gelen(40-50 yaş arası) kadınların, kendi yaptıkları periyodik muayeneye ek olarak her yıl bir kez hekim tarafından muayene edilmeleri gereklidir. Ayrıca her yıl veya iki yıl ara ile mamografi(meme filmi) çektirmeleri gereklidir.
    Elli yaşından sonra, kadınlar kendilerinin periyodik muayenelerine ve her yıl bir defa hekim muayenesine devam etmeli ve mamografi dediğimiz meme filmini her yıl çektirmelidir.
    Kendi mememi, ne zaman muayene etmeliyim?: Çoğu uzman, kadınların adet görmelerinden bir hafta sonra bu muayeneyi yapmalarını önermektedir. Doğum kontrol hapı kullananlar ise, hapa başladıktan sonraki ilk hafta içinde muayenelerini yapmalıdırlar. Diğer zamanlarda memelerdeki normal yapılar ve kistler daha irileşebilirler. Bu hem akıl karıştırıcı olur, hem de muayene ağrılı olabileceği için rahatsız edici hale gelebilir. Öte yandan, memeleri hiç muayene etmemektense, ayın her hangi bir günü muayene etmek elbette çok daha iyidir.
    Meme muayenesi nasıl yapılır: Sağ memeyi sol elle, sol memeyi sağ elle muayene etmeniz gerektiğini unutmayın. Muayene sırasında, parmaklarınızın ucuyla 1-2 cm çapında daireler çizecek hareketler yapın. Elinizi değişik derecelerde bastırarak deriyi, memeyi ve alttaki göğüs kafesi kemiklerini ayrı ayrı hissetmeye çalışın. Tüm meme dokusunu bölümlere ayırarak ve her iki koltukaltını mutlaka muayene edin.
    Fibrokistik hastalık / Memelerde yumrular olması: Pek çok kadın memesini muayene ettiğinde yumrularla karşılaşır. Bu nedenle telaşlanan, üzülenler de olabilir. Bu yüzden, her kadının kendi memesindeki bu "normal" sertliklerin yerlerini ve kıvamlarını iyi bilmesi gerekir. Eğer "her zamankinden farklı" bir sertlik hissederseniz, mutlaka bir uzman doktora görünmelisiniz. Meme kanserlerinin önemli bir bölümü, ilk kez, kendi kendini muayene sırasında dikkati çeker. Erken tanı, daha sonra ortaya çıkabilecek sorunları azaltabilir; hastanın yaşam süresine de katkıda bulunabilir. Bir kitlenin küçük iken saptanması, tedavinin de daha basit, etkili ve hasta açısından daha kolay kabul edilebilir nitelikte olmasını sağlayabilir.
    Memede saptanan her kitle kanser değildir. Bu nedenle, memede şüpheli bir kitle saptanınca, hemen korkup telaşlanmaya ve paniğe kapılmaya gerek yoktur. Memede bir kitle saptandığında, bir hekime başvurarak daha ileri tetkiklerin yapılması gereklidir.
    Meme kanseri belirtileri nelerdir?:
    Aşağıda değişiklikler fark edildiğinde, gecikmeden bir hekime başvurulmalıdır:
    Memede iki haftadan uzun süre ele gelen sertlik veya kitle,
    Meme derisinde kalınlaşma, şişme, renk değişikliği,
    Meme başında kalınlaşma, kızarıklık veya yara olması,
    Memede veya meme başında içeri doğru çekinti olması,
    Memenin şeklinde değişiklik,
    Meme başlarının pozisyonlarında değişiklik,
    Meme başında ortaya çıkan akıntı.
    2_RADYOLOJİK İNCELEME
    Meme kanserinden şüphe duyulan kadınlarda bazı görüntüleme yöntemlerinden yararlanılır. Bunlardan en sık kullanılanlar ultrasonografi ve mamografidir.

    Mamografi nedir ?
    Mamografi, çok düşük dozda radyasyon ile çekilen bir meme röntgen filmidir. Memede herhangi bir kitle şüphesi olanlarda kitle yapısının aydınlatılması amacıyla ya da 40 yaşın üzerindeki hiçbir şikayeti olmayan kadınlarda tarama amacıyla kullanılabilir. Mamografi ile memede, muayene ile saptanamayacak kadar küçük anormallikler tespit edilebilir. Bu nedenle mamografi çok değerli bir yöntemdir. Çünkü, bu sayede, hastalık muayene ile tespit edilebilecek safhadan önce saptanır. Bu nedenle kesin hayat kurtarıcıdır.
#19.08.2007 17:37 0 0 0
  • paylaşımların için teşekkürler
#19.08.2007 17:45 0 0 0
  • ÖNEMLİ DEĞİL.
#19.08.2007 20:12 0 0 0
  • Bilgiler için çok teşekkürler arkadaşım

    Kendi annemin başına geldiği için konuyu iyi biliyorum

    Bütün bayan arkadaşlarımızın çok ciddiye almalarını öneriyorum,
#19.08.2007 22:51 0 0 0
  • SAĞOLUN!
#19.08.2007 23:02 0 0 0
  • teşekürler ellerine sağlık
#23.08.2007 17:00 0 0 0