Ne zaman sokağımızdan geçerken görsem sizi.
Bana bir göz ucuyla baksanız..
Yüzüm al al oluyor.
Bana bir hal oluyor.
Bir şeyler söyleyeceklerim var size..
Anlatmak istediğim çok şeyler var.
Öyle sıcak bakıyorsunuz ki..
Tepeden tırnağa ürperiyorum.
Elim ayağım birbirine dolaşıyor.
Kelimeler kilitleniyor dudaklarımda
Anlatamıyorum.
Ne zaman sokağımızdan geçerken görsem sizi,
O gizemli Mona Lisa gülüşünüz,
Aklımı başımdan alıyor...
Aklım başımdan gidiyor...
Ezberim uçup gidiyor gözlerinizin derinliğinde...
Ne varsa söylemek istediğim.
Ne varsa :
''Sınava giren öğrenciler gibi
hazırladığım,
Hatırladığım.''
Unutuyorum.
Bir gün,
Bir köşebaşında,
Gülüşünle gözlerimden vuracaksın beni...
Ne kadar kaçmak istesem anılarla beraber-el ele
Biliyorum,
Her zaman olduğu gibi
Beni çok kolay yakalayacaksın.
Bir suçlu gibi,
O ufacık kalbine kapatacaksın.
Yine sorgusuz bildiğini yapacaksın....
Bir gün
Bir köşebaşında,
Bir bakışınla maziyi hatırlatıp,
Dizlerimdeki dermanı tüketeceksin...
Nefes nefese bırakacaksın..
İçin için ağlatacaksın..
Bir güzel de sevdamın ateşini yakacaksın
Acımasızca..
Beni her zaman baştan çıkaran..
Kışkırtan gülüşlerinle
Yüreğime sessiz kurşunlar yağdıracaksın....
Köşebaşları benim ölümüm olacak!
Apansız çıkacaksın karşıma bir gün..
Haykırışlarım boşuna olacak,
Boğazım tıkanacak.
Sitem dolu sözlerimi hiç mi hiç duymayacaksın
Yüreğime bir serçe ürkekliği saplanacak..
Ah,o gözlerin yok mu,
O beni çıldırtan,
Beni baştan çıkartan gözlerin?
Koşar adım giderken senden, anılardan..
Hiç ıskalamadan tam beynimden vuracak!
Koşarak geleceksin.
Belki biraz üzülerek..
Yüzüme telaş içinde bakınca..
Ellerimi tutunca titreyerek..
Kollarıma sarılınca bin pişman..,
Kalbim duracak...
Bir gün
Bir köşe başında öldüğümü
Kimseler bilmeyecek..
Kimseler duymayacak....
Keşke bıçaklasaydın..
Keşke çekip vursaydın alnımın orta yerinden.
Atsaydın bir çöp kontenyerına.!!!
Ya da sevdiğim sahil yolundan
Bir gece
Kimseler görmeden usulca denize salsaydın !
Üstelik balıklar beni beklerdi..
Ekmek kırıntıları atıyordum onlara her gece,
O gece de
Sen atsaydın beni Ekmek kırıntıları yerine....
Keşke gitmeseydin !!!
Gözlerime mil çekildi
Sanki gözlerim perdelendi.
Neredesin ?
Bu kadar uzak mısın?
O kadar mı uzaktasın?
Ki,
Göremiyorum seni ?
Kulaklarım duymuyor sesini...
Birbirimize karşılıklı esen sevda rüzgarı
Bundan böyle
Getirmeyecek mi nefesini ???
Büsbütün yalnız kaldım şimdi.
Ve
Büsbütün sensiz...
Anlıyor musun,
Duyuyor musun beni ?
İçim dışım anılarla dolu öbek öbek.
Aklımda fikrimde
Hep o apansız gidişin...
Neyleyim,
Neyleyim sen yoksun ki yanıbaşımda ?
Tutamıyorum ya ellerini....
Bakamıyorum ya o gözlerine...
Bu yaşamak mı ?
Buna yaşamak mı diyorsun?
Sevdiğin yoksa yanıbaşında
Sevdiklerinden uzaksan eğer yıldızlar kadar..
Buna yaşamak mı denir ?
Anlıyor musun ?
Duyuyor musun beni, kentler ötesinden?
Keşke bıçaklasaydın,
Keşke çekip vursaydın alnımın orta yerinden.
Yeter ki gitmeseydin...
Büsbütün yalnız kaldım şimdi.
Ve,
Büsbütün sensiz...
Kalbim,
Seni kendi haline bıraktım.
Yeni sevgilere,
Yeni aşklara yelken aç...
Şah damarlarınca yakın ol
Seni sevinçlere boğacak
Bütün ilişkilere...
Aklımla çelişkiler içinde olsan da..
Kulak asma..
Dinleme onu...
Bunca yıl senin
Elini-ayağını bağladığı
Yeter artık!
Kalbim,
Seni bıraktım kendi haline...
Bu kez,
Senin dediğin olacak
Yeni sevgilere,
Yeni aşklara yelken aç...
Şah damarlarınca yakın ol
Seni sevinçlere boğacak
Bütün ilişkilere...
Aklımla çelişkiler içinde olsan da..
Kulak asma..
Dinleme onu...
Bunca yıl senin
Elini-ayağını bağladığı
Yeter artık!
Kalbim,
Seni bıraktım kendi haline...
Bu kez,
Senin dediğin olacak
''' Savaşlardan fazla söz etmedim Bebeğim !
O ufacık, masum yüreğin, fazla üzülmesin istedim...'''
Bal yapmadığı için,
Ağustos böcekleri
Arılardan utanır mı! ?
Kargalar üzülür mü,
Kanaryalar gibi ötemediklerinden! ?
Kağlumbağalar,
Düşman mıdır tavşanlara,
Zıplayıp, koşamadıkları için! ?
Balıkların özlemi olmuş mudur,
Yollarda yürüyüp, gezmek için! ?
Ya penguenler?
Kuş oldukları halde
Uçamadıklarından...
Özgürce,
Kanat çırpmak isterler mi gökyüzünde ?!!
Özlem duyarlar mı,
Diğer uçan hayvanlara bakarken?
ÇOCUKLAR...
Ah, o elleri öpülesi masum çocuklar
Savaşlardan,
Açlıklardan,
Çaresiz, günahsız, korunmasız
Ölürken,
Öldürülürken..
Ne düşünmüşlerdir,
Ne gelmiştir akıllarına?
En son hangi görüntü kalmıştır
Korku dolu gözlerinin kirpik uçlarında?
Bir mum alevinde elini yakıp,
Acı çeken insan oğlu..
İçleri acır mı,
Yürekleri sızlar mı:
Ormanlar yanıp, kül olurken ?
Kuşların, böceklerin, otların yok olduğunda,
Üzülürler mi?
Bir damla olsun,
Gözlerinden yaş akar mı?
O
İlim adına-bilim adına.............
NOBEL ödülleri alan insanlar,
Uzayı araştırıp, çözen insanlar...
Bulabilirler mi,
Kardeşçe,
İnsanca yaşamanın sırrını ???
Tut ki,
Seninle bir gece..!
Olmaz ya...
Tut ki oldu.
Bir araya geldik!
Ateşle barut misali...
Senin ellerin kibrit,
Benim avuçlarım çakmak !!!
Ya sen yakacaksın bu ateşi..
Ya da ben...
Sonra ne mi olacak !?
Bak ben sana söyleyim:
Çok güzel olacak..
Çoook !!!
Yürüyüşüm değişirdi
Sen yanımda olduğun zaman
Ne zaman
bir arkadaşınla sarılıp, öpüşsen
İçim giderdi.
Tüylerim diken diken olur
Kıskanırdım.
Beraber yürürken
Yan gözle vitrin camlarına bakar
Belli etmeden
Saçlarımı tarardım
Apansız bir rüzgar estiğinde
Fırından yeni çıkan
Ekmek gibi kokardın.
El ele gezerken.
Bir de yüzüme bakıp gülümsediğinde
Ayaklarım birbirine dolaşır
Düşeceğimden korkardım
Ellerin ellerimi tutsa
Diğer elimi ne yapacağımı bilmez
Cebime sokardım
Bakışlarım değişirdi
Sen yanımda olduğun zaman
İçimde çicekler açardı
Bebekler gülerdi gözlerimde
Yüreğim kanat çırpar
Bulutlarda uçardı
Yüzüm al al olurdu
Bana bir hal olurdu
Yanım yörem değişirdi
Dünyam değişirdi
Sen giderken
Gündüz mü gece olurdu?
Yoksa geceyi mi yaşardım?
Bilmezdim.
Dört bir yanım deniz kesilirdi
Üşürdüm, terlerdim
Hiç bir şey görmezdim.
Şaşkın bakışlarla
Ellerimi kollarıma bağlardım
Otobüse binip gittiğin
O durakta..
Ardından bakıp,
Oturup, bir güzel ağlardım
Yanım yörem değişirdi
Dünyam değişirdi
Sen gittiğin zaman...
Sen
Benim çektiğim acıları çekmedin.
Tek yanlı sevgileri hiç yaşamadın.
Dertlerden yana,
Aşklardan yana,
Beni söyletme...
İzmir bana mezar oldu
Bilmezsin.
Düşe kalka
Kendi tabutumu kendim taşıdım.
Kimselere yük olmadım.
Ne çok sevmiştim seni...
Mecnun görse ağlardı..
Kerem duysa yanardı...
Şimdi sana bitmez,
Tükenmez sevdamı anlatsam..
İçimdeki kasırgalardan söz etsem.
Dinlemezsin beni..
Yokluğunda
Gözlerin bulut buluttu.
Dudakların alev alevdi.
Benim gözlerim
Gün değil, ay değil, yıl değil.
Gülmesini unuttu.
Yine de,
Bir an olsun şikayetim olmadı...
Sen
Durup durup düzmece gülüşlerinle
Bana bakıyorsun.
Gel vazgeç
Seviyorsan, sevdim de...
Sevmiyorsan, o başka..
Gel vazgeç.
Öyle bakma.
Ben mevsimlik giysi değilim
Giyip, çıkarıp
Sonra yerlere atma...
Sana öyle tutku dolu gelmeliyim ki..
Yılların üzerine yapıştırdığı
Üzerinden bir türlü atamadığın yalnızlığın..
Arkasına bakmadan kaçıp, gitmeli senden.
Sarılınca kollarına,
Dokununca dudaklarım dudaklarına-sıcacık....
Yanardağlar kıskanmalı bu ateşi..
Sana öyle özlem dolu gelmeliyim ki...
Yüreğinin bütün kapıları açılmalı..
Bana küskünlüğün bitmeli..
(Suçluyum--AFFET!!!)
Bütün pencerelerin açılmalı..
Evine sevgi rüzgarları saçılmalı..
Mahallede konu komşun, eşin dostun
Seni ne çok sevdiğimi bilmeli....
Sana öyle yürekli gelmeliyim ki...
SEN,
Bana öyle sarılmalısın ki..
Beni öyle yangın dolu öpmelisin ki..
Öyle şefkat dolu bakışmalıyız ki..
Kendimizden geçmeliyiz,
Gözlerimizde kaybolmalıyız.
Hasretimizin bittiğine değmeli
Yalnızlıklarımızı bitiren bu kavuşma....
Gecenin ilerlemiş saatlerindeyim.
Bu gece senden söz edeceğim yüreğim!
Seninle konuşmaya ihtiyacım var bu gece....
Biliyorum, çok zaman düşüncelerimle üzdüm seni!
Bazan hiç dinlemedim.
Yaraladılar, kırdılar, incittiler seni.
Ayrılık acılarınla kahroldun.
Yine de kör gecelerde ışığım oldun.
Yıldızlara dönüştün.
Aydınlığın yüzüme, gözlerime vurdu..
O korku dolu karanlıklarda,
O kış kıyamet günlerinde bile,
Hiç ayırmadın yanından SEVDİĞİMİ..
Sahiplendin.
Yıllar yılı nasıl dayanadın, bu acı dolu yalnızlıklara?
Düşüncelerim bile yetersiz kaldı direnişlerine..
Korktuğu bile oldu senden-yalan değil!
Zaman nasıl da geçti habersiz, sinsice..
Yıllar bir demir törpüsüyle ufaladı bizi...
Rüzgarlarda savurup, bilinmez yerlere attı.
İşte onlar anılarımız oldu...
Sen de az değildin hani!
En olmaz zamanlarda bile,
Düşüncelerime karşı isyanlar çıkarttın! !
Baş edemediğim günler oldu.
Sana son bir sözüm var YÜREĞİM! ! !
Gökyüzündeki yıldızlardan bir tanesi kadar,
Yanında, başka bir sevda olduğunu sezersem..
Bir başka sevdayı düşüncelerimden gizleyip,
Yanında saklarsan- SEVDALIMIN ötesinden başka sevgi..
Ellerimle söküp atarım içimden seni!
Hiç acımam..
Umurumda bile olmazsın! ! !
Öksüz kalırsın..
Bir saniye olsun düşüncelerime giremezsin! !
Kuruyup gidersin, ağaçlardan düşen yapraklar misali......
Bir başına, yapayalnız kalırsın!
Bunu. her atışında hatırla.
UNUTMA sakın..
Yine de sen çok yaşa yüreğim.
Sen yaşadıkça,
SEVDİĞİM de seninle yaşayacak !!!
Sana bir de müjdem var yüreğim.
Bu aralar DÜŞÜNCELERİM de seninle..
O' nun sevgisini yanında tut...
Hiç bırakma! !
Yanından sakın ayırma...
HOŞÇAKAL YÜREĞİM!
Şimdi yoksun.
Yokluğun gelip,içimde ağlayacak...
N'olur,
Bin arayışımda, bir kez seni yanımda bulsam!
Yağmur bulutları gibi yüreğim.
Ellerimden yağmur,
Yağdı yağacak.
İZMİR GECELERİNDEN sana gelmek,
Ne güzel...
Sana gelince..
Seni görünce..
Gözlerimiz gülünce ışıl ışıl..
Sor:
Nasıl söner içimdeki bu kor?
O falcı kadına inanma!
Bir lira fazla ver:
''Geleceğiniz aydınlık,
Her yer güllük gülüstanlık'' der....
Yine,
Bir İZMİR gecesinden geleceğim sana...
Yine yüreğimde binbir heyecanla..
Yine yalnız başıma...
Sonra,
Sonra seni yanıma alıp, döneceğim.
Herşeyimizi ortak paylaştık,bunca zaman..
O zaman da ortak olacaksın aşıma...
Önce gözlerin gelir düşlerime
Doludizgin...
Aydınlanıp, şekillenir düşüncelerim.
Ve
Gülücüklerle süslü yüzünle gelip,
Oturuverirsin gözbebeklerime..
En safça...
Gözlerin güzel,
Bakışın, gülüşün güzel..
Sen güzelsin de..
Düşler sonrası ben
Paramparça...
Sensiz nefes alıp yaşamak..
Soluk,sisli,
Can dayanmaz bir yaşam.
Şarkılar nakaratlarda kalmış,
Unutulmuş şiirler gibi dizeler kesik kesik..
Acılar karanlıklardan kopmuş
Koskocaman bir parça...
Ve yorgun..
Ve uykusuz..
Ve yılgın..
Bir çiçek demeti yüreğim
Paramparça...
Seni sevmek böyle mi olmalı?
Fırtınalar içinde seni yaşarken..
Küçülüp, kaybolmuşluğum neden?
SEN,
Sensizliklerde büyürken,
İçimdeki çilingir sofralarında
Kendi kendimi kadehlere döküp içmem niye?
Düğün bayram yaşamak varken
Neden
Denizlerde bir avuç su kadar, sevgi beklemek?
Oysa..
Sevmenin güzelliğini
Seni anlatmalı
Her kalem,her fırça......
Sensiz geçen zamanlar inmeli
Kaplumbağa sırtlarından.
Yokluğun,
En keskin bıçaklarla kesilmeli..
Ve acılar düşmeli ayaklarımızın önüne
Paramparça...
Bir gün anlarsın herşeyin bittiğini...
Yüreğine sayısız bıçaklar saplanır, çıkar.
Taş kesilir bütün vücudun.
Oturup,
Gizlice,
Sessizce ağlarsın...
Her yer, her şey anlamını yitirir
Kahırlarla dolu,
Onun resmine bakar, bakarsın...
Bir acı şarkı söyler dudakların kendiliğinden
Taa içinde duyarsın.
Unutmak için
Belki içmek gelir aklına..
Kendini unuturun da
O'nu unutamazsın....
Aynanın karşısına geçip
Yıkılmışlığına bakarsın.
Ellerinde dolaşır elleri...
Ürperirsin.
Günler, haftalar, aylar geçer
Yavaş yavaş tükenirsin.
Bir dal kırılsa ağacından,
Bir bardak düşse ellerinden..
Yüreğinin acısı dolar avuçlarına..
Yitikliğini
Her halinden anlarsın.
Ayrılık acısı yakar içini
Söndüremezsin bu ateşi...
Kor olur,
Yangınlar başlar da yüreğinde
Kül olmaz bir türlü...
Bir gün dinlersin
Kalbinin nasıl yorgun attığını..
Bitip, tükendiğini
Perişan halinden anlarsın.
Her şey anlamını yitirmiştir senin için...
Geçen günlere yanarsın.
Derdini anlatamazsın bir türlü
Kimselere......
Ömür boyu silip atamazsın içinden.
Gün olur unutur..
Gün olur anar, anarsın...........