Howard, yoksul bir ailenin çocuğuydu ve okul giderlerini karşılamak için kapı kapı dolaşarak eşyalar satıyordu. O gün, hiçbir şey satamamıştı ve karnı da çok açtı. Bundan sonra çalacağı ilk kapıdan yiyecek birşeyler istemeye karar verdi. Kapıyı açan sevimli genç bayanı görünce utandı.Yiyecek bir şeyler yerine "Affedersiniz, bir bardak su rica edebilir miyim?" diyebildi yalnızca.Genç bayan, çocuğun aç olabileceğini düşünerek kocaman bir bardak süt getirdi ona. Çocuk, sütü yavaş yavaş içine sindirerek içtikten sonra "Çok teşekkür ederim, borcum ne kadar?" diye sordu genç bayana.Genç bayan, "Borcunuz yok" diyerek, yüzünde sıcak bir gülümsemeyle devam etti; "Annem, gösterdiğimiz şefkat ve nezaket karşılığı olarak asla bir bedel ödenmesini beklemememizi öğretti bize" dedi. Çocuk "O halde çok teşekkürler, yürekten teşekkür ederim size" dedi. Howard Kelly, evin önünden ayrıldığı zaman kendisini yalnızca bedensel olarak değil, ruhsal olarak da güçlü hissediyordu. Yıllar sonra genç bayan çok ender rastlanan bir hastalığa yakalanmıştı. Yöredeki doktorlar çaresiz kalınca, hastalığı ile ilgili araştırmalar yapılması için onu büyük kente gönderdiler. Dr. Howard Kelly, konsültasyon yapması için çağrıldığı hastanın hangi kasabadan geldiğini duyunca heyecanlandı. Artık genç olmasa da yıllar önce kendisine sevgiyle yaklaşan bayanı ilk gördüğü anda tanımıştı ve onun yaşamını kurtarmak için elinden geleni yaptı. Uzun süren tedaviden sonra bayan sağlığına kavuştu. Dr. Kelly, denetlemesi için önüne getirilen faturaya şöyle bir baktı ve üstüne birşeyler yazarak zarfın içine koydu ve hasta bayanın odasına gönderdi.Kadın elleri titreyerek aldı zarfı eline. Açmaya korkuyordu... Hastane faturasını asla ödeyemeyeceğini ve geri kalan yaşamı boyunca bu faturayı ödemek için çalışacağını biliyordu.Sonunda zarfı açtı ve faturaya iliştirilmiş bir not dikkatini çekti. Kâğıtta şunlar yazılıydı: "Hastane giderlerinin tamamı bir bardak süt karşılığı ödenmiştir."
kanal1 de cumartesi öğleden sonraları
"Magazin 1" izleyenlerin haftasonu keyfini yaşayacakları, dopdolu, eğlenceli ve bir o kadarda iddialı haberleri ile evlerinize konuk olmaya devam ediyor. Sanatçıların röportajları, albüm çalışmaları, konserleri kısacası dopdolu bir magazin ile ünlüleri sizlerle buluşturuyor
Kanal D'nin sunuculuğunu Kartal Balaban'ın yaptığı magazin programı "Genç Magazin" de haftanın magazin olayları ekrana geliyor... Kanal D'de 5 yıldır yayınlanan ve ekranların tek gençlik - magazin programı olan "Genç Magazin", gençliği ilgilendiren gündem haberlerini takip etmeye ve irdelemeye devam ediyor.
Son günlerin popüler şarkıcılarından Sıla'nın ilginç bir özelliği ortaya çıktı. Seksi klibiyle dikkat çeken Sıla, politikacı bir aileden geliyormuş. Sıla'nın baba tarafından dedesi Ahmet Gençoğlu, Adalet Partisi Denizli eski milletvekili; anne tarafından dedesi Muzaffer Balaban ise Demokrat Parti Denizli eski vekiliymiş. Şarkıcının babası Şükrü Gençoğlu da yıllarca DYP'nin Denizli İl Başkanlığı görevini yürütmüş.
Makine Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Yrd. Doç. Dr.
Mete Kalyoncu, otomobillerin elle yıkanmasının, boyanın uzun ömürlü olması, boyada ve kaportada oluşan tahribatın fark edilebilmesi açısından önemli olduğunu söyledi.
Mete Kalyoncu, yaptığı açıklamada, kaporta durumunun aracın
genel görünümü ve 2. el satış fiyatı açısından en önemli unsur olduğunu belirtti. Kalyoncu, şöyle konuştu:
''Otomobillerin elle yıkanması boyanın uzun ömürlü olması, boyada ve
kaportada oluşan tahribatın fark edilebilmesi açısından önemlidir. Elle yıkama, sık olmasa da belli aralıklarla yapılmalıdır. Elle yıkama, akaryakıt
istasyonlarındaki otomatik araç yıkama düzeneklerinin neden olabildiği boya çiziklerinin de önüne geçecektir. Ayrıca, araç kullanılmadığı durumlarda kapalı otopark ya da garajlara bırakılmalıdır.''
Oğlu daha dünyaya gelmeden onu ve çevresindekile rin başından geçenleri köşe yazılarında anlatmaya başlayan İlke Gürsoy'un yazılarından yaptığı seçmeler, Oğlum Mozart Dinlesin mi? adlı kitapta karşımıza çıktı.
Hep anneler yazacak değil ya çocuklarını. Bu kez, daha doğumuna iki buçuk ay kala oğlunu ballandıra ballandıra anlatmaya başlayan bir baba yazarla karşı karşıyayız! İlke Gürsoy, oğluna dair kaleme aldığı köşe yazılarından bir seçme yaparak Oğlum Mozart Dinlesin mi? adlı kitapta toplamış. Kelebek Yayınevi'nden çıkan kitaptaki yazılar Gürsoy'un oğlu Batu'nun doğumundan iki buçuk ay öncesinde başlıyor ve bir yaşına kadar geliyor. Gürsoy Batu'yu ve Batu'nun çevresinde yaşayanların tecrübelerini esprili bir dille anlattığı yazılarında, aslında taze baba adaylarına da yol gösteriyor. Yazılarda, Gürsoy'un gazeteci olmasının da etkisiyle güncel haberlerden ve kişilerden alıntılar ve benzetmeler de görüyoruz. Kitabın giriş bölümünde "Kimilerini inandırmakta güçlük çekiyorum ama bu yazıları yazmak gerçekten zor," diyen yazar devam ediyor, "Hakkında çarşaf çarşaf yazı yazdığın oğlun, ileride bunları okuduğu zaman utanmayacak. Aile mahremiyetini ihlal etmeyeceksin. Kimse bir babadan gelen biberon önerilerini dikkate almayacağı için hikaye gibi konular seçeceksin ve bunları eğlenceli yazacaksın. Ama 'Yuh be bu konuyla da eğlenilir mi?' dedirtmeyeceksin. Ama en beteri, kanından canından çocuğa 'yazı malzemesi' gözüyle de bakmak mecburiyeti."
Rocky'nin yumruğu
Ve işte kitaptan bir alıntı: "Doktor 'Evet Batuu, şunu gözlerinle takip et bakalım' dedi ve... Batu o oyuncağı neredeyse 180 derece takip etti. Rocky'nin Ivan Drago'ya son yumruğu çaktığı, Matrix'te Neo'nun arkaya eğilerek gelen kurşundan kurtulduğu anlar gibi sanki ağır çekimde, tadına vara vara izledim. Destansıydı! Pardon, biraz abarttım galiba (Ayrıca 'destansı' lafı nereden çıktı?). Ama ailenin nasıl rahatladığını şöyle söyleyeyim: Anneme 'Takip meselesi tamam' dediğimde 'Biliyordum, biliyordum' diye ağlamaya başladı. Bu çocuğu bu aileyle zor bir hayat bekliyor. Allah ona kolaylık versin."
Geleneksel Anadolu lezzetlerinden aşure Guinnnes Rekorlar Kitabı'na girmeye hazırlanıyor. Exponut 2006 da, aşure kazanları rekor için kaynayacak.
ADG Fuarcılık tarafından 22 Haziran'da gerçekleştirilecek olan Exponut 2006 da,Türkiyenin ekonomisinde ve ihracatında önemli yer oynayan kuru meyve ve kuru yemişler teker teker kazana atılırken, tek seferde en fazla malzemenin kullanılacağı Exponut 2006 aşuresi yeni bir rekora imza atacak.
Nuhun Gemisi efsanesi başta olmak üzere, tüm büyük dinlerde önemi olan aşure bu kez Türkiye nin ihracatında önemli paya sahip kuru meyve ve kuru yemiş sektörüne katkıda bulunmak üzere pişiriliyor.
200 kg şeker, 50 kg buğday, 45 kg kayısı, 45 kg incir, 45 kg üzüm, 40 kg fındık, 40 kg ceviz, 40 kg fasulye, 40 kg nohut ve 35 kg nişastanın kullanılacağı aşurenin Guinness Rekorlar Kitabına girmeye hak kazanması için gerekli başvuruları yapan ADG Fuarcılık, sektöründe bir ilke daha imza atmaya hazırlanıyor.
Exponut 2006nın açılışı aşure kaynatılarak yapılacak. ADG Fuarcılıkın öncülüğünde Exponut 2006 nın gerçekleştiği Dünya Ticaret Merkezi Yeni Fuar Kompleksinde Malatya Pazarı ve Pamuk Yemekin katkılarıyla pişirilecek olan aşure etkinliğinde, Guinness Rekorlar Kitabı Türkiye Temsilcisi Prof. Dr. Orhan Kural gözlemci olarak hazır bulunacak. Pişirilen aşure, Exponut açılışını gerçekleştiren üst düzey bürokrat, hükümet ve sektör temsilcileri tarafından tadıldıktan sonra hayır kurumlarından 5 bin kişiye dağıtılacak.
ADG Fuarcılık Genel Müdür Yardımcısı Özlem Adıgüzel, Yaptığımız araştırmada Guinness Rekorlar Kitabında aşureyle ilgili bir veri yer almadığını gördük. Aşure çok kültürlülüğün, dostluğun ve paylaşmanın simgesi& İçinde ise Türkiyeyi uluslararası arenada temsil eden kuru meyve ve yemişlerimizden bolca bulunuyor. Türkiye ekonomisi için büyük öneme sahip kuru meyve ve kuru yemiş sektörüne gerçekleştirdiğimiz uluslararası fuarın dışında yenilikçi bir etkinlikle de katkıda bulunmak istedik. Bir seferde en fazla aşureyi kaynatarak, aşurenin Guinness Rekorlar Kitabına girmesini hedefliyoruz dedi.
Domatesli Biberli Yumurta
Buyukce bir tavaya yag domates ve biber koyup bi sigara yakiyoruz.Sigaranin
kulu yere dusmek uzereyse yumurtalari eklemenin zamani gelmisdemektir.
Yumurtalari kirip sigaramizi bitiriyoruz.Pismistir herhalde ocagin altini
kapatiyoruz.
Biberli Domatesli Yumurta
Her gun domatesli biberli yumurta yemekten sıkıldıgimiz da yapabilecegimiz
bu enfes yemek tipki biberliyumurtali domates gibi pisiriliyor.
Makarna
Bir tencere dolusu sicak suya makarna posetini bosaltip mac izlemeye
basliyoruz. Ilk yarinin ortalarina dogru kalkip altini kapatiyoruz.
Tencerenin icinden sectigimiz makarnayi fayansa firlatiyoruz.Yapisirsa
pismis demektir. Devre arasinda hala icinde su kaldiysa tencerenin kapagini
kapatip lavabodaki en kirli tabagin uzerine dogru dokuyoruz..(o zaman hem
tabak temizleniyor hem de makarnalar catalla yenebiliyor)Uzerine ketcap
sikip yiyiyoruz.
Not: Fayansa firlattiginiz makarnayi bi ara oradan alin.Sayica
fazlalastiklarinda bazen hangisini firlattiginiz karisiyo.
Tuzlu Makarna
Yapilisi ayni makarnaya benziyor. Tek farki bu kez makarnalari suya atmadan
once tuz koymayi akil ediyoruz .. Oyle daha guzel oluyor.
Pilav
Pilav aslinda basit bir yemek degil. Aranan kriterler var. Tuzlu yumusak ve
tane tane olmasi gerekiyor. Sonuncusu kolay. Pirincleri tek tek
pisirdiginizde tane tane oluyorlar ama uzun suruyor. Maharet hepsini bir
arada pisirebilmekte; ama cok da sorun etmeyin. Nasil olsa icine yogurt
koyup bulamac haline getirdigimizde hepsi birbirine yapisiyor. kisaca yag
koyup uzerine pirinc ekliyorsunuz. Sonra
da su ve tuz koyup pisiriyorsunuz..Hem bunu suzmeye de gerek yok.
Patates Kizartmasi
En kolay islerden biri. Patatesleri soyup parmak gibi kesiyorsunuz ve
kizgin
yaga atiyorsunuz. Tek yapmaniz gereken altini zamaninda kapatmaniz. Yoksa
tencere alev alabiliyor. Bu yuzden sadece tv'de pembe dizi varken yapin.
Bir
de diger yemeklerin aksine bunu tencereden yiyemiyoruz.Mutlaka tabaga
koymak
gerekiyor. Onun disinda cok kolay.
*ORTA ZORLUKTAKI YEMEKLER
Hazir Pizza
Pizzamizi firinimiza atip pismesini bekliyoruz daha sonra firindan cikarip
yanik yerlerini bicakla kaziyoruz. Dikkat edilmesi gereken teksey kazirken
uzerindeki malzemeleri mutfak tezgahina yapistirmamak.
Hazir Kofte
Bu da nispeten zor bir yemek. Bir miktar sivi yagi teflon tavaya koyup
kofteleri icine diziyoruz. Kofteler tavayla ayni renk olmadan altini
kapatmak gerekiyor. O yuzden basinda beklemek lazim.
*ZOR YEMEKLER
Konserve Turlu
Bir miktar yag ve salcayi tencereye koyup konservenin icindekileri dokup
uzerine su koyuyoruz. Pismesi cok uzun suruyor. O sebeple basinda
beklemiyoruz. Gidip tv izliyoruz. Her seferinde yandiklari icin henuz
tadina
bakamadim ama konservenin uzerindeki resme bakilirsa guzel bi seye
benziyor.
Tavuk
Yapilisi makarna gibi. Sicak suyun icine atiyoruz arada pisip pismedigine
bakmak icin hayvanin kaba etine catal sapliyoruz. Bu yemek pistikten bir
iki
gun sonra uzeri jelibon gibi oluyor. Bu yuzden pisirirken istege bagli
olarak bolca toz seker eklenebilir.
*ULTRA ZOR YEMEKLER
Kiymali Bamya
Konserve turluye benziyor ama icine daha onceden kavrulmus kiyma konulmali.
Kiyma kavurmak cok zor ve zahmetli bir is. Bu yuzden makarna pisirmeyi
oneriyorum.
*PUF NOKTALAR
Yemekleri daima tencerenin icinden yiyin. Boylelikle tabak kirletmemis
olursunuz.
Asla sade pilav yapmayin. Domatesli pilav yaptiginizda altini tuttursaniz
bile renginden anlasilmaz.
Mutlaka soganli bir yemek yapacaksaniz asla sogana dokunmayin. Ozellikle
rendelediginizde elleriniz cok kotu kokuyor. Bunun yerine sogana ekmek
tahtasiyla bes alti kez vurmayi deneyin, ayni isi gorur.
Patates kizartacaksaniz soydugunuz patatesleri asla yikamayin. Kizgin yaga
attiginizda cok kotu patliyorlar.
Yemekler asla kendi baslarina hareket etmezler. Sayet gecen ay yaptiginiz
tavuk kendi kendine kimildamaya basladiysa kurtlanmisdemektir. Sakin
yemeyin.
Karpuz tabaga koyulmamasi gereken bir meyvedir. Ikiye ayirip ortasindan
kasikla yiyebilirsiniz.
Tencere kapagi en mukemmel tabaktir.
Buzdolabinin sebzelik olarak adlandirilan kismi yemeyi dusunmediginiz
seylerin saklanmasi icin idealdir. Bu bolume konan seyler nasil olsa bir
sure sonra unutulur.
Sebzeligin kapagini sıkı kapatırsanız curuyen seylerin kokusu dolaba daha
az
yayilir.
Spagetti pakedini acmak icin pakedi ortasindan sikica kavrayin ve altini
tum
gucunuzle fayansa vurun. Pakedin ust tarafi yirtilacaktir.Belki bu islem
sirasinda makarna unufak olabilir ama risk almaya deger.Ozellikle
misafirlerin yaninda yaparsaniz tavsiye ediyorum. Oyle daha guzel, bu size
cok maco bir hava verir.
Sagda solda kulagima caliniyordu. Mutfak robotu denen bisey varmis.Birden
icimi bir heyecan kapladi. Ulan madem bu isin robotu var ben niye
kosturuyorum yillardir diye sinirlendim. Hemen gidip aldim bi tane. Eve
gelip kutusundan cikardigimda itiraf etmeliyim ki hayal kirikligina ugradim
biraz. Ben acikcasi ufo gibi biseybekliyodum, bu bildigimiz tencerenin
plastigi. Icindede vantilator gibi
bisey var.Bununla birlikte bi ton plastik zimbirti daha cikti icinden ama
bi
ise yarayacaklarini sanmiyorum.Neyse fisini taktim denemek icin bi tane
sogan attim icine. Bakalim ne yapacak diye bekledim. Kabuklarini bile
soyamadi essogluesek.
Paramparca etti birakti. Sinirlendim attim bi kenara yazdan beri duruyo
orda. Bir ara yikayip o vantilator gibi olan seyi bilgisayarima takmayi
dusunuyorum.Belki fan olarak is gorur. Onun disinda tamamen para
tuzagi.Ilerde cikarsa mutfak androidi almayi dusunuyorum.
Her insan kendisine göre zekidir ancak kimileri belki fazla akıldan, belki zoraki çabadan Salaklığın Tarihi'ne geçerler. İşte insanoğlunun en salakları olarak tarihe adını yazdıranların hikayesi:
İKİZİNİ ÖLDÜRDÜ
Marko ve Roberto de Solisa adlı iki kardeş, birbirleriyle iyi geçinemiyorlardı. Roberto'nun sık sık kendisiyle dalga geçmesine dayanamayan Marko, kardeşini, kafasına sıktığı tek kurşunla öldürdü. Bu basit bir cinayet gibi görünebilir. Ancak gerçek öyle değil. Çünkü Marko ile Roberto aynı dolaşım sistemini paylaşan yapışık ikizlerdi. Roberto'nun ölümünden 5 dakika sonra, Marko da öldü.
ACEMİ KALPAZAN
Kansas Wichita'daki polis, havaalanı otelinde 22 yaşında bir adamı sahte 16 dolarlık iki banknotu kullanmaya çalışırken yakaladı.
DOST, BAŞA ATEŞ EDER
Güney Afrika Johannesbur'da iki adam birbirlerinin kafası üzerine koydukları bira kutularına ateş ederlerken birisi arkadaşının yüzüne ateş etti. Adam ağır yaralandı.
YANLIŞ YERE KAÇTI!
Washington'da bir suçlu hapishaneden kaçtı. Birkaç gün sonra kız arkadaşıyla yemeğe gitti. Ama uzun süre geri dönmeyince kız arkadaşı merak ederek polise haber verdi. Polis, kısa sürede kaçağı yakaladı.
HIRSIZ, POLİSİ ÇAĞIRDI
Michigan Lonia'da sarhoş bir hırsız, iki hizmetçi kızdan nakit para istedi, kızlar parayı vermeyi reddedince adam polis çağıracağını söylerek onları korkutmaya çalıştı. Kızlar aldırmayınca adam gerçekten polis çağırdı ve tutuklandı.
FOTOKOPİ YALANLAR
Pennsylvania Radnor'da bir şüpheliyi sorguya çeken polis, şüphelinin kafasına metal bir süzgeç yerleştirmiş ve tellerle fotokopi makinasına bağlamıştı. Polisin fotokopi makinasında şüphelinin yalanlarının yazdığını söylemesi inanan şüpheli suçunu itiraf etti.
MAYINLA FUTBOL
Komboçya'da 2 asker, patlamamış mayınla futbol oynamaya kalkınca öldü. Parçalanarak can veren 2 asker, Kamboçya ordusunun "en iyi mayın uzmanları" arasındaydı.
TÜKÜRÜK KURBANI
ABD Alabama'da bir asker tükürme alışkanlığının kurbanı oldu. Pencerenin kenarına oturarak, tükürüğünü, sokak lambasına isabet ettirmeye çalışan asker, dengesini kaybedip 11. kattan düşerek can verdi.
FANTAZİ KURBANI
Arizonalı bir adam kelepçelerle oynarken kendini kelepçeledi ve anahtarı bulamadı. Kendisini kurtarmak için çilingir çağırmak yerine polisi arayınca, ödenmemiş bir kefalet borcu nedeniyle yeniden kelepçelendi.
Estetik modası artık sadece kadınların ilgi alanına değil, erkeklerin de ilgi alanına giriyor. Dünya genelinde yapılan araştırmalara göre erkekler özellikle burun ameliyatlarına büyük ilgi gösteriyor. Özellikle "metroseksüel" modasının ardından erkekler daha modern bir görünüme kavuşmak için ameliyat masasına yatıyor. Türkiye'de de son yıllarda erkekler görünümlerini değiştirmek için estetik cerrahların kapısını aşındırıyor.
Alışveriş hastalarının, akıl hastalarıyla benzerlik gösterdiği ortaya çıktı.
"Deli gibi alışveriş yapıyorum" tabirinin, hiç de gerçek dışı olmadığını biliyor musunuz? Çünkü yapılan bilimsel araştırmalara göre, alışverişkoliklik ya da ne alacağına uzun süre karar verememe ile akıl hastalıkları arasında çok ince bir çizgi bulunuyor. Amerika'daki Harvard Üniversitesi bilimadamlarına göre; alışveriş tutkunlarının bu davranışlarında beynin orbitofrontal korteks bölgesi (OFC) etkili oluyor. Bu bölgedeki çalışma bozukluğu, karar vermede zorlanmaya ya da para harcama tutkusunun önüne geçilememesine neden oluyor. Alışverişkoliklerin bu bölgeleri ile akıl hastalarının benzerlikler taşıdığını söyleyen araştırmacılar, "Alışveriş hastalığı da, tıpkı delilik gibi tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlıktır. Mutlaka doktora başvurulmalıdır" diyor.
BANA AZ ÖNCE E-MAİL İLE GELEN BİR UYARI,PAYLAŞMAK İSTEDİM
Biraz once olay magduru yakin bir arkadasimin oglunun basina gelen cok ciddi
bir tehlike haberini ve asagida iletilen yurt disi kaynakli benzeri bir
baska olay ve uyariyi da hepinize acilen duyurmak istedim. 1. Annesinin
bizzat kendi agzindan anlattigi ve sahit oldugu olayda, Isatnbul'da oturan
bir arkadasimin oglu gece uyurken cok siddetli bir patlama sesiyle havada
ucup yorganinin uzerine dusen atesten bir topun cikardigi yanginla dehset
icinde uyaniyor iki gun once. Ucan yatmadan once sarja takip biraktigi yerde
duran Nokia Cep telefonu. Orijinal bataryasi patladigi icin alev almis,
havaya ucup, duvara carparak yataga cocugun uzerine dusmus. Allahtan yorgan
elyaf degil de pamuk icerikli oldugu icin aninda yangin cikmamis, ama cocuk
yataktan firlayip odayi terkedene kadar yorgan ve yatak yanmis, oda yangin
sonrasi enkaza donusmus. Avukatlari kanaliyla su an Nokia'ya dava aciyorlar.
Tabii bu potansiyal tehlike yanliz Nokia markasi icin degil herhangi bir cep
telefonu bataryasi icin de ayni sekilde gecerli olabilir. Olayi incelemeye
alan teknik uzmanlarin su ana kadar olan ortak gorusu ve
uyarisi:
Can ve mal guvenligimiz acisindan yattigimiz odada kesinlikle sarja takilmis
cep telefonu birakilmamasi gerekiyor. Her an bataryasi patlayip yangina
neden olabilir. Cep telefonlarini gozetim altindayken ve uyanikken sarja
takmak, sarj olurken de calarsa sarjdan cikarip konusmak, sarjdayken
kesinlikle konusmamak en garantili ve guvenli secenek bu durumda. 2. Cep
telefonu ile ilgili gelen yurtdışı kaynaklı onemli bir bilgiyi sizlere
duyurmak istedim, sizler de tüm yakın aile bireyleri ve çevrenize bu bilgiyi
aktarın lutfen .
SARJ DURUMUNDAKI CEP TELEFONUNA GELEN BIR CAGRI NEDENIYLE ARANILAN KISI (CEP
TELEFONU SARJ UNITESINE BAGLI IKEN ) KONUSMAYA BASLIYOR VE TAM O ANDA
ELEKTRIK AKIMI MAKINAYA KONTROLSUZ/KORUMASIZ BIR SEKILDE GECEREK KISIYE SOK
ETKISI YAPIYOR VE KONUSAN SAHIS O SOKLA YERE YIKILIYOR , YAKINLARI GURULTUYE
KOSTUKLARINDA KISININ YERDE COK DUSUK NABIZ ILE YATTIGINI GOREREK ACILEN
HASTAHANEYE KALDIRMAYA CALISIYORLAR ANCAK YOLDA SAHIS KAYBEDILIYOR .
CEP TELEFONUNUZ SARJA BAGLI IKEN KESINLIKLE KONUSMA YAPMAYINIZ
Bir üniversitede yapılan araştırmaya göre, okunan bir parçada harflerin hangi sırada yazıldığının hiç önemli olmadığı, önemli olanın ilk ve son harflerin yerinde olması olduğu belirtiliyor.
İHA muhabirinin www.kigem.com sitesinden derlediği bilgiye göre, kelimelerin harf harf değil bir bütün olarak okunduğu ortaya çıktı. Harflerin yeri karışık da olsa kelimelerin okunabildiğini gösteren metin şu şekilde:
"Bir üvnseritnede ypalaın arşaıtramya gröe, kleimleirn hrfalreiinn hnagi srıdaa yzalıdkılraı ömneli dğeliimş. Öenlmi oaln brincii ve snonucnu hrfain yrenide omlsaımyış. Ardakai hfraliren srısaı krıaışk oslada ouknyuorumş. Çnükü kleimlrei hraf hraf dğeil bri btüün oalark oykuorumuşz.
Paragrafı okuyan kişilerin tamamının kelimeleri doğru okuduğu dikkat çekti.
Bir çift, birbirinden habersiz sayısal loto oynadı. Her ikisi de altı tutturdu. Koca sayısal lotoda altı tutturduğunu karısına söyledi, karısından aldığı cevapla şaşkına döndü.
Almanya'nın Osnabrück kentinde yaşayan bir çift, birbirinden habersiz oynadıkları sayısal loto kuponlarında ayrı ayrı altı tutturdu.
Hannover kentindeki Toto-Loto şirketi tarafından yapılan açıklamada, çiftin birbirinden habersiz ve ayrı olarak birer sayısal loto kuponu oynadığı ve her ikisinin de altı tutturduğu bildirildi.
Çiftin toplam 698 bin 888 avro kazandığı, kocanın altı tutturduğunu eşine anlattıktan sonra, eşinin de kazandığını söylediği kaydedildi.
Zaman zaman bazı arkadaşlarımızı forumda göremiyoruz. işte sizlerden istediğim sizin yokluğunu hissettiğimiz arkadaşları yazmanız. hem böylece belki gören bilen varsa bizi bilgilendirir biz de merakımızı gideririz...
Türk usulü 1 Nisan... Kültür Bakanlığı emriyle tiyatrocular sokaklarda şaka yaptı, sanatçılar sert tepki gösterdi: Bizi maymuna çevirdiler.
KOMİKLİK BUNUN NERESİNDE?
KÜLTÜR Bakanlığı, 1 Nisan'da şakayı kaka yaptı. Bakanlığa bağlı kurumlarda görevli tiyatrocular, bakanlığın üst düzey işgüzar bürokratları tarafından yazılan "resmi şaka" senaryolarını Ankara'nın merkezi noktalarında "Şaka yapılacak, yap!" emri gereği zoraki oynadı.
KIZILAY MEYDANI'NDA HORON...
ŞAKALAR kimseyi güldürmezken, Devlet Halk Dansları üyelerine sabahın köründe Kızılay Meydanı'nda horon teptirilmesi, bardağı taşırdı. Kültür Sanat Sendikası açıklama yaptı: "Bu icat, sanata ve sanatçıya saygısızlıktır. Onurumuz kırıldı."
***
Şakalandık!
Şaka günü 1 Nisan, birçok ilimizde eğlenceli geçti. Ancak garip esprili bir genç gözaltına alındı, sanatçılar ise devlete öfkeliydi.
Vatandaş telefona sarıldı
Neşeye, eğlenceye muhtaç Türk halkı, şakalama günü 1 Nisan'a da hüznü karıştırdı. İlk şaka Karadeniz'den geldi. Rize'de Zümrüt Rize gazetesi, manşetinde "gazetenin sahibi Faik Bakoğlu'ndan 3 gündür haber alınamadığını" spor sayfasında, "Çaykur Rizespor Başkanı Ekrem Cengiz ve Teknik Direktör Güvenç Kurtar'ın istifa ettiğini" yazdı. Haberlerin altındaki "1 Nisan şakası" yazısını görmeyenler de, Çaykur Rizespor Kulübü'nü ve Faik Bakoğlu'nu telefon yağmuruna tuttu.
Vapurda korku anı
Ankara ise mecburi şakaların merkeziydi. Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçıları, prosedür gereği şakalar düzenledi. Devlet tiyatrocuları, Ankara Metrosu'nda pijamalarla sehayat etti. Ancak Kültür ve Sanat Emekçileri Sendikası (Kültür Sanat- Sen) sanatçıların sokak şakalarında görevlendirilmesini protesto etti. İstanbul'da ise şehir hatları vapuruna binen Murat A. (27), "Üzerimde bomba var" diye bağırdı. Halk panik yaşarken, polis olaya müdahale edince,genç adam "Nisan 1 şakası yaptım" dedi ancak gözaltına alınmaktan kurtulamadı.
LÜTFEN DiKKAT .........
>> > >
>> > >
>> > > Bir arkadasin is arkadaslarindan biri sinemaya gider, yerine
>> oturur
>> ve
>> >
>> > >bir seyin battigini fark eder. Kalkip baktiginda, batan seyin, ucuna
>> bir
>> > >not ilistirilmis bir igne oldugunu görür.
>> > > Notta: " Gerçek dünyaya hos geldin, artik AIDS' lisin !" yazildir.
>> > >Doktorlar igneyi test eder ve AIDS virüsü tasidigi ortaya çikar.
>> > >
>> > > SINEMAYA GIDERKEN DIKKATLI OLUN !!!
>> > > GITMENIZ GEREKIYORSA LUTFEN, AMA
>> > > LUTFEN KONTROL EDIN !!!
>> > >
>> > > En güvenli yollardan biri, henüz isiklar yaniyorken oturacaggniz
>> yeri
>> > >iyice kontrol etmek!!! Çogumuz kendimizi koltuga birakiriz sadece...
>> > >
>> > > Polis Departmani'nin tüm çalisanlarina e-mail araciligiyla
>> > >ulastirilmistir:
>> > >
>> > > Jetonlu telefonlar:
>> > > Madde bagimlilari artik kullanilmis ignelerini jetonlu
>> telefonlarin
>> > >jeton iade holüne
>> > > yerlestiriyorlar. Jetonu geri almak ya da unutulmus jeton var mi
>> diye
>> > > bakmak isteyen insanlar ellerini buraya atinca da igne batiyor. Ve
>> > >hepatit, AIDS ve benzer hastaliklar bulasiyor.
>> > >
>> > > Ayrica lokanta ve restoranlarda açikta bulunan kürdanlari
>> kesinlikle
>> > >kullanmayiniz. AIDS hastalarinca bu kürdanlar kullanilip tekrar
>> yerine
>> > >konularak hastalik bulastirilmaktadir.
>> > >
>> > > Bu mesaj herkesi bu tehlikeden haberdar etmek için gönderilmi?tir.
>> > >
>> > > DIKKAT EDIN!
>> > > Lütfen aileniz ve ulasabildiginiz herkese ulastirin!!!!!!!!!!!!
>> > >
>> > > Turan Açikmese
>> > > Adalet Bakanligi
>> > > Bilgi islem Dairesi Baskanligi
>> > > Tetkik Hakimi
Dİyabet hastalığına Türkiye'de en fazla Adana, Gaziantep ve Kahramanmaraş'ta rastlanıyor. Türkiye Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz, Türkiye'de ilk kez diyabet ve bozulmuş diyabet toleransı (diyabet öncesi dönem-gizli şeker) görülme sıklığını araştırmak amacıyla İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Diyabet Bilim Dalı, Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü işbirliğiyle, ''Türkiye Diyabet Epidemiolojisi Çalışması'' gerçekleştirildiğini söyledi.
5 MİLYON DİYABETLİ
Türkiye'de yaklaşık 5 milyon diyabetli tespit edildiğini bildiren Yılmaz, bunların 2,4 milyonunun ''gizli'' 2,6 milyonunun ise ''aşikar diyabetli'' olduklarını bildirdi. Yılmaz, ''aşikar diyabetli'' olanların büyük bölümünün ise böyle bir rahatsızlıklarının varlığından haberdar olmadıklarını vurguladı.
İSVEÇLİ bilimadamlarının yaptığı araştırma, günde iki bardaktan fazla sütün, yumurtalık kanserine neden olabileceği gösterdi. Süt ürünlerinin, meme ve prostat gibi kanser türlerinin gelişiminde etkili olduğu daha önceki araştırmalarla da anlaşılmıştı. Günde dört porsiyonu aşacak miktarda süt ürünü tüketen kadınların kötü huylu yumurta kanserine yakalanma riskleri iki misli fazla. Tahmine göre sütte belli başlı bir şekeri oluşturan laktoz, tümör gelişimini tetikleyen hormonların üretimini uyarıyor.