Çok saolun..samimi ve güzel...sözleriniz için...Teşekkürler yüregden.......yazdıkınız her kelme güzel ve deyerli...seve-seve okurum...kalaminiz hiç susmasın...daim yazar olsun...Yeni...şiir ve hikayelerinizi okumak ümüdi ile uğurlar dilerim...eziz arkadaşım...
Fırçasını tuvale her vuruşunda gözünün önünü kapatan saçlarını üfürüyordu,yorgun nefesiyle.
Yaklaşık bir saattir onu izliyordum ve bir gerçek vardı ki ondan daha çok yorulmuştum.
Onun için sanki zaman yoktu,bulunduğu mekânın içinde kaybolmuş ve çıkacak yol aramıyordu
Belliki gittiği uzaklarda mutluydu.
Ne çizdiğini ve ya neyin resmini yaptığını bilmiyordum,onu rahatsız etmemek için de fazla yaklaşmıyordum.
Ne de olsa zaman cebimdeki bozuk para gibiydi ve harcamakla bitmiyordu,önemi yoktu saatlerin!
İlk defa durdu ve yanında duran sudan bir yudum aldı,aldı da almasıyla birlikte suratının ekşimesi bir oldu,
Anlamıştım,Güneş'in yakıcı sıcağına suyun dayanamadığını.
Etrafına,belli bir noktaya bakmaktan yorgun düşen kısık gözleriyle bakışlar fırlatırken
Alnından süzülen emeğin gözyaşları olan terini silerken soğuk bir yudum su aradığını farkettim.
Ben bir ağacın gölgesindeydim ve bir paket cigara ile bir şişe su aldığımda bozuk parası olmayan marketin
Bana verdiği ikinci su şişesi geldi aklıma,içimdeki alır mı almaz mı tereddütleriyle doğruldum oturduğum yerden,
İçim bir tuhaf olmuştu ona yaklaşırken,yanına gelene kadar beni farketmedi,
Hiçbir şey söylemeden elimde tuttuğum suyu ona uzattım,yüzündeki tatlı bir gülümsemeyle kirli ellerini uzattı bana doğru
Yapmaya çalıştığı resme hiç bakmadım,aslında merak da etmiyor değildim,ama bakmadım nedense!
Sadece kafamı çevirip neyin resmini çiziyor diye baktım,çünkü oturduğum yerden görünmüyordu genç kızın gittiği uzaklar.
Aşağısı yaklaşık iki metre kadar bir uçurumdu ve birkaç kayadan sonrası yeşilliklerin uzandığı dalgalı bir denize benziyordu.
Ortalarda ne resmi yapılacak bir manzara ne de insan vardı,yapmaya çalıştığı şeyin ne olduğunu anlayamamıştım!
Kafamı çevirip çizimine bakmak istediğimde göz göze geldik ve içmin ürpermesi ile gözümün ondan kaçışı bir oldu.
Halbuki sadece bir kaç kelimeyle ''neyin resmini yapıyorsun?''diye sormak çok kolayken konuşmayı bilmeyen bir çocuk ürkekliğiyle
Arkamı dönüp yürümeye başladım sessizce.
''Resimim bitmek üzere,eğer zamanın varsa gözlerini çizmek istiyorum''diye seslendi,sırtımdan vuran bir bıçak gibi!
İleri doğru atmaya çalıştığım ayağım havada aldı,sanki yere basmaya korkuyor gibiydim yada ne bileyim ayağımı yere bassam
Dikenlerin üzerinde yürürcesine canım acıyacakmış gibi hissediyordum.
Benim resmedilecek ne tarafım vardıki!
Gözlerimi mi çizecekti,neden gözlerim!Ellerim ve ya yüzüm değil,
Yandan verilmiş bir poz ya da bütün bir bedenim değil de neden gözlerim?
Halbuki ben de onun gördüklerini gören bir çift göz taşıyordum.
Ne görmüştü gözlerimde de sadece gözlerin demişti!
Ben bunları düşünürken kendimi onun yanında buldum
Ama hiçbirşey sormadım,sadece ellerine baktım
Hayatın acılarını kucaklamaktan kirlense de elleri
Sevgiyle parlıyordu gözleri.
Ellerinde,gözlerini gördüm
Peki ama o ne görmüştü gözlerimde?
Paylaşımlarınızı okuduktan sonra sadece bir yorumla geçiştirmek bu güzel yüreğe haksızlık olur diye düşündüm ve yazdıklarınızın bende bıraktığı tad ile bu kısacık denemeyi kaleme aldım.Yüksek hoşgörünüze güvenerek de paylaştım.Kaleminize ve kaleminize hükmeden yüreğinize sağlık.Her biri ayrı bir yaşam ve güzel bir şiirsel hikâye olan denemeleriniz için teşekkürler.
Sayfamı inceleyip, yorum yazdığın için teşekkür ederim.
Ayrıca kendi yazmış olduğun yazımla sayfama ayrı bir renk katmışsın bunun için ayrıca teşekkür ederim..
Bu harika sayfa bu kadar gerilerde kalmayı hiç haketmiyor...Hadi bizim dalgınlığımıza gelip görmemişiz de siz neden buna müsaade ettinizki?Lütfen yetim bırakmayın şahlanan duygularınızın gönül yatağındaki sevgi dolu çağlayanlarını...