Gecenin sessizliğini bozan çığlıklar yükseldi evlerin pencerelerinden. Ve bir çocuk yumdu gözlerini hayata, tüm hayallerini de yanında götürerek. Bir anne feryat etti göğsünü parçalayarak "yavrum" dedi, yavrusunu toprağa bırakırken. Binlerce insan gitti ebedi aleme ve yanına binlercesini de katarak. Ağlayan artık gözler değildi, çünkü gözpınarları kurudu insanların, ağlayan artık yüreklerdi , yüreksiz olanlara inat.
Gecenin sessizliğini bozan çığlıklar yükseldi evlerin pencerelerinden. Ve bir çocuk yumdu gözlerini hayata, tüm hayallerini de yanına alarak. Oysa düşleri başka başkaydı, bu hayatta yaşayacak çok şeyi vardı daha. Gecenin üzerine çekilen o kapkara yorgan onun da yüzünü örtmüştü . O incecik, narin bedene nasıl kıyacaktı kara toprak , nasıl kabul edecekti bağrına.
Bir baba çırpındı son kez evladı için, bir oğul çırpındı babası için ve son kez baktılar semaya ağlayarak kaderin zalim yüzüne atmak istercesine tokadı. Kurtarma ekipleri açtıklarında enkaz yığınını kimse bakamadı baba ile oğula. Çünkü beton blokların altında çaresizce ölümü beklerken sarılmışlardı birbirlerine. Sanki bizi birbirimizden ayırmayın der gibi duruyorlardı o halleriyle. Götürmek için ayırmak istediklerinde kimse açamadı kenetlenmiş baba ile oğulu. Tüm ekip ağlıyordu şimdi, tüm halk ağlıyordu ve tüm insanlık ağlıyordu manzara karşısında.
Kimse bakamıyordu enkaz yığınlarına ya da bakmak istemiyordu, çünkü biliyorlardı her enkaz yığını arasında bir dost yüzüyle karşılaşacaklarını ve her dost yüzünde yeniden isyan edeceklerini tanrıya. Her telefon çalışında şuursuzca sıçrıyordu kazazede yakınları. Gelen her haber ya bir yakınlarını daha götürmüş oluyordu bu dünyadan ya da bir yaşam haberi veriyordu ölüm haberleri arasında. Herkes sevinme ile üzülme kavramlarını yitirmeye başlamıştı artık ne bir yaşam haberine seviniliyordu ne de ölüm haberine figan ediliyordu. Ölümün o soğuk yüzü herkesin suratında çoktan yerini almıştı bile.
Radyoda bir ses "hadi gülümse" diyordu bilinçsizce tüm şehir yerle bir olurken. Başka bir yerde insanlar eğlenmenin bilmem kaçıncı yolunu deniyorlardı. Bir başka yerde ise umarsızca yatağa gömülüyordu vahşi bedenler. Ve bir kız çocuğu gözlerini yumuyordu hayata, kucağında bez bebeğiyle.
Artık toprak konuşmaya başladı o andan sonra, çığlıklar attı, imdat dilendi fakat nafile. Toprağın sesini sadece mezarlarında uyuyan cansız bedenler hissetiler ve sessizce yer açtılar aralarına katılacak taze bedenlere.
Gecenin sessizliğini bozan çığlıklar yükseldi evlerin pencerelerinden. Ve bir çocuk yumdu gözlerini hayata tüm hayallerini de yanına alarak. Bir şair son şiirini yazdı o gece ne de olsa "şehirde yıkılır şairin ahşaptan yüreği" dememiş miydi şair, bir ressam son fırçalarını vurdu tuvale yaşamın sekizinci rengini ararken resminde, bir bestekar hayatının bestesini derin bir "ah" sesinde besteledi o an.
Gecenin sessizliğini bozan çığlıklar yükseldi evlerin pencerelerinden. Ve bir çocuk yumdu gözlerini hayata tüm hayallerini de yanına alarak...
Düşlerin gerçeğe, gerçeklerinse düşe dönüştüğü bir yaşam özlüyorum. Yaşamaktan bunalmıyorum, bunalımı yaşayıp, bunu kendime ait bir yaşam biçimine dönüştürüyorum.
Sanırım bütün sorunum özlemekle ilgili. Keşke "yaşlanmaya başladım, o yüzden geçmişi özlüyorum" diyebilseydim. Zerre kadar özlemiyorum geçmişi. Geçmişe dair ne varsa silindi hafızamdan. Ben geleceği özlüyorum. Belki de hiç yaşayamayacağım geleceğime dair özlemlerim. Asıl sorunda burdan başlıyor zaten.
Geleceğin olmayacağını biliyorum. Olmayanı, olma ihtimali bulunmayanı özlüyorum.
İşte bu özlem koyuyor insana...
Beni koyup gitme
Ne olursun
Durduğun yerde dur..
Kendini martılarla bir tutma
Senin kanatların yok
Düşersin, yorulursun
Beni koyup gitme
Ne olursun...
Duvarda gölgeler ve o görüntülerle çarpışmak yoruyor. İnsanlar gerçek değil artık, mekanlar gerçek değil. Belki de o yüzden sevmiyorum ana caddeleri, ışıltılı alışveriş merkezlerini, konforlu mini sinama salonlarını. Flimlerin değeri düşüyor oralarda, filmler hırpalanyor. Ruhumuz bütün "sakıncalı" kareleri sansürlüyor, makaslıyor, yalnızlaştırıyor. Sansürlü, makaslı, yalnız bir yaşam bu benim yaşadığım ve yalnızım işte yine...
Şaşırmıyorum aslında, böyle olacağını çok öncesinden biliyordum. "Boş durmadım, savaştım. Savaştım ama yenildim. Yenildim ama ezilmedim" diye kandırmayacağım kendimi. İşte itiraf ediyorum; ezile ezile, hırpalana hırpalana yenildim. Yenildim işte ötesi yok..
Bir deniz kıyısında otur
Gemiler sensiz gitsin bırak
Herkes gibi yaşasana sen
İşine gücüne baksana
Evlenirsin çocuğun olur
Sonun kötüye varacak
Beni koyup koyup gitme
Ne olursun...
İşte bu yüzden korkuyorum ana caddelerden. Deniz kenarlarını seviyorum, salaş meyhaneleri seviyorum. Issız ve bana ait olan yerleri seviyorum. Televizyonu değil ama o televizyonun altındaki dolapta bulunan anılarımı seviyorum. Her açtığımda o dolapta bulunan anılarımın anlatacakları var bana çünkü. O salaş dediğim meyhanenine öyle, kayalara vuran dalgalarında ne çok anlatacağı şey var.
Bunlar dışında herşeyin sadece görüntüsü var oysa.
Elimi tutuyorlar ayağımı
Yetişemiyorum ardından
Hevesim olsa param olmuyor
Param olsa hevesim...
Yaptıklarini affettim
Seninle gelemiyeceğim yine de
Beni koyup koyup gitme
Ne olursun...
Bunun için yalnızca kendimi korumak için kaçıyorum herşeyden. Kaçarak yaşıyorum. İçime kapanmıyorum, düpedüz içime kapaklanıyorum. Böylece korunuyorum hayattan. Bedenimse ruhumun zırhı sadece...
Yokluğunda ne yaptım
Ne yapmadım ki
Seni düşündüm karanlıklarda
Neden karanlıklarda biliyor musun?
Bilirsin karanlıktan korktuğumu
Ama seni düşünürken bu korkumu yendim
Yokluğunda fidan diktim
Ama kurudu, Neden mi?
Yeşerseydi senin ismini verecektim
Dikerken içimi okumuş olmalı
Yokluğunda yıldızlarla yüzünü çizdim
Artık çizemiyorum, neden mi?
Gökyüzü kara bulutlarla doldu
Alabildiğince
Yokluğunda sigara üstüne sigara içtim
Dumanıyla ismini yazmaya çalıştım
Ama yazamıyordum, neden mi?
Seni bana unutturmak istercesine
Rüzgar esiyordu her denememde
Yokluğunda şair oldum
Senin için şiir yazdım şimdi olduğu gibi
Ama artık yazmayacağım, neden mi?
Çünkü halen yoksun.
Varlığın cennet yokluğun cehennem
Nerden bileceksin cehennemleri yaşadığımı
Yoksun ya.
Sensin gönlümde bir çiçek misali
Sensin kalbimi sokan bir akrep misali
Sensin yüreğime saplanan bir hançer misali
Seni sen yapan içimdeki sevgi misali
Sensin dünyamı aydınlatan güneşim
Sensin gece benim için parlayan yıldızım
Sensin içimi mutluluk dolduran sevincim
Bütün bunların hepsi sensin be GÜLÜM
Sensin yıldızı yıldız, güneşi güneş yapan
Sensin içimdeki sevgiyi yücelten
Sensin beni kendine tutsak eden
Bunların hepsi sensin ama
Seni böyle yücelten benim sevgimdir.
niye ki
sinirime dokunur bu duvarlar
bilmem ki
renkleri mi hoş değil
yoksa
kasten mi kötü görünüyorlar
ya bu sessizlikte
sarmaş dolaş
olmaları niye
tahammülüm yok sessizliğe
kafamın tasını attırmasınlar
bu canı bu candan ettirmesinler
zaten tel örgüler batar yüreğime
kanar alın yazım avuçlarımda
ağıt yakarım
ağlarım
bir ağıt olurum
ağıtlarım vurur alın çatıma
bölünür dururum
Çok uzaklarda bir kız sevdim
Görmek istediğimde yanımda olan
Sesini duymak istediğimde haykıran
Saçına dokunmak istediğimde mutlu olan bir kız
Ama çok uzaklarda bir kız
Çok uzaklarda bir kız sevdim
Soğuğumda sıcak, sıcağımda soğuk olan bir kız
Gündüzümde gece, Gecemde gündüz olan bir kız
Ama çok uzaklarda bir kız
Çok uzaklarda bir kız sevdim
Karanlığıma aydınlık olan
Gecelerime güneş olan
Buzullarda ateş olan bir kız
Ama çok uzaklarda bir kız
Çok uzaklarda bir kız sevdim
Onun için dağları, denizleri aşacağım bir kız
Eğer gerekirse bile
Canımı verebileceğim bir kız
Ama çok uzaklarda bir kız...
KUPA İÇİN
Ya Galatasaray ya da Fenerbahçe. İki devden biri bu gece 21.00'de Olimpiyat Stadı'nda Türkiye Kupası'nı kaldıracak. Dünyanın en büyük 3 derbisi içinde gösterilen karşılaşmayı 346'sı Türk, 15'i yabancı toplam 361 medya mensubu izliyor. 4 Brezilyalı, 3 Fransız, 2'şer Alman ve Rumen, 1'er İngiliz, Belçikalı, Japon ve Boşnak gazeteci karşılaşmada görev yapıyor.
El Cezire de derbiyi naklen yayınlıyor
.Öğle saatleri itibariyle sadece 20 bin bilet satılan derbi maç için taraftarlar stada alınmaya başlandı.
Hagiden zafer formülü
Fenerbahçenin eksi ve artılarını oyuncularına adeta ezberleten Cim Bomun teknik patronu, kendilerine kupayı getirecek taktiğe de son şeklini verdi.
Christoph Daum kalbe çalıştı!
Alman hoca, talebelerini, Fenerbahçe 22 yıldır Türkiye Kupasını alamıyor. Başkan, taraftar ve tüm camia için oynayınö diyerek dev maça motive etti.
Galatasaray: Mondragon, Cihan, Orhan, Song, Tomas, Ribery, Ayhan, Conceiçao, Ergün, Necati, Hakan Şükür.
Fenerbahçe: Rüştü, Deniz, Serkan, Önder, Luciano, Tuncay, Serhat, Kemal, Aurelio, Nobre, Alex.
Saat 21.00.
Yayın: Kanal D.
Hakem: Serdar Tatlı.
Stat: Atatürk Olimpiyat.
Türkiye Kupası Final maçını naklen yayınlayacak olan Kanal D, 5 saat boyunca canlı yayın yapacak. Olimpiyat Stadından saat 19:00da başlayıp, 24:00e kadar sürecek yayın maratonunda, ana haber bülteni de stattan sunulacak. Saat 20:00de başlayacak ve İlker Yasin ile Ahmet Çakar tarafından sunulacak, Finale Doğruöda, kupa tarihinin unutulmaz maçları ekrana getirilecek, siyaset dünyasının Fenerbahçe ve Galatasaraylı isimlerinin tahminleri yayınlanacak. İş, medya ve spor dünyasının ünlü isimleri canlı yayın stüdyosunda olurken, çeşitli röportajlar ekrana taşınacak. Romanya ve El Cezire televizyonlarının da yayınlayacağı maçı, Kanal Dde Ersun Yanal yorumlayacak.
Dışı gümüş, içi altın
Bugün sahibini bulacak Türkiye Kupası çarpıcı görüntüsüyle dikkat çekiyor. 54 santim boyunda ve 6.4 kilo ağırlığında olan kupa özel olarak tasarlandı. Kupanın dışı 925 ayar gümüşle kaplanırken, içindeki altın kaplama da göz kamaştırıyor. İki ezeli rakip arasındaki zorlu mücadeleyi kazanan taraf, 43. kupayı müzesine taşıma onuruna erişecek.
Dünyanın gözü derbide olacak
Sounessın Kadıköye bayrak diktiği final.. Bu gece herşey olabilir...
Fenerbahçenin, 3-0 geriden gelip Galatasarayı 4-3 devirdiği maç... Sounessın Kadıköye bayrak diktiği final... İki tarihi olay da kupada yaşandı. Bu gece de Atatürk Olimpiyat Stadında her şey olabilir.
17 Ocak 1909 tarihinde, bugünkü Şükrü Saracoğlu Stadının bulunduğu Papazın Çayırı olarak anılan yerde yapılan ve Galatasarayın 2-0 kazandığı özel maçla başlayan Türk futbolunun en renkli buluşmalarına bir yenisi daha bugün ekleniyor. Galatasaray ile Fenerbahçe arasında 96 yıldır süren ezeli rekabet, her cephede olduğu gibi Türkiye Kupasında da çok ilginç ve uzun süre hafızalardan silinmeyen buluşmalara sahne oldu.
İlk yarıda Tanju
Kupada yaşanan ve destan, zafer, mucize gibi en uç noktalarda değerlendirilen kapışmaların en akılda kalanlarından biri, hiç kuşkusuz 3 Mayıs 1989 tarihinde oynandı. 2-2nin rövanşında Ali Sami Yene çıkan iki ekipten Galatasaray, ilk yarıda fırtına gibi eserek rakibini adeta sahadan silmiş ve 3-0lık avantajla soyunma odasına girmişti. Tanju Çolak, üç gole de imzasını atarak, ilk 45 dakikaya damgasını vurmuştu.
İkinci yarıda Hasan
Ancak takımlar ikinci yarıda sahaya çıktığında sahne tam tersine dönmüştü. Önce Aykut, ardından Hasan skoru 3-2ye getirip, ardından da Sarı - Kırmızılı ekipten Cevad Prekazi kırmızı kart görünce, işin şekli tamamen değişmişti. Ardından yine sahne alan Hasan Vezir, rakip ağlara iki gol daha göndererek skoru 4-3e taşımış ve bu skorla Fenerbahçe, o zamanki ismiyle Federasyon Kupasında rakibini saf dışı bırakarak yarı finale yükselmişti.
Sounessın bayrağı Fenerbahçe kanadında böyle bir zafer olur da, 100 yıllık ezeli rekabette Galatasarayın olmaz mı? Hem de bugünlerin modası olan tişörtlere daha zamanlar slogan olarak işlendi Sounessin Fenerbahçe Stadının ortasına diktiği bayrak. Sami Yende 1-0 kazanan Cim Bom, 1995-96 sezonunda Kadıköyde rövanşa çıktı. Finaldi, Aykutun golüyle maç uzatmaya gitti. Ama 119. dakikada Saundersin golü, skoru 1-1e, kupayı da Galatasaraya taşıdı.
43. Türkiye Kupası final maçında, Galatasay Ribery'nin golüyle 1-0, Necati'nin golüyle 2-0 öne geçti... Deniz'in kendi kalesine golü skoru 3-0 yaptı, Dakika 41. Gol Luciano'dan ve durum ilk devrede 3-1 kapandı. Dakika 71 gol Hakan Şükür skor 4-1.. Dakika 88 gene Hakan şükür ve skor 5-1.
Üzerine para atılan FB başkanı Aziz Yıldırım, şeref tribününden, taraftarlarının bulunduğu kapalı tribüne geçti. Stadın üzerinde helikopterler uçuyor, çevre güvenlik güçleriyle dolu. F.Bahçe ile G.Saray Türkiye Kupası finalinde karşı karşıya... Haber3-- Dk.88.. Soldan gelen ortada Hakan Şükür penaltı noktasından topu ağlara gönderdi.
- Ve gooooolll !!! Yine Hakan Şükür
- Dk.84.. Sakatlık geçiren Ayhan sedyeyle oyun alanının kenarına alındı.
- Dk.80.. Karşılaşmada normal süre olarak son 10 dakika..
- Dk.77.. Cihan Haspolatlı'nın uzaktan vuruşunda top üstten auta gitti.
- Dk.75.. Galatasaray taraftarı desteğini arttırdı.
- Dk.74.. Hasan Şaş'ın vuruşunda Rüştü topu kontrol etti.
- Dk.73.. Galatasaray 5. gol için bastırıyor.
- Dk.71.. Cihan'ın geriden ortasında Hakan Şükür topa sert vurdu ve skoru 4-1'e getiren golü kaydetti.
Ve goooolll !!! Hakan Şükür
- Dk.70.. Fenerbahçe'de Serhat Akın oyundan çıkarken Mehmet Yozgatlı oyunda..
- Dk.69.. Serhat 4 oyuncun arasından vurdu ama Mondragon topu kontrol etmek için zorlanmadı.
- Dk.67.. Alex sarı kart gördü.
- Dk.66.. Alex'in vuruşunda Mondragon topu mükemmel çıkardı. Kaleci, Luciano'dan alkış aldı.
- Dk.63.. Fenerbahçe inanılmaz 3 pozisyon kaçırdı.
- Dk.60.. Necati yerine Hasan Şaş oyuna girdi.
- Dk.59.. Serdar Tatlı iki oyuncuyu yanına alarak uyardı.
- Dk.59.. Sabri ve Aurelio arasında gergin anlar yaşanıyor.
- Dk.57.. Hakan Şükür sarı kart gördü.
- Dk.56.. Hooijdonk'un kullandığı serbest vuruşta defanstan seken topa Tuncay vurdu ama top direğe çarparak oyun alanını terk etti.
- Dk.53.. Serhat ceza alanının sağ tarafından ortasını yaptı Hooijdonk vurdu ama top Mondragon'da kaldı.
- Dk.52.. Galatasaray'da Ribery yerini Sabri'ye bıraktı.
- Dk.52.. Tuncay ceza yayının birkaç metre ilerisinden vurdu ama top oyun alanını terk etti.
- Dk.49.. Serhat 3 oyuncunun arasından sıyrılarak kaleye vurdu ama top oyun alanını terk etti.
- Dk.49.. Necati'nin ceza alanının sağ kanadından vuruşunda Rüştü kalesinden çıkarak topu kontrol etti.
- Dk.48.. Alex'in kullandığı serbest vuruşta savunma topu kafayla uzaklaştırdı.
- Dk.46.. Kullanılan serbest vuruşta Hooijdonk'un ortasını Serhat dışarı gönderdi.
- İkinci yarı başladı.
- Devre Arası.. Galatasaray'da Orhan oyundan çıkarken Uğur oyunda..
- Devre Arası.. Fenerbahçe ikinci yarıya değişiklikle başlayacak. Hooijdonk ikinci yarıda oyuna girecek.
- Hakem Serdar Tatlı'nın çalan düdüğüyle karşılaşmanın ilk yarısı sona erdi.
- Dk.45.. Ayhan sarı kart gördü.
- Dk.44.. Karşılaşmanın ilk yarısının sonunda +1 dakikalık uzatma oynanacak.
- Dk.41.. Orhan Ak Serhat'a yaptığı faulün ardından sarı kart gördü.
- Dk.41.. Galatasaray savunmasından seken topa Fenerbahçe'nin gizli forveti Luciano yerden vurdu ve topu ağlara gönderdi.
- Ve gooooolll !! Fenerbahçe baskısı sonuç verdi. Dk.41 Luciano, Skor 3-1
- Dk.40.. Ceza alanının sol kanadından yapılan ortada Selçuk'un kafa vuruşunu Mondragon çıkardı.
- Dk.38.. Hakan'ın vurduğu top Deniz Barış'ın göğsüne çarptı ardından Deniz topu kendi kalesine gönderdi.
- Dk.37.. Deniz kendi kalesine gol attı. Galatasaray 3-0 önde...
- Dk.35.. Serkan'ın ceza sahasına ortasında Tuncay vuramadı ardından savunma topu uzaklaştırdı.
- Dk.34.. Alex'in kullandığı kornerde Mondragon topu yakaladı.
- Dk.34.. Ceza sahasına yapılan ortada Tomas topu uzaklaştırdı.
- Dk.33.. Karşılaşmada tempo düştü.
- Dk.25.. Necati bir anda topu önünde buldu ve kendisinin birinci takımının ikinci golünü ağlara gönderdi.
- Goooolll !!! Necati Ateş
- Dk.19.. Fenerbahçe gole çok yaklaştı. Ceza alanına yaoılan ortada Tuncay kafayla vurdu ama Mondragon topu çizgi üzerinden çıkardı.
- Dk.16.. Necati ceza yayı üzerinde iki Fenerbahçeli futbolcu arasından Ribery'ye pasını verdi. Kaleciyle karşı karşıya kalan Ribery topu ağlara gönderdi.
- Ve gooooolll !! Galatasaray 1-0 önde.. Frank Ribery
- Dk.13.. Aurelio'nun pasında Selçuk yerden vurdu ama kaleci Mondragon topu kolaylıkla kontrol etti.
- Dk.11.. Necati Hakan ve Ribery'ye pas vermek yerine kaleye vurdu ama pozisyondan sonuç alamadı.
- Dk.7.. Karşılaşmada ilk gol pozisyonu Fenerbahçe'den.. Serhat'ın pasında Nobre sert vurdu ama top direkten geri döndü.
- Dk.6.. Necati'nin yerden vuruşunda top oyun alanını terk etti.
- Dk.6.. Ribery'nin vuruşunda Rüştü golü önledi.
- Dk.3.. Ayhan'ın ceza sahasına yaptığı ortada Necati topa yetişemedi.
- Dk.2.. Tuncay'ın vuruşunda top farklı şekilde auta gitti.
- Dk.2.. Aurelio'nun vuruşunda kaleci Mondragon topu kontrol etti.
- Dk.1.. Hakan tedavisi için oyun alanının kenarına alındı.
- Dk.1.. Topa havalanan Hakan Şükür başına darbe aldı. Sakatlık geçiriyot.
- Var karşılaşma başladı. Her iki takımıza da başarılar dileriz.
- Mondragon ve Rüştü birbirlerine sarılarak şans diledi.
- İstiklal Marşı'mız okunuyor.
- Statda "Baba Beni Okula Gönder" pankartı açıldı.
- Taraftarlar maça fazla ilgi göstermedi, Olimpiyat Stadı'nda derin boşluklar var.
- Maç öncesinde Galatasaray taraftarları Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'a küfürlü tezahüratta bulundu.
- Şampiyonlar Ligi finalinin de provası niteliğindeki maçta toplam olarak 410 medya mensubu izleyecek.
- Olimpiyat Stadı'nda yapılacak olan karşılaşmayı Hakem Serdar Tatlı yönetecek.
- Fenerbahçe
Rüştü, Serkan, Luciano, Önder, Deniz, Serhat, Aurelio, Kemal (Selçuk), Tuncay, Alex, Nobre
- İdmanda sakatlığı nükseden Nicolas Anelkanın bu akşam forma giyemeyeceği bildirilirken, Nobrenin tek forvet olarak görev yapacağı öğrenildi. Her maç olduğu gibi bu maçta da duran toplara hayat veren Alex sahnede olacak.
- Galatasarayda sakatlığı nedeniyle tedavi amacıyla İsviçreye giden Hakan Yakın ve sakatlığı süren Hakan Ünsal forma giyemeyecek.
- Fenerbahçe 22 yıldır müzesine götüremediği kupayı almak, Galatasaray ise 100. yılını kupayla süslemek istiyor. Bu karşılaşma aynı zamanda şampiyonluğun kilit maçı olarak nitelendirilen dev derbi öncesinde de bir sınav olacak.
Galatasaray, 43. Türkiye Kupası finalinde Atatürk Olimpiyat Stadı'nda karşılaştığı Fenerbahçe'yi 5-1 mağlup ederek, 14. kez kupayı müzesine götürmeyi başardı.
Sarı-kırmızılılar, daha önce son kez 1999-2000 sezonunda Antalyaspor'u yenerek 5 yıl önce kupayı kazanmıştı. Türkiye Kupası'nı, final maçında Fenerbahçe'yi 5-1 yenen Galatasaray, 14. kez kazandı.
Galatasaray, Fenerbahçe önünde ilk yarıyı 3-1 önde kapadı. Karşılaşmanın gollerini, Dk. 16 Ribery, Dk.25 Necati, Dk. 38 Deniz (kendi kalesine), Dk.72 ve 88 Hakan Şükür (2) (Galatasaray), Dk.41 Luciano (Fenerbahçe)attı.
Kupayı Bıçakçı verdi
Galatasaraylı futbolcular, karşılaşma sonrası düzenlenen kupa töreninde, Türkiye Kupası'nı Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Levent Bıçakcı'nın elinden aldı. Emektar Kaptan Bülent'in arkadaşlarıyla kaldırdığı kupa elden ele gezerken, sarı-kırmızılılar büyük coşku yaşadı. Fenerbahçeli futbolcular da, soyunma odasından çıkarak, sarı-kırmızlı futbolcuları kutladı. Fenerbahçe'nin futbolcuları ve teknik heyeti de, Levent Bıçakcı'nın elinden madalyalarını aldı. Sarı-lacivertli ekipte, herkesin büyük bir üzüntü yaşadığı gözlendi.
Galatasaray Kulübü Başkanı Özhan Canaydın, eski günlere döndüklerini ve kupaları almaya başladıklarını belirterek, "Bir durgunluk dönemi yaşamıştık ama artık bitti. Futbolcularım sağolsun ilk kupayı getirdiler. 3 maçta 9 puan alıp, ikinci kupayı da getirecekler. Taraftara da çok teşekkür ediyorum. Galatasaray eski günlerine döndü, kupaları almaya başladı, kupaların devamı gelecek" şeklinde konuştu.
Galatasaray'ın golcü futbolcusu Hakan Şükür, hem kupada hem ligde sonuna kadar mücadele eden iki takımın da alkışlanması gerektiğini belirterek, "Hem ligde hem kupada sonuna kadar mücadele eden iki takımı da kutlamak lazım. Avrupa'da olmadığımız için iki hedefimiz vardı. Birini kazandık, rakibimiz puan kaybederse diğerini de alacağız. Bu başarıyı başkanımıza armağan ediyorum" dedi.
Hagi: "Çok mutluyum"
Galatasaray Teknik Direktörü Gheorghe Hagi, maç sonrası yaptığı açıklamada, teknik direktörlük kariyerinde ilk kupasını kazandığını belirterek, bunun da kendisini çok mutlu ettiğini söyleyerek, "Bu gece çok mutluyum. Teknik direktörlük kariyerimde kazandığım ilk kupadır, bu beni ayrıca mutlu ediyor. Çok iyi bir grup oluşturduğumuza inanıyorum. Bu gece için futbolcularımı tebrik ediyorum'' diye konuştu.
Çok iyi bir ekibe karşı oynadıklarını belirten Rumen teknik adam, "Bu maçta da iyi bir takım olduğumuzu gösterdik. Her şey planladığımız gibiydi. Maç öncesinde hazırladığımız bütün planı sahayı yansıttık. Maçtan önce 5 gol atabileceğimize inanmazdım. İyi bir gündeydik. Fenerbahçe de maç boyunca çok sayıda gol pozisyonuna girdi, ancak bunları değerlendiremedi. İlk hedefimiz olan Türkiye Kupası'nı kazandık, şimdi ikinci hedefimiz olan lig şampiyonluğu için mücadelelerini sürdüreceğiz. Bu konuda başka yorum yapmaya gerek yok. 5-1 kazandık. Bunun için hazırlanmıştık. Rakibimiz çok kaliteli oyunculara sahip. Ben böyle bir yorum yapamam. Ama bu gece Galatasaray galibiyeti hak etti" dedi.
Ligin 33. haftasında Fenerbahçe ile Kadıköy'de yapacakları derbi maçla ilgili de değerlendirmede bulunan Hagi, "Derbiden önce Pazar günü zor bir maça çıkacağız. Gücümüze inanıyoruz. Şahsen şunu düşünüyorum ki lig henüz bitmedi" diye konuştu.
Hakan Şükür'ün performansıyla ilgili bir soru üzerine Hagi, "Hakan Şükür benim ve takımım için çok önemli bir oyuncuydu. Çok deneyimli ve profesyonel bir oyuncu. Ama unutmayalım ki takımım ekip olarak çok iyiydi" şeklinde cevap verdi.
"Bu sonuç iki teknik adamın kulüplerindeki geleceğiyle ilgili bir değişim yapar mı ?'' şeklindeki soruya ise Rumen teknik adam, "Önümüzde 3 maçımız var. Biz teknik direktör olarak sadece bunu biliriz. Bizim durumumuz hava şartlarına benzer. Bunu kabul edip, bu mesleği zevkle ve sevgiyle yapıyoruz. Bunun hem artıları, hem de riskleri var" şeklinde cevap verdi.
Ribery ve Necati değişikliklerinin risk olup olmadığı yönündeki bir soru üzerine ise, "Rakibimiz ikinci yarının hemen başında iyi pres yaptı. Sahada 2 yorgun oyuncum vardı. Ben de bu değişiklikleri yaptım. Bence iyi bir karar aldım. Çünkü değişiklikten sonra da goller attık. Ben riski, Hasan Şaş değişikliğinde aldım ama, böyle uygun gördüm. Bunda da iyi yaptığımı düşünüyorum. Galatasaray'da sadece 11 futbolcu değil, daha fazlası var" ifadelerini kullandı.
"Galatasaray karşısında aldığımız yenilgi acı verdi"
Fenerbahçe Teknik Direktörü Christoph Daum ise, maç sonrası düzenlediği basın toplantısında, sözlerine Galatasaray Teknik Direktörü Gheorghe Hagi'yi tebrik ederek başladı. Galatasaray karşısında aldıkları yenilginin acı verdiğini belirten Daum, "Fenerbahçe'nin 6-0'lık galibiyeti tarihe geçtiyse, bu galibiyet de tarihe geçecektir. 100. yılda Türkiye Kupası'nı kazanan Galatasaray, başkanları, futbolcuları ve taraftarlarıyla kutlama yapmayı hak etti" dedi.
Karşılaşmada girdikleri pozisyonlardan yararlanamadıklarını belirten Daum, "Yenilgi acı veriyor. Hele böyle yüksek bir skorla olunca daha da acı veriyor. Girdiğimiz pozisyonları değerlendiremedik. Ama kaleci Mondragon'un maçta gösterdiği performans da dünya klasındaydı. Bu yenilgiden sonra haklı eleştiri ve yorumları çabuk sindirmemiz lazım. Bizim bir 24 saat kuralımız var. 24 saat bu yenilgiye üzülebiliriz. Ancak böyle bir maçtan sonra farklı bir hırsla şampiyonluk yarışına devam etmeliyiz. Galatasaray ile bir maçımız daha var. Galatasaray'ın nasıl oynadığını biliyoruz. Galatasaray'a karşı koyabilmemiz için farklı bir diziliş, farklı bir bakış açısını sahaya yansıtmalıyız" ifadelerini kullandı.
Karşılaşma boyunca kendilerini destekleyen taraftarlara teşekkür eden Alman teknik adam, 3-0 geriye düştüklerin de bile taraftarların desteklerini sürdürdüğünü, ancak bu desteğe saha içinde yanıt veremediklerini söyledi.
Kalesinde 5 gol gören kaleci Rüştü'ye de sahip çıkan Daum, "Rüştü'nün iyi bir kaleci. Rüştü yediği gollerle yalnız kaldı. Rakip, verdiğimiz boş alanları iyi değerlendirdi. Rüştü, iki pozisyonda iki gol yedi. Eğer Mondragon gibi goller çıkarsaydı, sonra daha iyi motive olurdu. Ama Rüştü de Mondragon gibi iyi, ona eşdeğer bir kaleci" diye konuştu.
Bir basın mensubunun "Bu yenilgi sizin gelecekteki durumunuzu değiştirir mi?" şeklindeki sorusuna, Daum, "Her gün yeni bir şey öğreniyorum" yanıtını verdi. Teknik Direktör Daum, bu maçı unutup, hafta sonunda Ankaragücü ile yapacakları lig maçına konsantre olmaya çalışacaklarını sözlerine ekledi.
Kupa coşkusu
Karşılaşma sonrası yurdun dört bir yanında Galatasaray taraftarları sokaklara dökülerek Kupa Şampiyonluğu'nu kutladılar.
Cimbom Florya'da coşkuyla karşılandı
Fenerbahçe'yi 5-1 gibi farklı bir skorla mağlup ederek, 43. Türkiye Kupası'nın sahibi olan Galatasaray'ı, Florya Metin Oktay Tesisleri'nde taraftarlar coşkuyla karşıladı.
Karşılaşma sonrası Florya'ya akın eden Sarı-kırmızılı taraftarlar, tesis çevresindeki yolları trafiğe kapattı. Takım otobüsünün tesislere girmesi, yoğun trafik nedeniyle uzun bir zaman aldı. Tesislerde bekleyen yüzlerce Sarı-kırmızılı taraftar, ellerindeki dev bayraklarla Galatasaray kafilesini karşılarken, yaktıkları meşalelerle de tesislerin etrafını adeta karnaval yerine çevirdi.
Sarı-kırmızılı taraftarlar, takım otobüsündeki futbolculara sevgi gösterisinde bulunurken, futbolcular da elleriyle toplu halde 5 işareti yaptılar.
Aziz Yıldırım tepkili
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, Galatasaray'ın Fenerbahçe'yi 5-1 mağlup ettiği Türkiye Kupası Final maçı sonrası maçın oynandığı Atatürk Olimpiyat Stadı çıkışında Galatasaraylı taraftarların kendisine tükürdüğünü söyledi.
Yıldırım , çıkışta yanında bulunan İstanbul Valisi Muammer Güner ve Gençlik ve Spor İl Müdürü Taner Taşpınar'a, "Tribünde herkes, bana tükürüyor. Polisler de, oradan gülüyor. Bu nasıl iş?" diye sitem etti.
Yıldırım, ayrıca Atatürk Olimpiyat Stadı'nda Galatasaray'ın takım çıkış kapısına 'Galatasaray' yazıldığı halde Fenerbahçe takım çıkış kapısına 'misafir' takım yazılmasına tepki gösterdi.
Gürsoy'dan Fenerbahçe camiasına özür
Galatasaray 2. Başkanı Ergun Gürsoy, Fenerbahçe'yi 5-1 yenerek kazandıkları Türkiye Kupası için "Defalarca Türkiye Kupası'nı kazandık, ama en anlamlısı buydu" derken, Aziz Yıldırım'a yapılan küfürler için özür diledi.
Karşılaşma sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Ergun Gürsoy, Galatasaray'ın daha önce Türkiye Kupası'nı defalarca kazandığını hatırlatarak, ancak en anlamlısının bugün kazandıkları kupa olduğunu kaydetti. Gürsoy, sarı-kırmızılı taraftarların Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'a küfürlü tezahüratları nedeniyle Fenerbahçe camiadan özür diledi.