keskinkilic_68

keskinkilic_68

Üye
07.11.2006
Uzman Çavuş
5.727
Hakkında

  • hala kafanız basmıo dimi kimse bursanın şampiyonluğuna sevinmiyor sizin rezilliğinize düştüğünüz hale gülüyor ama sizde de öle bi yüz varmış hala millete çamur atıosun

    sana iki soru
    1) bursa diye bağıran herhangi bir takım taraftarı gördünmü ( ankaragücü hariç onlar sezon boyu bağırdılar ) ama ben beşiktaş diye bağıran fenerlileri gördüm

    2) Timsah yürüyüşü yapıp bursanın şampiyonluğunu kutlayan fener taraftarı hariç bir taraftar grubu gördünmü ben görmedim hemde kadıköyün çimlerinde yaptılar bunu

    buna rağmen hala ne renkten renge diosunuz rezillik diz boyu beee biz size gülüoz maskaralığınıza kadıköydeki, bağdat caddesindeki şaklabanlara ve kendi stadını yakan salaklara siz hala başka türlü yorumluyosunuz ama haklısınız bu rezillik başka türlü kapatılmaz

    diceksin ki trabzon formalıları gördüm onlar emin ol bursa tararftarıydı hatta şampiyonluk kutlamasına bizim formamızla çıkan futbolcular vardı bizim bayraklarımızla ama yok dimi onlar bizim futbolcumuzdur kesin renkten rengeyiz ya

    hakkaten bu senin en hit rezilliği size ait istediğiniz kadar çamur atın ama bu böle

    bu arada 2-2 mi oldu bursadan gol haberi mi var

    esas o rezillik size ait

    burda haklsınız iki kıupayıda alamanıza mani olduk ya o rezillik bize ait ne güzel dimi :D
#03.06.2010 13:41 0 0 0
  • polis kendince 500 bin dedi ama en az 1,5 milyon insan vardı hamd olsun o gün orda olanların arasındayrım rabbim ölüm bela müsibet vermesse cumartesi yine aralarında olcaz en azından tarafımızı göstercez. Dualarımız her daim onların yanında ama en azından meydandanda bağırcaz yanınızdayız diye.

    o tankları yürütenlerin şekil değiştirenleri abileri değil mi zaten gazzeyi vuranlar neden ortalıkta olsunlar ki...
#03.06.2010 11:21 0 0 0
#03.06.2010 08:48 0 0 0
#03.06.2010 08:24 0 0 0
  • Yeri geldikçe bu "sincan da yürütülen tanklar" olayına değiniyorum ve belki sıkıcı oluyor ama;Bu ülkenin nereden nereye geldiğini anlamak açısından gerekli..


    o geceyi ve sonuçlarını biz çok derinden ve hissederek yaşadık gamlı kardeş. dediğin gibi

    O tanklar bu millete aitti
    O askerler bu milletin evlatlarıydı.

    ama kendini bu milletin evladı olarak görmeyenlerde var aralarında. Eğer hepsi bu milletin evladı olsa bu şerefsiz siyonist israil bu saldırıyı burnumuzun dibinde gözümüze soka soka yapamazdı.
#03.06.2010 08:12 0 0 0
  • eğer yazının tamamını okusaydınız dikkatlice son paragrafta ne demek istediğini anlarıdnız :)


    Kıvırmayalım. Uluslar arası sularda gerçekleşen bu ahlaksız, korkak, aşağılık saldırı hukuken aynen İstanbul boğazında işlenmiş gibidir ve bizim tepkimiz ancak "ONE MİNUTE" düzeyinde kaldı. Umarız yanılır ve ilerleyen saatlerde, günlerde ADAM GİBİ tepkiler de veririz.
#02.06.2010 17:15 0 0 0
  • İstanbul Boğazında katliam
    M. Mustafa Uzun

    SON DAKİKA

    İstanbul Boğazında katliam

    İsrail Komandoları vapur bastılar

    Marmara'dan Karadeniz'e geçmek üzere olan ve yüzlerce yolcu taşıyan Türk bayraklı varupa İsrail komandoları baskın yaptı. Helikopterler ve savaş gemileri eşliğinde düzenlenen baskında rastgele sağa sola ateş açan İsrail komandoları, işlerine gitmekte olan devlet memurlarını, ev hanımlarını, maça giden gençleri ve okuldan kaçmış birçok kız öğrenciyi katletti. Ölü sayısının en az 10 olduğu söyleniyor.

    Günlerce Boğaz'da, Türk Silahları Kuvvetlerinin, Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Sahil Güvenliğin gözleri önünde gemide gezinen İsrail komandoları, bütün girişimlere rağmen gemiyi asla terk etmeyeceklerini belirterek hiçbir bilgi vermediler.

    Tam Boğaz'da, İstanbul'un ve Türkiye'nin gözleri önünde gerçekleştirilen katliamın öncesinde ve sonrasında Türk Silahlı Kuvvetleri ile Türk Hükümeti herhangi bir tepki vermedi. Boğaz'da gerçekleşen saldırı anından günler sonra ise Afrika'nın en ücra köşesindeki bir devletin de onayını alarak Türk Hükümeti diplomasi atağı başlattı.

    ABD, AB, BM ve İKÖ devreye sokularak Boğaz'da gerçekleşen saldırı RESMEN ve ŞİDDETLE kınandı. ABD'nin de devreye girmesi ile İsrailli komandolar gemideki memur ve ev hanımlarını serbest bırakacaklarını ilan ettiler.

    Türkiye'nin tavrının ise çok sert olduğu ve böyle bir saldırının asla kabul edilemeyeceği devlet yetkilileri tarafından NET bir dil ile İsrail komandolarına iletildi.

    Türkiye halkları ise Boğaz kıyılarına vuran ceset parçalarına bakarak; "Değil kendi vatandaşı, yüzyıllarca savaştığı fakat sonra kendisine sığınan gavurları dahi düşmanları tarafından katledildiği için savaşa giren Osmanlı'yı arıyoruz" dediler.

    Dostlar

    Kıvırmayalım. Uluslar arası sularda gerçekleşen bu ahlaksız, korkak, aşağılık saldırı hukuken aynen İstanbul boğazında işlenmiş gibidir ve bizim tepkimiz ancak "ONE MİNUTE" düzeyinde kaldı. Umarız yanılır ve ilerleyen saatlerde, günlerde ADAM GİBİ tepkiler de veririz.

    Vesselam

    M. Mustafa Uzun

    www.beyazhaberler.com
#02.06.2010 10:58 0 0 0
  • Türk Donanması ne işe yarar?

    Bir devletten öte bir terör yapılanmasını, organizasyonunu anımsatan İsrail, dünyanın gözleri önünde yaptı katliamını..

    Yaklaşık 30 ay önce Gazze'de çoluk çocuk demeden katleden İsrail, o günden bu yana aç bıraktığı Gazze'ye insani yardım için dünyanın çeşitli ülkelerinden yola çıkan gemilerde dünyanın gözleri önünde katliam yaptı..

    Gemilerinde ilaç ve gıdadan başka çakı dahi bulunmayan, kadın, kız, çocuk, gazeteci, sanatcı ve yaşlıların bulunduğu gemiye,ağır makinalı silahlı askerlerini çıkardı.

    Üstelik kendisinin olduğunu iddia ettiği karasularına bile gelinmeden.. Uluslar arası deniz sularında yaptı bu katliamı. Özellikle Türkiye bandıralı gemi seçildi ve çoğu Türkiye vatandaşı olmak üzere onlarca kişiyi katletti.. Yetmedi.. Türkiye Cumhuriyeti bandıralı gemiyi alarak limanına götürdü.. Yardım gönüllülerini ne yapacağı henüz belli değil..

    Ben asıl bundan sonrasını merak ediyorum.. Dışişleri Bakanlığı'nın "En ağır şekilde kınıyoruz. İsrail sonuçlarına katlanacaktır" şeklindeki açıklaması bir yana, ben gerçek yaptırımları merak ediyorum.

    Korkum o ki; bu olay da daha önceki pek çok katliam ve saldırıda olduğu gibi, İsrail'in yanına kar kalacak.. Şayet öyle olmasaydı, İsrail bu kadar şımaramaz, kendi karasularında değil, uluslar arası sularda bile bağlantıları keserek gemileri işgal edip katliam yapamazdı..

    İsrail Büyükelçisini çağırıp, nota vermek, kınamak, bunlar artık sıradan ve hiçbir anlamı olamayan şeyler.. Özellikle de İsrail gibi bir örgüt için..

    İsrail ancak kendi kullandığı dilden anlar.. Yani güç ve şiddet önünde diz çöker.. Bunun için de Türkiye devleti, gemisini ele geçiren İsrail'e operasyon dahil her ihtimali ele almalı.. Donanma ve savaş gemilerini Gölcük'te yatırmak yerine, gemi ve vatandaşlarını kurtarmak için kullanmalı.. Bir zamanlar bir onbaşı komutasındaki küçük bir manga askerle huzuru sağladığı bu topraklarda, şimdi bir terör devletinin, kendi gemilerine el koyduran bir devlet ve buna seyirci kalan bir ordu görüntüsü veremez. Bu utanç verici bir durum..

    Somali'li korsanlar için fırkateyn gönderen Türkiye'nin, açıkça korsanlık yapan İsrail'i engellemek için şu ana kadar bir gemi harekete geçirmemesi acziyet kuşkusunu daha da artırmaktadır.

    Kore'ye, Afganistan'a, Lübnan'a NATO'nun hatırı ve çıkarı için giden Türk ordu mensuplarının, Gazze'ye, üstelik de kendi devletinin gemisini, vatandaşlarını kurtarmak için gitmeye yanaşmaması can sıkmıyor değil tabii.

    Bununla kalınamaz elbet. İsrail'le askeri ve sivil anlaşmalar iptal edilmeli, büyükelçileri sınır dışı edilmeli..

    Aksi halde, zaten korsan olarak varlığını sürürden bu devlet kılıflı örgütün, korsanlığı yanına kar kalmış olur ki, bu örgütü daha da şımartacaktır.

    Kaldı ki, yardım gemilerine yapılan baskından dakikalar önce, İskenderun Limanı'ndaki Türk Donanmasına yapılan roket saldırısı da İsrail kuşkusunu artırmaktadır. Çok profesyonelce ve zamanlaması dikkat çeken bu saldırı bir meydan okuma da olabilir..

    Anlaşılıyor ki; daha 60 yıllık bir geçmişi olan korsan devlet İsrail, asırlardır bu coğrafya'da yer alan ve şu an üzerinde oturduğu toprakların tapusunu dahi elinde bulunduran Türkiye'ye kafa tutmakta ve bilek güreşine çıkmaktadır.

    Önümüzdeki günler daha da gerilimli geçeceğe benziyor..

    Mevla, bu saldırıda şehid olanların şefaatini bizden esirgemesin..
#02.06.2010 08:50 0 0 0
#02.06.2010 08:12 0 0 0
  • İsrail saldırırken kimseye sordu mu? Vururum dedi, vurdu. Türkiye haklı olduğu halde ne yaptı? Sadece şikayet. Peki ne yapmalıydı?

    Geçtiğimiz günler uluslar arası dört büyük baş döndürücü programda çalışmalara katılırken İnsani Yardım Konvoyu haince İsrail'in saldırısına uğradı ve dünya gündemi değişiverdi.

    Aslında çalışmalarına katıldığımız, izlediğimiz ve yayınladığımız uluslar arası programların ilgi alanı da bu saldırı ile birebir örtüşüyor.

    Katıldığımız programlar ile ilgili değerlendirmeler yapacak değilim. Çünkü on gün bu programlardaki gelişmeleri bazen canlı yayınla, bazen röportaj videoları ile devamlı da genişçe tüm gelişmeleri haberlerimizle, fotoğraflarla sizlere aktardık.

    Bu toplantılar 19.Uluslararası Müslüman Topluluklar Birliği Kongresi, 5. Uluslar arası Müslüman Gençler Kültürel İşbirliği Toplantısı, Uluslar arası Öğretmenler İslam Birliği'nin 2. Kongresi, İstanbul'un Fethi'nin 557. Yıldönümü Fetih Şöleni ve Dünya Müslüman Liderler Zirvesi şeklinde birbiri ardından baş döndürücü bir şekilde tamamlandı.

    Dünyanın dört bir yanından Müslüman toplulukların liderleri ve toplantılarla ilgili kuruluşların başkan ve yöneticilerinden üç yüze yakın katılımcı on gündür çalışma yaptılar.

    Bu toplantılarda, birçok konuda çalışmalar yapıldı, konuşmalar yapıldı, tebliğler sunuldu, müzakereler yapıldı, teklifler yapıldı ve kararlar alındı.

    Benin dikkatimi çeken en önemli ortak kanaat, teklif, çırpınış ve serzeniş: "Toplantı yapmak, konuşmak yeterli değil, icraat önemli. Acelemiz var, çok şeyler yapmamız lazım. Siyonistlerle anlaşma olmaz, müeyyide şarttır."

    Bu arada Sayın Başbakan partisinin grup toplantısında yine kükredi, gürledi ve resti çekti. Ama o kadar. Aynen diğer zamanlarda olduğu gibi, yine herkesi coşturdu, ağlattı, sarstı ve heyecanlandırdı. Nerede ise hadi arkadaşlar dese, her kes gözü kapalı peşinden gidecek ve her şeylerini feda edeceklerdi. Ama ne oldu? Sayın Başbakan sadece konuştu. Zaten hep öyle yapmıyor mu?

    Dünyayı idare eden beynelmilel Siyonizm, ABD ve BATI için aleyhlerine yapılan konuşmaların hiçbir önemi yoktur. Hatta bazen kendileri teşvik ederler veya tavsiye ederler konuşun diye. Ya da pek ses çıkarmazlar konuşulanlara, hatta bazen makul ve mahcup cevaplar verirler. Neden? Çünkü böyle olursa gerçekler gizlenmiş olur, tepkilerin harareti söndürülür. Ama önemli olan yine Siyonizm'in hedefine ulaşması, istediğini yapması ve bir yaptırım ile karşılaşmamasıdır. Yani konuşulacak ama icraat olmayacaktır.

    Hâlbuki böyle durumlarda doğru hareket eden ve kararlı olan devlet adamları, kabadayılık yapmaz. Devlet adamlığının gereği makul açıklamalar yapar, ileri geri konuşmaz, ince siyaset güder, nezaket kurallarını gösterir, asıl işi icraat ile uygulama ile yapar ve sadece sonuç alır.

    Tıpkı Siyonizm'e ve ABD'ye rağmen Kıbrıs Barış Harekâtında olduğu gibi, Çekiç Gücün kaldırılması gibi, D-8'in kurulması gibi, Havuz Sisteminin uygulanması gibi, PKK terörün birden bire durması gibi.
    Yani esip gürleyip milleti büyülerken, açılım diye tehlikeli taviz vermek gibi değil, Diyalog faaliyetleri gibi inançtan taviz vermek gibi değil, orta doğunun lideri derken B.O.P. eş başkanlığı gibi değil, yine kükreyerek ve posta koyarak hiçbir icraat yapmamak gibi değil.

    Yanı kuru sıkı atış değil, on ikiden vuruş sonuç alır. Bedel ödense de. Bedel ödenmeden de büyük işler başarılamaz kolay kolay. Tarih bunlara şahittir.

    Milletimizin bu değerlendirmeleri yapması için iyice şuurlaşması ve gerçekleri öğrenmek için çaba sarf etmesi lazım. Başkasından bekleyip, yanlış yapılanlara kanmaması, kendine mücadeleyi vazife edinmesi lazımdır. Yoksa sonuç alamayız.

    Sayın Başbakan Filistin ve İsrail söz konusu olunca her zaman sert açıklamalar yapıyor.

    Ama hükümet icraat olarak ne yapıyor acaba?

    Bu insani yardım konvoyu yola çıkarken olabilecekler bilinmiyor muydu?

    Tahmin edilmediyse, İsrail yardımcı olmadı mı, açıklama yapıp müdahale ederiz demedi mi?

    Senin ülkenden, senin insanların tehlikeli bir yolculuğa çıkmış, buna izin verdiniz ve engel olmadınız ise, yapılacak şey belli değil midir?

    Onları korumak senin boynunun borcu değil midir?

    Önlerine devletin donanmasından koruma, engel teşkil edemez miydin?

    Hadi onu yapmadın, saldırı ihtimali belli olur olmaz, uluslar arası hukukta çok haklı olarak, denizden, havadan müdahale gösterisinde bulunamaz mıydın?

    Bütün bunlara rağmen saldırırlarsa sen de hakkını kullanıp cevap veremez miydin?

    Hani grup toplantısında dediğiniz gibi Sayın Başbakan." Dostluğu ne kadar kuvvetli ise, düşmanlığı da o kadar şiddetlidir"

    Bu kadar kuvvetli dostluğa rağmen İsrail'in yaptığı düşmanlık değil de nedir?

    Türkiye'yi kimse test etmeye kalkmasın dediniz. Adamlar saldırdılar, yaraladılar, tutukladılar, ÖLDÜRDÜLER daha ne olsun?

    Bu ülke bir Kardak krizinde silahlı saldırı olmadığı halde sonuç aldı.

    Kıbrıs konusunda dünyaya rest çekti sonuç aldı.
    Türk halkı Başbakanımızdan çok ümitli idi ve çok güveniyordu. Yiğitliği en büyük referansı idi. Ama en önemli konularda en çok hiddetlendiği konularda bir konuşma yapıyor. Millet duvarı delip geçecek neredeyse. Peki, sonra ne oluyor Allah aşkına?

    Peki, Hükümet konvoy giderken bir şey yapmadı, saldırı karşısında ne yapmalı?

    1- Hamasi konuşmaları bırakmalı ve sadece gereği yerde gereği gibi konuşmalıdır.

    Bunu Sayın Davutoğlu Sayın Başbakandan daha iyi yapıyor. Ama icraatın başı o değil ki?

    2-Başkan Obama ile konuşacağım, başbakan bilmem kim ile konuşacağım gibi açıklamalar, ben onlarla konuşabiliyorum bak, ne büyük adamım açıklamasından başka bir şey değildir. Sen kendini anlatmayı bırak, seni davranışların anlatsın der atalarımız. Konuşmayı eylemlerinle yapmalısın. Laflarla kendisinin büyük adam olduğuna insanları inandırma çabası, buna kendinin bile inanmaması anlamına gelir.

    Telefonla görüşülecekse görüşülür. Görüşmeden sonra sonuç alınır. O zaman sizin bir şey anlatmanıza gerek yok, anlatan çok olur.

    3- Saldırı sonrasında öncelikle fiili durum önemlidir, eylem önemlidir. Terörist devlet kimseye şikâyet etti mi gemileri, kimseye durdurun şunları dedi mi, kimseye toplanın da bu durumu müzakere edin dedi mi?
    Ya ne yaptı?

    Gelmeyin dedi, gelirseniz engel olurum dedi, vururum dedi ve vurdu.

    Peki, biz ne dedik?
    Bizi sınamayın, düşmanlığımız şiddetlidir dedik.

    Peki, ne yaptık?
    Her yere şikâyet ettik, derhal toplanın dedik, engelleyin şunları dedik, dedik, dedik.

    Ne yaptık? Hiçbir şey.

    Biz de Kıbrıs çıkartması gibi, kendi kararımızı kendimiz versek de, işimize baksaydık. Gemilerimizi korusaydık, saldırırlarsa cevaplarını verseydik, haklarından gelseydik, sonra da onlar gitseydi şikâyete, kuruluşları toplantıya çağırmaya, nasıl olurdu?

    Yok, biz yapamayız.

    İş öyle dışarıdan bakıldığı gibi kolay değil!

    Peki, ne konuşuyoruz ve gürlüyoruz öyleyse?

    Sınırsız güç sahibi, kudret ve kuvvet sahibi Yaratıcımız bize "yapamayacağınız şeyi niye söylersiniz" demiyor mu?
    "Allah indinde en beğenilmeyen şey, söylediklerini yapmayanlardır" demiyor mu?

    Allahın yardım ettiğine kimse zarar veremez.
    Allahın engellediğine de kimse sahip çıkamaz.

    İnsanlar sınırlı güç sahibidir.
    Yaratıcı sınırsız güç sahibidir.

    Yardımı hak edenler, bir bakarsınız kendi sınırlı güçlerinin çok üzerinde başarı elde etmişler.

    Tarih ortada.

    En Büyük Gücün yerine başka gücü koyarak, çekinmek yiğit işi değildir.

    Yiğitlik emirde söylendiği gibi, işin en iyisini yapmaktır.

    Vesselam.
    http://www.ajans5.com/haber/20100601/basimiz-dondu-sonra-sarsildik-herkes-kukredi-hukumet-ise-yine-kurusiki.html
#01.06.2010 16:53 0 0 0
#31.05.2010 08:01 0 0 0
#31.05.2010 07:59 0 0 0
#28.05.2010 15:50 0 0 0
#28.05.2010 15:29 0 0 0
#28.05.2010 10:46 0 0 0
#28.05.2010 07:58 0 0 0
  • Belli oluyo öğrendiğin
    Evet görüyoruz bildiğin belli oluyor o yüzden konu içeriğini başka konuya çekmeye çalışıyorsun ...


    madem belli oluo dedin ne diye yazıon onu bunu öğren diye? ikinci olarak konuyu biyere çektiğim yok konu kimin renkten renge girdiği değilmi tamam bende diorum ki forma yaptırmayla olmuo bu işler hem o formayı giyende yine fenerli

    işte kadıköyde timsah yürüyüşü yapan şaklabanlar işte üzerinde febiş forması kessen febişliyiz diyenler sonra çıkıp beşiktaş diye bağıranlar altında da kapak var kimin ne olduğu kimin renkten renge girdiği kimin şey olduğu yazan iyi bilir ney olduğunu ben febişle falan dalga geçmeyecektim ama bazı arkadaşlar yok biz şeymiyiz deyince eh bi kapak lazımdı bizde aradık bulduk şey olduklarını kanıtladık. kimsenin zoruna gitmesin. biz bursanın değil febişin madara oluşuna gülüyoruz. ya değilse kimin şampiyon olduğundan banane.

    https://www.main-board.com/serbest-kursu/403104-bagdat-caddesinde-besiktas-diye-bagiran-fenerliler-izlemeden-gecmeeeee-d.html

    sodaaaa sodacı geldiiii sodaaaaa hazımsızlara gazı olanlara sodaaaa

    2-2 mi oldu 2-2 mi yoksa bursadan gol haberimi var
    aman main i de yakmayın

    keskinkılış

    yanlış yazmışındır görmemişsindir düzeltirsen sevinirim ultimatom
#28.05.2010 07:54 0 0 0
#27.05.2010 08:50 0 0 0