casper

casper

Üye
12.10.2005
Yüzbaşı
25.956
Hakkında

  • Yılbaşı gecesi hem Sayısal hem de Milli Piyango çekilişi yapılacak. Peki hangisinde zengin olma şansınız daha yüksek. İşte cevabı:
    Yılbaşı özel çekilişi için 10 milyon numara üzerinden bilet bastırılan Milli Piyango'da büyük ikramiyeyi yakalama olasılığı 10 milyonda 1 iken, aynı gün çekilişi yapılacak Sayısal Loto'da 6'yı yakalama şansı ise 13 milyon 983 bin 816'da 1'e denk düşüyor. İşte Selçuk Üniversitesi İstatistik Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. İsmail Kınacı 'zengin' olma şansınızla ilgili şunları söyledi: ''Yani bir kişi 13 milyon 983 bin 816 kolon Sayısal Loto oynarsa 6'yı tutturması garanti oluyor. İlk bakışta Milli Piyango'da büyük ikramiye yakalama şansı daha yüksek görünüyor. Ancak, çeyrek Milli Piyango biletine verilecek 5 YTL ile Sayısal Loto'da 10 kolon oynanabiliyor. Ancak kazanılacak para arasında da büyük fark var.''

    Sayısal Loto'da en çok 38 çıkıyor
    Çekilişlerde kürelerden en çok düşerek kazandıran şanslı numaralar: 38 (69 kez), 16 ( 65 kez) 21 (60 kez), 27 (59 kez), 10 (36 kez) 40 (58 kez). Büyük ikramiyeyi kazanan kolonlarda en az yer alan rakamlar ise 5, 9, 33, 48 (43 kez) ve 23 (39 kez). Sayısal Loto çekilişlerinde uzun zamandır hiç çıkmayan rakamlar ise 18, 33 ve 1.

    Piyango'da en şanslı numara 3
    SON 11 yıldaki yılbaşı çekilişinde büyük ikramiye 8 kez çeyrek, 2 kez yarım, 1 kez de tam bilete isabet etti. İstanbul 11 ikramiye ile özel çekilişlerin en şanslı kenti olurken, Ankara 6, İzmir, Mersin, Eskişehir ve Adana da 2'şer talihli çıkardı. Bu süre içinde büyük ikramiye 5 kez sonu 3 ile biten bilete isabet etti. Geçen yıl da 3'le başlayan bilet kazanmıştı.
#30.12.2005 10:20 1 0 0
  • 250 gr tereyağı
    3 su bardağı un
    3 su bardağı şeker
    Yarım kg vişne
    1 su bardağı süt
    1 su bardağı su

    Hazırlanışı:


    Vişnelerin saplarını çıkarıp yıkayın, çekirdeklerini ayıklayın. (Ya da dondurulmuş vişne kullanabilirsiniz). Diğer tarafta derin ve geniş bir tencereye tereyağını koyun. Yağ eriyince 3 bardak elenmiş unu ekleyin. Uzunca bir süre unun kokusu gelip rengi koyulaşmaya başlayınca vişneleri ekleyin. Vişnelerle beraber tekrar kavurun. (10 dakika kadar)
    Şekeri ilave edin. Birkaç kez şekerle karıştırdıktan sonra su ve süt ekleyin. Ateşi iyice kısıp tencerenin kapağını kapatın. 10-15 dakika bu şekilde pişirin.
    Ateşi söndürün ve kapağı kapalı olarak 15 dakika dinlendirin. Sonra servise sunun.
#29.12.2005 16:37 1 0 0
  • Kulak ağrısı, geceleri daha fazla rahatsızlık verir. Geceleri savunmasız ve çaresiz olduğumuzdan mı bilinmez, hep uykudayken başlar...
    Kulak ağrısına en sık orta kulağı boğaza birleştiren östaki kanalının tıkanması neden olur. Genellikle alerji, sinüzit veya grip gibi nedenlerle daha fazla görülür. Konuyla ilgili bilgileri İstanbul Cerrahi Hastanesi KBB Uzmanı Op.Dr. Erkan Aktan veriyor. Gün boyunca ayaktayken östaki kanalı boğazımızın arkasına doğru rahat drene olur. Ayrıca çiğneme ve yutkunma, östaki kanalı etrafındaki kasları hareket ettirerek, östaki kanalından orta kulağa hava giriş çıkışını sağlar. Fakat gece uyuduğunuzda iş değişir. Uykuya daldığınızda her şey normal görünür ama östaki kanalı rahat boşalamaz. Gece yeterince yutkunmadığınız için yeterince hava girişi de olmaz. Orta kulaktaki hava, etraftaki dokular tarafından kullanılır ve negatif basınç oluşumuna neden olur. Bu da kulak zarının içeri doğru emilmesi demektir. Gecenin bir yarısı kulak ağrısı ile uyanılır.

    UÇAK YOLCULUĞUNUN ETKİSİ
    Kulak ağrısına neden olan diğer sebepler de vardır. Yüzücü kulağı da dediğimiz dış kulak yolu enfeksiyonu da ağrıyı tetikleyebilir. Uçak yolculuğu ve tüplü dalış gibi atmosferik değişiklikler de kulak ağrısına neden olabilir. Saç kılının tıraştan sonra dış kulak yoluna düşmesi gibi nedenler de, kulakta irritasyona neden olabilir. Ayrıca yansıyan ağrılar, yani kulakla ilişkisi olmayıp kulakta hissedilen ağrılar, kulakta ağrıya neden olabilir. Bunlar genellikle diş, bademcikler, dil veya çeneye ait ağrılardır.

    NE YAPABİLİRSİNİZ?
    Kulak ağrısı çekiyorsanız doktorunuzu görmeniz gerekiyor demektir. Ancak o zamana kadar ağrıyı dindirecek önlemler şunlardır:
    Saç kurutma makinası kullanın. Eskiden dedenizin, kulağınıza sigara dumanı üfleyerek sizi rahatlatması, aslında sigaradan değil içeri üflenen sıcak havanın etkisindendir. 10 cm. mesafeden ılık hava ve düşük fan hızında kurutma makinesi ağrıyı azaltacaktır.
    Kulak kepçenizi hafif hareketlerle oynatın. Ağrı duyuyorsanız bu muhtemelen dış kulak yolu enfeksiyonudur. Eğer ağrı yoksa çok büyük ihtimalle orta kulak iltihabısınızdır.
    Dış kulak yoluna vücut ısısında yağ damlatılabilir. Vücut ısısındaki suya bebek yağı veya normal zeytinyağı ekleyip vücut ısısına gelince birkaç damla kulağa damlatın, ağrının azaldığını göreceksiniz. Ancak dikkat! Asla zarı delik olan kulağa yapılmamalıdır.
    Sakız çiğneyin. Östaki kanalının açılması için oldukça faydalıdır.
    Uçakta kulaklarınız tıkanırsa burnunuzu iki parmak arasında sıkıştırıp, derin bir nefes alın ve havayı genzinize doğru yönlendirecek şekilde üfleyin. Açılma sesi duyacaksınız. Bu basınç eşitlemesinin olduğunu gösterir, aynı zamanda kulak ağrısı da ortadan kalkar.
#29.12.2005 00:38 1 0 0
  • Edinilen bilgiye göre, PTT İnegöl Merkez Müdürlüğü'nde görevli 22 yıllık memur Faruk Demir (42), iş yoğunluğu sebebiyle cinnet geçirdi.

    Bir memura 4 ayrı görev yüklendiğini, her gün 11-12 saat çalıştırıldığını iddia eden Demir, geçirdiği sinir krizinin etkisiyle PTT binasının 4. katına çıkarak pencereden aşağı atlamak istedi. "Bıktım böyle yaşamaktan. Biz köle miyiz? İnsanın üzerine bu kadar gelinir mi?" diye bağırıp üzerindeki elbiseleri parçalayan Demir, mesai arkadaşları tarafından güçlükle zapt edildi. Kaldırıldığı Devlet Hastanesi'nde sakinleştirici iğne yapılan Faruk Demir, müşahede altına alındı. Demir'in cinnet geçirmesine, PTT Müdürü Semra Taban'ın görevi ihmal gerekçesiyle maaş kesimi tutanağını imzalattırmasının sebep olduğu öne sürüldü.

    Olay üzerine Kamu-Sen Bursa İl Temsilcisi Ramazan Karakoç ile Türk Haber-Sen Bursa İl Başkanı Orhan Avcı, PTT İnegöl Merkez Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı. Karakoç, "Müdire Semra Taban, PTT'yi adeta Belene kampı haline getirmiş. İnegöl PTT'sinde hizmetler iki katına çıktı, buna karşı personel yarıya indi. Fazla çalıştırmanın üstüne bir de maaş kesimi cezası verilmesi, arkadaşımızı intihar noktasına getirdi. Arkadaşımız, binanın 4. katına çıkıp, pencereden atlamak suretiyle intihar etmek istemiştir. Arkadaşları müdahale etmese belki de bugün yaşamayacaktı. PTT'deki baskılar tüm arkadaşlarımızın ruh sağlığını bozuyor. Biz durumu Kamu-Sen Genel Merkezi'ne de aktardık. Onlar Ankara'da genel müdürlük nezdinde olayı takip edecek" dedi.

    Taban'ın cinnet geçiren memur için "İsyan çıkarıyorlar" demesine tepki gösteren Ramazan Karakoç, "Asıl kendisi memurları isyana teşvik etmiştir. Arkadaşlarımız çeşitli servislerde saati belli olmadan uzun süre çalıştırılmakta. Maaş kesimi, ihtar, tutanak derken, arkadaşlarımızı bunalıma sokmuştur. Bu durum böyle devam edemez. İşkenceye son verilmeli, gerekli personel tayini yapılarak diğer arkadaşlarımızın da aynı duruma düşmelerinin önüne geçilmeli" diye konuştu.
#28.12.2005 17:00 1 0 0
  • Kütahya'nın Tavşanlı İlçesi'nde yıllardır gözlemecilik yapan Fazlı Korkmaz, çikolotalı gözleme yaparak, gözlemecilik tarihinde bir ilke imza atan isim oldu.


    Çikolatalı gözlemenin kendi icadı olduğunu ve çok beğenildiğini bildiren Korkmaz, gözlemenin içine genelde peynir, kıyma ve patates katıldığını, ancak Tavşanlı'da bu çeşitlerin yanı sıra yıllardır geleneksel tatlı olarak kaymaklı-şekerli ve tahinli-şekerli gözlemelerin de yapıldığını ifade etti.

    Korkmaz, ''Özellikle tahinli-şekerli gözlemenin yörede çok sevilmesinden ilham alarak, çikolatalı gözleme yapmaya başladık. Gözlemeyi tadan herkes beğenisini dile getirince, çeşitlerimiz arasınaçikolatalı gözlemeyi de katmaya karar verdik'' dedi. Korkmaz, içine çikolataları parça parça koydukları gözlemenin
    evlerde de misafirlere tatlı olarak ikram edilebileceğini kaydetti.
#28.12.2005 16:55 1 0 0
#24.12.2005 14:15 1 0 0
  • Siyah çay kalp hastalıkları riskini azaltıyor. ABD'li bilim adamları, çay tüketimi hayli fazla olan Suudi Arabistan'da, bin 40 yetişkin üzerinde siyah çayın kalp hastalıkları riski üzerindeki etkilerini araştırdı. Araştırmaya göre, günde 6 fincandan fazla siyah çay içenlerin kalp ve damar hastalıkları riskinin içmeyenlere göre yüzde 50 daha az olduğu tespit edildi.
#24.12.2005 10:20 1 0 0
  • Grİp olduktan sonra C vitamini almanın yararı olmuyor. Karadeniz Teknik Üniversitesi'nden Tevfik Özlü, 'Beslenme yetersizliği ve vitamin eksikliği vücudun direncini düşürerek grip başta olmak üzere birçok hastalığın ortaya çıkmasını kolaylaştırıyor. Bu nedenle gripten korunmak için mutlaka C vitamini tüketilmesi gerekiyor. Ayrıca, gribe yakalandıktan sonra fazladan C vitamini almanın yararlı olduğu kanıtlanmadı' dedi.
#23.12.2005 22:07 1 0 0
  • Çin'de üretilen kuş gribi aşısı, 6 kişi üzerinde denendi. Yeni Çin Haber Ajansı'nın bildirdiğine göre, denemeler için 18-60 yaşları arasında hepsi Pekin'de yaşayan sağlıklı 120 kişi başvurdu.


    Aşı yapılan kişilerde, yarım saat içinde herhangi bir olumsuz reaksiyon görülmedi. İlk üç hastadan ilk sonuçların alınması için dokuz ay gerektiği ifade edilen haberde, detaylı bilgi verilmedi.

    Çin'de şu ana kadar hayvanlar arasında 30'dan fazla H5N1 tipi kuş gribi vakası tespit edildi. Uzmanlar, virüsün şekil değiştirerek, insandan insana kolayca geçmesinden ve büyük bir salgın ortaya çıkmasından endişe ediyorlar.

    Çin de dahil Asya kıtasında insanlarda 139 vaka tespit edildi. Çin'deki 6 vakadan ikisi ölürken, Asya kıtasında toplam 71 kişi hayatını kaybetti.

    Aşı üzerinde çalışmaları yürüten Sinovac Biotech şirketinin yetkilisi geçen ay yaptığı açıklamada, aşının satışa sunulması için en az bir yıla ihtiyaç olduğunu söylemişti.

    Tayland ve Vietnam'daki kuş gribi vakalarının tespit edilmesinden sonra geçen yıl üzerinde çalışmalara başlanan Panflu adlı aşının hayvanlarda denenmesi tamamlandı.

    Uzmanlar, deneylerde kullanılan kuş gribi aşısının insandan insana kolayca bulaşan H5N1 virüsüne birebir etkili olmayabileceğine işaret ettiler. Mevcut teknolojiyle yeni bir grip aşısı üretmek altı ay ve daha fazla sürüyor.

    Şu anda, dört ilaçtan biri olan Roche firmasının Tamiflu adlı grip ilacı, virüsü tedavi etmiyor, ancak enfeksiyonun etkisini zayıflatıyor ve bazı vakalarda da önlüyor. Doktorlar, bunun mevsimlik griplerden daha az etkili olmasına rağmen, bir H5N1 salgınının kontrolüne yardımcı olacağına inanıyorlar.
#23.12.2005 22:06 1 0 0
  • Japonya'da yapılan yeni bir araştırmada balık ve soya bakımından zengin bir beslenme düzeninin sağlığa olan yararlarına ilişkin daha fazla kanıt bulundu. Araştırmanın sonuçlarına göre, en yüksek oranda soya tüketen erkek ve kadınların araştırma boyunca herhangi bir nedenden ötürü yaşamlarını yitirme olasılıkları daha düşüktü. Balık yağında ve somon gibi yağlı balıklarda bulunan Omega-3 yağ asitlerinin de erkeklerde olmasa da kadınlarda daha düşük ölüm riskiyle bağlantılı olduğu bulundu.
    Kolesterolü düşürüyor
    Yaşam süresinin dünyada en uzun olduğu ülke olan Japonyada en temel besinler balık ve soya. Balık yağı pıhtılaşmayı azaltmasının yanısıra, kandaki kolesterol seviyesini de düşürüyor. Beslenmeyle ilgili kayıtların analizinde soya içeren besinlerin tüketimi bakımından ilk %25lik dilimin içinde olan yetişkinlerin ölme olasılığı araştırma boyunca daha az soya tüketen yaşıtlarına oranla daha düşük olduğu ortaya çıktı.
    Japonyadaki Gifu Üniversitesinden Dr. Chisato Nagata ve meslektaşlarına göre, Omega 3 yağ asitleriyle kanser ve kalp krizi gibi hastalıkların arasındaki ilişkinin belirlenmesi için daha fazla araştırma yapılması gerekiyor.
#21.12.2005 11:21 1 0 0
  • Gözlemeci çift, dükkanlarında 200 bin euro dolu çanta buldu. 30 yıllık gelirlerine denk gelen parayı saklamayıp sahibine teslim etti
    DÜRÜSTLÜK örneği Alanya'da yaşandı. Gözlemecilik yapan Şahizer-Cemil Erdemir'in dükkanına gelen gurbetçi S.F, gözlemesini yedikten sonra çıkıp gitti. Cemil Erdemir, masayı temizlerken yerde bir çanta buldu ve alıp tezgahın arkasına götürdü.

    DESTE DESTE EURO
    ÇİFT, burada açtıkları çantanın euro dolu olduğunu görünce şaşkınlık yaşadı. Saydıkları para 200 bin euro çıktı. Erdemir çifti, sahibinin dönebileceği ihtimalini dikkate alarak akşama kadar bekledi. Ancak gelen olmadı.

    OĞLUNUN EV PARASI
    ÇİFT, bunun üzerine çantadan çıkan numarayı arayarak sahibine ulaşmaya çalıştı. Telefonu açan olmayınca polise gitti. Uzun uğraşlar sonunda S.F'ye ulaşıldı. Büyük sevinç yaşayan S.F, 'İnsanlık ölmemiş' dedi.

    200 bin euroya el sürmediler!
    Antalya'da 10 yıldır gözlemecilik yapan Cemil ve Şahizer Erdemir çifti, insanlık örneği gösterdi. Geçtiğimiz gün işyerlerinde unutulan bir çantayı farkeden Erdemir çifti, akşam saatine kadar kimse gelip çantayı almayınca çantayı açtı. İçinde 200 bin euro olduğunu gören Erdemir çifti, çantanın içinde bulduklar numarayı aradılar. Fakat telefona cevap verilmeyince durumu hemen polise bildirdiler.

    EV ALACAKLARMIŞ
    İçİnde 200 bin euro olan çantayla birlikte karakola giden ve çantanın sahibini bulan Cemil Erdemir olayı şöyle anlattı: 'Polisle birlikte hareket ederek geç saatlerde S.F. adlı kişiye ulaştık. S.F, paranın kendisine ait olduğunu ve oğluna ev almak için bankadan çektiklerini söyledi. 15 yıldır Alanya'da yaşayan S.F, gece geç saatte işyerime geldi ve çantasını kendisine teslim ettik.''

    HERKES ELEŞTİRİYOR
    Çanta sahibinin kendisine 800 YTL vermek istediğini anlatan Erdemir, 'Bunu kabul etmedim. Para isteseydim zaten çantayı vermezdim'' dedi. Çevresindekilerin onu eleştirdiğini ifade eden Erdemir, 'Daha önce de iki kez para dolu çanta buldum ve sahiplerine teslim ettim. Ekonomik sıkıntılarımız da var ama haram parayı çocuklarıma asla yedirmem. Bin kere daha bulsam bin kere daha teslim ederim'' dedi. (aa)
#21.12.2005 11:14 1 0 0
  • Solunum yolu enfeksiyonlarına karşı uzmanlar uyarıyor. Bu hastalıklara karşı ilk tedavinin antibiyotik olduğunu düşünen insanların yanlış yol izlediklerini belirten hekimler, hastalık ne olursa olsun doktor kontrolünde antibiyotik kullanılması gerektiğini belirttiler. Prof. Dr. Ahmet Akkaya, Türkiye'de ekmek ve su gibi antibiyotik tüketildiğinin altını çizdi. Antibiyotik kullanımının mutlaka doktor kontrolünde olması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Akkaya, 'İnsanlarımız soğuk algınlığında dahi ilk olarak kendi bildikleri antibiyotikleri eczaneden alıyorlar.

    GİYİME DİKKAT
    Bu son derece sakıncalı bir yöntem. Antibiyotik hastaya etki etmediği zaman hasta daha ağırlaşabilir. Kesinlikle doktor tavsiyesiyle kullanılmalıdır'' dedi. Akkaya, solunum enfeksiyonlarından korunmanın öncelikle giyim, beslenme gibi faktörlere dikkat edilmesi ile sağlanacağını belirterek bol miktarda C vitamini tüketilmesinin hastalık öncesi ve hastalık süresince gerekli olduğunu vurguladı.
#21.12.2005 11:13 1 0 0
  • Beslenmenin insan yaşamındaki önemi kuşkusuz ki çok büyük... Düşük kolesterollü, sağlıklı mönüler seçerseniz, sadece kilo vermekle kalmaz, sağlıklı bir ömrü de sahip olursunuz
    Yemek yerken sadece ağız tadınızı göz önünde bulundurursanız üstelik de belli bir yaşın üzerindeyseniz, bazı hastalıkların sizi yakalaması kaçınılmaz. Peki daha sağlıklı seçimler yapmak çok mu zor? Elbette ki hayır.... Anadolu Sağlık Merkezi'nden Diyetisyen Hande Ongun düşük kollesterollü diyette besin seçimleri ile ilgili bilgi veriyor.
    Düşük kolesterollü bir diyet uygulanması gerekiyorsa besin seçimlerine çok dikkat edilmelidir. Yemeklerde tereyağı, katı margarin gibi doymuş yağlardan yüksek yağlar yerine zeytinyağı ve diğer bitkisel sıvı yağların kullanılması iyi huylu kolesterolün (HDL) yükselmesinde, kötü huylu kolesterolün (LDL) ise düşmesinde etkilidir. Günlük diyetin yağdan gelen oranının düşük olması için yemekler ve salatalar az yağlı tüketilmeli, bunun dışında yağ tüketilmemeli, yüksek yağlı, mayonezli salata soslarından kaçınılmalıdır. Kilo problemi olmayanlar ara öğünlerinden birinde 4-5 adet fındık veya 1-2 adet ceviz tüketebilirler.
    Günlük protein ihtiyacı balık, tavuk, hindi gibi beyaz etlerden karşılanmalı, ancak bunlar ızgara, haşlama veya sebzelerle birlikte pişirilerek tüketilmelidir. Protein ihtiyacını karşılamak için kurubaklagil yemekleri de iyi bir seçimdir. Etin yağlı kısımları, sakatatlar, etten yapılan ürünler (sucuk, salam, sosis, kavurma gibi), kızartılmış etler, kanatlı hayvanların derileri yüksek oranda doymuş yağ ve kolesterol içerdiği için tüketilmemelidir.
    Yüksek posalı besinler kolesterolün düşmesine yardımcıdır. Kepekli, tam buğday, çavdar, yulaf gibi ayrıştırılmamış unlardan yapılan ekmekler tercih edilmelidir. Bulgur pilavı pirinç pilavına göre daha çok posa ve B vitaminleri içerir. Pilav, makarna, çorba, börek gibi yiyeceklerin bitkisel sıvı yağlarla yapılmış olanları tüketilmelidir. Katı yağlarla yapılan hamur işleri, bisküviler, krakerler tüketilmemelidir.
    Süt ve süt ürünlerinde yağı ayrılmış olanları tercih etmek hem günlük diyetinizin kolesterol oranını, hem de yağ oranını azaltacaktır.Yağlı peynirler, kremalı ve çikolata ve tereyağı eklenmiş tatlılardan kaçınmak önemlidir.
    Ev dışında da az yağlı seçimler yapılabilir: Bir porsiyonu geçmemek kaydıyla ızgara tavuk , balık veya hindi eti, zeytinyağlı dolma, sarma ve sebze yemekleri ile kurubaklagil yemekleri, katı yağ eklenmemiş hamur işleri (sebzeli makarna, sebzeli börek gibi), krema ve tereyeğı eklenmemiş çorbalar, aşure, kabak talısı, ayva tatlısı veya sütlü tatlılar. Meze olarak da mayonez eklenmemiş yoğurtlu sebze salataları, kısır, mercimekli köfte, patlıcan salatası, humus tüketilebilir.
#21.12.2005 11:11 1 0 0
  • Sağlıklı bir yaşam için günde 1.5 - 2 litre sıvı almak gerekiyor. Ancak uzmanlar bu sınırın üzerine çıkmanın vücudu olumsuz etkileyebileceğini belirtiyorlar...

    Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Münir Telatar, son yıllarda özellikle fazla su içilmesi konusunda değişik yorumların yapıldığını ifade ederek, suyun insan yaşamı için gerekli, bağırsak ve böbreklerin çalışması için çok önemli olduğunu vurguladı.

    Prof. Dr. Telatar, bağırsak ve böbreklerin düzenli, rahat çalışması için sıvıya ihtiyaç bulunduğunu belirterek, 'Bu tür organların çalışması için sıvıya ihtiyaç vardır. Bu sıvı sadece su değildir. Çay, komposto gibi değişik içecekler de bunun yerini tutabilir'' dedi.

    Sokaklarda bazı genç kız ve kadınların ellerinde su poşetleri ile dolaştıklarını gördüğünü ifade eden Prof. Dr. Telatar, ''Suyun insanı daha dinç ve güzel gösterdiği yönünde bir bilimsel bulgu yoktur. Su bir ihtiyaçtır, ilaç değildir'' diye konuştu.

    Prof. Dr. Telatar, bir canlının yaşaması için belli miktarda sıvıya ihtiyacı olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

    ''İnsan, hava durumuna, neme ve terlemeye göre sıvı tüketmeli. Bu da insanın kendine göre ayarlayabileceği bir durum. Bir kişinin günde ortalama 1.5-2 litre sıvı alması gerekir. Bunun üzerinde alınan sıvı insan vücudunu olumsuz etkileyebilir. Böbreklerin ve bağırsakların boş yere daha hızlı çalışmasını sağlar, bu da vücut dengesini bozar.''
#20.12.2005 16:18 1 0 0
  • Araştırmalar, günde 3-4 fincan kahve içmenin, şeker hastalığı riskini büyük ölçüde azalttığını ortaya koydu

    Dünyanın en çok kahve içilen ülkesi Finlandiya'da yapılan bir araştırmada, günde 3-4 fincan kahvenin şeker hastalığı riskini önemli ölçüde azalttığı ortaya çıkarıldı.
    14 bin 600 kişi üzerinde yapılan araştırma sonucunda, günde 3-4 fincan kahve içen kadınlarda şeker hastalığı riski yüzde 29, erkeklerde de yüzde 27 oranında azaldı.
    Kahve tüketimi arttıkça hastalık riskinin azaldığının gözlendiği araştırmada günde 10 fincan kahve içen kadınlarda riskin yüzde 80, erkeklerde de yüzde 55 oranında azaldığı gözlendi.
#20.12.2005 16:16 1 0 0
  • Gün boyu bilgisayar başında oturarak çalışıyorsanız, bel, omuz sırt ağrısı şikayetleriyle karşılaşmanız mümkün.
    İşte size bu sıkıntıları azaltmak için bazı öneriler...
    Gözün bakış açısı 20-30 derece yukarıda ve ekrandan uzaklık ise ortalama 60-70 cm olmalı. Ekran tepe noktasının gözlerle aynı hizada olmasına dikkat edilmeli.
    Oturulan sandalyenin yüksekliği, kalça, gövde üzerinde dik açı ile duracak şekilde ayarlanmalı. Ayrıca, sandalyenin bel çukurluğuna gelecek şekilde ayarlanabildiği bir bölümü olmalı. Eğer bu bölüm yoksa, beli içine alan ve iskemleye bağlanan bel yastıkçığı kullanılmalı.
    Dizler 90 - 110 derece arası bir açıda duracak şekilde çalışılmalı. Bunu sağlamak için gerekirse ayak altına küçük eğimli bir ayak tahtası konabilir. Dizler, aynı pozisyonda uzun süre tutulmamalı ve fırsat buldukça hareket ettirilmeli.
    Kişi her saat başı ayağa kalkmalı, dolaşmalı, 10 dakika kadar boyun ve sırt egzersizi yapmalı.
#19.12.2005 14:50 1 0 0

  • 3 bin annenin sağlık sorunlarını ve ilk çocuklarını doğurdukları yaşı inceleyen bilim adamları, "anne olmak için en ideal yaş 34" sonucuna vardı. İlk çocuklarını ergenlik döneminde veya hemen ergenliğin ardından doğuran kadınların daha çok sağlık sorunu yaşadığı tespit edildi. Bu sonuçlar, İngiliz Sağlık ve Sosyal Davranış dergisinde yayımlandı.
    ARAŞTIRMADA ilk çocuğu doğurma yaşı 34'e yaklaştıkça kadınların yaşadığı sağlık sorunlarının daha az olması dikkat çekti. Araştırma ekibinden Prof. John Mirowsky ise, "İlk çocuğunu 34 yaşında doğuran bir kadın, her zaman ilk çocuğunu 18 yaşında doğuran bir kadından sağlık açısından 14 yaş daha gençtir" dedi.
#16.12.2005 22:50 1 0 0
  • Türkiye'deki 2.5 milyon otoimmün (bağışıklık) sistemi hastasının yüzde 75'ini kadınlar oluşturuyor. Otoimmün hastalıklar kadınların ölüm sebebi sayılan 10 hastalık arasında...

    Otoimmün hastalıklar, bağışıklık sisteminin yetersiz fonksiyonu veya vücudun bakteri ve virüsler yerine kendi dokusuna saldırması nedeniyle ortaya çıkıyor. Konuyla ilgili bilgi veren Ankara Tıp Fakültesi Klinik İmmünoloji ve Romatoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Murat Duman, Türkiye'de 2.5 milyon kişide, astım, şeker, guatr, romatizma, sinir kas sistemi hastalığı myasthenia gravis, kronik hepatit, multipl skleroz (MS), deri, eklem, kan, böbrek gibi vücudun farklı bölgelerini etkileyen kronik hastalık Lupus, Behçet gibi birçok rahatsızlığın genel adı olan otoimmün hastalık bulunduğunu söyledi.

    Bu hastaların bir kısmının birden fazla hastalığı aynı anda taşıdıklarını söyleyen Duman, bu kişilerin yüzde 75'inin kadın olduğunu belirtti. Prof. Dr. Duman, kadınların ölüm sebebi sayılan 10 hastalık arasında bu hastalıkların da yer aldığını vurguladı.

    KOZMETİKLER TETİKLEYEBİLİR..
    Hastalıkla birlikte, sık hekime gitme, tedavi masrafı, iş hayatını aksatma gibi sosyal, ekonomik problemlerin de ortaya çıktığını anlatan Duman, bu hastalıklarda, organları kullanmada güçlükler, moral ve çalışma yönünden kendini zayıf hissetme, doğum zorluğu gibi problemler yaşanabileceğini ifade etti.

    Otoimmün hastalıkların çoğunlukla kadınlar arasında görüldüğünü, bunun nedenlerinin araştırıldığını söyleyen Duman, şöyle konuştu:

    ''Bağışıklık sistemi çalışma düzeninde, kendi antijenlerimize saldırmaması gereken antijenlerimiz saldırıyor, buna genetik faktörlerin yanı sıra çevre faktörleri, virüsler, ultraviyole ışınları, kullanılan ilaçlar veya kullanılan kozmetikler neden olabiliyor. Yani immün sisteminde dengeyi bir yerden bozduğunuz zaman toparlama mümkün olmuyor.''

    SİNSİ SEYREDİYOR
    Bu hastalıkların bir kısmının çok sinsi seyrettiğini ve tanıda çok geç kalınabildiğini vurgulayan Duman, ''Biz istiyoruz ki hastalıklar daha önce tespit edilsin, mesela hastalar bize kör olarak veya böbrek yetmezliği ile gelmesin'' dedi.

    Hastalıkların belli belirtileri olmadığını, her hastalıktaki gibi yorgunluk ve halsizlik olabileceğini kaydeden Duman, özellikle kadınların, halsizlik veya yorgunluk gibi şikayetleri olduğu zaman mutlaka hekime gitmelerini istedi. Duman, özellikle ailesinde bu hastalıkları taşıyanların daha dikkatli olmaları gerektiğini söyledi.

    Dünyada bu hastalıklarla mücadelede ileri seviyelere gelindiğini söyleyen Duman, ''İmmün sisteminin kendi hücrelerindeki organlarına, dokularına saldırması konusunda bir gün barış sağlanacaktır diye ümit ediyoruz'' dedi.
#16.12.2005 22:49 1 0 0
  • Hepimiz evde elimiz kolumuz bağlı tamirci beklemek zorunda kalırız çoğu zaman. Halbuki öyle küçük bir sorundur ki halledemediğimiz.

    Ezilmiş halılar
    Halılarınızın ezilmiş yerlerini düzletmek için, ıslak bir bezle ılık ütüyü bu ezilmiş yerlerin üzerinde gezdirin. bu işlemi yaparken ütüyü çok fazla bastırmamaya çalışın. Ezilmiş olan kısımların dikleştiğini göreceksiniz. Gerekirse biraz da fırçalayabilirsiniz.

    Çiçekleriniz bozuluyorsa
    Evinizdeki çiçekler bazen böcek yüzünden kurur. Onların çiçek köklerini yemelerini önlemek için sigara külünden yararlanın. Çiçek köküne dökeceğiniz küller, böceğin hastalanıp ölmesini sağlar.

    Koltukların tozunu alırken
    Elektrik süpürgeniz yoksa ve koltuklarınızın tozunu almanız gerekiyorsa, şu yöntemi uygulayın. Tozunu alacağınız eşyanın üstüne nemli bir bez yayın, beze sopa ile vurarak tozunu çıkarın. Çıkan toz nemli beze yapışacaından hem oda tozlanmaz, hem de eşyalarınız tertemiz olur.

    Güvelerden kurtulmak için
    Güvelerin dolaplarınızı istila etmelerini önlemek için, büyükçe bir portakal alın, üzerine kabuğu görünmeyecek kadar sık biçimde karanfil batırın. Bu karanfilli portakalı giyecek dolabınıza ya da sandığın bir köşesine koyun. Böylece güveleri giyecek dolaplarınızdan uzak tutmuş olursunuz.



    Tahta kapı ve çerçeve temizliği
    Ellerinizin beyaz veya açık renge boyanmış kapı ve tahtalar üzerinde nasıl kötü izler bıraktığını bilirsiniz. Tahta eşyalar böyle kirlendiği zaman yapacağınız işlem şundan ibaret: Çiğ bir patatesi ortadan ikiye bölün ve lekeli yere hafifçe sürün. Lekeler hemen yok olacak ve eşya eski haline dönecektir. Ayrıca tahta eşyayı temizlemek için şu yöntem de çok etkilidir. İki çorba kaşığı çayı kaynar su içine atın. Su soğuduktan sora renkli kapı veya tahta eşyayı sünger yardımıyla bu su ile yıkayın. Yuşak bir bezle kurutun.

    Paslı eşyalar
    Makas ve bıçaklardaki pas lekesini çıkarmak için en iyi çare gazdır. Pas olan yeri birkaç defa gaza batırılmış bir bezle silin. Sonra da yünlü bir kumaş parçasıyla kurulayın.

    Kahve dökülürse
    Üzerinize veya halıya kahve dökülürse, lekeyi soğuk suyla ıslattıktan sonra hemen birkaç damla gliserin ile çitileyin.

    Çivi çakmak için
    Duvara büyük çivileri çakmak hiç de kolay değildir. İnsanı oldukça uğraştırır ve sıvanın dökülmesine de neden olabilir. Bunu önlemek için çiviyi çakmadan önce sabuna bulayın. Böylece çivi duvara kolayca girer.
#15.12.2005 15:47 1 0 0