Lenin Vladimir İlyiç

Son güncelleme: 08.11.2009 21:52
  • noimage
    Sovyet devletinin kurucusu.
    Rusya'da çarlık rejimini yıkan ve sosyalizmi kuran 1917 Ekim devriminin önderi. Lenin (gerçek adıyla Vladimir Ulyanov), abisi Aleksandr'ın Çar III. Aleksandr'a karşı giriştiği başarısız suikastten sonra idam edildiği 1887 yılında Kazan Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne girdi.
    Devrimci fikirlerinden dolayı okuldan atıldıysa da büyük mücadeleler sonucu 1890'da geri döndü ve ertesi yıl fakülteyi birincilikle bitirdi. Bir süre Petersburg'da avukatlık yaptı. Avrupa'da dönemin ünlü teorisyeni Plehanov'la tanıştı.
    Rusya'ya dönüşte tutuklandı. Sibirya'ya sürüldü.
    1898'de kurulmuş olan Rusya Sosyal Demokrat Partisi'nin 1903'de Londra'da yapılan kongresinde "Bolşevikler" fraksiyonu lideri olarak yönetime geldi.
    1917 Ekim devriminden sonra Lenin hükümetin başına geçti.
    Başlangıçta sert yöntemler kullanan Lenin, daha sonradan "Yeni Ekonomik Politika" (NEP) ile kitlelere ulaşmaya, özel mülkiyetten yararlanmaya çalıştı. Geride çok sayıda felsefi ve siyasi eser bırakarak 1924'te ölen Lenin'in mozolesinin korunması ya da kaldırılması tartışmaları bugün Rusya'da hala devam ediyor.
#22.08.2007 11:50 0 0 0
  • Vladimir İlyiç Lenin
    Vladimir İlyiç Ulyanov, bilinen adıyla Lenin (Rusça: Владимир Ильич Ульянов "Ленин"), (22 Nisan 1870, Simbirsk,Tataristan Cumhuriyeti - 21 Ocak 1924, Moskova), Rus yazar, sosyalist politikacı, Ekim Devrimi'nin lideri ve Sovyet Rusya'nın ilk devlet başkanıdır.
    Çocukluğu ve gençliği
    Rusya İmparatorluğu zamanında adı Simbirsk olan Ulyanovsk'ta doğan Lenin demokrasi ve özgür eğitim için mücadele veren devlet memuru İlya Nikolayeviç Ulyanov (1831-1886) ile liberal görüşlere sahip Maria Aleksandrovna Ulyanov'un (1835-1916) oğludur. Ailenin etnik yapısı çeşitlilik gösterir. "Lenin'in ataları Rus, Kalmuk, Yahudi, Alman, İsveçli ve muhtemelen diğer birkaç halka daha mensuptur." [1] Lenin Rus Ortodoks Kilisesi'nde vaftiz edilmiştir.
    Yaşamının ilk yıllarında iki trajedi ile karşı karşıya kalmıştır. Bunlardan birincisi 1886 yılında babasının beyin kanamasından ölümü, ikincisi de Mayıs 1887'de abisi Aleksandr Ulyanov'un Rus çarı III. Aleksandr'ın hayatına kasteden bir bombalama eylemine katılması nedeniyle asılmasıdır. Aleksandr tutuklandığı sırada yanında bulunan kızkardeşi Anna, Karzan yakınlarındaki küçük Kokuchkino kasabasına sürülmüştür. Bu trajediler Lenin'in radikalleşmesinde etkili olmuştur. Resmî Sovyet biyografilerinde, devrimci eylemlerinin temelinin bu olaylarda yattığı söylenir. Sovyet ders kitabında basılan Beluzov'un ünlü resmi "Farklı bir yol izleyeceğiz" genç Lenin'i ve annesini Aleksandr'ın kaybı için yas tutarken gösterir. "Farklı bir yol izleyeceğiz" cümlesi Lenin'in halk devrimi için anarşist ve bireysel yöntemler yerine Marksist bir yaklaşım seçtiği anlamına gelmektedir. Lenin Marksizm ile ilgilenmeye başladıktan sonra öğrenci gösterilerine katıldı ve sonunda tutuklandı. Kazan Üniversitesi'nden atıldıktan sonra bağımsız olarak çalışmalarına devam etti ve 1891 yılında avukatlık yapmak için lisans aldı. [2] Latince ve Yunanca konusunda kendini gösteren Lenin aynı zamanda Almanca, Fransızca ve İngilizce de öğrendi. Üniversiteden atılmasından avukatlığa hak kazanmasına kadar geçen sürede Komünist Manifesto'yu Rusça'ya çevirdiği de söylenmektedir.
    Devrimcilik dönemi
    Lenin Samara'da birkaç yıl çalıştıktan sonra 1893 yılında St. Petersburg'a yerleşti. Kariyer yapmak yerine devrimci propaganda ile uğraşmayı tercih etti ve Marksizm üzerine çalıştı. 7 Aralık 1895'te tutuklandı. 14 ay tutulduktan sonra Sibirya'daki Shushenskoye köyüne sürgüne gönderildi.
    Lenin, Troçki ve askerlerle Kronstadt'da, 1921
    Suikast girişimine ve parçası olduğu giderek artan komünist karşıtı cepheye komünist hükümetin cevabı Kızıl Dehşet oldu. Onbinlerce kişi, Devrim'in düşmanı olarak Bolşevik hükümetine karşı etkin olarak eylemde bulundukları iddiasıyla ya öldürüldü ya da çalışma kamplarına gönderildi. Kızıl Dehşet, iç savaşın kızışması ve Savaş Komünizmi denilen politikanın uygulanmaya başlandığı döneme rastlar. Bu politikanın içine köylünün elindeki tahılın zoralımı da dahildi ve bu durum sonucunda geniş çaplı bir kıtlık oluşmuştur.[12]
    Orlando Figes'e göre Lenin her zaman "devrim düşmanlarına karşı kitle terörünün" destekçisiydi ve proleter devletin kapitalist kuruma karşı organize bir şiddet sistemi olduğu görüşüne sahipti. Figes aynı zamanda şiddet Bolşevikler tarafından cesaretlendiriliyor olsa da kökünün, ayrıcalık sahiplerine karşı halkın beslediği nefrette yattığını iddia eder. [13] 1918 sonlarında Kamenev ve Buharin Çeka'nın keskin köşelerini yuvarlamaya çalıştığında, teşkilatı Lenin savunmuştur.[14] Lenin kitle terörünün ateşli bir savunucusu olarak kaldı. 1922 yılında Lenin'in teşviğiyle yaklaşık 8.000 kadar din adamı, Shuia kentinde çıkan dinî ayaklanma sonucunda infaz edildi.

    Rusya Komünist Partisi ve iç savaş
    1919 Mart'ında Lenin ve diğer Bolşevik liderler tüm dünyadan gelen devrimci sosyalistlerle buluşarak Komünist Enternasyonal'i kurdu. Bu şekilde, daha geniş olan sosyalist hareketten ayrılındı, artık komünist olarak nitelendirileceklerdi. Rusya'da Bolşevik Partinin adı önce "Rusya Komünist Partisi" daha sonra da "Sovyetler Birliği Komünist Partisi" (Rusça: КПСС ) olarak değiştirildi.
    Bu arada, Rusya'da iç savaş sürmekteydi. Çok geniş bir yelpaze içinde farklı görüşlere sahip siyasi hareketler ve destekçileri Sovyet hükümetini devirmek için silaha sarılmıştı. Bir çok taraf iç savaşa karışmış olsa da çarpışan iki önemli taraf komünistlerin Kızıl Ordusu ile gelenekçilerin Beyaz Ordusuydu. Fransa, Büyük Britanya, ABD ve Japonya gibi yabancı güçler Beyaz Ordu yararına işe karışmış olsa da etkileri çok olmamıştır. Sonunda Leon Troçki tarafından komuta edilen ve örgütsel açıdan daha becerikli olan Kızıl Ordu 1920 yılında Beyaz Ordu'yu ve müttefiklerini yenerek iç savaşı kazandı. Daha küçük çaplı çarpışmalar ise birkaç yıl daha devam etti
    Hem Beyaz Ordu hem de Kızıl Ordu kuvvetleri, savaşın ve devrimin yol açtığı karışık dönemde "kontrol altında tuttukları bölgelerde büyük zalimlik gösterdiler. Kasabalar yakıldı, mal mülk yıkıldı ya da çalındı, köylülerin mahsulü ve hayvanları zorla alındı, karşı koyanlar işkence gördü ve öldürüldü." [15] Brovkin, askerî gerekliliğin ötesine geçen bu tarz terörün sonuçlarının oldukça yıkıcı olduğunu savunmuştur. Ona göre cephe gerisindeki halkın yabancılaştırılması hem kızıl hem de beyaz güçlerin yenilgisini açıklayabiliyordu. [16]
    1919'un sonlarına doğru Beyaz Rus kuvvetlerine karşı kazanılan başarılar Lenin'i, devrimi artık Batı'ya yaymak gerektiğine ve gerekirse güç kullanılmasına ikna etti. Bağımsızlığını yeni kazanmış olan İkinci Polonya Cumhuriyeti 18. yüzyılın sonlarına doğru Rusya tarafından ilhak edilen doğu topraklarını kontrol altına almaya başlayınca, bu bölgelerin kontrolü konusunda Bolşevik kuvvetleriyle karşı karşıya geldi ve çatışmalar 1919 yılında Polonya-Sovyet Savaşı'na yol açtı. Almanya'da devrimin sürmesi ve Spartaküs Birliği'nin yükselişe geçmesini Lenin, "Avrupa'yı Kızıl Ordu'nun süngüsüyle yoklamak" için en uygun zaman olarak gördü. Lenin, Rus Devrimi ile Alman Devrimi'nin komünist destekçilerini birbirine bağlamak için Kızıl Ordu'nun, arada kalan Polonya'yı sıçrama tahtası olarak kullanıp hem Almanya'ya hem de Batı Avrupa'daki diğer komünist hareketlere yardıma gitmesi gerektiğini düşünüyordu. Ancak Sovyet Rusya'nın Polonya-Sovyet Savaşı'nda yenilmesi üzerine bu planlar suya düştü.
    Lenin, emperyalizmi çok sert eleştiriyordu ve 1917 yılında kapitalist emperyalist güçlerin kontrolü altındaki ulusların koşulsuz olarak kendi kaderini tayin hakkına sahip olduğunu deklare etmişti. Ancak bu ilkenin uygulanmasında ve istediği koşullarda bir birliğin yaratılmasında başarı sağlayamamıştır. 1920-1921 yıllarında, altı ulusal cumhuriyet Ukrayna, Beyaz Rusya, Gürcistan, Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya Fedarasyonu arasındaki ilişkiler açık biçimde tamamlanmış değildi. Lenin bu birliğin sosyalist, enternasyonalist ilkelere uygun şekilde gönüllülük yolu ile belirlenmesini istiyordu. Ancak Sovyetler Birliği'nin kurulması sırasında Komünist Parti saflarında yeşermeye başlayan Rus milliyetçiliği ile de mücadele etmek durumunda kalmıştır.
    Gürcistan'ın birliğe katılım koşullarının müzakere edildiği dönemde politikaları yürüten, iç savaş sırasında da orada görev almış olan Stalin ve Ordzhonikidze ikilisinin bağımsızlık yanlısı Gürcistan Komünist Partisi'ne uyguladığı baskıları geç de olsa farkederek engellemeye çalışmıştır. Lenin bu konudaki görüşünü "Ulusal sorunlar bastırılmamalı, çözülmeli." şeklinde açıklamış ve Gürcistan meselesi ile ilgili Troçki'ye ve Stalin'in hazırladığı ve sadece Ermenistan ve Azerbaycan'ın kabul ettiği Özerkleştirme Tasarısı'nın düzeltilmesi için de Kamenev'e SSCB'nin Kuruluşuyla İlgili Tasarı" isimli mektubu yazmıştır. Sovyet projesinin Rusya Fedarasyonu'na katılma biçiminde değil, eşit cumhuriyetlerin birleşmesi biçiminde olması gerektiğini vurgulamıştır. Bu şekilde bir birliğin amacının diğer ulusların kapitalist emperyalizmden korunmasına da hizmet edeceği öngörülmüştür. Ancak Lenin hastalığı nedeni ile bu dönemde güçten düşmüş ve zamanla sağlığını tümden yitirmiştir. Daha önce yok etmeye söz verdiği ezen ulus şovenizmi sürece yeniden hâkim olmuş ve uluslar politikası, gönüllü olmayanların asimilasyonu politikası biçiminde işlemiştir.
    Uzun yıllar süren savaş, Bolşeviklerin savaş komünizmi politikası, 1921 yılındaki kıtlık ve düşman hükümetlerin kuşatması sonucunda Rusya harap düşmüştü. En büyüğü Tambov isyanı olan birçok köylü ayaklanması oldu. 1921 Mart'ında Kronstadt'da denizcilerin isyanı üzerine Lenin, savaş komünizmi politikasını sanayii ve özellikle tarımı yeniden yapılandırmak için Yeni Ekonomi Politikası (Rusça: Новая экономическая политика (НЭП;)) (NEP) ile değiştirdi. Bu yeni politika, politik ve ekonomik gerçekliklerin tanınması üzerine inşa edilmiş ve aslında sosyalist idealden taktiksel bir geridönüştü. Politikann tamamı sonradan Stalin tarafından tersine çevrilmiştir.
    Yaşamının son yılları
    Lenin'in sağlığı, devrim ve savaşın getirdiği gerginlik sonucu oldukça zarar görmüş, suikast girişiminde aldığı yaralar sağlık durumunu daha da kötüye götürmüştü. Kurşun hâlâ boynunda idi ve omuriliğe yakın durduğu için, o günün tıp tekniğiyle çıkarılması mümkün değildi. 1922 Mayıs'ında ilk defa felç geçirerek sağ tarafı kısmen felçli kalan Lenin'in hükümetteki rolü giderek azaldı. Aynı yılın Aralık ayında geçirdiği ikinci felçten sonra aktif politikadan çekildi. 1923 Mart'ında geçirdiği üçüncü felcin sonrasında konuşma yeteneğini de yitirerek ölene kadar yatağa bağımlı kaldı.
    İlk kez felç geçirdikten sonra, hükümet ile ilgili bazı yazıları eşine dikte ettirdi. Bunların arasında en ünlüsü Lenin'in Vasiyeti 'dir. Bu vasiyette, başta Stalin olmak üzere önde gelen komünistleri eleştiriyordu. 1922 Nisan ayından itibaren Komünist Parti'nin genel sekreteri olan Stalin'in "eline sınırsız bir otoritenin geçtiğini" söylemiş ve "yoldaşların Stalin'i bu görevden uzaklaştırmak için bir yol aramalarıni" önermiştir. Lenin'in ölümünden sonra eşi, 1924 Mayıs'ındaki 13. Parti Kongresi'nde okunmak üzere Lenin'in Vasiyeti 'ni merkez komiteye göndermesine rağmen, vasiyette merkez komitenin önde gelen Zinoviev, Kamenev, Buharin ve Stalin gibi üyeleri eleştirildiği için merkez komite bu dokümanın geniş kitleye ulaşmasını istemedi. Merkez komite bu kararı haklı göstermek için, hayatının son yıllarında Lenin'in aklî dengesinin yerinde olmadığını, dolayısıyla da son söylediklerine güvenilemeyeceğini belirtti. Lenin'in Vasiyeti resmen ilk olarak 1926 yılında Max Eastman tarafından Amerika Birleşik Devletleri'nde yayımlandı.[17]
    Lenin 21 Ocak 1924 günü, 53 yaşında öldü. Lenin'in ölüm sebebi için yapılan resmî açıklama serebral arteriyoskleroz ya da dördüncü bir inme idi. Ancak Lenin'i tedavi etmeye çalışan 27 doktorun yalnız sekizi otopsi raporunda bu sonuca vardığı için, ölümü ile ilgili başka teoriler de ortaya atıldı.[18]
    Ölümünden hemen sonra, frengi olduğu dedikoduları yayıldı. Otopsiden sorumlu patolog Alexei Abrikosov otopsi raporunda frengiden sözetmedi ancak bahsettiği kan damarlarındaki hasar, felç ve diğer yetersizlikler frenginin de belirtilerindendir.
    Lenin frengi olmuşsa bile normal olarak hastalığın son aşamasında ortaya çıkan lezyonlar vücudunda görülmemiştir. Tarihçilerin büyük çoğunluğu ölüm sebebinin, suikast neticesi boynunda kalan kurşunun neden olduğu bir felç olduğu konusunda hemfikirdir
    Lenin'in ölümünden üç gün sonra Petrograd şehrinin adı Leningrad olarak değiştirildi. Sovyetler Birliği'nin 1991 yılında dağılmasına kadar şehrin adı Leningrad olarak kaldı ancak bu tarihten sonra eski adı olan St. Petersburg'a dönüldü.
    1920'lerin başlarında çok popüler olan Rus evrencilik akımı sonucu Lenin'in cesedini dondurarak saklamak ve gelecekte canlandırmak yönünde bir niyet vardı. Gerekli ekipman ülke dışından satın alındı ancak birçok sebepten ötürü bu plan gerçekleştirilemedi. Bunu yerine cesedi mumyalandıktan sonra 27 Ocak 1924 tarihinde Moskova'da Lenin'in Mozolesi'nde daimî istirahatgâhına kondu.
    Ölümünden sonra
    Lenin'in korunan cesedi Moskova'da Kızıl Meydan'daki Lenin Mozolesi'nde sürekli olarak ziyarete açık tutulmaktadır.
    Ölümünden hemen önce belirttiği, kendisi için anıt yapılmaması isteğine rağmen Lenin adı, ilk komünist devletin yaratılmasındaki eşsiz rolü nedeniyle zaman içinde dinsel tapınmaya yakın sayılacak mertebeye ulaşmıştır. 1980'lere gelindiğinde Sovyetler Birliği'nde her önemli şehrin merkezinde bir Lenin heykeli, merkeze yakın bir Lenin caddesi ya da Lenin meydanı, tüm şehre dağılmış yirmiye yakın irili ufaklı büst ve heykel bulunuyordu. Kolektif çiftliklere, nişanlara, buğday hibridlerine ve hatta bir asteroide Lenin'in adı verilmişti. Çocuklara anaokulu çağından itibaren "Lenin Dede" hakkında öyküler anlatılıyordu. 1930 yılında adına verilmeye başlanan Lenin Nişanı yaklaşık 460.000 kere verilmiştir.
    Sovyetler Birliği'nin yıkılışından beri eski Sovyet cumhuriyetlerinde Lenin'e duyulan saygı oldukça azalmıştır, ancak Sovyet döneminde yetişmişlerin gözünde hâlâ önemli bir kişidir.[19] Doğu Avrupa'da bulunan heykellerin çoğu yıkılmış olsa da Rusya'da büyük bir kısmı hâlâ durmaktadır. Leningrad şehri orijinal adı olan Petrograd'a dönse de, çevresindeki Leningrad Oblast'ın adı değişmemiştir. Lenin'in doğum yeri olan Ulyanovsk'ta oturanlar şehrin adının yeniden Simbirsk olarak değişmesine karşı çıkarak şu ana kadar başarılı olmuşlardır. Lenin'in cesedinin toprağa verilmesi, son yıllarda Rusya'da sürekli gündemde bir konu hâline gelmiştir.

    Lenin'in beyninin incelenmesi
    Lenin'in beyni, vücudu mumyalanmadan önce çıkarılmıştı. Sovyet hükümeti, tanınmış Alman bilimadamı Oskar Vogt'u Lenin'in beynini incelemek ve "dehaya" yol açan beyin hücrelerinin yerini tespit etmekle görevlendirdi. İnceleme Vladimir Behterev'in Beyin Enstitüsü'nde yapıldı. Vogt 1929 yılında yayımladığı yazıda beynin renksiz olduğunu, küçüldüğünü, birçok bölgesinin yumuşadığını [20] ve serebral korteksin üçüncü katmanında bazı piramidal nöronlar bulunduğunu yazmıştır. Ancak bu bulgunun deha ile olan ilgisi tartışma konusudur. Vogt'un çalışması Sovyetler tarafından yetersiz kabul edildikten sonra bir Sovyet ekibi tarafından yeniden incelemeler başlatıldı ancak bu konuda daha fazla bilgi verilmedi. Günümüz anatomi uzmanları, morfolojinin beynin çalışmasını tek başına açıklayamayacağını düşünmektedir.

    Sovyetler Birliği'nde Lenin'in Sansürlendiği İddiaları
    Richard Pipes ve David Brandenberger tarafından yazılan ve sovyet belgelerinden aktarıldığı iddia edilen bir kitap [21] Sovyet Rejiminin Lenin'in ölümünden sonra yazılarını sansürlediği iddiasını ortaya atmıştır. Buna göre, Lenin'in yazıları ölümünden sonra Sovyet rejimi tarafından ayrıntılı biçimde sansürlenmiştir. 1930'ların başında Stalin'in idaresi altında ne Lenin'in ne de Merkez Komite'nin yanlış olamayacağı kabul görmüş bir dogma hâlini aldığı için, anlaşmazlığa düştükleri durumların kanıtları saklanmaya çalışılmış, 1958 ile 1965 yılları arasında 55 kalın cilt olarak basılan Lenin'in eserlerinin Sovyet basımında kimi yerler baskıdan çıkarılmıştır. [22] Bir anti-komünist olan ve önce Amerikan istihbaratında, B Takımı'nın başı olarak daha sonra da Reagan hükümetinde görev yapan Pipes'ın bu iddiaları tarafsız herhangi bir kaynak tarafından doğrulanmış değildir. Stalinizm'in önde gelen ve sesini en çok yükselten muhaliflerinden olan (ve 1940 yılında öldürülen) Troçki de Stalinizme eleştiri yönelttiği hiçbir yazısında bu sansürden bahsetmemiştir.[23]

    Kitapları
    Nereden Başlamalı - 1901
    Ne Yapmalı? - 1902
    Devrimci Maceracılık - 1902
    Bir Yoldaşa Mektup - 1902
    Bir Adım İleri, İki Adım Geri - 1904
    İki Taktik (Demokratik Devrimde Sosyal-Demokrasinin İki Taktiği) - 1905
    Parti Örgütü ve Parti Edebiyatı - 1905
    Sosyalizm ve Din - 1905
    Moskova Ayaklanmasından Alınacak Dersler - 1906
    Gerilla Savaşı - 1906
    Materyalizm ve Ampiryokritisizm - 1908
    Proletarya Partisinin Din Konusundaki Tutumu - 1909
    Rusya'da Parti-İçi Savaşımın Tarihsel Anlamı - 1910
    Avrupa İşçi Hareketi İçindeki Ayrılıklar - 1910
    Marksizmin Tarihsel Gelişmesinin Bazı Özellikleri - 1910
    Bir Yasalcı ile Bir Tasfiyecilik-Karşıtı Arasında Konuşma - 1911
    Rus Sosyal-Demokrat Hareketi İçindeki Reformculuk - 1911
    İşçi Sınıfı ve Yeni-Maltusçuluk - 1913
    Ulusal Sorun Üzerine Tezler - 1913
    "Kültürde" Ulusal Özerklik - 1913
    İncelmiş Bir Ulusalcılıkla İşçilerin Yozlaştırılması - 1914
    Ölü Şovenizm, Yaşayan Sosyalizm - 1914
    Karl Marks - 1915
    Friedrich Engels - 1895
    Diyalektik Sorun Üzerine - 1915
    Sosyalizm ve Savaş - 1915
    Sosyal-Şovenistlerin Safsataları - 1915
    Platonik Enternasyonalizmin Çöküşü - 1915
    Avrupa Birleşik Devletleri Sloganı Üzerine - 1915
    Devrimci Proletarya ve Ulusların Kendi Kaderlerini Tayin Hakkı - 1915
    Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkı - 1914</a>
    RSDİP'nin Ulusal Programı - 1913
    Ulusal Sorun Üzerine Eleştirici Notlar - 1913
    Ulusların Kendi Kaderlerini Tayin Etme Hakkı - 1914
    Büyük-Rus Ulusal Gururu Üzerine - 1914
    Ulusal Politika Üzerine - 1914
    Sosyalist Devrim ve Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkı (Tezler) - 1916
    Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkı Üzerine Bir Tartışmanın Özeti - 1916
    Ulusal Sorun Üzerine Söylev - 1917
    Ulusal Sorun ve Sömürgeler Sorunu Üzerine Tezlerin İlk Tasarısı - 1920
    Uluslar ve Sömürgeler Komisyonunun Raporu - 1920
    "Özerkleştirme" Üzerine Notlar - 1922
    Alman Şovenizmi ile Alman-Olmayan Şovenizm - 1916
    Emperyalizm, Kapitalizmin En Yüksek Aşaması - 1916
    Proletarya Devriminin Askeri Programı - 1916
    Emperyalizm ve Sosyalizmdeki Bölünme - 1916
    Marksizmin Bir Karikatürü ve Emperyalist Ekonomizm - 1916
    Nisan Tezleri - 1917
    Marksizm ve Ayaklanma - 1917
    Devlet ve Devrim - 1917
    Kâhince Sözler - 1918
    Proletarya Devrimi ve Dönek Kautsky - 1918
    Oportünizm ve İkinci Enternasyonalin Çöküşü - 1915
    II. Enternasyonalin İflası (Batkısı) - 1915
    Kurucu Meclis Üzerine Tezler - 1917
    Vandervelde'in Devlet Üzerine Yeni Bir Kitabı - 1918
    Proleter Devrim ve Dönek Kautsky - 1918
    Devlet - 1919
    Üçüncü Enternasyonal ve Tarihteki Yeri - 1919
    Proletarya Diktatörlüğü Döneminde Ekonomi-Politika - 1919
    Ulusal ve Sömürgeler Sorunu Üzerine Tezler - 1920
    "Sol" Komünizm: Bir Çocukluk Hastalığı - 1920
    Az Olsun, Temiz Olsun
    Marx-Engels-Marksizm
    Ulusal Sorun ve Ulusal Kurtuluş Savaşları
    Burjuva Demokrasisi ve Proletarya Diktatörlüğü
    Rusya'da Kapitalizmin Gelişmesi - 1899
#24.08.2007 20:58 0 0 0
  • bi tek dinsizliği savunduğu için sevmiyorum.
    Ama sınıf farkını ortadan kaldırdığı için iyi biridir herhalde
#01.10.2007 12:53 0 0 0
  • ne diyelimki cahillikten geliyo iste
#01.10.2007 13:10 0 0 0
  • KonuLar BirLe$tiriLmi$tir...

    EmekLerinize SaqLık Arkada$Lar...
#03.10.2007 13:08 0 0 0
  • Konu Etiketleri Zenginleştirildi..
#23.09.2008 20:20 0 0 0
  • noimage
    Vladimir İliç Ulyanov, 22 Nisan 1870'te Simbirsk kentinde doğdu. Orta halli bir öğretmen ailesinin altı çocuğundan ikincisidir.Ağabeyi Aleksandr'ın çara karşı suikast girişimine katıldığı için kurşuna dizildiği yıl, 1887'de, liseyi bitirerek Kazan Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne girdi ve üç ay sonra devrimci öğrenci hareketi içinde yeraldığı için üniversiteden atıldı.





    1891'de St.Petersburg Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni dışarıdan bitirdi. 1895'te ülke dışına çıkıp marksizmin önemli temsilcileriyle tanıştıktan sonra St.Petersburg'a dönüp İşçi Sınıfının Kurtuluşu İçin Mücadele Birliği adlı gizli bir örgüt kurdu.Aynı yıl sonunda tutuklandı, ondört ay hücrede kaldıktan sonra Sibirya'ya, Şuşenskoye köyüne sürgüne gönderildi; orada Krupskaya ile evlendi. Sosyal-demokrat gruplarla bağını sürdürdü ve bir parti program taslağı hazırladı. RSDİP(Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi) 1898 Mart'ında Minsk'te toplanan bir kongreyle kuruldu.





    1900'de serbest bırakıldıktan birkaç ay sonra yurtdışınakaçtı ve İsviçre'ye yerleşti. Aralık 1900'de yayımlanmaya başlayan İskra gazetesindeki bir makalesinde ilk kez 'Lenin' takma adını kullandı. RSDİP'nin 1903'te ikinci kongresinde, demokratik merkeziyetçilik ve devrimci-demokratik diktatörlük konularında ortaya çıkan görüş ayrılığı sonrasında, Merkez komite ve İskra yazıkurulunda çoğunluğu sağlayan Lenin ve yandaşları Bolşevik(çoğunluk), muhalifleri ise Menşevik(azınlık) adlarıyla anılmaya başladılar.





    1905 devriminin yenilgiye uğramasından sonra Aralık 1907'de yeniden Avrupa'daki sürgün yaşamına döndü. Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasından sonra kendi hükümetlerine destek olma politikasının sosyal-şoven bir politika olduğunu ileri sürerek, emperyalist savaşı iç savaşa döndürme çağrısında bulundu. 1917 Şubat Devrimi'nden sonra Petrograd'a döndü. Nisan Tezleri'yle bolşeviklerin sosyalist iktidar perspektifiyle hareket etmeleri gerektiğini vurguladı. Baskı ve yasaklama girişimlerinden dolayı Finlandiya'ya kaçmak zorunda kaldı. Burada yazdığı Devlet ve Devrim adlı eseriyle proletaryanın iktidarı burjuva devlet mekanizmasını parçalayarak alması gerektiğini belirtti.
    1917 Ekim'inde gizlice Petrograd'a döndü. 7 Kasım 1917'de Lenin'in önderliğinde Bolşevikler iktidarı ele geçirdi. 8 Kasım 1917'de Halk Komiserleri Kurulu başkanlığına seçildi. 21 Ocak 1924'te Gorki kentinde öldü.

#08.11.2009 21:52 0 0 0