casper

casper

Üye
12.10.2005
Yüzbaşı
25.956
Hakkında

  • TAHILDAN yapılan kahvaltılık besinler ile kahverengi pirinç ve siyah ekmeğin, 2. derece şeker hastalığının uzun dönemdeki risk oranını düşürebildiği saptandı. Amerikalı bilimadamları, yaptıkları araştırmada, günde birkaç kez tahıl içeren gıdalarla beslenenlerin daha fazla fiziksel aktivite içinde bulundukları ve sigarayı daha az tükettiklerini belirlendi. Yüksek tansiyon çok az görüldü. 2. tip şeker hastalığına yakalanan deneklerin, tahıldan yapılan gıdaları daha az tükettikleri gözlendi. Yüksek oranda fiber içeren tahıllı yiyeceklerin mideyi boş bırakmayarak kan dolaşımında glikoz salgılanmasını yavaşlattığı, yemekten sonra meydana gelebilen ensülin tepkisini düşürebildiği belirtildi.
#18.01.2006 10:58 2 0 0
  • * Domates kanser hastalarına önerilir. nKaraturp kür halinde yenilince kansere karşı vücudun direncini artırır. Az yenince tembel organları harekete geçirir.

    * Isırgan otu çayı kansere fayda sağlar. nKiraza rengini veren maddenin göğüs, bağırsak ve prostat kanserine iyi geldiği öne sürülmektedir.

    * Lahana bol miktarda B ve C vitaminleri ile kanser oluşumunu önleyen negatif enzimler içerir. Sabah kahvaltısından önce içilen bardak lahana suyu sağlığa yararlıdır.

    * Sarımsak ve pancar kansere ve kansere yatkın vücutlara direnç kazandırır.
#18.01.2006 10:57 2 0 0
  • Dokuz Eylül Üniversitesi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı, İlaç ve Zehir Danışma Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Yeşim Tunçok, asprinin çok yararlı bir ilaç olmasının yanı sıra, zehirleyici özelliği ve öldürücü etkisi de bulunduğunu söyledi.

    noimage

    Prof. Dr. Tunçok, Asprinin yüksek dozda alımlarında zehirleyici etkileri söz konusu. Ösellikle mide ülserlilerde tek bir tablet bile ciddi kanamalara neden olabilir. Bu nedenle herhangi bir ilacı alırken olduğu gibi asprini de bir ilaç olarak değerlendirmek ve mutlaka hekim kontrolünde kullanmak gerekir'' dedi.
    Prof. Dr. Yeşim Tunçok, dünyada en çok kullanılan birkaç ilaçtan biri olan ve zaman zaman aklanıp zaman zaman karalanan asprinle ilgili uyarılarda bulundu. Asprinin yararlı bir ilaç olduğunun altını çizerken Can alabilecek tehlikelerine de işaret eden Prof. Dr. Tunçok şunları söyledi:
    Asprin çok sayıda hastalığın tedavisinde kullanılan çok yararlı bir ilaç. Bunların en önemlilerinden biri, küçük dozlarda damar sertleşmesini engelleyici özellik göstermesi. Bu yüzden yaygın olarak kullanılıyor. Damar sertliği tedavisinde, ya da kanın sulandırılmasında, belli yaşın üzerinde tansiyonu yüksek kişilerde damar sertleşmesini azalttığı için, günde 1 tane 300 miligramlık tabletler kullanılıyor. Bunun yanı sıra romatizmal hastalıkların tedavisinde ağrı kesici, ateş düşürücü olarak kullanılıyor. Ancak yan etkileri de sözkonusu. Bu nedenle herhangi bir ilacı alırken olduğu gibi asprini de bir ilaç olarak değerlendirmek ve mutlaka hekim kontrolünde kullanmak gerekir.''

    ÜLSERLİLERİN DÜŞMANI
    Prof. Dr. Tunçok, asprin kullamaması gereken hastaların başında mide ülserlilerin geldiğini söyledi. Mide ülseri olan kişilerde tek bir tabletinin bile ciddi mide, bağırsak kanamalarına neden olabildiğini belirten Prof. Dr. Tunçok, asprinin alkolle alınmasının da mide kanaması riskini artırdığını belirtti. Prof. Dr. Tunçok, asprin- çocuk ilişkisine dikkat çekerken, Aman çocuklara dikkat'' diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
    Asprin çocukların gözü önünde, ortalıkta bulundurulmamalı. Çünkü 500 miligramlık tabletten, 1 yaşında 10 kilo ağırlığında bir çocuk 6 tane içerse zehirlenip ölebilir. Çok aspirin küçük dozlarda zehirleyici etkiye sahip. Zehirlenme durumunda da mutlaka hastane ve yoğun bakım tedavisi gerekir. Kurtulma oranı da çok düşüktür. Özellikle çocukların elinin altında bulundurulmaması, saklanması gerekir. 6- 7 yıl önce acil servisimizde asprin zehirlenmesinden 1 çocuğu kaybettik.'' Yakın zamanda asprini yüksek dozda alan bir hastanın Atatürk Eğitim Hastanesi'nde hemodialize alınarak kurtarıldığını anlatan Prof. Dr. Tunçok, İntihar amaçlı yüksek dozda aspirin içen bu kişide ciddi solunum sorunları oluştu, bilinç kaybı oldu'' dedi.
#17.01.2006 16:49 2 0 0
  • Sebze ve meyveleri vitamin kaybına uğramamak için yüksek ateşte pişirmeyin, yiyeceğiniz zaman soyun.



    Önce Turnçgiller Geliyor
    * Özellikle kış sebzeleri ve meyvelerini tüketin. Koyu yeşil yapraklı sebzeler ve turunçgiller bunların başında geliyor. Örneğin lahanagiller, brokoli, mandalina, portakal, greyfurt, limon

    * Sebzeleri vitamin ve minerallerinden maksimum oranda faydalanabilmek için çok yüksek ateşte pişirmeden hazırlayın. Yemekler hazırlandıktan hemen sonra zeytinyağı ilave edin.

    * Meyveleri vitaminlerini kaybetmemesi açısından yemenize yakın soyun.

    Yağlı Besinlerden Kaçının
    * Aşırı yağlı besinlerden (kızarmış besinler, cipsler, hamurlu tatlılar vb..) kaçının. Besleyici açıdan son derece fakir fakat kalori açısından yüksek olan bu besinlerin kan şekeriniz üzerindeki negatif etkisinden dolayı baş ağrıları, sinirlilik, yorgunluk ve halsizliğe sebep olabileceğini unutmayın. Özellikle yüksek miktarda şekerli besin tüketimi bağışıklık sisteminizi zayıflatarak bakterilere ve virüslere karşı savaşma yeteneğinizi bozar ve uykunuzu olumsuz etkiler.

    Günde 4 Bardak Çay
    * Ortalama günde iki fincanı geçmemeye çalışmak kaydıyla içtiğiniz kafeinli ürünlere, günde 4-5 fincan açık çayı geçmemeye çalışmak kaydıyla içtiğiniz çay miktarına dikkat edin.

    * Sadece protein ağırlıklı beslenme, beraberinde, aşırı yağlanma ve diğer hastalık risklerini getirir. Dolayısıyla protein ağırlıklı, kızartılmış ürünlerden de uzak durmaya çalışın.
#17.01.2006 16:37 2 0 0
  • LONDRA'da yapılan araştırmada sebze yiyenlerde yüksek tansiyon daha az görüldü. Sebzelerde bulunan amino asitler ya da magnezyum gibi maddelerin etkili olabileceği belirtilirken, Prof. Paul Elliott, sebzelerin nasıl olup da yüksek tansiyonu önlediğine dair kesin sonuç elde edebilmek için daha detaylı araştırmalar yapmak gerektiğini söyledi. İngiliz Kalp Vakfı sözcüsü Belinda Linden yapılan bir başka araştırmanın, yüksek tansiyonun vejetaryen diyetiyle daha kolay kontrol altına alınabildiğini hatırlatarak, bunda sebzelerin daha az tuz ve daha çok antioksidan vitaminler içermesinin etkili olabileceğini bildirdi.
#16.01.2006 10:28 2 0 0
  • Pırasa, erik, kiraz, üzüm, zeytinyağı ve şalgam, kabızlığa iyi gelir.

    * Elma, yemeklerden önce yenildiği takdirde, kabızlığı büyük ölçüde giderir.

    * Erik, kurutulup yenildiğinde, kabızlığa karşı oldukça iyi bir ilaçtır.

    * Fesleğen tohumları kaynatılarak içilirse, kabızlığa karşı oldukça faydalıdır. Frenk üzümü yapraklarından yapılan çay da kabızlıkta etkilidir

    * Keten tohumu, bağırsak cidarına etki ederek sindirimi hızlandırır. Bu nedenle son derece etkili ve sağlıklı bir müshil ilacıdır. Vücutta herhangi bir tahribat yapmadan kabızlığı önler.

    * Taze incir, kabızlığı giderir. Kuru incirler, akşamdan suya konulup yumuşatılarak sabahları aç karnına yenilirse, bağırsakların faaliyetini artırır
#16.01.2006 10:27 2 0 0
  • EGZERSİZİN, osteoporozun etkilerini yavaşlatma bakımından önemli etkisi bulunduğuna dikkat çeken Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Engin Oral, kalsiyum ve süt ürünlerinin osteoporozun etkilerini yavaşlattığını söylüyor ve ekliyor:

    'OSTEOPOROZU AZALTIR...'
    Türk insanı, süt ve süt ürünlerini yeteri kadar alıyor. Ancak, D vitamini de önemli. Türkiye güneşli bir ülke olduğu halde, osteoporoza çok fazla rastlanıyor. Güneşten gerektiği gibi yararlanamıyoruz. Türk kadını güneşi pek görmüyor. Bunda, toplumsal yapı etkili. Kadınlar, süt ve süt ürünlerini çok alarak, evlerindeki bir koşu bandında yürüyerek ve sigara içmeyerek, osteoporozun etkilerini azaltabilir.''
#15.01.2006 21:21 2 0 0
  • Konu: kolestrol
    acilen diyete başlamalı ve spor yapmalı en iyisi aşagıdaki admları uygulamalı ha bide stresten uzak durmalı,bunları nereden mibiliyorum,Eşimimn kolestrolünü düşürmeye uğraştığımız için çok araştırıyorum.

    ) Hamburger, sosis, çörek ve çerez gibi hazır yiyecekleri seçerken içerdikleri görünmeyen yağlara, kolesterol ve

    kalori miktarına dikkat edin.



    2) Tereyağı ve katı yağlardan kaçının. Çünkü bu yağlar, kan kolesterolünü yükselten doymuş yağları yüksek

    miktarda içerir. Sıvı yağları ve doymamış yağ oranı yüksek margarinleri tercih edin.



    3) Sebze, meyve ve tahıl ürünlerinin sağlıklı beslenme için vazgeçilmez olduğunu unutmayın.



    4) Kırmızı et, salam ve sosis gibi et ürünleri yerine, yağsız tavuk eti ve balığı tercih edin.



    5) Yüksek düzeyde kolesterol içeren karaciğer, böbrek, yürek, dalak gibi sakatatı ve karides, kalamar gibi deniz ürünlerini daha az tüketmeye özen gösterin.



    6) Tuzun yüksek tansiyona yol açtığını asla unutmayın. Yemeklerinizde tuz yerine taze doğal otlar ve baharat kullanmaya özen gösterin.



    7) Karşılaştığınız zor durumlarda strese yenik düşmeyin. Böylece hem kalbinizi korumuş olursunuz hem de hayattan daha fazla zevk alırsınız.



    8) Bütün enerjinizi ve iradenizi sigarayı bırakmak için toplayın ve kesinlikle sigarayı bırakın. Bunu gerçekleştirdiğinizde kendinizle övüneceksiniz.



    9) Aktif bir yaşam sürün. Haftada en az iki kere düzenli egzersiz yapmanın vücudunuzu ve ruhunuzu formda tutacağını unutmayın.
#15.01.2006 19:33 2 0 0
  • Bol ve çeşitli vitaminleri, mineralleri ve faydalı organik asitleri ile çok değerli bir sebze olan domates, damarları yumuşatıyor, üre miktarını düşürüyor.

    SUYU TUTUYOR
    Domatesin C ve E vitaminleri içerdiğini, zengin bir potasyum kaynağı olduğunu ve çok az miktarda tuz bulunduğunu söyleyen uzmanlar, yüksek kan basıncını düşürmeye yardımcı olduğunu ve vücudun su tutmasını engellediğini ifade ediyor. Domatesin hazmı kolaylaştırdığını, özellikle nişastalı yiyeceklerin (hamur işleri, kuru erzak) kolay sindirilmesini sağlıyor.
#15.01.2006 16:39 2 0 0
  • YAKLAŞIK 5 bin yıldır Çinliler'in sağlık kaynağı soyanın, vücudunuza ve zihninize olan faydası saymakla bitmez. Uzmanlar, günde 25 gr soya proteininin kolesterolü yüzde 9 civarında düşürdüğünü ileri sürüyor. Kadınlara menapoz ve sonrasında faydalı olan soya proteini ayrıca...

    * Menopoz dönemi şikayetlerini oldukça azaltıyor.

    * Meme kanseri riskini büyük oranda düşürüyor.

    * Kalp hastalıklarından koruyor.

    * Kemikleri güçlendiriyor ve kemik erimesini önlüyor.
#15.01.2006 13:24 2 0 0
  • SOĞUK ve karlı hava, gözleri ve göz çevresini olumsuz etkiliyor. Göz kuruluğundan, kar körlüğüne kadar birçok tehlikeye karşı dikkatli olmalısınız. Bu nedenle, soğuk kış günlerinde de güneş gözlüğü kullanmalısınız. Göz kapağı ve göz çevresindeki cilt, ince ve kırışmaya en yatkın bölge olduğu için; rüzgarlı, güneşli ve karlı soğuk havalarda koruyucu, UV filtreli uygun bir gözlükle hem göz sağlığınızı hem de göz çevrenizi korumuş olursunuz. Ancak, kaliteli güneş gözlükleri tercih etmeye özen gösterin. Özellikle yeşil, mavi gibi soft renkler seçilmeli, gözlük filtresinin kaliteli olmasına mutlaka önem verilmelidir.
#14.01.2006 22:50 2 0 0
  • Özellİkle yapılan iyi bir kahvaltının günlük stresi ve gerginliği düşürmede önemli bir etken olduğunu vurgulayan uzmanlar 'Sabahları kalktığımızda biraz hassas, alıngan ve sinirli oluruz. Bu aç olan bir vücut için çok normaldir. Karbonhidrat ve protein yüklü güzel bir kahvaltı ile sinirler yumuşadığı gibi olaylara karşı daha ılımlı davranabiliriz' diyor. Ayrıca, bol miktarda B vitamini içeren et, balık, kepek, çavdar ile yeşil sebzelerin bütün öğünlerde bulunması da çok önemlidir.
#10.01.2006 13:15 2 0 0
  • Ilgın ilçesine bağlı İhsaniye köyü Acı Su mevkiinde, aynı adla anılan su kaynağının Sivas Kangal İlçesinde bulunan sedef doktoru balıklara rastlandığı öne sürüldü.

    İhsaniye Köyünde 20 yıldır imamlık yapan Osman Topuz, kendisinin sedef hastası olduğunu ve Sivas Kangal'a defalarca giderek, şifa bulduğunu anlattı. Acı Sudaki balıkları hastalığı nedeniyle araştırarak bulduğunu dile getiren Topuz, balıkların üç çeşit olduğunu suya girerek gösterdi. Şifa dağıtan balıklar suya giren Osman Topuzun etrafında toplarak vücudundaki hasta bölgeleri tespit edip koparmaya başladılar.
    Ilgın İlçesi Kaplıcaları, kum döken suyu, iç hastalıklar suyu vb. şifalı suları ile tanınıyor. Vatandaşlar, İhsaniye Köyündeki balıkların, Sivas'ın Kangal İlçesindeki balıklarla aynı olup olmadığının yetkililerin bu bölgede inceleme başlatmasını istiyoruz. dediler.
#09.01.2006 10:09 2 0 0
  • ÖZELLİKLE Karadeniz bölgesinde görülen tiroid kaynaklı guatra umut, yine doğadan geldi. Selenyumun guatrı önlediğini belirten bilimadamları "Bu nedenle bol miktarda selenyum tüketilmeli. Selenyum en çok, susam, mantar, lahana, karaciğer ve kabakta var" dedi.
#08.01.2006 12:47 2 0 0
  • Konu: KOLESTROL
    Kolesterolün vücuda etkileri

    Kolesterolün yüksek olması sadece kalp sağlığını etkilemiyor. Yüksek kolesterol; beyni besleyen damarlarda tıkanma veya daralma, felç, konuşma bozukluğu, dengesiz yürüme ve bilinç kaybına sebep oluyor.



    TANSİYONLA İLGİSİ YOK
    YÜKSEK kolesterolde tutulum hangi organın damarında ise ona bağlı şikayetler görülüyor. Sanılanın aksine kolesterol ile yüksek tansiyon arasında doğrudan bir ilişki yok ama ikisi de kan damarlarının etkilenmesine sebep olur. Yüksek tansiyon damarlardaki kan basıncını artırarak yırtılmalara ve aşınmalara sebep olur, yüksek kolesterol de damar cidarına birikerek aşınma ve daralma yapar. İkisi birden verdiği zararı artırırlar. Yüksek kolesterolün sağlık üzerindeki etkileri çok büyük. Kolesterol 200 mg. altında ise normal kabul ediliyor. 200 - 239 arası sınırda yüksek, 240 mg. üstü ise yüksek kolesterol sınıfına giriyor.
#03.01.2006 10:32 2 0 0
  • Alkolün uzun süre kullanılması halinde vücuda verdiği zararlardan biri de kasların tahrip olması. İngiliz bilim adamları tarafından yapılan araştırmada, uzun süreli alkol kullanımının bacaklardaki ve vücudun diğer yerlerindeki kaslarda tahribata yol açabildiğini gösteriyor.

    MÜMKÜNSE KULLANAMYIN
    Araştırmayı yapan bilim adamları, alkolden kaynaklanan bu kas tahribatının, kalp kasları ile gastrointestinal (mide ve ince bağırsak) sisteminin düz kasları da dahil, tüm vücudu etkileyen bir hastalık sürecinin parçası olabileceğine dikkati çektiler. Öte yandan İyi bir uyku için yatmadan 4 saat öncesinde alkol kullanımını kesmenizde, mümkünse alkolden tamamen uzak durmanızda yarar var.
#01.01.2006 15:55 2 0 0
  • Kahvaltı sofralarının vazgeçilmezi zeytin, kabuğundan tanesine ve yağına kadar her zerresiyle sağlık için yaratılmış...



    Zeytin sadece önemli bir gıda maddesi değil, aynı zamanda sağlık ve güzellik iksiri ve ışık kaynağı olarak da kullanılıyor. Besin değeri çok yüksek olan zeytin aslında bir meyvedir ve cinsine göre şekli, rengi değişir. Kahverengi, siyah, kül rengi, yeşil ya da koyu mor olabilir. Zeytinden elde edilen yağda A, B, C, D, E, F ve K vitaminleri bulunur. Fosfor, kalsiyum, potasyum, kükürt, magnezyum, demir, bakır, manganez gibi mineralleri içerir.

    Müzmin nezleyi önler.

    Safra kesesi hastalıklarına iyi gelir.


    İçildiğinde bağırsak parazitlerini düşürür.


    Sıcak içilince basura iyi gelir.


    Zeytinyağının içindeki oleik asit kolesterol düzeyini düşürüp damar sertliğini önler.


    Safra boşaltımını sağlar.

    Bağırsaklardaki kalsiyum emilimini kolaylaştırır.


    İçeriğindeki E vitamini sayesinde yaşlanmayı geciktirir.


    Şeker hastalığı ile mücadeleye yardımcı olur.


    Bağırsakları çalıştırdığı için bağırsak kanserini önler.


    Saç dökülmesini önler.


    Cilt kırışıklıkları ve sivilceleri tedavi eder
#28.12.2005 16:30 2 0 0
  • Uzmanlar, kar yağışının günlük hayatı olumsuz etkilediği gibi sağlık açısından da bazı riskleri beraberinde getirdiğini belirtti.


    noimage

    Bazı yörelerde kar yeme alışkanlığı bulunduğunu ifade eden uzmanlar; "Sadece ülkemize özgü bu alışkanlık, sağlık açısından son derece sakıncalı. Karın beyaz rengine aldanmamak gerekir. Çünkü kar yere düşmeden kirlenmektedir. Oyun olsun diye ya da alışkanlık sonucu yenilen kar, taşıdığı mikroplar nedeniyle ciddi hastalıklara neden olabilir. Şehir merkezlerindeki yoğun hava kirliliği göz önüne alınırsa, buralara düşen kar hiçbir şekilde tüketilmemelidir. Bu mikroplar kar yoluyla insanlara geçebilir.

    Özelikle çocuklar, oynarken kar yememeleri için uyarılmalıdır. ıÜüKar, taşıdığı mikroplar yüzünden birçok hastalığı da beraberinde getirir. Kar yiyen kişilerden vücudu bağışıklık sistemi güçlü olmayanlar, üst solunum yolu enfeksiyonları ve bronşit gibi hastalıklara yakalanabilir. Çocuklarda ise zatürreeye bile yol açabilir" uyarısında bulunuyor.
#28.12.2005 16:25 2 0 0
  • İngİlterede 54 yaşında bir adam, bir günde 28 kez kalp krizi geçirmesine rağmen hayatta kalarak doktorlarını şaşkınlığa uğrattı. Ülkenin kuzeybatısında bulunan Devondaki evinde tek başına oturan Mühendis ...
#27.11.2005 18:27 2 0 0