MY_RA

MY_RA

Üye
12.03.2004
Er
241
Hakkında

#12.10.2007 23:00 0 0 0
  • Erkekler neden mi aldatır??? Çok basit... Dünya kendileri için döner sanıyorlar da ondan...
#11.11.2005 23:50 0 0 0
  • Nice aşk yitirdim ben.

    Kışkırtıcı bir bakışıyla çılgına döndüğüm,bir dudak büküşüyle ağulu acılar çektiğim,kahkahalarıyla şenlenip gözyaşlarıyla kederlendiğim,bir tanrıça katına çıkartıp tapındığım,kutsal mabetlerinin sunaklarına hayatımı bir adak gibi bırakmayı arzuladığım...............
    ... saçının bir teline halel gelmesin diye fütursuzca ölüme yürüyeceğimi hissettiğim,bazen öldürmeyi şiddetle istediğim,onda yok olup onla war olduğum,bana her defasında aşkı,acıyı,sewinci,hayatı we ölümü yeniden öğreten kadınlar yitirdim ben.

    Kızıl bir kor gibi örslerine bıraktığım ruhumu bazen sert darbelerle,bazen yumuşak dokunuşlarla şekillendiren,benden bir başka bir ben yaratn,onun herşeyi,babası,oğlu,kardeşi,kocası,sewgilisi olduğum,onu herşeyim yaptığım,warlığıyla herşeyin tadını kokusunu ,görüntüsünü değiştiren,sıradan bir çok dawranışı olağanüstü maceralara dönüştürüp,olağanüstü maceraları olağanlaştıran kadınlar.

    Yitirmenin ne olduğunu biliyorum.

    Kendi hayatını hayatından çıkartmayı,kendi tanrıçanın mabedinden uzaklaşmayı,bir kadını öldürüp kendi cinayetinle ölmeyi biliyorum.

    Niye öldürdüm onları?
    Onlar beni niye öldürdüler?

    Neden hayatlarımıza,içlerinde yaralı bir ölü taşıyan,yabancılar olarak dewam etmek zorunda kaldık?

    Onları benden,beni onlardan alan neydi?

    İki yabancıdan,hangisinin nerede bitip hangisinin nerede başladığı anlaşılamayan tek bir warlık yaratıp,tek bir warlığı parçalayıp ondan iki kederli yabancı çıkartan korkunç büyünün büyücüsü kimdi?

    Tanrı bir anlığına eğilip usulca üfleyerek hafızamızı silseydi we biz yaşanmış herşeyi unutarak,iki yabancı gibi yeniden karşılaşsaydık ne olurdu?

    Birbirimize aldırmadan geçer miydik?
    Yaşadıklarımızı bir daha yaşamak için birbirimize doğru bir daha yürür müydük?
    Tuhaf maceralar war hayatta.
    asla cewabını bulamayacağımızı sandığımız sorulara cewaplar bulmamıza yardım eden tuhaf maceralar..

    Yüzüne karton bir maske takmış bir kadın gördüm geçenlerde.
    Karşısında,aynı maskeden takmış bir adam oturuyordu.

    Birbirlerinin yüzlerini görmüyorlardı ama birbirlerinin yüzlerini biliyorlardı.

    Onların kim olduklarını bilmeyen bizdik.
    Birbirlerini sewmişler,birbirlerine aşık olmuşlar,ewlenmişlerdi.
    Mutlu zamanlar geçirmişlerdi.
    Sonra erkek uzun yolculuklara çıkmaya başlamış, kadın yalnızlığın,ateşsiz taş odalar gibi insanın içini üşüten soğukluğunu hissetmişti.
    Aynı yalnızlık erkeği de esir almıştı.
    Gerçek hayatın soğukluğundan we yalnızlığından kurtulabilmek için ''sanal'' bir dünyanın meçhul kalabalığına bırakmışlardı kendilerini.

    Harfleri yanyana dizerek,madeni pırıltılı bir ekranda kendilerine arkadaşlar aramaya başlamışlardı.

    Kadın bir adam bulmuştu.
    Erkekte bir kadın.

    Erkek karısından,kadın kocasından uzaklaşırken ikisi de yeni buldukları ''arkadaşlarına''yaklaşmaya koyulmuştu.

    Yeni bulduklarına,çoktandır hayatlarından çıkmış hoşluklarını, zekalarını,çekiciliklerini,arzularını gösteriyorlar,gördükleri kadar gösterdiklerinden de etkileniyorlardı.

    İkisinin hayatında da yeni bir aşk tomurcuklanmıştı.
    Sonunda,erkek tanımadığı yeni aşkının yüzünü merak etmiş,kadından bir resmini göndermesini istemişti.

    Ekranda dekolte giysili şuh bir kadın yüzü belirmişti.
    Beliren yüz, karısının yüzüydü.
    Adam ayrılmaya karar wermişti.
    Birbirlerini sewmişler,birbirlerinden uzaklaşmışlar,milyonlarca insanın içinde dolaştığı bir meçhule dalmışlar we o milyonlarca insanın içinde yeniden birbirlerini bulup,yeniden birbirlerine aşık olmuşlardı.

    Erkek kendini ihanete uğramış hissediyordu.
    Karısının onu ''aldatmak'' için seçtiği erkek yine kendisiydi.

    Nasıl bir isim wertmeliyiz sizce bu maceraya?

    Bu bir ihanet öyküsü mü yoksa korkunç bir aşk öyküsü mü?

    İki insanın ortak hafızası olan ''ilişkiyi'' unutup o ilişkiden bağımsız bir macera aradıklarında gene birbirlerini buluyor,gene birbirlerine aşık oluyorlardı.
    ................

    Niye yanyanayken birbirlerine aşık olmuyorlardı da ancak hafızaları silindiğinde birbirlerini bir yabancı sandıklarında yeniden ortak sewgilerini yaratıyorlardı?
    ..........................................

    Biz üç kişiyiz.
    Ben ,sewdiğim we ilişkimiz.

    Beni sewidiğime bağlayan ilişki, bir zaman sonra beni sewdiğimden ayırıyor.
    İlişki olmadığında ben sewdiğimin ruhuna ulaşamıyorum,onunla kaynaşıp tek bir warlık haline dönüşemiyorum,ilişki olduığunda ortak hafızanın lekelerinden sewgimi,kendimi,sewdiğimi koruyamıyorum.

    Sewgimiz ilişkimizle lekeleniyor.
    Biz ilişkimizle birbirimizden kopuyoruz.
    Bizi bağlayan bizi ayırıyor.

    Nice aşk yitirdim ben.
    Onda yok olup onla war olduğum,bana her defasında aşkı,acıyı,sewinci,hayatı we ölümü yeniden öğreten kadınlar yitirdim.
    Sewdim.
    Çok sewdim.
    Ama sewdiğimi,sewgimi,aramızdaki üçüncü canlıdan,ilişkimizden koruyacak kadar güçlü olamadım.

    Birçok insan da olamadı.

    İlişkimiz düşmanımıza dönüştü.

    Hafızamız olmasa birbirimize yeniden sarılırdık biliyorum,yeniden tanrıçam olurdu,yeniden onun mabedindeki adak yerine hayatımı yatırırdım.

    O kadınla o erkek bunu yapmayı becermişlerdi ama ikinci şanslarını bir armağan gibi değil, bir ihanet gibi gördüler.

    Bir daha kaybettiler.

    Eski ilişki yenisini de öldürmeyi başardı.

    Tanrıya, bize,acılar kadar sewinçleri,kötülükler kadar iyilikleri de aynı güçte hatırlatacak bir hafıza bahşetmesi, bizi kendi hafızamızdan we ilişkimizden koruması için yakarmaktan başka elimizden ne gelir?

    O güne dek ayrılışlar we acılar çekmekten başka...


    AHMET ALTAN
#13.06.2005 00:42 0 0 0
  • yapma dialyaz... hiç bir aşk sonsuza kadar sürmez we sonsuz olmayan bir şey içinde kalbini yerinden sökmeye (söktürmeye) değmez..güzel sözler ama geçici duygular..

    her zaman ''BUNDAN ÖTESİ'' wardır...o da sana bağlıdır..
#10.06.2005 02:36 0 0 0
  • bizi bu siteden we dolayısıyla bu güzel olaydan haberdar ettiğin tşk.ler akilles..

    tüm arkadaşlarımı siteden haberdar edeceğim.. saolasın..
#03.06.2005 23:59 0 0 0
  • Konu: Karınca
    change...süper bir kıssadan hisse...anlayana tabii...saolasın..
#25.05.2005 23:35 0 0 0
  • sen de sağolasın keto_41...şair Kızılarslan hakediyor bunları asıl...tşk.ler..
#22.05.2005 01:43 0 0 0
  • Konu: Makyaj..
    Gülüşlerinin altından

    Acıların gözüküyor...

    Ya yüzünü çevir göğe,

    Ya da

    Acının renginde yap makyajını...

    A.Umut Kızılarslan
#22.05.2005 00:55 0 0 0
  • Kimse alınmasın

    Sevdiklerini seviyorum diye...

    Ben sevdikçe

    Size dönecekler.

    Kimse kıskanmasın

    Ben bir tırtılım,

    Onlar kelebeğe dönecekler.



    A.Umut Kızılarslan
#22.05.2005 00:53 0 0 0
  • Konu: Kimim ben?
    Yazdığım hiç bir dizeye

    Uymadı gidişin...

    Bilirdim anlatmayı seni,

    İçimden gelen sıfatları dizmeyi

    İsminin önüne...

    Uyaksız şiirim benim...

    Bilirdim parça parça yaşamayı seni,

    Adımlamak kolaydı dinlene dinlene

    Ayaz sokaklarını...

    Hiç bir semtinde

    Soluklanamadım,

    Duraksız şehirim benim...


    A.Umut Kızılarslan
#22.05.2005 00:14 0 0 0
  • RAMAK KALMIŞTI

    Ramak kalmıştı
    Gelmesine ölümün
    Bir an bile değil
    Çıplak bir el
    Belirdi birdenbire
    Gelip tuttu elimi

    Günlere haftalara
    Yitik renklerini
    Kimdi bu geri veren
    İnsansal evrenin
    O bitimsiz yazına
    Gerçekliğini geri veren kimdi

    Ben ki ne olduğunu
    Bilmediğim bir öfkeyle
    Boğulurdum sürekli
    Hayatıma büyük bir açıkhava
    Kolyesi takmak için
    Yetti iki kol yetti

    Küçücük bir hareketti
    Uyurken bir okşayış
    Ya da bir soluk
    Yüzümde gezinen
    Ya da bir çiy
    Omuzuma yağmış

    Alnıma geceleyin
    Yaslanan bir alındı
    İki iri gözdü açılmış
    Ve bir anda evet bir anda
    Tüm evrende ne varsa
    Dönüştü bir buğday tarlasına

    ARAGON
#11.05.2005 23:06 0 0 0
  • BÜYÜK SIR

    Sana büyük bir sır söyleyeceğim
    Zaman sensin
    Zaman kadındır ister ki hep okşansın
    Diz çökülsün hep
    Dökülmesi gereken bir giysi gibi ayaklarına.
    Bir taranmış
    Bir upuzun saç gibi zaman
    Soluğun buğulandırıp sildiğin ayna gibi.
    Zaman sensin, uyuyan sen
    Şafakta ben uykusuz seni beklerken
    Sensin gırtlağıma dalan, bir bıçak gibi...
    Ah bu söyleyemediğim işkencesi hiç geçmeyen zamanın
    Bu mavi çanaklarda kan gibi
    Durdurulmuş zamanın işkencesi
    Ah bu daha beter işkence hiç mi hiç giderilmemiş istekten
    Bu göz susuzluğundan sen yürürken odada
    Bense bilirim büyüyü bozmamak gerektiğini
    Daha beter seni kaçak
    Seni yabancı bilmekten
    Aklın ayrı bir yerde gönlün ayrı bir yüzyılda kalmaktan
    Tanrım ne ağırdır sözcükler
    Asıl demek istediğim bu.

    Hazzın ötesinde sevgim
    Hiç bir zararın erişemeyeceği yerde bugün
    Sevgim
    Sen ki benim saat-şakağımda vurursun
    Boğulurum soluk alıp vermesen
    Tenimde bir duraksar ve yerleşir adımın.
    ......

    Sana büyük bir sır söyleyeceğim
    Korkuyorum senden
    Korkuyorum yanın sıra gidenden pencerelere doğru akşam üzeri
    El kol oynatışından söylenmeyen sözlerden
    Korkuyorum hızlı ve yavaş zamandan
    Korkuyorum senden.

    Sana büyük bir sır söyleyeceğim
    Kapat kapıları
    Ölmek daha kolaydır sevmekten
    Bundandır işte benim yaşamaya katlanmam
    Sevgilim.

    ARAGON
#11.05.2005 22:56 0 0 0
  • ANNE NE YAPTIN?

    Anne sana kim dedi yavrunu doğurmayı?
    Sanki karnında fazla yaramazlık mı ettim?
    Senden istemiyordum ne tacı ne sarayı
    Karnında yaşıyordum kafiydi saadetim.

    Bir kere doğurdunsa sonra niçin büyüttün?
    Kundakta beşikte de bir zahmetim mi vardı?
    Koynundan niçin attın yavrunu bütün bütün.
    Bilmiyor muydun ki o yalnızlıktan korkardı?

    Sütünden tatlı mıdır anne sanki bu hayat?
    Bana sorsana anne yaşamak bir hüner mi?
    El aç yalvar gündüze geceye boyun uzat
    Bu uğurda bir ömür çürütmeye değer mi?

    Karnında yaşıyordum kafiydi saadetim
    Anne istemiyordum ne tacı ne sarayı
    Anne karnında fazla yaramazlık mı ettim?
    Anne sana kim dedi yavrunu doğurmayı?

    CAHİT SITKI TARANCI
#11.05.2005 21:42 0 0 0
  • Konu: ölmece...
    Şimdi öyle bir yerdeyim ki,

    Aşağı dökülsem aşk,

    Yukarı aksam

    Ben...

    Bu gün ilk kez

    Bir su olduğumu anladım...

    Sen istediğin kadar yarımla beni,

    Ben seni tamamladım..
    A.UMUT KIZILARSLAN
#11.05.2005 21:19 0 0 0
  • Konu: Bitme...
    e ben de söyleyemezdim..şair söylemiş işte bizim yerimize..
#11.05.2005 03:18 0 0 0
  • Konu: Annabel Lee
    sen de sağolasın keto..tşk.ler..
#11.05.2005 03:14 0 0 0
  • Konu: Bitme...
    ewwt sewdicanım...sen sewersin tam senlik di mi? :))))) saolasın..
#11.05.2005 03:11 0 0 0
  • Konu: sevgiyle...
    Sevgiyle

    Sevgiyle yoğrulmamışsa yüreğin

    Tekkede, manastırda eremezsin

    Bir kez gerçekten sevdin mi dünyada

    Cennetin cehennemin üstündesin.


    Bir sır daha var, çözdüklerimizden başka

    Bir ışık daha var, bu ışıklardan başka

    Hiç bir yaptığınla yetinme, geç öteye!

    Bir şey daha var, bütün yaptıklarından başka.


    Ömer Hayyam
#11.05.2005 00:53 0 0 0
  • Konu: Bitme...
    Bitme

    Bitme! bak, içtim, yürüdüm, kederlendim

    Denize girdim, üşüdüm, sana geldim

    Düş bitmeden sen bitme

    Bitmeden sevgi gitme

    Bitme! bak, koştum, savruldum, hep örselendim

    Cigara ziftlendim ille de seni sevdim

    Uzaklarda öyle çok kederlendim

    Günler bitmeden bitme

    Bitmeden hasret gitme

    Bu yangın geceler, bu intihar

    Gidersen paramparça yüreğimde ağıtlar

    Bu dolunay gecenin göğsünü yarar

    Benim göğsümde de sana geniş bir yer var

    Düş bitmeden sen bitme

    Bitmeden sevgi gitme&

    Yılmaz Odabaşı
#11.05.2005 00:49 0 0 0