Edgar Allan Poe'nun en güzel şiirlerinden birisidir...
Annabel Lee
Senelerce senelerce evveldi
Bir deniz ülkesinde
Yaşayan bir kız vardı bileceksiniz
İsmi; Annabel Lee
Hiç birşey düşünmezdi sevilmekten
Sevmekten başka beni
O çocuk ben çocuk, memleketimiz
O deniz ülkesiydi
Sevdalı değil karasevdalıydık
Ben ve Annabel Lee
Göklerde uçan melekler
Kıskanırlardı bizi
Bir gün işte bu yüzden göze geldi
O deniz ülkesinde
Üşüdü bir rüzgarından bulutun
Güzelim Annabel Lee
Götürdüler el üstünde
Koyup gittiler beni
Mezarı oradadır şimdi
O deniz ülkesinde
Biz daha bahtiyardık meleklerden
Onlar kıskanırdı bizi
Evet !Bu yüzden 'Şahidimdir herkes ve deniz ülkesi'
Bir gece rüzgarından bulutun
Üşüdü gitti Annabel Lee
Sevdadan yana kim olursa olsun
Yaşca başca ileri
Geçemezlerdi bizi
Ne yedi kat göklerdeki melekler
Ne deniz dibi cinleri
Hiç biri ayıramaz beni senden
Güzelim Annabel Lee
Ay gelir ışır, hayalin erişir
Güzelim Annabel Lee
Orda gecelerim uzanır beklerim
Sevgilim sevgilim hayatım gelinim
O azgın sahildeki
Yattığın yerde seni...
Bazen
Bir kartanesine sığdırıyorum seni,
Bazen
Sağanaklar almaz...
Bazen
Dilim damağıma yapışır adından,
Bazen
Dudaklarıma sığmaz...
Bazen
Sen gelirsin,
Ben bir güle orman aşıladım,
Sen bülbüle suskunluğu.
Kordan ömre deniz sundum,
Sen denize durgunluğu...
Ne o bülbül susar daim,
Ne de deniz öyle kalır.
Arda kalan son mecalim,
Sana seni hatırlatır.
Gün olur göç öze olur,
Nice gidiş akla düşer.
Kararır gök,göze durur,
O zaman pay hakla düşer...
Hayra yordum onca seni,
Bilmez idim yokmuş aslın.
Göğe astım her buseni,
Yazık erken bitti faslın...
ya sen bayağı dertliymişsin last...yawaş biraz.. hem ne demek kadınlardan hoşlanmam? ))))neyse boşwer sen bu konuyu şimdi..bak şu anda dışarıda yağmur yağıyor..öyle güzel yağıyor kii..toprak kokusu ağaçlardaki çiçek kokularına karıştı...dünya güzeldir last...yeter ki tadını almayı bil...gerisi boş ...fani şeyler bunlar fani...gelir geçerler....takma fazla kafanı..mutlu olmaya bakarsan sonunda mutlu olursun inan bana )n..
hımm...saflar ama idare edecek kadarda zekiler diyosun yani...e bu da bir yaklaşım tabii ))))neyse sen gene de buna pek inanma last...ne kaybediyorsanız bundan kaybediyor olabilirsiniz de.. )))))))
amanın last night sen nerden biliyosun allık numaraları filan olduğunu? )))))))madam curry bir kadındı last...adı üstünde madam...bil bakalım neyi keşfetti )hem edisonun annesi olmayaydı ampulu mumla arıyorduk şu an.. ))))))))
Hasta yakınları ölmek üzere olan yakınlarının kapısında bekliyorlarmış.
Derken doktor üzüntülü ve yorgun bir suratla gelmis
"Üzgünüm. Kötü haberi vermek durumundayım" demiş.
Hasta yakınlarının gözlerinin içine bakarak "hastanın kurtulması için tek çare
beyin nakli yapmak",
"çok masraflı ve riskli bir ameliyat olacak ancak tek çare bu",
"sağlık sigortanız masrafları karşılayabilir ancak nakledilecek beyinin parasını
siz ödemek zorundasınız" demiş.
Hasta yakınları bu haberi duyduklarında çok üzülmüşler,uzun bir sessizlikten
sonra aralarından bir tanesi "Bir beyin kaç paradır?" diye
sormus.
Doktor hemen cevap vermiş..
erkek beyni için 5000 $,
kadın beyni içinse 200$ ödemek durumundasınız" demiş.
Odanın içinde bir an sessizlik olmuş.Erkekler kadınlar ile göz temasından
kaçarak,gülmemek için kendilerini zor tutuyorlarmış.Bir anda olayın farkına
varamayan bir erkek yakın dayanamamış ve doktora sormuş, "neden erkek beyni bu kadar pahalı?"
Doktor cevaplamış,
"Bu bir standart fiyatlandırma politikasıdır.
Kadın beyinlerinin fiyatlarını aşağıya çekmek durumundayız,
çünkü o beyinler gerçekten kullanılmış oluyorlar."
Adam, bir haftanın yorgunluğundan sonra pazar sabahı kalktığında bütün haftanın yorgunluğunu çıkarmak için eline gazetesini aldı ve bütün gün miskinlik yapıp evde oturacağını düşündü.
Tam bunları düşünürken oğlu koşarak geldi ve sinemaya ne zaman gideceklerini sordu.
Baba oğluna söz vermişti bu hafta sonu sinemaya götürecekti ama hiç dışarıya çıkmak istemediğinden bir bahane uydurması gerekiyordu.
sonra gazetenin promosyon olarak dağıttığı dünya haritası gözüne ilişti. Önce dünya haritasını küçük parçalara ayırdı ve oğluna eğer bu haritayı
düzeltebilirsen seni sinemaya götüreceğim dedi.
Sonra düşündü; ''oh be kurtuldum en iyi coğrafya profesörünü bile getirsen bu haritayı aksama kadar düzeltemez. ''
Aradan on dakika geçtikten sonra oğlu babasının yanına koşarak geldi ve ''baba haritayı düzelttim artık sinemaya gidebiliriz'' dedi.
Adam önce inanamadı ve görmek istedi. Gördüğünde de hayretler içinde kaldı ve bunu nasıl yaptığını sordu.
Çocuk; "Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan vardı" dedi...
İNSANI DÜZELTTİĞIM ZAMAN,
DÜNYA KENDİLİĞİNDEN DÜZELMİŞTİ...
walla bence tam oturmuş lordum..taşı gediğine koymuşsun yani.. aşk dediğin budur işte...iyi olunca geçer.. geçince de gerçekleri tekrar görmeye başlarsın..helal..
EVİNDESİN
Evine gelecekti daha...
Şöyle perdelerini açıp
pencerelerin,
gün ışığını çekecekti
içine.
Yayılacaktı koltuklarına...
arkadaşları gelecekti daha...
komşularına gidecekti
orta şekerli kahveye.
Kimlere yardım
edecekti,
hangi derdi için yardım
isteyecekti
gizli gizli.
Çiçekleri su istiyordu.
Kim bilir belki
bir aşk..
bir aşk daha
yaşayacaktı.
İlki kötü
bitmişti.
Mutlu olacaktı
daha...
Kavgalar edecekti bazen,
bazen barış güvercini olup
bembeyaz,hafif
uçacaktı.
Daha çok gençti.
Ölemeyecek kadar
gençti.
Evin,
ah o evin...
bir daha perdelerini
açamayacağın evin,
yüreğimiz oldu.
Acımız çok
derin...
beyaz güvercinim,
uçtun....
.....................................................