Gitmek zaten gidememekti...
Koştum... Koştum...
Gidememeye yorulmuştum!
Koştukça daraldı alan,
Ve sadece bendim,
Olduğu yerde kala kalan...
Sana gelemedim,
Senden gidemedim...
Ve ben öyle bir yerdeydim;
Herşey karanlıklar altında,
Puslar vardı rüyamda...
Bugün son kez nefes alamadım,
Son kez yokluğuna dayanamadım...
İlk defa sana değil, kendime kıyamadım
Ben sende ilk kez sona vardım..
...
En sonunda unutmaya yelteniyorum seni,
Acılarımla yüzleşmemeye karar kıldım, ebedi..
Seninkisi en farklısından farklı bir mabetti.
Varlığıyla biricik yokluğuma kahretti..
Elveda son kez anılan, kimsesiz sevgili...
Bab-ı Esrar Kitap Özeti - Bab-ı Esrar Kitap Tanıtımı
'Ahmet Ümit'ın son romanı, Bab-ı Esrar... Yaşamı, aşkı ve inancı yeniden düşünmek için...
Yedi yüz yıldır çözülemeyen sır; Şems-i Tebrizi cinayeti...
Yedi yüz yıldır süren bir sevda; Şems-i Tebrizi ile Mevlânâ
Bab-ı Esrar sadece bir gerilim romanı değil, aynı zamanda bir sırlar kitabı.
Fantastik öğeleri kullanarak çok katmanlı bir dil yaratan Ahmet Ümit bu yapıtında Mevlevilik temelinde din ve inanç üzerine ilginç sorular soruyor. Din ile aşk arasında, inanç ile sevda arasındaki ilişkiyi bambaşka bir açıdan gözlerimizin önüne seriyor. Dünyayı, yaşamı, inancı ve aşkı, yeniden düşünmemiz, yeniden araştırmamız, yeniden okumamız için...
Kitabın İçinden Bir Kaç Parça Not;
- ''Hakikati öğrenmeye hazırım diyenin şaşırmaya hakkı yoktur.''
- ''Oysa bütün mahlukat sabrın ipliğiyle bağlıdır birbirine. Dünya sabırla döner çünkü güneşin aynı zamana ihtiyacı vardır. Sabırlı ol. Büyük sırlara ermek için sabır denizinde yüzmeyi öğrenmek lazım. Çünkü sırlar sabır denizinin dibinde saklıdır.''
Kitabın Künyesi
Ahmet Ümit
Doğan Kitapçılık;
İstanbul, 2008, 1. baskı,
396 sayfa,
ISBN No: 9786051110363
Çok çok teşekkür ederim yalnız hakettiğimi düşünmüyorum. O kadar güzel şeyler yazıyorsun ki şu anda konuşmak için bin türlü yalan uydurmak istiyorum =)
Hayatım siyahla beyaz arasında
Hiç tam beyaz olamadı daha..
Hiçde karanlığa boğulamadım
Ama arada bir oran var ya ben onu anladım.
Bu dünya üzülme sevinme yeri değil,
Öyle bir dünya ki, ben farkında değilim, kimsede değil;
Kimse her dakikada sınavda oluşunun farkında değil...
Tarih hocam her zaman tarih siyah ve beyazdan ibaret değildir, hatta hiç siyah ve beyaz yoktur; Koyulukları farklı griliktedir der. Birgün bizde bu çizgi arasında kaybolup gideceğiz.. Ya ''Koyu Gri'' olacağız ya da ''Açık Gri'...
Bunları anlatmaya çalışmıştım böyle daha açık oldu sanırım.
Çok teşekkür ederim; yalnız büyük değil küçük şair olmalı değil mi =). Öyle alışmışım bunu kabul edemiyorum =D.
Gözyaşlarımla öylesine
Ve hiç olmayacak her yerde
Kimsenin olmadığı ücra köşelerde...
Ağladım, kanadım; Derdim(l)e...
Fakat geriye dönemezsin hayat oyununda
Ağlasan da nafile, gülsen de kanmaz kimse.
Haydi, git ey bugün, sende git sonsuza(!).
Bugün kimin umurunda, ben yarını yaşarım sadece(!),
Çok çok teşekkür ederim,
Kendime ve şiire küstüm bir aralar.
Yeniden başlayış ve yeniden doğuş yaşıyorum şu aralar...
Ondandır yokluğum, özür diliyorum...
Zamanın en nadide çiçeği, ablam senden de çok çok özür diliyorum...
Düşlerimin üstünden geçen hüzünler ağlattı beni...
Çünkü düşlerime bağladım hayatımı...
Düşlerimin kimi mor, kimiyse günahın rengi...
(Siyah demeye vardım,)
Ama siyah sadece günahları simgelememeli...
Işık giderse beyazda siyah olur değil mi?