Mason Nedir - Masonluk Nedir - Masonluk Kime Hizmet Eder - Ülkemizdeki Ünlü Masonlar Kimlerdir - Ünlü Masonlar - Mason Lobileri - Türkiyedeki Masonlar
MASONLUK VE YAHUDİLİK
Muharref (yahudiler tarafından değiştirilmiş) Tevrat' ta Yahudi ırkının Dünya milletlerine yapması emredilen vahşet ve katliam şekilleri ayrıntılı bir şekilde belirtilirken, gizli, dikkat çekmeyecek yöntemler detaylı olarak anlatılmış çeşitli yollar gösterilmiştir. Bu yöntemler uygulandığında, milletler içten çökertilecek, ne hedef alınan milletler bunu farkedebilecek, ne de olayların arkasında bir Yahudi'nin ismi duyulacaktır.
Yalnız kendi ritülellerinde Yahudilikle ilişkileri anlaşılan MASONLUK Tevrat'ın telkinlerini aynen benimseyen, Yahudiliğin işte bu gizli kollarından biridir.
Masonlar Yahudi'lerle olan ilişkilerini gizli tutmayı lüzumlu görmektedirler; çünkü siyonizm ile aynı amacın güdüldüğünü anlatarak faaliyet göstermek yerine, yardım kuruluşlarını paravan yapıp hayırsever kişiler görünümü altında bu amaca hizmet etmek kendileri açısından daha verimli sonuçlar doğurmaktadır.
Masonluk Yahudilik ile doğrudan alakalı olduğu için mason mahfillerinde uygulanan törenler ve ritüeller, aynı zamanda mason düşünceleri tabiatıyla Tevrat'tan alınacaktır.
' Ve kral Salamon gönderip Sûr'dan Hiram'ı getirtti. Naftoli sıptından dul bir kadının oğlu idi. Ve babası Sûr'lu bir adamdı. Tunç işçisi idi. Hiram bütün tunç işleri işlemekte hikmetle ve anlayış ve hünerle dolu idi. Ve Salamon gelip bütün onun işlerini yaptı.'
Hiram Usta'nın hikayesi yukarıda ki Tevrat ayetleri ile başlamaktadır.
Hiram efsanesi bir rittir ve tekrisin vereceği bütün ilkeleri de kapsamaktadır. Adayın yaşadığı ve bizzat hiramı temsil ettiği Hiram efsanesi tekris töreni sembolik bir oyundur. (Çırak, Kalfa, Usta-S:102)
Zaten masonluk mutlak hakikatin ancak bu ihata ve sezişlere ve bizzat tekamül etme neticesinde yaşanabilecek bir sırdır. Bu sır mühr-ü süleyman' ın iç dıl'ında ne güzel resm ve remz edilmiştir. Birbirine irca etmek suretiyle mütemadi bir devrin sayrureti Hiram'da en mükemmel şeklini bulur. (TÜRK MASON DERGİSİ-Ocak 1951 S.1, Sf:22)
Mason Merasimleri
BOYUNA GEÇİRİLEN İPNamzedlerin boyunlarına birer ip geçirilir, sağ ellerinin ikişer parmakları dudakları üstüne koyulur. Hepsi boynundan geçirilmiş olan ipin ucu Merasim Üstadının elinde olduğu halde, namzedler içeriye alınır.
Adayın hazırlığı, boynuna bir ip geçirilerek tamamlanır. Bu ip, haricinin geldiği dünya ile mevcut ilişkilerini sembolize eder. Bu arada adayın, gözleri de bir bağ ile örtülür. Bu bağ, aday "Nuru ziyaya kavuştuğunda" açılır. Bağın açılması, tekris olanın, duyması gereken "tekris şoku"nu somutlaştırır.' ÇIRAK, KALFA, USTA Sayfa 35
S. Buraya nasıl getirildiniz?
C. Boynuma geçirilmiş bir iple.
[Daha sonra bir başka cevapta, ipin yemini tutmayan Masonun asılması için kullanılacağı ve başı kesildikten sonra vücudunun sahilde med ve cezirin bıraktığı izin altına gömüleceği yazılıydı."
Başlangıçtan Bugüne Ritüelimizin İnkişafı Sf: 24 Mimar Sinan Yay:1
MUHARREF TEVRAT EMİRLERİNE GÖRE YAHUDİ DÜNYA GÖRÜŞÜ: SİYONİZM
Yahudiliğin kaynağını teşkil eden muharref (tahrif edilmiş) Tevrat ifadelerine göre kendi Tanrıları "Yehova" tarafından oğullarına miras olarak verilen yeryüzünü mülk edinmek, devlet kurmak, hürriyet sahibi olmak yalnız yahudi olanların haklarıdır. Yahudi olmayanlar (goyimler) için bu haklar sözkonusu olamaz. Bu felsefeye göre Hz.Adem oğulları, Yehova oğulları olan Yahudilerin olması gereken çeşitli toprakları işgal etmişler ve gayrimeşru bir şekilde kullanmaktadırlar. Bu felsefeye göre yahudi olmayanların elinde bulunan mal,Yehova'nın mirasından çalınmış maldır. Kısaca Siyonizm adı altında özetlenebilecek bu inanışa göre, doğuştan günahkar olan diğer milletlerin, Yehova'nın oğulları tarafından "Sion" ( Kudüs yakınlarındaki bir dağın adı olan bu kelime, Tanrı Yehova'nın yeryüzünde kurulacak krallığını simgeler) da kurulacak " Dünya Krallığı" na yerlerini terk etmeleri, yeryüzünün yahudilerin eline geçmesi ve Yahudilerin bu gizli savaşın sonunda "Yeryüzü İlahı" ilan edilmeleri "din" anlayışlarının temelini oluşturur.
'Ve o kralların günlerinde göklerin Allahı (yehova) edediyen harap olmayacak bir krallık kuracak ve onun hakimiyeti başka bir kavme bırakılmayacak; ancak bu krallıkların hepsini o parçalayacak ve bitirecek' (Daniel, Bab:2 Ayet:44)
'O zaman Rab Yehova bütün bu milletleri önünüzden kovacak ve sizden büyük bir kuvvetli milletlerin mülkünü alacaksınız. Ayak tabanınızın basacağı her yer sizin olacak.' ( Tesniye, Bab:11 Ayet:23-4)
Temelde şiddetli bir ırkçılığa ve maddeciliğe dayanan bu inançla yüzyıllardan bu yana yahudiler, Hz. Adem oğullarının elinden kendilerinin tabii hakkı olan bu malı geri almaları yolunda gerek sosyalizm, gerek kapitalizm sahalarında mücadele etmektedirler Ancak kendilerinden sayıca çok daha güçlü olan diğer milletlerin devletlerini ve mülklerini ele geçirmek için kaba kuvvetten ve açıkça onlarla karşı karşıya gelmenin fayda sağlamayacağını çok iyi bilen yahudiler masonluk, felsefe, siyaset, basın, propaganda, ekonomi, bankacılık, anarşizm, savaşlar ve ahlaki dejenerasyon gibi stratejik silahlar kullanarak bu görünmez istila hareketini sürdürmektedirler.
'Eğer kendi yüreğinde bu milletler benden çokturlar, nasıl onların mülkünü alabilirim dersen, onlardan korkmayacaksın' (Tesniye, Bab: 7 Ayet:17-18)
Yahudiler için yeryüzünde iki tür canlı vardır. İnsanlar ve Hayvanlar.. Yahudiler insanlardır. Diğer insanlara karşı girişilen ve kuralları "Yehova" tarafından tespit edilen bu savaşta, hiç şüphesiz birinci plandaki hedef siyonist hareketin karşısına büyük engeller olarak çıkan, din-ahlâk- gibi mukaddes değerlerin insanların gözünde alçaltılması, parçalanması ve nihayet tamamıyla ortadan kaldırılmasıdır.
'Şimal taraflarında büyük kralın şehri yüksekliği güzel olan Sion Dağı bütün yerin meserretidir. (Mezmurlar, Bab:48, Ayet:2-3)
'İşte şimdi bildim ki; bütün dünyada Allah yoktur, ancak israilde Allah vardır.'(II.Krallar; Bab:5, Ayet:15)
Dini kıyafetleri içinde her sene Sion Dağı'nı ziyaret eden Yahudiler.
'Rab Yehova saltanat sürüyor, kavimler titresinler, Kerubiler üstünde tahtındadır; yer sarsılsın. Rab, Sion' da büyüktür.' (Mezmurlar; Bab:99,Ayet:1-2)
'Saf altında toplanan Sion'un değerli oğulları.' ( Y.Mersiyeleri; Bab:4/2)
Muharref (tahrif edilmiş) tevrattan kaynaklanan üstün ırk fikri, diğer milletlerin değersizliği ve dinin milli olması, sadece Yahudi ırkından olanlara musevi olma hakkını vermektedir. Bu durum diğer musevi dinine mensup ırklara (Habeşliler, Hazer Türkleri vb) Yahudilerin büyük kin tutmalarına sebeb olmaktadır. İsrail' in Habeş'li musevileri ölüme terk etmesinin kökeninde bu gerçek yatmaktadır.)
Familya: Koku avcısı, avı işaret eden köpek
Diğer Adları: Dalmatian
Rengi: Beyazın üstüne siyah veya kırmızımsı kahverengi benekler; benekler genellikle yuvarlak şekilde ve dağınık; Dalmaçya bebekleri beyaz doğarlar ve 2-3 hafta içerisinde beneklerine kavuşurlar.
Çıkış Yeri: Yugoslavya
Çıkış Tarihi: çok eski zamanlar
Orjinal İşlevi: Yük arabası çekici
Günümüzdeki İşlevi: Arkadaş
Ortalama Ömür: 12-14 yıl
Kilo Erkek/Kilo Dişi: 18-27/18-27 kg
Boy Erkek/Boy Dişi: 48-58/48-58 cm
Temel Özellikleri
Sakin, sadık, bağımsız ama evden hoşlanan, son derece duyarlı. İnsana ihtiyaç duyar, aksi halde melankolik bir havaya bürünür. çocuklarla oynamayı sever. Mükemmel bir belleği vardır. Kendisine yapılan kötü muameleyi yıllar sonra bile hatırlayabilir. Savunma için eğitilebilir. Koklayarak iz sürer.
Neler Yapar?
Ortaçağ?da av köpeği olarak kullanılırdı. 19. yüzyılda küçük arabaları çekmekte kullanıldı ve şöhreti hızla yayıldı.
Efendisi ister yürüyerek, ister atla, ister arabayla seyahat ediyor olsun, onu mutlaka takip eder. Daha sonra insan dostu olarak büyük bir takdir topladı.
Bekçi köpeği olarak da kullanılabilir. Temiz ve zariftir, çamurdan hoşlanmaz, su ve sabunu sever.
Kökeni
Bu cinsin kökeni hakkında birbiriyle uyuşmayan çeşitli görüşler vardır. Kesin olan tek şey, geçmişinin çok eskilere uzandığıdır. Varlığını gösteren izler Mısır rölyeflerinde ve Helenik döneme ait duvar süslemelerinde bulunmuştur.
1700 yılında Bengal pointeri olarak bilinen Dalmaçyalı?ya çok benzeyen bir köpek İngiltere?de varolmuştur. Bu örnek Dalmaçyalı?nın Yugoslav kökenli olup olmadığa dair sorulara yol açmıştır.
Evcil kedi cinsleri arasında en eski ve bir o derecede popüler olan İran kedileri, çok uzun tüyleri ile 19. yüzyıl sonlarında kedi güzellik yarışmalarının yaygınlaşması ile birlikte her gösterinin vazgeçilmez konukları olmuşlardır. İngiliz uzmanlar tarafından sadece "uzun tüylü" diye tanımlanan bu cins tüm dünyada İran (Persian) kedisi olarak bilinmektedir. İran kedisinin köklerine dair detaylı bilgi olmaması nedeni ile birçok uzman tarafından ileri sürülen değişik tezler vardır. Bazı yazarlar tarafından farklı vahşi kedi cinslerinin (Pallas kedisi-Felis manul, Kum kedisi-Felis margarita, Avrupa vahşi kedisi-Felis sylvestris vb) soyundan geldiği öne sürülse de, Rus Uzuntüylü (Russian Longhair) kedisinin soyundan veya bu cinsin daha güneye getirilmesinin ardından buralardaki yerel cinslerle (Türk Ankara-Angora kedisi vb) çiftleştirilmesi sonucunda türetilmiş olduğu daha çok desteklenen bir tezdir. Gerçek ataları ne olursa olsun, kesin olan şey 17.yüzyılda şimdi İran olarak bilinen yörede uzun, sık tüy yapısı ile hayranlık uyandıran bir kedi cinsinin kabul edilir hale geldiğidir. İtalyan gezgin Pietro della Valle'nin bu cinsle karşılaşıp üretmek amacı ile Avrupaya İran kedilerini götürmesi de bu zamanlara rastlamaktadır. Avrupa'nın bu cinsle tanışmasının ardından, İran kedileri 19. yüzyılda, özellikle Fransa'da en çok aranan cins haline gelmişler ve tek uzuntüylü ciddi rakipleri de Türkiye'den getirilen Ankara (Angora) kedileri olmuştur. Hatta zaman içerisinde İran kedilerinin popülaritesi öylesine artmıştır ki Ankara kedileri neredeyse unutulmuştur. Bugün bile Ankara ve Van kedisi gibi kedi cinsleri arasında ayrı yerleri olan cinsleri, İran kedisi ile aynı sanan kedi severler vardır ki, bu da İran kedisinin popülaritesinin günümüze kadar etkisini koruduğunun bir göstergesi sayılabilir.
Yaygın olarak tamamen beyaz olanları bilinen İran kedilerinin zaman içerisinde 60'dan fazla renk ve deseni kabul edilir hale gelmiştir. Bu renk ve desenlerin bir kısmı da ayrı bir cins olarak kabul edilmektedirler (Chinchilla vb). Zaman içerisinde baskın çiftleştirilmelerle, cinsin en belirgin özellikleri olan uzun tüylerin daha uzun, geniş yüzünün de daha geniş hale geldiği gözlemlenmiştir
Karakter Özellikleri ve Bakımı
Günümüz itibariyle akıllı, sakin, narin, uyumlu, iyi huylu, sevecen olarak tanımlanan İran kedilerini, 19. yüzyılda daha agresif betimlendiği anımsandığında zaman içerisinde karakter özelliklerinin de insanlarla yaşamaya uygun hale geldiği söylenmektedir. Bugünkü halleri ile evde yaşamaya çok uygun olan İran kedileri mükemmel annedirler.
İran kedilerinin diğer cinslere göre en büyük "zahmeti" uzun ve yoğun tüy yapıları nedeni ile hergün düzenli olarak taranmaları ve fırçalanmalarının gerekmesidir. Yavruların taranma alışkanlığını (göbekleri ve arkaları dahil) küçükken edinmeleri gerekir. Yetişkinlerde göbek ve kuyruk kısmında tüy toplarının oluşmaması için ayrıca özen gösterilmelidir.
Köpek Isirmasindan Korunma
Bu durumun birkaç açıklaması olabilir:
1- Köpek o sıralarda oluşan bir olay nedeniyle insanlara karşı agresyon sergilemektedir, karşısına siz çıkmışsınızdır.
2- Köpek herhangi bir nedenle ortaya çıkan, uyarılan dürtülerinin esiri olarak kendini saldırmak zorunda hissediyor olabilir.
3- Belki sizin bir hareketinizi yanlış anlamış, belki de daha evvel benzeri bir hareketten dolayı zarar görmüştür.
4- Bazen de görünümü veya kokusu size benzer biriyle hoş olmayan bir anısı olabilir.
5- Ya da sizi anlamasına engel bir rahatsızlığı vardır.
6- Çok nadiren hiçbir şekilde izah edemeyeceğimiz sebeplerden dolayı da ısırabilirler.
Bu nedenle köpeğinizin başkasını, başkasının köpeğinin de sizi ısırmasına engel olabilmek için alınması gereken bazı tedbirler şunlardır:
1- Düşük derecede agresyon özelliklerine sahip ve çocuklarla iyi anlaşan bir köpek ırkı seçin.
2- alacağınız köpek fiziki ve kişisel yapısı ile aile yapınıza uygun bir köpek ırkı olmalıdır.
3- Köpeğinizi insanlara ve diğer köpeklere sosyalize edin, zekasının gelişmesi için uyaranların bol olduğu bir çevre ortamında büyütün.
4- Köpek sosyalizasyon dönemindeyken ağzının içi dahil olmak üzere, her yanının farklı kişiler tarafından ellenmesini sağlayın.
5- Yavruyken oyun amacıyla elinizi ısırmasına izin vermeyin.
6- Gerekirse köpeğinizi kısırlaştırın.
7- Köpeğinize komut eğitimi verin.
8- Daha yavruyken ağzındaki ve önündeki yemeği almaya çalışın.
9- Köpeğinizi tasmaya alıştırın ve tasmasız gezdirmeyin.
10- Köpeğinizin serbest dolaşmasına izin vermeyin.
11- Görev köpekleri haricindeki köpeklere saldırı eğitimi vermeyin.
12- Uyuyan veya yemek yiyen köpeğe fazla yanaşmayın.
13- Elinizde yiyecek varsa dikkatli olun.
14- Yaralı bir köpeği kaldırmaya çalışmayın.
15- Pusuda veya savunmadaki köpeğin arkasından yanaşmayın.
16- Bir köpek ya da kedi kavgasını çıplak elle ayırmaya çalışmayın.
17- Yavruları olan bir köpeğe yanaşmayın.
18- Tanımadığınız bir köpeğin oyuncağını ya da yemeğini almaya çalışmayın.
19- Köpeğinizi sert oyunlara alıştırmayın ve buna izin vermeyin.
20- Kendi bölgesinde veya araba içindeki tanımadığınız köpeğe yanaşmayın.
21- Bir eşyaya bekçilik etmekte olan köpeğe fazla yaklaşmayın.
22- Tanımadığınız hayvanları sevmeye kalkışmayın.
23- Dost gibi görünse de emin olmadığınız hayvanların kafasını, ayaklarını ve kuyruğunu ellemeyin.
24- Tanımadığınız hayvanları tutmaya çalışmayın.
25- Karşılaşma anında mümkünse korktuğunuzu belli etmeyin ve kendi kendinize korkmadığınızı telkin edin.
26- Yine karşılaşma anında hiç umursamıyor gibi, ona bakmadan sakin ve emin adımlarla uzaklaşın.
27- Tanımadığınız hayvanın önünde ani hareketler yapmayın ve kendi köpeğinize bile aniden yanaşmayın.
28- Durup dururken köpekten kaçmayın.
29- Çığlık atmamaya çalışın, çünkü çığlık onu iyice heyecanlandırır.
30- Bisikletle giderken sizi kovalarsa, hemen durup inin ve bisikleti havyanla aranıza alın, yavaşça gerileyin.
31- Eğer saldırıya uğradınızsa ve kurtulma imkanı yoksa, yere yatın ve top gibi kapanın, kafanızı ve boğazınızı el ve kollarınızla koruyun.
32- Tanımadığınız hayvanın gözüyle doğrudan temastan kaçının.
33- Size ait olsa bile, ilaçla sakinleştirilmiş köpeğe dikkat edin. İlaç nedeniyle sizin kokunuzu alamayacağı için, sizi tanımayıp ısırabilir.
Doç. Dr. Tamer Dodurka
İ. Ü. Veterinerlik Fakültesi
İç Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı
Kökeni: Fransada mı? Almanyada mı? Danimarka ya da eski Piedmont ta mı geliştirildiği hakkında çeşitli görüşler vardır.
Tanımı: Üç tipi vardır, standart, minyatür ve oyuncak, çarpıcı bir görünüşü ve başı vardır,daima tek renklidir, gösteri ve sirklerde uzun yıllardır prestij köpeği olarak sergilenirler.
Kişiliği: İyi huylu, cesur,neşeli,duyarlı ve kolay eğitim alan köpeklerdir. IQ yüksek, en zeki köpek ırklarından biridir. Oyuncu, sevecen ve sadıktır. Mutlu etmeyi sever ve arkadaş canlısıdır.Tüy bakımını göze alabilenler için mükemmel bir aile köpeğidir.
Kullanımı:Geçmişte avı bataklıktan alıp-getirme özelliğine sahipti.C azip zekası,güzelliği ve kişiliği sayesinde insana eşlik eden köpekler sınıfına dahil olmuştur.Yıkanırken ve tüyleri kırpılırken sabırlıdır, çocuklarla arası oldukça iyidir.
Bazı açıkgözler, kiviyi erken toplayıp ham olarak pazara sunuyor. Bu hem tüketiciyi küstürüyor hem de üretimin yüzde 30'unun çöpe gitmesine neden oluyor."
italya 400, Yunanistan 200, İran 100 bin ton kivi yetiştiriyor. Bizim kivi üretimi çok gerilerden emekliyor, üretici ve tüccar cinlik yaparak Türk kivisinin geleceğini tehlikeye atıyor.
Türkiye şanslı bir memleket. Zeytin, çay, narenciye, muz vb. dünyanın her yerinde yetişmeyen bir çok bitki yurdumuzda yetişiyor. Son yıllarda tüm dünyada tüketimi hızla artan kivi de yurdumuzda da yetiştiğini çok geç öğrendiğimiz bir meyve. Önce ithal ederek lezzetini tanıdığımız ve sevdiğimiz kivinin, Yalova, Adapazarı, Rize, Antalya yörelerinde yetişebileceği anlaşıldı. Kivi bahçeleri özellikle Karadeniz'de hızla yayılıyor. Kivi, çay ve fındık arasında sıkışan Doğu Karadeniz'in cankurtaran simidi olacak... 27 il tarım müdürü, kivinin yörelerine uyum sağlayıp sağlayamayacağını araştırıyor
Hollanda Uyum Yasası Sınav Soruları - Hollandaya Uyum Yasası Soruları
Sorular Listesi
1. Temel Yerleşim Bilgi Sınavı (Uyum Sınavı) Nedir ... ?
2. Sınav hakkında... ?
3. Sınav için başvuru ve kayıt... ?
4. Sınava girme prosedürü ve sınav konuları ... ?
5. Sınavın süresi Ve Sınavda Başarı ... ?
6. Sınava hazırlık ... ?
Yerleşim Temel Bilgi Sınavı (Uyum Sınavı) ... ?
15 Mart 2006 tarihinden itibaren belli bir süre için geçici oturum izni alarak Hollanda'ya yerleşmek isteyen bazı ülke vatandaşları için yurtdışında temel yerleşim bilgi sınavına girme zorunluluğu getirilmiştir. Bu zorunluluk Hollanda'da yaşayan biri ile aile oluşturmak veya halen Hollanda'da yaşayan ailesiyle yeniden bir araya gelmek isteyen aile üyeleri için geçerlidir. Ayrıca Hollanda'da görev yapacak din görevlilerinin de söz konusu sınava girmeleri gerekmektedir.
Belli bir süre için Hollanda'da yaşamak isteyen kişiler Hollanda'ya gitmeden önce kendi ülkelerinde bu sınava hazırlanmak ve sınavda başarılı olmak zorundadır. Bu kişiler Hollandaca dili ve Hollanda toplumu hakkında temel bilgileri edinecektir. Edinilen bu bilgiler sınava girecek kişinin sürekli ikame ettiği ülkede bulunan Hollanda temsilciliğinde yapılacak sınavla test edilecektir. Temel Yerleşim Bilgi Sınavı Geçici Oturum İzni (MVV) almadan önce tamamlanması gereken aşamalardan biridir. Sadece Geçici Oturum İzni (MVV) elde etmiş kişiler Oturum İzni için başvuruda bulunabilir.
Yurtdışında yapılan Uyum Sınavı Hollandaca Dili ve Hollanda toplumu hakkında bilgi edinmenin ilk adımıdır. Sınavda başarılı olanlar Hollanda'ya vardıklarında daha fazla uyum için gerekli çabayı göstermek zorundadır.
Bu bölümde yurtdışında yapılan Temel Yerleşim Bilgi Sınavı ve sınavdan sonraki prosedürler hakkında size temel bilgileri sunmayı amaçlıyoruz.
Yukarı Çık
Sınav Hakkında ... ?
Temel Yerleşim Bilgi Sınavı sınava girecek kişinin Hollanda'ya gitmeden önce ikamet ettiği ülkede bulunan Hollanda temsilciliğinde girmek zorunda olduğu bir sınavdır. Sınavda başarılı olduğunu belgeleyen sertifika, Geçici Oturum İzni (MVV) almadan önce alınması gerekli belgelerden biridir. Sadece Geçici Oturum İzni'ne (MVV) sahip kişiler Oturum İzni için başvuruda bulunabilecektir. Oturum İzni Hollanda'da 3 aydan fazla kalmak isteyenler için zorunludur. Sınav Hollandaca dilinde sesli olarak yapılır. Bu şekilde sınava giren kişinin hem Hollandaca dil becerileri hem de Hollanda toplumu hakkındaki bilgisi test edilir.
Belli bir süre için Hollanda'da ikamet etmek isteyen 16 ve 65 yaş arasındaki herkes geçici oturum izni için başvurmak ve halen ikamet ettiği ülkede yapılan Temel Yerleşim Bilgi Sınavına girerek sınavda başarılı olmak zorundadır. Bu zorunluluk Hollanda'da yaşayan biri ile yeni bir aile oluşturmak veya Hollanda'da yaşayan ailesi ile yeniden bir araya gelmek isteyen kişiler için de geçerlidir. Görev amaçlı olarak Hollanda'ya gidecek din görevlileri de bu sınava girmek zorundadır.
Yukarı Çık
Sınav İçin Başvuru ve Kayıt ... ?
Kayıt Formu IND'nin resmi web sitesindeki kayıt formu doldurularak yapılabilir. Kayıt işlemi tamamlanır tamamlanmaz aday ödeme tanıtım numarası alır. Daha sonra bildirilen hesaba daha önce alınan ödeme referans numarası belirtilerek 350 Euro sınav harcı yatırılır. Ödeme işlemi gerçekleşir gerçekleşmez sınava girmek için Hollanda Konsolosluğu veya Büyükelçiliği'nde sınav için randevu alınabilir. Bunun için adayın ikamet etmekte olduğu ülkede bulunan temsilciliğe başvurması gereklidir.
Kursumuza kayıt yaptıran herkese yukarıdaki süreçlerde rehberlik hizmeti sunuyoruz ve işlemlerin eksiksiz yerine getirilmesini sağlayarak zaman kaybına engel oluyoruz.
Yukarı Çık
Sınava Girme Prosedürü ve Sınav Konuları ... ?
Sınava Girme Prosedürü
Aday sınav için belirtilen tarih ve yerde hazır bulunur. Aday öncelikle geçerli bir pasaport ile kimliğini doğrular. Pasaport fotokopisi de kimliğin doğrulanması için yeterlidir. Adayın kişisel bilgileri not edilir, fotoğrafı çekilir ve parmak izi alınır. Ardın konsolosluk görevlisi tarafından adaya sınav süresince neler yapması gerektiği konusunda bilgi verilir. Sınav doğrudan bilgisayara bağlı bir telefon aracılığı ile yapılır. Sınav başlamadan önce adaya Hollandaca olarak kendisinden yapılması istenen şeyler tekrar hatırlatılır. Aday mikrofondan sesi duyar ve sorular bilgisayar aracılığı ile sorulur. Kulaklık eklenmiş mikrofon aracılığı ile aday cevaplarını sesli olarak iletir.
Sınavda İşlenen Konuları
Sınav iki bölümden oluşur: Birinci bölümde Hollanda toplumu hakkındaki bilgi test edilir. Resimli kitapçığa dayalı birkaç soru adaya telefon aracılığı ile sorulur. Sorular aşağıdaki konulardan oluşur:
1.Hollanda: Hollanda'da yaşam, coğrafya ve ulaşım.
2.Tarih
3.Anayasa, demokrasi ve yasalar
4.Hollandaca ve Hollandaca öğrenmenin önemi
5.Çocuk bakımı ve eğitim
6.Sağlık Bakımı
7.Çalışma ve Gelir
İkinci bölümde Hollandaca dil bilgisi test edilir ve dört bölümden oluşur:
--cümle tekrarı,
--kısa sorunların cevaplandırılması,
--karşıt sözcükler,
--hikayelerin yeniden anlatılması.
Sınavın Süresi ve Sınavda Başarı ... ?
"Hollanda Toplumu Hakkında Bilgi" (Birinci Bölüm), yaklaşık 15 dakika sürüyor. Beş dakika ara verilir ve Hollandaca Dil Bilgisinin test edildiği ikinci bölüme geçilir. Bu bölümde de adaya 15 dakika süre tanınır.
Sınavda Başarılı Olmak İçin Gerekli Kriterler Nelerdir?
Sınavın her iki bölümünden de geçer notu alan aday Temel Yerleşim Bilgi Sınavında başarılı olmuş sayılır. Sınavın bir bölümünde başarısız olan adayın sınavın tamamı için yeniden sınava girmesi gerekir. Sınavdan geçer not alan adayın sertifikası bir yıl için geçerli sayılır. Buna göre sınavda başarılı olan adayların MVV için bir yıl içinde başvuruda bulunması gerekir.
Sınavda Başarılı Olamazsam Ne Yapmam Gerekir?
Sınavda başarısız olan aday tekrar sınava girebilir. Sınavda başarısız olduğunuz takdirde bunun nedenini tespit ediyor ve çok kısa bir süre içerisinde tekrar sınava girmenizi sağlıyoruz. Ancak programımızı takip eden adaylar tam başarı sağlamış ve şimdiye kadar sınavda başarısız olan bir aday olmamıştır.
Yeniden Sınava Girdiğim Takdirde tekrar ücret ödeyecek miyim?
Evet. Sınava tekrar girmek isteyen aday yukarıda bahsedildiği şekilde 350 Euro'yu belirtilen hesaba yatıracak ve bundan sonra sınav için randevusunu alacaktır.
Sınava En İyi Şekilde Hazırlanmak İçin ... ?
Sınava hazırlanmak için adayın Hollanda toplumu ve Hollandaca diline aşina olması gerekir. Bu konuda yetersiz olan adaylara ortalama 4 hafta süren başarı durumuna göre 2 veya 3 hafta da tamamlanabilen özel programımıza kayıt yaptırmalarını tavsiye ederiz.
Azərbaycanda Turizm - Azərbaycan Resimleri Turizm ətraf mühitə zərər vurmadan, xammal ehtiyatlarına ehtiyac olmadan, yerli relyef və iqlim şəraitinə uyğun, mədəni irs, tarixi, təbii abidələr, yaradılmış və mövcud olan yerli infrasturktur üzərində qurulur. Bu baxımdan Azərbaycanın ayrılmaz parçası olan Naxçıvan Muxtar Respublikasının zəngin turizm potensialı vardır.
Belə ki, aşağıdakı göstərilmiş xüsusiyyətlər muxtar respublikada turizmin hərtərəfli inkişafına şərait yaradır:
- əlverişli coğrafi -siyasi mövqeyi;
- müxtəlif iqlim qurşaqları və təbiəti;
- zəngin mədəni-tarixi irsi;
- özünəməxsus mətbəxi və yüksək qonaqpərvərlik ənənələri;
- birmənalı olaraq muxtar respublikanın hər yerində - hətta ən ucqar dağ kəndlərində belə əlverişli infrastrukturun yaradılması.
Müasir dövrdə insanlarda dağlarda, ekoloji cəhətdən təmiz ərazilərdə dincəlməyə, kənd evlərində istirahət etməyə meyillilik artıb. Naxçıvan Muxtar Respublikasında turizmin bu növlərinin, yəni ekoloji, kənd, müalicə və ziyarət turizmi növlərinin inkişafı üçün böyük imkanlar vardır.
Naxçıvan Muxtar Respublikası müalicəvi iqlimi, şəfalı mineral suları, dərman bitkilərinin bolluğu ilə fərqlənir.
Akademik Həsən Əliyev adına Ordubad Milli Parkı, Şahbuz Dövlət Təbiət Qoruğu bu bölgədə yerləşir. Bu günədək akademik Həsən Əliyev adına Ordubad Milli Parkına 8 istiqamət üzrə, muxtar respublikanın digər bölgələrinə 5 istiqamət üzrə turist marşurutları hazırlanmışdır. «Babaların tarixi zəfər və şəhadət yolu» beynəlxalq turist marşrutunun açılması sahəsində işlər yekunlaşmaq üzrədir.
KƏNGƏRLİ BƏHRUZ (ŞAMIL) ŞIRƏLI BƏY OĞLU KƏNGƏRLİ BƏHRUZ (ŞAMIL) ŞIRƏLI BƏY OĞLU (22.1.1892, Naxçıvan - 7.2.1922, Naxçıvan) - rəssam, boyakar və qrafik. Azərbaycan təsviri sənətində realist dəzgah boyakarlığının təşəkkülü, portret və mənzərə janrlarının formalaşması Kəngərlinin adı ilə bağlıdır.
Uşaq ikən ciddi xəstəlik keçirən Kəngərli ağır eşitdiyindən ümumtəhsil məktəbinə gedə bilməmiş, rəssamlığa meyl göstərmişdir. Tiflisdə Qafqaz Incəsənəti Təşviq Cəmiyyətinin nəzdindəki Boyakarlıq və Heykəltəraşlıq məktəbində oxumuşdur (1910-15). Kəngərlinin rəssam kimi püxtələşməsində Cəlil Məmmədquluzadənin və "Molla Nəsrəddin" jurnalının böyük rolu olmuşdur. Yaradıcılığının ilk dövründə müəllimi-mollanəsrəddinçi rəssam O.Şmerlinqin və tələbə yoldaşı L.D. Qudiaşvilinin portretlərini çəkmiş, karikatura və satirik rəsmlər, mənzərə və məişət səhnələrini əks etdirən rəsm, akvarel və boyakarlıq əsərləri yaratmışdır ("Qoca kişi", "Toy", "Elçilik" və s.). 1914-cü ilin iyununda rəssamın Naxçıvandakı ilk böyük sərgisi və orada göstərilən rəsmləri həmyerlilərini heyran etmişdi. O vaxt "Iqbal" qəzeti yazırdı: "Cavan rəssamımız gələcəkdə iftixarımız olacaqdır". Kəngərlinin zəngin bədii irsi qalmışdır. Cəmi 7 il yaradıcılıq fəaliyyəti ilə məşğul olmağa macal tapmış Bəhruz Kəngərli 2000-ə qədər rəsm əsəri yaratmışdır. O, realist ifadəliliyi, yüksək bədii-estetik dəyəri ilə diqqəti cəlb edən çoxlu portret, mənzərə, natürmort çəkmişdir. Dövrünün qabaqcıl ziyalılarının, sadə adamların portretləri ("Yaşlı kişi", "Gürcü" və s.), mövzu aktuallığına və ideya məzmununa görə bu günün ictimai-siyasi hadisələri ilə səsləşən "Qaçqınlar" silsiləsinə daxil olan portretlər canlılığı, reallığı və psixoloji ifadəliliyi ilə fərqlənir. Rəssamın yaradıcılığında mənzərə janrı mühüm yer tutur. Onun mənzərələrində təbiət gözəllikləri ("Şəlalə", "Dağlıq mənzərə", "Ilanlı dağ ay işığında", "Günəş batarkən", "Ağrı dağı", "Köhnə qala", "Əliabad kəndində darvaza ", "Yamxana kəndinə gedən yol" və s.), mədəniyyət abidələri ("Möminə xatın türbəsi", "Əshabi-kəhf dağı", "Nuhun qəbri"), ilin fəsilləri ("Payız", "Bahar") əks olunmuşdur. Bəhruz Kəngərli 1918-20-ci illərdə erməni daşnaklarının Azərbaycanda törətdikləri faciələri təsvir edən, öz dədə-baba torpaqlarından zorla qovulmuş və Naxçıvana pənah gətirmiş azərbaycanlı qaçqınların portretlərindən ibarət silsilə əsərlər yaratmışdır. Bu silsilədən olan "Qaçqınlar", "Qaçqın qız", "Qaçqın oğlan", "Qaçqın qadın", "Yurdsuz ailə", "Qaçqın Gümşün", "Ayaqyalın qaçqın oğlan" və s. onlarla qaçqının portretləri təkcə sənətkarlıq səviyyəsinə görə deyil, tarixi sənəd kimi də dəyərlidir. O, portret ustası kimi yaratdığı personajların daxili-psixoloji aləmini açıb göstərə bilmişdir. Rəssam təsvir etdiyi qaçqın uşaqların hər birinin simasında didərgin düşdükləri ata-baba ocaqlarının həsrətini, keçirdikləri hiss və həyəcanları, gözlərinə qonmuş qüssə və kədəri özünəməxsus ustalıqla əks etdirmişdir. Azərbaycan Xalq Cümhuriyyəti dövründə (1918-20) Bəhruz Kəngərli yaradıcılıqdan qalmır, boyakarlıq və qrafika əsərləri yaradır, rəssamlıq sənətini gənclərə öyrətmək, bu sənəti sevdirmək üçün xüsusi dərnək açır, fərdi sərgilərini təşkil edirdi. 1921-ci ildə Azərbaycanda açılan ilk böyük sərgidə Kəngərlinin 500-dən çox əsəri nümayiş etdirilmişdir. Əsərləri R.Mustafayev adına Azərbaycan Dövlət Incəsənət Muzeyində, Naxçıvan Dövlət Tarix Muzeyində, Moskvada Dövlət Tarix Muzeyində və şəxsi kolleksiyalarda saxlanılır. Kəngərli həm də milli teatr rəssamlığının banilərindəndir. 1910-cu illərdə Naxçıvan teatrında "Ölülər" (C.Məmmədquluzadə), "Hacı Qara" (M.F.Axundzadə), "Pəri-cadu" (Ə.Haqverdiyev) tamaşalarına bədii tərtibat və geyim eskizləri vermişdir. A.Babayevin "Yarımçıq şəkil" pyesi Kəngərliyə həsr olunmuşdur. Naxçıvan MR Ali Məclisi Sədrinin "Bəhruz Kəngərlinin adının əbədiləşdirilməsi haqqında" sərəncamına (2001, 22 may) əsasən, Naxçıvan şəhərində muzeyi yaradılmış, qəbirüstü abidəsi ucaldılmışdır.
Kenan Erçetingöz'ün programına konuk olan Esra- Ceyda Ersoy kardeşler öyle bir gaf yaptılar ki...
Kenan Erçetingöz'ün programına konuk olan Esra ve Ceyda Ersoy kardeşler, Şarkı Söylemek Lazım yarışmasında birlikte yarıştıkları Leyla Bilginel'in ismini hatırlayamayınca 'Penis bankasından penis alan kadın vardı ya' dedi ve büyük şok yaşandı..
Yaptığı hatayı anlayan Esra Ersoy, 'Bazen pot kırabiliyorum.. Yanlışlıkla ağzımdan kaçtı.. Bankaları karıştırdım.. Şimdi düşününce komik geliyor, düşünsenize böyle bir bankanın olduğunu' dedi..
Ölümünün 80. Yılı Anısına
Rize'nin Portakallık Mahallesi'nde 1878 yılında doğan İpsiz Recep'in annesi Cemile, babası Hüseyin'dir. Emiroğulları'ndan olan İpsiz Recep, genç yaşında çalışmak için İstanbul'a gider. Yelkenli teknesiyle Boğaziçi'nde çalışmaya başlar. Yanında çalışanlara eziyet eden Rum ve Ermenileri zararsız hale getirir. Orada çalışmalar arasında huzuru temin eder. İpsiz Recep'in bu tür çıkışları halkı, ya haklı ya haksız diyecek şekilde yaratışı nedeniyle yaptıkları ataklar neticesinde çevresinde sayılır, sevilir, cesareti takdir edilerek 'İpsiz' lakabını alır.
İpsiz Recep, Karasu'nun ve Civarının Savunmasını Ele Aldı
İpsiz Recep'in huzuru temin edip, çalışmaya başladığı zaman İstiklal Harbi patlar. İpsiz Recep, on beş arkadaşı ile birlikte İstanbul'dan ayrılıp Kefken Adası'na gelir. Arkadaşlarıyla birlikte dinlendikleri bir zamanda yabancı bandıralı bir geminin kendilerine doğru geldiklerini fark ederler. İyice yanaştıkları zaman geminin Fransız olduğu anlaşıldı. On beş arkadaşlarıyla birlikte gemiyi çevirip, teslim alırlar. Gemiyi Sakarya Nehri'ne kadar getirip zamanın Karasu Bucak Müdürü'ne teslim ederler. Geminin arpa yüklü olduğu görülür. Bu hareketinden sonra İpsiz Recep Karasu'da karargah kurup Ankara ile irtibat sağlar. Ankara kendisine 'milis kuvvetleri komutanlığı' olarak 'yüzbaşı rütbesi' verir. Bundan sonra İpsiz Recep'in etrafında 1800-2000 kişi kadar genç toplanır. Bu gençlerin katılmasıyla İpsiz Recep, Karasu'nun ve civarının savunmasını ele alır.
İpsiz Recep ve Çetesi
Halk İpsiz Recep'e "Emice" Unvanını Vermişti
İpsiz Recep doğruluğu, dürüst ve mertliği sayesinde etrafın takdirini toplayıp sözü geçen kişi durumuna gelmiş, halk kendisine "emice" unvanı vermiş, İpsiz Recep'in bu durumunu tespit eden Ankara, emrine üç istihbarat subayı vererek harp hali ve şekli üzerine nasıl hareket edeceğine dair emirler göndermiştir. İpsiz Recep, aldığı emir gereğince Karasu'ya saldırmak üzere hazırlık yapan Yunan
ordusuna karşı hazırlığını yapıp, Karasu'ya girmesine mani olmak üzere taarruza geçerek Yunan kuvvetlerini püskürtmüştür. Bozguna uğrayan düşmanı takip etmek amacıyla Geyve Boğazı, Bilecik, Eskişehir milis kuvvetlerine katılıp yardım ederek başarı sağlamış, İstiklal Savaşı'nda gösterdiği başarıdan dolayı kendisine 'İstiklal Madalyası' verilmiştir.
Recep Reis'in T.B.M.M adına terhis teskeresi verme yetkisi vardı. Verdiği belgelerden birini görüyorsunuz. Soldaki mühürde şunlar yazılıdır: Türkiye Büyük Millet Meclisi Milis Menzil Kumandanı Yüzbaşı Recep Reis.
Recep Reis'in Nüfus -Hüviyet- Cüzdanı.
İstiklal Savaşı'nda iç ve dış düşmanlara karşı milli duygularla dolu olarak saldıran, bu konuda anlayış gösterenlerin yardımlarından yararlanan İpsiz Recep ve mahiyetindeki milliyetçiler amansız bir mücadele ile Yunan ve Çerkez Ethem kuvvetlerinin herhangi bir şekilde zarar vermelerine meydan vermemişlerdir. Düşman denizden bombalarla dağları dövmüşse de çıkarma yapma imkânı bulamamıştır. Karasu'da yürüyemediği gibi çekilip, bilinmeyen yönlere doğru gitmek zorunda kalmıştır.
İpsiz Recep Reis hakkında birçok kitap yazılmıştır.
Murat Sertoğlu'nun hazırladığı "İpsiz Recep" yazı dizisi günlerce önceden duyurulmuş ve yayınlandığında büyük ilgi görmüştü.
İstiklal Savaşı'nda her türlü zorluğa karşı mücadelesini sürdürüp, milli duygularının sesine göre fedakarlıktan çekinmeden başarı gösteren İpsiz Recep, 1928 yılında Yenimahalle'deki evinde ölmüş, vasiyeti üzerine mezarı Karasu şehir mezarlığına defnedilmiştir. İpsiz Recep'in kişiliğini tanıyan, iyiliğini unutmayan, yardımı borç ve görev sayan Karasulular tarafından hizmeti ve kişiliğine yaraşır mezarı ile muhteşem görünüşü göze çarpmaktadır.
Dizinin Adı: Princess Hours
Orjinal Adı: Goong (Gung)
Format: Romantik Komedi
Ülke ve Dil: Güney Kore
YILDIZ OYUNCULAR;
JYoon Eun Hye
Joo Ji Hoon
JKim Jeong Hoon
JSung Ji Hyo
JLee Yoon Ji
Orijinal Adı: PRİNCESS HOURS
Kore'den romantik komedi rüzgârı
Uzak doğunun görkemli saraylarından çağdaş zamanlara taşınan romantik bir komedi "Düşlerimin Prensi" Kore'nin son kraliyet ailesinin 21. yüzyılda da hakimiyetini sürdürdüğü hayalinden yola çıkarak hazırlanan 24 bölümlük sürükleyici bir dizi Kore veliaht prensi Yi Shin (Joo Ji Hoon) ile eşi Shin Chae-Kyeong'un (Yoon Eun Hye) hikâyesinin anlatıldığı dizi, aşk, ihanet ve saray entrikaları üçgeninde, romantizmle komediyi çarpıcı bir şekilde harmanlıyor.
Dizi, 1911'deki Japon işgaline kadar Kore'yi yöneten ve bu kuşatmadan sonra bir daha kendini toparlayamayan Kore'nin son kraliyet ailesi model alınarak hazırlanmış. Kore televizyonu (MBC) yapımı dizi, pek çok ülkede televizyon seyircisiyle buluşmuş ve birçok ödülün de adresi olmuş.
28 Temmuz'dan itibaren hafta içi her gün, 17.30'da, TRT 1 izleyicileriyle buluşmaya başlayacak olan dizinin senaryosunu In Eun-A yazdı, yönetmenliğini ise Hwang In-Roi yaptı. Aşklar, ihanetler, entrikalar, skandallar ve sansasyonlarla harmanlanan bu romantik komedinin diğer rollerinde, Sung Ji Hyo, Kim Jeong Hoon, Lee Yoon Ji, Jeon Ji Ae, Dan Ji, Kang Nam Gil, Im Ye Jin, Kim Suk, Kim Sang-Joong, Kim Hye-Ja, Song Seung-Hwan, Shim Hye-Jin, Yoon Yoo-Seon, Choi Bool-Am, Nah Eun-Kyeong, Kwon Yeon-Woo yer alıyor.