İslam dininde hapis cezası

Son güncelleme: 06.10.2007 20:09
  • İslam dininde hapis cezası


    Suçlunun bir yere kapatılarak toplumdan tecrid edilmek suretiyle cezalandırılması. Hz. Peygamber (s.a.s.) döneminde mescid bu iş için de kullanılmış, Râşid halifeler döneminde ise bir ev cezaevi olarak tahsis edilmiştir.
    Kur'ân-ı Kerîm'de: "Kadınlarınızdan fuhuşu irtikap edenlere karşı içinizden dört şâhit getirin. Eğer şehâdet ederlerse, onları ölüm alıp götürünceye kadar veya Allah onlara bir yol gösterinceye kadar kendilerini evlerde hapsedin"(en-Nisâ, 4/15) hükmü beyan buyurulmuştur. Bu hüküm Nûr sûresinde açıklanan cezalar ve sünnet ile nesh edilmiştir. Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: "Benden alınız! Benden alınız! Allahu Teâlâ şüphesiz zina edenler için bir yol göstermiştir. Bekârın Bekârla zinası yüz değnek ve bir sene sürgündür. Evlinin evliyle zinası yüz değnek ve recmdir" (Buhârî, Tefsiru sure (4); Müslîm, Hudud,12; Ebu Davud, 23; Tirmizi Hudûd, 8; İbn Mace Hudûd, 7; Dârimî, Hudûd, 19).
    Hz. Peygamber (s.a.s.) döneminde, hapishane mevcut değildi. Suç işleyen kimseler; mescidde veya dehlizlerde bekletilmiştir. Nitekim Hz. Peygamber bir cinâyet suçundan sanık olan Sumâme b. Usâle (r.a.)'ı, mescidin duvarına bağlamıştır (Buhârî, Husumet, 6, 7). Yine Hz. Peygamber döneminde zengin olduğu halde borçlarını ödemeyenler tutuklanmıştır. Hz. Ömer (r.a.) dört bin dinara bir ev satın alıp hapishane olarak kullanmıştır. Fakîhlere göre; Hz. Peygamber ve Ebû Bekir (r.a.) döneminde özel hapishane yoktu suçlular mescidde veya evlerde bekletilirdi. Hz. Ömer'den sonra Hz Ali (r.a.) da kamıştan "Nafı" isimli bir hapishane yapmıştır. Suçluların buradan kaçması üzerine, daha muhkem olan "Mehis" cezaevini inşa ettirmiştir.
    Ancak ne Hz. Peygamber döneminde ne Râşid halifeler döneminde uzun süreli hapis cezası uygulanmamıştır. Hapis cezası belirli bazı suçlar için tedbir mahiyetinde uygulanmış geniş bir şekilde de tatbik edilmemiştir. Çünkü İslâm'ın getirdiği ölçüler uzun süreli hapis cezasına karşıdır. Allahu Teâlâ "Însanları ve cinleri ancak bana ibadet etmeleri için yarattım" (ez-Zâriyat, 51 /56) buyurmuştur. Bir çok ibadetin edâ edilebilmesi için ise hürriyet şarttır.

#02.10.2007 19:51 0 0 0
  • Çok teşekkür ederim

#06.10.2007 20:09 0 0 0