Kutub-i Sitte Hadis-i Şerifleri

Son güncelleme: 07.10.2010 05:16
  • 191 - Adiy Ibnu Hatim (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sizden herkese Rabbi, aralarinda bir tercuman olmaksizi, dogrudan dogruya hitab edecektir. Kisi o zaman (atese karsi bir kurtulus yolu bulmak uzere sagina bakar, hayatta iken gonderdigi (hayir) amellerden baska birsey goremez. Soluna bakar, orada da hayatta iken isledigi (kotu) amellerden baska birsey goremez. On cihetine bakar. Karsisinda (kendini beklemekte olan) atesi gorur. (Ey bu dehsetli gune inanan mu'minler!) yarim hurma ile de olsa kendinizi atesten koruyun. Bunu da bulamazsaniz guzel bir sozle koruyun"
    Buhari, Rikak 49, 51, Tevhid 36, 24, Zekat 9, Menakib 25, Edeb 34; Muslim, Zekat 67, (1016); Timizi, Kiyamet 1, (2427).

    192 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bilin ki, bir ev halkina, sutunden ve yununden istifade etmeleri icin, aksam ve sabah bol sut veren devesini, gecici olarak bagislayan kimsenin ecri cidden buyuktur."
    Muslim, Zekat 73, (1019).

    SIDK VE EMANET (GUVEN)

    193 - Ebu Sa'id el-Hudri (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdu: "Emin ve dogruluktan ayrilmayan ticaret ehli (ayette sirat-i mustakim ashabi olarak zikredilen) peygamberler, siddikler, sehidler ve salihlerle beraberdir."
    Tirmizi, Buyu 4, (1209); Ibnu Mace, Ticarat 1, (2139).

    194 - Tirmizi'nin, Rifa'a Ibnu Rafi'den yaptigi diger bir rivayetinde soyle buyrulmustur: "Kiyamat gunu tuccarlar facirler (gunahkarlar) olarak diriltilecekler. Ancak Allah'tan korkanlar, iyilik yapanlar ve dogruluktan ayrilmayanlar mustesna"
    Tirmizi, Buyu 4 (1210); Ibnu Mace, Ticarat3, (2146).

    195 - Kays Ibnu Ebi Gareze el-Gifari (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz hicret etmezden once simsarlar olarak isimlendiriliyorduk. Bir gun, Medine'de, bize Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) ugradi. Bize ondan daha iyi bir isim verdi. Buyurdu ki: "Ey tuccarlar, satis isine, yemin ve bos soz karisir..."
    Bir baska rivayette soyle denmistir: "Satis isine yemin ve yalan bulasmaktadir, siz (Rabbin gadabini sonduren) sadaka karistirin"
    Ebu Davud, Buyu 1, (3326,3327); Tirmizi, Buyu 4, (1208); Nesai, Eyman 7, (7, 15).

    196 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'i isittim, diyordu ki: "(Ticarette yalan) yemin, (tuccarin zanninca) mala ragbeti artirir. (Halbuki gercekte) kazanci giderir."
    Buhari, Buyu 26; Muslim, Musakat 13 (1607); Ebu Davud, Buyu 6, (3335); Nesai, Buyu 5, (7, 246).
    Hadis'in metni Buhari ve Muslim'deki metindir. Ebu Davud'da "Bereketi giderir" seklindedir.

    197 - Hakim Ibnu Hizam (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Alip-satanlar" birbirlerinden ayrilmadikca (vazgecmekte) muhayyerdirler. Alip-satanlar alis-verisi sidk ve dogruluk uzere yapar (kusuru) beyan ederlerse alis-verisleri her ikisi hakkinda da mubarek kilinir. Yalan soylerler (kusurlari) gozlerlerse, belli bir kar saglasalar bile, alis-verislerinin bereketini kaybederler."
    Bir rivayet soyledir: "Alis-verislerinin bereketi yok edilir: Yalan yemin mali ragbetli, kazanci bereketsiz kilar."
    Buhari, Buyu 19, 22, 44, 46; Muslim, Buyu, 47, (532); Ebu Davud, Buyu 53, (3459); Tirmizi, Buyu 26, (1246); Nesai, Buyu 3, (7, 244-245).

    ALIS-VERISTE VE IKALE'DE (AKDI BOZMA) KOLAYLIK

    198 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Satisinda, satin alisinda, borcunu odeyisinde comert ve kolaylastirici davranan kimseye Allah rahmetini bol kilsin".
    Buhari, Buyu 16; Tirmizi Buyu 75, (1320).

    199 - Tirmizi'nin rivayeti soyledir: "Allah, sizden once yasamis olan bir kimseye rahmetiyle muamele etti. Cunku bu adam satinca kolaylik gosterir, satin alinca kolaylik gosterir, alacagini isteyince (kabalik ve sertlik degil, anlayis ve) kolaylik gosterirdi."
    Tirmizi, Buyu 75. (1320).

    200 - Tirmizi'nin Ebu Hureyre'den kaydettigi bir rivayette Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurur: "Allah, satistaki musamahayi, satin alistaki musamahayi, odemedeki musamahayi sever"
    Tirmizi, Buyu 75 (1319).
#10.10.2009 19:56 0 0 0
  • 201 - Huzeyfe ve Ebu Mes'ud el-Bedri (radiyallahu anh) Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyledigini isittiklerini anlatir: "Sizden once yasamis olan birisine, ruhunu kabzetmek uzere melek gelmis idi, sordu:
    "-Bir hayir isledin mi?" Adam:
    "-Bilmiyorum" diye cevapladi. Kendisine tekrar:
    "-Hele bir dusun (belki hatirlarsin) dendi. Adam:
    "-Bir sey hatirlamiyorum, ancak dunyada iken, insanlarla alis-veris yapardim. Bu muamelelerimde zengine odeme muddetini uzatir, fakire de (odeme islerinde musamaha ve bazi eksikliklerini bagislamak suretiyle) kolaylik gosterirdim" dedi.
    Allah onu (bu kadarcik iyiligi sebebiyle affedip) cennetine koydu."
    Buhari, Buyu 17-18, Enbiya 50, Istikraz 5; Muslim, Musakat 26-31, (1560).

    202 - Amra Bintu Abdirrahman (radiyallahu anha) anlatiyor: "Bir adam bir meyve bahcesinin meyvelerini toptan satin aldi. Meyveyi toplayip miktarini tayin edince, tahmin edilenden noksan buldu. Bahce sahibini gorerek eksik cikan kismi hesaptan dusmesini veya alim-satim akdinden donmesini talebetti. Fakat adam teklif edilenleri kabul etmemeye yemin etti. Bunun uzerine musterinin annesi, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e muracaat ederek durumu arzetti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "O adam, hayir yapmamaya yemin etmistir" buyurdu. Bu sozu isiten bahce sahibi Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e gelerek: "Ey Allah'in Resulu, talebini kabul ettim" dedi.
    Muvatta, Buyu 15, (2, 621); Buhari, Sulh 10; Muslim, Musakat 19, (1557).

    203 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatuvesselam) buyurdu ki:
    "Kim bir Muslumanin ikalesini (yani alim-satim akdini feshetmesini) kabul ederse, Allah da onu dusmekten kurtarir"
    Ebu Davud, Buyu 54, (3460); Ibnu Mace, Ticarat 26, (2199).

    OLCULER VE TARTILAR HAKKINDA

    204 - Ibnu Omer anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "(Ser'i hukuku odemek icin) vezin'de Mekke halkinin vezn'i esastir, keyl'de de Medine halkinin keyl'i esastir."
    Ebu Davud, Buyu 8, (3340); Nesai, Buyu 54, (7, 284).

    205 - Mikdam Ibnu Ma'dikerb (radiyallahu anh) Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in su sozunu nakletti: "Yiyeceklerinizi kile ile olcun, sizin icin mubarek kilinsin."
    Buhari, Buyu 52.

    206 - Ibnu Abbas (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) mikyal (olcek) ve mizan (terazi) kullananlara soyle hitab etti: "Sizler bizden once gelip gecen kavimleri helak eden iki isi uzerinize almis bulunmaktasiniz"
    Tirmizi, Buyu' 9, (1217).

    207 - Ibnu Harmele (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ummu Habib Bintu Zueyb Ibnu Kays el-Muzenniyye, bize (olcum islerinde kullanilan) bir sa' bagisladi. Ummu Habib bize rivayet etti ki, kendisine, Ibnu Ahi Safiyye'den geldigine gore, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in zevce-i pakleri Safiyye validemiz (radiyallahu anha) bagislanan bu sa'in, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in kullandigi sa' oldugunu soylemistir. Ravilerden Enes Ibnu Iyaz der ki: "Ben bu sa'i denedim, (kontrol ettim) gordum ki bu sa', Emevi Halifesi Hisam Ibnu Abdi'l-Melik'in kullandigi mudd'le iki bucuk mudd miktarinda idi".
    Ebu Davud, Eyman 18, (3279).

    208 - es-Saib Ibnu Yezid (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) devrinde bir sa', bugun sizlerin kullanmakta oldugunuz mudd'le, bir mudden ucte bir mudd miktarinda fazla idi. Ancak bu miktara Omer Ibnu Abdilaziz merhum zamaninda ilave bulunuldu.
    Buhari,, I'tisam 16, Kefarat 5; Nesai, Zekat 44, (5, 54).

    209 - Hz. Osman (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sattigin zaman tart, satin alinca tarttir."
    Buhari, Buyu' 51.

    ALIM-SATIMIN ADABINA DAIR MUTEFERRIK HADISLER

    210 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular: "Allah'in en cok sevdigi yerler mescidlerdir. Allah'in en ziyade nefret ettigi yerler de carsi ve pazarlardir."
    Muslim, Mesacid 288, (671).
#10.10.2009 19:57 0 0 0
  • 211 - Selman (radiyallahu anh) diyor ki: "Elinden geliyorsa, carsiya ilk giren olma. Oradan son cikan da olma. Cunku carsi, seytanin, (insanlari sasirtmak icin kiyasiya) savas verdigi yerdir, bayragi da orada dalgalanir."
    Muslim, Fedailu's-Sahabe 100,(2451).

    212 - Hz. Omer (radiyallahu anh): "Bizim carsimizda dini bilen kimseler saticilik yapsin" buyurmustur.
    Tirmizi, Vitr 21, (487).

    213 - Ebu'd-Derda (radiyallahu anh) buyurmustur ki: "Ben, Sam'daki Umeyye Camii'nin merdivenlerinde bir dukkan sahibi olup, her gun elli dinar kazanip Allah yolunda harcamak ve bu esnada namazlarimi da hep cemaatle kilmak, Allah'in helal kildiklarini da haram etmemek sartlarini arzulamaktan ziyade, Allahu Teala'nin, haklarinda: "...o kimseler ki ne bir ticaret ne de bir alis veris onlari Allah'i zikretmekten alikoymaz" (Nur, 36) ovgusunu kullandigi kimselerden olmamaktan korkarim."
    Bu rivayet Rezin'in ilavesidir.

    NECASETLER

    214 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: Mekke'nin fethedildigi sene Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'i Mekke'de isittim, soyle buyuruyordu: "Cenab-i Allah icki, olmus hayvan, domuz ve putun alim-satimini yasakladi." Bunun uzerine: "Ey Allah'in Resulu "olmus hayvanlarin ic yagi hakkinda ne buyurursunuz, zira onunla gemiler yaglarin, derilere surulur, kandiller aydinlatilir" dendi. Cevaben: "O (nun satisi) haramdir" buyurdu ve ilave etti: "Allah Yahudilerin canini alsin. Allah onlara olmus hayvanlarin ic yagini haram kildigi vakit bu yagi erittiler, sonra satip parasini yediler."
    Buhari, Buyu 112, Megazi 50; Muslim, Musakat 71 (1581); Ebu Davud, Buyu 66 (3486); Tirmizi, Buyu 93, (7, 309-310); Ibnu Mace, Ticarat 11, (2167).

    215 - Abdurrahman Ibnu Va'le'nin anlattigina gore, Ibnu Abbas (radiyallahu anh)'dan uzum sirasi hakkinda sorunca ondan su cevabi almistir: "Adamin biri Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a bir sarap dagarcigi hediye etmisti, kendisine "Allah'in bunu haram kildigini bilmiyor musun?" dedi. Adam: "Hayir bilmiyorum" cevabini verdi ve yaninda bulunan birisine birseyler fisildadi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) adama "Ona ne fisildadin?" diye sorunca adam: "Onu satmasini emrettim" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Icilmesi haram olanin satilmasi da haramdir" buyurdu ve iki sarap dagarciginin agizlarini acarak iclerini bosaltti."
    Muslim, Musakat 68, (1579); Muvatta, Esribe 12, (2, 846), Nesai, Buyu 90, (7, 307-308).

    216 - Ibnu Abbas (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'i Kabe'nin yaninda otururken gordum. Bir ara basini semaya kaldirarak guldu ve sunusoyledi: "-Allah Yahudilere Lanet etsin, Allah Yahudilere lanet etsin, Allah Yahudilere lanet etsin! Allah onlara (olmus hayvanlarin) ic yagini yasaklamisti tutup bunu sattilar ve parasini yediler. Halbuki Allah bir millete bir seyin yenmesini haram etti mi, onun parasini da haram etti demektir."
    Ebu Davud, Buyu 66 (3488).

    217 - el-Mugire (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Kim icki satarsa, hinzir kasapligi da yapsin"
    Ebu Davud, Buyu 66, (3489).

    218 - Ebu Talha (radiyallahu anh) anlattigina gore, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'dan "Ickiye varis olan yetimler" hakkinda sormustur. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Dok onu!" emretmistir. Ebu Talha: "Sirke yapsam olmaz mi?" deyince de "Hayir!" diye cevap vermistir."
    Ebu Davud, Esribe 3 (3675); Tirmizi, Buyu 58, (1293).
    Tirmizi'nin rivayetinde: "Sarabi dok, kuplerini de kir" buyurmustur.

    KABZEDILMEYEN SATISA DAIR

    219 - Ibnu Omer (radiyallahu anh)'den rivayet edildigine gore Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) soyle demistir: "Bir yiyecek satin alan kimse, onu kabzetmeden once satamaz"
    Buhari, Buyu 49, 51, 54, 55, Hudud 42; Muslim, Buyu 29, 35, 40, 41, (1525-1526-1528-1529); Nesai, Buyu 55, (7, 286-287); Ebu Davud, Buyu 67 (3492); Tirmizi, Buyu 56 (1291); Muvatta, Buyu 40, (2, 640-641); Ibnu Mace, Ticarat 37, (2226).

    220 - Bir diger rivayette: "...mali kabzedinceye kadar" ziyadesi vardir. Ibnu Omer der ki: "Biz hayvanla gelenlerden tartmadan goz karariyla yiyecek satin alirdik. Sonra Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) satin aldigimiz bu seyleri baska yere naklederek yerini degistirmeden satmamizi yasakladi"
    Muslim, (1527).
#10.10.2009 19:57 0 0 0
  • 221 - Hakim Ibnu Hizam (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu dedim, bana gelip, birseyler almak isteyenler oluyor. Halbuki istenen sey bende yoktur. Bu durumda bilahere carsidan satin alarak teslim etmek uzere istenen seyi satayim mi?""Hayir dedi, yaninda mevcut olmayan seyi satma."
    Nesai, Buyu 60, (7, 289), Ebu Davud, Buyu 70 (3503); Tirmizi, Buyu 19, (1232); Ibnu Mace, Ticarat 20, (2187).

    222 - Ibnu Abbas (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir kimsenin, yiyecek maddesini tam olarak kabzetmis olmadan satmasini yasakladi. Tavus derki: "Ibnu Abbas'a "Bu nasil olur?" diye sordum da bana su cevabi verdi: "Bu dirhemlerin dirhemlerle alinip satilmasidir, yiyecek maddesi ise tehir edilmistir."
    Bes kitap'ta da tahric edilmistir.

    223 - Suleyman Ibnu Yesar (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ebu Hureyre (radiyallahu anh) Mervan Ibnu'l-Hakem'e: -Sen faiz ticaretini helal kildin dedi. Mervan: -Ne yapmisim? diye sordu. Ebu Hureyre tekrar:
    -Sen sened satisini helal addetmissin. Halbuki Resulullah (aleyhissalatu vesselam), tam olarak kabzedilmezden once yiyecek satisini yasakladi, dedi. Ravi der ki: "Bu konusma uzerine Mervan halka hitap ederek sened satisini yasakladi." Suleyman ilave etti: "Ben muhafizlarin bu senedleri, halkin elinden topladiklarini gordum."
    Muslim, Buyu 40 (1528).

    224 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir sefer sirasinda Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'le beraber bulunuyorduk. Ben Hz. Omer'e ait, yuke yeni alistirilan henuz zabti zor bir devenin uzerindeydim. Deve dik baslilik edip cemaatin onune onune giderdi. Babam Omer (radiyallahu anh) devenin bu davranisindan uzulur, onu tekrar geriye atardi. Bana da: "Devene sahib ol, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in onune gecmesin" derdi. Sonunda Resulullah (aleyhissalatu vesselam): -Ey Omer, onu bana sat dedi.
    -Pekala o senin olsun ey Allah'in Resulu!" dedi. Boylece deveyi Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) ondan satin almis oldu. Sonra da Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bana donerek: "Ey Abdullah, deveyi sana bagisladim, artik o senindir, onu istedigin gibi kullan" dedi.
    Buhari, Buyu 47, Hibe 25.

    MEYVELERIN VE EKINLERIN SATISINA DAIR

    225 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) soyle emretti: "Agaclarin uzerinde o yilin meyveleri (olgunlasmaya) salih oldugu (kizarmak, sararmak suretiyle) zahir olana kadar, meyveleri satmayin. Yas hurmayi kuru hurma karsiliginda da satmayin."
    Yine Abdullah Ibnu Omer, Zeyd Ibnu Sabit'in soyle dedigini rivayet etmistir: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yas hurmayi kurusu ile degistirmeyi yasakladiktan sonra, ariyyenin (muayyen bir agacin basindaki yas hurmayi) yerdeki yas veya kuru hurma ile tebdiline musaade buyurdu. Bu cesit bir degis tokusa baska alim-satimlarda musaade buyurmadi." Ibnu Omer'e meyvenin salih olarak ortaya cikmasi nedir? diye sorulunca su cevabi verirdi: "Meyvenin afete ugrayarak zarar gorme tehlikesini atlatmasidir."
    Buhari, Buyu 82-87, Musakat 17, Selem 4; Muslim, Buyu 51, 59, 79, (1534, 1535, 1539); Ebu Davud, Buyu 20, (3361); Nesai, Buyu 28 (7, 262-263), 40 (7, 270-271), Eyman 45 (7, 33); Ibnu Mace, Ticarat 32, (2214-2215); Muvatta, Buyu 10, (2, 618).

    226 - Buhari'nin disindaki muelliflerin kaydettigi bir diger rivayette soyle denir: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) meyvesi olgunlasincaya kadar hurmayi, danesi beyazlasip afetten emin oluncaya kadar basagi satmaktan men etti. Bu muameleden satici da alici da yasaklanmistir.
    Muslim, Buyu 50, (1535); Ebu Davud, Buyu 23, (3368); Tirmizi, Buyu 15, (1226-1227); Nesai, Buyu 40, (7, 270, 271); Ibnu Mace, Ticarat 32, (2214-2215).

    227 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) olgunlasmazdan once meyvenin agacin basinda iken satilmasini yasakladi. Kendisine (aleyhissalatu vesselam) meyvenin olgunlasmasi ile ne kastediliyor? diye sorulunca: "Onun kizarmasi ve sararmasidir"diye acikladi ve ilave etti: "Cenab-i Hakk bir afet vererek meyveye mani olacak olsa, kardesinden aldigin parayi nasil helal addedeceksin?"
    Buhari, Buyu' 83, Selem 4; Muslim, Musakat 15-17 (1555), Buyu 49, 50 (1534-1554); Muvatta, Buyu 11 (2, 618); Ebu Davud, Buyu 23, (3367); Ibnu Mace, Ticarat 61, (2284).

    228 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) alacalanmazdan once meyvenin satilmasini yasakladi. "Meyvenin alacalanmasi nedir?" diye sorulunca: "Kizarmasi, sararmasi ve yenir hale gelmesidir" diye acikladi.
    Buhari, Buyu 83, Zekat 58; Muslim, Buyu 53 (1536); Ebu Davud Buyu' 23, (3370-3373); Nesai, Buyu 28, (7, 264).

    229 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) siyahlanmazdan once uzumun, sertlesmezden once hububatin satilmasini yasakladi."
    Ebu Davud, Buyu 23, (3371); Tirmizi, Buyu 15 (1228); Ibnu Mace, Ticarat 32, (2217).

    230 - Harice Ibnu Zeyd (radiyallahu anh)'in anlattigina gore, babasi, sureyya yildizi dogmadikca meyve satmazdi.
    Muvatta, Buyu 13, (2, 619).
#10.10.2009 19:58 0 0 0
  • 231 - Sehl Ibnu Ebi Hasme (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) yas hurmayi kuru hurma ile degistirmeyi yasakladi ve "Bu riba'dir, buna muzabene denir" buyurdu. Ancak ariyye satisini bundan istisna etti. Ariyye bahce sahibinin ayirdigi bir veya iki hurma agacidir. Onlarin basindaki meyvenin kuruyunca ne kadar olacagini goz karariyla tahmin eder. Bunun bedelince yas hurma (satin alip) yer".
    Buhari, Buyu 83, Surb 17; Muslim, Buyu 64, (1540); Ebu Davud, Buyu 20, (3363); Tirmizi, Buyu 64, (1303); Nesai, Buyu 35, (7, 268).
    Tirmizi bir baska rivayette su ilaveyi kaydeder: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yas uzumu kuru uzumle her meyveyi, meyve cinsinden tahmini karsiligiyla satmayi yasakladi." Yahya Ibnu Said ariyye'yi soyle acikladi: "Kisinin ailesine yedirmek maksadiyla birkac hurma agacinin yas meyvesini, -miktarini tahmin yoluyla takdir edip- kuru hurma karsiliginda satin almasidir."

    232 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) dedi ki: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam), kuru hurma vererek, tahmin yoluyla ariyyelerin satin alinmasina, bes vask veya bes vasktan az miktar icin izin verdi." Ravilerden biri, "bes vask" mi dedi, yoksa "bes vasktan az" mi dedi diye suphe etmistir.
    Buhari, Buyu, 83 (Surb 17); Muslim, Buyu 71, (1541); Ebu Davud, Buyu 21, (3364); Nesai, Buyu 35, (7, 268); Tirmizi, Buyu 63, (1301); Muvatta, Buyu 14, (2, 620).

    233 - Ebu Sa'id (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) muzabene ve muhakala'yi yasakladi. Muzabene, yeni meyvenin daha hurma, agacinin basinda iken satin alinmasidir. Imam Malik "...kuru hurma vererek" ziyadesini kaydetti.
    Muhakale de bugday karsiliginda tarlanin kiralanmasidir.
    Buhari, Buyu 82; Muslim, Buyu 105, (1546); Muvatta, Buyu 23-25 (2, 625); Nesai, Muzara'a 45, (7,39).

    234 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) muzabene'yi yasakladi. Muzabene, yas hurmayi, olcege vurarak kuru hurma mukabili satmaktir, keza taze uzumu olcege vurarak kuru uzum karsiliginda satmaktir."
    Buhari, Buyu 75, 82; Muslim, Buyu 74 (1542); Ebu Davud, Buyu 18 (3361); Nesai, Buyu 33, (7, 266); Tirmizi, Buyu 63, (1300); Muvatta, Buyu 23, (2, 624).

    235 - Ebu Davud'un bir diger rivayetinde: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ekini, olcekli olarak bugdayla satmaktan yasakladi."
    Ebu Davud, Buyu 19, (3361).

    236 - Sahiheyn'in Hz. Cabir'den kaydettikleri bir rivayet de soyle: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Muhabere ve Muhakale'yi yasakladi. Ata der ki: "Cabir bize su aciklamayi yapti: Mahabere: Bos araziyi, sahibi bir baskasina verir. Alan adam butun masraflari karsilayarak tarlayi eker. Tarla sahibi mahsulden hisse alir. Muzabene'ye gelince, bunun "daha agacta iken yas hurmayi, kuru harma ile olcekle satmak" oldugunu soyledi. Muhakale ise, ekinden cari bir alis-veris, muzabene'ye benzer, ekinin olcekle bugday mukabili satilmasidir.
    Buhari, Surb 17, Muslim, Buyu 53, (1536); Tirmizi, Buyu' 55, (1290), 72, (1313); Ebu Davud, Buyu 24, (3374-3375); Nesai, Buyu 39, (7, 270).

    237 - Muslim'in bir diger rivayetinde soyle denir: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) muhakale, muzabene, muaveme ve muharebe suretiyle yapilan alis-verisleri yasakladi. -Ravi der ki: Muaveme, bir kac yili icine alan bir satistir.- Keza, sunya'yi da yasakladi" Sunen muellifleri su ziyadeyi kaydederler. "...bilinme durumu haric"
    Muslim, Buyu, 85 (1536).

    238 - Nesai'nin diger bir rivayetinde: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)... muhadara ve muhabere satislarini yasakladi" der. Ravi su aciklamayi yapti: Muhadara, hurmanin alaca dusmezden once satilmasidir, muhabere de, yiginin, (miktarini goz karariyla tahmin edip) su kadar bu kadar sa'ya satmaktir.
    Buhari, Enes'ten su ziyadeyi kaydetti: "...mulamese ve munabeze'yi de... yasakladi."

    ALIM-SATIMI CAIZ OLMAYAN ESYALAR HAKKINDA

    239 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Omer (radiyallahu anh) buyurdu ki: "Efendisinden cocuk doguran cariyeyi efendisi artik satamaz, hibe edemez, miras olarak da birakamaz. Hayatta kaldigi muddetce ondan istifade eder. Olecek olursa cariye hur olur."
    Muvatta, Itk 6, (2, 776).

    240 - Rezin, Hz. Cabir (radiyallahu anh)'in su sozunu kaydeder: "Biz Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) ve Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh) zamaninda ummu veled'i satardik. Hz. Omer bu alis-veristen bizi yasaklayinca terk ettik." Ibnu'l-Esir: "Bu rivayeti ana kaynaklarda (Usul) goremedim" der.
    Ebu Davud, Itk 8, (3953); Ibnu Mace, Itk 2, (2517).
#10.10.2009 19:58 0 0 0
  • 241 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) diyor ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) vela'nin alim-satimini ve hibe edilmesini yasakladi."
    Buhari, Itk 10, Feraiz 21; Muslim, Itk 16, (1506); Ebu Davud, Feraiz 14, (2919); Tirmizi, Buyu' 20 (1236); Muvatta, Itk, 10 (2, 782); Ibnu Mace, Feraiz 15, (2747); Nesai, Buyu 87, (7, 306).
    Bazi alimler, hadisteki "...hibe edilmesini..." kisminin, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in sozu olamiyacagini iddia etmistir.

    242 - Iyas Ibnu Abdillah (radiyallahu anh) "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in suyun satilmasini yasakladigini" rivayet etmistir.
    Ebu Davud, Buyu 63, (3478); Tirmizi, Buyu 44, (1271); Nesai, Buyu 88, (7, 307); Ibnu Mace, Ruhun 18, (2477).

    243 - Hz. Cabir' (radiyallahu anh)'den rivayet edildigine gore, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) "Suyun fazlasini satmayi yasaklamistir."
    Muslim, Musakat, 34 (1565); Nesai, Buyu 89, (307); Ibnu Mace, Ruhun 18, (2477).

    244 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh), Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in: "Ot satmak maksadiyla suyun fazlasi satilmaz" dedigini rivayet etmistir.
    Buhari, Surb 2, Hiyel 5; Muslim, Musakat 38, (1566); Ibnu Mace, Ruhun 19, (2478).

    245 - Nesai disindaki bes kitapta geldigine gore, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) soyle emretmistir: "Ota mani olmak maksadiyla suyun fazlasina mani olmayin."
    Buhari, Musakat 2, Hiyel 5; Muslim, Musakat 37, (1566); Muvatta, Akdiye 29, (2, 744); Ebu Davud, Buyu 62, (3473); Tirmizi, Buyu 24 (1272); Ibnu Mace, Ruhun, 19, (2478).

    246 - Amra Bintu Abdirrahman'in naklettigine gore Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurmustur: "Kuyu suyunun fazlasi yasaklanamaz"
    Muvatta, Akdiye 30, (2, 745); Ibnu Mace, Ruhun 19, (2479).

    247 - Muhacirlerden bir kisi sunu anlatmistir: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'le birlikte uc defa gazveye katildim. Onun soyle soyledigini isittim: "Muslumanlar uc seyde ortaktirlar: Suda, otda ve ateste."
    Ebu Davud, Buyu 62, (3477); Ibnu Mace, Ruhun 16, (2473).

    248 - Buheysetu'l-Fezariyye (radiyallahu anh) anlatiyor: "Babam, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'dan izin isteyerek kendisi ile kamisi arasina girdi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i opuyor ve kucakliyordu. Sonra: "Ey Allah'in Rasulu yasaklanmasi yasak olan sey nedir? bana soyle" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Tuz!" dedi. Babam tekrar sordu: "Baska ne var?" Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Ates!" dedi. Sonra tekrar sordu: "Ey Allah'in Resulu yasaklanmasi helal olmayan sey nedir?" Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Hayir yapman kendine hayirdir" cevabini verdi"
    Ebu Davud, Buyu 62, (3476).

    249 - Ebu Umame (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sarkici cariyeleri satmayin, satin da almayin. Onlara (musiki) de ogretmeyin. Onlari alip satmak sartiyla yaptiginiz ticarette hayir yoktur, onlar icin odenen para haramdir." Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ilave etti: "Su ayet bu gibiler hakkinda nazil olmustur: "Insanlardan bazilari, bir bilgisi olmadigi halde, Allah yolundan saptirmak icin bos sozlere musteri cikarlar. Allah yolunu alaya alirlar. Iste bunlara alcaltici bir azab vardir" (Lokman 6),
    Tirmizi, Buyu 51, (1282), Tefsiru'l-Kur'an, Lokman, (3193); Ibnu Mace, Ticarat 11, (2168).

    250 - Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) taksimden once ganimetin satilmasini yasakladi."
    Tirmizi, Siyer 14, (1563).
#10.10.2009 19:59 0 0 0
  • 251 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Cahiliye insanlari, devenin etini, karnindakinin hamileligi vaktine satarlardi. "Karnindakinin hamileligi" devenin karnindakini dogurmasi, doganin da buyuyup hamile kalmasidir. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bu alis-verisi yasakladi." Buhari'nin bir rivayetinde "...sonra karnindaki de dogar" denir.
    Buhari, Buyu 61, Menakibu'l-Ensar 26, Selem 8; Muslim, Buyu 5-6, (1514); Tirmizi, Buyu 16, (1229); Ebu Davud, Buyu 24, (3370); Nesai, Buyu' 67, 68 (7, 293-294); Ibnu Mace, Ticarat 24, (2197); Muvatta, Buyu 62, (2, 653-654).

    252 - Ibnu Abbas (radiyallahu anh)'in naklettigine gore Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurmustur: "Odemenin, karnindakinin dogumuna tehiri riba (faiz)dir."
    Nesai, Buyu 67, (7, 293).

    253 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) erkek deveye (parayla) cekmeyi yasakladi."
    Muslim, Musakat 35, (1565); Nesai, Buyu 94, (7, 310).

    254 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hassan (radiyallahu anh), Ebu Talha (radiyallahu anh)'nin tasadduk ettigi Beyruha adli bahceden hissesine dusen kismi (Hz. Muaviye'ye yuzbin dirheme) satmisti. Kendisine: "Ebu Talha'nin sadakasini satiyor musun?" dediler. Su cevabi verdi: "Yani bir sa' hurmayi, bir sa' para mukabilinde satmayayim mi?"
    Buhari, Vesaya 17.

    255 - Ibnu'l-Museyyeb anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hayvanin et mukabilinde satilmasini yasakladi."
    Muvatta, Buyu 64, 66.

    ALDATMAYA DAIR

    256 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek alis-veriste aldatildigini soyledi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kendisine: "Alis-veris yaptigin kimseye: Aldatmaca yok! de" buyurdu.
    Buhari, Buyu 48, Istikraz 19, Husumat 3, Hiyel 7; Muslim, Buyu 48, (1533); Ebu Davud, Buyu 68, (3500); Tirmizi, Buyu 28 (1250); Nesai, Buyu 51; Muvatta, Buyu 98.

    257 - Abdulmecid Ibnu Vehb anlatiyor: "Bana, el-Adda' Ibnu Halid (radiyallahu anh): "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in bana yazdigi bir mektubu sana okuyayim mi?" dedi. Ben: "Memnuniyetle!" deyince bir mektup cikardi. Mektupta sunlar yazili idi: "Bu, el-Adda Ibnu Halid Ibni Zehve'nin Muhammed (aleyhissalatu vesselam)'den satin aldigi seyi tevsik eder. el-Adda ondan bir kole veya cariye satin aldi. Kolede, ne herhangi bir hastalik, ne (zina, hirsizlik, kacma gibi) bir duskunluk ne de (satisini gayr-i mesru kilan hurr asilli bulunmak, emanet ve rehin olarak verilmis olmak gibi) haramlik yoktur. Bu Muslumanin Muslumana satisidir."
    Tirmizi, Buyu 8, (1216); Buhari, senetsiz olarak kaydetmistir. (Buyu, 19); Ibnu Mace, Ticarat 47, (2251).

    258 - Ibnu Ebi Evfa (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam carsiya satmak uzere mal koydu. Muslumanlardan biri alici cikinca, onu ikna icin, "senin vermedigin parayi odedim" diye Allah'a kasem etmisti. Bunun uzerine su ayet nazil oldu: "Allah'in ahdini ve yeminlerini az bir degere degisenler var ya, iste onlarin ahirette bir paylari yoktur. Allah, kiyamet gunu, onlara hitab etmeyecek, onlara bakmayacak, onlari temize cikarmayacaktir. Elem verici azab onlar icindir" (Al-i Imran, 77),
    Buhari, Buyu 27, Tefsir 33.

    259 - Amr Ibnu Dinar anlatiyor: "Nevvas adinda biri vardi. Yaninda su icme hastasi bir deve vardi. Ibnu Omer (radiyallahu anh) bu deveyi ortagindan satin aldi. Ortagi kendisine ugrayinca: "Su devemiz var ya onu sattik" dedi: Ortagi "kime" deyince "su su evsafta bir yasliya" diye tarif etti. Ortagi: "Oylemi, amma da yaptin, vallahi o zat Ibnu Omer'dir" dedi: "Sonra Ibnu Omer (radiyallahu anh)'e gelerek: "Ortagim sana su icme hastasi bir deve satmis, durumunu da sana soylememis" dedi. Ibnu Omer: "Oyleyse gotur onu" dedi. Adam goturmek uzere tutunca: "Birak deveyi, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in hukmune raziyiz, sirayet yoktur" buyurdu."
    Buhari, Buyu 36.

    260 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) carsida bir yiyecek yiginina rastlayinca elini yigina daldirip cikardi. Parmaklarina rutubet bulasti. Adama: "Ey satici nedir bu?" diye cikisti. Adam: "Ey Allah'in Resulu, yagmur islatti, deyince: "Bu yasligi uste getirip, herkesin gormesini sagliyamaz miydin? Kim bizi aldatirsa o bizden degildir" buyurdu.
    Muslim, Iman 164, (102); Tirmizi, Buyu 74, (1315); Ebu Davud, Buyu, 52, (3452); Ibnu Mace, Ticarat, 36, (2224). Metin, Muslim'inkidir.
#10.10.2009 20:00 0 0 0
  • 261 - Ebu Davud ve Tirmizi'nin rivayetlerinde (yukaridaki hadiste) su ziyade mevcuttur: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a "elini yigina daldir" diye vahyedildi, o da elini daldirdi. Yigin islakti. "Aldatan bizden degildir" buyurdu."

    262 - Ukbe Ibnu Amir (radiyallahu anh) buyurmustur ki: "Musluman bir kimsenin, bir malda kusur oldugunu bildigi halde, musteriye haber vermeden satmasi haramdir."
    Buhari, bunu bir babin basliginda kaydetmistir. (Buyu19).

    SUTU HAYVANIN MEMESINDE BEKLETMEYE DAIR

    263 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdular: "Deve ve koyunun memelerinde sut bekletmeyin. Kim boyle sutu bekletilmis bir sagmal hayvan satin almissa sagdiktan sonra muhayyerdir, dilerse kabul eder, dilerse bir sa' miktarinda kuru hurma da vererek iade eder."
    Buhari, Buyu 64; Muslim, Buyu 11, (1524); Ebu Davud, Buyu 48, (3443, 3444, 3446); Nesai, Buyu 14, (7, 253-254); Muvatta, Buyu 96, (2, 683); Tirmizi, 29, (1251-1252).

    264 - Buhari'nin bir baska rivayetinde "...Memun kalirsa hayvani tutar, memnun kalazsa iade eder. Iade ettigi takdirde sagdigi sut icin bir sa' kuru hurma verir" denmektedir.
    Buyu 69.

    265 - Muslim'in bir rivayetinde "Musteri satin aldigi sutu bekletilmis sagmal hayvan hakkinda uc gun muhayyerdir. Iade edecek olursa beraberinde bir sa' miktarinda yiyecek verir, bugday degil" denmektedir.
    Buyu, 25.
    Muslim'in bir baska rivayetinde: "...bir sa' kuru hurma verir, bugday degil" denir.
    Buhari ve Muslim'in rivayetlerinde: "Deve ve koyunun sutu (satis sirasinda) memede bekletilmez" buyurulur.

    266 - Nesai'nin bir rivayetinde: "Kim sutu bekletilmis bir deve veya davar satin alirsa..." denir.

    267 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim sutu memesinde bekletilmis bir deve satin alirsa o uc gun muhayyerdir. Sayed iade edecek olursa, hayvanla birlikte, sutu mislince veya sutunun iki mislince bugday da verir."
    Ebu Davud 48, (3446); Ibnu Mace, 42, (2240).

    FIYAT KIZISTIRMAYA DAIR

    268 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) efendimiz buyurdular ki: "(Alici olmadiginiz halde, fiyatlari kizistirmak icin) musteri ile saticinin aralarina girmeyin."
    Buhari, Buyu 58; Muslim, Buyu 11, (1515), Nikah 52 (1413); Ebu Davud, Buyu 46, (3438); Tirmizi, Buyu 65, (1304); Nesai, Buyu 21 (7, 1259); Ibnu Mace, Ticarat 14, (2174).

    269 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) diyor ki: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) musteri kizistirmayi yasakladi".
    Buhari, Buyu 60; Muslim, Buyu 13, (1216); Muvatta, Buyu 97, (2, 684); Ibnu Mace, Ticarat 14 (2173); Nesai, Buyu 16, 17, 21. (7, 258).
    Imam Malik su ilavede bulunur: "Kizistirma (necs): Aslinda alici olmadigin halde, (araya girerek) mala degerinden fazla fiyat vermendir. Boylece (gercekten almak isteyen) bir baskasi, seni takiben mala daha fazla fiyat vererek aldanir."

    270 - Ibnu Ebi Evfa (radiyallahu anh) buyurmustur ki: "Musteri kizistiran, riba yemis haindir. Bu is, batil bir aldatmadir, helal degildir."
    Buhari bunu senetsiz olarak ve sahabe sozu seklinde rivayet etmistir. Buyu 60.
#10.10.2009 20:00 0 0 0
  • 271 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh)'un anlattigina gore: "Kendisi, hanimindan bir cariye satin alir. Ancak karisi bir sart kosarak der ki: "Sayet cariyeyi satacak olursan, satin aldigin fiyatla ben alacagim." Bu hususta Hz. Omer (radiyallahu anh)'e sordum. Bana: "Cariyeye yaklasma. Onda baska birisi icin sart var" dedi.
    Muvatta, Buyu5, (2, 616).

    272 - Amr Ibnu Suayb Ibni Muhammed Ibni Abdillah Ibni Amr Ibni'l-As babasi tarikiyle ceddi Abdullah'tan rivayet ettigine gore, "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam), bey'u'l-urban'i yasaklamistir."
    Ebu Davud, Buyu 69, (3502); Muvatta, Buyu 1, (2, 609); Ibnu Mace, Ticarat 22, (2192).
    Imam Malik bey'ul-urban'i soyle tarif eder: "Kisinin bir kole veya cariyeyi satin alip veya bir hayvani kiralayip, sonra satan veya kiralayan kimseye: "Sana su kadar dirhem veya dinar veriyorum, su sartla ki, ben bu mali satin alir veya senden kiraladigim hayvana binersem sana vermis oldugum para, malin bedelinden veya hayvanin kirasindan sayilacaktir. Sayet mali almaktan, veya hayvani kiralamaktan vazgecersem, sana onceden vermis oldugum para senin olsun" der.

    273 - Abdullah Ibnu Ebi Bekr'in anlattigina gore: "Dedesi Muhammed Ibnu Amr, el-Efrak adindaki baginin meyvesini dort bin dirheme satti. Bundan sekiz yuz dirheme (tekabul eden) hurmayi mustesna kildi."
    Muvatta, Buyu 18, (2, 622).

    274 - Imam Malik (radiyallahu anh)'e ulastigina gore, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) satisi ve selefi yasaklamistir.
    Imam Malik bunu soyle aciklar: "Bu, bir kimsenin digerine soyle demesidir: "Senin malini su su fiyata aliyorum ancak bir sartla sen de benden sunu ve sunu selef suretiyle satin alacaksin". Bu cesit bir muamele caiz degildir."
    Muvatta, Buyu 69, (2, 657).

    275 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'le birlikte gazveye katildim. Ben su tasimada kullandigimiz devemizin uzerinde giderken Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bana kavustu. Devem yorgundu ve bu yuzden gerilerden yuruyordu. Durumu gorunce Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) de geride kalarak deveyi surdu ve ona dua buyurdu. Bunun uzerine butun develerin onunden gitmeye basladi. Bana: "Deveni nasil goruyorsun?" diye sordu. "Cok iyi goruyorum, bereketiniz degdi" dedim. "Onu bana satar misin?" buyurdu. Ben utandim, bundan baska su tasiyan devemiz yoktu. Yine de "evet" dedim ve Medine'ye varincaya kadar sirti benim olmak sartiyla deveyi kendilerine sattim. Ona: "Ey Allah'in Rasulu yeni evliyim" diyerek izin istedim. Bana izin verdiler. Bunun uzerine, Medine'ye gelince beni dayim karsiladi. Deveden sordu. Deve ile ilgili yaptiklarimi anlatinca beni ayipladi. Izin istedigim sirada Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Bakire ile mi, dulla mi evlendin?" diye sormustu. Ben "dul biriyle" dedim. "Niye bakire ile degil, o seninle sen de onunla sakalasirdiniz" buyurdu. Ben: "Ey Allah'in Resulu, babam vefat etti. Bir cok kiz kardesim var, hepsi de kucuk. Onlarla ayni yasta, onlarin terbiyeleriyle mesgul olamayacak, onlara bakamiyacak cok genc biriyle evlenmeyi uygun bulmadim. Bu sebeple onlara bakip terbiyelerini yapacak birdulla evlendim" dedim."
    Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Medine'ye gelince deveyi vermek uzere yanlarina gittim. Bana parasini verdi ve deveyi de iade etti."
    Buhari, Cihad 49, 113, Vekalet 8, Mesacid 59, Buyu 34, Istikraz 1, 7, Mezalim 26, Hibe 23, Surut 4, Nikah 10, 121, Nafakat 12, Daavat 53; Muslim, Musakat 109, (710), Salatu'l-Musafirin 69, (710), Rida 54, (710); Tirmizi, Nikah 13, (1100), Buyu 30, (1253); Nesai, Buyu 77, (7, 297-300); Ebu Davud, Ticarat 71, (3505); Ibnu Mace, Ticarat 29, (2205).

    276 - Bir diger rivayette soyle gelmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Deveyi bana bir okiyye'ye sat" dedi. Ben: "Hayir" dedim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) israr ederek: "Onu bana bir okiyye'ye sat" dedi ben de sattim fakat evime kavusuncaya kadar binme sartini kostum. Medine'ye gelince, teslim etmek uzere deveyi Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a getirdim. Bana parasini hemen odedi. Ben oradan ayrildim. Arkamdan birini gondererek: "Esasen senin devene musteri degilim, sen deveni geri al artik, o yine senin olsun" dedi.
    Bir diger rivayette: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hayvanin sirtini Medine'ye kadar bana iade etti" denir.
    Bir diger rivayette: "Medine'ye kadar sirti senin" denir.
    Bir diger rivayette: "...Medine'ye kadar sirtini sart kildi" ifadesi vardir. Buhari der ki: "Sart kilma ifadesi rivayetlerin cogunda yer alir. Sahih olan da budur."
    Bir diger rivayette: "Deveyi, dort dinara (sattim)" denir. Bu, dinarin on dirhem hesabindan bir okiyye yapar. Diger bir rivayette "Bir okiyye altin'a" denir. Diger bir rivayette "ikiyuz dirheme" denir. Bir diger rivayette "dort okiyye'ye" denir. Bir diger rivayette "Yirmi dinara" denir.
    Bir diger rivayette: "Medine'ye geldigim zaman dikkatli ol hanimin hayizli olabilir"buyurdu. Bu rivayette "Aksam vakti Medine'ye geldim. Mescide ugradim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i orada mescidin kapisinda buldum. Bana "Simdi mi geldin?" diye sordu. "Evet!" dedim. Bana: "Deveni birak, iceri gir, iki rek'at namaz kil!" buyurdu. Ben hemen girdim, namaz kildim ve dondum. Hz. Bilal'e emrederek bana bir okiyye tartmasini soyledi. Bilal derhal tartti ve biraz da fazla koydu" denir.
    Bir diger rivayette Cabir (radiyallahu anh) der ki: "(Evimize) girmek icin gittigim zaman, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle uyardi: "Biraz agir olun, evlere geceleyin girelim. Boylece, saci basi daginikolanlar taranir, gurbette kocasi olanlar etek trasi olurlar."

    277 - Muslim'in bir diger rivayetinde soyle gelmistir: Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
    "-Bana su deveyi sat" buyurdu. Ben:
    "-Hayir satmam, size bagisliyorum, deve sizin olsun ey Allah'in Resulu" dedim.
    "-Olmaz, bagis kabul etmem, sat onu bana" buyurdu. Ben:
    "-Oyleyse, dedim, bir adama bir okiyye miktarinda altin borcum var, ona mukabil deveyi size sattim" dedim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
    "-Aldim onu, ancak sen yukunu Medine'ye kadar onun uzerinde gotur" dedi.
    Medine'ye gelince, Hz. Bilal (radiyallahu anh)'e:
    "-Cabir'e bir okiyye altin ver, biraz da fazla olsun" emretti. Bilal bu soz uzerine bir kirat fazla tartti. Kendi kendime: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in bana verdigi fazla miktari yanimdan hic ayirmayacagim" dedim. Harra harbinde, Samlilar tarafindan yagma edili.

    278 - Yine Muslim'den gelen bir baska rivayet soyledir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Bana, deveyi su, su bedele sat, Allah da seni magfiret buyursun, olmaz mi?" dedi. Ben cevaben: "elbette, o sizin olsun" dedim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir taraftan miktari artirmaya devam ediyor bir taraftan da: "Allah Teala sana magfiret buyursun" diyordu. Bu sozu uc kere tekrar etti."

    279 - Bir diger rivayette soyle denir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bana: "Allah'in adiyla bin" dedi. Medine'ye geldigimiz zaman Resulullah (aleyhissalatu vesselam), ashabindan bazi gruplarla birlikte mescide girdi. Ben de mescide girip, devemi kapinin yanindaki tas doseli kisma bagladim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a "iste deveniz" diye haber verdim. Mescidden cikti. Deveye yaklasti ve "Deve, devemizdir" buyurdu. Sonra birkac okiyye altin gonderip: "Bunu Cabir'e verin" dedi. Sonra bana: "Parayi aldin mi?" diye sordu. "Evet" dedim. Bunun uzerine: "Para da, deve de senindir" buyurdu (ve deveyi de geri verdi.)"

    280 - Hz. Aise (radiyallahu anha)'nin anlattigina gore: "Berire, mukatebe borcunu odeme hususunda yardimci olmasi icin kendisine (Hz. Aise'ye) ugramisti. O ana kadar borcundan herhangi bir sey odememis bulunuyordu. Hz. Aise, Berire'ye "Ailene don, senin mukatebe borcunu odememi istiyorlarsa bir sartla yaparim: Senin uzerindeki vela hakki bana gecmeli" dedi.
    Berire donup, ailesine durumu anlatti. Onlar kabul etmediler ve: "Sana bir iyilik yapmak isterse yapsin, karismayiz, ancak vela'n bize aittir" dediler.
    Hz. Aise (radiyallahu anha) bunun uzerine, durumu Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e arzetti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ona: "Sen satin al, sonra da azad et. Vela hakki, azad edene aittir" buyurdu.
    Bunu soyledikten sonra Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ayaga kalkarak su hitabede bulundu: "Insanlara ne oluyor ki, alis-verislerinde Kitabullah'ta bulunmayan sartlari kosuyorlar? Kitabullah'ta olmayan bir sart kosana bu helal olmaz. Boyle biri yuz sart da kosacak olsa, Allah'in sarti daha dogru, daha saglamdir."
    Buhari, Mesacid 70, Zekat 61, Buyu 67, 73, Itk 10, Mekatib 2, 3, 4, 5, Hibe 7, Surut 3, 10, 13, 17, Talak 16, Kefaratu'l-Iman 8, Feraiz 19, 20, 22, 23; Muslim, Itk 5, (1504); Muvatta, Itk 17, (2, 780); Ebu Davud, Itk 2, (3929-3930); Nesai, 85, 86 (7, 300); Tirmizi, Buyu 33, (1256), Vevaya 7, (2125); Ibnu Mace, Itk 3, (2521).
#10.10.2009 20:02 0 0 0
  • 281 - Diger bir rivayette, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Hz. Aise (radiyallahu anha)'ye soyle soylemistir: "(Berire'yi) once satin al sonra da azad et. (Onu satan efendilerini de birak, bir ise yaramiyacak olan) istedikleri sarti kossunlar." Aise Berire'yi satin alip, azad etti. Berire'nin ailesi, vela hakkinin kendilerine ait olmasi sartini kostu. Bunun uzerine Resulullah (aleyhissalatu vesselam); su aciklamayi yapti:
    "(Olmaz oyle sey!) Vela hakki azad edene aittir. Satanlar yuz sartta kossalar (batildir!)".
    Buhari, Surut 10.

    MULAMESE VE MUNAZEBE'YE DAIR

    282 - Ebu Said el-Hudri (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) iki giyim ve iki de alis-veris tarzini yasakladi. Yasaklanan satis tarzlari: Mulamese ve munabezedir. Mulamese, digerinin elbisesine gunduz veya gece, eliyle sadece degmesi, elbiseyi altust ederek iyice gormemesi (ve bu kadarla satis akdinin tamamlanmasidir).
    Munabeze ise, kisinin elbisesini oburune atmasi, oburunun de kendi elbisesini ona atmasi ve bu atismanin da, elbiseye bakip razi olmadan satis sayilmasidir.
    Yasaklanan iki giyinmeden biri, istimalu's-samma'dir; bu da kisinin elbisesini omuzlarindan biri uzerine koyup, sarinmasi, diger giyinme omuzunu acikta elbisesiz birakmasidir. Yasaklanan diger giyinme tarzi ihtiba'dir. Bu da oturmakta olan bir kimsenin elbisesine sarinmasi, bu esnada fercini orten baska bir sey olmamasidir."
    Buhari, Libas 20, 21, Salat 10, Savm 66, Buyu 62, 63, Isti'zan 42; Muslim, Buyu 3, (1512); Ebu Davud, Buyu 25, (3377-3378); Nesai, Buyu25, (7, 260-261); Ibnu Mace, Ticarat 12, (2170).

    283 - Nesai'nin bir rivayetinde su aciklama yapilir: "Munabeze: saticinin; "Bu elbiseyi sana atarsam satis tamam olmustur" demesidir. Mulamese de elbiseyi acip, evirip cevirmeden elini degmesi ve degince de satis muamelesinin tamam olmasidir."
    Nesai'de Ibnu Omer (radiyallahu anh)'den: "Bu, cahiliye ehlinin, alis-veriste basvurduklari bir tarzdi" aciklamasi yer alir.

    BEY'U'L-GARAR VE DIGERLERI HAKKINDA

    284 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) bey'u'l-garar ve bey'u'l-hasati yasakladi."
    Muslim, Buyu 4, (513); Ebu Davud, Buyu 25, (3376); Tirmizi, Buyu 17, (1230); Nesai, Buyu 27 (7, 262); Ibnu Mace, Ticarat 23, (2194).

    285 - Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Halk oyle cetin devirler yasayacak ki, o zaman zenginler, kendilerine emredilmedigi halde, cimriliklerinden, ellerindekileri cok siki tutacaklar. Cenab-i Hakk: "Aranizdaki fazileti unutmayin" buyurmaktadir (Bakara 237). Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da sunlari yasaklamistir: Bey'u'l-muzdar'i, bey'u'l-garar'i, (mechulun satisi) ve salahi ortaya cikmadan meyve satisini."
    Ebu Davud, Buyu 26 (3382).

    286 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Koylu adina sehirli satis yapmasin" dedi ve ilave etti: "Birakin insanlari, Allah birinin sebebiyle digerini riziklandirsin" buyurdu."
    Buhari, Buyu 58, 64, 67, 69, 70, 71, Icare 14, Suru 8; Muslim, Buyu 11, 12, 18-21, (1515, 1520-1523); Nesai, Buyu 17, (7, 256); Ibnu Mace, Ticarat 15, (2176); Muvatta, Buyu 96, (2, 683).

    287 - Hz. Enes (radiyallahu anh)'ten gelen bir baska rivayette su sekilde ifade edilmistir: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ana baba bir kardes bile olsa sehirlinin koylu adina satis yapmasini menetti."
    Buhari, buyu 68, Muslim, Buyu 19, (1521); Nesai, Buyu 18, (7, 256); Ibnu Mace, Ticarat 15, (2177).

    288 - Ebu Davud ve Nesai'den gelen bir baska rivayette soyle buyurulur: "Sehirlinin koylu adina satis yapmasi yasaktir, sehirli koylunun kardesi veya babasi bile olsa." Ebu Davud'un Hz. Enes (radiyallahu anh)'ten yaptigi bir baska rivayet su ziyadeyi ihtiva eder: "Sehirli koylu icin hicbir sey satmasin, koylu adina satin da almasin" demektir.

    289 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) soyle emrettiler: "Saticilar mallarini carsiya indirmezden once yolda karsilayip alis-veris yapmayin."
    Tirmizi ve Muvatta disindakilerde tahric edilmistir.
    Ebu Davud hadisin bas kisminda su ziyadeye yer verir: "Birbirinizin alis-verisine karsi alis-veris yapmayin. (Pazara giden) mali yolda karsilamayin."
    Nesai'de "ticaret mali (es-Sila')" yerine "Celeb mali" tabiri kullanilmistir. (Celeb: Satmak icin celbedilen mala denir.).

    290 - Ibnu Omer'den gelen bir baska rivayette: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) saticinin malini ovmesini ve daha pazara varmadan malin yolda satin alinmasini veya sehirlinin koylu adina satis yapmasini yasakladi" buyrulur.
    Bir baska rivayette de sadece "malin daha pazara varmadan satin alinmasini yasakladi" denmektedir.
    Buhari, Buyu 71; Muslim, Buyu 15, (1518); Ebu Davud, Icare 45 (3436); Nesai, Buyu 18, (7, 257); Ibnu Mace, Ticarat 16, (2179).
#10.10.2009 20:03 0 0 0
  • 291 - Ayni kaynaklarin Ibnu Abbas (radiyallahu anh)'dan yaptiklari bir rivayette soyle denir: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Pazara binerek (uzaktan) gelenleri yolda karsilamayin. Sehirli, koylu adina alim-satim yapmasin."
    Tavus, Ibnu Abbas (radiyallahu anh)'tan sordu: "Sehirli koylu adina alim-satim yapmasin" sozunden maksat nedir?" Ibnu Abbas: "Onun adina simsarlik yapmasin (yani ucret mukabili alim-satim islemini yapmasin)."
    Ebu Davud, Icare 47, (3439).

    292 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam), celeb malin pazara gelmeden once karsilanmasini yasakladi. Kim onu yolda karsilar ve satin alirsa, malin sahibi pazara gelince muhayyerdir (satistan vazgecebilir).
    Buhari, Buyu 71; Muslim, Buyu 17, (1519); Tirmizi, Buyu 12, (1221); Nesai, Buyu 18, (7, 257); Ebu Davud, Buyu 45, (3437).
    Yukarida kaydedilen metin Muslim, Tirmizi ve Ebu Davud'daki metinlerin aynisidir.

    293 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) soyle haber verdi: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir satista iki satisi yasakladi."

    294 - Ebu Davud'da gelen rivayet soyledir: "Bir satista iki satis yapan kimseye en dusuk olani (helal)dir. Aksi halde ribadir."
    Ebu Davud, Icare 55, (3461), Muvatta, Buyu 72, (2, 663); Nesai, Buyu 73 (7, 395-396); Tirmizi, Buyu 18, (1231).

    295 - Imam Malik (radiyallahu anh)'ten anlatildigina gore ona su durum ulasmistir: "Adamin biri diger birisine: "Bana su deveyi pesin parayla sat, ben de sana vade ile satayim" der. Adam bu tarz alis-veris hakkinda Ibnu Omer'e sorar. Ibnu Omer hoslanmaz ve adami bu isten nehyeder."
    Muvatta, Buyu 73, (2, 663).

    296 - Ibnu Omer (radiyallahu anh)'in anlattigi uzere Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurmustur: "Birinizin satisi uzerine baskaniz satis yapmasin."
    Buhari, Buyu 58, 64, 70, 71, Surut 8, Nikah 45; Muslim, Nikah 49, (1412), Buyu 7, 8, 11, (1412), Birr 29, (2563), 32 (2564); Ebu Davud, Nikah 17, (2080), Buyu 45, (3436), 48 (3443); Tirmizi, Nikah 38 (1134), Buyu 57, (1292); Nesai, Nikah 20, 21 (6, 72, 73, 74), Buyu 17, 20, 21, (7, 258); Ibnu Mace, Ticarat 13, (2171); Muvatta, Buyu 95, 96, (2, 683).

    297 - Nesai'den gelen bir diger rivayette soyle buyrulmustur: "Kisi, kardesi, satin alma isini kesinlige kavusturuncaya veya tamamen vazgecinceye kadar araya girip alis-veriste bulunmasin."

    298 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sehirlinin koylu adina alis-veris yapmasini, alici olmadigi halde alici imis gibi gorunup yuksek fiyat vererek fiyat artirmayi, iki kimsenin baslattigi alis-veris muamelesi kesinlik kazanip tamamlanmadan bir baskasinin ayni mal uzerinde alis-verise girismesini, bir kiz istetilmis iken ona talib olmayi, bir kadinin, -kiz kardesinin kabindakini almak icin- kocasina onu bosamasini taleb etmesini yasakladi."
    Buhari, Buyu 58, 70, 71, Surut 8, 11; Muslim, Nikah 38, 39, 51, 52, (1408-1413), Buyu 12, (1515); Tirmizi, Talak 14, (1190); Nesai, Nikah 20, (6, 71), Buyu 19, 21, (7, 258-259); Ebu Davud, Nikah 2, (2176), 18, (2080); Muvatta, Buyu 45, (2, 683).
    Bir baska rivayette: "...Kardesinin satisi (kesinlesmeden araya girip fiyatini) artirmasin" seklindedir.
    Bir baska rivayette: "...Kisi kardesinin pazarligi uzerine pazarlik yapmasin."
    (Muslim, Buyu 9).

    299 - Ebu Davud'dan gelen bir baska rivayette soyle denmistir: "Deve ve davarin sutunu memesinde bekletmeyin. Kim boyle (memede sutu bekletilmis) bir hayvani satin alirsa, sagdiktan sonra muhayyerdir: Memnun kalirsa hayvani alikor, memnun kalmazsa hayvani iade eder ve (sagdigi sute karsilik olmak uzere) bir sa' hurma verir."
    Ebu Davud, Buyu 48 (3493).

    300 - Ibnu Abbas (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Pazara gitmekte olan mali onceden karsilamayin. Hayvanlarin sutunu memelerinde (gunlerce bekleterek) biriktirmeyin. Bir birinize karsi (musteriyi kizistirmak icin alici olmadiginiz halde, yuksek fiyat vererek) malin degerini artirmayin."
    Tirmizi, Buyu 41 (1268). Tirmizi hadisin sahih oldugunu belirtti.
#10.10.2009 20:04 0 0 0
  • 301 - Abdullah Ibnu Amri'bni'l-As (radiyallahu anh) hazretleri anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdular: "Hem veresiye hem satis helal olmaz. Bir satista iki sart da helal degildir. Zimmette olmayanin kari yoktur. Yaninda bulunmayan malin satisi yoktur."
    Ebu Davud, Buyu 70, (3503); Tirmizi, Buyu 19, (1234); Nesai, Buyu 60, 71, 72 (7, 288, 295); Ibnu Mace, Ticarat 20, (2188). Tirmizi, hadisin sahih oldugunu soyledi.

    302 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) miktari bilinmeyen kuru hurma yiginini, miktari belli kuru hurma ile satmayi yasakladi.
    Muslim, Buyu 42, (1530); Nesai, Buyu 37, 38, (2, 269, 270).

    303 - Nesai'nin bir diger rivayetinde soyle denmistir: "Yiyecek yigini, yiyecek yigini mukabilinde satilmaz. Yiyecek yigini, miktari belli yiyecek mukabilinde satilmaz."

    304 - Ebu Eyyub (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i dinledim, diyordu ki: "Kim cocuguyla annesi arasini ayirirsa kiyamet gunu Allah (celle celaluhu) sevdikleriyle onun arasini ayirir."
    Tirmizi, Buyu 52, (1283), Siyer 17, (1566).

    305 - Hz. Ali (radiyallahu anh)'nin anlattigina gore, "(Satis sebebiyle cariye bir) anne ile cocugunun arasini ayirmisti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bunu yasakladi ve satisi bozdu."
    Ebu Davud, Buyu, Cihad 133, (2696); Ibnu Mace, Ticarat 46, (2249).

    306 - Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) bana, kardes iki kole hediye etti. Bunlardan birini sattim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir ara sordu: "Koleler ne yapiyorlar?" Ben durumu soyledim. Bunun uzerine bana: "Satisi boz, satisi boz" buyurdu."
    Tirmizi, Buyu 52, (1284); Ibnu Mace 46, (2249).

    RIBA (FAIZ) 'NIN ZEMMINE DAIR

    307 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ribayi (faizi) yiyene de, yedirene de lanet etti."
    Muslim, Musakat 25, (1579); Ebu Davud, Buyu 4, (3333); Tirmizi, Buyu 2, (1206); Ibnu Mace, Ticarat 58, (2277).
    Ebu Davud ve Tirmizi'nin rivayetlerinde su ziyade vardir: "(Faiz muamelesine) sahitlik edenlere de bu muameleyi yazana da..."

    308 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Insanlar oyle bir devre ulasacak ki, o zamanda riba yemeyen kalmayacak. Oyle ki, (dogrudan) yemeyene buhari ulasacak."
    Bir rivayette "...tozu ulasacak" denir.
    Ebu Davud, Buyu 3, (3331); Nesai, Buyu 2, (7, 243); Ibnu Mace, Ticarat 58, (2278).

    309 - Amr Ibnu'l-Ahvas (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'i Veda Hacci sirasinda dinledim, soyle diyordu: "Haberiniz olsun, cahiliye devrindeki butun ribalar kaldirilmistir, odenmeyecektir. Sadece verdiginiz ana parayi alacaksiniz. Boylece ne zulmetmis olacaksiniz ne de zulme ugramis olacaksiniz. Haberiniz olsu cahiliye devrindeki butun kan davalari kaldirilmistir. Kaldirdigim ilk kan davasi da el-Haris Ibnu Abdilmuttalib'in kan davasidir. Bu kimse, Benu Leys'te sut anadaydi. Huzeyl onu oldurmustu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): Yarabbi teblig ettim mi? dedi. Cemaat: Evet teblig ettin dediler ve uc kere tekrarladilar. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): Yarabbi Sahid ol! dedi ve uc kere tekrar etti."
    Ebu Davud, Buyu 5, (3334).
    Hattabi der ki: "Ebu Davud, hadisi su sekilde, yani "Haris Ibnu Abdilmuttalib'in kan davasi..." diye rivayet etmistir. Halbuki diger kitaplarda: Rebi'a Ibnu'l-Haris Ibni Abdilmuttalib'in kan davasi seklinde rivayet edilmistir.

    RIBA ILE ILGILI HUKUMLER

    310 - Omer Ibnu'l-Hattab (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Altin altinla pesin olmazsa ribadir. Bugday bugdayla pesin satilmazsa ribadir. Arpa arpayla pesin satilmazsa ribadir. Kuru hurma kuru hurmayla pesin satilmazsa ribadir."
    Buhari, Buyu 54, 74, 76; Muslim, Musakat 79, (1586); Ebu Davud, Buyu 12, (3348); Ibnu Mace, Ticarat 50, (2160), (2259); Muvatta, Buyu 38, (2, 636-637); Tirmizi, Buyu 24 (1243); Nesai, Buyu 41, (7, 273).
    Yukaridaki metin Sahiheyn'in metnidir. Buhari'nin bir rivayetinde, "verik (yani basilmis dirhem) verikle, altin altinla..." seklinde gelmistir.
#10.10.2009 20:04 0 0 0
  • 311 - Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) zamaninda bize bayagi hurma veriliyordu. Bu muhtelif cins kuru hurmanin bir karisimi idi. Bu bayagi hurmanin iki olcegini bir olcek iyi hurma mukabilinde satiyorduk. Bu tarz Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in kulagina ulasinca soyle buyurdu: "Iki olcek hurmaya bir olcek hurma, iki olcek bugdaya bir olcek bugday iki dirheme bir dirhem olmaz."
    Buhari, Buyu 21; Muslim, Musakat 98, (1594, 1595, 1596); Tirmizi, Buyu 23, (1241); Nesai, Buyu 41, 50, (17, 271, 272, 273); Muvatta, 32, (2, 632).

    312 - Bir rivayette de soyle gelmistir: "Hz. Bilal (radiyallahu anh), Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a (iyi cins bir hurma olan) berni hurmasi getirmisti. "Bu nereden?" diye sordu. Bilal (radiyallahu anh): Bizde adi hurma vardi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in yemisi icin ondan iki olcek vererek bundan bir olcek satin aldik, dedi. Bunun uzerine Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Eyvah! Bu ribanin ta kendisi, eyvah bu ribanin ta kendisi, sakin oyle yapma. Sayet iyi hurma satin almak istersen elindekini ayrica sat. Sonra onun parasiyla iyi hurmayi satin al" dedi.
    Buhari, Vekalet 11; Muslim, Musakat 96, (1594); Nesai, Buyu 41, (7, 271-272).

    313 - Sahiheyn'de yer alan bir rivayette soyle gelmistir. "Dinar dinarla, dirhem dirhemle basa bas misliyle degistirilmelidir. Kim fazla verir veya fazla alirsa ribaya girmis olur."
    Hadisi rivayet eden ravi der ki: "Ben dedim ki; "Ibnu Abbas (radiyallahu anh) bunu soylemez. Ebu Said der ki: "Ibnu Abbas (radiyallahu anh)'a sordum: Sen bunu Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'dan mi isittin, Kitabullah'ta mi gordun? Bana su cevabi verdi: "Bunun ikisini de soylemiyorum. Siz, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i benden daha iyi tanirsiniz. Ancak bana Usame Ibnu Zeyd (radiyallahu anh) haber verdi ki, Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Sadece veresiye satista riba vardir" buyurmustur."
    Muslim, Musakat 101, (1596).

    314 - Muslim'in bir diger rivayeti soyledir: "Altin altinla, gumus gumusle, bugday bugdayla, arpa arpayla, hurma hurma ile, tuz tuzla basbasa misliyle, pesin olarak satilir. Kim artirir veya artirilmasini taleb ederse ribaya girmistir. Bu iste alan da veren de birdir."
    (Muslim, Musakat 82).
    Yine Muslim'de Ebu Hureyre'nin bir rivayetinde "...cinsleri farkli ise mustesna" denir.
    Muslim, Musakat 82, (1584).

    315 - Ubadetu'bnu Samit (radiyallahu anh)'ten gelen bir baska rivayette (su ziyade) ifade edilmistir: "...Bu cesitler farkli oldugu takdirde pesin ise dilediginiz gibi satin." Bu hadisi, Buhari haric , Bes Kitap rivayet etmistir.
    Muslim, Musakat 81, (1587); Ebu Davud, Buyu 12, (3349-3350); Tirmizi, Buyu 23, (1240); Nesai, Buyu 43, 44, (7, 274, 275, 276, 277, 278); Ibnu Mace, Ticarat 48, (2254).

    316 - Ebu'l-Minhal anlatiyor: "Zeyd Ibnu Erkam ve el-Bera Ibnu Azib (radiyallahu anh)'e sarf'tan (yani altinla gumusu cinsi cinsine satmaktan) sordum. Ikisi de su cevabi verdi: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) altinin gumus mukabilinde veresiye satilmasini yasakladi."
    Buhari, Buyu 80, 8, Sirket 10, Menakibu'l-Ensar 50; Muslim, Musakat 87, (1589); Nesai, Buyu 49, (7, 280).

    317 - Fadale Ibnu Ubeyd (radiyallahu anh) buyuruyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a Hayber'de bulundugu sirada altin ve boncuklarla yapilmis bir gerdanlik getirildi. Bu satilik ganimet mallarindandi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) altinlarin boncuklardan ayrilmasini emretti. Derhal gerdanligin altin kismi ile boncuk kismi birbirinden ayrildi. Sonra Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Altin, altina mukabil, tartisi tartisina satilsin" buyurdular.
    Buhari haric Bes Kitap tahric etti. Muslim, Musakat 89, (1591); Tirmizi, Buyu 32, (1255); Ebu Davud, Buyu 13, (3351-3353); Nesai, Buyu 48, (7-279).

    318 - Muslim'de gelen diger bir rivayette Hanes es-San'ani der ki: "Biz Fadale ile bir gazvede beraberdik. Derken bana ve arkadaslarima ganimetten bir gerdanlik isabet etti. Gerdanlik altin, gumus ve kiymetli taslardan yapilmisti. Ben bunu satin almak isteyerek, Fadale'ye sordum. Bana soyle cevap verdi: Bunun altinini ayir, bir kafeye koy. Kendi altinini da bir kefeye koy. Sonra sakin misli mislinden fazla birsey alma! Zira ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle buyurdugunu isittim: "Kim Allah'a ve ahiret gunune iman ederse sakin misli mislinden fazla bir sey almasin."
    Muslim, Buyu 91, (1591).

    319 - Ebu Bekre (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam), gumusun gumuse basa bas olmayan satisini yasakladi. Bize altin mukabilinde diledigimiz sekilde gumus ve gumus mukabilinde diledigimiz sekilde altin satin almayi emretti." Muslim'in ziyadesinde "...Bir adam "pesin mi?" diye sordu. Ebu Bekre: "Ben boyle isittim" cevabini verdi. Sahiheyn ve Nesai rivayet etmistir.
    Buhari, Buyu 81, 77; Muslim, Musakat, 88, (1590); Nesai, Buyu, 50 (7, 280-281).

    320 - Yahya Ibnu Sa'id (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Hayber'in fethi sirasinda iki Sa'd'a (Sa'd Ibnu Ebi Vakkas ve Sa'd Ibnu Ubade), ganimet malindan altin veya gumus bir kabi satmalarini emretti. Onlar, her uc (birim)'i ayni dort (birim) mukabilinde, veya her dort (birim)'i uc (birim) ayin mukabilinde sattilar. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onlara: "Siz riba yaptiniz, geri verin" emretti."
    Muvatta, Buyu 28, (2, 632).
#10.10.2009 20:05 0 0 0
  • 321 - Mucahid anlatiyor: "Ben Ibnu Omer (radiyallahu anh)'le beraberdim. Ona bir kuyumcu gelerek: "Ey Ebu Abdirrahman! Ben altin isliyor ve bunu kendi agirligindan fazla altinla satiyorum. Boylece ona harcadigim el emegi miktarinda fiyatini artiriyorum" dedi. Ibnu Omer (radiyallahu anh) onu bu isten yasakladi. Kuyumcu ayni meseleyi tekrar tekrar soyledi. Her seferinde Ibnu Omer (radiyallahu anh) onu bu isten yasakladi ve son olarak da sunu soyledi: "Dinar dinarla, dirhem dirhemle satilir. Aralarinda fazlalik olamaz. Bu, Peygamberimizin bize vasiyetidir, biz de size vasiyet ediyoruz (teblig edip duruyoruz)." Bu rivayet Muvatta'da tam olarak gelmistir. Nesai ise sadece Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in sozunu kaydeder.
    Muvatta, Buyu 31, (2, 633); Nesai, Buyu 46, (7, 278).

    322 - Ata Ibnu Yesar anlatiyor: "Hz. Muaviye (radiyallahu anh) altin veya gumusten mamul bir su kabini, agirligindan daha fazla bir fiyatla satmisti. Kendisine Ebu'd-Derda (radiyallahu anh): "Ben Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in bu cesit alis-verisi yasakladigini isittim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bunlarin satisi misline misil olmali diye emretti" diye itiraz etti. Hz. Muaviye (radiyallahu anh): "Ben bunda bir beis gormuyorum" diye cevap verdi. Ebu'd-Derda (radiyallahu anh) ofkelendi ve: "Muaviye'yi kinamada bana yardim edecek biri yok mu? Ben ona Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'den haber veriyorum o bana sahsi reyinden soz ediyor. Senin bulundugun diyarda yasamak bana haram olsun!" diye soylendi.
    Ebu'd-Derda bunun uzerine orayi terkederek Hz. Obek (radiyallahu anh)'in yanina geldi. Durumu oldugu gibi ona anlatti. Hz. Omer (radiyallahu anh) Hz. Muaviye (radiyallahu anh)'ye bir mektup yazarak bu cesit satisi (altinin altinla satilmasi), misli misline ve agirligina denk olarak yapmasini emretti."
    Muvatta, Buyu 33 (2, 634); Nesai, Buyu 47, (7, 279).

    323 - Usame Ibnu Zeyd (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Riba veresiyededir" buyurdu.
    Buhari, Buyu 40; Muslim, Buyu 102, (1596); Nesai, Buyu 50, (7, 281).
    Diger bir rivayette: "Pesin alis-verislerde (cinsler farkli ise fazlalik sebebiyle) riba olmaz" buyurulmustur.

    324 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ben dinarla deve satiyor, dinar yerine gumus aliyordum. Bazanda gumusle satiyor, onun yerine dinar aliyordum. Bu durumu Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a arzederek hukmunu sordum. "O andaki (ayni meclisteki) kiymetiyle olunca bunda bir beis yok" buyurdu."
    Tirmizi, Buyu 24, (1242); Ebu Davud, Buy u 14, (3354-3355); Nesai, Buyu 50, (7, 281-282); Ibnu Mace, Ticarat 51, (2262).

    325 - Ebu Davud'un bir rivayetinde soyle gelmistir: "...O gunun fiyatiyla almanda bir beis yoktur, yeter ki aranizda (henuz odenmeyen) bir miktar oldugu halde birbirinizden ayrilmis olmayasiniz."
    Ebu Davud, Buyu 14, (3354, 3355).

    326 - Ma'mer Ibnu Abdillah Ibni Nafi (radiyallahu anh)'nin anlattigina gore, kolesine, bir sa' bugday vererek pazara yollar ve: "Bunu sat, parasiyla arpa satinal" der. Kole gider. Onu vererek bir Sa'dan bir miktar fazla arpa satin alir. Kole donunce, Ma'mer (radiyallahu anh) ona "Niye boyle yaptin? Cabuk git ve geri ver. Misli misline denk al. Zira ben, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i isittim, soyle diyordu: "Yiyecek, yiyecekle misli misline denk olmalidir." O zaman yiyecegimiz arpa idi. Kendisine: "Ama bu arpa onun misli degildir" dendi ise de: "Ben arpanin bugdaya benzemesinden korkarim" cevabini verdi. "
    Muslim, Musakat 93, (1592).

    327 - Imam Malik'e ulastigina gore, Suleyman Ibnu Yesar demistir ki: "Sa'd Ibnu Ebi Vakkas'in merkebinin yemi bitmisti. Kolesine: "Ailene ait bugdaydan bir miktar gotur, ona mukabil arpa satin al, sakin mislinden fazla almayasin" dedi.
    Muvatta, Buyu 50, 52, (2, 645).

    328 - Ebu Ayyas'in -ki ismi Zeyd'dir- anlattigina gore: "Sa'd Ibnu Ebi Vakkas (radiyallahu anh)'a, beyaz bugday mukabilinde kabuksuz arpa satin almanin hukmunu sorar. Sa'd (radiyallahu anh) kendisine "Hangisi daha kiymetli? diye sorar. Zeyd: "Beyaz bugday" der. Sa'd onu bu isten men eder ve der ki: "Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a kuru hurmayi taze hurma mukabilinde satin alma hakkinda soruldugu zaman isitmistim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bunu sorana: "Taze hurma kuruyunca agirligini kaybeder mi?" dedi. Adam "evet" cevabini verince, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onu bu isten men etmisti."
    Tirmizi, Buyu 14, (1225); Ebu Davud, Buyu 18, (3359); Muvatta, Buyu 22, (2, 624); Nesai, Buyu 36, (7, 269); Ibnu Mace, Ticarat 53, (2264).

    329 - Ebu Davud'un diger bir rivayetinde: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam), taze hurmayi kuru hurma ile veresiye satmayi yasakladi" denir."
    Ebu Davud, Buyu 18, (3360).

    HAYVAN VS. ILE ILGILI TEFERRUAT

    330 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir kole gelerek Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e hicret etmek uzere biat etti, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onun kole oldugunu sezemedi. Arkadan efendisi onu aramaya geldi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ona: "Onu bana sat" buyurdu ve koleyi iki siyah kole mukabilinde satin aldi."
    Muslim, Musakat 123, (1602); Tirmizi, Siyer 36, (1596); Ebu Davud, Buyu 17, (3358); Nesai Bey'a 66, (7, 292-293); Ibnu Mace, Cihad 41.
#10.10.2009 20:06 0 0 0
  • 331 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As (radiyallahu anh)'in anlattigina gore, "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) kendisine bir ordu hazirlamasini emretmistir. Mevcut develer (askerlere) yetmedi. Bunun uzerine Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (devesi olamayanlar icin, bilahere) hazine develerinden odenmek uzere deve te'min etmesini emretti. (Boylece Abdullah) zekat yoluyla hazineye gelecek develerden iki adedi karsiliginda bir deve temin ediyordu."
    Ebu Davud, Buyu 16, (3357).

    332 - Ali Ibnu Ebi Talib (radiyallahu anh)'in anlattigina gore, "Devesini yirmi kucuk dev mukabilinde veresiye olarak satmistir"
    Muvatta, Buyu 59, (2, 652).

    333 - Ibnu Omer (radiyallahu anh)'in anlattigina gore, "Kendisi, saticinin zimmetinde bulunan bir binek devesini, Rebeze'de bulunan dort kucuk deve mukabilinde satin almistir."
    Buhari, bu hadisi bab basliginda (senetsiz olarak) kaydetmistir. (Buyu 108); Muvatta, Buyu 60, (2, 652).

    334 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdular: "Iki hayvan, veresiye olarak bir hayvana mukabil satilamaz. Pesin satilirsa bunda bir beis yok."
    Tirmizi, Buyu 21, (1238); Ibnu Mace, Ticarat 56.

    335 - Semure Ibnu Cundeb (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) hayvanin hayvanla veresiye satisini yasaklamistir."
    Tirmizi, Buyu 21, (1237); Ebu Davud, Buyu 15; Nesai, Buyu, 65, (7, 292); Ibnu Mace, Ticarat 56, (2271). Tirmizi, hadisin sahih oldugunu belirtmistir.

    336 - Ibnu Sihab anlatiyor: "Said Ibnu'l-Museyyeb derdi ki: "Hayvanda riba yoktur. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) hayvan satisini uc hususta yasakladi: el-Mezamin, el-Melakih ve Habelu'l-habele.
    Mezamin: Disi devenin karnindaki yavru demektir.
    Melakih: Erkek devenin belinde bulunan (ve disiyi dolleyen) sey demektir.
    Habelu'l-habele: "Hamile develerin hamile kalmasi yani, disi develerin karnindaki ceninin doguracagi yavrunun satimi.
    Muvatta, Buyu 63, (2, 654).
    Imam Malik, bu tabirleri, yukaridaki gibi aciklamistir. Ancak garib kelimeleri aciklayan lugatci vefakihler nezdinde, mezamin ve melakih kelimeleri aksi manalari ifade etmektedir.

    337 - Imam Malik'e ulastigina gore, bir adam Ibnu Omer (radiyallahu anh)'e gelerek: "Ben birisine bir borc verdim. Bana, bunu daha ustun bir sekilde iadesini sart kostum" dedi ve hukmunu sordu. Ibnu Omer (radiyallahu anh): "Bu ribadir" diye cevap verdi ve su aciklamada bulundu: "Borc verme isi uc sekilde cereyan eder.
    1. Borc vardir, bunu vermekle sadece Allah'in rizasini dusunursun. Karsiliginda sana riza-yi ilahi vardir.
    2. Borc vardir, bununla arkadasini memnun etmek istersin.
    3. Borc vardir, temiz bir malla pis bir sey almak icin bu borcu verirsin. Iste bu ribadir."
    Adam: Oyleyse bana ne emredersiniz, ey Abu Abdirrahman? diye sordu. Ibnu Omer su aciklamada bulundu: "Akdi yirtmani tavsiye ederim. Borclu, verdigin miktari aynen iade ederse alirsin. Verdiginden daha az iade eder, sen de alirsan sevap kazanirsin. Eger sana, daha iyi birseyi gonul hoslugu ile verirse, bu sana bir tesekkurdur, boylece tesekkurunu ifade ediyor demektir. Sana ayrica, ona vade tanidigin icin sevap vardir."
    Muvatta, Buyu 92, (2, 681-682).

    338 - Mucahid'in anlattigina gore, "Ibnu Omer (radiyallahu anh) bir miktar borc para aldi. Bunu sahibine daha iyi bir sekilde odedi. Borc veren adam: "Bu verdigimden efdaldir (fazladir) diyerek almak istemedi. Ibnu Omer adama: "Biliyorum, ancak icin bu sekilde rahat edecek" dedi.
    Muvatta, Buyu 90, (2, 681).

    339 - Salim (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anh)'e belli bir vade ile bir baskasinda alacagi bulunan adam, parasini daha cabuk alabilmek icin bir kismindan vaz gececek olsa? diye sordular. Ibnu Omer bunu hos gormedi ve bu davranisi yasakladi."
    Muvatta, Buyu 82, (2, 672).

    340 - Ubeyd Ibnu Ebi Salih anlatiyor: "Ben, bilahere odenmek uzere Dar-i Nahle ehline bez sattim. Bir muddet sonra Kufe'ye gitmek istedim. Borclular bana gelerek fiyattan biraz inmem halinde pesin odeyeceklerini soylediler. Bunu Zeyd Ibnu Sabit'e sordum. Bana: "Hayir, bu isi yapmana cevaz veremem, bunu (ribayi) ne senin yemeni, ne de (satin alanlara) yedirmeni emredemem" dedi.
    Muvatta, Buyu 81, (2, 671).
#10.10.2009 20:06 0 0 0
  • 341 - Ummu Yunus (radiyallahu anh) anlatiyor: "Zeyd Ibnu Erkam (radiyallahu anh)'in Ummu Velet'i (cocuk dogurmus cariyesi), Hz. Aise (radiyallahu anha)'ya ugradi ve dedi ki: "Zeyd'in bir cariyesini el-Ata'ya sekiz yuz dirheme sattim. Sonra ayni cariyeyi ondan, odeme zamani dolmazdan once alti yuz dirheme satin aldim. Ayrica ben kendisine, bunu satacak olursan senden ben satin alacagim diye sart kosmustum." Hz. Aise (radiyallahu anha): "Sart kosman da uygunsuz, satin alman da uygunsuz olmus. Zeyd Ibnu Erkam'a soyle ki, bu is sebebiyle tevbe etmezse, Resulullah aleyhissalatu vesselam'la birlikte yaptigi cihadi iptal etmistir" dedi.
    Kadin: "Zeyd na yapti ki (boyle hukmediyorsun?)" diye sorunca Hz. Aise cevap olarak su ayeti okudu: "Kime Rabb'inden bir ogut gelir de faizcilikten geri durursa, gecmisi kendisinedir, onun isi Allah'a aittir..." (Bakara, 275). Ashab'tan pek cogu hayatta oldugu halde, kimse bu hukumden dolayi Hz. Aise'yi reddetmedi."

    342 - Zeyd Ibnu Eslem anlatiyor: "Cenab-i Hakk'in terketmeyenler icin harb etmeye izin verdigi riba, cahiliye devrinde iki sekilde cereyan ederdi:
    1. Bir kimsenin diger bir kimsede, vadeli bir alacagi bulunurdu. Vade dolunca alacakli: "Odeyecek misin yoksa faizlesin mi?" derdi. Borclu oderse oburu alirdi. Odemezse, olceklenen, tartilan, ekilen veya sayilan cesitten ise alacak katlanirdi.
    2. Yasla olculen bir mal ise, daha ust mertebeye kaydirilir, vade de uzatilirdi. Islam gelince Cenab-i Hakk su ayeti indirdi: "Ey iman edenler! Allah'tan sakinin, inanmissaniz faizden arta kalan hesaptan vazgecin. Boyle yapmazsaniz, bunun Allah'a ve Peygamberine karsi acilmis bir savas oldugunu bilin. Eger tevbe ederseniz sermayeniz sizindir. Boylece haksizlik etmemis ve haksizliga ugramamis olursunuz" (Bakara 278-279).
    Bu rivayeti Rezin tahric etti.

    MUHAYYERLIK HAKKINDA

    343 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Alis-veris yapanlar, birbirlerinden ayrilmadikca (akdi bozmakta) muhayyerdirler. Veya alis-veris yapanlardan biri digerine "muhayyersin" demisse yine muhayyerdir." Ravi, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in belki de "Alis-veris yapanlardan biri "muhayyerlik sarti uzere olsun demisse" seklinde buyurmus olacaginda suphe etmektedir."
    Buhari, Buyu 42, 43, 44, 46; Muslim, Buyu 45, 47, (1531); Tirmizi, Buyu 26, (1246); Ebu Davud, Buyu 53, (3454); Nesai, Buyu 9, (7, 248); Muvatta, Buyu 79, (2, 671); Ibnu Mace, Ticarat 17, (2181).

    344 - Sahiheyn'de gelen bir rivayette soyle buyurulmustur: "Iki kisi alis-veriste bulununca, onlar ayrilmadikca, veya biri digerini muhayyer birakmadikca her ikisi de muhayyerdir. Biri digerini muhayyer birakir da bu sartla alis-veris yaparlarsa artik akit kesinlesmistir. Alis-verisi yaptiktan sonra ayrilirlaer da ikisinden biri satistan vazgecmezse yine satis kesinlesmistir."
    Buhari, Buyu 45; Muslim, Buyu 44, (1531).

    345 - Muslim'in bir diger rivayetinde soyle buyurulmustur: "Alis-veris yapan herhangi iki kisi arasinda , birbirlerinden ayrilmadikca akit kesinlesmis olmaz. Ancak muhayyerlik sartiyla yapilan satis mustesna!"
    Muslim, Buyu 46, (1531).

    346 - Muslim'in bir diger rivayetinde Nafi der ki: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) bir kimse ile alis-veris yapinca bu satisin bozulmasini istemedi mi kalkar biraz yurur, sonra geri donerdi."
    Muslim, Buyu 45, (1531).

    347 - Tirmizi'nin bir rivayetinde soyle gelmistir: "Ibnu Omer, bir alis-verisi oturarak yapmis ise, akdin kesinlesmesi iciin ayaga kalkardi."
    Tirmizi, Buyu 26, (1245).

    348 - Hakim Ibnu Hizam (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Alis-veris yapanlar birbirlerinden ayrilincaya kadar muhayyerdirler. Eger dogru soyler ve (her seyi) beyan ederlerse bu alis-verisleri her ikisi hakkinda da mubarek kilinir. Gercegi gizlerler ve yalan soylerlerse, alis-verislerinin bereketi kalmaz."
    Buhari, Buyu 19, 22, 42, 44, 46; Muslim, Buyu 47, (1532); Ebu Davud, Buyu 53, (3459); Tirmizi, Buyu 26, (1246); Nesai, Buyu 8, 57, 244).

    349 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Alis-veris yapan iki taraf, birbirlerinden ayrilmadikca muhayyerdirler. Ancak, aralarinda muhayyerlik anlasmasi varsa bu mustesna. Bu durumda, "karsi taraf pisman olur da akdi bozar" korkusuyla birinin oradan ayrilmasi helal olmaz.
    Tirmizi, Buyu 26, (1247); Ebu Davud, Buyu 53, (3954); Nesai, Buyu 11, (7, 251-252).

    350 - Ebu Davud'un Ebu Hureyre (radiyallahu anh) hazretlerinden kaydettigi bir rivayette soyle denir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Alis veris yapan her iki taraf da akitden memnun kalmadikca ayrilmasinlar."
    Ebu Davud, Buyu 53, (3458); Tirmizi, Buyu 27, (1248).
#10.10.2009 20:07 0 0 0
  • 351 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir bedeviyi, satistan sonra muhayyer kildi."
    Tirmizi, Buyu 27, (1249). Tirmizi bu hadisin sahih oldugunu soylemistir.

    352 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Alis-veris yapanlar ihtilafa duserlerse satanin sozu esas alinir. Musteri muhayyer birakilir."
    Muvatta, Buyu 80, (2, 671); Tirmizi, Buyu 43, (1270); Metin Tirmizi'ye aittir.

    353 - Ebu'l Vadi' anlatiyor: "Bir gazvede bulunduk. Bir yere indik. Bir arkadasimiz, bir kole karsiliginda bir at satti. O gunun geri kalan kisminda ve geceleyin beraber kaldilar. Sabah olunca goc hazirligi yapildi. Adam kalkarak atini egerlemeye gitti. Bu satistan pisman olmustu. Oburune gidip akdi bozmak istedi. Fakat digeri kabul etmedi, ati vermeyi reddetti ve "Aramizda Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in ashabindan Ebu Berze hakem olsun" dedi. Ona gelip, durumu anlattilar. Ebu Berze: "Aranizda Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in hukmuyle hukmetmeme razi misiniz? Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurmustu ki: "Alim-satim yapanlar, birbirlerinden ayrilmadikca muhayyerdirler." Ben sizi ayrilmis goremiyorum."
    Ebu Davud, Buyu 53, (3457).

    SUF'A'YA DAIR HADISLER

    354 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) taksim edilmedikce her (akar) malda suf'a hakki bulunduguna hukmetti. Araya sinirlar konup, yollar tayin edilince suf'a hakki kalkar." Bu hadisi Bes Kitap da tahric etmistir.
    Buhari, Suf'a 1, Buyu 96, 97, Hiyel 14, Sirket 8-9; Muslim, Musakat 134 (1608); Nesai, Buyu 108, 109 (7, 301); Ebu Davud, Buyu 73, (3513, 3514); Tirmizi, Ahkam 33, (1370).
    Muslim'deki metin soyledir: "Henuz taksim edilmemis arazi, mesken, bahce gibi (akar nevinden) her ortaklikta suf'a hakki vardir. (Ortaklarindan birinin) ortagina haber vermeden satmasi helal olmaz. Satmadan once haber verir, ortagi satin alir veya terkeder. Ortagina haber vermeden satarsa, ortagi bu mala (ayni fiyat karsiliginda) hak sahibi olur."

    355 - Ebu Davud ve Tirmizi'de gelen bir diger rivayet soyledir: "Komsu, komsusuna karsi suf'a hakkina sahiptir. Ayni yoldan isliyorlarsa, komsu bulunmadigi takdirde, giyabinda satis yapmaz, bekler."
    Ebu Davud, Buyu 75, (3518); Tirmizi, Ahkam 33, (1369); Ibnu Mace, Suf'a 2, (2494); Nesai, Buyu 80, (7, 301).

    356 - Tirmizi'nin bir diger rivayetinde: "Evin komsusu eve bir baskasindan daha cok hak sahibidir" buyrulmustur.
    Tirmizi, Ahkam 31, (1368), 33, (1370).

    357 - Tirmizi'nin ve Ebu Davud'un Semure'den yaptiklari bir rivayete gore, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurmustur: "Evin komsusu komsunun evine veya tarlaya daha ziyade hak sahibidir."
    Tirmizi, Ahkam 31, (1368); Ebu Davud, Buyu 75, (3518).

    358 - Amr Ibnu's-Serid'den anlattigina gore, Ebu Rafi (radiyallahu anh)'nin soyle soyledigini isitmistir: "Komsu, yakin komsusuna karsi daha cok hak sahibidir."
    Buhari, Suf'a 2, Hiyel 14, 15; Ebu Davud, Buyu 75, (3516); Nesai, Buyu 109, (7, 320).

    359 - Serid (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e: "Ey Allah'in Resulu tarlam var, kimsenin bunda ne ortakligi ne de hissesi var, ancak komsum var" dedi. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Komsu, yakin olan eve daha ziyade hak sahibidir" buyurdu.
    Nesai, Buyu 109, (7, 320).

    360 - Hz. Osman (radiyallahu anh) buyurdular ki: "Bir araziye sinirlar konacak olursa artik onda suf'a hakki kalmaz, ne kuyunun suyunda suf'a hakki ne de hurma agaclarini telkih de (dollemede) suf'a hakki kalmaz."
    Muvatta, Suf'a 4, (7, 320).
#10.10.2009 20:08 0 0 0
  • SELEM (ONCEDEN SATMA) HAKKINDA

    361 - Ibnu Abbas (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) Medine'ye geldiginde Medineliler, bir yillik, iki yillik hurma mahsulunu pesinen satarlardi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onlara: "Hurmayi kim onceden satarsa olcusunu, tartisini belirterek, vadesini tayin ederek satsin" buyurdu.
    Bunu Bes Kitap tahric etmistir.
    Buhari ve Ebu Davud'da gelen diger rivayetlerde aynisi ifade edilmis ve soyle bir farkliliga yer verilmistir: "...iki ve uc yillik..."
    Buhari, Selem 1, 2, 7; Muslim, Musakat 127, 128, (1604); Ebu Davud, Buyu 57, (3463); Tirmizi, Buyu 68, (1311); Nesai, Buyu 6, 3 (7, 290); Ibnu Mace, Ticarat 59, (2280).

    362 - Muhammed Ibnu Ebi'l-Mucalid anlatiyor: "Abdullah Ibnu Seddad Ibni'l-Had ve Ebu Burde selef mevzuunda ihtilafa dustuler. Beni, Ibnu Ebi Evfa (radiyallahu anh)'ya gonderdiler. Ben kendisine bu hususta sordum. Su cevabi verdi: "Biz Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Hz. Ebu Bekir ve Hz. Omer (radiyallahu anhuma) devirlerinde bugday, arpa , kuru uzum ve kuru hurma hususlarinda selef'te bulunurduk. Ben, ibnu Ebza'ya da sordum. O da buna benzer bir cevap verdi."
    Buhari, Selem 2, 3, 7; Ebu Davud, Buyu 57, (3464); Nesai, Buyu 62, (7, 290) .

    363 - Bir diger rivayette soyle gelmistir: "...Dedim ki: (siz selem akdini) yaninda alacaginiz malin aslini bulunduran kimse ile mi yapardiniz?" Su cevabi verdi: Biz selem yaptigimiz kimseye o hususu sormazdik."
    Buhari, Selem 3.
    Ebu Davud'un rivayetinde su ziyade var: "(Selem akdini) alacagimiz mal elinde bulunmayan kimselerle yapardik."
    Ebu Davud, Buyu 57, (3464).

    364 - Ebu Said el-Hudri (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) dedi ki: "Kim bir yiyecek veya bir baska seyde selem akdi yapmissa, bu mali fiilen kabzetmedikce bir baskasina satmasin."
    Ebu Davud, Buyu 59, (3468).

    365 - Ebu'l-Bahteri anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'e hurmada selem yapilir mi? diye sordum. Bana: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), meyvesi (yenmeye) salih oluncaya kadar hurmanin satilmasini yasakladi" cevabini verdi.
    Buhari, Selem 3, 4.

    366 - Ibnu Abbas'dan da boyle bir rivayet yapilmistir. Rivayetinde der ki: "...Ondan yeninceye, tartilincaya kadar. Ben "Tartilmasi da nedir?" diye sordum. Yaninda bulunan bir zat: "Miktari goz karari ile kabaca takdir edilebilinceye kadar" diye acikladi."
    Buhari, Selem 3, 4; Muslim, Buyu 55, (1537).

    367 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam selem yoluyla (yani parasini pesin alarak, cikacak mahsulden verilmek uzere) bir agacin hurmasini satti. Fakat o yil o agac hic mahsul vermedi. Satici ile musteri ihtilafa duserek davalarini Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e getirdiler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) saticiya: "Onun parasini nasil helal addedersin, parayi geri ver" dedi. Sonra sunu soyledi: "Hurma (yenmeye) salih oluncaya kadar onu selem yoluyla satmayin."
    Ebu Davud, Buyu 58, (3467); Ibnu Mace, Ticarat 61, (2284); Muvatta, Buyu 21, (2, 644); Buhari, Selem 2.

    368 - Imam Malik, Ibnu Omer'in sozu olarak sunu tahric etmistir: "Kisinin, bir baskasina selem yoluyla yiyecek satmasinda bir beis yoktur, yeter ki, yiyecek maddesinin fiyati belirlenmis, odemenin zamani tayin edilmisolsun. Ancak (hasada) salahi ortaya cikmayan ekinde veya (yenmeye) salahi ortaya cikmayan hurmada selem olmaz."
    Muvatta, Buyu 94, (2, 682); Ibnu Omer'in bu sozunu Buhari, bab basliginda senedsiz olarak kaydetmistir. (Selem, 7).

    369 - Imam Malik'e ulastigina gore, "Bir adam, Hz. Omer (radiyallahu anh)'a gelip baska bir memlekette odemek sartiyla kendisiyle selem akdi yapan bir adamdan haber vererek bu akid hakkinda sormustur da Hz. Omer (radiyallahu anh) hosnutsuzluk izhar etmis ve: "Pekala, devenin kirasi nerede?" demistir."
    Muvatta, Buyu 91, (2, 681).

    370 - Yine Imam Malik'e ulastigina gore, Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) soyle demistir: "Kim selem akdi yaparsa, sakin fazla alma sarti kosmasin. Bir avuc saman bile olsa bu fazlalik ribadir."
    Muvatta, Buyu 94, (2, 682).
#10.10.2009 20:08 0 0 0
  • IHTIKAR VE PAHALANDIRMAYA DAIR HADISLER

    371 - Ibnu'l-Museyyeb anlatiyor: "Ma'mer Ibnu Ebi Ma'mer -ki Ibnu Abdillah da denir ve Benu Adiyy Ibnu Ka'b'dan biridir- dedi ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdular: "Ihtikar yapan hatakar olmustur."
    Said Ibnu'l-Museyyeb'e: "Ama sen de ihtikar yapiyorsun" dendi de: "Bu hadisi rivayet eden Ma'mer de ihtikar yapiyordu" diye cevap verdi."
    Muslim, Musakat 129, (1605); Ebu Davud, Buyu 49, (3447); Tirmizi, Buyu 40 (1267).

    372 - Imam Malik diyor ki: "Bana ulastigina gore Hz. Omer (radiyallahu anh) soyle demistir: "Bizim carsimizda ihtikar olamaz. Yanlarinda fazla yiyecek maddesi bulunan bir kisim insanlar, bizim sahamiza Allah'in rizkindan inmis olan bir rizka yonelip, onu bize karsi saklayamazlar. Ancak kim, yaz, kis demeden zahmetlere katlanarak mal getirmis ise o Omer'in misafiridir. Allah'in istedigi sekilde malini satsin, istedigi sekilde de saklasin."
    Muvatta, Buyu 56, (2, 651).

    373 - Imam Malik'e ulastigina gore, "Hz. Osman da ihtikar yapmayi yasaklamistir.
    Muvatta, Buyu 58, (2, 651).

    374 - Ibnu'l-Museyyeb anlatiyor: "Hz. Omer (radiyallahu anh), pazara ugramisti. Orada Hatib Ibnu Ebi Belte'a'ya ugradi. Hatib'in (ucuz fiyatla) kuru uzum sattigini gorunce: "Ya fiyati (digerlerinin seviyesine yukseltirsin yahut pazarimizdan ceker gidersin" diye ihtar etti."
    Muvatta, Buyu 57, (2, 651).

    375 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam gelerek: "Ey Allah'in Resulu, bizler icin esyalara fiyat tesbit ediver" diye muracaatta bulundu. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Hayir fiyat koymayayim (rizka bolluk vermesi icin) Allah'a dua edeyim" cevabini verdi. Arkadan bir baskasi gelerek: (Ortalik pahalandi, esyalarin) fiyatini bize siz tesbit ediverin" diye talebde bulununca, bu sefer: "Hayir rizki bollastirip, darlastiran Allah'tir. Ben hicbir kimseye zulmetmemis olarak Allah'a kavusmak istiyorum" cevabini verdi.
    Ebu Davud, Buyu 51, (3450).

    376 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Halk Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e muracaatla: "Ey Allah'in Resulu, fiyatlar yukseldi, bizim icin fiyatlari siz tesbit edin" dediler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onlara su cevabi verdi: "Fiyatlari koyan Allah'tir. Rizki veren, artirip eksilten de O'dur. Ben ise, hic kimse benden ne kan ne de mal hususunda hak talebinde bulunmaz oldugu halde Allah'a kavusmami diliyorum."
    Ebu Davud, Buyu 51, (3451); Tirmizi, Buyu 73, (1314). Tirmizi hadisin sahih oldugunu soylemistir.

    377 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Pahalanmasi icin, kim bir yiyecek maddesini kirk gun saklarsa, o, Allah'tan yuz cevirmistir, Allah da ondan yuz cevirmistir." Bu hadisi Ahmed Ibnu Hanbel Musned'inde (2, 33) zikretmistir. Mecmau'z-Zevaid'de bunun ayrica Ebu Ya'la el-Mevsili'nin ve Bezzar'in Musned'lerinde, Taberani'nin el-Mu'cemu'l-Evsat'inda tahric edildikleri belirtilir.

    378 - Hz. Muaz (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyledigini isittim: "Ihtikar yapan kisi ne kotudur. Allah fiyatlari ucuzlatsa uzulur, pahalandirirsasevinir."
    Bu rivayet miskatu'l-Mesabih'de 2897 numarada Rezin'den olarak kaydedilmis, Beyhaki'nin Su'abu'l-Iman'indan alindigi belirtilmistir.

    379 - Ebu Umame (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdu: "Sehirlerde yasayanlar, Allah yolunda hapsedilmis kimselerdir. Gidalarinda onlara ihtikar yapmayin, onlara fiyatlari yukseltmeyin, zira kim onlara bir gida maddesini kirk gun hapsetse, sonra da tamamini tasadduk etse yine de isledigi gunahi affettiremez."
    Rezin'in ilavesidir. Munziri'nin et-Tergib ve't-Terhib'inde kaydedilmistir. (3, 27).

    380 - Hz. Ebu Hureyre ve Hz. Ma'kil Ibnu Yesar (radiyallahu anhuma)'in anlattiklarina gore, Hz. Peygamber soyle buyurmuslardir: "Muhtekirler ve cana kiyanlar ayni derecede hasrolacaklar. Kim Muslumanlarin herhangi bir seydeki fiyatina mudahale ederek pahalandirirsa, kiyamet gununde atesin buyugunde cezalandirilmasi Allah'a vacib olmustur."
    Rezin'in ilavesidir. Munziri'nin et-Tergib ve't-Terhib'inde kaydedilmistir. (3, 27).
#10.10.2009 20:09 0 0 0