Şahrud ve Seyduna

Son güncelleme: 12.08.2011 22:19
  • Tunay Bozyiğit'in sayfasını ben nasıl gözden kaçırdım
    Takipçinizim..
    Ayrıca kendisinden izin alarak henüz yayınlanmamış şiirlerini de burda paylaşabilirim ;)
#28.04.2009 16:12 0 0 0
  • Dur ne olur beni bırakıp da gitme
    Özenme sende akıp giden nehirlere
    Bırakma beni bir dağ gibi tek başıma
    Prangalı ayaklarım düşemem peşine
    Yıkılırım depremler olur içimde
    Dur bir tünel gibi bağrımı delip de gitme.

    Dur ne olur
    Söyleyeceklerim bitmedi daha
    Bakma sen göçüp giden turnalara
    Kucağını bahara açmış bir ağaç gibiyim
    Turnalara aldanıp dallarımı bomboş bırakma nolur
    Bak dökülür yapraklarım
    Çırılçıplak kalırım sonra
    Bıçkılanır her yerim
    Giderken attığın her adımda.

    Söylediğim bunca cümle
    Yetmiyorsa eğer sana
    Geceleyin terk eder gibi bir kenti
    Kalkıp git yanımdan usulca
    Tek bir sözcük söyleme
    Sözlerin dokunuyor kanıma
    Seni böylesine severken
    Bırakıp gidiyorsun ya
    Şimdi bir yanım Hasan Sabah
    Öbür yanım Seyduna
#28.04.2009 16:13 0 0 0
  • Gönül gözü kapanmış bir kalp kalıyor geride
    İçine başka bir şey sığmayan
    Belki bir figüranım ben daha filmin ilk sahnesinde vuruldum
    Film boyu bir daha sahne alamayan.
    Belli ki aşkı sadece deli gönlüm yasıyordu.
    Ben başkalarına ait bitmiş aşklara ağlarken
    O yeni yeni aşklarını eskitiyordu.
    Yollarına nelerimi harcayacağımı düşünürken
    Gözlerin düşmüyordu rüyalarıma
    Artık ilkbahar bile kokunu vermiyordu bana.
    Ah Yar Bu yürek hala senin için yaralı.
    Dünyanın beni üzdüğü ve ölüm korkularının sardığı
    Şu anlarda isyan edemiyorum yaratana
    Sesiz bir çığlıkla sesleniyorum hala sana
    Belki bende bir Seyduna olmalıyım
    Gebermeliyim kıyında.
#28.04.2009 16:14 0 0 0
  • Ayrıca kendisinden izin alarak henüz yayınlanmamış şiirlerini de burda paylaşabilirim

    böyle bir güzellik yaparsanız size minnettar olurum gerçekten böyle bir imkanınız varsa ve yaparsanız çok sevinirim
#28.04.2009 16:16 0 0 0
  • 'nasıl da inceden işleyen bir sızıdır
    bu zulümlü gece
    oysa daha dün
    simsiyah bir gül görkemiydi yüzün
    seher sabahını sırtlardı dağ başı omuzların
    bakışların süzülürdü gözlerinin buğulu şafağında
    ne de alazdı çiğ düşmüş dudaklarının açılışı
    çatılan gövdelerimiz tutuşur karanlığı yakardık
    neylersem rakının dünkü tadı yok
    mumla dudanın kızılı yanmıyor
    unutulmak en büyük kötülüktür
    hunharca öldürüyor adamı
    ahhh!..yıldızlarda orda kaldı
    gözlerinde doğan yıldızlar
    düşlerimin gök mavisi karardı
    körüm kör gelde senden kalanları gör
    yapraklarını bile tutamayan güz dalları ellerim''

    yağmurun sesi kırılır etimde
    canımın yangını sönmez içinde
    acılardan geriye neyim kaldıysa
    yüklendim gidiyorum bir bilinmeyene

    vurmuşum sokaklara
    çırılçıplak sulara
    alaz dilli rüzgarlara
    karanlık kanlı uykulara

    ellerim diyorum
    temmuz ayı üşürse böyle
    kalırsa karanlıkta bir başına
    sarılırsa birbirine korkudan
    senin eserindir
    zaman sakalını uzatıyor yüzünde kırlaşarak
    iştahını etinde biliyor yalnızlık
    karanlık üstüme üstüme geliyor
    yüreğinde göç sesleri
    bir göç niye kabuk bağlamaz
    kanar ha kanar
    ahhh!..gövdemde biriken yağmurlar
    vaktidir serseri sular gibi yalın ayak
    sokaklara düşmenin vakti'

    serserinin biriyim
    ne ölü ne diriyim
    bir yarada sen yükle
    öyle çekip gideyim

    benden sana yar olmaz
    acıdan diyar olmaz
    yüreği göç verende
    sevdalara yar kalmaz
#28.04.2009 16:19 0 0 0
  • seyduna dağlar hanı
    gönüllerde kelamı
    cenneti yer yüzüne
    indirmektir muradı

    dosluklar yeter bana
    hasretim ben insana
    dünya malına tokum
    açım güzel insana

    ey sahrud ey hayat veren ırmak
    sen ki bir mene akmayı bitmedin
    ey yarı ömrümde açan ilkbahar
    sen ki bir gülümü mene dermedin
    ölümüm olur salınıp da gidişin
    kirpiğin gazar kabrimi ay sahrud
    ellerin diker ellerin son söküğüm
    susuşum olursun susarım da ay şahrud
    kederim şahrud hederim şahrud doymadan sene giderim şahrud
    kederim sahrud
    hederim şahrud
    doymadan acına
    giderim şahrud
    ey dağa taşa ses veren ya şahrud bir men miyim yadlara düşmeyen can
    hani sendin aşklara nefes şahrud men değil sen ol odlara düşmeyen can
    avuç avuç bakışlarınla ya şahrud
    kapanır ömrüm üzeri kapanır
    gözlerin gömer sesimi nefesimi
    susuşum olursun susarım da ay şahrud..
#28.04.2009 16:21 0 0 0
  • noimage

    Ah Seyduna!!!



    Öyle büyük ki kimsesizliğim bu akşam,öyle derin...



    Unutulmuş bir ayazın kollarına sıkıca tutunmuş yüreği,hayata mahşer kalınlığında sürtünen bir çocuk gibi,iliklerim kanıyor...Ne gözlerime uzanabilir meyve dalları,ne kokusunu duyabilirim fesleğenlerin..



    Matem yüklü kıyılarda sıcak damlalar var,ayrıntısız yanaklarıma ilişen...Güzlerce sevda kurulu bezginliğim...Güzlerce yangın kokusu.



    Sadece hayata inanmaktı bende ki!



    Ötesi 'Yok'tu!



    Seyduna!..

    Kendini kimsesizliğin kollarında sızlayan bir yara gibi görmek ,kaybolmuşların rüyasıdır.

    İklimi içime dokunan bir ah bıraktın geride...



    Yüreğin eskimiş bir kilimin desenlerinde hüznü arıyor ilk gün ki gibi,oysa katran karası gecelerdir yaşanan kapı üstünde...



    Ellerini bilinmez geçmişlerin sağnaklarına değdirme..Kurumasın içinde yanan kül parçaları..



    Bu yorulmuş günün ardından,bir akşam rüzgarı değdi kalbime,

    Üstelik o tahta balkonun ahşap eşiğinde..

    Bunca kaybolmuşun içinde kendini bulmak ne zordur bilir misin?

    Bunca ziyan varken ve hüzün olmak istemediği yüzlerde anlamından kaybetmişken...



    Yağmur yağıyor ,

    içimizin diplerine çarpıyor kıpırtıları ömrümüzün.

    Sensizlik diyorum,böyle ağır bir sonsuzluk.

    Ayak uçlarım yanıyor.



    Zaman titrek bir mum ışığında,ruhunda beliren gölgelerden saklıyor kendini,

    Yokluğun,ellerimde dünün sarsıntılarını taşıyor.




    Ah Seyduna!...

    Güz kokusu penceremde,muğlak bir hüzün.

    Rengi ağyar sarısı.

    Kan kokuyor bütün bulvarları bu yarı aydınlık şehrin.



    Nerede terk ettin gülüşlerimi kendi karanlığına?

    Nerede gittin,kendini kendinden koparıp..



    Nerede bitti senliğin,

    Beni nerede kendinden ettin.
#28.04.2009 16:42 0 0 0
  • Kime de ömür sökenim sitemin kime?
    Sevdamı ayazda bırakıp giden
    Gözlerini götürüp yüreğim söken
    Zülfünün telinden kefenim diken
    Sen değil misin, sitemin kime?
    Kime de ömür törpüsü, sitemin kime?
    Ölsen bile ömür boyu yasın tutarım
    Geceleri karanlığa yalnız yatarım
    Yürek soysuz olsa söker atarım
    Yürek acze düşse söker atarım
    Diyen değil miydin, sitemin kime?
    Kime de ömür yıkanım, sitemin kime?
    Seyduna aldandı yürekten oldu
    Gözlerine sevdalandı gözyaşı oldu
    Geriye yarım ses yarım can kaldı
    Geriye yüreksiz yarım can kaldı
    Kime de ömür yiyenim, sitemin kime?

    Ayrılıklar uyandırmalı kör yüreğimi
    Cehennem yangınlarından ölmeden çıktıysa beden
    Artık benim olmalıyım, benim
    Yeter yüreğimi bir çift gözün ateşine rehin verdiğim.
    Ateş artığı değildir karşılığımız
    Pusatını dağ sisinden alan
    Firarını mevsimine emanet eden bir namludur bu eşkiya sevda
    Ki zulasına asılı durur kefenlediği ölümü
    Ellerinin çeliğine su verilmiştir taa Adem'den beri
    Bilir
    Ve intihar cürretiyle yoklar yüreğinin tetiğini
    Güneşin kızılca kıyametine çatar kuruyan umut dallarını
    Yanacaksa cehennemden beter yanmalı.
    Kim anlarki eşkiyanın sağlamlığını
    Özleminin çiseyle yıkanmış şafak değerini
    Kim...
    Hani ellerine kuşlar inerdi
    Kardan üşüyen kuşlar
    Bahçen kuş sevinçleriyle inlerdi. ay ŞAHRUT!
    Üşüyorum ha
    Aç ellerini.
#28.04.2009 16:55 0 0 0
  • Bitmeyen yolların
    hiç yürümeyen yolcularıydık
    kalbi kaldırım taşlarında
    çınar ağacının
    hiç ölmeyen aşıklarıydık
    darağacında
    Ve
    bitip tükenmeyen
    bir gecenin
    sancılı sabahlarıydık
    saçları yıldızlara takılı kalan
    iki ayrı nehirdik
    Seyduna şahrud
    ve hiçbir zaman kavuşamayan
    bir gözde iki ayrı damla
    iki ayrı yaştık
    ateşti avuçlarımıza dolan
    aynı coğrafyada
    iki ayrı dil
    iki ayrı ırktık
    durmadan savaşıp
    kendi canımızı yakan
    şimdi ikimizide giotinli geceler beklemekte

    BERF
#28.04.2009 17:26 0 0 0
  • En Sağlam Yarıma: Şahrud'a İtirafımdır

    bozkır suları gibi yoksul; ancak bahtlı doğdum,
    özge sularla karıştım, araz oldum
    vermenin yurduydum, yeşildim, ığdır'dım....
    karışan yanlarımı gurbet yüzlerde çiçeğe durmuş buldum. koklaştık; el verdik, türkülendik, yola çıktık. meğer ne de güzel insanlardık.
    yaşamları türkülerimize öyküleyip kardık ve hep güzeli aradık. yine de her birimiz acılar, ayrılıklar önünde sınanan sabırdık. bu hayat ırmağında yola çıktığımız yoldaşlardan kimilerini yolumuzdan ayırdık, meğer içi çürük cevizlermiş.
    su yüzüne, sonra da kıyıya vurdular. türkülerce arındık. çünkü artık sarihtik; parmak uçlarımızla hayatı görecek denli mahir....
    su damlası sesleriyle yürekleri getiren yeni nefes ustaları katıldılar kervanımıza. bir olduk! harlı türkülerimizi üfleyerek söyledik.
    yalundan şaşmayan bir karınca ordusu gibi.......
#28.04.2009 18:00 0 0 0
  • qüzeL PayLasim TşkLer
#29.04.2009 17:38 0 0 0
  • elinise saqlıq
#29.04.2009 18:26 0 0 0
  • Şahrud (Seyduna Ağıt)

    Ey Sahrud ey hayat veren ırmak
    Sen ki bir mene akmayı bitmedin
    Ey yarı ömrümde açan ilkbahar
    Sen ki bir gülümü mene dermedin
    Ölümüm olur salınıp da gidişin
    Kirpiğin gazar kabrimi ay Sahrud
    Ellerin diker ellerin son söküğüm
    Susuşum olursun susarım da ay Şahrud
    Kederim Şahrud Hederim Şahrud Doymadan sene Giderim Şahrud
    Kederim Sahrud
    Hederim Şahrud
    Doymadan acına
    Giderim Şahrud
    Ey dağa taşa ses veren ya Şahrud Bir men miyim yadlara düşmeyen can
    Hani sendin aşklara nefes Şahrud Men değil sen ol odlara düşmeyen can
    Avuç avuç bakışlarınla ya Şahrud
    Kapanır ömrüm üzeri kapanır
    Gözlerin gömer sesimi nefesimi
    Susuşum olursun susarım da ay Şahrud

    Söz - Müzik: Tunay Bozyiğit
    Solist: Brilliant
    Şiir: Kazım Koyuncu
#29.04.2009 19:25 0 0 0
  • Nefesimi

    Ayrılıklar uyandırmalı kör yüreğimi.
    Cehennem yangınlarından
    Ölmeden çıktıysa bedenim; artık
    Benim olmalıyım, benim.
    Yeter yüreğimi bir çift gözün
    Ateşine rehin verdiğim. Ateş artıyı
    Değildir karşılığımız. Pusatını dağ
    Sisinden alan, firarını mermisine
    Emanet eden bir namludur bu
    Eşkıya sevda ki; zulasında asılı
    Durur kefenlediği ölümü.
    Ellerinin çeliğine su verilmiştir ta
    Adem`den beri. Bilir ve intihar
    Cüretiyle yoklar yüreğinin tetiğini.
    Güneşin kızılca kıyametine çatar
    Kuruyan umut dallarını. Yanacaksa
    Cehennemden beter yanmalı!
    Kim anlar ki eşkıyanın sağlamlığını;
    Özleminin çiseyle yıkanmış şafak
    Değerini kim? Hani ellerine kuşlar
    İnerdi, kardan üşüyen kuşlar...
    Bahçen kuş sevinçleriyle inlerdi ay
    Şahrud.
    Eşkıya yüreğime çığ düştü
    Üşüyorum ha...
    Aç ellerini.

    Geldim mutsuzluğumla
    Yürek susuzluğumla
    Koynuna al demiyom
    Şikte koyma beni
    Koynunda yatır demem
    Yeter bağışla beni
    Aç ellerin gireyim
    Sana ömrüm vereyim
    Kuruyan dudaklarına
    Nefesimi süreyim
    Kuruyan dudaklarıma
    Nefesini süreyim
    Dağlara küs olur mu
    Banara yas olur mu
    İki can bir bedenken
    Ayrı yatmak olur mu
    İki yürek bir canken
    Ayrı düşmek olur mu
    Biliyorum suçluyum
    Kentin kirli suyuyum
    Sevmesini bilmiyorsam
    Geçmişin sonucuyum
    Aç kapıyı gireyim
    Sana ömrüm vereyim
    Kuruyan dudaklarına
    Nefesimi süreyim
    Kuruyan dudaklarıma
    Nefesini süreyim

    Söz - Müzik: Tuncay Bozyiğit
    Solist: Emrah Altınok
#29.04.2009 19:26 0 0 0
  • Bir Ayrılıkta Sevdadandır

    Bir ay doydu niye doğdu
    Beni kederlere doğdu
    Yokluğun ömrümü saydı
    Tütün bastım oy yarama
    Geceler ömrümü sağdı
    Tütün bastım ay yarama

    Vedalaşmadan Gidersen
    Yürek anlar ayrılıyı
    Ayrılık da sevdadandır
    Ben bilirim sevdalıyı

    Yüreğimi yer yaşarım
    Ay karanlıya şaşarım
    Yüreğimi yer yaşarım
    Ayın şavkına şaşarım
    Zühre olmazsan geceme
    Topraklara karışırım

    Zührem olmazsan geceme
    Karanlığa karışırım.

    Söz - Müzik: Tunay Bozyiğit
    Solist: Emrah Altınok
#29.04.2009 19:26 0 0 0
  • böyle bir sayfayı gördüğüme çok sevindim.Seyduna ve Şahrud hikayesi ve şiirleri bütün ilgimi alır :) müsadenizle bi kaç şiirini paylaşmak istedim çok teşekkürler:)







    'Ey ŞAHRUD; gözlerime mermi diye sevdanı sürdüm...'
#29.04.2009 19:29 0 0 0
  • nomery arkadaşım eklediğin şiirleri eklemiştim ama yinede eline emeğine yüreğine sağlık :) eğer farklı bir şey bulursan ve bizimle paylaşırsan çok sevinirim yorumun için de teşekkür ederim
#30.04.2009 00:22 0 0 0
  • Nefesini..

    ayrılıklar uyandırmali kör yüreğimi
    cehennem yangınlarından ölmeden çıktıysa beden
    artık benim olmalıyım
    benim....
    yeter yüreğimi bir çift közün ateşine rehin verdiğim
    ateş artığı değildir karşılığımız
    pusatını gaslesinden alan
    firarini mermisine emanet eden
    bir namludur bu eşkiya sevda
    ki zulasında asılı durulur kefenlediği ölümü
    ellerinin çeliğine su verilmiştir ta ademden beri
    bilir ve intihar cürretiyle yoklar yüreğinin tetiğini
    güneşin kızılca kıyametine çatar kuruyan umut dallarını
    yanacaksa cehennemden beter yanmalı
    kim anlarki eşkiyanın sağlamlığını
    özleminin çiseyle yıkanmış şafak değerini
    kim??
    hani ellerine kuşlar inerdi,kardan üşüyen kuşlar
    bahçen kuş sevinçleriyle inlerdi...ay şahrud!!!
    eşkıya yüreğime çığ düştü
    üşüyorum ha;
    aç ellerini.....
    geldim mutsuzluğumla
    yürek susuzluğumla
    koynuna al demiyom,eşikte koyma beni
    koynunda yatır demem,yeter bağışla beni
    aç ellerin gireyim,sana ömrüm vereyim
    kuruyan dudaklarıma nefesini süreyim
    kuruyan dudaklarına nefesimi süreyim...

    dağlara küs olur mu,bahara yas olurmu
    iki can bir bedenken ayrı yatmak olurmu?
    iki yürek bir canken ayrı düşmek olurmu
    biliyorum suçluyum
    kentin kirli suyuyum
    sevmesini bilmiyorsam geçmişin sonucuyum
    aç kapıyı gireyim,sana ömrüm vereyim
    kuruyan dudaklarıma nefesini süreyim
    kuruyan dudaklarına nefesimi süreyim...
#18.05.2009 03:39 0 0 0
  • Gerçekten Güzel sözler Teşekkürler..!!
#18.05.2009 13:05 0 0 0