Şahrud ve Seyduna

Son güncelleme: 12.08.2011 22:19
  • sabah göğsünde gül olur doğar yavaşça yavaşça
    menekşeler gözlerinde açar yavaşça yavaşça
    dağdan akan sular gibi sanki görülecek dibi
    sesi duruluğu gibi akar yavaşça yavaşça

    saçı elde destelenir iner belinde uslanır
    kirpiği kaşa yaslanır vurur yavaşça yavaşça
    gözleri ömrüm sebebi goncaya benziyor lebi
    bahar yağmurları gibi iner yavaşça yavaşça

    bir sevdayı yaşar gibi ayrıntıya şaşar gibi
    yeni güne başlar gibi güler yavaşça yavaşça
    bahçesinde güller gibi hazırdır her zaman demi
    defne ile hanımeli kokar yavaşça yavaşça
#29.05.2009 03:07 0 0 0
  • canımm çok güzel sözlerr bunlar ya =((
    artık takip ediyorum.. ((=
#29.05.2009 12:44 0 0 0
  • Dag Dediki Suya yüreginden Su Dagitmak
    Sirf Bu Yüzden Katilasir Dag Yüzü
    Aya Katar Islanir Gökyüzü
    Birde Salkim Saçak Bulutsa Basinda Gözyüzü
    Ozaman Dalginlik Dagilir Gider
    Sularda Bulamaz Azindaki Çigligi
    Deniz Düsü Mavi Kalir Damarlarinda
    Ve Bilirmisin Der Su Hangi Kanar
    Sehir Bir Ihanet Boslugunda Iste Orada Kalir

    Kumrularin Dem Çekmeye Insin Agzin Pinarin
    Öpüslerin Çadir Açsin Sol Yanimda Basin
    Düsüm Sensin Ülkemde Yurtsuz Kalirim Sen Gidersen
    Yüregine Selam Söyle Sonrada Gel Vur Istersen
    Daglanir Benim Için Daglar
    Sular Benim Için Çaglar
    Bulut Benim Için Aglar
    Yollar Benim Için Baglar
    Rüzgar Benim Için Aglar
#01.06.2009 02:55 0 0 0
  • ACIYA GÜLMEK bu parça bende vardı dinliyorum ama böyle bir konuya ait olduğunu bilmeden....... Artık anlamına anlam kattı.....

    Yüreğine sağlık Teşekkürler...
#01.06.2009 14:22 0 0 0
  • BİZ AYRILINCA

    Biz ayrıldıktan sonrada
    Seher çiğ düşürecek
    Meneviş aşka düşecek kırlarda
    Deniz açık mavi köpürecek
    Karanlığa öfkeyle
    Yetim gecelerde
    Kasım patları gerinecek
    İçinin rengini açmaya güneşe
    Gençlikleri hiç gitmeyecekmiş gibi
    Cüretkar ve küstah sevişecek
    Varoşların tenhaların da gençlik
    Arı kuşun gagasında çırpınacak
    Kurbağa yılanın ağzında
    İç anadolumun bozkırında yoksl bebelerin
    Yüzleri gün botcasından bozlanacak
    Daltaşak toz toprakta oynayacak
    Sümüklerini kollarına silip
    Arkasına saklayacak yoksul ellerini
    Zengin 24 ayar yağla güneşide ehlileştirip
    Brozlaşıp caka satacak
    Arsızca
    Biz ayrıldıktan sonrada
    Akacak bu yeşil dere karadenize ağvada
    Varsılların kirini taşıyacak
    Utançtan bulanarak
    Su kabakları kendini asacak
    Kurfalda duvara
    Taşlalar duvar için kırılacak
    Taş ustaları açlıktan kırılacak
    Ve mutlaka bir yerlerini taş kırıklarına kaptıracak
    Beklide gözlerini
    Ve kör kalacak
    Duvar sahibi korunacak
    Açların insani eyleminden
    Biz ayrıldıktan sonrada
    Gurbete gidenlerin bır kısmı dönerken
    Diğer çoğunluğu kaybolacak
    Yada hasretin acı kollarında ölecek
    O anda köyanalarım gurbet için
    Yeni oğullar doğuracak
    Biz ayrıldıktan sorada
    Gücün hizmetindeki hayat dünyada
    Hükmünü güçlüden yana sürdürecek
    Güçlüler kazandıkça
    Pis yenilgiye tiksinip
    Sırtını dönüp gidecek
    Senin gibi hoca

    Tunay Bozyiğit
#04.07.2009 02:07 0 0 0
  • BAŞKA BAHARA KALDI SEVDAM

    Yağmur kokuyordun
    Tenime her düşüşünde
    Tenimi her bölüşünde
    Bahar olurdum
    Baharlanırdım
    Bereketim olurdun toprağımda
    Yeşillenirdim
    Sana boy verirdim
    Yağmur yeşilince
    Yüzünü gözünü öperdim
    Islanan dudağımda yağmur tadı
    Gidişinle gülüm
    Bulutları da göçtü göğümün
    Türkülerimin kanadı kırıldı
    Göç yolunda
    Çıplak gökyüzü
    Birde güneş kaldı
    Ömrümü kavuran
    Başka bahara kaldı sevdam
    Baharımdın gözünde yeşerirdim
    Gittin ömrüm soldu
    Bütün iklimim hüzün oldu

    Tunay Bozyiğit
#04.07.2009 02:09 0 0 0
  • şayeste arkadaş bu konu benim main de en isteyerek severek açtığım konu katkı sağladığın için ve bu büyük şairin şiilerini bizle paylaştığın için teşekkür ederim emeğine yüreğine sağlık :)
#04.07.2009 02:39 0 0 0
  • Rica ederim arkadaşım..
    Tunay Bozyiğit benim için çok özel bir isim..
    Zevk duyarım..
    Umarım bi gün kendisini de sitemizde görürüz belli mi olur :)
#04.07.2009 02:41 0 0 0
  • öyle bir şey olursa benim bilgisayar heycandan çöker heralde :)
#04.07.2009 02:44 0 0 0
  • Seyduna ve Şahrud aşığıydı :(

    İkinizinde emeğine sağlık...okumaktan keyif aldığım bir bölüm...

    Bugün acı verdi...
#04.07.2009 03:54 0 0 0
  • çok güzel gerçektende çok güzel.
#05.07.2009 22:53 0 0 0
  • rica ederim Hayall

    sağolasın gaffar arkadaş beğnediğine sevindim :)
#06.07.2009 00:11 0 0 0
  • çok güzel emeğinize sağlık bu dizeleri burda görmekten çok mutlu oldum(=
#06.07.2009 10:47 0 0 0
  • teşekkürler dumanaltı arkadaşım beğenmene sevindim :)
#06.07.2009 17:59 0 0 0
  • yüzüne çok yakıştırmışsın dağınıklığı


    noimage

    yanlış aşksa usta olsan da kullanamazsın
    tükenir yangınlaşırsın
    dağılmanı anlaşılır kılıyorum
    başka karşılığı olmazdı inan ol
    bak yüzüne çok yakışmış dağınıklığın
    savaştığının kanıtı aşka inanmanın
    yanlışta olsa
    inancından apansız yalnızlaşmak gibi kopmak zordur
    ama insana dairdir
    kendini yeniden doğur dağınıklığından ve
    otur rakı soframın akına
    bak gecenin köründe dayandığın bir kapı var
    dostluğa inancından değilse de dinleneceğinden
    yatışınca doğruyu yüreğin söyleyecek
    dağınıklığı en güzel toparlayan yerin
    unutulmayacak kadar güçlüsün
    yenilecek ve kalkacak ve düşecek kadar hazır
    kendinle kendini tanımanın arasında
    koca bir iklim var imkanlı
    kendinde boy atacağın
    inan bana denenmemiş çok değer var daha
    duygusunu bile tatmadığımız
    niye yabancı kalalım hayata
    kaçınılmaz bir umuttur seni ayakta tutan
    beni türkülere vurduran yeniden acılarda doğuran
    varıp üstüne kanatma acılarını bırak kabuklansın
    denenmemiş bir anlam yükleme boşuna
    herkes isterse biraz acıdır biraz kaçış acıdan
    çırpınıp duruyorsun sınırlarında kendinin
    bense hayata salıyorum aç köpek gibi ellerimi
    yılıyor ellerimin canlılığından
    umut bir ara uğrak
    yok olmaya direndiğimiz bir sömürge toprak
    yalnızlığı imkanlarsak bir karşı koyma biçmi yaratırız
    içine düşmeden aşılmaz yenilgi çünkü
    isyan en güzel vuruşmadır
    yoksa yalnızlık yiyecek gücümüzü
    biraz daha kalırsak yenilgide dilimiz değişecek
    hadi kendini yeniden doğur dağınık ellerinden
    isyan en çok ellere yaraşır
    avuçlarda yumruklaşır

    Tunay Bozyiğit
#12.07.2009 19:21 0 0 0
  • ikinizede tesekkür ederim
#12.07.2009 20:12 0 0 0
  • şayeste arkadaşım eline emeğine sağlık böylesine değerli bir şahsiyetin harika şiirlerini sunduğun için teşekkürler ;)
#31.07.2009 23:32 0 0 0
  • Tunay BOZYİĞİT'den


    Şaşırtmayı ve şaşırmayı hep sevdim ömrümce..çocukluğumu geçirdiğim ermeni sürgünü köyüm kağında ilk aşk ilk aşka ağlamışlık la başladı yaşamım..adı zerişan dı ..ana dolumda kızlar erken büyür ve ere erken verilir hemi de öyle oldu

    Batası töresince..yüreğimde yangın halaya durdu gövdem boyunca kudurdu..o acının izi taptaze kaldı her aşk vuranda kanadı..ilk şiir ve bestede taa o zamandı..köyümüzü sel vurdu..çığlığım türküye döndü..ücra köyümle dünya arasındaki köprü her bahar gibi sele teslim olmuştu ekinler heder canlılar telef olmuştu.
    Orta okula başlamam için kazamız tuzluca ya inmiştim babamla..üç dört katlı binalar görüp dehşete kapılmıştım..babama sordum kim yönetiyor burayı kaymakam dedi,tamam kaymakam ola cam dedim töreyi kaldı racam..sonra fotoğrafçı ya gittik kara çarşafın içinde kaybolan buraya bak kuş çıkacak diyen ve koca bir ışıkla beni kandıran utandıran alasker amcayı tanıdım.ikinci kandırılmamdı ilki kolumu aşı diye çizen şekerle aşılayan doktor olmuştu.babam poz için saçımı elleriyle taradı ilk sevişiydi .başımda o ellerin izi kaldı. ah sevmelerde ahım kaldı.köyümde çocukları sevmek törece yasaktı. okula başladım sarı saçlı çilli biri önümdeki sırada oturuyor..ilk kez böyle bir şey görü yom..milli güvenlik dersimize giren binbaşının kızıymış..askerden ilk darbeyi o an yedim ve tam iki yıl bir güneş gibi sadece seyreyledim h.sevgi Erdinç'i..ilk lal oluşumdu sonra bir arkadaşın bağlamasıyla tanıştım eve getirdim sevindirdiktim meğerse aylardan kerbelaymış bağlamanın teknesini başımda paralattım babama..sanatçılığım kırkına dek ertelendi..köyün ilk memuruydu babam tek radyo bizde vardı ermeni ve Kürt müziğini Erivan radyosuyla tanıdım arkadaşlarıma hava attım..ataması Iğdır'a çıkınca babamın taşındık..3.sınıfta siyasetle tanıştım ve devrimci olarak babamın ölünceye dek utancı oldum..sülalem beydi ve vekil yada senatör sadece bizden olur halkı oy davarı bizimkiler yapardı..ailemi izole ederek cezalandırdı sülalem bendim sebep..derken lise sınıflarda sıralar ayrışır sağcılar sağda solcular solda oturur jandarma arada volta vurur hoca karatahtada ders anlatır teneffüsler sırayla yapılırdı..orta eğitimde azım kaldı..temel dersler boş geçer tali dersler kaymakam la beraber hükümet memurlarıyla doldurulurdu..dövülmediğim gün şanslı sayardım şaşırırdım..eve gelip babamdan isterlerdi dövmek için malum çevreler..denizlere yaptığım bir türküyle ölümüne dövülüp bayıltılmıştımtürkülerden çekeceğim ta o zamandan sabit ve sabıkalaşmıştı..

    Karakolda ayna yerine korkunun ve işkencenin olduğunu da o zaman öğrendim..ve son sınıfta sömestrde komşuluk arkadaşımca öldürüleceğimi haber alıp kağınıma ricat ettim..ikinci yarı yıl açılmayınca birinci yarı yıl notlarıyla mezun oldum..ünv.sınavları için İstanbul'a koyuldum ..otobüsün yedek şoförünün karnında uyuyarak Erzurum da ölümden kurtuldum..o ilde öfkem ve ölüm korkum kaldı..Ankara da 13 katlı Gülhanayi hayretle saydım İzmit de denizin mavisine şaştım ..haritada deniz olduğu belli olsun diye maviye boyandığını sandıydım..İstanbul da ilk işim Ataköy çadırlı kampta wc temizlemek ve çöpçülükle işe başladım..sonra askerlik samsun olaylar ve kurayla tekrar İstanbul..kavilleşmiştim bu şehirle..ve 12 eylül bana ikinci askeri darbesi..daha 13 ünde eylülün zimmetimdeki her şeyin teslim alınması ve koğuş ta yemekhane de ve de her duvarda var olan uyulması gereken kurallar da 6. madde olarak yer almam;dikkat Tunay boz yiğit tehlikelidir onunla ilişki kurulmayacak ve 24 saat astsubay ünal ın gözetiminde bulunacaktır ..işkence haneye dönüştürülen samandıra kışlasında isyanım telefon eylemim ve sürgünler..

    Derken yine İstanbul ve her işte çalışma. ama her işte ..derken 83 te kanarya orta okulun da memuriyet..yine kuralsızlık ve cezalar ve 88 de eğitderi kurma çabalarım sonrası politik tavrımla yargılanmam ve mahpushane 5 yıla yakın mahpusluk..paşa kapısı yakması metris isyanı ve 8 sürgün ve bitişle yine İstanbul

    Yine her iş sabıkamla iş bulma zor olsa da.en son oto yıkama ve boya badana..ve ordan Marmara ünv.yine politik yaşam ve mezun olamama hala iki dersim var ve silmemişlerse öğrenciyim hala..sonrası ne iş olsa da yaparım ve alamut kalesinin 2000 de açılışı..ve yaşamımda yeni bir sayfa

    Sosyalist anarşist karakterim sizlerinde tanıdığı seyduna denen karaktere dönüştü..kırkında geç kalmış bir sevdanın yitik öyküsüyle başlayan şahrud seyduna türküleri eserleri..ve lal olduğumu tescilleyen şiir kitabım yayınlandı

    Evet artık köhneyim ama bu yaşlılığımla bile daha benden çok ah aman ve aşk çıkar inanın..çünkü karnımda daha söyleyeceklerim var..
    Ha; kendimi bileli dört şeyi sevdim;politika(politik ahlağım olmayanın başka ahlağı olmaz bütün ahlaklar politik ahlağa tabidir)şiir aşk ve türkü halada onlarla varım

    Beni sevmenize şaşırıyorum..sizleri sevdiğime ise şaşa kalıyorum..ve inanın en çok hala kendimi şaşırtıyorum..şaşkınlıklarıma hazırlıksız yakalanın..şu an dört kitap bitirdim yayına hazır..birisi destandır..ve 4.albüm için stüdyodayım..nisanda bayram muştusu diye..beni şaşırtmaya devam edin ki sizleri şaşkına çevireyim..yüreğinize selam ediyor ve yüreğinizin pamuktan yumuşak ellerinden öpüyorum..yaşantımdan dar bi özeti sunuyorum..

    Tunay Bozyiğit (facebook'tan
#18.08.2009 20:53 0 0 0