İngilizce Bağlaçlar

Son güncelleme: 03.03.2013 11:15


  • ____________________________________________________
    ________________________


    İNGİLİZCE BAĞLAÇLAR

    Bağlaç: İki cümleciği (kelime veya cümleyi değil)birbirine bağlayan yapılardır. "Conjunction", bağlantı anl¤¤¤¤¤ gelen "junc" kökünden türemiş olup "bağlaç" anlamındadır.
    Ahmet and Mehmet quarrelled. (Ahmat ve Mehmet tartıştılar.)
    Bu kullanımda "and" bağlaç değil; edat gibi kullanılmıştır.
    I studied hard, and the exam seem fairly easy. (Ben sıkı bir şekilde çalıştım ve sınav oldukça kolay görünüyor.)
    Bu kullanımda "and" bir bağlaç olarak kullanılmıştır.
    Bağlaçlar aynı kullanıma sahip olduklarından grup halinde verilecektir. Bir grup içinden birinin iyi öğrenilmesi diğerleri içinde geçerli olur. Ayrıca sınav açısından önemli olanlar işaretlenecektir.

    1. ) Coordinating Conjunction:

    İki cümlecik arasındaki bağlantıyı sağlayan bağlaçlardır. Tartışmalı olmasına rağmen genelde sayılarının yedi olduğu kabul edilir.
    And: ve (paralellik arzeden bağlaçtır.)
    But: ama, ancak, fakat (zıtlık bağlacıdır.)
    Or: veya (iki alternatiften birini seçen bağlaçtır.)
    Nor: ne de (or'un olumsuzu olup iki alternatiften hiç biri anlamındadır.)
    So: bundan dolayı (sonuca götüren bağlaçtır.)
    For: edat olarak,"için"; bağlaç olarak iki cümlecik arasında "zira" anlamındadır.
    Yet: zarf olarak, "henüz"anlamında; bağlaç olarak "halbuki" anlamındadır.
    Özellikle son ikisi çok iyi bilinmelidir.

    ***Not: Bu bağlaçların uygulanmasında üç temel özellik vardır. Bunları mutlaka iyi bilmeliyiz.
    Özellik 1 : Coordinating Conjunction bağlaçları mutlaka iki cümlecik arasında bulunurlar. Peki, bu özelliği bilmenin faydası nedir? Eğer sınavda cümlelerin başında ve sonunda bir boşluk varsa ve bir bağlaç isteniyorsa bu bağlaç iki cümlecik arasında olmadığı için kesinlikle bu yedi bağlaç lardan biri
    Özellik 2 : Coordinating Conjunction bağlaçlarından önce mutlaka bir virgül (,) vardır. Bu özelliği bilmenin faydası ne olacak? Eğer sınavda ottası boş bırakılmış bir cümle var vebağlaç soruluyorsa eğer boşluktan önce bir virgül (,) yoksa bu yedi bağlaçtan biri
    Özellik 3 : Coordinating Conjunction bağlaçlarının olduğu cümleler kesinlikle baştan sona doğru çevrilir. Bunun sağlıyacağı fayda ne olabilir? Cümle tam çevrilemezse bile en azından çevirinin baştan sona olduğunu bilirsek çözümde kolaylık sağlar.
    Coordinating Conjunction bağlaçlarına ve kullanım özelliklerine hakim olmak çok büyük fayda sağlar. Şimdi örneklerle kullanımlarını görelim.
    İt was raining heavily, so we postponed the match. (Yağmur şiddetli bir şekilde yağıyordu, bundan dolayı maçı erteledik.)
    Üç özelliğin uygulanmasına dikkat ediniz.
    He studied eight hours a day, but he failed the exam again. (O günde sekiz saat çalıştı, ancak yine sınavda başarısız oldu.)
    ***Not: So sonuç bağlacı olduğu için kendisinden sonra, birinci cümlenin sonucu gerçekleşmiş veya gerçekleşecek bir durum vardır. Aynı şekilde "but" zıtlık bağlacıdır. Kendisinden sonra birinci cümlenin zıttı bir durum vardır. "and" paralellik arzettiği için kendisinden sonra birinci cümlenin paralelinde gerçekleşen bir durum olacaktır. Bu şekilde bağlaçların kullanımına da dikkat etmek gerekir.
    They were requesting higer wages, and the employer had to give in their demand. (Onlar daha yüksek ücretler istediler, ve işveren onların taleplerine boyun eğmek zorunda kaldı.)
    Give in: boyun eğmek, teslim olmak
    Wage: ücret
    "and, but ve so" bağlaçlarında genellikle özne ortak olduğu için ikinci kez yazılmaz. Bu yüzden (,) bu kısaltmalarda kullanılmaz. Bu ayrıntıdır. Şimdilik konuyu genel kuralları ile öğreneceğiz. Daha sonra bu ayrıntıya değinilecektir.
    I wanted my son to be an engineer, yet he preferred the medicine. (Ben oğlumun bir mühendis olmasını istedim, halbuki o tıpı tercih etti.)
    "but ve yet" zıtlık bağlaçlarıdır. Konuşma dilinde genellikle "but" geçer. " yet" kullanımı ileri düzey içindir.
    You must obey the rules the school, or you must leave it. (Okul kurallarına uymalısın veya okuldan ayrılmalısın.)
    Virgülün (,) mantığı konuşmadaki duraklama içindir.
    He didn't call us, nor did he write to us. (O bizi aramadı, ne de bize yazdı.)
    ***Not: Coordinating Conjunction bağlaçlarının kullanımında istisnai bir durum vardır. "nor" bağlacı kendisinden sonra devrik bir yapı ister. Yukarıdaki örneğe dikkat ediniz.

    ***Not: Bu yapılarda kullanılan cümleciklere "independent clouse" denir. Cümlecikler bağımsız oldukları için aralarında zaman uyumu yoktur. Eğer böyle bir cümlenin zamanları sorulursa iki cümlecik arasında zaman uyumu aranarak çözülmemelidir. Her cümlenin kendi içine bakıp, zamanını kestirebilmek gerekir.
    He arrived yesterday, but he insists on going tomorrow. (O dün geldi, ancak yarın gitmek için ısrar ediyor.)

    2. ) Sentence Connector:

    Bu gruptakler cümlecik değil de cümleler arasında bağlantı kurarlar. Bu özelliklerinden dolayı bağlaç tanımına uymazlar. Bu yüzden bunlara bağlaç değil de "cümle bağlayıcıları" denir.
    Bu yapılarda iki cümle vardır. Birinci cümle bitmiş, noktalanmıştır. Ama ikinci cümle birinci cümleye çok uzak değil, onunla ilişkilidir. İşte bu cümle bağlayıcıları ikinci cümlenin başında, ortasında veya sonunda olabilirler.
    Bu maddedekiler grup halinde verilecektir. Hepsinin kelime anlamı iyi bilinmelidir. Kullanımları aynı olduğu için birini iyi bilmek diğerlerini de bilmek anl¤¤¤¤¤ gelir.
    Grup: 1. İki cümle arasında paralel bir ilişki sağlayanlar
    Furthermore:
    Moreever:
    what's more: ayrıca (en çok kullanılan ilk ikisidir.)
    İn addition:
    Olso:
    Grup: 2. İki cümle arasında bir zıtlık ilişki sağlayanlar
    However:
    Nevertheless:
    Nonetheless: ancak bununla bereaber (en çok kullanılab "however"dır.)
    On the contrary:
    Still:
    Grup: 3. Sonuca götüren bağlayıcılar
    Therefore
    Thus
    Hence Sonuç olarak, böylece (en çok kullanılan ilk üçüdür.)
    As a result
    Consequently
    Grup: 4. Alternatif belirten bağlayıcılar
    Or else:
    Otherwise: aksi taktirde

    Kullanımları:
    There were serious claims about him. Therefore, he had to give his resignation. (Onun hakkında ciddi iddialar vardı. Bu yüzden istifasını vermek zorunda kaldı.)
    İpuçları:
    1.) İki cümle olduğu için ve aralarında nokta olduğu için bağlaç kullanılamaz, connector kullanılmalıdır.
    2.) Connector ikinci cümlededir. İkinci cümle connector açısından üç şekilde yazılabilir.
    Therefore, he had to give his resignation.
    He had to, therefore, give his resignation.
    He had to give his resignation, therefore.
    3.) Connector çeviride başta söylenir.
    4.) Noktalı virgülden sonrada connector kullanılabilir. Çünkü ( de de cümle bitmiştir.
    İt was very cold outside. However, he went out to play. (Dışarısı çok soğktu. Bunula bereaber o oynamak için dışarı çıktı.)
    İki cümle arasında nokta olduğu için "connector" kullanıldı. Bu cümleyi bir bağlaç kullanarak da yazabiliriz. Bu durumda nokta yerine virgül olacaktır. Bu ki farklı yazılım anlam olarak aynı; gramatikal olarak farklıdır.
    İt was very cold outside, but he went out to play. (Dışarısı çok soğktu, ancak o oynamak için dışarı çıktı.)
    The results were favourable; still, we couldn't persuade him. (Sonuçlar olumluydu; buna karşın onu ikna edemedik.)
    They offered a good job; therefore, I accepted it. (Onlar iyi bir iş önerdiler; bu nedenle ben onu kabul ettim.)
    We had to punish him; otherwise, he could do something else. (Biz onu cezalandırmak zorunda kaldık; aksi taktirde o başka bir şey yapabilirdi.)
    ***Not: "else" kelimesi "some, any, noe, very" gibi sözcüklerin türevlerinden sonra "başka" anlamında kullanılır. Bunların dışında "başka" anlamını ismlerden önce "another" kullanarak veririz.
    Any, some, no, every türevleri + else anouther + noun şeklindedir.
    İnflation rate was extremely high; therefore, the goverment put into effect some measures. (Enflasyon oranı son derece yüksekti; bu nedenle hükümet bazı tedbirleri yürürlüğe koydu.)
    put into effect: yürülüğe koymak ("into" su birkaç kez sorulmuş)


    .) Correlative Conjunction
    "İlişki sağlayan bağlaçlar" demektir. En rahat öğrenilen ve sınavda en rahat görülebilen bağlaçlar bu maddedeki bağlaçlardır. Çünkü ikili sözcüklerden oluşurlar ve her iki cümleciğe de serpişirler. Önceleri bu bağlaçların bir sözcüğü boş bırakıp, diğer sözcüğünü sorarlardı. Ama artık her iki sözcüğü de boş bırakıp, zorlaştırarak soruluyor. Bu nedenle srusunda cümle iyi irdelenerek uygun bağlaca gidilmelidir. Şimdi bu grup bağlaçları yazalım
    Not only ..........but also: sadece değil ..........aynı zamanda
    Both ..........and: hem..........hem de
    Either ..........or: ya ..........ya da (İki alternatiften biri)
    Neither ..........nor: ne ..........ne de (İki alternatiften hiç biri)
    Whether ..........or: gerek ..........gerekse (olsun ..........olsun)
    "Not only ..........but also" ve "Both ..........and" bağlaçları anlam olarak birbirlerine yakındırlar. Eğer bir bağlaç sorusunda bu ikisi şıklarda var ise büyük bir olasılıkla ikisi de cevap değildir.
    "Not only ..........but also" bağlacının kullanımında "but also" kısmında bazı istisnalar vardır. Yalnızca "but" veya yalnızca "also" olabilir. Yani bu bağlaç "not only ..........but" veya "not only ...........also" şeklinde de kullanılabilir.
    Bu bağlaçta ayrıca başka bir kullanım daha da vardır. "also" de, da anlamındadır. Bu anlama gelen "as well" sözcüğü de "also" yerine kullanılabilir. Yalnız bu kullanımda önemli bir özellik vardır. "as well" sözcüğü "but"tan ayrılır ve cümle sonuna gider. Çünkü "as well" sözcüğü daima cümle sonunda yazılır. Örnek üzerinde bu özellik daha iyi anlaşılacaktır.
    The robber not only shot around but also crashed everything. (Soyguncular sadece etrafa ateş etmediler, aynı zamanda her şeyi yerle bir ettiler.)
    The robber not only shot around also crashed everything. (Soyguncular sadece etrafa ateş etmediler, aynı zamanda her şeyi yerle bir ettiler.)
    The robber not only shot around but crashed everything. (Soyguncular sadece etrafa ateş etmediler, aynı zamanda her şeyi yerle bir ettiler.)
    The robber not only shot around but crashed everything as well. (Soyguncular sadece etrafa ateş etmediler, aynı zamanda her şeyi yerle bir ettiler.)
    "Not only ..........but also" ve "Both ..........and" bağlaçları anlam olarak birbirlerine yakın oldukları için yukarıdaki cümle "both ...........and" ile de yazılabilir.
    The robber both shot around and crashed everything. (Soyguncular hem etrafa ateş açtılar, hem de her şeyi yerle bir ettiler.)

    Görüldüğü gibi iki cümle arasında anlamca pek fark yoktur. Ama gramatikal olarak birbirinden farklıdırlar.
    I both tried to learn English and to know people in England. (Ben İngiltere'de hem İnglizce öğrenmee hem de insanları tanımaya çalıştım.)
    You must either obey your superior or leave such a job. (Siz ya üstünüze itaat edersiniz ya da böyle bir işi bırakırsınız.)
    He neither studied nor helped his father with his business. (O ne öğrenim gördü ne de babasına işinde yardım etti.)
    Bu iki bağlaç birbirlerinin olumsuzudur. Bu iki cümlede bağlaç yeri boş bırakılıp sorulursa, hangi bağlacın uygun olacağı mesajı cümle etüt edilerek çıkarılmalıdır.
    Önemli Kural
    Not only ..........but also bağlacının kullanımında "not only" kısmı cümlenin başına alınarak da yazılabilir. Bu kullanım bağlacın rahat görülebilmesi için yapılan bir harekettir. Bu durumda kural ihlal edildiği için telafisi gerekmektedir. Bu da "not only"den sonraki cümleciğin devrik olması ile sağlanır. Önemli bir özelliktir, iyi bilinmeli
    He not only insulted his friends but also beat them. (O sadece arkadaşlarına hakaret etmedi aynı zamanda onları dövdü.)
    Not only did he insult his friends but also beat them. (O sadece arkadaşlarına hakaret etmedi aynı zamanda onları dövdü.)
    Sınavda "not only"nin başta kullanıldığı bir cümle verilerek devrik yapı istenir. Eğer bu kuralı bilmezsek zorlanacak bir sorudur.
    Sult: üstüne atlamak
    Consult: con: beraber, sult: (bir insanın) üstüne atlamak. Consult: danışmak
    İnsult: in:içine, sult: (bir insanın) üstüne atlamak. İnsult:hakaret etmek
    Beat: dövmek, mağlup etmek
    Superior: amir, üstün
    Superıority: üstünlük
    4.) Adverbial (Subordinating) Conjunction
    Asıl bağlaç işlevi olan bağlaç grubudur. Zarf sözcüğünü irdeliyerek mantığını anlamak gerekir. Bir zarf sözcüğünün yaptığı işi bir cümlecik de yapabilir. Bu durumda iki cümlecik olur ve birbirine bağlamak için de bir bağlaca ihtiyacımız vardır. Bu bağlaç "adverbial conjunction" olur.
    I met them last week. (Ben onlarla geçen hafta karşılaştım.)
    "last week", zaman belirten bir zarf tümlecidir. Bunun yerine bir cümleck de kullanılabilir. Bu durumda bir temel cümle ve bir yan cümle olmak üzere iki cümlecik olur ve bunları birbirine bağlamak için bir bağlaca (adverbial conjunction) ihtiyacımız vardır.
    I met them when we were in London. (Biz Londra'dayken onlarla karşılaştım.)

    ***Not: Bu bağlaç grubunu diğerlerinden ayıran önemli bir özellik vardır ki çok önemli ve mutlaka iyi bilinmelidir. Bu bağlaçlar anlamlarını yan cümleciğin fiiline yüklerler.
    Zarfların kullanılma özelliğininden zarfın başa alınabileceğini hatırlayınız. Bu durumda Zarf cümleciği de başa alınabilir. Yani yukarıdaki cümleyi şöyle de yazabiliriz.
    When we were in London, I met them. (Biz Londra'dayken onlarla karşılaştım.)
    When you are at home, .......... (Siz evde olduğunuzda, .........)
    When you were at home, .......... (Siz evde olduğunuzda, .........)
    While you are studing, ........... (Siz çalışırken.........)
    While you were studing, ........... (Siz çalışırken.........)
    Görüldüğü gibi bu bağlaçlarda bağlacın anlamı yükleme eklendiğinden zamanın ne olduğu kayboluyor. Bu nedenle bu grup bağlaçlarda zaman uyumu vardır. Temel cümlenin zamanına göre yan cümleciğin zamanı tespit edilir. Bu zaman uyumu çok önemlidir. Fazla sayıda örnek çözülerek hakim olunabilir.

    Adverbial Conjunction'ları anlamlarına göre gruplara ayırarak inceliyeceğiz. Her grup için hem tek tek anlamları hem de kullanım özellikleri verilecektir. Özellikle KPDS açısından önemli olan özelliklerine dikkat çekilecektir.
    Grup 1: Time Conjunction: Zaman bağlaçlarıdır. Eylemin ne zaman yapıldığını belirlerler.
    When: ..........dığı zaman
    After: ..........den sonra
    Befor: ..........den önce
    As: ..........iken
    While: ..........iken
    Just as: ..........tam iken
    Until / Till: ..........ceye kadar
    By the time: ..........ceye kadar
    Since: ..........dığından beri
    As soon as: ..........ir, ..........imez
    As long as: ..........dığı sürece
    Once: ...........ce / ca
    No sooner ..........than: .....mesi ile .....mesi bir oldu
    Hardly / Scarcely ..........when: tam ............mıştı ki ...........oldu
    Son ikisinin yapısı farklı olmasına rağmen aslında anlamları aynıdır. Önceleri sıkça bu ikisi sorulurdu.
    Time bağlaçlarından en önemlileri yukarıya alındı. Anlamları ile birlikte çok iyi bilinmeli. Direk bir soru kesin gelir. Ayrıca iyi bilinmesi sınavın anlama yönelik sorularında büyük kolaylık sağlar.
    Kullanımları
    1.) Zaman bağlaçlarının olduğu cümlecikte hiç bir future tense kullanılmaz. (Bu kural sadece İnglizce'ye has bir özelliktir.)
    Zaman uyumunda kesinlikle temel cümlecik ve yan cümlecik aşağıdaki şekilde kurulamaz. Bunun bilinmesi zaman uyumu sorularında büyük bir rahatlık sağlar.
    Past Future
    Present Past
    2.) Since: ..........dığından beri. Bu bağlaç genel zaman uyumunu bozan tek bağlaçtır.
    (Present Perfect) + Since + (Simple Past)
    I haven't seen them since they moved to another town. (Onlar başka bir kasabaya taşındıklarından beri onları görmedim.)
    Bağlacın bulunduğu cümlecik yan cümleciktir. Bazen yan cümlecik başa alınarak da verilebilir, düşmemek gerekir.
    Since they moved to another town, I haven't seen them. (Onlar başka bir kasabaya taşındıklarından beri onları görmedim.)
    Since bağlacının bulunduğu cümlede neden temel cümlecik "present perfect"; yan cümlecik "simple past"tır?
    Bu soruyu bir cümle yazarak açıklayalım:
    I haven't seen him since last year. (Ben onu geçen yıldan beri görmedim.)
    Zamanlar konusu işlenirken "since"in present perfect ile kullanıldığını çünkü bununla geçmişte olan bir olayın etkisinin şu ana kadar devam ettiğini söylemiştik. Bu cümlede zarf olan "last year" sözcüğünün yerini tutan bir cümlecik de yazabiliriz. Bu cümleciğin eylemi geçmişte olacağından bunun da zamanı past olacaktır. Bundan dolayı since'in olduğu cümlede temel cümlecik "present perfect"; yan cümlecik "simple past" olur. Bu nedenle "since" bağlacı genel zaman uyumunu bozan tek bağlaçtır.
    3.) As ve While: ikisi de ".........iken" anlamındadır. Aralarındaki fark nedir? Olayların oluşma süreleri bu iki bağlacın kullanımını belirler.
    As: Kısa süreli olaylarda kullanılır. dışarı çıkarken, eve girerken vb. Bu nedenle "as" bağlacının olduğu cümlecikte simple zamanlar (continuous olmayan) kullanılır.
    While: Uzun süreli olaylarda kullanılır. televizyon izlerken, oyun oynarken vb. Bu nedenle "while" bağlacının olduğu cümlecikte continuous'lu zamanlar kullanılır.
    As I went out, it began to rain. (Ben dışarı çıkarken yağmur yağmaya başladı.)
    While I was waiting, it began to rain. (Ben beklerken yağmur yağmaya başladı.)
    4.) Just as: Bu bağlacın kullanımında yan cümlecik zamanı "as"ten dolayı kısa olaylardır ama "just"tan dolayı da continuous'ludur. Bu sürekli zaman genellikle "past continuous"tur.
    Just as I was leaving home, the phone rang up. (Tam ben evden ayrılırken telefon çaldı.)
    5.) By the time / until - till: by edat olup (zamanlar bilgisinden hatırlayınız) bir ismin önünde ve future perfect ile kullanılır. the time'ın eklenmesi ile bağlaç olur. Until ve till arasında hemen hemen bir kullanım farkı yoktur. Üçü de ".........ceye kadar" anlamındadır.

    Future perfect Simple present
    By the time
    Past perfect Simple Past

    Mantığı: Bağlaçtan önceki zaman sonrasındaki zamanın öncesidir. Futurlu tenseler bağlaç cümleciklerinde kullanılmadıklarından alternatifi olan Simple present'e gidilmiştir. Yani "by the time" bağlacının kullanımında zaman uyumu açısından iki alternetif vardır.
    The children will have slept by the time we arrive at home. (Biz eve varıncaya kadar çocuklar uyumuş olacak.)
    By the time we arrive at home, the children will have slept. (Biz eve varıncaya kadar çocuklar uyumuş olacak.)
    Bu cümlede eve varma olayının gelecekte olduğunu, çocukların uyumasının da gelecek te olan eve varma olayından önce olduğunu anlıyoruz.
    The children had slept by the time we arrived at home. (Biz eve varıncaya kadar çocuklar uyumuştu.)
    By the time we arrived at home, the children had slept. (Biz eve varıncaya kadar çocuklar uyumuştu.)
    Bu cümleden eve varma olayının geçmişte olduğunu ve çocukların uyumasının geçmişte olan eve varma olayından önce gerçekleştiğini anlıyoruz.
    Turkey's population will have exceeded 100 millions by the end of next decade. (Türkiye'nin nüfusu önümüzdeki on yılın sonuna kadar 100 milyonu aşmış olacak.)
    Turkey had applied to the EU by the end of 1950s. (Turkiye 1950'lerin sonuna kadar AB'ne başvurmuştur.)
    "by"lı cümlede Zaman dilimi gelecekte ise: Future Perfect
    "by"lı cümlede Zaman dilimi geçmişte ise: Past Perfect kullanılır.
    Konuyu ezberlemeden mantığını anlamak gerekir.
    "by ve by the time"ın dışında gramer olarak future perfect kullanılmaz. Eğer soruda future perfect verilmişse by ve by the time; bunlar verilmişse future perfect istenir. Bu nedenle soruyu iyi okuyup bizi sonuca götürecek ipuçlarını bulmak gerekir.
    By the time için verilen özellikler Until / Till için geçerli değildir. Çünkü by the time'daki önceye çekme hareketi Until / Till'de yoktur.
    I will wait for you until you return. (Siz dönünceye kadar sizi bekliyeceğim.)
    Özellikle "since ve by the time" bağlaçlarının kullanımlarını çok iyi bilmek gerekir.
    I had no sooner left home than it began to rain. (Evden ayrılmamla yağmurun yağmaya başlaması bir oldu.)
    İki olay vardır. En son olan past; öncesinde olan Past perfect ile ifade edilir.
    Bu cümleyi "hardly...........when" ile de aynı anlama gelmek üzere aktarılabilir.
    I had hardly left home when it began to rain. (Tam dışarı çıkıyordum ki yağmur yağmaya başladı.)
    He had no sooner bought a car than he had an accident. (Arabayı alması ile kaza yapması bir oldu.)
    ***Not: "no sooner..........than" ve "hardly............when" bağlaçları kullanımda başa alınabilir. Bu kural ihlali olduğu için telafi olarak cümle devrik yapılır.
    No sooner had he bought a car than he had an accident. (Arabayı alması ile kaza yapması bir oldu.)
    Hardly had I left home when it began to rain. (Tam dışarı çıkıyordum ki yağmur yağmaya başladı.)

    Grup 2: Cause Conjunction (Sebep bağlaçları) : Sebep bağlaçları ana cümlecikteki eylemin neden gerçekleştiğini anlatan yan cümleciğin başıda bulunur. Bu bağlaçların hepsi de ".......dığı için" anlamındadır. Ayrıca zaman uyumu bu bağlaçlarda da vardır.
    Because
    As
    Since
    Seeing that
    Now that
    Given that
    Aşağıda verilmiş olan yapılar normal kullanımları ile edat yapısındadırlar ve biliyoruz ki edatlar bir isim ile kullanılırlar. Bu edatların hepsinin anlamı ".....den dolayı"dır. Bunlar bir ekleme ile bağlaca dönüştüklerinden yukarıdakilerden ayrı olarak verildi. Bu edatlara "the fact that" eklenerek bağlaca dönüştürülür. Bağlaç olduklarında yukarıdakiler gibi "....dığ için" anlamındadırlar.
    Sebep bağlaçlarının anlamlarının bilinmesi yeterli olur. Ayrıca aşağıdakilerin gramatikal olarak edat - bağlaç ayırımını yapabilmek önemlidir.
    Due to
    Owing to
    Because of ..........den dolayı + the fact that: ..........dığı için
    On account of
    İn view of



    - Genel Bilgiler
    İngilizceyi iyi öğrenmek istiyorsak, bağlaç konusuna hakimi olmamız gerekir..
    Bağlaç = Conjuction :Iki cümleciği birbirine bağlar.
    Zaten, conjunction bağlantı anlamına gelen "junc" kökünden türemedir. Burada dikkat edelim.: Bağlaç iki kelimeyi değil, bir kelimeyle bir cümleyi de değil, iki cümleciği bağlar.
    I worked hard and I got promoted = Sıkı çalıştım ve terfi ettim.
    Bu kullanımda "and" bir bağlaç olarak kullanılmıştır. Bağlaçları türleri itibariyle inceleyeceğiz.
    2) Coordinating Conjunction = Koordine Eden Bağlaçlar
    a) Iki cümlecik arasındaki bağlantıyı sağlar.
    And = ve aralellik arzeder. .
    But = ama, ancak, fakat: zıtlık ifade eder.
    Or = veya, yahut, ya da : alternatifteri gösterir.
    Nor = ne de (or'un olumsuzu olup iki alternatiften hiç biri anlamındadır.)
    So = bundan dolayı, böylece (sonuca götüren bağlaçtır.)
    For = edat olarak,"için"; bağlaç olarak iki cümlecik arasında "zira" anlamındadır.
    Yet = halbuki anlamındadır.
    .
    b) Bu bağlaçların uygulanmasında önemli iki temel özellik vardır. .
    1 : Coordinating Conjunction bağlaçları mutlaka iki cümlecik arasında bulunurlar..
    2 :Coordinating Conjunction bağlaçlarından önce mutlaka bir virgül (,) vardır
    c) And, So, But Bağlaçları
    Önemli Not: So = bundan dolayı, bu nedenle, böylece gibi anlamlarıyla sonuç bildirir. But = Fakat, ama,ancak demektir ve zıtlık bildirir.
    It was snowing heavily so we cancelled the match. = Çok kar yağıyordu, bu nedenle (bundan dolayı) maçı iptall ettik.
    He ran as fast as he could but he couldn't win the race. = Olabildiğince hızlı koştu ama yarışı kazanamadı
    And = ve, dahi anlamındadır. İngilizce'de bu bağlaç, Türkçe'de olduğundan daha sık kullanılır. İlginçtir ki, "ve" bağlacı Arapça'dan alınmıştır, gerçek Türkçe'de bu bağlaç yoktur.
    The trade union asked for a twenty percent increase in wages and salaries and the company management accepted it. = Sendika, ücret ve maaşlarda yüzde yirmilik bir zam istedi ve şirket yönetimi bunu kabul etti.
    Dikkat!! "and" "but ve "so" bağlaçlarında genellikle özne ortak olduğu için genelşlikle özne tekrar yazılmaz. İlaveten, bu kısaltmalarda virgul kullanılmaz.
    Örnek:
    The commander was tired but confident = Komutan yorgun ama kendinden emindi.
    d) Yet, Or, Nor Bağlaçları
    Yet = halbuki, oysa demektir ve "but" gibi zıtlık bildirir. Bu arada not edelim ki: günlük konuşmalarda daha pratik olduğundan "but" tercih edilir. "yet" daha ziyade yazılı İngilizce'ye aittir ve daha ileri bir İngilizce düzeyine işaret eder.
    I was expecting him to be a great man, yet he amounted to nothing = Onun büyük bir adam olmasını bekliyordum halbuki o hiçbirşey olmadı.
    Or = ya da, veyahut , yahut, veya anlamları taşımaktadır. Alternatif bildirir.



    You must love family life or never get married = Aile hayatını sevmek zorundasın ya da hiç evlenmemelisin. .
    I can go to a movie or stay at home = Sinemaya gidebilir veya evde kalabilirim.
    Nor = Ne de anlamı taşımaktadır. Cümleye veya cümleciğe negatif bir anlam verir."nor" bağlacının İngilizce'de istisnai sayılacak bir özelliği onu izleyen cümlenin devrik bir yapıda olmasıdır. Örnekler:
    He didn't contact his doctor nor did he call his family = Doktoruyla temasa geçmedi. Ne de ailesini aradı.
    I don't want to visit anybody nor do I want anybody to come to me = Kimseyi ziyaret etmek istemiyorum ne de kimsenin beni ziyaret etmesini isterim.
    e) Independent Clauses = Bağımsız Cümlecikler
    Önemli!!! Cordinating Conjunctions ile bağlanan cümleciklere İngilizce'de"independent clause" yani bağımsız cümlecik denir. Çok dikkat edilmesi gereken ve aslında şaşırtıcı bir yönleri vardır. O da, İngilizce'de çok önemli olan tense = zaman kipi uyumu bu cümleciklerde aranmaz. Her cümleciğin zaman kipi bir bağlaçla bağlandığı diğer cümleciğin kipinden farklı olabilir.
    Örnek:
    I have seen her several times, but I can't recognize him now = Onu bir kaç kez gördüydüm ama şimdi kendisini tanıyamam.
    I did my best and I am tired = Elimden geleni yaptım ve yorgunum.
    f) Sentence Connector = Cümle Birleştiricileri
    Bu gruptakler cümlecik değil de cümleler arasında bağlantı kurarlar. Bu özelliklerinden dolayı bağlaç tanımına uymazlar. Bu yüzden bunlara bağlaç değil de "cümle birleştiricileri" denir.
    Bu yapılarda iki cümle vardır. Birinci cümle bitmiş, noktalanmıştır. Ama ikinci cümle birinci cümleyle ilişkilidir. İşte bu cümle bağlayıcıları ikinci cümlenin başında, ortasında veya sonunda olabilirler.
    Çeşitli türleri vardır:
    - Iki cümle arasında paralellik sağlayanlar:



    Furthermore = Moreover = What's More = In addition = Also = Bununla beraber, ilaveten, ek olarak, ayrıca, bir de, bununla birlikte, üstelik
    Örnek:
    We have welcomed our guests. Furthermore, we sent them back their home at our expense= Misafirlerimizi ağırladık. Ayrıca, masrafı üstlenerek onları evlerine geri gönderdik.
    He is praised by his friends for the good results he got from the finals. Also, he is expecting to be rewarded by the school administration = Finallerdeki iyi sonuçlar nedeniyle arkadaşlarından övgü aldı. Ayrıca, okul yönetiminden ödül bekliyor.
    • Iki müstakil cümle arasında bir zıtlık ilişkisi kuranlar
    However = Nevertheless = Nonetheless = On the contrary = Still = Buna karşılık, mamafih, tersine, aksine, ancak
    Örnek:
    Last Sunday, we were ready to receive company. However, noone showed up = Geçen Pazar misafir ağırlamaya hazırdık (istekliydik). Ancak, kimse gözükmedi.
    • Sonuç bildiren birleştiriciler
    Therefore = Thus = Hence = As a result = Consequently = Bu nedenle, bu yüzden, bundan dolayı, sonuç olarak, neticede
    Örnek:
    There is a hospital in our neighbourhood. Therefore, we refrain from making noise = Semtimizde bir hastane var. Bu nedenle, gürültü yapmaktan kaçınıyoruz.
    Yararlı Ayrıntı:"Therefore", ikinci cümlede çeşitli yerlerde bulunabilir. Her üçünde de anlam aynıdır.
    Örnek:
    Cümle başında
    The players were very tired after the match. Therefore, they needed some rest. = Oyuncular maçtan sonar çok yorgunlardı. Bu nedenle, dinlenmeye ihtiyaçları vardı.
    Cümle ortasında (Daha iyi bir İngilizce'yi ifade eder)
    The professor tried to be fair to his students. He, therefore, made an oral exam in addition to the three written exams. = Profesör, öğrencilerine adil davranmak istiyordu. Bu nedenle, üç yazılı sınava ek olarak sözlü bir sınav da yaptı.
    Cümle sonunda (seyrek olarak kullanılır)
    He was mistreated by his manager. He submitted his resignation, therefore. = Müdüründen kötü muamele gördü. Bu yüzden, istifa etti.
    - Alternatif belirten birleştiriciler
    Or else =Otherwise = Aksi takdirde, yoksa, olmazsa,
    Örnek:
    You have to attend the class. Or else, you will fail in the exam. = Derslere katılmak zorundasın. Yoksa, sınavlardan kalacaksın.
    Watch your mouth. Otherwise, you will suffer. = Konuşmana dikkat et. Yoksa, zarar göreceksin.



    3) Correlative Conjunction = Korelatif Bağlaçlar = İlişki Sağlayan Bağlaçlar
    Korelatif bağlaçlar, ikili sözcüklerden oluşurlar ve her iki cümlecikte de bulunurlar.
    Not only ..........but also = sadece değil ..........aynı zamanda
    Örnek:
    He is not only a successful manager but also a good father. = O sadece başarılı bir yönetici değil, aynı zamanda iyi bir babadır.
    Both ..........and = hem..........hem de
    Örnek:
    She has both the courage and the will to get rid of difficulties she encounters = O, karşılaştığı zorlukla baş etmek için hem cesarete hem de iradeye sahiptir.
    Either ..........or = ya ..........ya da (alternatif,tercih bildirir)
    Örnek:
    While shopping, you either need cash or a credit card = Alışveriş yaparken ya nakit ya da kredi kartına ihtiyacınız olur.
    Neither ..........nor = ne ..........ne de..
    Örnek:
    I love neither flowers nor trees. = Ne çiçekleri ne de ağaçları severim.
    Whether ..........or = gerek ..........gerekse (olsun ..........olsun)
    Örnek:
    I love my family whether they love me or not = Ailemi, onlar beni sevse de sevmese de severim.
    I don't care whether you go or stay. = Gitsen de kalsan da aldırmam.
    * "also" de, da, ayrıca anlamına gelir. "as well" sözcüğü de aynı anlamdadır fakat daima cümle sonuna konulur.
    * Not only ..........but also bağlacının kullanımında "not only" kısmı cümlenin başına alınarak da yazılabilir. Bunun nedeni, cümleciğe vurgu yapılmak istenmesidir.
    I not only want to make money (=not only do I want to make money), but also earn respect = Ben sadece para kazanmak değil, aynı zamanda saygınlık kazanmak istiyorum.
    4.) Adverbial (Subordinating) Conjunction = Zarf Bağlaçları
    Bir zarf sözcüğünün yaptığı işi bir cümlecik de yapabilir. Bu durumda iki cümlecik olur ve birbirine bağlamak için de bir bağlaca ihtiyacımız vardır. Bu bağlaç "adverbial conjunction" olur.



    Örnek:
    I saw him last year. = Onu geçen sene gördüm.
    Burada "last year" zarfının yaptığı işi bir cümlecik de yapabilir.
    I saw him when I was at university. = Üniversitedeyken, onu gördüm.
    a) Time Conjunction = Zaman bağlaçları.
    Eylemin ne zaman yapıldığını belirlerler.
    As soon as: ..........ir, ..........imez
    As long as: ..........dığı sürece
    Hardly / Scarcely ..........when: tam ............mıştı ki ...........oldu
    When: ..........dığı zaman
    After: ..........den sonra
    Befor: ..........den önce
    As: ..........iken
    While: ..........iken
    Just as: ..........tam iken
    Until / Till: ..........ceye kadar
    By the time: ..........ceye kadar
    Once: ...........ce / ca
    No sooner ..........than: .....mesi ile .....mesi bir oldu
    Since: ..........dığından beri


    Zaman edatları, sekizinci dersimizde ayrıntılı olarak incelenmiştir.



    b) As ve While
    Her iki bağlaç da ".........iken" anlamındadır.
    As I was walking alone in the street, the policeman stopped me. = Caddede yalnız başına yürürken, polis beni durdurdu.
    I witnessed a traffic accident while I was looking out of the window. = Pencereden bakarken, bir trtafik kazasına şahit oldum.
    c) Just as



    Tam iken
    Genellikle past continuous zaman kipinde kullanılır. Bir hareketin olmak üzere bulunduğunu gösterir.
    Örnek:
    Just asI was entering the house, the baby started to cry = Tam ben eve girerken, bebek ağlamaya başladı.
    d) By the time = until = till = ..'e kadar
    "By the time" past tense ve future perfect tense ile kullanılır. "till", "Until" bağlacının kısaltılmış halidir yani ikisi aynı anlama gelir.
    Örnek:
    By the time I got home, the visitors had left = Ben eve gelene kadar misafirler gitmişti.

    By the time you learn how to behave, I will have left the country = sen terbiyeli olmayı öğrenene kadar ben memleketi terketmiş olacağım.
    e) no sooner then
    Örnek:
    No sooner had I started to swim then it began to rain = Tam yüzmeye başlamıştım ki yağmur yağmaya başladı.
    Bu bağlaçla kurulan cümleler "hardly..when" ile de aynı anlama gelecek şekilde kurulabilir.
    Örnek:
    We had hardly seen each other when we separated = Tam birbirimizi görmüştük ki ayrıldık.
    Not: "no sooner..........than" ve "hardly............when" bağlaçları vurgu için cümle başına alınabilir. Bu durumda, cümle devrik yapıda olur.

    5) Cause Conjunction = Neden Bildiren Bağlaçlar

    1. Because = As = Since = Seeing that = Now that = Given that = çünkü,den dolayı, olduğu için
    Örnek:
    I have failed the exam because I didn't study enough = Sınavdan kaldım çünkü yeterince çalışmadım.
    As it was a fine day, everybody went out = Güzel bir gün olduğu için, herkes dışarı çıktı.
    Since you are a rich man, you can spend much money = Zengin bir insan olduğun için çok para harcayabilirsin.
    Given that the circumstances are convenient, we have to start implementing the project = Koşullar uygun olduğundan dolayı, projeyi uygulamaya başlayabiliriz.
    b) Due to the fact that =Owing to the fact that= Because of the fact that = On account of the fact that = In view of the fact that = ..........den dolayı
    Örnek:
    Due to the fact that the economy was in recession, the company cut down its production = Ekonominin durgun olması gerçeği karşısında, şirket üretimini azalttı.
    Bu cümlede "due to the fact that" ile aynı anlama gelmek üzere "owing to the fact that" kullanılabilir.

    6) Zıtlık bildiren Bağlaçlar = Concession Conjunctions
    Though = Even though = Although= Despite the fact that = In spite of the fact that = 'e rağmen
    Örnek:
    Despite the fact that (=In spite of the fact that) his company was going bankrupt, he continued his extravagant life. = Şirketinin iflasa gidiyor olmasına rağmen, pahalı yaşamına devam etti.
    Whereas = While = Halbuki , Oysa
    Örnek:
    Nobody gave him a hand when he was in difficulty, whereas (=while) he had been helpful to everybody in past. = Zor zamanında ona kimse yardımcı olmadı, halbuki o geçmişte herkese yardımcı olmuştu.
    However = Ne kadar..olsa da
    Örnek:
    However hard he tries, he can't get anything from his work = Ne kadar gayret ederse etsin, çalışmalarından bir sonuç alamıyor.
    Whatever
    Örnek:
    Whatever he does, he can't please his wife = Ne yaparsa yapsın karısını memnun edemiyor.
    Whatever your ideas are, you have to explain them = Fikirlerin her neyse, onları açıklaman gerekir.
    Whatever your problem is, you have to tackle it = problemin ne olursa olsun, onunla halletmelisin..
    No Matter
    Örnek:
    No matter what happens, I will stand by you = Ne olursa olsun seni destekleyeceğim.
    7) Sonuç Bildiren Bağlaçlar = Result Conjunction
    So that
    Örnek:
    I was so embarrassed that I wanted to die = O kadar utandım ki ölmek istedim.
    She is so beautiful that everyman in the town fell in love with her = O kadar güzel ki, şehirdeki her erkek ona aşık oldu.

    Such that


    Örnek:
    He is such an idiot that he may make every foolishness = O öyle bir salak ki, her türlü aptallığı yapabilir.

    8) Amaç Bildiren Bağlaçlar = Purpose Conjunctions
    In order to = -mek,-mak için
    Örnek:
    I have spared much money in order to afford a car = Araba alacak mali güce ulaşmak için para biriktirdim.
    In order to avoid possible problems, we have taken strict measures = Muhtemel sorunları önlemek için sert önlemler aldık.
    * "in order to" yerine sadece "to" da kullanılabilir.
    Örnek:
    We all went out for a picnic to get some fresh air = Temiz hava almak için hepimiz pikniğe gittik.
    In order that
    Örnek:
    In order that I could watch the football match on TV, I kicked everybody out of the room = Futbol maçını seyredebileyim diye herkesi odadan kovdum.
    So as to
    Nispeten daha üst seviye İngilizce'de kullanılır.
    Örnek:
    We have arranged everything for the party so as to please all the guests. = Partide tüm konukları memnun edecek şekilde herşeyi düzenledik.
    I am leaving the house immediately so as not to miss the airplane = Evden uçağa kaçırmamak için (uçağı kaçırmamak üzere) hemen çıkıyorum.
    They made the meeting at a quiet place so as not to hear the noise of the traffic. = Toplantıyı trafiğin gürültüsünü duymayacak şekilde sakin bir yerde yaptılar.

    So that
    Örnek:
    Please stand up so that I can see how tall you are = Lütfen ayapa kalk ki ne kadar uzun olduğunu görebileyim.
    So
    Örnek:
    It is rush hour so be careful when you are driving = Bu saat iş saati bu nedenle saraba sürerken dikkatli ol.

    9) Beklenti İfade Eden Belirten Bağlaçlar = Expectation Conjunction
    In case = Just in case
    Amerikan İngilizcesi'nde "just in case" yaygındır.
    Örnek:
    You have to take an umbrella with you in case it rains = Yağmur ihtimaline karşı yanına şemsiye almalısın.
    I will punish you in case you disobey the rules = Kurallara itaat etmemen halinde seni cezalandıracağım.
    Just in case a fire breaks out, we should have several fire distinguishers. = Yangın çıkması halinde birkaç yangın söndürücümüz olmalı.
    Lest
    Az kullanılan bir bağlaçtır. Üst düzey İngilizcedir.
    Örnek:
    The children obey their parents lest they cut down their pocket money = Çocuklar, cep harçlıklarını azaltmasınlar diye ebeveynlerine itaat ediyorlar.
    The technician control everything carefully lest no problem arises during the operation = Teknisyen, operasyon sırasında hiç sorun çıkmasın diye herşeyi dikatlice kontrol etti.



    For fear that = ..korkusuyla
    Örnek:
    She left her husband for fear that he should give her a beating = Onu döver korkusuyla kocasını terketti.
    The colonel forbid the soldiers to light fires for fear that the enemy might locate them = Albay düşman yerlerini tespit eder korkusuyla askerlerin ateş yakmasını yasakladı.


    ingilizce ve ingilizce dersler
    https://www.main-board.com/ingilizce/138854-ingilizce-ve-ingilizce-dersler.html#post3337716




    ________________________________
    _____________________________________________________

#29.09.2007 12:40 0 0 0
  • emeğine sağlık :)
#20.01.2008 20:47 0 0 0
  • Siteyi oluşturan ve bilgi paylaşanlara teşekkür ediyorum umarım işe yarar.
#16.06.2008 12:10 0 0 0
  • paylaşımının devamını dilerim cihan abi
#21.06.2008 17:19 0 0 0
  • tekrarlanmayan her bilgi kaybolan bir hazinedir
#24.06.2008 15:00 0 0 0
SKR SKR foto
  • Teşekkürler sayende bende bu foruma üye oldum.
#04.07.2008 15:02 0 0 0
  • çok faydalı buldum
#24.07.2008 13:11 0 0 0



  • önemli olan paylaşımdır;öğretebilmektir.



#26.03.2009 01:09 0 0 0



  • Arkadaşlar konuyu düzenledim ve daha geniş anlatımlı şekilde sizlere sunuyorum.




#26.05.2009 15:09 0 0 0
  • Sayın Ca-Challange,
    Sınav öncesi bu bilgiler çok lazımdı bana, sırf bu yüzden sitenize üye oldum. Bu sayede iyi not alacağımı umut ediyorum. Bu yüzden çok teşekkür ederim size.
#28.05.2009 20:06 0 0 0
  • sınavda umarım faydasını görmüşündür.
#02.08.2009 19:59 0 0 0
  • Muhteşem desem az kalır =)
    Ellerine sağlık, teşekkürler...
#04.08.2009 20:04 0 0 0
  • önemli değil.
#09.08.2009 17:32 0 0 0
  • Emeğine sağlık Tesekkurlerr :)
#12.08.2009 16:33 0 0 0


  • Konuya gösterdiğiniz ilgi için teşekkürler





#10.09.2009 11:15 0 0 0
  • Sağolasın emegine saglık
#03.11.2009 22:43 0 0 0
  • teşekkürler ellerine emeğine sağlık
#16.11.2009 05:29 0 0 0
  • tebrik ederim çok güzel yazmışsın ellerine sağlık
#14.12.2009 17:26 0 0 0
  • Eyvallah kardeşim süper oldu. Haftaya toefl var yanadöne böyle bi şey arıyodum. Tekrar sağol.
#18.01.2010 19:48 0 0 0