İZMİR

Son güncelleme: 24.05.2010 16:53
  • İZMİR
#09.02.2005 17:42 0 0 0
  • İzmir

    İzmir

    İzmir ( Smyrna-Samornia ) M.Ö 3000 yıllarında Lelegler tarafından, bugünkü Bayraklı yakınında bulunan Tepekule mevkiinde kurulmuştur. İzmir sözcüğü daha ziyade bir Amazon Kraliçesine atfedilmektedir. M.Ö 2000-1200 yılları arasında yaşamış olan Hitit Krallığı''nın tesiri altında kalan İzmir, Hitit Devleti''nin M.Ö 1200 yılında Frig akınlarıyla yıkılması sonucu M.Ö XI. Yüzyılda Yunanistan''dan Batı Anadolu kıyılarına göç eden Aiollar, daha sonra da İonlar tarafından işgal edilmiştir.

    İzmir en parlak dönemini İonlar zamanında yaşamıştır. M.Ö 600 yılında Lidya Kralı Alyattase tarafından işgal edilen İzmir, M.Ö 546 yılında Persler''in, M.Ö 334 yılından sonra da Büyük İskender ve kumandanlarının idaresi altına girmiştir. M.Ö 302''de Trakya''dan gelerek Büyük İskender''in kumandalarından Antigones''i yenen Lizimaktos''un, daha sonra da Seleıkoslar''ın hakimiyetine giren İzmir, kısa bir müddet de Bergama Krallığı idaresinde kalmış,

    M.Ö 133 yılında kesin olarak Romalılar''ın eline geçmiştir M.Ö 88 yılında Pontus Kralı Mihridades ele geçirmiştir. Roma İmparatorluğu''nun ikiye ayrılması ile Bizanslılar''ın bir eyalet merkezi olan İzmir, M.S 440 yıllarında Hun Hükümdarı Atilla''nın istilasına uğramıştır. M.S 695 yılından itibaren iki defa Araplar''ın akınına maruz kalmış, sonra yine Bizanslılar''ın eline geçmiştir. 1081 yılında İzmir şehri Selcuklular tarafından fethedilmiştir. 1097 yılında Haçlılar''ın Anadolu''da ilerlemesinden istifade eden Bizanslılar, İzmir de dahil olmak üzere Ege''de Türkler''in elinde bulunan tüm yerleri işgal ettiler.

    1320 yılında Aydınoğulları Beyliği''nin hükümdarı Mehmet Bey tarafından geri alınıp, oğlu Umur Bey''e verilen İzmir''in Liman Kalesi, Haçlı kuvvetlerince 28 Ekim 1334''de tekrar işgal edildi. 1402 yılına kadar Türkler Kadifekale''ye, Haçlılar da Liman Kalesi''ne hakim kaldılar. Liman Kalesi 1402 yılında Timur tarafından zapt ve tahrip edilerek, Aydınoğulları Beyliği''ne iade edildi. Bundan sonra İzmir tarihinde 1426 yılına kadar Aydınoğlu Cüneyt Bey rol oynamıştır.

    1426 yılından itibaren Osmanlı Devleti idaresine giren İzmir, 500 yıla yakın bir süre Osmanlı idaresinde kalmıştır. Osmanlı İmparatorluğu''nun yükselme devrinde çevresinin merkezi olma özelliğini daima koruyarak, ekonomik ve sosyal hayatın lokomotifi olmuştur.

    15 Mayıs 1919''da Yunanlılar tarafından işgal edilen İzmir, üç yıldan fazla işgal altında kaldıktan sonra Ulusal Kurtuluş Savaşı''yla 9 Eylül 1922''de Yunan işgalinden kurtarılmış, Cumhuriyetin ilanından sonra da İl statüsüne kavuşturulmuştur.
    noimage
#09.02.2005 18:59 0 0 0
  • Saat Kulesi

    1901 Yılında II. Abdülhamid 'in tahta cıkısının 25. yılı icin Sadrazam Kücük Sait Pasa tarafından yaptirilmistir.

    noimage

    Göztepe

    noimage


    Kizlaragasi Hani/Kemeralti

    1741 yılında Hacı Besir Aga tarafından yaptirilmistir.

    noimage

    Cumhuriyet Meydani

    noimage

    Asansör

    1907 yılında Nessim Levi tarafından yaptırılmıştır.

    noimage


    noimage

    noimage
#10.02.2005 00:24 0 0 0
  • noimage
#12.02.2005 11:30 0 0 0
  • Bi tane daha buldum

    Saat Kulesi

    noimage
#12.02.2005 11:31 0 0 0
  • noimage
    noimage
    noimage
    noimage
    noimage
    noimage
#17.02.2005 21:17 0 0 0
  • noimage

    noimage

    noimage

    noimage
#17.02.2005 21:30 0 0 0
  • noimage

    noimage

    noimage

    noimage
#17.02.2005 21:33 0 0 0
  • noimage

    noimage
#17.02.2005 21:38 0 0 0
  • 2 senedir izmirdeim fazLa ßi ßilqim yok ama qüseL ßi yer
#05.05.2005 13:43 0 0 0
ibr ibr foto
  • izmir sadece resimlerdeki gibi olsa cok guzel bir yer. daha dogrusu tam bir emekli sehri. ama is ticarete ve eglenceye gelince maalesef ben aradigim seyleri bulamadim. """tabi ne aradigimda onemli ama """ yinede guzel resmetmissin ellerine saglik
#05.05.2005 15:05 0 0 0
  • EFES - SELÇUK
    Efesin Tarihçesi

    İzmir İli Selçuk İlçesi sınırları içindeki antik Efes kenti'nin ilk kuruluşu M.Ö. 6000 yıllarına, Neolitik Dönem olarak adlandırılan Cilalı Taş Devri'ne kadar inmektedir. Son yıllarda yapılan araştırmalar ve kazılarda Efes çevresindeki höyükler (tarih öncesi tepe yerleşimleri) ve kalenin bulunduğu Ayasuluk Tepesi'nde Tunç çağları ve Hittitler'e ait yerleşimler saptanmıştır. Hititler Dönemi'nde kentin adı Apasas'tır. M.Ö. 1050 yıllarında Yunanistan'dan gelen göçmenlerin de yaşamaya başladığı liman kenti Efes, M.Ö. 560 yılında Artemis Tapınağı çevresine taşınmıştır. Bugün gezilen Efes ise, Büyük İskender'in generallerinden Lysimakhos tarafından M.Ö. 300 yıllarında kurulmuştur. Hellenistik ve Roma çağlarında en görkemli dönemlerini yaşayan Efes, Asya eyaletinin başkenti ve en büyük liman kenti olarak 200.000 kişilik nüfusa sahipti. Efes, Bizans Çağında tekrar yer değiştirmiş ve ilk kez kurulduğu Selçuk'taki Ayasuluk Tepesi'ne gelmiştir. 1330 yılında Türkler tarafından alınan ve Aydınoğulları'nın merkezi olan Ayasuluk, 16.Yüzyıl'dan itibaren giderek küçülmeye başlamış, 1923 yılında Cumhuriyetimizin kuruluşundan sonra Selçuk adını almış ve bugün 30.000 kişilik nüfusa sahip turistik bir yerdir.

    Efes

    Antik dünyanın en önemli merkezlerinden biri olan Efes, İ.Ö. 4.bine dek giden tarihi boyunca uygarlık, bilim, kültür ve sanat alanlarında her zaman önemli rol oynamıştır.

    Doğu ile Batı (Asya ve Avrupa) arasında başlıca kapı durumunda olan Efes önemli bir liman kenti idi. Bu konumu Efes'in çağının en önemli politik ve ticaret merkezi olarak gelişmesini ve Roma Devrinde Asia eyaletinin başkenti olmasını sağlamıştır.

    Ancak, Efes antik çağdaki önemini yalnızca büyük bir ticaret merkezi olarak gelişmesini ve başkent oluşuna borçlu değildir. Anadolu'nun eski anatanrıça (Kybele) geleneğine dayalı Artemis kültünün en büyük tapınağı da Efes'de yer alır. Bu tapınak dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilir.

    Efes tarihi boyunca birçok kez yer değiştirdiğinden kalıntıları geniş bir alana yayılır. Yaklaşık 8 km²lik bir alana yayılan bu kalıntılar içinde kazı-restorasyon ve düzenleme çalışmaları yapılmış, ziyarete açık olan bölümlerdir.

    1- Ayasuluk Tepesi (İ.Ö. 3. bine tarihlenen en erken yerleşim ile Bizans Devrine ait, Hıristiyanlık dünyası için büyük önem taşıyan St. Jean Kilisesi),

    2- Artemision (İ.Ö. 9-4. yüzyıllara ait önemli bir dini merkez; dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağı)

    3- Efes (Arkaik-Klasik-Hellenistik-Roma ve Bizans Devri yerleşimi),

    4- Selçuk (Selçuklu, Osmanlı Dönemi yerleşimi ve bu yerleşimi barındıran, bugün önemli bir turizm merkezi olan modern kent),

    Antik Çağda önemli bir uygarlık merkezi olan Efes bugün de yılda ortalama 1,5 milyon kişinin ziyaret ettiği önemli bir turizm merkezidir.

    Efes'teki ilk arkeolojik kazılar British Museum adına J.T. Wood tarafından 1869 yılında başlamıştır. Wood'un ünlü Artemis Tapınağını bulmaya yönelik bu çalışmalarına 1904 yılından sonra D.G. Hogarth devam etmiştir. Bugün de çalışmalarını sürdüren Avusturyalıların Efes'teki kazıları ilk olarak 1895 yılında Otto Benndorf tarafından başlatılmıştır. Avusturya Arkeoloji Enstitüsü'nün 1. ve 2. Dünya Savaşları sırasında kesintiye uğrayan çalışmaları 1954 yılından sonra aralıksız devam etmiştir.

    Efes'te Avusturya Arkeoloji Enstitüsü'nün çalışmalarının yanı sıra 1954 yılından itibaren Efes Müzesi de T.C. Kültür Bakanlığı adına kazı, restorasyon ve düzenleme çalışmalarını sürdürmektedir.

    100 yıldan fazla bir süredir devam eden bu çalışmalar ile bir yandan Efes tarihine ve Anadolu arkeolojisine yeni boyutlar kazandıran bilimsel sonuçlar elde edilmekte, diğer yandan kazılar sonucu açığa çıkarılan önemli yapı ve anıtlar restore edilerek ayağa kaldırmakta ve çevreleri ile birlikte düzenlenmektedir.

    Efes Müzesi tarafından son yıllarda yapılan kazılar:

    1- Çukuriçi Höyüğü: Magnesia kapısının güneybatısında bulunmaktadır. Elde edilen buluntulara göre İ.Ö. 4. bine dek giden prehistorik yerleşim ortaya çıkarılmıştır.

    2- Ayasuluk Tepesi Kazıları: Kalenin güneydoğu yamaçlarında sürdürülmektedir. Elde edilen buluntular ışında İ.Ö. 3500 yıllarına inmektedir.

    Efes Müzesi

    T.C. Kültür Bakanlığı adına Efes'teki arkeolojik araştırmalardan, düzenleme, kontrol ve koruma çalışmalarından sorumlu olan Efes Müzesi, Efes ve yakın çevresinde bulunan Miken, Arkaik, Klasik, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı devirlerine ait önemli eserlerin yanı sıra kültürel faaliyetleri ve ziyaretçi kapasitesi ile de Türkiye'nin en önemli müzelerinden biridir.

    Efes'teki ilk arkeolojik kazılardan sonra 1929 yılında depo işlevinde kurulmuş, 1964 yılında yeni bölümün inşası ile genişleyen Efes Müzesi sonraki yıllarda sergi değişiklikleri ve yeni ekler ile sürekli gelişmiştir.

    Efes Müzesi'nin ağırlıklı olarak bir antik kentin eserlerini sergileyen müze olması nedeniyle kronolojik ve tipolojik bir sergileme yerine eserlerin buluntu yerlerine göre sergilenmeleri tercih edilmiştir. Buna göre salonlar Yamaç Evler ve Ev Buluntuları Salonu, Sikke ve Hazine Bölümü, Mezar Buluntuları Salonu, Efes Artemisi Salonu, İmparator Kültleri Salonu olarak düzenlenmiştir. Bu salonların yanı sıra müze iç ve orta bahçelerinde çeşitli mimari ve heykeltraşlık eserleri bahçe dekoru içinde ve uyumlu olarak sergilenmektedir. İki büyük Artemis heykeli, Eros başı, Yunuslu Eros heykelciği, Sokrates başı, Efes Müzesi'nin dünyaca tanınmış ünlü eserlerinden bazılarıdır.

    Efes Müzesi koleksiyonlarında halen yaklaşık 50.000 eser bulunmaktadır. Bu sayı her yıl sürdürülen arkeolojik kazılar sonucu ortaya çıkarılan veya çevre halkının bağış yoluyla getirdiği eserler ile artmakta, müze koleksiyonları zenginleşmektedir. Bu eserlerin kısa süre içinde bilim dünyasının ve insanlığın hizmetine sunulması düşüncesiyle Efes Müzesi'nde "Yeni Buluntular Salonu" oluşturulmuştur. Ancak, bu salon her zaman yeterli gelmemekte, diğer salonlardaki sergilemelerin de yeni buluntular ışığında ve çağdaş müzecilik anlayışına uygun olarak yenilenmesi gerekmektedir.

    Bu anlayışa uygun olarak Yamaç Evler ve Ev Buluntuları Salonunda yapılan yeni düzenlemede buluntu gruplarını birarada sergileyerek konu bütünlüğü oluşturulması amaçlanmıştır. Salonda günlük yaşam konusu içinde her çağdaki insan için vazgeçilmez gereksinimler olan tıp ve kozmetik aletleri, takıları, ağırlıklar, aydınlanma araçları, müzik ve eğlence buluntuları ve dokuma araçlarından örnekler; ev kültü ve dekorasyonunda kullanılan heykelcikler, imparator ve tanrı heykelleri, büstleri ve mobilyalar sergilenmektedir. Salonun bir bölümünde Efes Yamaç Evler'den "Sokrates Odası" olarak bilinen bir oda fresk, mozaik ve çeşitli mobilyalardan oluşan dekoru içinde foto-mankenler ile düzenlenmiştir.

    Efes Müzesi'nin müze, Efes ve Selçuk içinde yeni düzenlemeler sonucu ziyarete açılan yeni bölümleri;

    1- Arasta ve Hamam Bölümü: Müzenin orta bahçesine bitişik, müze ile bütünlük oluşturan bölümde eski Türk kasabalarında ticaret hayatı ve kaybolmaya yüz tutan çeşitli el sanatları canlı olarak sergilenmektedir. Tarıma bağlı yöresel yaşamda önemli yer tutan tahıl öğütme sistemi (değirmenler) gelişimi ve farklı tipleri ile; bakırcılık ve gözboncuğu yapımı; Türk çadırlarının sergilendiği bölüm içinde eski Türk yapısı ve 16. yüzyıla ait Osmanlı hamamı da restore edilerek sergi alanında değerlendirilmiştir.

    2- Ayasuluk Kitaplığı: Efes Müzesi'nin arka sokağı içindeki eski bir Türk yapısı (14. yüzyıl) müze tarafından restore edilmiş ve semt halkının günlük gazete veya kitap okuyabileceği küçük bir kitaplık işlevi kazandırılmıştır.

    3- Görme Engelliler Müzesi: Efes aşağı Agoradaki antik dükkânlardan biri restorasyonu yapılarak görme engelilerin gezebileceği bir müzeye dönüştürülmüştür. İki bölümden oluşan bu müzede kopya ve orijinal eserler sergilenmektedir.

    Kültür ve Eğitim Faaliyetleri

    Efes Müzesi olağan müzecilik faaliyetlerine paralel olarak ilçe halkına ve arkeoloji çevresine yönelik kültür ve eğitim faaliyetleri de düzenlenmektedir. Bu faaliyetler;

    Konferanslar: Ağırlıklı olarak Efes ve çevre arkeolojisi konularının tartışıldığı sürekli konferanslar düzenlenmektedir.
    Sergiler: Efes Müzesi içindeki sanat galerisinde resim heykel ve çeşitli el sanatlarından oluşan çağdaş sanat eserleri sürekli olarak sergilenmekte, bu şekilde antik ve çağdaş sanat eserleri arasında bağlantı sağlanmakta ve 21. yüzyıla aktarılabilecek bir çağdaş sanat eserleri koleksiyonu oluşturulmaktadır.
    Seminerler: Efes Müzesi tarafından her yıl eski eserlerin korunması, özellikle çocukların Efes ve eski uygarlıklar konularında eğitimine yönelik seminerler; zaman zaman Kültür Bakanlığı'nca düzenlenen Türkiye müzelerindeki tüm müze uzmanları için eğitim kursları ve kazı sonuçları toplantıları düzenlenmektedir.

    Ayrıca Efes örenyerinde sürekli sergiler bulunmaktadır.

    o Kuretler Caddesi'nde "Baharatçı Dükkanı" sergisi
    o Aşağı agorada "Antik Kentler Nasıl Kuruldu" sergisi bulunmaktadır.




    noimage
#04.06.2005 08:21 0 0 0
  • eline saqLık
#30.09.2005 17:10 0 0 0
  • çok güzel
#05.10.2005 20:21 0 0 0
  • İzmir çok güzel bir şehrimiz .Resim çekmeye doyamadım orada sizinlede bunlardan birini paylaşmak isterim
    noimage
#06.12.2005 21:52 0 0 0
  • ewt kesin türkiyenin EN güzel sehirlerinden biri.
    her sene gezmeye doyamadigim genler sehri...
    resimler cok güzel arkadaslar ama onlar bile izmirin tam güelligini yansitamamis
    herkezin emegine saglik paylasim icin tesekürler
#13.01.2006 19:49 0 0 0
  • ya arkadaşlar izmir gibisi yokkkkkkkk. resimlere falan aldanmayın içine girin görünn
#17.02.2006 01:34 0 0 0
  • izmirrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr
#17.02.2006 01:45 0 0 0
  • vay izmirliler basmış siteyi elinize sağlık
#28.02.2006 10:10 0 0 0