Ümit Karan'dan bir ilk!
Turkcell Süper Lig'in 20. haftası sonunda Ümit Karan, bu sezon bir maçta 4 gol kaydederek, bir ilke imza attı.
Ümit Karan, Vestel Manisaspor ile yapılan maçta filelere 4 gol bırakmayı başardı ve bu sezon bir maçta rakip kaleye en fazla gol atan oyuncu unvanını şimdilik eline geçirdi.
-3'ER GOL ATANLAR-
Ümit Karan'ı, 3'er golle Fenerbahçe'den Alex ve Deivid, Beşiktaş'tan Bobo ve Nobre, Vestel Manisaspor'dan Rafael ve Zelenka ile Antalyaspor'dan Coşkun izledi.
Fenerbahçe'nin Kayseri Erciyesspor'u 6-0 yendiği maçta Alex, rakip ağları 3 kez havalandırmayı başardı. Yine sarı-lacivertlilerin tartışılan futbolcusu Deivid de deplasmanda 3-2 kazandıkları Vestel Manisaspor maçında 3 gole imza atarak, takımını galibiyete taşıdı.
Beşiktaş'ın Türk statüsüne geçen Brezilyalı futbolcusu Mert Nobre ile Bobo da takımına bir maçta 3 gol kazandıran oyuncular. Nobre, İstanbul'daki Vestel Manisaspor maçında, Bobo da Antalya'da 4-4 biten karşılaşmada 3 gol birden atma başarısını gösterdi.
Ligin ilk yarısının son bölümlerine kadar başarılı bir performans çizen Vestel Manisaspor'da ise Zelenka ve Rafael de 3 gollü oyuncular arasında yer aldı. Çek futbolcu Zelenka Kayseri Erciyesspor'u 5-1 yendikleri mücadelede, Türk statüsüne geçen futbolcular kervanına katılan Rafael ise Ankara'da Gençlerbirliği'ni 5-0 mağlup ettikleri karşılaşmada rakip ağları 3 kez sarstı.
Antalyaspor'un tecrübeli futbolcusu Coşkun, Beşiktaş ile 4-4 berabere sona eren maçta siyah-beyazlı ekibin kalesine 3 gol bırakmayı başardı.
-VESTEL MANİSASPOR İLAÇ OLDU-
Vestel Manisaspor, Ümit Karan, Deivid ve Nobre'nin gollerini attıkları takım olma özelliğini taşıyor.
Ege temsilcisine, sarı-kırmızılı futbolcu Ümit 4 gol atarken, Fenerbahçeli Deivid ve Beşiktaşlı Nobre ise 3'er golle ağları havalandırdı.
-2 GOL ATANLAR-
Turkcell Süper Lig'de 20. hafta sonunda bir maçta 2 gol atan 20 oyuncu da istatistiklerde yer aldı.
Bu futbolcular arasında Trabzonspor'dan Ersen Martin, Ankaragücü'nden Bebbe, Konyaspor'dan Tayfun ve Gaziantepspor'dan Diawara ikişer maçta da 2 gol atma başarısını gösterdi.
Ligde şu ana kadar yapılan maçlarda 2'şer gol atan futbolcular, takımları, oynadıkları karşılaşmalar ve sonuçlar şöyle:
İtalya Birinci Futbol Ligi'nde (Serie A) Inter forması giyen Portekizli yıldız Luis Figo, sezon sonunda futbolu bırakmayı planladığını açıkladı.
Inter'in Portekizli orta saha oyuncusu Luis Figo, sezon sonunda bitecek olan sözleşmesini yenilemeyeceğini ve kariyerinin zirvesindeyken futbolu bırakacağını duyurdu. Portekiz medyasına konuşan Figo, konuyla ilgili açıklamasında, "Kariyerimin zirvesinde İtalya'da futbolu bırakacağım. İtalya'ya iki yıl önce geldiğimde bu benim niyetimdi. Bu benim kararım. Uzun süre önce Portekiz Milli Takımı'na dönmeme ve sezon sonuna kadar İtalya'da kalma kararı aldım. Inter'le şampiyonluk yaşamak ve kariyerimi zirvede bitirmek istiyorum. Ocak ayı ara transfer döneminde ayrılmamamın nedeni bu" diye konuştu.
Luis Figo'nun ara transfer döneminden önce Suudi Arabistan'ın Al İttihad Takımı'na transfer olacağı bizzat kulüp başkanı Mansur al Balwi tarafından açıklanmış ancak Figo, bu konuda henüz kesin bir karar vermediğini duyurmuştu.
Figo, Almanya'da düzenlenen 2006 Dünya Kupası Finalleri'nin ardından turnuvayı Dünya 4.'sü olarak tamamlayan Portekiz Milli Takımı'nı bıraktığını açıklamıştı. Figo, 127 kez milli takım forması giymişti. Daha önce Sporting Lizbon, Barcelona ve Real Madrid gibi takımların formasını giyen Figo, 2005 yılında Inter'e transfer olmuştu.
Milano kentinde San Siro semtindeki Giuseppe Meazza Stadı'nı kullanmakta olan İtalyan takımlarından AC Milan ve FC İnter, Avrupa kupalarında kendi sahalarındaki maçları seyircili oynayabilecekler.
UEFA Sözcüsü William Galliard, Giuseppe Meazza Stadı'ndaki Avrupa kupası maçlarında seyirci sayısı bağlamında bir kısıtlamaya gerek görülmeyebileceğini söyledi.
Galliard, İtalyan futbolunda statların normlara tümüyle uygun hale getirilmiş olması şartını da içeren yeni düzenlemeler sonrasında, Seri A maçlarında Giuseppe Meazza Stadı'na şu an için sadece kombine biletli taraftarların girişine izin verme biçimindeki kısıtlamanın, Avrupa kupalarındaki karşılaşmalarda geçerli olmayabileceğini belirtti.
Galliard, BBC'ye verdiği demeçte, İtalya'daki yeni uygulamaların ardından, sadece kombine biletli taraftarların stada alınmasıyla oynanan AC Milan-Livorno karşılaşması sırasında, Giuseppe Meazza'nın güvenlik koşulları açısından olumlu bir sınav verdiğine değinerek, ''Stat, dünkü maçta olumlu bir sınav verdi.
Her şey öngörüldüğü biçimde devam ederse, AC Milan-Celtic Glasgow karşılaşmasında stadın normal kapasitesiyle kullanılabileceğini şimdiden söyleyebilirim'' dedi.
Galliard, FC İnter'in 21 Şubat'ta Valencia, AC Milan'ın ise 7 Mart'ta Celtic ile yapacakları karşılaşmaların, başka bir stada kaydırılmasının söz konusu olmayacağını belirterek, şöyle konuştu:
''Giuseppe Meazza'da oynanacak maçlara ilişkin henüz resmi bir karar alınmadı. Ama olumlu bir yaklaşım içerisinde olacağız. Stada turnikeler yerleştirilmiş durumda. Her halükarda, maçların başka bir sahaya alınması gibi bir durum söz konusu olmayacaktır.''
FC İnter Başkanı Massimo Moratti ise, İtalya'da son düzenlemelerle birlikte maçların gece oynanmaması biçimindeki uygulamanın da Avrupa kupası maçlarında özel izin ile aşılabileceğini söyledi.
Moratti, İçişleri Bakanlığı'nın onayı ve Milano Valiliği'nin izniyle, Valencia ile yapacakları Avrupa Şampiyonlar Ligi karşılaşmasının TSİ 21.45'te oynanmasını sağlamak için girişimlerinin sürdüğünü kaydederek, ''Maç sırasında, stadın seyirci kapasitesini kısıtlamaya gerek kalacağını sanmıyorum'' dedi.
İspanya liginin iki devi Real Madrid ve Barcelona'nın yakından ilgilendiği Cristiano Ronaldo, takımı Manchester United'a göz dağı verdi.
İngiltere'nin yüksek tirajlı gazetelerinden biri olan News of the World'de çıkan habere göre, Portekizli yıldız futbolcunun Premier Lig'de kalmak istediği fakat Manchester United'dan astronomik bir ücret isteyerek işleri zora soktuğu iddia edildi. Buna göre, Ronaldo'nun Manchester United ile olan sözleşmesini 2012 yılına kadar uzatmak istediği ve her yıl için 12 milyon 500 bin euro talep ettiği savunuldu.
Ayrıca gazetede çıkan haberde, Ronaldo'nun bu şartlarının kabul olmaması durumunda Manchester'dan ayrılabileceği de vurgulandı.
Uzun süredir başta Real Madrid olmak üzere Barcelona'nın da peşinde olduğu Ronaldo için her iki kulübünde tekrar atağa geçmesi bekleniyor.
Real Madrid'in başarılı savunma oyuncusu Fabio Cannavaro, bugün yaptığı basın açıklamasında, vatandaşı Antonio Cassano'yu savundu. Real Madrid'e geldiği günden beri bir türlü istenileni veremeyen ve teknik direktör Capello ile girdiği tartışmalar yüzünden adeta istenmeyen adam haline gelen İtalyan golcü Antonio Cassano'nun hala affedilmemiş olması, başta vatandaşı Cannavaro olmak üzere takımdaki birçok arkadaşını üzüyor.
Geçtiğimiz hafta sonu Real Sociedad maçında teknik direktör Capello'nun bir daha Real Madrid forması giymeyecek ifadelerini kullanmasına rağmen ilk 11'de şans verdiği Beckham'ın ardından Cassano'nun da affedilmesi ve takımdaki yerini alması gerektiğini ifade eden Cannavaro, "Cassano'nun bizimle olmasını çok isteriz.
Her gün antrenmanlara geliyor ve hafta sonlarını evinde geçiriyor. Şu an takımdan uzaklaştırılmış olması ve bu yaşadıkları hepimizi üzüyor ama kararları veren kulüp ve bize de saygı duymak düşüyor" dedi.
Önlerinde başta Şampiyonlar Ligi olmak üzere önemli karşılaşmaların olduğunu anlatan İtalyan yıldız, Real Madrid'li oyuncuları birlik olmuş olarak görmek istediğini, Beckham'ın affından sonra sıranın Cassano'ya geldiğine inandığını ifade etti ve, "Beckham'ın affedilmiş olması ve tekrar takımda yerini alması gerçekten mutluluk verici bir olay. Sonuçta hepimiz güçlü ve başarılı bir Real Madrid için mücadele ediyoruz" diye konuştu.
Oyuncular
Josh Hutcherson
Annasophia Robb
Robert Patrick
Zooey Deschanel
Senaryo
Jeff Stockwell
Müzik
Aaron Zigman
Görüntü Yönetmeni
Michael Chapman
Arka bahçedeki gizli krallık
Evinde ve okulda kendisini dışlanmış hisseden Jess Aarons, okulun en hızlı koşan öğrencisi olmak için yaz boyunca sıkı bir eğitim almıştır. Ama okula yeni kaydolan Leslie Burke sadece erkek çocuklara özgü olan bu yarışa katılıp beklenmedik şekilde birinci olunca, Jessin hayalleri suya düşer. Başta Leslieye çok kızsa da, onun da kızların dünyasında kendisini yapayalnız hissettiğini fark edince düşüncesi değişir.
İki çocuk kısa zamanda çok iyi arkadaş olur. Leslie fantastik ve büyülü hikayeleri anlatmayı çok sevmektedir. Jess ise resim yapmayı sevdiği halde bu yeteneğini o güne kadar kendisine saklamıştır. Jess ile dostluğu ilerleten Leslie, yeni arkadaşına hayal gücüyle yepyeni ufuklar açar. Kafa kafaya veren iki çocuk, Terabithia adlı gizli krallığı yaratırlar. Burası, evlerinin yakınında bulunan ormandaki bir derenin üzerindeki halat aracılığıyla inilebilen büyülü bir ülkedir. Terabithiayı ikisi beraber yönetmekte; burada okul çocuklarına karşı çeşitli komplolar düzenleyen Karanlık Master ve emrindeki yaratıklara karşı mücadele vermektedirler.
Bu arkadaşlık, Jesste iyi yönde bir değişimin başlamasını sağlayacaktır
Arkadaşlık, aile ve hayal gücünün önemi
Narnia Günlüklerinin yapımcılarından, arkadaşlık, aile ve hayal gücü gibi kavramlara ağırlık veren bir fantastik macera. Katherine Patersonun Newbery ödülü kazanmış aynı adlı çocuk kitabından uyarlanan filmin yönetmeni Gabor Csupo. Başrollerde Josh Hutcherson (Jess) ve Annasophia Robb (Leslie) kamera karşısında. Senaryosunu Jeff Stockwell ile David Patersonın yazdığı filmde rol alan diğer oyuncular arasında Robert Patrick ve Zooey Deschanel var.
Terabithia ülkesinin fantastik yaratıkları, sarayları ve birbirinden güzel ormanları, daha önce The Lord of the Rings ve King Kongun görsel efektlerini hazırlayan Weta Digitalin Oscar ödüllü görsel efekt uzmanları tarafından tasarlanarak hayata geçirilmiş. Müziklerde ise Aaron Zigman imzası var.
Oyuncular
Selma Ergeç
Uğur Polat
Ayten Uncuoğlu
Sara Meriç Cinbarcı
Senaryo
Turgut Yasalar
Müzik
-
Görüntü Yönetmeni
Gökhan Atılmış
İstanbulun labirentlerinde gizemli bir arayış
Gizli servis elemanı Sedatın bir amir, ağabey ve dost olarak sevdiği Yıldırım bir süre önce öldürülmüştür. Sedat amirinin kendi servisi tarafından öldürüldüğüne inanmaktadır. Onun için mesleği her şeyin önündedir, adeta yaşamının amacıdır. Bu nedenle teşkilat içi çatışmada pasifize edilmesiyle boşluğa düşer.
Karısı ve çocukları hayatında hep ikinci planda kalmışlardır. Onu yaşama yeniden bağlayacak tutkulu bir şeye ihtiyacı vardır. Ve o, bu tutkulu ilişkiyi genç Minede bulur. Böylece yaşamında çok önem verdiği meslek sevgisinin yerine bir başka ölümcül ilişkiyi, Minenin aşkını koyar.
Minenin günün birinde tuhaf biçimde ortadan kaybolmasıyla Sedat için İstanbulun labirentlerinde gizemli bir arayış başlar
Bir karakterler galerisi
Bir polisiye / gerilimden ziyade bir aşk ve gizem öyküsü olan Sis ve Gece, kaybolan bir kız ile onu bulmakta güçlük çeken bir gizli servis elemanının hikayesi. Ahmet Ümitin aynı isimli eserinden sinemaya uyarlanana Sis ve Geceyi Turgut Yasalar yönetmiş. Başrollerini Selma Ergeç (Mine) ve Uğur Polatın (Sedat) paylaştıkları filmin senaryosunu da Turgut Yasalar kaleme almış.
Bir karakterler galerisi olan filmde izleyici, Sedatın arayışı boyunca onunla birlikte insan ilişkilerine doğru ilginç bir yolculuğa çıkıyor. İstanbul sokaklarında süren bu arayış, kimisi geçmişin anılarına bağlı, kimisi değerlerini yitirmiş, para ve çıkar ekseninde gelişen trajik ve komik ilişkilerin insanlarını çıkartıyor karşımıza. Çarpık sanayileşmenin, alt yapısı oluşmamış gelişmenin yarattığı şizofrenik boşluk ve oluşan suçlu profili bu insanların kimliğinde anlatılıyor. Öykünün geçtiği mekanlar ve insan ilişkileri, İstanbulun tarihten beri süregelen karmaşık etnik yapısına da işaret ediyor.
Filmin başrollerindeki Ergeç ve Polata eşlik eden oyuncular Ayten Uncuoğlu (Madam Eleni), Sara Meriç Cinbarcı (Maria), Ümit Çırak (Şeref), Tardu Flordun (Piç Neco), İlyas Salman (Cuma), Devrim Nas (Sinan), Yetkin Dikinciler (Fahri), Mehmet Güleryüz (Yıldırım) ve Oktay Kaynarca (Naci) olmuş.
Polisiye edebiyatımızın önde gelen ismi Ahmet Ümitin ilk romanı olan Sis ve Gece, bugüne kadar on binlerce nüsha basıldı; Almanya, İsviçre, Avusturya ve Yunanistanda yabancı okurların beğenisine sunuldu. Yerli ve yabancı eleştirmenlerce edebi nitelikli ilk Türk polisiyesi olarak adlandırılan roman için sinema eleştirmeni Atilla Dorsay Roman Polanski bu kitabı okusaydı mutlaka filme çekerdi, diye yazmıştı.
Oyuncular
Jamie Foxx
Beyoncé Knowles
Eddie Murphy
Danny Glover
Senaryo
Bill Condon
Müzik
Henry Krieger
Görüntü Yönetmeni
Tobias A. Schliessler
Üç genç kızın yükselişi...
60ların başından 70lerin ortalarına dek süren çalkantılı süreçte geçen Rüya Kızlar müzikali, umut vaat eden "The Dreamettes adlı müzik grubunu kuran Effie, Deena ve Lorrell isimli üç kızın yükseliş hikayesini anlatıyor.
Hırslı menajer Curtis Taylor Jr., bir yetenek yarışmasında keşfettiği kızlara hayatlarının teklifini yapar ve onlara ünlü sanatçı James Thunder Earlynin yardımcıları olmalarını önerir. Kızların görünüşlerinin ve seslerinin kontrolünü de ele alan Curtis, halkın büyük ilgisini uyandıran kızların sonunda kamuoyunda, The Dreams-Rüyalar ismiyle anılmalarını sağlar.
Bir süre sonra ilgi Deena üzerine yoğunlaşmaya başlar ve daha az ilgi çekici olan Effieyi dışa iter. The Dreams, mükemmel bir fenomen olmayı başarsa da, kızlar zamanla şöhretin ve zenginliğin tahmin edebileceklerinden çok daha ağır bedelleri olduğunu anlayacaklardır...
Efsane müzikal 25 yıl sonra beyazperdede
Yirmi beş yıl önce Broadway seyircisini kendine hayran bırakan Tony ödüllü müzikal Rüya Kızlar, Bill Condonun yönetmenliğinde beyazperdede. Altın Küreye beş dalda aday gösterilen film, sinema, televizyon, Broadway ve plak dünyasından ödül kazanmış birçok yıldızı bir araya getiriyor. Başrollerde Jamie Foxx (Curtis), Jennifer Hudson (Effie), Beyonce Knowles (Deena), Anika Moni Rose (Lorrell), Eddie Murphy (Jimmy), Danny Glover (Marty), Keith Robinson (CC), Hinton Battle (Wayne) ve Sharon Leal (Michelle) kamera karşısına geçmiş.
Filmin senaryosunu, Tom Eyenin yazdığı, Rüya Kızlar sahne müzikalinin orijinal kitabından derleyen Condon; Rüya Kızların gala gecesinde ben de seyirciler arasındaydım. O gece asla unutamayacağınız deneyimlerden biriydi. sözleriyle özetliyor ünlü Broadway müzikali hakkındaki duygularını; Rüya Kızların orijinal Broadway yapımı, mükemmel oyuncu kadrosu ve Michael Bennettin efsanevi yönetmenliği sayesinde heyecan verici biçimde sahneye konmuştu. Aradan geçen zaman göz önüne alındığında, sanırım konuyu yeniden ele almak mümkün: Siyahi Amerikalıların, 60larda müzikte gösterdikleri olağanüstü başarının, günümüzde siyah kültürün müzikte neredeyse çoğunluğu oluşturmasında etkisi olduğunun anlatıldığı bir hikaye bu.
Rüya Kızların orijinal Broadway yapımı, perdelerini 20 Aralık 1981de Imperial Tiyatrosu7;nda açtı. Bu, müzikalin hem yönetmenliğini hem de koreograflığını üstlenen efsanevi Michael Bennettin sahneye koyduğu son oyundu. Gecelerce kapalı gişe oynayan, seyirciler tarafından ayakta alkışlanan ve eleştirmenlerden tam not alan oyun, 1982 yılında, en iyi müzik parçası, en iyi müzikal ve her iki oyuncu kategorisi de dahil olmak üzere tam 13 dalda Tony Ödüllerine aday gösterildi ve en iyi müzikal kitabı, en iyi koreografi, en iyi müzikal aktörü, en iyi müzikal aktristi, en iyi müzikal yardımcı aktörü ve en iyi müzikal ışıklandırma tasarımı dallarında ödüle layık görüldü.
Broadwayde yaklaşık 4 yıl boyunca sahne alan müzikal, 1521 kez seyirciyle buluşarak izleyicileri büyülemeyi başardı. 1980lerde gösteri Birleşik Devletlerde turneye çıktı; Rüya Kızlar yapımları Toronto, Paris, Berlin ve hatta Japonya gibi uzak yerlerde yıllar boyu seyirciye sunuldu. Şimdi ise, seyirciyle ilk buluşmasından tam 25 yıl sonra beyazperdede...
İtalya Serie A'da 23. hafta mücadelesinde lider Inter Chievo'yu deplasmanda 2-0 yenerek namağlup unvanını sürdürdü.
Geçen hafta İtalya'da yaşanan olayların ardından maç yapılamamıştı ve lige 1 hafta ara verilmişti. Lider Inter bu aradan etkilenmediği maçta Chievo'yu rahat geçerken maçın gollerini 1. dakikada Adriano ve 51. dakikada Crespo kaydetti.
Bu sonuçla Inter puanını 60'a çıkarırken, en yakın takipçisi Roma'nın da evinde Parma'yı 3-0 yenmesinin ardından aralarındaki 11 puanlık fark korunmuş oldu.
Serie A'da diğer sonuçlar:
Fiorentina 2-0 Udinese
Atalanta 0-0 Lazio
Milan 2-1 Livorno
Torino 1-2 Reggina
Chievo 0-2 İnter
Roma 3-0 Parma
Cagliari 2-2 Siena
Palermo 0-1 Empoli
Sampdoria 2-0 Ascoli
Huzura Ceyhun ile 'Eriş': 2-0
20. hafta mücadelesinde Trabzonspor Gaziantepspor'u Hüseyin Avni Aker Stadyumu'nda konuk etti. Trabzonspor ligin ikinci devresinde oynadığı ilk iki maçta aldığı beraberliklerin ardından bu kez şeytanın bacağını kırdı ve Gaziantespor'u 2-0 mağlup etti.
Bu sezon oynadığı futbol ile eleştiri toplayan, hocasını değiştirip yine kötü gidişe dur diyemeyen ve ligin dibine doğru sürüklenen Trabzonspor yeni transferi Ceyhun Eriş'in liderliğinde küllerinden doğdu. Taraftarların 90 dakika takımlarını yoğun bir şekilde desteklediği mücadelede Bordo-Mavili ekip Gaziantepspor'u 2-0 mağlup ederek ligin ikinci yarısındaki ilk 3 puanına uzandı.
Bu üçlü bu formlarını devam ettirirse
Yönetimiyle, transferleriyle, üst üste aldığı yenilgiler ve galibiyet hasretiyle ligde kabus gören ve tarihinin en kötü sezonunu yaşayan Karadeniz ekibi bu galibiyetin yanı sıra sahaya yansıttıkları güzel futbol ile de umut verdi. Trabzonspor'da Yattara, Gökdeniz, Ceyhun'un 3'nün birlikte oynayamacağına dair futbol otoritelerince yapılan eleştiri ise Gaziantepspor maçında adeta bu 3'lü tarafından yalanlandı. Yattara eski günlerdeki formuna döneceğinin sinyallerini verirken Gökdeniz ve Ceyhun'un birlikte organize ettikleri ataklar Gaziantespor defansını oldukça zorladı.
Ceyhun yeniden doğuyor
Maça hızlı başlayan Trabzonspor, Ceyhun Eriş'in Umut'un vurduğu şutu iyi takip etmesi sonucu kaleci Hasagiç'ten dönen topu tamamladı ve Bordo-Mavili ekibi 1-0 öne geçirdi. Golden sonra Trabzonspor konuk ekip karşısında iyi futbolunu taraftarının da desteğini arkasına alarak sürdürürken devre bu skorla bitti.
Çoşkulu bir gol sevinci
İkinci yarıya iyi başlayan ekip ilk yarının aksine Gaziantepspor'du. Konuk ekibin Trabzonspor kalesinde etkili olduğu dakikalarda sahneye yine Ceyhun Eriş çıktı. Tecrübeli futbolcu 57. dakikada ceza sahasının çaprazından harika bir vuruşla takımını 2-0 öne geçirirken golün ardından yaptığı sevinç görülmeye değerdi. Ceyhun gol sevincini Lig TV kamerasını suratına doğru çekerek yaşadı. Babasının da tribünde yerini alıp oğlunu yalnız bırakmadığı maçta Ceyhun 84. dakikada alkışlar eşliğinde yerini Mustafa Keçeli'ye bıraktı.
Bu golün ardından oyunda tempo yine düşmezken Trabzonspor bulduğu fırsatları değerlendiremedi. Konuk ekip Gaziantepspor ise zaman zaman kontra ataklarda rakip kaleye gelmek istese de net pozisyonlar yaratamadı. Ara transfer döneminde kadrosuna Ayman, Risp, Ceyhun Eriş'i katan Trabzonspor'da yeniler takıma uyum sağlama aşamasında olduklarını gösterirken üç isim de gösterdikleri mücadele ile tam not aldı.
İki aylık hasret dindi
Trabzonspor Turkcell Süper Lig'de en son galibiyetine 10 Aralık'ta ilk devrenin son maçında Ankaraspor'u 3-0 yenerek uzanmıştı. İki aylık aranın ardından Trabzonsporlu taraftarlar galibiyet hasretini 2-0'lık Gaziantepspor galibiyeti ile dindirdi.
Bu sonuçla birlikte Trabzonspor puanını 24'e çıkartarak ligde 11. sıraya yükselerek az da olsa rahat bir nefes alırken, Gaziantepspor 24 puan'da kaldı. Ligde ikinci yarıda ilk iki haftada 4 puan toplayan ve yeni hocaları Erdoğan Arıca ile çıkışa geçmek üzere olan Gaziantespor ise Trabzonspor deplasmanında aldığı mağlubiyetle birlikte ikinci devrenin ilk yenilgisini almış oldu.
MAÇTAN DAKİKALAR (İLK YARI)
1. dakikada Ceyhun'un ara pasında topla buluşan Gökdeniz, kaleci ile karşı karşıya kaldı. Kalesini zamanında terkeden Hasagiç, yatarak tehlikeyi önledi.
11. dakikada ceza sahası önünden Umut topa çok sert vurdu. Kaleciden dönen topu takip eden Ceyhun, düzgün bir vuruşla meşin yuvarlağı kalecinin sağından ağlara gönderdi. 1-0
20. dakikada Risp'in uzaklaştırmak istediği topa ayak koyan Diawara, kaleci ile karşı karşıya kaldı. Kalesini zamanında terkederek açısını kapatan Tolga, Diawara'ya rahat şut imkanı sağlamazken, Diawara'nın vuruşunda top auta çıktı.
30. dakikada Özgür, ceza sahası içinde kafayla topu Diawara'nın önüne indirdi. Bu futbolcunun vuruşu, kaleci Tolga'da kaldı
MAÇTAN DAKİKALAR (İKİNCİ YARI)
47. dakikada Mehmet Çoğum, müsait durumdaki Ekrem'i gördü. Ekrem'in kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda güzel vuruşunu kaleci Tolga, yatarak ayaklarıyla önledi.
57. dakikada Ceyhun, orta sahadan aldığı topla ilerledi. Ceza sahası sağ çaprazı önünden vurduğu sert şutta meşin yuvarlak, ağlarla buluştu. 2-0
62. dakikada Yattara ile gelişen atakta Umut, Gökdeniz'i gördü. Bu futbolcunun ceza sahasından vuruşunda top, auta çıktı.
66. dakikada Umut'un sağdan ceza sahası içindeki Gökdeniz'e pasında bu futbolcunun sert şutunu kaleci Hasagiç, yatarak önledi.
76. dakikada Musa Büyük'ün kendi yarı alanından uzun kullandığı faul atışında topla buluşan Umut, kaleci ile karşı karşıya kaldı. Bu futbolcunun vuruşunda top, az farkla yandan auta çıktı.
Ona göre Barcelona
Portekiz Milli Takımı'nın Brezilyalı Teknik Direktörü Luis Felipe Scolari, Cristiano Ronaldo'nun Manchester United'dan ayrılıp Barcelona'da forma giymesinin kariyeri açısından daha iyi olacağını söyledi.
Bir süredir İspanya La Liga takımlarından Barcelona ve Real Madrid'in transfer etmek istediği iddia edilen Cristiano Ronaldo için Portekiz Milli Takımı'ndaki hocası Scolari ilginç bir öneri de bulundu. Brezilyalı teknik adam Scolari, Ronaldo'nun kariyeri açısından Barcelona'nın transfer teklifini kabul etmesi gerektiğini iddia etti. Konuyla ilgili İngiltere'de yayın yapan The Sun Gazetesi'ne konuşan Scolari, "Kariyerinin temel eğitim dönemi sona eriyor ve biliyorum ki Ronaldo farklı bir atmosfere hazır. Ronaldo yüksek gücüyle Ronaldinho'yla birlikte iyi bir ikili oluşturur. Cristiano için, Barcelona farklı bir ortam olur. Çünkü soğuk İngiltere'de top oynamak zor ama Barcelona'nın günlerinin çoğu güneşlidir. Bu da futbolculara fazla motivasyon sağlar" dedi.
Bu sezon oldukça başarılı maçlar çıkaran ve sezon sonu hedefi olan 15 gole şimdiden ulaşan 22 yaşındaki Portekizli futbolcu için İspanyol devleri Real Madrid ve Barcelona'nın 40 milyon sterlin ödemeye hazır oldukları iddia ediliyor. Ancak Manchester United Teknik Direktörü Alex Ferguson daha önce yaptığı bir açıklamada Ronaldo'yu kesinlikle satmayacaklarını duyurmuştu.
"Bu durum bizi sükutu hayale uğrattı''
Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim, uzun bir aradan sonra yeniden Milli Takım'a çağrılan Tugay Kerimoğlu için basında yapılan, ''Jübileye geliyor'' değerlendirmelerine tepki gösterdi.
Gürcistan ile yapılacak özel maç öncesi Milli Takım'ın kampta olduğu Polat Renaissance Otel'de basın toplantısı düzenleyen Fatih Terim, Tugay'ın jübile yapacağı yönündeki haberleri kendisinin de basından tekip ettiğini belirterek, ''Jübile için çağırıldığına basın karar verdi. Kime sordunuz, kim söyledi, bizden bir yazılı açıklama geldi mi? Hayır. Ama şaşırmamak, üzüntüyle izlememek mümkün değil'' dedi.
Daha önce Bülent Korkmaz'ın jübile yaptığını anlatan ve Bulgaristan maçı kadrosunda Bülent'in ismi yer aldığında özel durumunun not düşüldüğünü kaydeden tecrübeli teknik adam, ''Her konuda hepimize ulaşıyorsunuz ama bu konuda ulaşma gereği hissetmiyorsunuz. Günlerdir herkesle biz muhatap oluyoruz, 'Güzel bir jest yapıyorsunuz' diye. Bu hem Tugay'a, hem de bize ayıp. Bu durum bizi sükutu hayale uğrattı'' ifadelerini kullandı.
-''TUGAY FORMDA OLDUĞU İÇİN ÇAĞRILDI''-
Tugay Kerimoğlu'nun Blackburn Rovers'daki başarılı performansı sonrası, kendisinden faydalanılmak için çağrıldığını anlatan Terim, şunları söyledi:
''Formda olan, Yunanistan ve Norveç maçlarında da çok ciddi olarak oynatmayı düşündüğümüz bir Tugay'ı kadroya çağırdık. 30 yaş üstü her oyuncuda böyle bir durumla karşılaşacaksak, her kadro açıklamasının ardından da böyle bir durum yoktur diye mi açıklama yapacağız. Tugay'ın da üzüldüğünü gördüm. Kendisi normal olarak çağrılan oyuncularımızdan biri. Takımında çok formda olduğunu gördüğümüz için faydalanabileceğimiz kadar faydalanacağız. Davet ettik ve memnun olacağını söyledi. Ben üç gündür ateş içinde yatıyorum. Ben yoksam federasyon basın bürosu ve yardımcılarım var. Eğer hakikaten bilinmesi gereken bir şey varsa, paylaşmaktan büyük zevk alırız. Bu konu böyle tezahür etti. İnşallah bir daha olmaz. Yunanistan ve Norveç maçlarında hem tecrübeli, hem de formda oyunculara ihtiyacımız var. Tugay'ın bu formu ve oyun ciddiyeti devam ettiği sürece kendisinden faydalanmayı düşünüyoruz.''
-''VOLKAN'A GÜVENİYORUM''-
Fatih Terim, (A) Milli Takım'da ve takımı Fenerbahçe'de yediği hatalı gollerle eleştirilerin hedefi olan Volkan Demirel'e Gürcistan karşısında da kaleyi teslim edeceğini söyledi.
Ellerinde çok önemli kaleciler olduğunu kaydeden Terim, şöyle devam etti:
''Rüştü tecrübeli ve iyi bir kaleci. Takımda olması gereken tecrübeli arkadaşlardan bir tanesi. Hiç dilemezdik ama sakatlığın da değerini ortaya çıkarmasından memnunum. 'Elimizde çok önemli Türk kalecilerimiz var. Sorunumuz yok' demiştim. Gerek Volkan, Serkan, Hakan, Tolga, Orkun, baktığımız zaman önemli kalecilerimiz var. Muhakkak ki hatalar yapılıyor. Dün de Serkan hata yapmış olabilir ama her hata yapanı kenara korsak, kalecisiz oynama tehlikesiyle karşılaşırız. Gürcistan maçında yine Volkan'ı kalede oynatacağım. Ona güveniyorum ve inanıyorum. Tabii ki kendisiyle bir takım konuşmalarımız olacak. Çok daha güvenilir ve kendisine inanan bir Volkan olarak çıkacağından emin olabilirsiniz. Hatalar yapılacaktır. Tekrarlanmaması veya aza indirilmesi önemli. Bizim Rüştü sonrası için hiçbir endişemiz yok. Hepimiz Volkan'a güveniyoruz. Kaleci sorunumuz olacağını düşünmüyorum. İnşallah Türkiye çok önemli kaleciler kazanacak.''
-''RAKİBİMİZE DEĞİL KENDİMİZE BAKARIZ''-
Terim, 2008 Avrupa Şampiyonası grup elemelerindeki Yunanistan maçıyla ilgili bir soru üzerine, önce kendi oyunlarına bakacaklarını kaydederek, ''Yunanistan'ın atak üç oyuncusu var. Biz ufak tefek yapılması gereken şeyleri tedbir olarak yapacağız ama hiçbir zaman kendi oyunumuzdan vazgeçmeyeceğiz. Ben hep şöyle söylüyorum, 'Önce biz'. Her zaman önce biz sonra rakip. Genç yaşımdan beri antrenörlüğümde, rakibe tek tek tedbir alarak takımı oynatmanın mantıklı olmadığını düşünüyorum mantıklı. Biz istediğimiz gibi oynarsak, rakip fark etmez. Bu prensibimizi bozmadık'' şeklinde konuştu.
-ANTRENÖRLER İZLEMEYE GİDECEK-
(A) Milli Takım Antrenörleri Müfit Erkasap ve Metin Tekin, gruptaki rakipler Yunanistan ve Norveç'in hazırlık maçlarını izlemeye gidecekler.
Rakiplerini yakın bir şekilde izlediklerini söyleyen Fatih Terim, Metin Tekin'in Londra'daki Yunanistan-Güney Kore, Müfit Erkasap'ın ise Zagreb'deki Hırvatistan Norveç maçlarını izleyeceklerini ifade etti.
Hazırlık maçı için neden Gürcistan'ın tercih edildiğiyle ilgili yöneltilen bir soru üzerine Terim, ''İlişkilerimiz çok iyi. UEFA'nın verdiği takvim içinde her istediğiniz takımı da bulamıyorsunuz. Gürcistan eski Gürcistan değil. Çok ciddi bir takım. Çok farklı bir Gürcistan göreceksiniz. Uzun müddettir bizimle oynamak istiyorlardı'' dedi.
Beşiktaş'ın genç oyuncusu Serdar Kurtuluş'un (A) Milli Takım'a çağrılmama nedeninin Tugay'ın çağrılması mı olduğu şeklindeki bir soru üzerine, Terim, ''Bir oyuncuyu çağırmama nedeni, bir başka oyuncu değildir. Serdar zaten Ümit Milli Takım kadrosunda. Demek ki bünyemizde ve her an bu takıma girebilir. Bir oyuncunun Milli Takım bünyesinde olması önemli. Sempati duyduğumuz veya kendi kafamızca oynamasını istediğimiz oyuncuları lanse etmeye devam edersek, kadro 150 kişi olur'' derken, Beşiktaşlı Mert Nobre'nin sakat olmaması halinde kadroya çağrılıp çağrılmayacağı için de, ''İhtimaller üzerine konuşmak doğru olmaz'' ifadesini kullandı.
-''OYUNCULARIMIZI GERİLİMDEN UZAK TUTUYORUZ''-
2008 Avrupa Şampiyonası grup elemelerindeki kritik Yunanistan ve Norveç maçlarının takım üzerindeki stresini en aza indirmek için çaba sarf ettiklerine değinen Fatih Terim, ''Bunun bir oyun olduğunu, kazanmak kadar kaybetmenin de doğal olduğunu söylüyoruz. Neticelerin sonucunda grupta pozisyonumuzun da ne olacağını ifade ediyoruz tabii ki. Gerilimi en az seviyede tutup, kazanma isteğimizi, coşkumuzu ve hırsımızı en yüksek seviyede tutmaya çalışacağız. Puan olarak kritik. Norveç, Yunanistan ve biz tamamen bu grubun favorileri olarak göründüğümüze göre, aramızdaki maçlar 6 puanlık olacaktır. Oyuncularımıza bu gerilimi yükleyemeyiz. Sorumluluğu biz alırız. Oynamaktan zevk almalarını istiyoruz. Sorunumuz olmaz inşallah'' dedi.
Futbol Federasyonu'nda yeniden seçimlere gidilmesi konusunda Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in uyarıları ile bazı kulüplerin oy toplayarak genel kurulu toplama çabalarının hatırlatılarak, yaşananlardan ne kadar etkilendikleri sorulması üzerine, ''Federasyonun sıkıntılarından etkilenmemeye çalışıyoruz. Aslında yadırganacak bir şey değil ama bu istikrarsızlığın istikrara dönmesini temenni ediyoruz. Biz takımımızı bunlardan etkilendirmemeye çalışıyoruz. Mümkün olduğunca olayların dışında kalıyoruz'' cevabını verdi.
-İTALYA'DA YAŞANAN OLAYLAR-
Fatih Terim, İtalya'da Palermo-Catania maçında yaşanan olaylar ve sonrasında gelişmelerin sorulması üzerine, dünyada stat güvenliklerinin özel şirketlere bırakılmaya başlandığını ve bu uygulamanın da son derece doğru olduğunu söyledi.
Bir polis memurunun hayatını kaybetmesi sonrası İtalya İçişleri Bakanlığı'nın artık statlar için polis görevlendirmeyeceğini açıkladığını anlatan Terim, ''En doğru karar verildi. Çünkü her yerde özel güvenlik güçleri görüyoruz. Hem devletten güvenlik al, sonra da onları taciz et. Ölümle neticelenince tepkiler böyle oluyor. Aslında İtalya, bu tür olayların çok sık tekrarlandığı bir ülke değildir ama iki Sicilya takımı Palermo ve Catania'nın maçı olunca, o sıcaklıktan dolayı bu kötü duruma düştüler. Tepkileri doğal karşılıyoruz. Halledeceklerine inanıyorum'' diye konuştu.
-FIFA'NIN TÜRKİYE'YE UYARISI-
Terim, FIFA'nın Türkiye'yi Futbol Federasyonu özerkliği sorunlu ülkeler listesine almasıyla ilgili olarak, ''Bir askıya alma durumu olacağını düşünmüyorum. Her şey kendi mecrasında yürür. Biz olayı irdelemeye devam edersek akıllara getiririz. Biz yabancıdan fazla kendimizi yargılıyoruz'' derken, olaylı Türkiye-İsviçre maçını hatırlatarak, ''Ağır bir ceza aldık orada. Hiçbir şey yapılmadı demiyorum ama her Türk futbolsever özel hallerde taraf olmalıdır. O günlerde hatırlıyorum 'Bu görüntüleri yayınlamamalımıydık?' denildi. Ülke meselelerinde taraf olmalıyız. Burda ülke meselesini konuşuyoruz. Ülkeye gelecek bir zarar hissediyorsak taraf olmalıyız'' diye konuştu.
Ayrıca, Emre Belözoğlu'na karşı İngiltere'deki ırkçılık suçlamasına da değinen Fatih Terim, ''Dünyada ırkçılığın olmadığı tek ülke Türkiye'dir. Yabancı oyuncular burada çok mutlu. Ben hatırlamıyorum birisine herhangi bir kişinin kötü sözü, yazısı, bakış açısı olduğunu. Halbuki bugün Avrupa'nın her yerinde ırkçılık sorun. Emre konusunda birlik olmalıyız. Dışardaki bir Türk'ün arkasında birlik olarak durmalıyız. Taraf olmalıydık. Ben bizzat gördüm Avrupa'da ırkçılık sorunlarını. Bizim futbol oynadığımız zamanlarda Türkiye'de yoktu. Ev yemeği özlemişlerdir diye evlerimize götürüyorduk. Hak etmediğimiz durumlarda beraber olmamız gerektiğini söylüyorum'' dedi.
Öte yandan, UEFA Başkanlığı görevine gelen Fransızların eski yıldızı ve önemli futbol adamı Michele Platini'nin tecrübeleriyle futbol için başarılı çözümler üreteceğine inandığını dile getiren Terim, yeniden UEFA yönetim kurulu içinde kendisine yer bulan Şenes Erzik'in önemini vurgulayarak, ''Dünyada markamız çok az. Bu markaları çoğaltmak lazım. Her branş için söylüyorum. Olan markaları da desteklemek lazım. Şenes Erzik de bunlardan birisi. Bugün rekor kırarak tekrar seçilmesi gurur oldu. Oradaki herhangi bir sıkıntısında veya probleminde de ülke olarak arkasında olduğumuzu hissettirmeliyiz. UEFA'da ve FIFA'da ne kadar insanımız olursa o kadar iyi. Bazı arkadaşlarımızın hedefi oralar olmalı'' şeklinde konuştu.