NarCicegi

NarCicegi

Moderatör
11.09.2006
Yarbay
46.667
Hakkında

  • Ebced: Cümel, Cifr, Sayı sembolizmi.

    Ebced veya Ebuced, Arap alfabesindeki harflerin kolaylıkla hatırda kalması için düzenlenen bir harf dizisi ile bu harf dizisinin her birine tekabül eden bir rakam değeri sistemi ve diziyi oluşturan sekiz kelimenin ilkinin adıdır.

    Harflerin her birine 1'den 1000'e kadar matematik değerler verilmiştir.

    Ebced hesabı Fars ve eski Türk edebiyatında tarih düşürmede de kullanılmıştır.

    Mesela İstanbul'un Fetih tarihi için Kur'an-ı Kerim'den "Aherun" kelimesi düşürülmüştür.

    Bunların toplamı (elif+gayn+ra+vav+nun)=1+600+200+6+50=857 çıkmaktadır ve bu tarih Hicri 857 (M. 1453) yılı olan fetih tarihidir.

    Ayrıca şair Fuzuli, Kanuni Sultan Süleyman'ın Bağdat'ı fetih tarihi olan 941 H. yılı için; "Geldi burc-i evliyaya padişah-ı namdar" mısraını tarih düşmüştür. Yine Sultan Abdülmecid'in saltanata geçişine de "Bir iki iki delik Abdülmecid oldu Melik" mısrası ile tarih düşmüşlerdir.

    Bütün huruf-u heca denilen yirmi sekiz harfi içine alan Ebced harf tertibinde harflerin sayısal değerleri şöyledir:
    Ebced Değeri: Elif : 1, Ba : 2, Cim:3, Dal:4 Hevvez: He : 5, Vav : 6, Ze : 7 Hutti: Ha : 8, Tı : 9, Ya : 10 Kelemen: Kef : 20, Lam : 30, Mim : 40, Nun : 50 Se'fes: Sin : 60, Ayn : 70, Fe : 80, Sad : 90 Karaset: Kaf : 100, Rı : 200, Şın : 3002 Te : 400 Sehaz: Se 500, Hı: 600, Zel : 700, Dazığ: Dad : 800, Zı : 900, Ğaym 1000.

    Ebced ilmiyle elde edilen bilgilerin değeri:

    Kuran-ı Kerim'de bütün ilimler vardır. Bu ilimleri de herkes kendi kabiliyetine göre okuyabilir veya hissedebilir. Ancak bu ilimleri Kuran'dan okurken, benim anladığım ilim kesin doğrudur diyerek değil de, ben böyle anlıyorum, şeklinde söylemek gerekir. çünkü bir gün bu anladığı bilgiler yanlış olursa Haşa Kuran yanlış olmuş gibi algılanır.

    Örneğin Kuran-ı Kerim'de “üzerinde “ondokuz” vardır." ayeti bulunmaktadır. Bu sayıdan hareketle Kuran'ın bazı sırlarına ve şifrelerine ulaşmak mümkündür. Ancak bu bilgilere mutlak doğru ve Kuranın kesin işareti olarak bakmanın bazı sakıncaları olacağından dikkatli olmak gerekir. Hiç olmazsa: "Böyle şeyler anlamak mümkündür, fakat bunlar kesin ve değişmez doğrular olmayabilir. Hesaplamalarımızda hata edebiliriz, bu hatalar da bize aittir." demek gerekir.

    Ebced hesabı da bunlardan biridir.

    Yirmi sekiz harften ibaret olan Arap alfabesi, Emevi Halifesi Abdülmelik bin Mervan zamanına kadar Ebced tertibiyle okunur ve yazılırdı. Abdülmelik bin Mervan zamanında Nasr bin Asım ile Yahya bin Ya'mer el-Udvani'den kurulan bir ekip, Arap alfabesinin harf sırasını değiştirdi ve birbirine benzer harflerin ard arda sıralanması esasına dayalı “huruf-u heca” denilen ve bu gün kullanılan alfabeyi oluşturdu. Yazı dilinde bu alfabe kullanılmaya başlandı.

    Arap harflerinin ebced tertibine göre dizilişinin Hazret-i Adem'e (as) dayandığı rivayet edilir. Bu tertip ile alfabenin kullanıldığı tarih süreci içerisinde, zamanla bu harflere sayısal değerler verilmiş; bu sayısal değerler alimler, edebiyatçılar ve şairler tarafından makbul ve muteber karşılanmış ve kullanılmaya başlanmıştır. Şairler ve edipler, yazdıkları manzum ve mensur eserlerde ebced hesabını da kullanmışlar ve harflere verdikleri rakamsal değerler ile önemli tarihleri kaydetmişler; zaman içinde bu usul yaygınlaşma ve gelişme istidadı göstermiş; adeta Arap alfabesinin bir yan ilim dalı olarak olgunlaşmış ve adına da “Ebced Hesabı” veya “Cifir İlmi” denmiştir.

    Ebced dizilişine göre Arap alfabesi; “elif, ba, cim, dal, he, vav, ze, ha, tı, ya, kef, lam, mim, nun, sin, ayın, fe, sad, kaf, rı, şın, te, se, hı, zel, dad, zı, ğayın” şeklindedir ve “ebced” ismini de bu dizilişin ilk dört harfinden almıştır. Bu alfabe kolay ezberlensin diye şu formül ile de ifade edilmiştir: Ebced, Hevvez, Hutti, Kelemen, Sa'fes, Karaşet, Sehaz, Dazağ. Bu dizilişe göre Arap alfabesi sayısal değer açısından üçe ayrılmış; İlk dokuz harfe “ahad” yani “birler”ve birler basamağından değerler verilmiş; ikinci dokuz harfe “aşar” yani onlar denmiş ve onlar basamağından değerler verilmiş; üçüncü on harfe “miat” yani “yüzler” denmiş ve yüzler basamağından değerler verilmiştir.

    Kur'an-ı Kerim inmeye başladığında Araplar arasında Ebced hesabı biliniyordu ve alfabe bilgisi olan şairler ve edebiyatçılar tarafından da kullanılıyordu. Arap lisanının belağat, fesahat ve edebiyat açısından en gelişmiş döneminde nazil olmaya başlayan ve mu'cize ifadeleriyle şairleri ve edebiyatçıları hemen etkisi altına alan Kur'an-ı Kerim'in; bu lisanı vahiy dili olarak kabul edip, bu lisanın yan bir ürünü diyebileceğimiz Cifir İlmini reddetmesi düşünülemezdi. Esasen Cifir İlmini reddetmesi için geçerli bir sebep de yoktu. Zira Kur'an-ı Kerim prensip olarak, insanlığın zararına kullanılmayan her “birikime” kapılarını açan bir İlahi Kitaptı. Cifir İlmi ise, Arap Lisanının binlerce yıllık birikimini yansıtan bir ürünü idi.

    Nitekim, edebiyatça, belagatça, güzel ve şairane söz söylemek sanatı bakımından ve bilhassa düpedüz hakikati ifade etmesi açısından şairlerin ve edebiyatçıların gerisinde asla kalmayan ve sözüyle-hakikatıyla herbir şairi, edebiyatçıyı ve akıl ehlini hayran bırakan Kur'an-ı Kerim'in, ayetlerini Cifir ilmine göre muhtelif tarihler veren birer anahtar hüviyetinde donatması, mucize oluşunun da bir gereği idi. Bundan dolayıdır ki, Peygamber Efendimiz'den (asm) günümüze kadar ehil alimler tarafından, Kur'an-ı Kerim'in ayet ve kelimelerinden Cifir İlmine göre bir takım tarihler çıkarıla gelmiş ve bazı hakikatlerin sırlarına bu yol ile ulaşılabilmiştir.

    Ancak, bu çalışmayı bu ilme vakıf ehliyetli ulema yapabilir. Yoksa, her önüne gelenin bu ilme göre tarih çıkarma girişiminde bulunmasının yanlış ve sıhhatsiz sonuçlara götüreceği açıktır.

    Mesela, Osmanlı ulemasından Molla Cami, Sebe' Suresinin 15. Ayetinde geçen “beldetün tayyibetün” ibaresinden ebced hesabına göre hicri 857, miladi 1453 tarihini çıkarmış ve İstanbul'un Fethinin bu ayetle de müjdelendiğini haber vermiştir.1

    Mesela, bir gün Yahudi alimlerinden bir kısmı Peygamber Efendimizin (asm) huzurunda Bakara Suresinin ve Meryem Suresinin başlarında bulunan şifreli harflerden Cifir İlmine göre tarih çıkararak:

    “Ya Muhammed! Senin ümmetinin müddeti az olacaktır!” demişlerdi.

    Allah Resulü de (asm) sair surelerin başlarında bulunan şifreli harfleri Cifir İlmine göre yorumlayarak:

    “Az değil; daha var!” buyurdu. 2

    Cifir İlminin Hazret-i Ali (ra), Hazret-i Cafer-i Sadık (ra), Muhyiddin-i Arabi (ra) gibi bir çok İslam uleması ile birlikte asrımızda üstad Bediüzzaman (ra) tarafından da kullanıldığı ve muhtelif tarihlere, haberlere ve müjdelere işaret edildiği bilinmektedir. 3

    Cifir İlminin tarih boyunca kullanıldığı ve Kur'an'dan da bu ilme dayanarak bazı tarih, haber ve müjdelerin çıkarıldığı doğrudur; ancak bu ilim, gaybı yalnız ve yalnız Allah'ın bildiği; Allah bildirmediği takdirde hiçbir kulun gaybı bilemeyeceği hakikatine gölge düşürecek şekilde kullanılamaz, kullanılmamıştır ve kullanılması doğru da değildir.

    Gaybı ancak ve ancak Allah (cc) bilir. Allah (cc) bildirmediği sürece kul gaybı bilmez. Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri (ra) Kur'an'dan bu çerçevede verdiği haberlerde, “Gaybı Allah'tan başka kimse bilmez!” hakikatini hep hatırlatmış; “Gerçek ilim Allah katındaki ilimdir”4 ayetinin rehberliğinde yürümüştür.

    Netice olarak söylemeliyiz ki: Ebced hesabı geleceği keşfetmeye yeterli bir kaynak değildir. Gelecek Allah'ın ilminde, iradesinde ve kudretindedir. Allah bildirmedikçe hiçbir kimse, hiçbir hesaplamayla yarının ne olacağı hakkında bir ön bilgiye veya tahmine sahip olamaz.

    KAYNAK : RİSALE AJANS
#28.05.2021 02:15 8 0 0
  • Abella……..Nefes, Soluk

    Aceline……Soylu, Asil Kimse

    Adele……Hoş mizaç

    Adorlee…..Tanrıya tapan kimse

    Adreanna…..Karanlık

    Afrodille……Zerrin,Fulya

    Aida………Yardım

    Alita………Kanatlı

    Alhertine…..Albertin dişili
    Alix…….İnsanlığın Koruyucusu

    Allaire…..Neşeli,keyifli kimse

    Allison……Alice’nin bir çeşidi

    Alsatia…….Fransa’da bir bölge

    Amabella……Sevimli,cana yakın kimse

    Amelie……Çalışkan,gayretli kimse

    Amata……Çok sevilen

    Ambra…..Değerli taş,mücevher

    Amite…..Arkadaş

    Amiti……Arkadaş

    Ancelina…..Hizmetçi kız

    Ange…….Melek

    Angeline…..Melek

    Anne…….Zerafet,incelik

    Antoinette……Çok öven kimse

    Aubina……..Sarışın

    Audra…….Soyluluk,asalet

    Azura……Gök Mavisi

    Azure……Gök mavisi

    Azurine……Gök mavisi

    B

    Babette ……Yabancı

    Bel ……….Hoş ,zarih

    Belda …… Hoş bir genç kız

    Belle ……..Zarif

    Berangaria …..Bir prensesin adı

    Berdine …….Bernard’ın dişili

    Bernelle …..Bernard’ın dişili

    Bernice ……Zafer getiren

    Berthe ……Parlayan

    Blanch …..Beyaz

    Blanche ….Parlak,ak

    Blondene ….Sarışın

    Bonnie …..Sevimli

    Bonni …..Şirin

    Bret ……Britanyalı

    Bretta ….Britanyalı

    Brettani ….Britanyalı

    Brigett …..Kuvvet

    Brigette …Kuvvet,güç

    Brunella …..Kahverengi saçlı

    C

    Cadence ……Ritmik

    Cadencia ……Ritmik

    Calandre ……Eğlence

    Calantha ……Güzel Çiçek

    Camile ……..Doğuştan özgür

    Candide ……Parlak

    Capucina …..Pelerin

    Caresse …….Sevimli

    Carine ……..Saf,temiz

    Carlotta ……Ufacık ve kadınsı

    Carnation …..Karanfil çiçeği

    Carol ………Mutluluğun Şarkısı

    Cateline …..Saf temiz

    Celesse …..Çok güzel

    Cerise …….Kiraz

    Chanel …….Su yolu

    Chantae …..Şarkıcı

    Charee …….Sevgili ,sevilen

    Charleen …..Mert

    Cherina …..Sevgili

    Clair ……..Parlak

    Clarette ….Masum,temiz

    Clarice …..Ünlü

    Colletta ….Utkulu

    Coralie ……Mercan

    Coretta ……Küçük kız

    D

    D’or……..Altın

    Daisi…….Papatya

    Damia …..Evcil

    Damien ….Evcil

    Darci …….Karanlık

    Delight …..Zevk,sefa

    Delit ……..Zevk ,sefa

    Delmare …..Denizden gelen

    Desarae ……Arzu edilen kimse

    Desirat ……Arzu

    Desire ……Arzu ,istek

    Destinee ….Kader

    Destini …….Alın yazısı

    Devana ……İlahi

    Diandra …..Tanrısal , ilahi

    Dior …….Altın

    Dore …….Sarışın

    Dory ……Sarışın

    E

    Eglantina …..Yaban gülü

    Elaina ……..Parlak ışık

    Eleanor ……Parlak ışık

    Eleta ………Seçilmiş

    Eliane ……..Güneşin kızı

    Elicia ………Elizabeht in kısaltılmışı

    Elienor …….Işık

    Elita ………Seçilmiş olan

    Eliza ………Kutsanmış

    Ellaine …….Parlak ışık

    Eloisa …….Ünlü savaşçı

    Emeline ……Çalışkan

    Emmalyn ……Çalışkan,gayretli

    Emmy ………Çalışkan

    Esmeraude …..Zümrüt

    Esperanza ……Ümit ,umut

    Estee ………..Yıldız
    Eugenia ……..Soylu,asil

    Eugenie ……..Doğuştan asil

    Eulalie ………Tatlı dilli

    Evelyn ………Yaşam ,hayat

    Evonna ……..Okçu

    Evony ………Okçu

    F

    Fabienne ……Fasulye yetiştiricisi

    Fae ………….İnanç,itikat

    Fanchone …..Özgür

    Fanetta …….Şöhretli

    Fantina ……..Çocuk ruhlu

    Fantine ……..Çocuk ruhlu ,masum

    Faun ………..Karaca,geyik yavrusu

    Favor ……….Onay

    Fayanna ……Güven,itimat

    Faye ………..Peri

    Fayette …….Küçük peri

    Fayme ……..Ünlü

    Felalty ……..Sadık

    Felecia ……..Mutlu

    Felicia ………Büyük mutluluk

    Fleur ………..Çiçek

    Fontanne ……Pınar

    France ………Fransa

    Francena …….Fransız,özgür kimse

    Francene …….Fransız,özgür kimse

    Francoise …….Fransız,özgür kimse

    G

    Gabrielle ……Gabriel in dişili

    Gaetana ……Gaete den gelen kimse

    Gala ………..Galya dan gelen kimse

    Garland …….Çiçeklerle taçlandırılmış

    Garnet ……..Koyu kırmızı değerli taş

    Gay ………..Neşeli ,canlı kimse

    Gemma …….Değerli taş ,mücevher

    Genevre ……Ardıç

    Germain ……Almanyalı

    Germaine …..Almanyalı

    Gisella ……..Ant,söz ,vaat

    Giselle ……..Ant,söz,vaat

    H

    Halette…..Küçük hal

    Hanriatta…..Aile reisi

    Hedvige…..Savaşçı

    Helaine…..Helen in bir çeşidi

    Henrietta…..Ocağın bekçisi

    Hlilaire…..Sevinçli mutlu kimse

    Holly…..Çalı

    Honore…..Onur, şeref

    Huete…..Hugh un dişil çeşiti

    I – J

    Ila…..Adadan gelen kimse

    Isabeau…..Elizbeth in bir çeşidi

    Iva…..Porsuk ağacı

    Ivonne…..Yvonne nin bir çeşidi

    Jacalyn…..Jacques in dişil çeşidi

    Jacinthe…..Sümbül

    Jacquenetta…..Küçük jacques

    Jasmin…..Yasemin çiçeği

    Jannie…..Jane in veya jeanne nin küçültme ismi

    Jessamina…..Yasemin

    K – L

    Kamille…..Doğuştan özgür, soylu kimse

    Karcsi…..Seviçli şarkı

    Karla….. Kuvvetli kimse

    Karlotta…..Ufacık ve kadınsı

    Katriane…..Saf , temiz kimse

    La Row…..Kırmızı saçlı kimse

    La Vergne…..İlkbaharda doğan kimse

    Lacene…..Bir fransız asilzadenin soyadından türetilmiş isim

    Laurene…..ŞEREF, ŞARI, ŞÖHRET

    laurette…..Küçük defne

    Lavem…..Ormanlık, ağaçlı arazi

    M

    Mabelle……Sevimli

    Madeleina…..Kule

    Mae…………Mayıs ayı

    Maiolaine……Çiçek

    Majori………İnci

    Marguertie…..Sert

    Marjolaina…..Çiçek

    Marvel……..Mucize

    Maura………Esmer kimse

    Mais……….Sevinç

    Melodie……Melodi

    Mirabelle…..İnanılmaz güzellik

    Monique…….Akıllı

    Musette …….Bir şarkı

    N

    Nadeen…….Nadia nın bir çeşidi

    Nadine…….Nada dan gelen kimse

    Nan……….Zarafet, letafet

    Natalee……Doğum günü

    Natelie……Noelde doğan kimse

    Nichol…….İnsanların hediyesi

    Nicola…….İnsanların zaferi

    Noemine……Memnunuyetlik

    Nynette…..Dua. niyaz

    O

    Odeletta….Küçük pınar

    Odette……Zengin varlıklı kimse

    Olympe……Olimpos dağından gelen kimse

    Ophelia…..Yılankavi, yılan gibi kıvrılan kimse

    Orane…….Ayaklanma, isyan

    Oriel…….Kuş

    Orlena……Altın, altından yapılmış

    Orva……..Altın kadar kıymetli

    P

    Page…….Hizmetçi, hizmetkar

    Pansy……Çiçek

    Pamella….Kaya

    Pascala….Paskalyada doğan kimse

    Patience…Dayanıklı sabırlı kimse

    Patrice….Soylu asil kimse

    Pensee…..Düşünceli, anlayışlı kimse

    Phillipa..Atları seven kimse

    Pierretta.Pierre nin dişil çeşidi

    Prunella..Eriğin rengi

    R

    Rachelle…..Kuzu

    Raina……..Kraliçe

    Raison…….Düşünen kimse

    Rene………Yeniden doğan kimse

    Riva………Sahilden gelen kimse

    Robinetta….Küçük kızılgerdan

    Roesia…….Gül

    S

    Searlait…..Ufacık ve kadınsı

    Sibyla…….Kahin

    Sidonia……Aziz denys in tarafları

    Silana…….Ağırbaşlı kimse

    Simone…….Sorguya çekilen kimse

    Slainie……Sağlık, sıhhat

    Syefania…..Zafer ile taçlandırılmış kimse

    Susanne……Zambak

    T

    Tallis…….Ormanlık, ağaçlı kimse

    Tempeste…..Asi sinirli kimse

    Therese……Theresa nın bir çeşidi

    Tilda……..Savaşta güçlü kimse

    Tracy……..Thracia dan gelen kimse

    Trinetta…..Küçük masum

    V

    Vafara……Cesur yürekli kimse

    Vedatta…..Nöbet kulesinden gelen kimse

    Veronigue…Dürüst, namuslu kimse

    Victorina…Zafer utku

    Vignetta….Küçük asma

    Violetta….Küçük menekşe

    Viviane…..Gölün hanım efendisi

    Vivienne….Canlı, neşeli kimse

    Voleta……Örtünmüş kimse

    Y

    Ynes…….İffetli namuslu kimse

    Yolanda….Menekşe

    Yolande…Kuvvetli kimse

    Ysabel….Tanrıya sadık kimse

    Yseult….Hoş zarif kimse

    Yvette….Okçu

    Yves in dişil çeşidi
#26.05.2021 05:19 8 0 0
  • Avustralya’da eğitimi düşünüyor musunuz?

    Avustralya eğitimi dünya standartlarındadır. Saygınlığı ve mezunları, birçok öğrenci için Avustralya’yı tercih edilen bir yer yapmıştır. Avustralya kurumlarından eğitim almış 2,500,000 uluslararası mezun dünyanın her yerinde bir fark yaratmaktadır.

    Avustralya akademik mükemmeliyet konusunda bir saygınlığa sahiptir:

    Yedi Avustralya üniversitesi, dünyanın en iyi 100 üniversitesi arasında yer almaktadır (QS Dünya Üniversiteler Sıralaması).
    Avustralya üniversitelerinin yarısı, Times Yüksek eğitim sıralamasındadır ve 14 tanesi en iyi ilk 250 arasındadır (Times Yüksek Eğitim Sıralaması).
    Avustralya üniversiteleri 15 Nobel ödülü çıkartmıştır.
    Üniversitelerimizin araştırmaları, WIFI’dan IVF’ye ultrasona kadar bugün yaşadığımız hayatı değiştiren teknolojileri sunmuştur.


    Avustralya okurken yaşamak için dünyadaki en iyi yerlerden biridir. Öğrenci çeşitliliği, alım gücü, hayat
    kalitesi ve işveren aktivitesi açısından dünyadaki en iyi 30 şehirden beşine sahibiz.

    Amerika ve İngiltere’den sonra Avustralya, dünyada en yüksek sayıdaki uluslararası öğrenciye sahiptir. Avustralya eğitim kurumlarında yaklaşık 680,000 uluslararası öğrenci bulunmaktadır. Uluslararası öğrencilerimize değer veriyoruz ve çalışmalarında yüksek başarı için ihtiyaç duydukları desteği sağlıyoruz.

    Avustralya eğitimi sınırsız bir gelecek sunuyor: daha iyi kariyer ve yaşam fırsatları, küresel kariyer seçenekleri ve uluslararası alanda yetenek ve beceriler.
#26.05.2021 02:39 8 0 0
  • Bazı şarkılar vardır, ilk birkaç notasını duyduğumuzda bile gözümüzde bir damla yaş oluşmasını engelleyemeyiz. Bu şarkıların hikayeleri de en az kendileri kadar etkileyicidir. Dillere pelesenk olan, yıllardır dinlemekten bıkmadığımız bazı Türkçe şarkıların hikayelerini öğrendikten sonra dinlerken bir başka hissedeceksiniz.

    Ülkemizdeki müzik piyasası çoğu zaman eleştirilir ve basit olmakla suçlanır. Doğru, bazı popüler şarkılar gerçekten anlamsızdır. Ancak bazıları, aradan yıllar geçse bile birkaç notasını duyduğumuz anda bizi duygusal bir fırtınanın içine sürükler. Çünkü bu şarkıların hikayeleri vardır. Şarkıların hikayeleri ne kadar derin olursa dinleyenlere hissettirdiği duygular da bir o kadar yoğun oluyor.

    Listemizdeki bazı Türkçe şarkıların hikayeleri aslında ülkemizin de genel bir özetini sunuyor. Aşklarımızı, kayıplarımızı, acılarımızı, yaşam mücadelemizi en iyi anlatan onlar oldukları için zaten yıllar geçse bile onlardan vazgeçemiyoruz.

    Listemizdeki şarkıların hikayeleri nedir, kimin için, hangi koşullarda yazıldılar öğrendikten sonra bir daha bu şarkıları dinlerken daha da yoğun hislerle dolacaksınız.

    Çok sevilen bazı Türkçe şarkıların hikayeleri:
    Delikanlım - Yıldız Tilbe
    Hani Bekleyecektin - Hakan Altun
    Elfida - Haluk Levent
    17 - Teoman
    Beni Unutma - Sezen Aksu
    Kod Adı Bahtiyar - Ahmet Kaya
    Gülpembe - Barış Manço
    Deli Kızım Uyan - Şebnem Ferah
    Bal - Kaan Tangöze
    Firuze - Aysel Gürel

    Erken bir kayıp için: Delikanlım - Yıldız Tilbe

    Şüphesiz Yıldız Tilbe, ülkemizin en önemli kadın söz yazarı olmakla kalmıyor, en önemli kadın şairlerinden biri olma unvanını da başarıyla taşıyor. Öyle ki Delikanlım şarkısı, bir stad dolusu insanı ağlatarak şarkıya eşlik ettirebilen türdendir. Şarkı ile ilgili iki rivayet var. İlkine göre Yıldız Tilbe, erken yaşta hayatını kaybeden müzisyen sevgilisi Uzay Heparı için bu şarkıyı yazmıştır. İkinci rivayet ise evliliği bittikten sonra kocası için yazdığı yönündedir. Ancak Delikanlım sözünün gençler için kullanıldığını düşünürsek ilk hikayenin gerçek olma olasılığı daha fazla.

    60 saniyeyi çok gören aşkına: Hani Bekleyecektin - Hakan Altun
    Romantik şarkıların buğulu sesi Hakan Altun imzalı Hani Bekleyecektin şarkısı, kaybedilen vefasız aşklar ardından ilk dinlenilen şarkıdır. Hikayesi de bir o kadar vefasız. Hakan Altun askerliği sırasında o dönemki sevgilisini aramak için 17 gün telefon sırası bekler. Tam sıra ona gelip de sevgilisini aradığı zaman ‘Müsait değilim, sonra ara.’ yanıtını alır. Altun bu anı ‘Ben onunla konuşmak için 17 gün bekledim, o 60 saniyesini ayırmadı.’ şeklinde anlatıyor. Şarkı ise olayın hemen ardından gözyaşları içinde yazılmış.

    Tek hayali şarkıyı birlikte dinlemekti: Elfida - Haluk Levent
    Elfida şarkısını ne zaman dinleseniz, bunun bir aşk şarkısı olduğunu zannederseniz. Aslında değildir. Son yıllarda AHBAP platformu ile adını duysak da aslında Haluk Levent uzun yıllardır ihtiyacı olan insanların yanında olmaya çalışıyor. Bunlardan biri de 9 yaşında kanser hastası küçük bir kızmış. Elfida isimli bu küçük kız için böyle güzel bir şarkı yaparken tek hayali, bu şarkıyı ona dinletmekmiş. Ancak maalesef, küçük Elfida bu şarkıyı duyamadan hayata gözlerini yummuş.

    Henüz bir çocuktu: 17 - Teoman
    Rock dünyasının asi ve sıradışı yıldızı Teoman’ın 17 şarkısını dinlediğiniz zaman bir gençlik aşkının rüzgarı esiyor gibi hissedebilirsiniz. Ancak bu şarkı, 1980 yılında henüz 17 yaşındayken yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren için yazılmıştır. Olay tutanakları gerçek anlamda incelendiği zaman tamamen suçsuz olduğu görülmesine rağmen Erdal Eren, henüz 17 yaşındayken kurban edilmiştir. 17 şarkısı, bir aşk hikayesinden çok daha acı bir hikayenin çığlığıdır aslında.

    Her şarkı onun için: Beni Unutma - Sezen Aksu
    Ülkemizin en önemli kadın söz yazarlarından ve kadın şairlerinden biri olan Sezen Aksu’nun istisnasız her şarkısı, dinleyenlerin yüreğine dokunmayı başarır. Beni Unutma şarkısı da bunlardan biri. Bu şarkı Aksu’nun unutulmaz aşkı Onno Tunç bir uçak kazasında hayatını kaybettikten sonra kaleme alınmıştır. Sezen Aksu, Beni Unutma şarkısına cover yapılmasına asla izin vermemiştir. Sanatçının Onno Tunç için Git, Yarası Saklı, İki Gözüm şarkılarını da yazdığı biliniyor.

    Yaşanmadan biten bir gençlik: Kod Adı Bahtiyar - Ahmet Kaya
    Ülkemiz bir dönem çok zor yıllar yaşadı. Böyle bir dönemde hapishanede olan Ahmet Kaya, orada Bahtiyar isimli Diyarbakırlı bir genç ile tanışıyor. İşkence altında kaldıkları uzun süre boyunca gencin ağzından çıkan tek sözler ‘Adım Bahtiyar’ oluyor. Bahtiyar’ın, ondan önce salınacak Ahmet Kaya’dan tek isteği memleketteki sazını alıp kullanması oluyor. Yıllar geçiyor, Ahmet Kaya bir Diyarbakır yolculuğu sırasında genç Bahtiyar’ın bir fotoğrafını görüyor. Bahtiyar, bir ölüm ilanında karşısına çıkıyor.

    Bir bayram sabahı yiten çocukluk: Gülpembe - Barış Manço
    Bu topraklardan geçmiş en büyük sanatçılardan biri olan Barış Manço; Türkçeyi ustaca kullanmasıyla, her yaştan kişinin gönlüne dokunmayı başarmasıyla, yalnızca coğrafyamızda değil tüm dünyada sevilmesi ile unutulmaz bir insandır. Gülpembe şarkısının ise hepimizde ayrı bir yeri vardır, Barış Manço’da da öyle. Hüzünlü bir aşk şarkısı zannettiğimiz Gülpembe, aslında Manço’nun babaannesi için yazılmıştır. 1957 yılındaki ramazan bayramında ölen babaannesi Nimet Manço için kaleme aldığı bu şarkının hikayesi, aslında Bugün Bayram gibi şarkıları da daha anlamlı kılıyor.

    Zor günlerin hatırası: Deli Kızım Uyan - Şebnem Ferah
    Türk Rock müzik dünyasının en önemli kadın seslerinden biri olan Şebnem Ferah, aynı zamanda önemli bir söz yazarıdır. Kendi kaleme aldığı Deli Kızım Uyan şarkısının hikayesi ise en az şarkının kendisi kadar hüzünlü. Şarkı, ölümcül bir hastalığa yakalanan ablası Aycan’ın başucundan ayrılmadığı dönemde, birkaç dakika içinde yazılmıştır. Tek hayali, bu şarkıyı ablasıyla birlikte söylemektir. Ancak Aycan, 1997 yılında bu şarkıyı duyamadan hayata gözlerini yumar.

    Bir daha asla söylemedi: Bal - Kaan Tangöze
    Türk Rock dünyasının asi çocuğu Kaan Tangöze, grubu Duman ile birlikte ölümsüz şarkılara imza atmıştır. Bal şarkısının hikayesi ise oldukça trajik. O dönem birlikte olduğu sevgilisi Ahu Paşakay için kaleme aldığı Bal şarkısını söylediği 2002 yılında bir konser sırasında Ahu intihar eder. Günlerce evinden bile çıkmayarak acısını yaşayan Kaan Tangöze travmasını atlatamaz ve Bal şarkısını yıllar boyunca bir daha söylemez. Bir efsaneye göre Kaan Tangöze, aradan yıllar geçtikten sonra bir açıkhava konseri sırasında bu şarkıyı son kez, yalnızca gökyüzüne bakarak söyler ve hikayeyi noktalar.

    Bir anneden kızına: Firuze - Aysel Gürel
    Müzik dünyamızın deli dolu söz yazarı Aysel Gürel tarafından kalem alınan Firuze şarkısını hepimiz uzun yıllar boyunca Sezen Aksu’dan dinledik. Daha sonra Tarkan tarafından da yorumlanan Firuze şarkısı, Aysel Gürel tarafından kızı Müjde Ar için yazılmıştır. Neden olduğu bilinmiyor ancak Aysel Gürel, kızının adı yerine şarkı boyunca ona Firuze olarak seslenmeyi tercih etmiştir. Hikayesi bilinen ama derinliği bilinmeyen şarkılardan bir tanesi.

    Müzik dünyamızın unutulmazları arasına giren bazı Türkçe şarkıların hikayeleri nedir, kim için yazılmıştır gibi soruların yanıtını bulabileceğiniz bir listenin sonuna geldik. Yalnızca öne çıkan ve bilinen bazı şarkıları anlatma şansımız oldu. Hikayesini bildiğiniz diğer şarkıları yorumlarda paylaşabilirsiniz.
#04.06.2021 18:37 7 0 0
  • Feminist Sözler Feminist düşünce genel itibari ile kadın erkek ayrımcılığına karşı çıkar. Bu nedenle daha çok kadınlar tarafından benimsenen bu görüş kadının toplumdaki konumu konusunda eşitliğin sağlanması için birbirinden etkileyici sözlerle kadın haklarını savunurlar. Feminist sözler genel olarak kadın özgürlüğünü ön plana çıkarır ve kadınların da toplumda tıpkı erkekler gibi eşit haklara sahip olduğunu dile getirir.

    Bu konuda kimsenin kadınların düşünce tarzına, davranışlarına, giyim kuşamına karışamayacağını net cümlelerle dile getirirler. Güzel sözler şeklinde yazılan feminist sözler okuyunca kadınların çevreye ve insanlara karşı yaklaşımlarını da belirleyen sözlerdir. Kadınların değerli ve biricik olduğunu bu nedenle hiçbir zaman haklarının çiğnenemeyeceğini slogan şeklinde dile getiren feminist sözler pek çok yerde karşımıza çıkar.



    Kadınların iç dünyasını ve fikirlerini yansıtan bu sözler etkileyici ve ilginç kelimelerin yan yana getirilmesi sonucu ortaya çıkar.

    Ve bu sözler feministler tarafından sık sık dile getirerek birçok alanda konuşulur. Toplumda kadın gücünün, bir kadın elinin değdiği alanlarda ne kadar güzel değişikliklerin yaşandığını dile getiren feminist sözler pek çok kadının temel felsefesi olmuştur.


    Feminist Sözler
    Çiçeklerimizi koparabilirsiniz ama baharın gelişini engelleyemezsiniz!

    Eşitlik yoksa aşk da yok.

    Kadın kadındır, çiçek babandır.

    Özgürlük evlilikten güvenlidir.

    Tam iffetli olacağım, bir gülme geliyor.

    Erkeksiz bir kadın bisikletsiz bir balık gibidir. Gloria Steinem

    Çinliler zıplasa deprem, kadınlar zıplasa devrim olur.

    Kadınların gücünden korkan erkeklerden nefret ediyorum. Anais Nin

    Hayatının kadını olamam çünkü ben kendi hayatımın kadınıyım.

    Çiçeklerimizi koparabilirsiniz ama baharın gelişini engelleyemezler.

    Soru, bana kimin izin vereceği değil, beni kimin durdurabileceği. Ayn Rand

    Kendinizle uzlaşmaya çalışmayın. Neyiniz varsa osunuz. Janis Joplin

    Feminist olmanın en eğlenceli ve en güzel yanı, erkekleri korkutabilmek. Julie Burchill

    Bence feminizm gerekli çünkü sokakta yürürken arkamı kollamak zorunda kalmak istemiyorum.

    Bir kadın olarak benim bir ülkem yok. Kadın olarak benim ülkem tüm dünya. Virginia Woolf

    Samimi olarak söylüyorum bir kadının iki seçeneği vardır. Ya bir feministtir ya da bir mazoşist. Gloria Steinen

    Kadınların erkek korumasına ihtiyacı yoktur ama kendini korumayı öğrenmeye ihtiyacı vardır. Susan B. Anthony

    Tanıştığım her erkek beni korumak istiyor, neyden korumak istediklerini anlamıyorum. Mae West

    Neden ne tür bir kadın olduğunu seçmek zorundasın? Neden kendini herhangi bir şeyle sınıflandırmak zorundasın? Beyonce

    Toplumda aşkın dışındaki bütün ilişkilerde cinsiyet ayrımının ortadan kalktığını görmek istiyorum. Mary Wollstonecraft

    Asla açıklama, asla geri çekilme, asla özür dileme. Sadece yapılması gerekeni yap ve diğerlerinin zırlamasına izin ver. Nellie McClung

    Bana vahşi ve tehlikeli bir kadın olduğumu söylediler. Ben gerçekleri söylüyorum. Gerçekler de vahşi ve tehlikeli. Nawal El Saadawi

    Erkeklerin çok kıymetli olduklarına emin oldukları toplumlarda kadınlara sadece tolere ediliyor ama kadınlar yine de değerlendiriliyor. Aung San Suu Kyi


    kaynak haberso
#31.05.2021 13:11 7 0 0
  • Bakan Karaismailoğlu: “Türksat 5A, Haziran Ayında Hizmete Girecek”

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Karaismailoğlu, Türksat 5A uydusunun yılın başında uzaya gönderdiğini, 4 Mayıs’ta ise yörüngesine ulaştığını anlatarak test süreçlerinin başladığını bildirdi.

    Türksat 5A’yı haziran ayında hizmete almayı planladıklarını kaydidin Karaismailoğlu, Türksat 5B’nin ise yılın sonuna doğru uzaya gönderileceğini açıkladı.

    -2022 yılında Türksat 6A uzaya gönderilecek

    Türksat 5A uydusunun son durumuna ilişkin bilgi de veren Karaismailoğlu, uydunun yılın başında yörüngesine gönderildiğini ve 4 Mayıs’da yörüngesine ulaştığını bildirdi, Test süreci başlayan Türksat 5A’yı haziran ayında hizmete almayı planladıklarını belirten Karaismailoğlu, uydunun televizyon yayıncılığı açısından önemli olduğunu söyledi. Türksat 5B’nin yıl sonuna doğru fırlatılacağını açıklayan Karaismailoğlu, 5B’nin imalatlarının tamamlandığını, entegrasyonu sürecinin devam ettiğini kaydetti. 5B’nin uydu haberleşmesi noktasında önemli gelişmeler olacağını vurgulayan Karaismailoğlu, 2022 yılında ise Türkiye’nin ilk yerli uydusu Türksat 6A’yı uzaya göndereceklerini açıkladı.
#31.05.2021 06:53 7 0 0
  • Kulağımızın aşina olduğu ve duyunca heyecanlandığımız birbirinden keyifli Looney Tunes müziklerini sizin için listeledik.



    Müzik hayatımızın vazgeçilmez bir parçası üstelik seyrettiğimiz çizgi filmler ile birleştiğinde mest oluyoruz kabul edelim. Siz de bazen kulağınıza gelen müziğin bir yerden tanıdık geldiğini düşünüyorsanız muhtemelen Looney Tunes’la tanışmışsınız.

    Birbirinden renkli ve keyifli karakterlerinin yolculuklarına eşlik eden bazen hareketli bazen sakin notalarla dinleyenleri mest eden Looney Tunes’la özdeşleşmiş 15 klasik müzik eserini sizin için listeledik. Keyifli dinlemeler

    1. Tales from the Vienna Woods, Op. 325 by Johann Strauss II (1868)

    2. The Blue Danube by Johann Strauss II (1866)

    3. Dance of the Comedians from The Bartered Bride by Bedrich Smetana (1866)

    4. Minute Waltz in D-Flat by Frédéric Chopin (1847)

    5. Morning, Noon, and Night in Vienna by Franz von Suppé (1844)

    6. The Barber of Seville Overture by Gioachino Rossini (1816)

    7. Beethoven’s 7th by Ludwig van Beethoven (1811-12)

    8. Träumerei (“Dreaming”) by Robert Schumann (1838)

    9. Largo al Factotum from The Barber of Seville by Gioachino Rossini (1816)

    10. Johannes Brahms’ Hungarian Dances (1869)

    11. The William Tell Overture by Gioachino Rossini (1829)

    12. Hungarian Rhapsody No. 2 by Franz Liszt (1847)

    13. The Overture from The Flying Dutchman by Richard Wagner (1843)

    14. “Pilgrim’s Chorus” from Tannhäuser by Richard Wagner (1845)

    15. Ride of the Valkyries from Die Walküre by Richard Wagner (1870)
#30.05.2021 12:49 7 0 0
  • HİNDİSTAN CEVİZLİ ISLAK KURABİYE

    125 gr tereyağ (oda sıcaklığında yumuşak)
    1 çay bardağı pudra şekeri
    1 çay bardağı sıvı yağ
    1 adet yumurta
    1 paket vanilya
    1 paket kabartma tozu
    1 yemek kaşığı dolusu kakao
    Un (ele yapışmayan bir hamur olmalı)

    İÇİ İÇİN;
    2 adet yumurta akı (küçük yumurta)
    Yarım su bardağı toz şeker
    1,5 veya 2 su bardağı hindistan cevizi ( 1,5 bardağı ekleyip kalanı kontrollü eklemek lazım)

    Şerbeti için;
    1 su bardağı şeker
    1, 5 su bardağı su

    HAZIRLANIŞI;
    Yumurta akı ve toz şekeri tıraş köpüğü kıvamına gelene kadar mikser ile çırpalım.

    Hindistan cevizini ekleyip yoğuralım. 1,5 su bardağı garanti alıyor ama kalanı kontrollü ekleyelim.

    Kurabiyenin içine koymak için toplar yapalım kenarda beklesin.

    Hamur için tüm malzemeyi, unu yavaş yavaş ekleyerek yoğuralım. Yumuşak bir hamur elde edelim.

    Hamurdan parçalar alıp elimizde düzleştirelim ortasına hindistan cevizi koyup kapatalım. Toz şeklinde yuvarlayalım. Tepsiye dizelim.

    175 derecelik ısınmış fırında 13-14 dk. Kadar pişirelim. (Isınmış olması önemli yoksa kurabiyeleriniz yayılacaktır)

    Kurabiyeleri fırına verince şerbeti hazırlayalım. Kaynamaya başlayınca altını kısıp 3 dk. Kaynatıp söndürelim ve kenara ılımaya bırakalım.

    Kurabiyelerin ilk sıcaklığı gidince ılınmış şerbete kurabiyeleri atıp 7-8 saniye içinde tutup her yerini şerbete bulayalım.

    Servis tabağına alıp antep fıstığı gibi malzemelerle süsleme yapabilirsiniz. Çikolata eritip süsleyebilirsiniz. Sade bile bırakabilirsiniz.

    AFİYET OLSUN...
#26.05.2021 02:18 7 0 0
  • Teknoloji devi Huawei, geçtiğimiz yıl tanıttığı ve uzun zamandır geliştirdiği yeni HarmonyOS sürümünü bugün tanıttı. HarmonyOS, artık tüm Huawei cihazlarının evi haline geldi. Telefondan televizyona tüm cihazlar, aynı işletim sisteminden yararlanacak.

    Çin merkezli teknoloji devi Huawei, ABD yaptırımlarıyla birlikte Android işletim sisteminden mahrum kalmıştı. Şirket, bunun ardından kendi işletim sistemini geliştirmiş, ancak bunu henüz akıllı telefonlarına taşımamıştı. Android ve iOS işletim sistemlerine meydan okuyacak HarmonyOS isimli bu işletim sistemi, artık Huawei’nin akıllı telefon, tablet ve akıllı saatlerdeki yerini alacak. Hatta bununla kalmayıp televizyonlarda da kullanılabilecek.

    Huawei’den uzun zamandır beklediğimiz bu haber, bugün gerçekleştirilen özel etkinlikle birlikte sonunda geldi. Uzun süredir şirketin çeşitli cihazlarında kullanılan HarmonyOS işletim sistemi, ikinci sürümü Harmony 2.0 ile en sonunda mobil kullanıcılara geliyor. İşletim sistemi, akıllı telefonlar, tabletler, TV’ler, IoT cihazları ve daha birçok cihaz için yayınlanacak. Peki, Huawei’nin HarmonyOS işletim sistemi, kullanıcısına neler sunuyor? Gelin, işletim sistemine yakından bakalım:

    HarmonyOS sadece bir mobil işletim sistemi değil: Telefon, bilgisayar, tablet, akıllı saat ve televizyon dahil tüm cihazlar kullanılacak:

    HarmonyOS’un odaklandığı en temel nokta, tüm Huawei ekosistemini tek bir işletim sistemi bünyesinde çalıştırmak olacak. Kullanıcılar, bu sayede akıllı saatlerini, tabletlerini ve telefonlarını çok daha rahat kontrol edebilecek. Elbette bu durum, cihazlar arasındaki iletişimin de iyileştirilmesini sağlayacak. Cihazlar, birbirlerine de çok daha hızlı bir şekilde bağlanabilecek. Huawei, HarmonyOS ile birlikte kendi özgün ekosistemini inşa etmiş olacak.

    Arayüz deneyimi:
    İlk olarak aralık ayında yayınlanan beta sürecinde gördüğümüz HarmonyOS 2.0 işletim sistemi, mobil tarafta özellikle kullanım ve düzen açısından Apple’ın iOS işletim sistemine benziyor. Gördüğümüz uygulama simgeleri, ne Android’deki ne de iOS’taki kadar yumuşak köşelere sahip. Huawei, simgeler konusunda biraz daha köşeli, ama yine de yuvarlatılmış bir tasarımı tercih etmiş.

    Arka plan uygulamalarını gördüğümüz pencereyse rakip işletim sistemlerine göre önemli bir fark barındırmıyor. Uygulamalar yan yana sırayla gösteriliyor ve tek tek kapatılmasını sağladığı gibi aynı anda hepsinin kapatılmasını sağlayan bir tuşa da yer veriyor. HarmonyOS’taki uygulama menüleriyse iOS tarafında daha yakın. Yine uygulamanın erişim çubuğu tasarımı da iOS işletim sisteminin izlerini taşıyor.

    Widgets:
    Kullanıcılarına büyük kolaylık sunan Widgets, HarmonyOS’ta da kendisine yer bulacak. Yeni işletim sistemi, kullanıcılarına her bir Widget’ın boyutunu ayarlamasına imkan tanıyacak. Bu sayede ekranınızın istediğiniz yerine istediğiniz boyutta bir Widget yerleştirebilecek, alanınızı istediğiniz şekilde kullanabileceksiniz.

    Geliştiriciler için dev bir ekosistem:

    HarmonyOS, tüm cihazlara hitap edeceğinden haliyle dev de bir ekosisteme sahip olacak. Açık kaynak sistemler sayesinde geçiştiriciler, milyonlarca cihaz için uygulama geliştirebilecek. OpenHarmony ile birlikte gelen 17 alt sistem ve 134 kod deposu, geliştiricilere cihaz için kendi sistemlerini oluşturmalarını sağlayacak. 13 binden fazla API da geliştiricilere sunulacak.

    Güvenlik:
    Elbette bir işletim sisteminden bahsediyorsak, en önemli noktalardan birisi de bu işletim sisteminin güvenliğidir. HarmonyOS 2.0, geliştirilen güvenlik sistemi sayesinde cihazlar arasındaki iletişimi daha güvenli kılacak. Artırılmış çekirdek güvenliği sunan işletim sistemi, dışarıdan gelen saldırılar için güvenlik duvarı ve ağ içerisinde gerçekleşecek saldırılar için yapay zeka sistemini devreye sokacak.

    Bir işletim sistemi olarak HarmonyOS, Nesnelerin İnterneti'ni taban alıyor:

    Huawei'nin açıklamalarına göre HarmonyOS ekosistemine dahil olan cihazlar, akıllı telefon ya da bilgisayarlar üzerinden çok kolay ve hızlı bir şekilde kontrol edilebilecek. Telefon ve bilgisayarlar, akıllı ev sistemindeki tüm elektronik cihazların ortak kontrol merkezi olacak. Örneğin Huawei telefonu bir akıllı buz dolabına bağlamak için dokundurmak yeterli olacak. Dolabın iç sıcaklığı ve içerisindeki gıdaların tazeliği hakkındaki bilgiler telefonun ekranına gelecek.

    HarmonyOS güncellemesi almasını beklediğimiz Huawei ve Honor telefon ve tablet ve akıllı saat modelleri:
    Huawei Mate 40
    Huawei Mate 40 Pro
    Huawei Mate 40 Pro+
    Huawei Mate 40 RS
    Huawe Mate X2
    Huawei Mate X
    Huawei Mate Xs
    Huawei P40
    Huawei P40 Pro
    Huawei P40 Pro+
    Huawei Mate 30
    Huawei Mate 30 Pro
    Huawei Mate 30 Pro RS
    Huawei Nova 8
    Huawei Nova 8 Pro
    Huawei Nova 7
    Huawei Nova 7 Pro
    Huawei Nova 7 SE
    Huawei P30
    Huawei P30 Pro
    Huawei Mate 20
    Huawei Mate 20 Pro
    Huawei Mate 20 X
    Huawei Mate 20 RS
    Huawei Nova 6
    Huawei Nova 6 SE
    Huawei MatePad Pro
    Honor V40
    Honor 30
    Honor 30S
    Honor 30 Pro
    Honor 30 Pro+
    Honor V30
    Honor V30 Pro
    Honor Play 4 Pro
    Honor X10
    Honor 20
    Honor 20 Pro
    Honor 9X
    Honor 9X Pro
    Honor Tablet V6
    Huawei Watch GT 2 Pro
    Huawei Watch GT 2e
    Huawei Watch GT 2
    Detaylar geliyor...

    Şu anda Android'e sahip Huawei ve Honor kullanıcıları HarmonyOS'ye geçmek zorunda mı?

    Hayır değil. Son 2 yılda piyasaya sürülmüş ve Android ile kutudan çıkan Huawei markalı bir cihazınız varsa, zaten Google servislerine erişiminiz bulunmuyordu. Cihazı aynı şekilde kullanmaya devam edebileceğiniz gibi, eğer yukarıdaki listede yer alıyorsa HarmonyOS güncellemesini aldığınızda geçiş yapabilirsiniz. Aynı durumun listede yer alan Huawei akıllı saatleri ve Honor markalı cihazlar için de geçerli.

    HarmonyOS güncellemesi ne zaman yayınlanacak?
    Detaylar geliyor...
#04.06.2021 13:11 6 0 0
  • Karanlıkta Parlayan Memeliler Grubunun Son Üyesi: Afrika Baharları
    0
    Scientific Reports dergisinde bildirildiği gibi, bilim insanları Afrika baharlarına ultraviyole ışıkla tutulduğunda “canlı biyofloresan” ile nasıl parladığını gösterdiler. Bu yetenek, ultraviyole ışığı emebilen ve onu pembe, kırmızı ve turuncu tonları bakımından zengin, görünür bir renk olarak yeniden yayabilen kürkleri sayesindedir.

    Işıltılı kürk, iki farklı Pedetes türünün canlı örneklerinde görüldü : Güney Afrika’da yaşayan bahar tavşanı ( Pedetes capensis ); ve Kenya ve Tanzanya’nın bazı bölgelerinde yaşayan Doğu Afrika baharı ( P. surdaster ). Her iki tür de küçük kanguru benzeri yaratıklardır ve tipik olarak gece yaşam tarzına öncülük eder. İsimlerine rağmen, soy ağacındaki dalları fareler, sıçanlar ve diğer kemirgenlerle daha yakından bağlantılı olduğundan, tavşanlarla yakından ilişkili değillerdir.

    Çalışma yazarları, bunun Eski Dünya plasental memelisinde belgelenen ilk biyofloresans vakası olduğuna inanıyor. Son zamanlarda, yeni dünya uçan sincaplarından monotremlere kadar pek çok başka memelinin ultraviyole ışık altında parladığı bulundu. Sanki ornitorenkler yabancılaşamazmış gibi, geçen yıl yapılan bir araştırma, yumurtlayan bu memelilerin UV altında yeşil görünen biyofloresan kürklere sahip olduğunu gösterdi. Bu özellik aynı zamanda uçan sincap (pembe), bilbies’ kulakları (mavi), opossum (yeşil), bazı Avustralyalı yarasalar olan wombats (mavi) ve Amerika’nın tek keseli, opossum (pembe sıcak) belgelenmiştir.

    Yazarlar, Afrika baharının beklenmedik olsa da, “Gözlemlerimiz ayrıca biyofloresansın memeliler genelinde daha önce düşünüldüğünden daha geniş bir şekilde dağılmış olabileceğini gösteriyor” sonucuna varıyorlar.

    0

    Bu özelliğin memelilerde şaşırtıcı derecede yaygın olması, bilim insanları bunun ne olabileceği konusunda oldukça şaşkın olsa da, bazı evrimsel avantajlara sahip olabileceğini gösteriyor. Bazı araştırmacılar, bazı yalnız hayvanların çiftleşme mevsiminde birbirlerini tanımalarına yardımcı olabileceğini belirtirken, diğerleri bunun, aksi takdirde parlak bir şekilde yansıyacak dalga boylarını emerek UV görüşlü avcıların tespitini önlemek için kullanılabileceğini düşünüyor.

    Diğer parlayan memelilerden farklı olarak, baharlık hayvanlarda görülen biyofloresans, bir çılgınlıkta boya savaşına girmişler gibi şaşırtıcı bir şekilde düzensizdir. Araştırmacılar, Afrika baharlarının kendilerini avcılardan kamufle etmenin bir yolu olarak biyofloresans ile donatıldığından şüpheleniyorlar.

    Alternatif olarak, çalışma aynı zamanda ince bir şekilde biyofloresansın bazı hastalıklarla ilişkili olabileceğinden bahsetmektedir. Örneğin, biyofloresans, sincaplarda, canefield sıçanlarında ve insanlarda porfirilerin gelişiminde fark edilmiştir.

    Araştırmacı Olson,”Afrika baharlarında porfirinlerin biyofloresandan kısmen sorumlu olduğunu belirleyebildik. Bu biyofloresanın porfirin bazlı olması önemli bir ipucu. İnsanlarda aşırı porfirin üretimi porfiri adı verilen bir hastalığın karakteristiğidir. Afrika baharlarının kürklerinde başka türlü hastalığa neden olabilecek fazla porfirin biriktiriyor veya depoluyor.” “Bu doğruysa, Afrika baharları porfiri hastalığını daha iyi anlamamıza potansiyel olarak yardımcı olabilir.”
#02.06.2021 03:39 6 0 0
  • Evimizin içerisinde doğayla iç içe olmak istesek de bazı bitkilerin evde bakılması zararlı olabilir.

    Dünyada 450.000’den fazla bitki türünün bulunduğu tahmin ediliyor. Bunlardan bazıları ise evlerimizin en güzel köşesinde yer alıyor. Evimizin havasını değiştirmek ve dekorasyonumuza renk katmak için bitkilerden yararlanıyoruz.

    Ancak evlerimiz için hangi bitkiye seçtiğimiz son derece önemli. Bazı bitkiler sağlığa faydalıyken, bazıları da size zarar verebilir. Evde bakılması tehlikeli olabilecek bitkileri yazdık.

    1. Ardıç bonsai ağacı


    Ağaçları seviyorsanız, bir bonsai ağacı almak isteyebilirsiniz. Son dönemde özellikle sosyal medyada da sık sık rastladığımız bonsai bitkilerinin çeşitli türleri bulunuyor. Hangi tür bonsai ağacı tercih ettiğiniz ise son derece önemli.

    Ardıç bonsai ağacı gibi türler, alerjik reaksiyonları tetikleyebilir ve burun tıkanıklığı ile göz yaşarması gibi semptomlara neden olabilir.

    2. Sukulentler



    Şirin mi şirin görünen bu küçük bitkiler son zamanlarda giderek daha popüler hale geldi. Bunun birkaç sebebi bulunuyor. Öncelikle sukulentlerin bakımı son derece kolay, küçükler ve maliyetleri de düşük. Ancak, bu bitkinin dezavantajları da oldukça fazla.

    Küçük böceklerle enfekte olabilirler. Bu böcekler kolayca diğer bitkilere yayılabilir ve onlardan kurtulmanız zararlı olabilir. Bu nedenle sukulentler de evde bakılması zararlı olabilecek bitkiler arasında yer alıyor.

    3. Zakkum



    Hoş kokusuyla bilinen zakkumun güzel çiçeklerinin ardında aslında son derece zararlı olabilecek toksik maddeler yatıyor. Bu nedenle zakkumun evde bakılması önerilmiyor.

    4. Difenbahya



    “Ağlayan çiçek”olarak da bilinen bu bitkilerin yetiştirilmesi ve bakımı kolay. Bu da onları oldukça popüler hale getiriyor. ​​Ancak evcil hayvanınız varsa, bu bitki maalesef sizin için uygun değil. Kalsiyum oksalat içeren bu bitkiler kedi ve köpekler için zehirli olabiliyor.

    5. Kaladyum



    Eşsiz görüntüsüyle özellikle evlerin salonlarında kendisine bir yer edinen bu bitkiler, aslında evde bakıma uygun değiller. Tıpkı difenbahyalar gibi, evcil hayvanlar ve insanlar için zehirli kabul edilirler.

    6. Benjamin



    Ficus ağacı olarak da bilinen Ficus Benjamina, özellikle astımınız varsa veya latekse alerjiniz varsa soruna neden olabilir. Mumsu yaprakları çok fazla toz toplayabilir ve bu bitkide yüksek konsantrasyonlarda lateks bulunduğundan, bir lateks alerjisini tetikleyebilir.

    7. Areka Palmiyesi



    Areka palmiyesi görünüş itibarıyla harika olsa da bu bitki istenmeyen zararlı böcekleri barındırabilir. Bu nedenle evde bakılması zararlı olabilir.
#02.06.2021 03:28 6 0 0
  • Her iki tarafta kendi iç çalışmalarını yapmış ve birtakım durumları aşmış ya da aşmaktaysa bal gibi de next olur. İnsan zaman aktıkça kıymetlenen bir varlık. Yaş aldıkça, tecrübelendikçe, hatalarından ders aldıkça olgunlaşır. Zamanında senlik olmayan bir ilişki bugün tam da senlik olabilir.




    Jennifer Lopez & Ben Affleck, Staples Center 2003

    Televizyondan, medyadan uzak bir hayat yaşayınca, anca duman yoluyla iletişenlerden alabiliyorum güncel haberleri. Normalde birilerinin birlikteliği benim kulağıma gelesiye ayrılık oluveriyor. Duydum ki 2002’de nişanlanıp, 2004’te ayrılan Jennifer Lopez ve Ben Affleck çifti yeniden barışmış. Evet, kendi aşk ilişkilerini çoktan çözmüş (göz kırpma emojisi) bendenize düştü elalemin ilişkisini yorumlamak. Ben bu satırları yazasıya yeniden ayrılmazlarsa belki de ilk kez bir gündem yazısı çiziktiriyorumdur. Kim bilir?

    Ben normalde ‘denenmiş denenmez’ ekolünden geliyordum. Eskiden olsa ‘Ex’ten Next Olmaz’ gibi iddialı bir başlıkla gelirdim. Sonra evren ex’imi next yapar da ağızımın payını verirdi diye artık yoğurdu üfler, hatta yemez oldum. Hayat bu belli mi olur? Bir bakarsın; “yapmam” dediklerini yapar, “istemiyorum” dediklerinin peşinden sürünür hale gelmişsin. Hem zaten bu tip durumlar kişilere, yaşanan ilişkiye, zaman dilimine ve ayrılık biçimine göre değişkenlik gösterebilir.

    Filozof Herakleitos ‘aynı nehre iki kez girilmez’ der. Çünkü hem nehir değişir hem de sen mütemadiyen değişirsin. Dolayısıyla eski sevgiliye döndüğünde teknik olarak, aynı kişiyle beraber değilsindir. Bu değişimin yaşanabilmesi ve tarafların gelişebilmesi için ayrılıktan sonra araya biraz zaman girmesi gerektiğine inanıyorum.

    Ola ki ayrılığın üzerine epey bi vakit geçmeden geri dönüyorsan, bir şeylerin değişmiş olması bana ütopik geliyor. Bu yüzden de ayrıldıktan birkaç ay sonra ‘birbirimizi bir daha üzmeyeceğimize söz verdik ve barıştık’ gibi durumlar bana bi tık ters. Sen bunca zaman başkalarının yatağına gir çık, mutluluğu başka kollarda ara. Baktın kaybettiğinin yerine koyamadın hemen eskisine yaman. Sırf boşluktan kendini yalnız hissediyorsun, aradığın aşkı bulamıyorsun, ya daha iyisini bulamazsın korkusundan yılana sarıl. Durum özünde buysa, yemezler.


    Şahsen eski sevgilimi özlediğimi sandığım anlarda telefona sarılmadan önce hislerimin kaynağına inerim. Zaten boşluğa düşmemiş ve kendimi yalnız hissetmediğim bir zamanda, beni ara ki bulasın. Ama o yalnızlık hissi bazen öyle derin vurur ki, sanki zamanında çocuğun gırtlağına yapışmanın ucundan dönen ben değilmişim gibi, yalnızca geçirilen iyi zamanlar gelir aklıma. Beni sevişini özlerim. Ya da onun hayatla olan ilişkisini. Palavraya bak. Zihnimin yazdığı her hikâyeye inanacak olsaydım, bu satırları demir parmaklıklar arkasından yazıyor olurdum.

    Eğer durum bunların hiçbiri değil ve ben o kişiyi hala özlüyorsam, gerekirse gider kapısına çadır kurarım. Her iki tarafta kendi iç çalışmalarını yapmış ve birtakım durumları aşmış ya da aşmaktaysa bal gibi de next olur. İnsan zaman aktıkça kıymetlenen bir varlık. Yaş aldıkça, tecrübelendikçe, hatalarından ders aldıkça olgunlaşır. Zamanında senlik olmayan bir ilişki bugün tam da senlik olabilir. Bu yüzden de ex’ten next olmaz lafına o kadar da prim vermemek lazım. Ama gönül ister ki yeni vücutlar keşfetsin, farklı ufuklara yelken açsın, önümüzdeki maçlara baksın. Eğer sabretmesini bilir, hayatın akışına güvenebilirsek eskisinden daha iyisi gelir mi? Gelir.
#31.05.2021 13:31 6 0 0
  • 0

    Tanımı

    Keten kuşunu andırsa da az daha uzun kuyruğu ve daha küçük kafasıyla ayırd edilebilir.
    Erginlerde tepe, ense, sırt ve kanatlar sarı kahverengi üzeri boyuna koyu çizgilidir.
    Kanadın ortasında açık renk bir bant göze çarpar.
    Genç kuşların kanat ve kuyruğunda beyaz paneller dikkat çeker. Bütün vücudu saran uzun siyah çizgili sarımsı kahverengi tüyleri ile pembe bir butu vardır. Koni biçimindeki gagası kışın sarı yazın ise gri renklidir.
    Göğüs ve karın beyaz, göğüs kenarları ve gövdenin yanı sarı-kahve üzerine koyu renk çizgili, kaş çizgisi ve boğaz neredeyse portakal renktedir.
    Sarı gagasının en ucu gri olup yazın bütün gaga kahve-gri bir renge dönüşür.
    Erkeklerin kuyruk sokumu pembe ve her iki cinsin ayakları gri kahverengidir.

    Beslenme

    Ağırlıklı olarak tohumlarla beslenirlerse de böcekler de besin kaynakları arasındadır.

    Biyolojisi

    Yuvalarını yere ot ve çalılıkların arasına yaparlar.
    Çiftler genellikle iki kez kuluçkaya yatarlar ama bu kuluçkaların başarısı besin kaynaklarının varlığına bağlıdır. Dişi yuvaya 4 ila 7 tane yumurta bırakır.

    Popülasyonu

    Avrupa’da 340.000 ila 1.500.000 birey yaşadığı tahmin edilmektedir.

    Kafkaslarda ve Kuzeydoğu Anadoludaki alttürü C. f. brevirostristir.

    Davranışları

    Hareketli, gezgin ama ürkek olmayan bir türdür.
    Kışın genellikle 10 bireylik gruplar halinde dolaşırlarsa da 50-60 bireylik kalabalık ve keten kuşlarıyla karışık gruplara rastlamak da mümkündür.

    Ses-Ötüşü

    Ötüşü keten kuşuna benzer. Çağrısı kısa ve sert bir 'yett - tviiit'

    Habitatı

    Otlarla kaplı kısa ağaçların olduğu yüksek ve kayalıklı yerlerde yaşarlar. Ağaçsız kır alanlar beslenme yerleridir.
    Kışın daha alçak bölgelerde diğer türlerle kalabalık sürüler oluştururlar.
    Üreme mevsimin dışında büyük sürüler oluşturabilirler bazen kıyılar ve tuzlu bataklıklarda diğer ispinoz ispinozlarla sürüler halinde gezinirler.
#30.05.2021 11:54 6 0 0
  • 0

    Tanımı

    Çatal kuyruklu, kanatları ve kuyruğu beyaz çizgilidir, bu çizgiler açık kanatlar üzerinde açık renk geniş bir panel oluşturur. Kuyruğunun her iki yanında da beyaz leke vardır. Gagası ve ayakları gridir/boynuz rendidir.

    Erkeğin başı gri kahverengi, alnı ve göğsü kırmızı, karın ve kuyruk sokumu beyazdır. Yaz giysisinde alın ve göğüs daha kırmızılaşır-pembeleşir. Sırtı desensiz kızıl-kahverengidir, siyahımsı kanadında beyaz panel vardır.

    Dişisi zencefil rengi-kahverengidir, sırtı kahverengi ve hafif çizgili, göğsü sarımsı kahverengi ve ince çizgili, gözünün üstünde ve altında açık renk ince bir izin yer aldığı başı grimsi-kahverengi, yanak lekesi ise açık renktir. Kanat ve kuyruk tüylerinde ki beyazlık daha soluktur.

    Üreme döneminde erkeğin başının üstü ve ğöğsü kıpkırmızıdır. Esaret altında başındaki kırmızı rengi muhafaza edemez.

    Habitatı

    Diğer ispinoz türleri kadar akrobatik olmadıkları için özellikle kışları ağaçlık ya da fundalıklarda, açık arazilerin dışında genellikle alçak çalılıklar, sık otluklarda, bol ağaçlı düzlüklerde, etrafı çitle çevrili tarım alanlarında yaşar. Ayrıca bayırlarda, park ve bahçelerde ve yoğun bitki örtüsünün bulunduğu mezarlıklarda da rastlanır.



    Yayılışı

    Ülkemizde uygun ortam bulduğu her yerde yaşar.

    Beslenme

    Ana besinleri bitki tohumlarıdır. Fakat diğer ispinozlarla karşılaştırılınca en çok omurgasız ve böcek yiyen türdür. Yetişkinler bitki taneleri, yabani hindiba, diken ve ara sıra yeşil filizleri tercih ederler. Yiyecek diyetleri sürekli olarak bitkiden tohuma değişerek sürer. Kışları diğer ispinozlarla birlikte kalabalık sürüler oluştururlar ve daha çok yerde ve alçak çalılarda beslenirler.

    Göçü

    Yerli bir kuştur kışın sürüler halinde gezer.

    Popülasyonu

    Dünyada oldukça yaygın bir tür, erişkin üreme alanı geniş (10.900.000 km 2 ) olup sayıları azalma eğilimi göstersede Cari IUCN Kırmızı Liste kategorisi düşük riskli.

    Davranışları

    Dişi ve erkek, birbirlerine son derece bağlıdır. Sosyal, neşeli ama sinirli de sayılabilecek bir ispinozdur. Kisin küçük gruplar oluşturarak özellikle Florya,Saka,Kiraz kuşu ve diğer tanecil kuşların bulunduğu sürülere katılırlar.

    Ses-Ötüşü

    Sesi hafif, cıvıltılı ve dedikodu içeren bir ‘tit-iit’ ya da ‘tiç-iç-iç’; sık sık bir ‘huuiit’. Ötüşü müzikal, değişken ve takırdamalı şakımalardan ibarettir.
#30.05.2021 11:51 6 0 0
  • Japonya merkezli teknoloji devi Sony'nin piyasaya sürmeye hazırlandığı yeni kulaklığı WF-1000XM4'ün, özellikleri, render görüntüleri ve Avrupa fiyatı sızdırıldı.

    0

    Sony'nin yaklaşan WF-1000XM4 kulaklıklarının özellikleri ve render görüntüleri sızdırıldı. Yeni render görüntüler, daha önce ortaya çıkarılan görsellere büyük çoğunlukla benziyor. Siyah ve gümüş olmak üzere iki farklı renk seçeneğiyle gelecek kulaklığın, lansmandan sonra altın rengi seçeneğe de sahip olması bekleniyor.

    Qi kablosuz şarj desteklenecek
    WinFuture tarafından ortaya çıkarılan bilgilere göre Sony WF-1000XM4, bir önceki modelde de yer alan aktif gürültü engelleme(ANC) özelliğine sahip olacak ancak yeni modelde daha iyi performans sağlanabilmesi için Sony V1 çipi kullanılacak. Kulaklık ayrıca LDAC ve Yüksek Çözünürlüklü Ses teknolojilerini destekleyecek.

    0

    Pil konusunda da iyileştirmeler içeren WF-1000XM4, ANC etkinken tek şarjla 8 saat, şarj kutusu ile birlikte toplamda 24 saat kullanım ömrü sunacak. Bu değerler ANC kapalıyken tek şarjla 12 saate ve şarj kutusuyla toplamda 36 saate çıkacak.

    0

    Şarj kutusu, USB Type-C bağlantı noktası aracılığıyla şarj edilebilecek ayrıca Qi kablosuz şarjı da destekleyecek. IPX4 su ve ter direncine sahip olacak kulaklıkların Haziran'ın ilk yarısında 280 euro fiyat etiketi ile satışa sunulması bekleniyor.
#30.05.2021 05:56 6 0 0
  • Kuranı Kerimin her ayeti birer mucizedir. Bu bakımdan Kurandaki bütün mucizeleri burada anlatmak mümkün değildir. Bazıları şöyledir:

    1- “Allah O’dur ki, gökleri dayanak olmaksızın yükseltti” ( Ra’d suresi, ayet 2) ayeti göklerin dağlar sayesinde ayakta duruyor hurafesini ortadan kaldırmıştır.

    2- Kur’an-ı Kerimde evrenin yaratılışı şöyle açıklanır. “ O gökleri ve yeri yoktan var edendir” ( En’am suresi, 101) bu ayet şimdiki ilim dünyasının ulaştığı son nokta olan – tüm evrenin zaman ve mekan boyutlarıyla bir sıfırdan, büyük bir patlamayla ortaya çıktığı- gerçeğini 1400 sene evvel haber vermiştir.

    3- Kainatın daima genişlediği artık ilim ve bilim dünyasının kabul ettiği bir ilmi buluştur. Buna Kur’an şu ayetiyle işaret etmektedir. “Biz göğü büyük bir kudretle bina ettik. Ve şüphesiz biz onu genişleticiyiz” ( Zariyat suresi, 47)

    4- 20. asrın bir buluşu da her yıldız ve gök cisimlerin bir yörüngede durduğu gerçeğidir. Bu duruma Kur’an “ geceyi, gündüzü, güneşi ve Ay’ı yaratan O’dur. Her biri bir yörüngede yüzüp gidiyor.” ( Enbiya suresi, 33)

    5- Güneşin sabit olarak durduğu zannedilirdi. Oysa kur’an güneşin sabit değil aksine daima hareket eden ve belirli bir hızla ilerleyen bir gök cismi olduğunu söylüyordu. Ve asırlar sonra da ilim onu tasdik edecekti. Şöyleki “ güneşte kendisi için tespit edilen bir karar yerine doğru akıp gitmektedir. Bu üstün ve güçlü olan bilenin takdiridir.” ( Yasin suresi, 38)

    Kur'an-ı Kerim'deki Jeolojik Mucizeler:

    Karaların Azalması:

    Yüce Allah 14 asır önce indirdiği Kuran-i Kerim’de Kendi yaratısıyla ilgili bazı sırları haber vermektedir. Bu sırlar hem Kuran’ın Allah sözü olduğunu kanıtlamakta hem de doğa bilimlerindeki gelişmenin önünü açmaktadır.

    “Onlar görmüyorlar mi ki, gerçekten Biz arza geliyor ve onu çevresinden eksiltiyoruz...” (Rad Suresi, 41)

    “... Fakat simdi, Bizim gerçekten yere gelip onu etrafından eksiltmekte olduğumuzu görmüyorlar mi?...” (Enbiya Suresi, 44)

    Küresel ısınmayla birlikte kutuplardaki buz tabakaları erimekte ve okyanuslardaki deniz suyu seviyesi yükselmektedir. Artan su miktarı da daha fazla karayı kaplamaktadır. Deniz kıyıları sular altında kaldıkça, yeryüzünün toplam yüz-ölçümü veya kara miktarı da azalmaktadır. (Dr. Mazhar U. Kazi, 130 Evident Miracles in the Qur'an, Crescent Publishing House, New York, USA, 1998, s. 115) Ayetlerde geçen "onu çevresinden eksiltiyoruz", "etrafından eksiltmekte olduğumuz" ifadelerinin de, deniz kıyılarının sularla kaplanmasına işaret ediyor olması muhtemeldir.

    New York Times gazetesinde bu konu ile ilgili yer alan bir haber şöyledir:

    Geçen yüzyıl boyunca, yeryüzünün ortalama yüzey ısısı 1 Fahrenheit kadar yükseldi, ısınma oranı da son çeyrek yüzyılda artış gösterdi. Bilim adamları, 1950 ve 1960'larin denizaltı verilerini 1990'larin gözlemleri ile karsılaştırdılar ve Kuzey Kutbu havzasındaki buz tabakasının %45 oranında inceldiğini ispatladılar. Uydu görüntüleri, bölgeyi kaplayan buzların boyutlarının geçtigimiz yıllarda önemli ölçüde azaldığını göstermektedir. (www.planetwaves.net/polar_NYT.html; New York Times, August 19, 2000)

    20. yüzyıl sonlarında elde edilen bulgular, Enbiya Suresi'nin 44. ve Rad Suresi'nin 41. ayetlerindeki hikmetleri anlamamıza yardımcı olmuştur.

    Kıtaların Sürüklenmesi

    Yer kabuğu kendisinden daha yoğun olan manto tabakası zeminde adeta yüzer gibi hareket etmektedir. Ilk olarak 20. yüzyılın başlarında Alfred Wegener isimli Alman bir bilim adamı, yeryüzündeki kıtaların dünya'nın ilk dönemlerinde bir arada bulunduklarını, daha sonra farklı yönlerde sürüklenerek birbirlerinden ayrılıp uzaklaştıklarını keşfetmiştir.

    Yeryüzündeki kara parçaları yaklaşık 500 milyon yıl önce birbirlerine bağlılardı ve Pangaea ismi verilen bu büyük kara parçası Güney Kutbu'nda bulunuyordu.Yaklaşık 180 milyon yil önce Pangaea ikiye ayrıldı.Farklı yönlere sürüklenen bu iki dev kıtanın birincisinden Afrika, Avustralya, Antarktika ve Hindistan; ikincisinden ise, Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya’nın Hindistan dışındaki kısımları oluştu.

    Kıtasal hareketin yilda 1 ile 5 cm civarında olduğu hesaplanmıştır. Tabakalar bu şekilde hareket ettikçe Dünya coğrafyasında değişiklikler meydana gelir.Örneğin, Atlantik Okyanusu her sene biraz daha genişlemektedir . (Carolyn Sheets, Robert Gardner,Samuel F. Howe, General Science, Allyn and Bacon Inc.Newton, Massachusetts, 1985, s. 305)

    Allah dağların hareketini ayette "sürüklenme" olarak bildirmiştir.Bilim adamlarının bugün bu hareket için kullandıkları İngilizce terim de "continental drift" yani "kıtasal sürüklenme"dir.

    “Dağları görürsün de, donmuş sanırsın; oysa onlar bulutların sürüklenmesi gibi sürüklenirler...” (Neml Suresi, 88)

    Yerin Yedi Katmandan Oluşması:

    Allah’ın Kuran'da yeryüzü ile ilgili bilgilerden biri, yeryüzünün, yedi kat olan gökyüzüne benzerliğidir: “Allah, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yarattı…” (Talak Suresi, 12)

    Rabbimiz asırlar önce yerin ve göğün yedişer kat olduğunu bildirmiştir. Asırlar sonra uzun jeolojik araştırmalar sonucunda varılan netice de aynı olmuştur.

    Bilim adamlarının sıraladığı bu katmanlar şöyledir: Hidrosfer, Litosfer, Astenosfer, Üst manto, Alt Manto, Dış Çekirdek ve Iç Çekirdek:

    Hidrosfer okyanus ve denizlerin en üst kısmı ile bunlardan etkilenen karaların kıyılarıdır. Litosfer, Dünya’nın en üst katmanını oluşturan katı kaya tabakadır. Diğer katmanlarla kıyaslandığında oldukça ince, daha soğuk ve daha katıdır; bu bakımdan yeryüzünde kabuk görevi görür.

    Litosferin altında Astenosfer katmanı bulunur. Bu katman yüksek ısı ve basınca maruz kaldığında yumuşayıp eriyebilen, sıcak, yarı-katı maddelerden oluşmuştur. Kati Litosfer tabakasının, yavaşça hareket eden Astenosfer tabakası üzerinde yüzdüğü ya da hareket ettiği düşünülmektedir. Bu katmanın altında yüksek sıcaklıkta, yarı-katı kayalardan oluşan yaklaşık 2.900 km kalınlığında manto denilen bir tabaka vardır. Kabuktan daha fazla demir, magnezyum ve kalsiyum içeren manto daha sıcak ve yoğundur; çünkü Dünya’nın içindeki ısı ve basınç derinlikle birlikte artar.

    Dünya’nın merkezinde de neredeyse mantonun iki katı yoğunlukta olan çekirdek yer alır. Bu yoğunluğun sebebi içeriğinde kayalardan çok metaller (demir-nikelalasimi) bulunmasıdır. Dünya’nın çekirdeği ise iki ayrı parçadan oluşur: Biri 2.200 km kalınlığında olan sıvı dış çekirdek, diğeri de 1.250 km kalınlığındaki katı bir iç çekirdek. Dünya döndükçe sıvı dış çekirdek Dünya’nın manyetik alanını oluşturur.

    Her şeyden önemlisi, 20. yüzyıldaki teknoloji ile tespit edilebilen bu bilimsel gerçeklerin Kuran'da yerelması Kuran’ın çok sayıdaki mucizesinden sadece birkaçıdır.

    Yarılan Yeryüzü:

    ”Dönüşlü olan göğe and olsun. Yarılan yere de.” (Tarik Suresi, 11-12)

    Yukarıdaki ayette geçen Arapça "sada" kelimesi Türkçe de "çatlama, yarılma, ayrılma" anlamlarına gelmektedir. Allah’ın yerin yarılması üzerine yemin etmesi, başka bir Kuran mucizesidir.

    1945-46 yıllarında, bilim adamları mineral kaynaklarını araştırmak için ilk kez deniz ve okyanusların diplerine indiler. Araştırmaların da dikkati çeken en önemli noktalardan biri Dünya’nın kırıklı yapısı oldu. Dünya’nın dış yüzeyindeki kayalık tabaka; kuzey-güney ve doğu-batı doğrultulu olup, on binlerce kilometre uzunluğunda çok sayıda geniş çatlak(fay) ile yarılmıştı.

    Yeryüzünün bu kırıklı yapısı sayesinde, önemli miktarda ısı dışarı atılır ve erimiş kayaların büyük bir kısmı okyanuslardaki tepeleri oluşturur. Eğer yeryüzünün, kabuğundan yüksek miktarda ısının dışarı çıkmasına olanak veren bu yapısı olmasaydı Dünya üzerinde hayat imkansız olurdu. Çünkü bu durumda yer kabuğunun altından çıkış noktası bulamayan ısı, çok büyük miktarlarda olumsuz nükleer etki meydana getirecek.

    KAYNAK : RİSALE AJANS
#28.05.2021 02:08 6 0 0
  • Kritik maçlarda görülen kırmızı kartlar ya da sarı kartlar genellikle gelecek maç için de insanı merak içinde bırakır, gelecek maç ne olacak?



    Tabii ki genellikle bu soru da merak ediliyor, kupa maçları, lig maçları, yabancı maçlar vs. gibi durumlarda bu kartlar ne oluyor nasıl işleniyor? Gelin bunun cevabına bakalım.

    Kupada Görülen Kırmızı Kart Ligde Geçerli mi?
    Türkiye Kupasında, şampiyonlar liginde ya da uefa kupasında bunun dışında Türkiye Liginde alınan kırmızı kart ya da sarı kartlar sadece kendi bulunduğu kategoride geçerlidir.

    Örneğin : Türkiye Kupası maçında kırmızı kart gören bir futbolcu oldu, bu futbolcunun kırmızı kartı sadece Türkiye kupasında geçerlidir, fakat sadece o sezon için değil, bir sonraki sezonda dahi olsa geçerlidir. O ceza mutlaka uygulanmaktadır.

    Ama bunun dışında bu cezalar sadece bulunduğu kategoride uygulanmaktadır. Türkiye kupasında alınan ceza başka bir kupa maçında uygulanmaz sadece Türkiye kupası maçında uygulanır.



    Kırmızı kart cezası ya da sarı kart cezası farketmez her ikisi de gelecek maç için geçerlidir, bir maç sarı kart cezası alan gelecek maçta yine sarı kart alır ise cezalı duruma düşebilir.

    Genellikle çift sarı kart gelecek maç ceza demek anlamına geliyorken kupada direkt olarak kırmızı kart görmek 2 maç ceza olarak dönüş olabiliyor, fakat federasyonun verdiği kararlara göre bu cezanın süresi artabilmektedir.

    Hangi sene ya da yıl olduğu önemli değil, bu kural senelerdir değişiklik göstermemiştir.
#26.05.2021 05:22 6 0 0
  • Uyurken ağızdan salya akması genellikle çok ciddi bir mesele olmasa da bazı rahatsızlıkların belirtisi olabilmektedir, bunların sebeplerini ve çözümlerini sizler ile paylaşacağız. Ağızdan su gelmesi sebeplerini hep beraber inceleyelim.
    Uykunuzda salya akıyor – ne yardımcı olur?
    Uyurken ağzınızdan salya gelmesi kesinlikle hoş bir durum değildir, ancak uyurken salya akması anormal bir durumda değildir. Bununla birlikte, herkes uykusunda yastığını ıslatmadığı için, bu rahatsız durumun belirli nedenleri olmalıdır. Bazı insanların geceleri neden diğerlerinden daha fazla tükürük çıkardığını öğrenmek için soruna daha yakından baktık.

    Uykunuzda salya akması durumu nedir?
    Uyurken salya akması, uyku halinde iken ağızdan akan ve tam anlamıyla yastığı ıslatan aşırı tükürük anlamına gelir. Her insanda görülmese bile normal kabul edilebilir.



    Ancak sonuç olarak, uyuyan kişinin çok rahat uyuduğu konusunda genellikle açık bir işarettir. Öte yandan, uyuyan kişinin uykuya daldığında çok bitkin olduğunun bir göstergesi olabilir .

    Her durumda, kişinin ağzından salya akıp akmadığını belirleyen belirli nedenler ve bazı durumlar vardır.

    İstenmeyen tükürük veya salya salgılanmasının nedenleri nelerdir?
    Çene ve dil de dahil olmak üzere tüm yüz kaslarının gevşemesi tamamı ile normaldir. Ağız genellikle hafifçe açılır ve aşırı tükürüğün daha hızlı kaçmasına neden olur. Uyku pozisyonu boyun üzerinden başlayarak, daha fazla gevşeme poziyonunda başın aşağı doğru yatılmasından sorumludur. Uyurken pozisyonunuzu yönetemiyorsanız yapabilecek bir şey yok. Bu durumlarda ağız tekrar açılıyor.
    İpucu: Uygun bir yastık ile bu başın eğilmesini önleyebilirsiniz. Daha küçük yastıklarla veya elle destekleme de yardımcı olabilir. Bu şekilde, ağız biraz açıkken bile, tükürük ağızdan kaçamaz.





    Bununla birlikte, soğuk algınlığınız varsa veya kronik hava yolu ya da burun tıkanıklığınız varsa, burun solunumunun gece uyanıkken olduğu gibi serbestçe işlev görememesi kaçınılmazdır.

    Gevşeyen yüz kasları da bu sebeplerden biridir, uyuduğumuzda yüz kaslarımızı yönetemediğimiz için kaslarımız gevşer ve ağzımız açılabilir.

    Geceleri salyanın nedenleri şunlar olabilir:

    • Yanlış uyku pozisyonu
    • Uygun olmayan yastık
    • Rahatsız veya tıkanmış hava yolları
    • Anatomik(fiziksel) engelli hava yolları (boğaz & burun tıkanıklıkları)
    • Gevşeyen yüz kasları

    Aşırı tükürük veya salya salgılamasını nasıl önleyebilirsiniz?
    Her şeyden önce, aşağıdaki sebepler burun solunumunun gece daha iyi çalışmasını ve uyku sırasında sallanmasını önleyebilir:

    1. Burun tıkanmamalı: Üst solunum yollarının kısa süreli hastalıkları durumunda burun sık sık bloke edilirken, uykudan önce burada bir buhar banyosu veya burnu temizlemek için uygun burun spreyleri kullanılmalıdır. Kronik burun tıkanıklığı durumunda, KBB doktoru ile ayrıntılı bir görüşme yardımcı olabilir. Çünkü burnu bloke eden anatomik nedenler fazlasıyla vardır.

    2. Doğru uyku pozisyonu önemlidir : Doğru pozisyon sadece sağlıklı ve huzurlu uyku için değil aynı zamanda salya akması açısından da çok önemlidir. Genellikle yüzüstü ve yanal pozisyonda en yaygın olan şekiller, aşırı tükürüğün yastığa akması sebebidir. Oysa sırt üstü yatmak, uyurken salya çıkarmamak için uygun gibi görünüyor.

    3. Optimal uyku kalitesi çok önemlidir : Prensip olarak, stres ve diğer olumsuz yüklerin kötü bir gece uykusuna yol açabileceği anlamına gelebilir. Özellikle huzursuz bir uyku bile salya akmasını destekleyebilir veya en azından tetikleyebilir.
    4. Doğru yastık belirleyici olabilir : İyi uyku kalitesi, optimum uyku ortamı ve mükemmel yataklara ek olarak, doğru yastık da büyük önem taşır. Çünkü çok yüksek veya çok düzseniz yastık dizilimi ile iyi bir pozisyonda uyuyamazsınız, bu da daha fazla salya akmasına sebep olabilir.

    5. Uyumadan önce gevşemek ve rahatlamak: Akşam meditasyon veya otojenik eğitim stresi hafifletebilir bu yöntemlerle uykuya dalmak çok daha kolay ve daha hızlıdır. Salya akıtma ile ilgili olarak, bu yöntem yorgun kaslarının daha gergin olmasını sağlayabilir. Bu ayrıca aşırı tükürük salgılanmasını da önleyebilir.

    İpucu: Uykuya dalma aşamasında, bilinçli olarak burun nefesine konsantre olmak mantıklı olabilir. Bu sadece uyku evresini hızlandırmakla kalmaz, aynı zamanda mümkün olduğunca az salyalamak istiyorsanız gerekli olan burun nefesinin eğitimine de katkıda bulunur.

    Ek olarak, aşırı tükürüğe neden olan ilaçların alınıp alınmadığını bulmaya çalışmak yararlı olabilir . Pilokarpin ve karbakol gibi parasempatomimetikler tükürük üretimini uyarır.

    Bununla birlikte, uyku apnesi veya anatomik nedenler gibi diğer olası nedenler sadece doktorla netleştirilebilir ve açıklanmalıdır.

    Geceleri salya akması problemine ne zaman daha fazla dikkat etmelisiniz?
    Geceleri ara sıra salya akması genellikle endişe verici bir durum değildir. Bu tükürük rahatsızlık vericidir, ancak normaldir.

    Ancak yastığınız her gece çok fazla tükürük kaybettiğiniz için ıslanırsa, endişe nedeni olabilir. Çünkü rahatsız nefes almak burada bir sebep olabilir. Burun tıkanırsa, vücut ağız solunumuna geçerek tepki verir. Soğuk algınlığı veya alerji genellikle ana nedendir.

    Sağlıklı burun solunumu geceleri işe yaramıyorsa, nedenlerin daha yakından incelenmesi için bir KBB uzmanına danışılmalıdır.

    Sonuç
    Uyurken salya akması sadece herkesi etkilemekle kalmaz, genellikle tamamen normal bir süreçtir . Tabii ki, bu aşırı tükürük sızıntısını artırabilecek durumlar her zaman vardır. Ancak her zaman olmasa da, zararsızdır .
    Yatak ve uyku hijyeni yeniden gözden geçirilmeli. Daha az elverişli pozisyonda uyuyor olabilirsiniz veya yastık en uygun yükseklikte olmayabilir.

    Bu faktörler neden olarak gözükmüyorsa, kesinlikle bir doktora görünmeniz önerilir. Çünkü tüm bu nedenlere ek olarak, anatomik özellikler veya diğer hastalıklar da, örneğin burun solunumunun düzgün çalışmamasından sorumlu olabilir.

    Burada yazılanların tamamı çeşitli kaynaklardan toplanmıştır, uzman görüşü değildir. Bu tür durumları kesinlikle bir KBB Doktoru ile görüşerek uygulamaya koymalısınız.
#26.05.2021 04:41 6 0 0
  • Konu: Truff
    TRUFF
    4 su bardağı kakaolu/sade pandispanya
    200 ml krema
    180-200 gr. Sütlü- bitter karışık çikolata
    Fındık kırığı

    DIŞI İÇİN;
    180-200 gr. Bitter çikolata (sevmezseniz sütlü de olur)

    HAZIRLANIŞI;
    Kremayı ısıtıp çikolataları ekleyelim ve iyice karıştıralım. Sıcak sıcak, rondodan çekilmiş kek kırıntılarının üzerine dökelim ve iyice karıştıralım. Eze eze karıştırmak önemli bir bütün olsunlar ki nefis bir doku çıksın ortaya. En son fındık kırıklarını da ekleyip karıştıralım.

    Üzerini streçleyip 3-4 saat buzdolabına kaldıralım.

    Donan truffları dilediğiniz gibi şekillendirebilirsiniz.

    Elimizin ısısıyla yumuşama olacağı için şekillenen trufflar tekrar buzdolabına.

    Dışı için de çikolatayı benmari usulü eritelim ve kenara alıp devamlı karıştıralım. 15 dakika boyunca durmadan karıştıralım. Metal bir kapta yapmanızı tavsiye ederim çünkü camlar soğumuyor. Çikolatayı temperleyince artık oda ısısında da kolayca donduğunu göreceksiniz.

    Hızlı bir şekilde uzun şişler yardımıyla truffları çikolataya batırıp çıkaralım. Yağlı kağıt serili tepsiye dizelim.

    Oda ısısında da donacaktır dediğim gibi ama yine de hızlı sonuç için buzdolabına kaldırabilirsiniz.

    AFİYET OLSUN...
#26.05.2021 02:22 6 0 0