dr.nezii

dr.nezii

Üye
21.07.2004
Uzman Çavuş
5.536
Hakkında

  • Olur Ya Unutursam



    Yırtık pırtık paltolar giymiş iki çocuk kapımı çaldı. "Eski gazeteniz varmı, bayan?" Çok işim vardı. Önce hayır demek istedim, ama ayaklarına gözüm ilişince sustum. İkisinin de ayaklarında eski sandalatler vardı ve ayakları su içindeydi. "İçeri girin de size kakao yapayım." dedim. Hiç konuşmuyorlardı. Islak ayakkabıları halıda iz bırakmıştı. Kakaonun yanında reçel ekmek de hazırladım onlara, belki dışarıdaki soğuğu unutturabilir, azıcık da olsa ısıtabilirdim minikleri. Onlar şöminenin önünde karınlarını doyururken ben de mutfağa döndüm ve yarıda bıraktığım işleri yapmaya koyuldum. Oturma odasında ki sessizlik dikkatimi çekti. Bir an kafamı uzattım içeriye küçük kız elindeki boş fincana bakıyordu. Erkek çocuğu bana döndü ve "Bayan, siz zenginmisiniz?" diye sordu. "Zengin mi? Yo hayır!" diye cevaplarken çocuğu, gözlerim bir an ayağımdaki eski terliklere kaydı. Kız elindeki fincanı tabağına dikkatle yerleştirdi ve "Sizin fincanlarınız ve fincan tabaklarınız takım." dedi. Sesindeki açlık, karın açlığına benzemiyordu. Sonra gazetelerini alıp çıktılar dışarıdaki soğuğa. Teşekkür bile etmemişlerdi, ama buna gerek yoktu. Teşekkür etmekten daha öte birşey yapmışlardı. Düz mavi fincanlarım ve fincan tabaklarım takımdı. Pişirdiğim patateslerin tadına baktım. Sıcacıktı patatesler. Başımızı sokacak evimiz vardı. Bir eşim vardı ve eşimin de bir işi, bunlar da fincanlarım ve fincan tabaklarım gibi uyum içindeydi. Sandalyeleri şöminenin önünden kaldırıp, yerlerine yerleştirdim. Çocukların sandaletlerinin çamur izleri halının üzerindeydi hala. Silmedim ayak izlerini. Silmeyeceğim de. Olur ya; unutuveririm ne denli zengin olduğumu. Siz sakın unutmayın ne kadar zengin olduğunuzu. Ben unutmayacağım.
#22.08.2004 21:39 1 0 0
  • Konu: BEBEK
    Bebek



    Genç kadın, bebeğin güzelliği karşısında büyülenmiş gibiydi. Kıvırcık san saçları, iri mavi gözleri, kalkık bir burun ve küçük kırmızı dudaklarıyla bir kartpostalı andıran bebek, kadının şimdiye kadar gördüğü en cana yakın kız çocuğuydu. Onun ipek yanaklarım doya doya öpmek ve Cennet kokusunu içine çekmek için eğildiğinde:

     Dokunma bana!... diye bir ses duydu. Beni okşamaya haklan yok senin.

    Kadın, korkuyla irkilip etrafına bakındı. Bebekle kendisinden başka içerde kimse yoktu. Aynı sesi tekrar duyduğunda bebeğe döndü. Aman Allahım!.. Yeni doğmuş gibi görünmesine rağmen konuşan oydu.

    Bebek:

     Bana yaklaşmanı istemiyorum, diye devam etti. Hemen uzaklaş benden.

    Kadın, biraz olsun kendini toplayarak:

     Çocuklarımız hep erkek oluyor, dedi. Onlar da güzel ama kız çocukları başka. Bu yüzden seni öpmek istedim.

     Beni öpemezsin, diye ağlamaya başladı bebek. Benim de seni öpemeyeceğim gibi.

     Neden? diye sordu kadın. Neden öpemezsin ki? Bebek, hıçkırıklara boğulurken:

     Bunun sebebini bilmen gerekir, dedi. Düşünürsen mutlaka bulacaksın.

    Kadın, neler olup bittiğini hatırlamak üzereyken kendine geldi. Özel bir hastanenin en lüks odasında yatıyor ve narkozun tesirinden midesi bulanıyordu. Aile dostları olan tanınmış doktor, odayı dolduran çiçeklerden bir tanesini vazodan çıkartıp kadına uzatırken:

     Geçmiş olsun hanımefendi, dedi. Başarılı bir kürtajdı doğrusu. Ha..! Sahî, "kız"mış aldırdığınız
#22.08.2004 02:41 1 0 0
#21.08.2004 17:28 1 0 0
  • Uzun boylu kadının kalbi tehlikede

    Yardımcı kalbi küçültmeye çalışan Prof. Dr. Öz, "Ben de bir hastalık geçirebilirim ama hiç olmazsa, 44 yılım sağlıklı geçti, sporumu yaptım. Hastalık rastlarsa, kuvvetim daha çok onunla savaşabilmek için" diyor


    Kalp krizinden nasıl korunuruz? - 3
    Hazırlayan: Ayşegül Aydoğan

    Prof. Dr. Mehmet Öz, sağlıklı yaşam için dikkat edilmesi gerekenleri 4 ana başlık altında topluyor: İyi ve doğru beslenme, yeterli miktarda fiziksel aktivite-egzersiz, yüksek moral ve tıptaki teknolojik gelişmeler.
    Prof. Dr. Öz, kalbi korumak için verdiği mesajlar kadar tıp teknolojilerine de önem veriyor. Hemen her yıl yeni bir proje geliştiren, birçok buluşa imza atan Öz, her ne kadar kalp sağlığı bozulmadan önlem alınması için önerilerde bulunsa da kalp damar hastalıkları ortaya çıktıktan sonra, bunların tedavisi için de çaba gösteriyor. Kısacası kalbi koruma ve kalbi tamir etme konusunda çifte misyon üstlenen Öz, suni kalp, robotik cerrahi gibi tıp dünyasının yakından takip ettiği ve kalp cerrahisine önemli katkıları olan buluşların sahibi.
    Prof. Dr. Öz, son yıllarda daha az girişimsel ve zayıf kalbe destek olacak yeni aletler üzerinde çalışıyor. Bunlardan biri kalp kapağı tamirinde kullandığı göğsü açmadan, ameliyata gerek kalmadan uyguladığı klip. Diğeriyse, 'yardımcı kalp'i göğsü açmadan yerleştirmek. Öz, üzerinde çalıştığı bu iki projeyle ilgili sorularımızı yanıtladı...

    Ritm bozukluğunun tedavisinde de yeni bir yöntem mi deniyordunuz?
    -Ritm bozukluğunu başlangıçta yakalarsak kateterle kasıktan girerek tamir ediyoruz. Ritm bozukluğu kronik olduktan sonra eğer hastanın şikâyeti yoksa ameliyat ve kateter tekniğini uygulamaya gerek yok.

    Robotik cerrahi ilerliyor
    Robotik cerrahinin kullanım alanı genişliyor mu?
    - Çok muhteşem ilerliyor. Aritmi ameliyatlarında kullanıyoruz. Bütün kalp deliklerini kapatıyoruz artık. Basit koroner by - pass ameliyatları, örneğin tek arter by - pass ameliyatlarında kullanıyoruz robotu. Robotun en güzel tarafı şu; birçok hastada 3 - 4 tane tıkanmış yer var. Ama bir tanesi kötü olduğu için mecburen ameliyat yapıyoruz. Eğer tek kötü olan yeri robotla yapabilirsek diğerlerine stent takmak mümkün. Yani biraz robot biraz stent uyguluyoruz. Karışım, sentez diyebiliriz bu tedaviye. Ameliyatı ufaltıyoruz, yanına stent koyuyoruz, başarılı sonuç alıyoruz.

    Şu an üzerinde çalıştığınız en son teknik mitral kapak tamiri üzerine...
    - Geleneksel açık kalp ameliyatı yaklaşımına alternatif olarak mitral kalp kapak tamirini, kalbi durdurmadan, kateter yardımıyla kalbe girerek tamir ediyoruz. Bunun için 'E - valv clip'i (endoskopik kapak klip) geliştirdim. Kadınların yüzde 15'inde, özellikle uzun boylu olanlarda mitral kapak sorunu var. Artık mitral kapak tamirini kalbi durdurmadan yapıyoruz. Mitral kapağın tamirini polyester madde kaplı iki yapraklı kliple yapıyoruz. Bunu henüz 19 vakada yaptık. Bu yöntemi mitral kapak yetmezliği olan hastalarda uyguluyoruz.

    Bundan sonraki hedefiniz nedir?
    - Kalp yetmezliğinde kullanacağımız yardımcı kalbi daha küçük yapmak. Bunu daha ufak yaparak köprücük kemiğinin altını kesip buradan girerek, göğsü açmadan kemiğin altına yardımcı kalbi yerleştireceğim. Bu cihazı kalem çapında küçültmeyi planlıyorum. Gerçekleşmesi 5 yılı bulur.

    Kök hücre alanındaki çalışmalarınız ne aşamada?
    - Kök hücreyi henüz uygulamak için erken. Kalp krizi geçiren kişilerde kullanabileceğimizi tahmin ediyorum. Amaç, kalp krizinden sonra kalpte ölen bölgeyi canlandırmak. Ancak daha hazır değil. Çalışmalarda ilerliyoruz, konuyu daha iyi anlıyoruz.

    Günde 15 saat çalışıyorsunuz. Bu tempoyu ne kadar sürdürmeyi planlıyorsunuz?
    - Cerrah olarak belki ömür boyu uğraşmam. Ayın 11'inde 44 yaşıma bastım. Belki bir 15 yıl sonra 60 yaşında cerrahlığı bırakırım. Ama başka bir şey yapmak için bırakırım. İş bırakmak diye bir şey olmamalı. Birini bırak ama başka bir şeye başla. Devamlı değişmemiz gerekiyor.

    Sağlığınıza dikkat ediyor, herkes için önerdiğiniz şeyleri uyguluyorsunuz. Sabahları ameliyattan önce fındık, badem veya ceviz yiyor, yoga yapıyorsunuz. Tüm bunları uygulayıp sağlığınıza dikkat ederken yine de kendiniz için kaygılandığınız oluyor mu?
    - Çok güzel bir noktaya değindiniz. Bu yıl bir yogiyi (yogayı hayat felsefesi olarak benimsemiş kişi, eğitmen) ameliyat ettim. Bu kişi Budist, vejetaryen, yediği yemeklerin hepsi saf ve sağlıklı, güzel bir hayat yaşıyor. Çok dindar bir insan. 55 yaşında kalp krizi geçirdi ve ameliyat için bana geldi. Hastada depresyon başladı. Neden? Muhteşem bir hayat yaşıyor ama kalp krizi geçirdi. Öğrendim ki onun ailesinde yaşayan tüm erkekler 35 yaşından önce ölmüşler kalp krizinden. Bu yogi, ailesindekilere göre 20 yıl kazanmış bu yaşam tarzıyla. Ben bir ameliyat yaptım 30 yıl daha kazandı. Yalnız depresyon araya girerse ömrü kısaltıyor hastada. Ben kendim için de aynı şekilde düşünüyorum. Allah korusun kötü bir hastalık geçirirsem ve bir aksilik olursa hiç olmazsa o ilk 44 yaşım güzel, sağlıklı geçti. Sporumu yaptım, eğer hastalık rastlarsa kuvvetim daha çok onunla savaşabilmek için. Böyle bir şey başıma gelirse atlatırım inşallah.


    Akciğerler temiz olunca ameliyat rahat geçer

    Sigara içen hastalarınızı hâlâ ameliyat etmiyor musunuz?
    - Onları sevdiğim için ameliyat etmiyorum. Niye ameliyat edeyim? Tek istediğim şey 7 gün sigarasız kalmaları. Bir hafta sigara içmemişse bir kere gücünü gösteriyor kendisine. 'Karar verip içmiyorum' diyor. İkincisi, akciğerleri temizleniyor. Çünkü akciğerler temiz olunca ameliyat daha rahat geçer, ameliyattan sonraki akciğer komplikasyonları daha az olur.

    Prof. Dr. Mehmet Öz'ün sağlık önerileri


    Aspirin'e erkeklerde 45, kadınlarda 55 yaşın üzerinde başlanmalı.
    Stres önemli değil, strese karşı verilen savunma önemli. Kızgınlık ve saldırganlık arttıkça aritmi ve kalp krizi riski artıyor.
    Yanınızdaki kişi her bir sigara içişinde siz de üçte bir sigara içiyorsunuz demektir.
    Yoga ve meditasyon kalp sağlığı için çok faydalı. Meditasyonda vücuttaki nitrik oksit düzeyi artıyor. Bu madde damar sağlığı için çok önemli. Ömrü 5 saniye. En çok burunda bulunuyor. Yoga ve meditasyonda derin nefes alarak bu maddeyi akciğerlerinize dolduruyorsunuz.
    Çocukları kalp hastalıklarından korumak için onlara spor yapma alışkanlığı kazandırmak ve fazla kilo almamalarına dikkat etmek lazım. Türkiye için en büyük korkum, çocuklarda şişmanlığın artması.


    By-pass yapmak için artık kemik kırılmıyor

    Prof. Öz kalp damar cerrahisi ameliyatlarındaki günümüzdeki gelişmeleri şöyle özetledi:

    Kalbin iletim sistemini iyileştirmek için kalp pili sistemleri ile kalp yetmezliğinde oluşan hormonal bozukluğu engelleyecek yeni nesil ilaçlar bulunuyor.
    Yüzde 90 bir yıl yaşam oranıyla kalp nakli seçeneği, yüzde 75 yaşam oranlarına varan mekanik yapay kalpler mevcut.
    Daha az girişimsel ve zayıf kalbe destek olacak yeni aletler gelişti.
    Koroner damar hastalığının tedavisinde, robot cerrahisinin kullanımıyla by-pass ameliyatları artık hiçbir kemiği kırmadan küçük deliklerden yapılabiliyor.
    Robotlar, kalp içindeki delikleri kapamada ve hasarlı mitral kapakları tamir etmekte de ayrıca çok başarılı.


    Kötü kolesterole çare: Diyet ve ilaçlar

    Kötü kolesterol LDL'yi azaltmanın yolunun diyet veya ilaçlar olduğunu belirten Prof. Dr. Öz, şunları söylüyor: "Bu durum için bugüne dek bir şey yapılamıyordu. Kuzey İtalya'nın Garda bölgesinde yapılan gözlemden bir araştırma doğdu. Burada yaşayanların, biz Türkler gibi HDL düzeyleri çok düşüktü. Araştırıldığında, bu insanların süper yüklü HDL'ye benzer özel bir partiküle sahip olduğu ve aynı maddenin düşük HDL'li kalp hastalarına verildiği zaman, hastalardaki plakların çözüldüğü gözlendi. Bu ilaçlar 3-5 yıl içinde kullanılabilecek hale gelecek
#21.08.2004 02:57 1 0 0
#20.08.2004 23:31 1 0 0
  • noimage
    noimage
    noimage
    noimage



    Yönetmen: Paul Gross
    Oyuncular: Paul Gross, Connor Price, Leslie Nielsen, Kari Matchett, Molly Parker,
    Senaryo: Paul Gross, John Krizanc, Paul Quarrington
    Müzik: Paul Gross, Jack Lenz, The Tragically Hip
    Görüntü Yön.: Thom Best
    Tür: Komedi, dram
    Süre: 102 Dk.
    Yapım Yılı: 2002
    Ülke: ABD
    Dağıtımcı: New Films

    Türkiyede çok fazla bilinmeyen curling (buzda süpürgelerle oynanan bir oyun) üzerine olan filmde, Chris Cutter yaşadığı Long Bay, Ontarioyu, takımını da geride bırakarak terk eder. On yıl sonra başka bir koç takımı yeniden toplamaya karar verir. Fakat çalışmalar esnasında kalp krizi geçirerek ölür. Cenaze için Long baye geri gelen Cutter, eski spor dolu günlerini anımsar. Ve aklına altın süpürge yarışması gelir...
#04.08.2004 18:00 1 0 0
  • Konu: KAN BORCU
    noimage

    noimage




    noimage




    noimage









    Yönetmen: Clint Eastwood
    Oyuncular: Clint Eastwood, Jeff Daniels, Wanda De Jesus, Tina Lifford, Paul Rodriguez
    Senaryo: Brian Helgeland , Michael Connelly (Kitap)
    Müzik: Lennie Niehaus
    Görüntü Yön.: Tom Stern
    Tür: Dram, Macera
    Yapım Yılı: 2002
    Ülke: ABD
    Dağıtımcı: Warner Bros.

    Emekli FBI profilcisi Terry McCaleb yakın zamanda kalp nakli ameliyatı olmuş ve kendisine, cinayete kurban giden bir kadının kalbi takılmıştır. Kadının kız kardeşi Graciela Rivers kardeşinin cinayetini çözmesi ve katili bulması için McCaleb ile görüşür. Olayı araştıran McCaleb, FBIda çalıştığı dönemde söz konusu kişinin yıllarca izini sürdüğü bir seri katil olabileceğini düşünmektedir. Yaşlı, zayıf ve hasta olan, emekliliğini Los Angeles limanında bir teknede geçiren, araba kullanamayan ve düzenli uyuması gereken McCaleb, katili bulmak için hazırlıklara başlar...
#04.08.2004 17:55 1 0 0
  • Konu: A GUY THING
    noimage Yönetmen: Chris Koch
    Oyuncular: Jason Lee, Julia Stiles, Selma Blair, James Brolin, Shawn Hatosy
    Senaryo: Greg Glienna , Pete Schwaba
    Müzik: Mark Mothersbaugh
    Görüntü Yön.: Robbie Greenberg
    Tür: Komedi, Romantik
    Süre: 101 Dk.
    Yapım Yılı: 2003
    Ülke: ABD
    Dağıtımcı: Özen
    Bekârlığa veda partisinde, ileride pişmanlık duyacağı ya da nişanlısına anlatamayacağı hiçbir şey yapmamaya karar veren Paul, arkadaşlarının ateşli striptizciler çağırmış olmalarına karşı iradeli davranmaya çalışır. Ancak striptizci kızlardan birinden gözlerini alamaz.

    Ertesi gün telefon sesiyle uyandığında bu gözlerini alamadığı hatunu (Becky) yatağında bulur. Üstelik arayan nişanlısı Karenin annesidir ve ona o an için olabilecek en kötü haberi verir: Karen onun evine gelmek için yola çıkmıştırnoimage
#04.08.2004 17:42 1 0 0
  • Konu: ABANDON
    noimage Yönetmen: Stephen Gaghan
    Oyuncular: Katie Holmes, Benjamin Bratt, Charlie Hunnam, Melanie Lynskey, Zooey Deschanel
    Senaryo: Stephen Gaghan
    Müzik: Clint Mansell
    Görüntü Yön.: Matthew Libatique
    Tür: Dram, Gerilim
    Süre: 116 Dk.
    Yapım Yılı: 2002
    Ülke: ABD
    Dağıtımcı: UIP
    Catherine Burke (Katie Holmes) baskı altındadır. Bitirme tezini hazırlamaya ve sınavdan sınava koştuğu bir dönemde karşılaştığı sorunlara Wade Handler adlı bir polis dedektifinin yaptığı soruşturma da eklenir. İki yıl önce esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolan erkek arkadaşı Embry Langan ile ilgili olarak yapılan bu soruşturmayla genç kızın eski anıları canlanır.
    noimage
    Catherine artık geçmişteki tutkularıyla bugünün yeni olasılıkları arasında bir seçim yapmak zorundadır. Öte yandan araştırmalarını derinleştiren Handler, Embry ile ilgili sürpriz bulgular elde etmiş, kampüste kaybolmuş başka bir öğrenciyle bağlantısını keşfetmiştir. noimage
#04.08.2004 17:37 1 0 0
  • Yönetmen: David Koepp
    Oyuncular: Johnny Depp, John Turturro, Timothy Hutton, Joan Heney

    Johnny Depp ilk defa adamakıllı bir gerilimde oynuyor gibi. Stephen Kingin tıkanıp kalmaktan mustarip yazar karakteri ile hikayelerini çaldığını iddia eden yabancı arasındaki gerilim alenen Miseryyi hatırlatıyor. Depp övgü üzerine övgü aldı, önyargılı olmakta zorlanıyoruz.
    noimage
#04.08.2004 17:11 1 0 0
  • Yönetmen: Sofia Coppola
    Oyuncular: Bill Murray, Scarlett Johansson, Anna Faris, Giovanni Ribisi

    Fotoğrafçılık yapan kocasından bıkan Charlotte ile 2 milyon dolar bile alsa çektiği viski reklamından sıtkı sıyrılan Bobun ufak aşk macerası hakkında söyleyecek en ufak kötü lafımız yok. Komedi, duygusallık ve zekice diyalogların bu kadar ustaca kaynaştığı bir filmi uzun zamandır izlememiştik. noimage
#04.08.2004 17:08 1 0 0
  • İtalyan dediğin erkek adam olurnoimage

    Angelo (Luke Kirby), televizyonda yazar olmak için çırpınan 20lerinde bir turizmcidir. Nino ise 30larında bir polis. Peki bu iki gencin ortak yönü nedir? Çocukluk arkadaşı olmaları olabilir, aynı eve taşınmak istemeleri de olabilir, gay olmaları da! Angelonun ailesi Maria ve Gino, 1950lerde İtalyadan Amerikaya göç etmiş, filmlerde gördüğümüz tipik İtalyan ailelerindendir, makarna yerler, bağırarak konuşurlar ve bütün aile bir arada olsun isterler. Neyse ki sonunda içleri rahat eder, ayrı bir eve çıkmak isteyen oğullarına Nino da eşlik edecektir. Elbette bu iç huzuru, ikisinin ne denli yakın(!) arkadaş olduklarının ortaya çıkması ile son bulur.

    Mambo Italianonun zamanlaması çok başarılı. Amerikada şu sıralar eşcinsel evlilikler epey gündemde olan bir konu. Tabii filmimiz bu tartışmalara bulaşmak, etliyi sütlüyü kurcalamak gibi bir niyeti olmayan, kendi halinde bir azınlık komedisi, hatta romantik komedi. My Big Fat Grek Wedding ile birden popülerleşen eğlenceli aileler pastasından da bir dilim koparmaya hevesli sanki. Yeni bir şeyler söylediği yok da söylenecekleri söyleyenler o kadar sempatik ki güle oynaya izlemekten kendinizi alamıyorsunuz.

    Angelonun ailesinin gerçeği öğrendikten sonra oğullarını adam etmek için yaptıkları, bu sırada ona destek çıkan kız kardeşi, komediyi asıl sürükleyenler.
    noimage
    Angelo rolündeki Luke Kirby, sevimlilikten ayakta duramıyor. Nino rolündeki Pater Miller ise aman aman bir oyunculuk göstermiyor, lakin öyle güzel bir adam ki iki cinsten de izleyicilere kendini beğendirecek kanımızca. Ama bizim favorimiz, İtalyan mafyasına yakışır baba, Paul Sorvino. Kendisini daha önce hep belalı rollerde izlediğimizden ayrı bir eğlenceli görünüyor gözümüze Gino rolü. Üstelik bu karakterleri sevmek için İtalyan olmanız gerekmiyor, biz bile Angelonun ailesinde kendi ailemizden bir şeyler görüyoruz. Anlaşılan annelik ve babalık, durum ve mekan ne olursa olsun evrensel bazı özellikler gösteriyor.

    Eh, kısacası biz bu filmi sevdik. Tartışmalı konulara kimseyi alındırmayacak mizahla yaklaşan filmi sanırım siz de bizim gibi kıkırdaya kıkırdaya seyredeceksiniz.
#04.08.2004 17:05 1 0 0
  • Konu: KILL BILL2
    Yönetmen: Quentin Tarantino
    Oyuncular: Uma Thurman, David Carradine, Vivica A. Fox, Daryl Hannah, Samuel L. Jackson, Lucy Liu, Michael Madsen

    O-Ren Ishii ile Vernita Greeni temizleyen Gelin, henüz intikamını tamamlamadı, listede Elle Driver, Budd ve tabii ki Bill var. Filmin önemli noktası ise Gelinin bebeğinin ölmediğini öğrenmesi. Bu ayın en merakla beklediğimiz filmi bu değilse ne? IMDb puanı 8,4, Kedinin aksine en iyi filmler listesinde 12. sırada.noimage
#04.08.2004 17:00 1 0 0
  • Gün içinde sık ve az öğünler yemenin, iştahın kontrolden çıkmasını önlemenin en kolay yolu olduğu kaydediliyor...


    Beynin, vücutta enerjinin azaldığını fark eder etmez açlık hissetmeye yol açan kimyasal maddeler salgıladığını belirten uzmanlar, "Ancak beynimizin bu kimyasal maddeleri salgılayan kısmı, aynı zamanda duyguları da kontrol ediyor. İşte, sıkıldığımız veya kendimizi kötü hissettiğimizde hemen buzdolabına koşmamızın başlıca sebebi bu. Ayrıca yemeklerin tadı, kokusu veya görüntüsü de açlık duygusuna sebep olabiliyor."

    Sık ve az yiyin
    Gün içinde sık ve az öğünler yemenin, iştahın kontrolden çıkmasını önlemenin en kolay yolu olduğu kaydediliyor. Belki yine arada bir şeyler atıştırmak isteyebilirsiniz, ama bu sefer yiyeceğiniz miktarlar az olacaktır. Böyle bir durumda atıştırmak için sağlıklı karbonhidratlara yönelin, çünkü bu besin türü, sindirim sisteminde daha uzun süre kalıyor ve şeker seviyenizi yavaşça yükselterek daha uzun süreli tokluk hissi sağlıyor.

    Su tok tutuyor
    Su içmenin, kişinin kendisini tok hissetmesi açısından önemli olduğunun da altını çizen uzmanlar, ayrıca vücut susuz kaldığında, çoğu zaman açlık hissine benzeyen sinyaller gönderdiğini belirtiyor. Yiyecekleri uzun süre çiğnedikten sonra yutmak, beynin vücuda giren besinleri kaydetmesine zaman tanımak anlamına geliyor. Üstelik bu şekilde tat alma duyusunun da tatmin olduğunu vurgulayan diyetisyenler, 'Böylece doyduğunuzu anlamanızla, yemeye son vermeniz arasındaki zaman kısalıyor. Fazla yemekten kaynaklanan sindirim sorunlarından kurtulmanız da ayrı bir avantaj' ifadesini kullanıyor.
#04.08.2004 16:25 1 0 0
  • Metafizik konusunda verdiği konferanslarla adını duyuran, yüz binlerce insanın kendi güçlerinin potansiyellerini keşfederek, kişisel gelişimlerine ve düşünce gücüyle kendilerini tedavi etmelerine yardımcı olan Louise L. Hayın Düşünce Gücüyle Tedavi-2 adlı kitabı Altın Kitaplar yayınevi tarafından yayınlandı.


    Haya göre pek çok hastalığın kökeninde kişinin kendisine ve çevresine karşı duyduğu sevgisizlik, güvensizlik, suçluluk, öfke ve korku gibi duygular yatıyor. Hay, olumsuz düşünce kalıplarını olumluya çevirerek hastalıklardan korunulabileceğini dile getiriyor. Haya göre hastalıklardan bazıları, nedenleri ve çözümleri: 


    .Alkolizm:


    Olası neden (Ne yararı var? Yararsızlık, suçluluk ve yetersizlik duygusu. Kendini reddetme); Yeni düşünce biçimi (Şu anda, şimdiki zamanda yaşıyorum, yaşadığım her an yeni bir yaşam, öz değerimi görmeyi ve algılamayı kabul ediyorum, kendimi seviyor ve onaylıyorum).


    .Aybaşı sorunları:


    Olası neden (Dişiliğin yadsınması, suçluluk, korku, cinsel organların kirli ya da günahkâr olduklarına ilişkin inanç), Yeni düşünce biçimi (Kadın olarak gücümü ve bedenimin doğal ve olağan işlevlerini kabul ediyorum, kendimi seviyor ve onaylıyorum),


    .Beyin tümörü:


    Olası neden (Yanlış programlanmış inançlar, inatçılık, eski yaşam biçimini değiştirmeyi reddetmek; Yeni düşünce biçimi (Aklımı yeniden programlamak çok kolay, yaşam sürekli değişebilir). .Boyun sorunları: Olası neden (Boyun esnek olmayı simgeler. Sorunların diğer yanlarını görmeyi yadsımak, inatçılık ve esnek olamamak sorunların ana nedenidir); Yeni düşünce biçimi (Konuları kolaylıkla ve esneklikle her açıdan görüp değerlendirebiliyorum. Bir şeyi gerçekleştirmenin binlerce yolu var, güvendeyim).


    .Depresyon:


    Olası neden (Sahip olma hakkını kendinde hissetmemekten ötürü kaynaklanan öfke, çaresizlik); Yeni düşünce biçimi (Başkalarının korkularının ve sınırlamalarının ötesine geçiyorum, yaşamımı ben kendim yaratıyorum).


    .Enfeksiyon:


    Olası neden (Öfke, tedirginlik, bıkkınlık); Yeni düşünce biçimi (Uyum ve huzur içinde olmayı seçiyorum).


    .Felç:


    Olası neden (Anlamsız ve yanlış düşünceler, tıkanıp kalmak); Yeni düşünce biçimi (Düşüncelerimde özgürüm ve neşe içinde kolaylıkla olağanüstü deneyimler yaratıyorum).


    .Gaz sancıları:


    Olası neden (Korku, hazmedilemeyen düşünceler, düşüncelere sıkı sıkıya saplanıp kalmak); Yeni düşünce biçimi (Rahatlıyorum ve yaşamın tüm benliğimi sarmasına izin veriyorum).


    .Grip:


    Olası neden (Yoğun olumsuzluk ve inançlara duyulan tepki, korku, istatistiklere inanma); Yeni düşünce biçimi (Kitlelerin inançlarına ve/veya takvime inanmanın çok ötesindeyim. Tüm etkilerden ve tıkanıklıklardan uzaktayım).


    .İktidarsızlık:


    Olası neden (Cinsel baskı, gerginlik, suçluluk duygusu, toplumsal inançlar, anne korkusu); Yeni düşünce biçimi (Cinsel gücümü kolaylıkla ve zevkle ifade ediyorum).


    .Kabızlık:


    Olası neden (Eski düşüncelerden vazgeçmeyi reddetmek, geçmişten bir türlü kopamamak, bazen de cimrilik); Yeni düşünce biçimi (Kendimi geçmişten kurtarırken yenilik, tazelik ve canlılık tüm varlığımı kaplıyor, yaşamın içimden akmasına izin veriyorum).


    .Kalp krizi:


    Olası neden (Para, mevki vb. için kalbin içindeki neşeyi yok etmek); Yeni düşünce biçimi (Neşeyi, hazzı kalbimin merkezine yerleştiriyorum, herkese sevgiyle yaklaşıyorum).


    .Kanser:


    Olası neden (Derin acı, uzun süreden beri varolan kırgınlık, açıklanamayan sır ya da hüzün bedeni yer bitirir. Yoğun nefret duyguları, ne yararı var); Yeni düşünce biçimi (Geçmişle ilgili her şeyi sevgiyle bağışlıyorum, yaşamımı mutluluk ve neşeyle doldurmayı seçiyorum, kendimi seviyor ve onaylıyorum).


    .Menopoz sorunları:


    Olası neden (artık istenilmemekten korkmak, yaşlanma korkusu, kendini yadsıma, yeterince iyi olmadığını düşünme); Yeni düşünce biçimi (Yaşamımın her aşamasında dengeli ve huzurluyum ve bedenimi sevgiyle kutsuyorum).


    .Migren:


    Olası neden (Köşede sıkışıp kalma duygusu, yaşamın akışına direnmek, cinsel korkular); Yeni düşünce biçimi (Kendimi yaşamın akışına bırakıyorum, yaşamın tüm gereksinimlerimi karşılayacağını biliyorum, bu benim yaşamım).


    .Prostat sorunları:


    Olası neden (zihinsel korkuların erkekliği zayıflatması, pes etmek, cinsel baskı ve suçluluk, yaşlanma korkusu); Yeni düşünce biçimi (Kendimi seviyor ve onaylıyorum, gücümün farkındayım, ruhum her zaman genç).


    .Yatağı ıslatma:


    Olası neden (Ebeveyn korkusu); Yeni düşünce biçimi (Bu çocuğa sevgi, şefkat ve anlayışla yaklaşıyorum).
#04.08.2004 16:25 1 0 0
  • "En tehlikelisi bel şişmanlığı"

    Hareketin uzun yaşam için üç kat daha önemli olduğunu söyleyen kalp cerrahı Prof. Mehmet Öz, "Eğer seçeceksem, şişman sportif kişiyi, hiç spor yapmayan zayıf kişiye tercih ederim. Şişman ama sportif olun, daha iyi; ömrünüz daha uzun olur" diyor


    Bugün tüm dünyada ve ülkemizde kalp damar cerrahisinde önemli gelişmeler sağlanıyor. Yeni buluşlara imza atılıp büyük yatırımlar yapılıyor. Ancak kalp sağlığının bozulmadan yaşamın sürdürülmesinin önemi, gün geçtikçe artıyor. Bir yandan robotik kalp ameliyatları yapılıp suni kalpler geliştirilirken, öte yandan her yeni gün, kalbi koruyan bir besin ya da yaşam tarzının değiştirilmesine yönelik bir öneri değer kazanıyor. Uzmanlara göre en basitinden, yeme düzenimizi değiştirerek kalp damar hastalıkları ve kalp krizi riskini yarı yarıya indirmemiz hayal değil.

    Yapay kalbin mucidi olan ve geliştirdiği buluş ve tekniklerle ABD'de "milenyumun doktoru" seçilen kalp cerrahı Prof. Dr. Mehmet Öz, üç gün sürecek yazı dizimizde A'dan Z'ye kalbi korumak için yapılması gerekenleri anlattı. Columbia Üniversitesi Irving Kalp Cerrahisi biriminde görevli olan, New York Presbyterian Tıp Merkezi'nde 'Tamamlayıcı Tıp Programı'nın kurucusu ve 'Kalp Destekleyici Aygıtları Programı' yöneticisi Öz, sorularımızı yanıtladı.

    Kalp hastalıkları ve kalp krizi riskini azaltmaya yönelik bir yaşam tarzını kaç yaşından itibaren benimsemek lazım?
    Bugünkü hareketlerinizle, davranışlarınızla bu akşamki kalp krizi riskini düşürebilirsiniz. Bu yazıyı okuyanlar bugünden itibaren önlem almaya başlarsa uzun vadede yaşamayı garantiler. Her dakika bir kazanımdır.

    Neyle başlasınlar öncelikle?İlk başta, erkeklerin yaşı 45'in, kadınların 55'in üzerindeyse, kontrol altına girilmeli. İkincisi; besinler. Eğer yediğiniz beyazsa yemeyin, pirinç, şeker, tuz gibi. Eğer yediğiniz topraktan çıktığından farklıysa onu da yemeyin çünkü sağlığınız için iyi olmayabilir. İşlenmiş gıdaların da sakıncaları var. Üçüncüsü; spor.

    Yeme düzenini değiştirerek gerek kalp krizi, gerekse kalp damar hastalıkları riskini ne kadar düşürebiliriz?
    Yarı yarıya. Bu yönde yapılan birçok çalışma var. Sırf şişmanlık değil, egzersiz ve aktivite azlığının da çok büyük rolü var. Şişmanlıkta önemli olan 'abdominal' dediğimiz bel bölgesi şişmanlığı. Bel ölçüsü erkeklerde 102, kadınlarda 92 santimin üzerinde olmamalı. Bazı insanlar şişmanlığı ya bacaklarda toplarlar ya da basenlerde. Ama bel şişmanlığı çok daha önemli. Çünkü iç organların yağ bağlamasına neden oluyor.

    Sporu kilo vermek için mi yoksa herkes için mi öneriyorsunuz?
    Şöyle ki; eğer seçeceksem şişman ama spor yapan kişiyi hiç spor yapmayan zayıf kişiye tercih ederim. Şişman ama sportif olun daha iyi; ömrünüz daha uzun olur.

    Zayıf olmak bir avantaj değil mi?
    Tek başına değil. Zayıf olun ama aynı zamanda sportif olun. Bazı insanlar konferanslarda diyorlar ki, "Ben kilo veremiyorum, ne yapayım ırsi bir şey. Doğrusunu yapmaya çalışıyorum, yapamıyorum." Ben olumlu düşünmelerini istiyorum. Eğer kilo kaybedemiyorlarsa 'Şişmanım nasılsa, sporu boş vereyim' gibi düşünmelerini istemiyorum. Bu kötü. Oysa perhize girerse, aynı zamanda spor da yapıyorsa, kilo kaybetme gücü iki kat artıyor. Bu nedenle zaten spor yapıyorsa, üzerine bir de perhiz yaparsanız kilo vermeniz kolaylaşır. Önce sporla başlamak lazım. Yemeklerini yesinler yine ama her gün yarım saat spor yapsınlar. Son yaptığımız araştırmada, 72 bin hemşireyi takip ettik. En az hareket edenlerde kalp krizi ve ölüm oranı yüzde 20 fark etti. Ancak bu araştırmada fazla sporun da iyi olmayabileceği ortaya çıktı.

    Fazla spordan kastettiğiniz...
    Yarım saatten fazla diyoruz. Örneğin günde 1,5 saat zor spor yapanlar, 5 kilometre koşanlar gibi. Yarım saat yürüyüş, bisiklet ya da nabzı artıran diğer aktiviteleri yeterli buluyorum. Gün içinde 10 bin adım atmak şart. Bu kalp hastalıklarının ve şişmanlığın görülme oranını azaltıyor.

    Spor Yapmanız Önemli

    Peki, zayıflama diyeti yapmadan egzersizle ne kadar kilo verilebilir?
    18 ay boyunca yaptığımız bir başka araştırmada bunu ortaya koyduk. Aynı beslenmeyle günde 30 dakika egzersiz yapanların 18 ayın sonunda 13 kilo verdiği gördük. 6 ayda 6 kilo verdiler. Öyle ki, burada önemli olan düzenli spor yapmak. Eskiden sporcu olup sonradan hareketsiz hayatı benimseyenlerle, sonradan aktif olanların oranı hemen hemen aynı düzeyde. Sonradan spor yapmaya başlayanlar, önceden spor yapanları yakalıyor. Hiçbir zaman geç değil. Zararın neresinden dönseniz kârdır.

    Tansiyon gizli katil diyorsunuz... Tansiyonu hangi aralıkta tutmak lazım?İnsanı ihtiyarlatan en önemli şey tansiyon. En büyük problem. Kalbi korumak için 'Yılda 200 kez seks yapın' diyoruz. Bu iki yıl kazandırıyor. Yüksek tansiyonu düşürmek ise 10 yıl kazandırıyor. Yüksek tansiyon 120-80'in üstünde olmasıdır, tansiyonun, 140-90 değil.

    Ne sıklıkta tansiyonu ölçtürmek lazım?
    Herkesin tansiyonu, kızdığı, spor yaptığı zaman yükselir, uyurken düşer; bunlar normal değişim. Ama gün ortasında baktığınız zaman devamlı 140-90'sa bu kötü.

    Yılda 200 kez seks yapmak ne kazandırıyor?
    Seksin rolü iki yıl. Bunun anlamı ömrünüzü, yaşınızı iki yıl uzatıyor demek.

    Ceviz, badem, fındık kalp için vazgeçilmez

    - Domates çok yararlı. Etin yanında çiğ olarak yendiğinde içindeki lycopen adlı antioksidan etteki zararlı maddeleri zararsız hale dönüştürüyor.
    - Omega 3 içeren yeşil yapraklı sebzeler, taze fasulye, semizotu çok yararlı. Ceviz, badem, fındık da kalp için vazgeçilmez.
    - Sarmısak vücudun koruyucu hücrelerini destekliyor ve tansiyonu düşürüyor.
    - Posalı meyveleri tercih edin. Meyve yemenin ölçüsünü günde bir avuç olarak hesaplayın. Kavun karpuzu da birer ince dilim. Üzüm ve muzda çok yüksek dozda şeker bulunduğundan uzak durun. Kayısı ve incir çok yararlı meyvelerden.
    - Renkli beslenin, bol sebze meyve tüketin.
    - Genç balıklar kalp dostudur.
    - Soya fasulyesi, brokoli ve lahanayı bol tüketin. Lahana çok yararlıdır, kalorisi düşük olduğundan zayıflatır.
    - Yumurta muhteşem bir protein kaynağı. Kolesterolü olanlar rahatlıkla beyazını yiyebilir.
    - Her türlü kızartmadan uzak durun. Kızartma ve hidrojenize yağlarla üretilmiş gıdalar toksiktir.
    - Kırmızı üzümde kalbi koruyucu bir madde olduğu kanıtlandığından akşamları 2 kadeh kırmızı şarap içmek çok faydalı. Ancak karaciğer rahatsızlığı olanlar hariç.
    - Çay yerine ıhlamur, bitki çayları için.
    - Her sabah aç karnına bir bardak ılık suyun ardından bir avuç ceviz yiyin.

    Başucunuzda iki halter olsun

    - Yediğiniz yemeklerin taze ve doğal olmasına dikkat edin.
    - Oksidasyon, yaşlanma ve hastalığa yol açar. Tıpkı demirin paslanması, elmanın kesildikten sonra kararması gibi. Besinleri kızartmak oksidasyonu hızlandırır ve diyetten çıkarılmalıdır.
    - Şekerli gıdalar ve içeceklerden vazgeçin. Her gün şekerli içecekler yerine 8 bardak su için. Bu, sizi şişmanlatan ve doğal hormon sistemlerinizi bozan gereksiz şekerlerin vücudunuza girmesini önlediği gibi kabızlığı da engeller.
    - Rafine edilmiş, unlu besinlerden uzak durun.
    - İdeal kilonuzun altına düşün. Şişmanlık sigara kadar tehlikeli. İdeal rejimler haftada 1 kilo verdirenlerdir. Eğer haftada 1 kilodan çok kaybediliyorsa, vücuttan giden sadece sudur.
    - Kolalı içecekler yerine limonlu maden suyunu tercih edin. Kolalı içecekler içinde ki kafein, yüksek tansiyon ve ritim bozukluklarına yol açar.
    - Her gün alınan bir Aspirin kanın pıhtılaşmasını önlediği gibi vücuttaki birçok doku tahribatını da onarıyor.
    - Yatağınızın başucunda iki orta ağırlıkta küçük halter bulundurun. Uyumadan önce ve uyandıktan sonra birkaç kez kaldırın.
    - Televizyon karşısına egzersiz bisikleti koyun ve sadece pedalları çevirirken izleyin.
    - Basit yoga hareketleri gibi, her gün gerilme hareketleri yapın.
    - Hergün şükredecek bir şeyler bulun.
    - Sabah ve akşam 10 kez derin nefes alın.
    - Göz göze geldiğiniz kişilere gülümseyin. Sizi ve karşınızdakini daha iyi hissettirecektir.
    - Negatif düşüncelerden uzak durun


    Enfarktüse karşı her gün spor

    Prof. Dr. Mehmet Öz'e göre, damar tıkanıklığının geçmişi, çoğu kez genç yaşlara dayanıyor. Prof. Dr. Öz, bu nedenle önlem almaya genç yaşlarda başlamak gerektiğini söylüyor. Kore Savaşı'nda ölen genç askerlerde dahi damar sertliğinin başlangıcının saptandığını anlatan Prof. Dr. Öz, kalp hastalıkları ve enfarktüs riskini önlemek için yapılması gerekenleri şöyle anlattı...

    Son yıllarda enfarktüs yaşı düşüyor mu?
    - Damarın tıkanması 20 - 30 yıl süren bir şey. 15 - 20 yaşından itibaren başlıyor damar tıkanmaya ancak 20 sene sonra belli oluyor. Damar tıkanmışsa kalp krizi 5 dakika içinde ortaya çıkabiliyor. Kalp krizinde kişinin kendine karşı büyük bir sorumluluğu var. Sabah kiminle kavga ettiğine, öğlen ne yediğine bağlı olarak, akşam kalp krizi oranı değişiyor. Bu günübirlik bir şey olabilir.

    Ne tür yaşam tarzı değişiklikleri benimsenmeli?- Örneğin televizyon önüne kondisyon bisikleti koyun, bir yere giderken 15 dakika yürüyüp sonra yine yürüyerek dönün. Asansör kullanmayın, merdivenleri tercih edin. Gün içinde 10 bin adım atmak şart. Adım sayan küçük bir cihaz var. Onun yardımıyla ofisteki yürümelerinizi, ev içindeki yürümelerinizi sayabilirsiniz. Kolay değil ama yapılabilir. Amerika'nın köylerinde günde ortalama 20 bin adım atıyorlar. Bu, yaşlılarda da, çocuklarda da böyle. Sonuçta bu köylülerde kalp hastalıkları görülme oranı çok çok az. Erkeklerde şişmanlık oranı sıfır, kadınlarda yüzde 9 saptanmış. Üstelik daha geç yaşta ölüyorlar.

    Kalp krizini önleyecek en önemli reçete sizce ne?
    - Spor. Uzun vadede hayata en çok katkısı olan şey spor. Eğer her gün 15 dakikadan fazla yürüyebilirseniz, ani ölüm riskiniz azalır. Önlemek için su da çok önemli. Günde 8 bardak su, riski düşürür.

    'Ne yediğinizi bilin'

    Diyette nelere dikkat edilmeli? Neleri yasaklıyorsunuz?
    - Şeker, tuz, pasta, beyaz pirinç, beyaz makarna gibi beyaz renkli yiyecekleri. Kabuklu pirincin zararı yok, kepekli makarna da tüketilebilir. Aslında önemli olan yediğiniz şeyleri tanımak. Çoğu kişi yemeklerini televizyon önünde yiyor. Ne yediğinin farkına varmıyor bu yüzden. Yediğin yemeği düşünmediğin zaman, o yemeği yeme. Sadece televizyon önünde değil. Örneğin ofiste bir yandan telefon geliyor. O sırada yemeyi bırakın, su için. Senin istediğin şey ağzında bir şey olması. Şeker yesen, su içsen fark etmez o an. Meşrubatların çoğu şekerli yani kalorili. Onların yerine su, maden suyu için. Kola içecekseniz düşünerek, tadını alarak yavaş yavaş için. Susuzluğu gidermek için bir litreyi bir kerede içmeyin. Kolalı içecekler hem şeker hem kafein içeriyor. Kafein ritm bozukluğuna yol açıyor.

    Efor testi güvenilir mi?

    Akşam 19.00'dan sonra bir şey yemeyin diyorsunuz...
    - İnce insanların huylarına dikkat ederseniz; birincisi, bir şey gerekiyorsa kalkıp kendileri alıyorlar. Şişman insanlar ise ayağına bekliyor. İkincisi, yemekleri ancak aç oldukları zaman yiyorlar. Bazı insanlar için yemek sosyal bir şey, herkes masaya oturunca yiyorlar. Bu kötü bir şey değil, kendini yemek yemeye mecbur hissediyorsan o kötü. Üçüncüsü zayıf insanlar çok geç yemiyor. Geç yediğiniz zaman hazmetmek biraz daha zor ve metabolizma değişiyor. Çok geç yemek yediğiniz zaman insülin salgısı artıyor. Üzerine bir de yatıyorsunuz, bu da enerji gerekmiyor demek. Vücut bütün yeneni yağ olarak saklıyor.

    Cihazlara ne kadar güvenelim? Örneğin efor testi?
    - Eforlu test size o günkü riski anlatıyor, yarını göstermiyor. Damarın sertleşmiş kısmı yüzde 50'nin üzerindeyse gösteriyor. Bazen yüzde 50'nin altında olan arterler de yırtıldığı için o plaklar üzerine kan pıhtılaşıyor ve tromboz oluyor. Bu da ani ölümlere neden oluyor. O nedenle eforlu testi bir yıl önce, 6 ay önce hatta 2 ay önce yaptırmanız fark etmez. Bu efor testi yaptırmayın anlamına gelmiyor, çünkü bazen damar yüzde 90 oranında tıkanmış olabiliyor. Ama İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina gibi herhalde yüzde 40 oranında bir tıkanma vardı ve eforlu testte bir şey görülmemiş. İşte yüzde 40 - 50 oranında olan bu damar tıkanıklığı, kalp krizine neden oluyor. Ama damar aniden mi kapandı? Boğaziçi Köprüsü'nün yollarını teker teker kapatsanız 10 gün sonra trafik işlemez. Herkes artık anlar ki köprü tıkanmak üzere. Başka yol bulur. Ama köprüyü aniden kapatırsanız o kötü.

    Sigara = Felaket
    Sigaranın rolü nedir?
    - Herkes arterleri boru olarak kabul ediyor ya sigara arterlerin yılan gibi sıkışmasını hızlandırıyor. Arter sıkışır, spazm olursa arter tıkanıyor. Kadınlarda kalp krizinin çoğunda bu durum etkili.

    Kadınların damarlarının daha hassas olmasından mı?
    - Evet. Özellikle depresyon olursa kadınlarda daha büyük etkisi oluyor. Kadınlar daha hassas ve sessizler. Bazen erkeklerin hissetmedikleri şeyleri duyumsuyorlar, altıncı hisleri kuvvetli.

    Sigara bu riski ne kadar artırıyor?
    - En büyük risk kalıtım. Irsi risk yüzde 50'den fazla. Sizde bu risk varsa ve bunun üzerine sigara içiyorsanız bu risk felaket artıyor. Kalıtım özelliğini değiştiremezsiniz ama sigara içmeyi bırakabilirsiniz.

    Derin üzüntü, yeni yaşanan stres ne derece etkili?
    - Sırf stres değil de öfkeler, başkalarından nefret etme, kin gütme gibi duygular da çok olumsuz etkiliyor. Bazı stresler var ki kendinizi zayıf, çaresiz, amaçsız hissedersiniz. Örneğin eşini kaybetmiş kişi bir bakıyorsunuz ardından kendisi de kısa bir süre sonra ölüyor.

    Peki depresyonu, üzüntüleri, stresleri azaltmak, kalp krizini önlemenin bir yolu olabilir mi?
    - Henüz onu bilmiyoruz. Kalp krizinden sonra, depresyon varsa ölüm oranı acayip artıyor. Depresyon, ikinci bir kriz geçirme ve ölüm oranını 4 - 5 kat artırıyor.

    Depresyon kalp krizi öncesi varsa?
    - Depresyonu tedavi ederek kalp krizi oranını düşürebilir miyiz? Bunu araştırıyoruz.

    'Aspirin' mucizesi
    Yorgunluğun olumsuz etkisi olduğu doğru mu? Günde kaç saat çalışmalı?
    - Bence çalışmamak çok çalışmaktan daha kötü. Ameliyat ettiğim hastalarda hep aynı sıkıntıya giriyorum. Kadın diyor ki 'Eşim artık işi bıraksın paraya ihtiyacımız yok nasılsa' diyor. Ameliyat ettiğim hasta ise 'Ben çalışmadan ne yaparım' diyor. Genellikle erkeğin tarafını tutuyorum. Çünkü dediği doğru. Yaşamak için bir amacın yoksa yaşamazsın o zaman. Bunu çok görüyoruz. Adam tedavi görüyor, ardından yine kalp krizi geçiriyor ya da kadının eşi ölüyor, o da ardından ölüyor. Bu nedenle hayatta amaç olması şart.

    Kalp krizi sırasında yaşam şansını artıracak en önemli etken nedir sizce?
    - En iyisi aspirin. Etkisi o kadar büyük ki hastaneye gelen yoğun bakıma aldığımız her hastaya veriyoruz.
#04.08.2004 16:19 1 0 0
  • Hastalıkların çoğunun teşhisi kolaylaştırabilecek belirtileri vardr. Ancak alkolizm, belirtileri kişiden kişiye değişiklik gösterdiği için kolay sınıflanamaz.

    Bu güçlükle başa çıkmak için Mayo Kliniği, Kendi Kendine Uygulanabilen Alkolizm Testini geliştirmiştir. Bu test 37 sorudan oluşmaktadır. 1972 den beri uygulanan bu testin hastaneye yatırılması gereken alkoliklerin %95 ini ortaya çıkardığı görülmüştür.

    Bu test alkolikleri rencide etmek için değil, içki içmenin yolaçtığı davranış problemlerini, tıbbi belirtileri ve sonuçlan belirlemek için hazırlanmıştır.

    Aşağıda bu testten bazı soru örnekleri verilmiştir.

    1-Ara sıra içki içermişiniz?

    2-Kendinizi normal bir içki içici olarak mı görüyorsunuz(ortalamanın üstünde içmemek)?

    3-İçki içtiğiniz akşamın ertesinde, sabah uyandığınızda gecenin bir bölümünü hatırlamadığınız oldu mu?

    4-Yakınlarınız içki içmeniz konusunda şikayet eder veya kaygılanır mı?

    5-Bir iki kadehten sonra içmeye son verebiliyor musunuz?

    6-İçki içmek yüzünden kendinizi hiç suçlu hissettiniz mi?

    7-Arkadaşlarınız ya da akrabalarınız sizin alkolü kararında kullanan biri olduğunuzu mu düşünüyor?

    8-İstediğinizde içmeyi bırakabilirmisiniz?

    9-İçkiliyken hiç kavgaya karıştınız mı ?

    Aşağıdaki yanıtlar alkolizm riski taşıdığınızı düşündürmektedir: l-Evet 2-Hayır 3-Evet 4-Evet 5-Hayır 6-Evet 7-Hayır 8-Hayır 9-Evet

    Bu sorulara verdiğiniz yanıtlar bir psikiyatrisi, psikolog veya doktorunuz tarafından daha iyi değerlendirilebilir. Yanıtlarınız size bir alkol sorununuz olduğunu düşündürüyorsa doktorunuza başvurun.
#04.08.2004 16:17 1 0 0
  • Sağlık bakımınızla ilgili olarak mümkün olan en iyi kararları verebilmek için doktorunuzla ilişkiniz, birlikte çalıştığınız bir ortaklık şeklinde olmalıdır.


    Sağlığınızla ilgili her tür kaygınızı ve gereksiniminizi doktorunuza açık ve dürüst biçimde iletebilmeniz çok önemlidir. Doktorunuz da sağlık konusundaki bilgileri size açık ve anlaşılabilir olarak iletmelidir.


    Bir çalışma, bazı hekimlerle hastaları arasındaki iletişimin, hastaların tam olarak bilgilenmelerini ve sağlık bakımlarıyla ilgili kararlara katılabilmelerini sağlayacak şekilde düzeltilmesi gerektiğini ortaya koymuştur.


    MUAYENEHANE ZİYARETİ İÇİN HAZIRLIK:


    Her doktor ziyaretinde, zamanınızı en iyi şekilde kullanmaya çalışın. Ziyaretten önce yapabileceklerinizle ilgili bazı öneriler:


    Ziyaret sırasında doktorunuza sormak istediklerinizi yazın ya da tartışmaya hazırlanması için yazılı bir listeyi doktorunuza verin.


    Fark ettiğiniz belirtileri ya da sağlıkla ilgili kaygılarınızı yazın. Mümkün olduğu kadar ayrıntılı açıklama yapmaya çalışın; belirtileri, ne zaman başladıklarını, bunları nasıl algıladığınızı, belirtiler başladıktan sonra yaşam tarzınızda yaptığınız değişiklikleri, ortaya çıkmalarına ya da geçmelerine yol açan etmenleri açıklayın.


    Reçeteyle ya da reçetesiz satılan ilaçlar, vitaminler, alternatif tedaviler ve kullandığınız diğer besin ekleri de dahil olmak üzere kullandığınız bütün ilaçları doktorunuza söylemeye hazırlıklı olun.


    Yaşam tarzınızı aktarırken tamamen dürüst olun; beslenme tarzı, alkol ya da başka madde kullanımı, sigara içme öyküsü, cinsel öykü ve uygulanan diğer tedaviler konusunda açıklama yapın.


    Eğer varsa, tedavi seçeneğini etkileyebilecek kültürel ya da dini inançlarınızı doktorunuza bildirin.


    Doktorunuzun önerilerini anladığınızdan emin olun.


    DOKTORUNUZDAN NE BEKLEMELİSİNİZ?


    Doktorunuz,


    " Durumunuz ve yapılması gereken testler ya da işlem konusunda kolayca anlayabildiğiniz biçimde bilgi vermelidir.


    " Sorularınızı tam olarak yanıtlamalıdır,


    " Tedavi ve verdiği ilaçların kullanımına ilişkin ayrıntılı talimat vermelidir.


    " Tıptaki son gelişmeleri bilmeli ve bunlarla ilgili sorularınızı yanıtlayabilmelidir.


    " Sağlık bakımınızla ilgili karar verme sürecine katılmanızı teşvik etmelidir.


    GİZLİLİK


    Doktorunuzla yaptığınız bütün konuşmalar gizli kalmalıdır. Siz izin vermedikçe, doktor sağlığınızla ilgili başka kimseye bilgi veremez. Bu nedenle, duyarlı tıbbi konularda tamamen açık olmaktan çekinmeyin. Açıklamalarınız anlayışla karşılanacak ve olası çözümler önerilecektir. Doktorunuzla açık konuşmaktan rahatsız oluyorsanız, başka bir doktora gitmeniz uygun olabilir.


    UZMANLAR:


    Uzmanlar, vücuttaki belirli sistemler, özgül yaş grupları ya da bazı bozuklukların tanı ve tedavisi için geliştirilmiş karmaşık bilimsel teknikler üzerinde odaklaşan doktorlardır. Durumunuz onun alanının dışında ise, doktorunuz sizi bir uzmana sevk edebilir. Tıbbi bir tanı, tedavi planı ya da önerilen elektif cerrahi girişim konusunda başka bir görüş almak için siz de bir uzmana başvurabilirsiniz.
#04.08.2004 16:16 1 0 0
  • KANSEROJEN KATKI MADDELERİ (HACETTEPE UNIVERSITESI ARASTIRMA SONUCLARI)

    ***DOGAL GIDALAR TUKETELIM***

    PIYASADA SATILAN HAZIR GIDA MADDELERI ÜLKEMIZDE INSAN SAGLIGINI CIDDI
    BICIMDE ETKILEYECEK DERECEDE KATKI MADDELERI ICERMEKTEDIR. ANCAK BU
    MADDELER, TUM CABALARA RAGMEN MEDYA ARACILIGI ILE ILAN EDILMEMEKTEDIR.
    GUNUMUZDE GIDA SEKTORU BUYUK BIR TROST HALINI ALMISTIR. ORNEGIN,HICBIR
    YAYIN ORGANINDA COCA COLA'NIN ZARARLI OLDUGUNU GOREMEZSINIZ.ANCAK BIZ
    TUKETICILER, AILE FERTLERIMIZI, CEVREDEKI ARKADASLARIMIZI,HABERDAR EDEREK
    BILINCLENDIREBILIRIZ. SON YILLARDA KANSER VAKALARININ NEDEN DEVAMLI ARTIS
    GOSTERDIGINI HIC DUSUNDUNUZ MU? SIZ COCUGUNUZUN KANSEROJEN MADDE ICEREN
    GIDA ALMASINI ISTER MISINIZ? PEKI NIYE EVINIZE KETCAP ALIYORSUNUZ? SIZLERE
    ASAGIDA SUNDUGUMUZ TABLO, ALACAGINIZ HAZIR GIDA MADDELERINDEKI KATKILARLA
    ILGILI BILGI VERMEKTEDIR. SIZIN SAGLINIZ ICIN: LUTFEN HERHANGI BIR GIDA
    MADDESINI SATIN ALMADAN ONCE AMBALAJIN ÜZERINI DIKKATLICE OKUYUN.

    ZARARSIZ KATKILAR
    E100, 103, 104, 105, 111, 121, 122, 126,130, 132, 140,151, 152, 160, 161,
    162, 163, 170, 174, 175, 180, 181, 200, 201, 202, 203, 236, 237, 238, 260,
    261, 262, 263, 270, 280, 281, 282, 290, 300, 301, 303, 304, 305, 306, 307,
    308, 309, 322, 325, 326, 327, 331, 332, 333, 334, 336, 337, 382, 400, 401,
    402, 403, 404,405, 406, 408, 410, 411, 420, 421, 422, 440, 471, 472, 473,
    474, 475,480

    ŞÜPHELİ KATKILAR
    E125, 141, 150, 153, 171, 172, 173, 240, 241, 477, 605
    E220,221,222,223,224, 338, 339, 340, 341, 460, 461, 466, 407 (MIDE VE
    BAGIRSAK HASTALIKLARI) E200 (VUCUTTAKI VITAMIN B12 YI YOK EDIYOR) E250,251,
    320, 321 (KALP HASTALIKLARI, DAMAR SERTLIKLERI VE TIKANIKLIKLARI)

    TEHLIKELI KATKILAR
    E102, 120, E311, 312 (NOROLOJIK HASTALIKLAR)

    KANSEROJEN KATKILAR
    E102, 110, 123, 124, 131, 142, 210, 211, 213, 214, 215,216, 217 ORNEGIN
    E211-SODYUM BENZOAT KETCAPLARDA BULUNMAKTADIR.

    123,110 ABD,INGILTERE, FRANSA, ALMANYA, RUSYA,JAPONYA VE DAHA BIRCOK ULKEDE

    YASAKLANMISTIR.FAKAT ULKEMIZDE RENKLI DRAJE CIKOLATALARDA VE KAYMAKLI
    BISKUVILERDE KULLANILMAKTADIR.

    EN TEHLIKELI KANSEROJEN KATKI:
    E330 ( NE YAZIKKI BIRCOK HAZIR GIDADA KULLANILMAKTADIR.) BAZI HAZIR
    GIDALARDA TESBIT EDILEN KATKI MADDELERI
    E330 - ULKER LUKS GOFRET, MEYSU (OZELLIKLE KAYISI), KNOR DOMATES CORBA, TUM
    TENEKE KONSERVE VE TURSULAR, 7UP, SCHWEPPES (TUM URUNLERI), JELIBON,TAMEK
    YAPRAK SARMA, PIYALE HAZIR CORBA,OLIPS,
    E250 - TUM SOSIS VE SALAMLARDA
    E300 - FANTA PORTAKAL, CINOMEL
    E320 - ETI PUFY, KNORR ISKEMBE CORBA
    E223 - ULKER HAYLAYF, ALBENI
    E322 - ULKER COKOKREM

    TUM KOLALI ICECEKLERDE KULLANILAN KATKI MADDELERININ TESBITI ICIN ANALIZ
    YAPILMASINA IZIN VERILMEMISTIR (YAYINLARIMIZ DEVAM EDECEKTIR.)

    LUTFEN COGALTARAK DOSTLARINIZA DAGITINIZ

    Bilgilerine sunulur...
#04.08.2004 16:14 1 0 0