Hadi,
Dönüşümüz başlasın mutlandığımız günlere...
Oturup,
Bir güzel konuşalım dert edindiklerimizi..
O ulaşılmaz,
Doyum olmaz duygularını söyle ilk.
Sonra,
Ateşli savlarını haykır!
Tekrar tekrar anlat bana...
Hiç yanıtsız dinleyeceğim.
Her tümceni yeminleyeceğim.
Susma,
Herşey bitmedi daha.
Hadi,
İçinin güzelliklerini dillendir,
İster yerden yere vur beni,
İster dilendir,,,
Hadi,
Tualinde mavilerin en mavisi olsun.
Mavilerin en güzelinde bizi resimlendir.
Sen bir baharsın.
O yorgun bekleyişlerimde
Sarıp sarmala,
Kır çiçeklerince gözlerime bak,
Beni dinlendir.
Unutma,
Sen benim içimde benim kadarsın.
Benim içimde yalnız sen varsın...
Hadi,
Dönüşümüz başlasın mutlandığımız günlere...
Oturup,
Bir güzel konuşalım dert edindiklerimizi.
Sana da, bana da yazık olmadan-
Geç kalmadan.....
Sevinçler dans etsin, acılar kalsın dünlere..
Bu gece beni bırakma...
Zaman,
Kaçamak aşıklar gibi
Gizli-kuytu yerlerde saklanıp duruyor.
Bütün akrep-yelkovanları parçalayıp,
Sonunda tuz buz edeceğim-Ahtım olsun...
İçtiğim su,
İçtiğim şarap,
İçtiğim rakı,
İçtiğim başka ne varsa zehir zemberek...
Dost dediklerim bile,
Beni arkamdan vurdular.
Sonra da,
Uzaktan uzağa bakıp durdular...
Cam kırıklarına döndürdüler yüreğimi.
Perperişanım şimdi...
Bu gece sana çok ihtiyacım var.
Bu gece beni bırakma...
Bu gece beni bırakma...
Gözlerim kör oldu karanlıklarda..
Göremiyorum.
Ne tarafa adım atsam düşüyorum.
Sahilde bütün ışıklar sönüyor,
Son seferlerini yapıyorlar
Beyaz renkli yolcu vapurları...
Rüzgarlar alıp götürüyor,
Sokaktan sokağa savruluyorum.
Yürüdüğüm yollarda bile görünmüyorum.
Bir HİÇİM! ! !
Yalnızlık, üstüme bir kadın kokusu gibi sinmiş.
Renk renk, biçim biçim.
Gökyüzündeki bütün yıldızlar düşüyor göğsüme.
Cayır cayır yıldızlardan yanıyorum.
Aklım fikrim karma karışık..
Ben nasıl sevdalıyım,
Nasıl bir aşık?
Senden bir adım öte gitsem,
Dünyanın acısı doluyor içime,
Kaşık kaşık...
İt gibi kıvranıyorum köşebaşlarında...
Bu gece sana çok ihtiyacım var.
Bu gece beni bırakma.....
Şimdi,
Yeniden başlamak.
Eski günlere yenibaştan dönmek,
Boşuna...
Kırılan bir cam bardağını
Ne kadar eski haline getirebilirsin?
Saksıdaki bir çiçek,
Dayanabilir mi,
Uzun zaman susuzluğa?
İçimizdek ateş sönmüşken,
Nasıl yanar bir daha?
Gel,
Unutalım bütün olanları...
İçimiz titremeden,
İçimiz sızlamadan,
İçimiz yanmadan,
Kahrolmadan..
Acıları geçmişe bırakalım.
Unutalım bütün olanları..........
Düşün ki,
Ben seni öyle, ölesiye sevmedim.
O,
Altı dokuzluk vesikalık resmini
Kara kalem portreni çizmek için istedim.
Ya da,
Unutmuşum,
Cebimde kalmış..
Şimdiki bu kör kütük sarhoşluğuma bakma sen..
Önemseme..
Aldırış bile etme..
Nedenini sorma sakın..
Ben seni tanımadan önce de
Böyle çok içerdim.
Tut ki,
Fuar kapısında,
Her iş çıkışlarında,
Seni beklemedim.
Kim bilir?
Belki sevgi otobüsleri gelecekti o durağa
Binip gidecektim.
Bir daha dönmeyecektim geriye?
Düşün ki
Dilimizden düşürmediğimiz şarkımızı
Kucağında dinlerken..
Ben ağlamadım...
Gözlerime toz kaçtı,
Delicesine esen imbat rüzgarlarından...
Sen beni hiç çağırmadın
Şimşekler çakan,
Korktuğun karanlık gecelerine
Ve
O gecelerde
Bir bebek gibi sarılmadın bana..
Ellerimi sıkı sıkı tutmadın.....
Kısa ayrılıklar sonrası
Binbir özlemlerle,
Hasretlerle yüklüyken...
Ben,
Elimde çiçeklerle
Sana hiç gelmedim.
Doyasıya öpmedim dudaklarından.
Çıldırasıya sevişmedik sabahlara kadar.
Hem de hiç............
Bütün yaşadıklarımız
Bütün olanlar..
Bir yıldız kümesiydi..
Gök yüzünden kayan..
Bir rüyaydı
Onca yaşadıklarımız...
Çoktan sabah oldu
Uyan.................
El ayak çekildiğinde....
ANILAR,
Bütün hüzünleri yanına almış..
Çat kapı girdiler
Yüreğimin odasına...
Darmadağın ettiler...
Didik didik karıştırdılar
Odamın içini...
Sonra
Öylecene bırakıp,
Sessiz sedasız
Çekip gittiler.....
Bu yüzden
Dün gece sana gelemedim !!!
Senin de içine hüzün çökmüştü..
Ha o gün,
Ha o günden sonra..
Nasıl olsa ben,
Bir gün dönecektim yalnızlığıma.
O gece gözlerin ağlamaklı
Bir gidişin vardı ki..
Sanki acıların içine kan dökmüştü...
Ve şimdi..
Yalnızlığımı içerken yudum yudum..
Her gece seninle..
Her gece sevginle..
Ve
Her gece kahırlı
Gözlerinde uyudum
Bir gün diyorum,
Bir gün en olmadık bir zamanda..
Hiç beklemediğin bir anda geleceğim,
Göreceksin...
Saatler
Gecenin çok geç zamanlarını vuruyor.
Bense, bilmediğin acılara doğru gidiyorum.
Kahır yüklü olsam da,
Hiç tasalanma..
Yemin ediyorum
Yüreğimden özlemle üreyen sevgin hiç çıkmadı.
Öylecene duruyor.............
Aramıza bu kentleri ben koymadım inan
Sıra dağları da ben yaratmadım..
Ben de senc ileyin öyle suskun
ve umut doluyum.
Gözyaşları bana ayrılığı betimler
Biz ayrılmadık
Sakın ağlama...
Orada,
O kentte
Senin yanında yaratıldım ben..
Bilmezsin...
Beni sende buldum.
Ben sende en mutlu insan oldum...
Beni sev, beni bırakma..
Sen benim HERŞEYİMSİN......
Anam, babam, bacım, abimsin
Sevgimsin.
Bugünü bırak
Seninle yarınlarımız var.
Seninle,
Çıkarsız sevmenin bilincine ulaştık biz.
Şimdi de beklemesini bilelim.
Sakın ağlama...
Seninle
Yaşanılacak bir yaşam var önümüzde...
El ele gezdiğimiz,
Omuz ömuza yürüdüğümüz
günlerin anısı için..
Gülücüklerle geçen anlarımız için
Ne olur ağlama..
Hiç ağlama
Elimde
Avucumda..
Ne varsa
Aşktan yana kucağımda,
Dilimin ucunda..
Ne kadar doluysa yüreğim..
Sevgim,
Ne kadar aklımdan öteyse....
Ortaya koydum.
Seni böyle sevdim
Açıkca.........
Sevmesem seni..
Muhtaç olmasam su kadar, ekmek kadar,,
Aynı bedende olmasam,
Kaş gibi, ağız gibi, göz gibi,
Dudaktan çıkıp söylenen söz gibi.
Gelmezdim kapına...
Bu gece kördüğüm oldum.
İnsafsızca acıtan karanlıklar içinde
Karma karışığım.
Bu gece sen çöz beni...
Doyulmaz bir sevgisin sen, hiç bitmeyen.
Yaşanılası bir hayatsın...
Sevmenin nedeni yoktur dünyanın hiç bir yerinde.
İnsan sevdikçe var olur.
Var oluşum,
Soluk alışımın nedeni sevgilim,
Yaşadığım hayatım, herşeyimsin sen benim...
Uzaklardan yorgun-argın,
Kırık dökük gelişlerime kızıp,
Ne olur başıma kakma! ! !
Bu gece sana çok ihtiyacım var..
Bu gece beni bırakma...
Tut ki,
Seninle bir gece..!
Olmaz ya...
Tut ki oldu.
Bir araya geldik!
Ateşle barut misali...
Senin ellerin kibrit,
Benim avuçlarımda çakmak.
Ya sen yakacaksın bu ateşi..
Ya da ben...
Sonra ne mi OLACAK ???
Bak ben sana söyleyim:
Çok güzel olacak !!!
Çookkk !!!
Her zaman bahar tazeliği var senin yüzünde...
Kalbim renk renk çiçekleniyor sende..
Lale, sümbül, menekşe,gül...........
Senin renk ve kokunu taşır.
Ağlamak neden,
içinde bunca güzellikler varken?
Unut hüzünlerini bugün..
Hiç olmazsa bugün biraz gül...
Adım adım mutluluk gelir peşinden.
Bir gülüşünle, dünyalar benim olur.
Unuturum bütün dertlerimi.
Hadi, bu kez olsun çağırmaksızın gel.
İster ağlat,gözlerimi
Sırıl-sıklam et yüzümü istersen..
Ya da, sarıl kollarıma hiç gitmeksizin.
Nisan yağmuru ol, baştan ayağa dökül.
Sana hüzün yakışmıyor.
Işıldasın gözlerin.
Hadi biraz gül...
Sevmişim seni bir kez,
Sen ne desen boş..
Ne anlatsan boşuna...
Hiç bir söz dinlemiyor bu gönül.
Başım dönüyor,
Yüreğim küt küt atıyor bakınca gözlerime...
İşte o zaman ben gülüyorum.
Üzülme, tasalanma boşuna..
Bu dünyada dert bitmez.
Hüzünler yakışmıyor sana
Hadi PAPATYA GÖZLÜM -
Biraz gül.......