İhanetin ödettiği en ağır bedel
Susmuştu kadın
Döktüğü gözyaşıyla yere düşürdü sevdiğini göz
bebeğinden
Sordu adama
Neden ? dedi
Seni seviyorum dedi adam
Kadın tekrar sordu yüzüne hiç bakmadan
Neden aldattın ?
Sus pus olmuştu adam
Beni affet dedi
Çok emindi affedeceğinden kadınının
Biliyordu kendisini çok sevdiğini
Kadın adama baktı
Bir şartla dedi …
Yere düşürdüğüm gözyaşımı elinle alıp tekrar
bana ver
Ben de seni affedeyim…
Adama baktı
Eğdi başını adam
Ve uzaklaştı kadın hemen
Bir daha hiç dönmemecesine .
Sonra kapandı yere adam
Bir ihanetin ödettiği en ağır bedelle
Dünyanın akciğerleri, yaşama ve bazen de ölüm sebebimiz, mücadele nedenimiz
Doğa Ana'nın en sevdiği olan ağaçların, korkunç yüzler barındırdığını kim bilebilirdi ki.
şah ve piyon
Sözcükler biriktikçe beyinde, dillendikçe, şarap ötesi olur bazen.
Ve
bazen hayatımıza giren öyle insanlar olur ki; onların belli amaca
hizmet etmek, bize bir ders vermek, kim olduğumuzu ya da olmak
istediğimizi bulmamıza yardım etmek için bizimle olduklarını yüreğimizin
derinliklerinde hissederiz.
Bu insanların kim olacağını asla önceden kestiremezsiniz; belki o komşunuz, uzun zamandır görmediğiniz
bir arkadaşınız, sevgiliniz ya da belki de sadece göz göze geldiğiniz
bir yabancı olabilir.
Her kim olursa olsun, anında hayatınızın,
bir biçimde etkileneceğini bilirsiniz. Bazen de hayatınızda öyle olaylar
yaşarsınız ki; o anda bu olaylar, size korkunç, acı dolu, haksız gibi
görünür.
Ancak fırtına dindikten sonra, bütün bu olayların
üstesinden gelmemiş olsaydınız, asla potansiyelinizin, gücünüzün ve
yürekliliğinizin farkına varamayacağınızı anlarsınız.
Her olayın bir gerçekleşme nedeni vardır. Hiçbir şey tesadüfen, iyi ya da kötü şans nedeniyle gerçekleşmez.
İster
olaylar, ister hastalıklar, ister ilişkiler olsun, bu kaçak testler
olmasaydı hayat, hiçbir yere varmayan düz ve sıkıcı bir yol gibi uzayıp
giderdi.
Güvenli ve rahat, ancak boş ve amaçsız...
Başarılarınızı ve düşüşlerinizi etkileyen insanlar, kimliğinizi yaratan
insanlardır. Kötü deneyimler bile birilerinden öğrenilebilir. Bu dersler
en zor, ancak büyük bir ihtimalle en önemli olanlardır.
Eğer
bizi, sizi kırar, ihanet eder ya da üzerse, size güveni ve kalbinizi
açtığınız birine karşı dikkatli olmayı öğrettikleri için onları affedin.
Eğer
biri sizi severse,siz de bunun karşılığında onu koşulsuz sevin; sadece
onlar sizi sevdiği için değil, size sevmeyi ve onlar olmadan
göremeyeceğiniz ya da hissedemeyeceğiniz şeylere kalbinizi ve
gözlerinizi açmanızı öğrettikleri için.
Her günün tadını
çıkarın. Her anın değerini bilin ve belki de tekrar yaşayamayacağınız bu
andan alabileceğiniz en fazla şeyi almaya bakın.
Daha önce hiç konuşmadığınız insanlarla konuşun, onları dinleyin, aşık olun, zincirlerinizi kırın ve gözünüzü zirveye dikin.
Başınızı
dik tutun, çünkü bunun için her türlü hakkınız var. Kendinize büyük bir
insan olduğunuzu tekrarlayın ve kendinize inanın. Eğer kendinize
inanmazsanız, hiç kimse size inanmaz.
Hayatınızı nasıl öyle şekillendirebilirsiniz. Kendi özgün yaşamınızı yaratın, dışarı çıkın ve onu yaşayın!
Unutmayın oyun bittiğinde şah ve piyon aynı kutuya konur
Nazik olmak için bir gülümseme beklemeyin. Sevmek için sevilmeyi beklemeyin. Bir arkadaşın değerini anlamak için, yalnız kalmayı beklemeyin. Çalışmaya başlamak için en iyi işi beklemeyin. Biraz paylaşmak için çok olmasını beklemeyin. Öğütleri hatırlamak için, düşmeyi beklemeyin. Dua ya inanmak için acıları beklemeyin. Yardım edebilmek için zamanınız olmasını beklemeyin. Özür dilemek için diğerinin acı çekmesini beklemeyin. ne de barışmak için ayrılığı Beklemeyin...
Kaç hüzün bıraktın geçen şu yılların ardında.
Yanımda dediğin kaç insan kaldı geride.
Kaç söz boğazında, kaç gözyaşı yanağında kurudu.
Kurduğun kaç sıcak düşün uzağında uyudun.
Kaç kez baştan başladın ve kaç kez yoruldun insanlığından.
Kaç kez unutuldun, kaç kez yalnız uyudun.
Verdiklerinin karşılıklarını kaç kez görebildin.
Şimdi bütün mutluluklarını ve hüzünlerini
Koy önüne ve sadece düşün.
Çürük olanı sağlamdan, gerçekleri yalandan
Ve insanı da insancıktan ayır artık.
Senden hep bir şeyler götürenleri yakınında tuttuğun sürece
Yeni yıllar sana iyi şeyler getirmeyecektir.
Ve unutma;
Geçmişten geleceğe taşıyabileceğin tek şey, aldığın derslerdir.
Acılarına da, sevdiklerin gibi sarıl.
Onlar ki; seni sen yapan değerlerindir...
Şerefsiz Kedi..
Adamın birinin evine bir kedi musallat olmuş. Adam ne yaptıysa kediyi evden uzaklaştıramamış. Bunun üzerine kediyi alıp uzak bir yere götürmeye karar vermiş. Kediyi götürmüş götürmesine ama 5 saat sonra kedi geri gelmiş. Bunun üzerine adam daha uzak bir yere götürmüş kediyi. Kedi bu sefer geç te olsa 7-8 saat sonra çıkagelmiş. Adam iyice sinirlenmiş. Almış kediyi mesafesi uzak, yolları karmakarışık bir yere götürmüş ve bırakmış. Fakat bu sefer dönüş yolunda kendisi kaybolmuş. Bunun üzerine adam evi aramış ve karısına sormuş.
– Hanım kedi eve geldi mi?
– Geldi bey, çok oldu sen nerelerdesin?
– Söyle o şerefsize gelsin beni alsın
Şimdi KALDIĞIM yerden mi devam etmeliyim HAYATA..
Yoksa KANDIĞIM yerden mi?..
Sen söyle sevgili tecrübelisin bu işlerde...
İnsan nasıl unutur SEVDİM dediğini ?
Belkide ;belkilerle dolu bir hayattı
Belkide dudaklarının, ya da kaleminin ucunda yarım kalmış bir cümleydim ben,
Ne virgülü konulmuş, nede sonu getirilip noktası...
Kendinden kaçıp karanlıkla başbaşa kaldığın anlarda karaladığın,
Gün ışığına kavuştuğun anlarda unuttuğun !..
Karaladığın aşk romanlarının en tutkulu kadını,
Drakula hikayelerinin masum kurbanı,
Masallarının sevimli çocuk yüzü,
Şiirlerinin hırçın denizi oldum kimi zaman...
Sen nereye koymak istediysen ben orada oldum,
Satırlarından okudum kimi zaman beni,
Sesinden dinledim...
Ben herşey oldum ,sen herşeyim...
Cümlelerinin içinde kayboldum..
Her seferinde yeni bir kahraman olmanın grurunu yaşadım..
Okudukça yaşadım, yaşadıkça kayboldum o satırlarda..
Sen kelime kelime eklerken,
Ben bütün satır aralarında sustum.
Suskunluğun verdiği asaleti koruyarak !...
Sus zamanı,
Satırlarından okurken beni,
Ben artık kocaman susuyorum sana !!!..
Kızına paylaşmayı öğretmek isteyen anne, elinde iki tane elma tutan kızına yaklaşarak şöyle der:
"Elmalardan birini bana verir misin"
Bu söz üzerine kız, önce elmalardan birini, sonra da diğerini ısırır.
Kızının bu davranışı karşısında şaşıran ve üzülen anne, tam ona kızacakken kızın ağzından şu sözler dökülür
"Al anneciğim bu elma daha tatlı.....
Belki derdim belkide,birgün gelip ışıkların peşinde koşacağım,koştukça uzaklaşıp kaybolacağım,acılar ile olgunlaşacak sorgular olmayacaktı,peki ya şimdi?? gökkuşağı renklerini sorgulamak varmıydı? neden beyazı yoktu?neden siyahı yoktu? tıpkı hayatımdaki gri ler gibi gökkuşağı renkleri soldu sorgularımda bitti.Doğmak ile ölmek arasında bıçak sırtında dans eden iki çift çıplak ayak,Küskünlüğüm hayatamı? Hayır... aslında zamana..Zamansız yaşanan her damla acı,her damla hüzün,bir gıdım sevgi,zamanın çarkında ezilircesine un ufak oluyorsa,isyanım zamansız gelen zaman lara.Kusursuz bir zamanlama,kusursuz bir hayat varmıydı?olacakmıydı?belkilerim keşkelerim ilemi yanyana dizilecekti?umutlarım pişmalıklara yolmu vericekti?Kavruk bir umut ile peşindeyim zamanın.Şimdi fısıldıyorum kulağıma.YAŞADIKLARIM İÇİN PİŞMAN OLMAYACAĞIM..YAŞAYAMADIKLARIM İÇİN PİŞMANLIĞIM OLACAK..ve bir gün gökkuşağı yine rengarenk doğacak..
*Kimse, bu dünyada KAPLADIĞI hacimden daha büyük değil.
Bu dünyayı TERK EDERKEN,
Mezarda kapladığımız ALAN kadarız hepimiz. Ve daha ÖTESİ yok.
Kimse kendini BÜYÜK görmesin bu sebeple. Ve YARIN sıkacağı eli, bugün BÜKMEYE kalkmasın.
Samimi tavırlara karşılık, HAVALARA girmenin bir anlamı olmadığı gibi.
Bu yüzden DOST kaybetmenin de bir anlamı yok.
Düşmez kalkmaz bir Allah. Dün var olan bugün yok, bugün var olan yarın yok olabilir.
YOKLUKLA yerin menin bir anlamı olmadığı gibi,
VARLIKLA övünmenin de bir anlamı yok.
Yarın, güzel bir KELEBEK görmek istiyorsan, Bugün, o çirkin TIRTILI ezmeyeceksin*...
ÖZLEMİNLE yandım yine bugün. Kalbim acıdı bugün de SEN YOKSUN diye.. BİLMİYORSUN.....Sebepsiz ağlamalarımın ardı arkası kesilmiyor… Ne doğan güneş ne de batan gün umurumda bile DEĞİL... Ben yine aynı BEN, sensizlik yine aynı ACI. Gözyaşlarım sanki pınardan boşalırcasına akıyor. Her gün AĞLAMAYACAĞIM diye söz veriyorum kendime. Ama yine aynı son… Yine AĞLIYORUM işte… Bihaber kaldım senden. Ayrılığa alışır mı sandın bu YÜREK...??? Bu yürek hemen seni UNUTUR mu sandın...??? Kolay değil her şeyi bir anda SİLİP atmak! Ama YENİLDİM SANA İŞTE değil mi...??? Yenildi bu koca YÜREK senin bırakıp gidişine.....( ÖYLE ÇOK ÖZLEDİM Kİ SENİ.........söyle şimdi nerdesinnnnnn!!!
Hepimizin hayatı küçük parçalardan oluşur;
Ve bu küçük parçalar bir bütünü yani BİZİ temsil eder......
Her zaman ,küçük AMA uyumu bozacak yeni parçalar yaşamımıza eklenebilir....
İşte yaşamın en BÜYÜLÜ yanı, sürekli olarak yeni parçalar eklenmesine rağmen,
Sevince bir yer vermeyi başarabilmekte gizlidir....