Terörün yeniden tırmanması, İmralı sakini Abdullah Öcalan'ın idamını yeniden gündeme getirdi. Demokratik açılıma destek veren okurlardan bile "APO'yu assak ne olur? Zaten kan akıyor, bir süre daha akmaya devam eder, hiç olmazsa APO belasından kurtuluruz" tepkileri gelmeye başladı.
Hem idama karşı hem terörle mücadeleye katkısının olmayacağı hem de hukuki karşılığının bulunmadığı düşüncesiyle idam tartışmasına girmek istemedim. Dün MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin "hodri meydan" diyerek APO'yu asma önerisinde bulunması üzerine hafızalarımızı tazeleme ihtiyacı kaçınılmaz oldu.
Bir de "idam" lafı, isteseniz bile hukuken ne kadar geçerli, ona bakmak gerekiyor.
İmza sadakati
Abdullah Öcalan 16 Şubat 1999 günü ABD'nin sponsorluğunda Türkiye'ye teslim edildi. Kimse kusura bakmasın, "biz yakaladık" fantezisi üretmesin. O günlerde "Neden teslim edildiğini anlamadım" diyen dönemin başbakanı Bülent Ecevit farkında olmasa bile, bugün ilkokul çağındaki çocuklar dahi Talabani ve Barzani'nin önünü açmak, Kuzey Irak'ta yeni yapılanmaya fırsat oluşturmak için teslimatın yapıldığını biliyor.
Teslimatın yapıldığı tarihte iktidarda 75 milletvekiline sahip DSP azınlık hükümeti vardı. Öcalan üzerinden Irak projesi geliştirenler, teslimat takvimiyle de siyaseti yeniden projelendirdiler. Paketi teslim alan DSP ile "Asacağız" diyen MHP, 18 Nisan 1999 seçimlerinde oy patlaması yaptılar. Ardından ANAP'ı aralarına alarak üçlü koalisyon kurdular.
ABD'nin "idam edilmemesi" şartıyla teslim ettiği Öcalan'ın durumu, AB süreci için de kritik safhadaydı. Hükümet ortakları 12 Ocak 2000 tarihinde bir araya gelerek bir mutabakat metni imzaladılar, idam cezasının uygulanmayacağını karara bağladılar.
Bahçeli, 25 Haziran 2002 tarihli Hürriyet Gazetesi'ne şu demeci verdi: "Biz ölüm cezalarının uygulanmayacağı yolunda bir moratoryum ilan ettik. Buna sadığız."
Hürriyet'in "Peki bazı milletvekilleri seçim ortamının da etkisiyle 'getirin şu dosyayı Meclis'te oylayalım' derse ne olacak?" sorusu karşısında ise Bahçeli'nin cevabı şöyle oldu: "Elbette imzamıza sadık kalacağız."
Sadık kalacaklarını açıkladığı imza, APO'nun idamını rafa kaldıran mutabakat metnine attığı imzaydı. Öyle de oldu, MHP, o imzaya sadık kaldı.
Örtülü destek
31 Temmuz 2002 günü TBMM Adalet Komisyonu'nda AK Partili bir üye, idam cezasının kaldırılmasına ilişkin teklifin paketten çıkarılmasını istedi. Oturuma ara verildi, komisyonun MHP'li üyeleri Devlet
Bey'in makamına gitti, 1 saat 15 dakika süren görüşmeden sonra oylamaya geçildi.
Önerge 7'ye karşı 10 oyla reddedildi. MHP'li 5 üye çekimser kaldı. MHP'liler AK Partili üyenin teklifine destek verselerdi, önerge 7'ye karşı 12 oyla kabul edilecek, idam cezası anayasada korunacaktı. MHP, "çekimser" oylarla idam cezasının kaldırılmasına "örtülü" destek verdi.
İki gün sonra Anayasa paketinin oylandığı TBMM Genel Kurulu'nda 162 ret oyuna karşılık 262 kabul oyu çıktı. Komisyonda verecekleri ret oyuyla teklifi önleme imkanı olan MHP'liler, sonuca tesir etmeyeceklerini bildikleri Genel Kurul'da ret oyu kullandılar.
MHP'nin komisyondaki "örtülü" desteğiyle Öcalan idamdan kurtuldu. MHP'liler ise komisyon safhasını unutturup Genel Kurul oylaması üzerinden idam tiyatrosu oynamaya devam ettiler.
Öcalan MHP sayesinde İmralı'da derin bir nefes alırken, Aydın Doğan'ın koordinatörlüğünde "MHP'siz hükümet" söylentileri ayyuka çıkınca, Bahçeli, 3 Kasım 2002'de yapılmak üzere erken seçim restini çekti.
MHP'den cevabını beklediğim iki kritik sorum var: 1-Eğer Abdullah Öcalan'ın idamını gerçekten istediyseniz, Adalet Komisyonu'nda idam cezasının korunmasına dair teklifin oylamasında neden çekimser kaldınız? 2-MHP'siz hükümet senaryoları karşısında erken seçim restiyle oyunu bozarken, MHP için hayati bir konu olan Öcalan'ın idamını neden hükümet sorunu haline getirmediniz?
İmralı'ya güvence
Gelelim Devlet Bey'in son önerisine...
Yarın Meclis toplansa ve anayasaya idam cezasını koysa bile Abdullah Öcalan'ın idamı sadece siyaseten değil hukuken de imkansızdır.
Bilmek için hukukçu bile olmaya gerek yok, Öcalan hakkındaki ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası "kazanılmış hak" pozisyonundadır, mahkum aleyhine çıkarılacak herhangi bir cezai yaptırım uygulanmaz, sadece lehe hükümler uygulanır.
Yani, Devlet Bey'in "Hodri meydan asalım" önerisinin siyasi karşılığı olabilir ama hiçbir hukuki geçerliliği yoktur.
Ne hazindir, Öcalan'ın hukuken idam riskini sıfırlayan, Adalet Komisyonu'ndaki çekimser tavrıyla MHP'dir. MHP, yarın 550 milletvekiliyle iktidara gelse de kendi eliyle Öcalan'a giydirdiği "ömür boyu hayat garantisi" zırhını çıkaramaz.
Böyle biline...
Elbette bu durum, Öcalan'a, İmralı'dan örgütünü istediği gibi yönetme, savaş çağrısı yapma lüksü tanımaz. Hükümet, otorite zaafının yaşandığı, Ergenekon beylerinin cirit attığı İmralı'yı denetim altına almayı başarmalıdır.
güzel bir söz vardır arkanda olanlar gün gelir arkandan hançerlerler önemli olan yanında olacaklardır.
Ezbere yorum böyle oluyor işte. Konuları takip etmeden bir konuya göre hüküm verirseniz işte sonuç böyle olur benim burda açtığım bir çok konu var süper moderatör olarak onları araştırısanız genel manada burada hangi konuları açtığımı görebilirsiniz.
Şerefsiz her yerde şerefsizdir.
Biz bütün bu şerefsizlerden kurtulmak istiyoruz her nerede kimler tarafından kolllanıyorsa sonuna kadar bu pislikler şerefsizler bu ülkenin yakasından düşene kadar bu mücadelemizi devam ettireceğiz.
Bunu anlayacak dertli sineler zaten yanımızda yanımızda olamaya ve yanımıza da akın akın insanlar gelmeye devam edecek.
Devlet dairelerindeher kurumda KPSS atamalarına kadar yapılan torpillerin farkındayız ve her yerde alenen kimseden çekinmeden de söylecek cesaretimiz ve bu vatana bağlılığımız vardır bunu illa birilerinin gözüne sokmamız gerekiyorsa vatana olan bağlılığımızdan şüphesi olanların taaa gözlerinin içine kadar yerleştiririz.
Saydığınız her kurum ve başında bulunanlar aynısını yapmakla beraber ufak bir fark var size göre ban göre pek de ufak değil. O da gencecik çocukların içeri kadar sızmış hatta paşa rütbesine gelmiş cuntacı işbirlikçi VATAN HAİN lerinin sebeb olduğu ölümlerdir. Gencecik çocukları daha silah tutmasını bile öğrenmenden ateşin ortasında termal kameraları dahi olmayan korumasız karakollara gönderilmesinedir bizim burdaki çıkışımızın sebebi. Milyon dolarlarla ifade edilen anlaştmalar sonudan alınan heronların çalışmamasının sebebini sorgulamaktır. Neden 2,5 dolara gidip almanyadan deniz altı alıyoruz bunların sorgulanmasındır.
Ama yok bunu illa hükümet askeriye kavgasına dönüştürmeniz lazım dimi. Bu konuyu vakit yerine cumhuriyet veya radikal yazsaydı aynı olmazdı o zaman askeriyenin içindeki çarpıklıklar ortaya çıkardı değilmi.
Ben neyin ne olduğunu iyi biliyorum ama meraklanmayın içerdeki iltihap yapmış köşe başlarında oturanlar artık eskisi kadar rahat değiller. Darbeci zihniyettekiler hazımsızlar satılmışların hepis temizlenecek pergamber ocağı yine peygamber ocağı olacak bizde bu vatan için seve seve ölecez.
Zaman harcama meselesine gelince hiç umrumda bile değil ister harcarsınız ister harcamassınız. Sabit fikirli size bana görede siz sabit fikirlisiniz asıl benim zaman harcamamam lazım ama allah muhafaza sonra adımızı burda vatan hainine kadar çıkarmaya meyliniz var.
@ İLBEYİ ŞAMAN
Vatanmın her santimetrekaresinde ömür boyu askerlik yapan bir komutanın oğlu için bu kolaylıklar neden olmuyor.
Evet askerler ulvi bir görev yapıyor muhakkak amma ve lakin bu vatanın ehr santimetre karesinde askerlik görevi yapanlar bedava mı yapıyor. Benim yani oğlu kardeşi akrabası yakını dostu kardeşi şehit olan insanların verdiği vergilerle maaş alıyor. Askeri gazinolarda sivillerin giremediği yerlerde dışarda 10-15 TL olan bir harcamayı 5-6 TL ye yapıor ve bütün aile fertleri bundan nasiplenebiliyor. Bundan daha güzel kolaylık mı var. Lojmanları eğitim imkanları maddi imkanları yeterince yerinde zatenn.
Bu vatan hepimizinse ki öyle herkes o uniforma altında eşit olmalı onun dayısı albay bunun ki general öbürününki teğmen eee onlar ölmesin maazallah babaları dayıları var diğerlerinin tanıdığı yok bırakın ölsün onlar nasıl olsa onlardan çok var öle mi...
Gönderin o zaman ölüme en uç karakollara yakınlarınızı ocağına ateş düşmeden kolay gözyaşı akmadan ciğer yanmadan bunlar ne kadar kolay. Tabiki şehit verecez gerekirse de OLUCAZ ama bunlar insanın canını yakıo bu torpil olayları insanın canını çok yakıo duyunca...
PKK saldıro evet saldıracakta kuduz köpekler neden kuyrukları tutuştu ama içerde onları koruyan ŞEREFSİZLER var biz onların tasfiye edilmesi ve eşit şartlarda askerlikten yanayız.
Ya değilse bizde asker ocağının peygamber ocağı olduğunu. Koşa koşa gittik gönderdik yakınlarımızı ve kendimiz. Bu vatan asketiye olamdan ne akdar zayıf olacağını da işyi biliyoruz. İstiyoruzki daha güçlü olsun içerdeki şerefsizler temizlensin...
Yakını şehit olmayan ocağına ateş düşmeyen biri olsaydım bende böyle düşünürdüm. mesele şehit vermek değil tabi ki bu vatan uğruna bir çok şehit verdik vericez
ve zamanı geldiğinde arkamıza bakmadan koşa koşa bu uğurda ölüme bayramlıklarımızla koşarak gidicez
lakin
evin içine hırsız girmiş ama hala kapıyı kapatın diye feryat etmek ne kadar boş mesele bağcıyı dövmek değil bağa giren zararlı otları temzilemek
kol kırılır yen içinde kalır zihniyetinden uzaklaşmak
boş dağları bombalayıp biz dağları cehenneme çevirdik naraları atmak değil
rütbeleri erdir sonuçta askerlik yapıolar askerde rütbeli olarak kalmıolar .
çamur atma meselesine gelince yıl 2007 vatani görevimi yapıyorum adana da usta birliğine geçtikten sonra bir iki arkadaşın yeri transfer oldu neden dedik meğerse arkadaşların tanıdpı albay varmış. daha acemilikteyken bir tanesinin görevi bile belliydi onunda yine bir tanıdğı varmış bunlar albay düzeyinde tanıdkları olanlar listedekilerinki ise ortada yalan mı derseniz hiç zannetmiyorum.
Vakit Gazetesi'nin ulaştığı bilgilere göre; üst düzey komutanların yakınları hep tatil beldelerinde ya da ikametgahlarına yakın bölgelerde askerlik yapmış!..
Üst düzey subay çocukları ile yakınlarının askerlik görevlerini babalarının dizi dibinde ve ikametgahlarının bulunduğu yerlerde yaptıkları bilgisi ardından bu defa da tatil bölgelerinde askerlik yapan subay çocukları ve yakınları listesine ulaşıldı.
Listeye göre halen görevde olan birçok generalin yakınları vatani görevlerini Antalya, Muğla, Tekirdağ ile Yalova gibi tatil bölgelerinde yapmış. Buralara gitmeyenler ise İstanbul ve Ankara gibi merkezi şehirlere gönderilmiş. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un yakınlarının askerlik yaptıkları yer ya İstanbul ya da Ankara... Genelkurmay eski Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın yakınları da İstanbul, Ankara ve Muğla'da askerlik yapmış.
Korgeneral Aslan Güner'in yeğeni Ali Haydar Güner Ankara'da, yeğeni Mustafa Güner Ankara'da yeğeni Şevki Güner Ankara'da, yeğeni Aslan Güner Ankara'da, oğlu Alper Güner Ankara'da, yeğeni İbrahim Orhan İzmir'de, yeğeni İsmail Güner İzmir'de, yeğeni Hasan Durna İzmir'de;
Korgeneral Abdullah Atay'ın halaoğlu Cafer Gül Ankara, karısının yeğeni Emin Bülent Kanar İzmir'de askerlik yaptı. Halaoğlu Serdar Aydemir İstanbul'da, halaoğlu Haydar Aydemir İstanbul'da, oğlu Tayyar Kağan Atay İstanbul'da, yeğeni Alpay Atay Ankara'da, oğlu Tarık Hakan Atay İstanbul'da, amcaoğlu Kazım Atay İstanbul'da, karısının yeğeni Fadıl Evcimen Ankara'da;
Tümgeneral Abdullah Dalay'ın oğlu Hasan Dalay Edirne'de, dayıoğlu Hüsnü Büget İzmir'de, teyze oğlu İsmail Dalay Balıkesir'de;
Tümgeneral Abdullah Yaşar Cihansız'ın yeğeni Mahir Alper Kılıçay Ankara'da, yeğeni Murat Çıtak Ankara'da, yeğeni Mahmut Çıtak İstanbul'da, yeğeni İbrahim Mert Çelebi Ankara'da, yeğeni Mehmet Doğan Yüce Konya'da, yeğeni Arif Dizlek Ankara'da, Tümgeneral Ahmet Yavuz'un yeğeni Melih Yavuz Ankara'da, oğlu Mehmet Selim Yavuz Tekirdağ'da;
Tümgeneral Alaeddin Örsal'ın yeğeni Murat Örsal İzmir'de;
Tuğgeneral Azmi Utfan Cinek'in yeğeni Celal Kansu Ankara'da, kardeşi Hakan Hamza Cinek İstanbul'da, teyzeoğlu Nurettin Şahin İzmir'de;
Tuğgneral Berkay Turgut'un kayınbiraderi İsmail Şenocak Ankara'da, amcaoğlu Murat Turgut Kocaeli'nde;
Tümgeneral Galip Mendi'nin amcaoğlu Mehmet Refik Mendi Ankara'da, oğlu Cihan Rıfkı Mendi Ankara'da;
Orgeneral Hasan Iğsız'ın teyze oğlu Mert Omay Ankara'da, dayıoğlu Enis Çora Ankara'da, teyze oğlu Bülent Omay İzmir'de;
Korgeneral Hasan Memişoğlu'nun karısının yeğeni Ahmet Adil Murathan Ankara'da, oğlu Mehmet Memişoğlu Ankara'da, yeğeni Cem Kunt İzmir'de, yeğeni Cenk Kunt İzmir'de, yeğeni Muzaffer Memişoğlu Kocaeli;
Tümgeneral Hüsmen Akdeniz'in yeğeni Nedim Akdeniz Ankara'da, yeğeni Selim Akdeniz İstanbul;
Org. Mehmet İlker Başbuğ'un yeğeni İskender Özkuş Ankara'da, yeğeni Kerem Özkuş Ankara'da, teyze oğlu Ardan Er İstanbul'da, karısının yeğeni Aykut Çarmıklı İstanbul'da;
Org. Mehmet Yaşar Büyükanıt'ın yeğeni Nuh Nihat Gürmarmara Ankara'da, yeğeni Ahmet Burak Gürmarmara Ankara, karısının yeğeni Haydar Mert Mete Ankara'da, yeğeni Yunus Ozan Gürmarmara İstanbul'da, Yeğeni Onur Büyükanıt, Cem Gürmarmara Çanakkale'de, yeğeni Kadir Serhun Gürmarmara Muğla'da;
Korg. Metin Yavuz Yalçın'ın oğlu Kadir Barış Yalçın Kocaeli Gölcük'te, damadı Hasan Şişman İzmir'de;
Korgeneral Muzaffer Şen'in yeğenleri Ali Cengiz, Bülent Cengiz Antalya'da, yeğeni Ferhat Şen İzmir'de, yeğeni Sinan Cengiz İzmir'de;
@atesilter
Üstelik değerli arkadaşımız diğer gazeteler içinde
olmayan bu haberi bulup bizlerle paylaşmış.
Diğerlerinde olmadığına göre kesinlikle doğru olan bu haber için
ona da çok teşekkür ederim.
ben internette dolanırken aldığım bir haberi paylaştım star okduğum bir gazete geğil okumamda zaten. Okusamda kimseyi bağlamaz muhakkan orası ayrı. internette takip ettiğim bir haber sitesinden aldım haber sitesi haber5.com bir çok alıntısınıda burda paylaşmışımdır. Diğer bütün gazeteleri karıştırdığınızdan eminim zaten!!!
@İLBEYİ ŞAMAN
O fiiliyatı ülkücüler yapıyor dersen bende iftira atılıyor derim.Kıybet ve iftira aynı şedir
Gıybet ile iftira aynı değildir. Gıybet olması için birinin arkadasından hoşlanmadığı şekilde konuşmak gerekir. Eğer doğru ise hoşlanmıyorsa bundan bu gıybettir. Yalansa iftiradır. Daha dün bi kardeşim dert yandı ocakla alakalı şimdi söylicem konu başka yerlere gidecek ben iftira atmıyorum yalan hiç söylemiyorum. Kabul edip etmemek size kalmış. Bu fiiliyatı ülkücülerin hepsi yapmıyor evet ama o sırada orada bulunanların bir kısmı yapmış sonuçta.
@atesilter
Lütfen biraz daha ciddi olalım değerli arkadaşlarım.
Amacımız, yalan olma ihtimali fazla olan
bu gibi haberleri burada paylaşmak olmamalı.
Diğer bir çok sayfalarda da yorumunuzu okudum size göre zaten sizin fikriyatınıza uymayan şey ya gayri ciddi ya o medya kuruluşu çok yanlı beya onlar yobaz veyan ne bilim elbet bir kulp buluyorsunuz. Üstün siyasi bilgi ve görüşlerinize yaklaşmayan uymayan fikirlerle kendinizce alay edip eğlenmeye çalışıosunuz.
Sizin fikrininizi yada şöle diyelim size göre çok ciddi!!! haber yapan kurumları söyleyin onlardan alıntı yapalım. Üstelik star bir haber yaptı diye burda zaten birileri oyunu o partiye atmayacaksa zaten atmasın her rüzgara günül verip peşinden gidecek olanın siyasetle işine ki??
MHP Şehitlerin uğurlandığı gün mayolu dansçılı ve revü kızlı kortej düzenledi.
MHP'li Kemer Belediyesi 7. Kemer Altın Nar Kültür ve Sanat Festivali kapsamında düzenlenecek korteji ertelemedi. kortejde ayrıca geri kalan kısmında ise mayolu dansçılar ve revü kızları erotik danslar eşliğinde geçit yaptı.
20 Haziran günü MHP'li Kemer Belediyesi'nin 7. Kemer Altın Nar Kültür ve Sanat Festivali kapsamında kortej düzenledi. Korteje sadece Türk bayraklı tişörtler, Türk bayrakları ve "Şehitlerimizi anıyoruz" pankartı eklendi.
Önce Şehitlere anma, ardından revi kızlı erotik dans şov
Türk bayraklı tişörtler giyen MHP'li Kemer Belediye Başkanı Mustafa Gül ve Belediye Meclis üyeleri de kortejde önde yeraldı. Korteje şekil olarak "şehit" unsuru eklenirken, kortejin geri kalan kısmında ise mayolu dansçılar ve revü kızları erotik danslar eşliğinde geçit yaptı.
Utanç manzarası
Atatürk caddesinden, trafiğe kapalı Liman caddesine yönelen karnaval korteji Dünya Ralli Şampiyonası servis alanında son buldu. Şehit cenazelerinin omuzlarda gezdiği günün akşamı Kemer'in Türkiye'ye verdiği eğlence görüntüleri ortaya bir utanç manzarası çıkarmış oldu.
Üzülüyorum hakikaten hemde çok ezilen mazlumlara, israili destekleyenlere ve en çok da
Kahrolsun İsrail sloganı atan bizlere neden mi,,
kahrolsun israil diyoruz coca cola içiyoruz
kahrolsun israil diyoruz mc donaldsda burger kingde karnımızı doyuruyoruz
kahrolsun israil diyoruz ariel omo kullanmadan edemiyoruz daha iyi yıkıyormuş ya şehit kanları onlarıda yıkıyormu??
kahrolsun israil diyoruz cebimizden malboro winston çıkıyor
kahrolsun israil diyoruz nokia dan vaz gemiyoruz
kahrolsun israil diyoruz nike giymeye devam ediyoruz.
Kahrolsun israil ama hakikaten kahrolsun. lanet olsun mahvolsun...