Keneye karşı alınacak önlemler
İstanbul Sağlık Müdürlüğü İl Hıfzıssıhha Kurulu, ''Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı'' ile ilgili bir toplantı yaptı.
İl Sağlık Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, Türkiye'de 2002 yılından beri görülmeye başlanan ve ilk defa Kelkit vadisinde tanısı konulan ''Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı''nın, virüslerin meydana getirdiği ve şiddetli bir seyir gösteren, öldürücü olabilen bir hastalık olduğu kaydedildi.
Hastalığın, Afrika, Asya, Orta Doğu ve Doğu Avrupa'da görüldüğüne işaret edilen açıklamada, hastalığın bulaşmasında etkili olan kenelerin, kan emerken virüsleri bulaştırdığı, Türkiye'nin de kenelerin yaşamaları için coğrafi açıdan oldukça uygun bir yapıya sahip olduğu vurgulandı.
Açıklamada, kene tarafından ısırılma ve virüsün alınmasından sonra kuluçka süresinin genellikle 1 ile 3 gün arasında olduğu belirtilerek, ''Bu süre en fazla 9 gün olabilmektedir. Klinik bulgular arasında ateş, kırıklık, baş ağrısı, halsizlik, aşırı duyarlılık, kollarda, bacaklarda ve sırtta şiddetli ağrı ve kanamalar vardır. İyileşme hastalığın 9. veya 10. günlerinde olmaktadır. Tedavide destekleyici yöntemler kullanılmaktadır'' denildi.
KURUL OLAĞANÜSTÜ TOPLANDI
Hastalığın ciddiyeti ve Türkiye'de de yayılması nedeniyle İl Hıfzıssıhha Kurulunun olağanüstü toplandığı ifade edilen açıklamada, kurulun, ''Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı''ndan korunmak için alınacak önlemleri görüştüğü bildirildi.
Açıklamada, alınan kararlar şöyle sıralandı:
''Kene ile mücadele konusunda halka ve sağlık personeline yönelik eğitim çalışmalarına yoğunlaştırılarak hız verilmesi. Okullarda kene ile mücadele konusunda broşür dağıtılması ve eğitim yapılması. Kene ve kenelerden gelen tehlikeler konusunda bilgilendirici afiş ve broşür hazırlanması. İlgili belediye başkanlıkları tarafından piknik ve park alanlarının ilaçlanması ve bu alanlardaki çim ve otların sıklıkla biçilmesi. Piknik ve park alanlarında kene ve kenelerden gelen tehlikelerden korunmak için dikkat edilmesi gereken konularla ilgili olarak ilgili belediyeler tarafından uyarıcı levha tabelalarının asılması.''
Açıklamada, ''Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı'' ile ilgili olarak İstanbul'da 2006 yılından beri yoğun bir eğitim ve koruyucu sağlık hizmeti çalışmaları yürütüldüğü hatırlatılarak, bu dönemde İstanbul'da kene ısırığı ile başvuran hastalar incelendiğinde 10 yaşına kadar olan çocukların daha çok ısırıldığı ve özellikle Haziran ayında bir artışın görüldüğüne dikkat çekildi.
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı ile İl Sağlık Müdürlüğünün ortak çalışması sonucunda, toplanan keneler üzerinde inceleme yapıldığı dile getirilen açıklamada, yapılan incelemelerde, kenelerin tipleri ve bu kenelerin Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı virüsünü taşıyıp taşımadıklarının araştırıldığı belirtildi.
2006'DAN İTİBAREN 26 VAKA
Açıklamada, söz konusu hastalık şüphesi nedeniyle başvuran hastaların takip ve tedavilerinin İstanbul'da, Kartal, Haydarpaşa, Göztepe, Şişli, Haseki, İstanbul ve Okmeydanı eğitim ve araştırma hastanelerinde yapıldığı ifade edilerek, İstanbul'da 2006 yılından bugüne kadar takip ve tedavisi yapılan toplam ''Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı'' vaka sayısının 26 olduğu ve bu hastaların tamamının İstanbul dışında ısırılanlardan oluştuğu vurgulandı.
Mevsime bağlı olarak su ve besinlerle bulaşan hastalıklarda artış olması olasılığına karşı rutin olarak bu enfeksiyonların ve buna neden olabilecek etkenlerin izlendiğine yer verilen açıklamada, bu konuda tüm ilgili kuruluşlarla azami tedbir alınması ve kontrollerin yapılması konusunun görüşüldüğü bildirildi.
bir kadın bu tehlikeli kene ile tam bir ay yaşamış (gazete haberi) doğada asla vede asla yanlış olmaz ama nedense biz egoist insanlar tüm yaratıklardan üstün olduğumuz şerefli olduğumuz gibi kültürek düşüncelerden dolayı yani işin aslı doğa ile anlaşamadığımızdan öğrenmemiş canlılar olarak çocuklarımızada öğretemiyoruz.
kene salakmı yaşadığı bir canlıya zehir pompalasın kenenin bir amacı vardır başka canlıda geçinmek...
senden geçineni sen kötü yoldan yok etmeye çalışırsan yani onu öldürürsen polis ne yapardı eskiden idam ederdi.
mantıklı ol ve keneyi yani senden geçineni kızdırmadan def et ürkme onu kopartmaman gerektiğini bil..hemen doktora git..
veya tıp ilmiyle uğraşanlar cımbı tiner vesaire şeyler bulsunlar
işte önemli olan toplumun keneden korunması değil kene ile yaşamasını öğrenmesi gereklidir.
doğadaki tavuklar kenenin can düşmanıdır keklikler tarım ilaçları bu hayvanları yok etti tabiiki sıra insana gelecek..
sonuç olarak her kene gibi canlı yaratan tarafından kendini koruması için bir silahla donatılmıştır yada savunma ile buna bir örnek sülük canlısını ele alalım
bu canlı insan kanını emiyor insana tam 130 adet bioaktif salgılar ile şifa veriyor ve 30 40 dakika emdikten sonra karnı doyan sülük artık senin etini bırakıyor
ama sen onun üzerine tuz dökersen emdiklerini tekrar sana kusuyor ve sen mikroplanıyorsun veya elinle koparırsan sülük dişleri derinde kalıyor ve o yer şişiyor
sonuçta bu veya buna benzer canlılar ile yaşamayı öğrenmek şarttır derim..korkunun ecele faydası yokjtur derim ben...