Muhabbet kuşları papağan cinsine girer. Konuşma özellikleri bu yapıya sahip olmalarından kaynaklanmaktadır. İnsanları dinlerken hafızalarına kelimeleri kaydederler ve insanların söylediklerini aynı şekilde taklit ederler. Zamanla konuşmaları daha hızlı bir şekilde gelişir.Artık kuşunuzun söylediklerini daha net bir şekilde algılarsınız.Evcil hayvanların,ev ortamına alışma süreleri daha hızlıdır. Çünkü onlar insanlara karşı yabancı değildirler. İnsanların samimiyetine, sevgisine yakın bir zamanda alışırlar. Hatta bazı hayvanların sahiplerine karşı sadakat duyguları daha hızlı gelişir. Kuş seçimi yaparken önce iyice bu kuşun nereden geldiğini, cinsini öğrenmenizde fayda vardır. Çünkü bazı kuşlar farklı bir cinse sahip olduklarından istediğiniz niteliklere sahip olmayabilir, hatta hiç konuşmaya bilirler. Bunun için inceleme yapmak, her zaman doğru sonuçları verecektir. Eğer sadece süs olsun konuşmasa da olur diyorsanız, yine evcil olmasına dikkat etmelisiniz. Çünkü bazı kuşlar sahibine zarar verebiliyor. Bu yüzden cinsini seçmeye özen göstermeniz, daha doğru bir karar olacaktır.
Muhabbet Kuşlar Nasıl Evcilleşirler?
Evinize yeni aldığınız bir kuşun size hemen bir kerede alışmasını beklemeyin. Kuş öncelikle evin etrafındaki eşyaları ve evin şeklini hafızasına kazıyacaktır. Çünkü uçmak istediklerinde daha rahat kona bilecekleri bir yeri ararlar. Bu onların ev üzerinde ilk uçma deneyimleri olacaktır. Daha sonra biraz sahibine karşı korkular besleyecek, ondan kaçmak isteyecektir. Tabi ki kuşun sahibi bir kuşa nasıl davranmasını gerektiğini bilirse, kısa sürede kuşun ona alışma olgusu, en yakın süreçle tamamlanacaktır. Böylece kuş, sahibine alışacak ve onun omzuna konmak isteyecektir. Kuş bu pozisyona geldiyse sahibine alışmıştır demektir. Evcileştirmenin bir diğer örneği, kuşu avucunuzun içine alın. Daha sonra, parmak ucunuzla birkaç dakika kadar kafasını okşayın. Onu sevdiğinizi hissettirin. Kuş bu duruma bir süre sonra alışacak, korkularını yenecektir. Böylece sizin ona zarar vermeyeceğini anlayacaktır. Zamanla aranızda su sızmayacak, iki dost kadar yakın olacaksınız.
Muhabbet Kuşları Nasıl Konuşmayı Öğrenirler?
Öncelikle kuşun konuşmasını istiyorsanız, kafeste yalnız olmasına dikkat etmelisiniz. Birde kuş alırken yavru olması, çabuk konuşmayı kavraması demektir. Eğitim ne kadar erken verilirse, kuş bir o kadar erken konuşacaktır. Kuş yavru olursa daha çabuk öğrenmeye meyilli olacaktır. Kuşunuzun konuşmasını sağlamanız için, her gün onunla ilgilenmeli ve ilk başta en kolay kavrayabileceği kelimeleri öğretmelisiniz. Mesela kuşlar p,k,ş,c harflerini daha çabuk öğrenirler. Bu yüzden onların diline hitap etmesini bilmelisiniz. İlk gün konuşmasını beklemeyin. En az 3 hafta kadar bir süre şarttır hatta bazı kuşlar ilk iki ay boyunca konuşmaz ve sahiplerini birden bire şaşırtırlar. Kuşum öğrenmiyor, algılamıyor demeyiniz. İşte en büyük hatayı ön yargı ile yapmış olursunuz. Biraz zaman geçecektir. Onlar çok akıllı hayvanlardır. Yeri ve zamanı geldiğinde, bülbül gibi ötecek, bir insan gibi konuşmayı öğreneceklerdir. Bu konuda aceleci olmamalı sabırla kuşunuzu eğitmeye devam etmelisiniz. Kuşlar eğitime açık hayvanlar ne verirseniz onu size sunarlar.
Muhabbet Kuşları Nasıl Banyo Yaparlar?
Kuşlar genel olarak kendileri yıkanmayı oldukça çok severler. Bu yüzden onlarında temizliklerini sağlayabilmesi için, bir kaba bir miktar ılık su koyunuz. O suyu gördüğü zaman hemen kendi banyosunu yapmaya çalışacaktır. Eğer kendiniz yıkaya biliyorsanız kuşu avucunuzun içine alın sadece ayak ve kuyruk tarafını temiz su ile durulayın. Kurulamasını kendi uçarak sağlayacaktır. Kuş bakımı, bazı kişilere zor gibi gelse bile, aslında çok eğlencelidir. Bu biraz hayvan sevgisine bağlı bir duygudur. Kuşunuzu seviyorsanız, zaten yeteri derecede ilgi göstereceksiniz. Kuşların çabuk hastalanmasını istemiyorsanız, sularına kuşçudan aldığınız vitaminlerden bir iki Damla kadar ekleyebilirsiniz. Bir de sakın tadilat ortamında ve cereyan da kuşlarınızı tutmayınız. Bu onların tozdan topraktan ve cereyan çabuk ölmelerine neden olacaktır.
Muhabbet Kuşlarının Beslenmesi Nasıl Olmalıdır?
Kuşyemi kuşlar için en ideal besindir. Arada değişiklik olsun istiyorsanız kuşun seveceği gıdaları kafesinin bir kenarına koyup, yemesini sağlayabilirsiniz. Normalde çoğu insan kuşlarına marul verir. Fakat marul kuşların göz sağlığına iyi gelmez. Bu yüzden acı olmayan, asitli olmayan gıdalar verin. Mesela haşlanmış yumurta, havuç, salatalık, ekmek içi, erik, elma, armut gibi gıdaların hiçbir zararı yoktur. Kuşların daha iyi mide sindirimini gerçekleştirmesi için, kuşçulardan kuş kumu almayı ve gaga taşı almayı ihmal etmeyin. Bir de kuşlarınızın kafesini fazla süslerle doldurmayın. Rahat hareket etmesini sağlayın. Kuşunuzun beslenmesine ve sağlığına dikkat edin. Böylece kuş hem sizi sever, hem de uzun yıllar yaşar. Konuşan kuş için en önemli eğitim koşulsuz sevginiz olacaktır. Eğer evinizde astım alerjisi taşıyan bir birey varsa kuş, köpek kedi gibi tüy döken hayvanları beslemenizi tavsiye etmiyoruz. Çünkü astım hastaları rahat solunum gerçekleştiremezler.Muhabbet kuşları insanlara oldukça yakın sevgi dolu hayvanlardır. Onlara ne kadar ilgi gösterirseniz,onlarda o kadar çabuk konuşmayı öğrenirler. Onları yalnız kendi haline bırakırsanız çabuk ölürler. Onların uzun yaşamasının tek sebebi koşulsuz sevgi ve ilgi almalarıdır.
Ultrasonun, anne karnındaki bebek için, istasyona gelmekte olan metro treni gürültüsüne eşdeğer bir gürültüye yol açtığı bildirildi. ABD'li bilimadamları, ultrason cihazından gönderilen elektrik sinyallerinin rahim içinde titreşimlere neden olduğunu tespit etti. Uzmanlar, su içinde çalışan özel bir mikrofonu bir kadının rahmine yerleştirdiklerini belirterek, cihaz başlığının doğrudan mikrofona tutulduğunda gürültü şiddetinin 100 desibel olduğunu kaydetti. Ultrason cihazı başlığının doğrudan bebeğin kulağına tutulmamasını öneren araştırmacılar, gündüzleri sürekli 60 desibel ve geceleri 50 desibel şiddetinde gürültüye maruz kalan insanların sağlığının olumsuz etkilendiğine dikkati çekti.
Özellikle kışın gelmesiyle birlikte etkisini iyice artıran kirli hava, sağlığa son derece zararlı... Kirli havada tam 188 adet kimyasal madde bulunuyor. Bu maddeler arasında en tehlikeli olanı ise kurşun. İnsan sağlığının bir numaralı düşmanı olan kurşun, kan hücrelerinin gelişmesini ve olgunlaşmasını engelliyor. Ayrıca kirli hava denilince akla ilk gelen gaz olan karbonmonoksit de, vücudun oksijen taşıma kapasitesini azaltıyor. Kirli hava çocukları da son derece olumsuz etkiliyor. Kirli havaya maruz kalan çocuklarda, gelişme bozuklukları da yapıyor. Bu arada bilimadamları "Uzun süre kirli hava solumak ölüme bile yol açar" dedi.
Dişleri korumanın en etkili yolunun düzenli olarak uygun şekilde fırçalamak olduğu açıklandı. Ağız içinde kolay hareket ettirilmesi ve arka dişlere rahat ulaşabilmesi açısından, fırçanın kafasının fazla büyük olmaması dagerekiyor. En uygun fırçaların, naylon ve orta sertlikteki fırçalar olduğu ve diş fırçalarının en geç 6 ayda değiştirilmesi gerektiğini ifade eden uzmanlar, şunları söyledi: "Diş fırçalanmasında, fırçanın duruşu dışındaki temel hareket aynıdır. Fırça diş eti çizgisine eğimli olarak yerleştirilir. Bu durum bozulmadan küçük dairesel hareketlerle dişler fırçalanır. Daha sonra fırça, bir fırça boyu kadar kaydırılarak fırçalama sürdürülür. Diş fırçası 45 derecelik açı yapacak biçimde tutulmalıdır."
* Kuru fasulye, nohut, bakla, bezelye, mercimek, yeşil fasulye, soya ve yulafta bol miktarda saponin bulunuyor. Bunlar da hücrelerdeki DNA mutasyonlarını önleyerek antikanserojen etki gösteriyorlar. Bu yüzden kuru baklagilleri sıklıkla tüketmek gerekiyor.
* Yağsız süt ürünleri, protein ve kalsiyumca zengin, doymuş yağdan fakir besinler. Kemik, diş ve kasların yapısını sağlamlaştırıyor. Yüksek kan basıncının kontrolünde büyük ölçüde yardımcı olan potasyum içeriyor.
* Yüksek ısıda pişirilen, kızartılan etlerin içinde kanserojen etki yapan heterosiklik aminler oluşuyor. Önlemek için fırınlama, buharda veya mikrodalgada pişirmek gerekiyor.
* Beyaz unlu gıdalar, pirinç, patates ve tüm şeker katkılı gıdaların glisemik indeksi yüksek. Bu da erken yaşlanma nedeni. Beyaz pirinç yerine, posa bakımından zengin esmer pirinç ve bulgur tercih etmek iyi çözüm.
Yıllardır kansere neden olduğu bilinen patates kızartması, meğer kanserin ilacıymış. Alman bilimadamları, "Kızarmış patateste bulunan antioksidan, C vitamini etkisi yapıyor" diyor.
Patates kızartması ilaç!
'Patates kızartması sağlığa zararlıdır' görüşü, tarihe gömüldü. Yapılan son araştırmalara göre; kızarmış patates, kanserle savaşta önemli rol oynuyor.
Herkesin sevdiği besin
Sağlık konusunda her gün yeni bir bilgiye ulaşan tıp adamları, bu kez adeta bir tabuyu yıktı. Alman bilimadamları, "Patates kızartması sağlığa zararlı" tezini çürüterek, herkesin severek yediği kızarmış patatesi akladı. Araştırmayı yapan uzmanlar patatesin özellikle kızartıldığında antioksidan etkisi olan serbest radikaller oluşturduğunu, bunun da kansere karşı mücadelede büyük rol oynadığını belirtti.
Fritöz, tava farketmez
Araştırmayı yapan Dr. Norbert Haase, "Fritözde ya da tavada kızarmış patateslerdeki antioksidan etki vücudumuzda C vitaminin gösterdiği etkiyle tıpatıp aynı. Bu da patatesin kansere karşı mücadelede birebir olduğunu gösteriyor" dedi. Patatesin yararlarının bununla kısıtlı olmadığını belirten Haase, "İçerisindeki kalsiyum, potasyum, vitamin C ve önemli minerallerden dolayı patatesin kemik yapısını güçlendirdiğini, vücudumuz için vazgeçilmez olduğunu" söyledi.
ABD'deki araştırmalar, inme belirtilerinin kadınlarda, erkeklerden farklı olabildiğini gösterdi. Araştırmalarda, kadınlarda baş, yüz ve uzuv ağrıları ile zihin bulanıklığının inme belirtileri olabildiği tespit edildi. Uzmanlar, felç belirtilerinin yürüme ve denge bozukluğu, vücudun bir tarafında meydana gelen felç, baş dönmesi, konuşma ve görme zorluğu olduğunu söyledi.
SPOR astımı, deride sıcaklık, kızarma, kaşıntı, kuru öksürük, hırıltılı solunum ve nefes darlığı gibi belirtiler veriyor. Dr. Çiğdem Serttürk, belirtilerin çoğunlukla egzersizden 5-10 dakika sonra görüldüğünü söyledi. Hastalığın daha çok çocuk ve gençlerde görüldüğünü söyleyen Serttürk, şöyle konuştu: "Spor astımı, nefes alıp vermeye bağlı hava yollarından ısı ve sıvı kaybına nedeniyle gelişmekte. Egzersiz nedeniyle solunum yollarının daralması bir başka nedenidir. Hastaların çoğu astım nedeni ile tedavi altında olmadığı için şikayetleri ileri durumdadır."