Buram Buram Kokun Gelir Ya Resûlallah

Son güncelleme: 15.08.2013 21:44
  • 40 yaındasın şiiri yokmu?
#02.07.2010 17:26 0 0 0
  • noimage


    Rahmetini umarak
    Günahkar bir dille;
    Allah azze ve celle

    Ya rasulallah,
    Âlemlere rahmet hayatın geçiyor kalbimizden,
    Kalbimizden seyrediyoruz seni.

    noimage

    İşte
    Bir yaşındasın,
    Beni sa'd yurdundasın
    Sana süt anne olmadı kadınlar
    Bu yüzden dargın bulutlar
    Bir damla yağmur indirmiyor
    Kıtlık hüküm sürüyor beni sa'd yurdunda
    Minicik bir bulut var gökyüzünde
    Sana aşık...
    Ayrılmıyor başucundan
    Ve insanlar yağmur duasında...
    Hz.halime kucağına alıyor seni
    Yeryüzünde bir gölgelik...seni güneşten korumak için
    Oysa minicik bulut gökyüzünde
    Sana meftun, sana kilitli...
    Ve dua eden rahibin kucağındasın
    Dünyalar güzeli gözlerine bakıyor rahip
    Kıtlığı da unutuyor, yağmuru da, duayı da
    Ama sen unutmuyorsun
    Uğruna canlarımız feda o gözlerinle gökyüzüne bakıyorsun
    O minicik bulut ilişiyor bakışlarına
    Büyüyor, büyüyor...
    Sonra nazlı, nazlı yağmur damlaları iniyor buluttan
    Fakat çoğusu bilmiyor yağmurun geliş sebebini
    Çoğusu bilmiyor seni...

    noimage

    Altı yaşındasın
    Medine-i münevvere yolundasın
    Yanında aziz annen ve ümmü eymen
    Yetimliğini hissediyorsun baba kabristanında
    Sonra yolda, ebva'da öksüzlük karşılıyor seni
    Mekke'ye annesiz giriyorsun
    Abdulmuttalip bir başka seviyor seni
    Ebu talip bir başka seviyor

    noimage

    Ya rasulallah
    Mekke çocukları annelerine seslenirler miydi senin yanında
    Onlar anne deyince sen yere mi bakardın
    Mekke rüzgarları kaç gece gözyaşlarını taşıdı ebva'ya
    Kaç gece anne diye hıçkırdın
    Efendim!
    Senin yerine de anne dedik annemize
    Senin yerine de baba dedik

    noimage

    Yirmi beş yaşındasın
    Ve bambaşkasın
    Kimse sana denk değil
    Şefkat yayıyor kokun
    Güven veriyor sesin
    Sen muhammed-ül emin' sin

    noimage

    Otuz üç yaşındasın
    Dalga dalga rahmet var

    Otuz beş yaşındasın
    Hadi gel bekletme yar
    İniltiler çalıyor kapısını göklerin
    Hadi gel bekletme yar
    Sinesi çatlayacak rasul bekleyenlerin...
    Hadi gel ey yâr!
    Nurdağına davet var

    noimage

    İşte
    Kırk yaşındasın
    Hira nur dağındasın
    Cibril iniyor göklerden
    Ve nokta nokta her yerden salat, selam yükseliyor
    Sen kâinatın yüreğinden hasretle kopan " ah! " sın
    Karanlık gecelerimize sabahsın
    Sen nebiyullahsın
    Sen habibullahsın
    Sen rasulullahsın

    noimage

    Niye incittilerki seni sultanım
    Niye işkence yaptılarki sana
    Ebu talip öldü diye mi bu pervasızca saldırılar
    Himayesiz kaldın diye mi
    Kabe'deki ağlayışın geliyor gözümüzün önüne
    " amca yokluğunu ne çabuk hissettirdin " diyişin
    Haremde namaz kılışın geliyor aklımıza
    Başına pislikler saçılıyor
    Başlar feda o mübarek başına
    Nasipsizler sana bakıp nasıl da gülüyorlar
    Biri koşuyor mekke sokaklarından sana doğru
    Biri koşuyor ama sanki yere inmiş arş-ı Âla
    " bu koşan kimdir " diye bir soru dolaşıyor boşlukta
    Bu koşan kim?
    Ve cevap veriyor biri:
    Muhammed' in kızı fatımatüz-zehra
    Velilerin anası...
    Yüzünü gözünü siliyor biricik kızın
    Sana yeryüzünde en çok benzeyen
    Gülmesi sen, ağlaması sen
    " ağlama kızım " diyişin geliyor aklımıza
    Niye çıkardılar ki yurdundan seni
    Himayesiz kaldın diye mi
    Onlar bilmiyorlar mıydı seni himaye edeni
    Seni yetim bulup barındıranı
    Seni alemlere rahmet kılanı
    Onlar deli diyorlardı sana, sen susuyordun
    Mecnun diyorlardı, şair diyorlardı, sen susuyordun
    "seni bizim elimizden kim kurtaracak" diyorlardı
    Sen,
    Sen " allah! " diyordun
    Allah azze ve celle
    Semayı haşyet kaplıyordu
    Sen " allah! " diyordun
    Arş-ı Âla titriyordu
    Bedir' de " allah! " diyordun
    Üç bin melek iniyordu alaca atlarda
    Yüz yirmi beş bin sahabi :
    " anam babam sana feda olsun " diyordu

    noimage

    Ya rasulallah
    Medine-i münevvere sokaklarında yürüyordun
    Neccar oğulları'nın küçük kızları seni görünce
    Sevinçten ne yapacaklarını bilememişlerdi
    " beni seviyor musunuz " diye sormuştun onlara
    " seni çok seviyoruz ya habiballah " demişlerdi
    Sen de:
    " allah biliyor ki ben de sizi çok seviyorum" demiştin
    Bu gün yaşayan gençler var
    Neccar oğulları'nın kızları diğil belki
    Ama seni onlar da çok seviyor
    Gözyaşlarından belli ki seni canlarından çok seviyorlar
    Senden başka kimseleri yok
    Allah biliyor ki sen onları da çok seviyorsun

    noimage

    Altmış üç yaşındasın
    Refik-i Âla duasındasın
    Senin için siyah yünden çizgili bir cüppe dokunmuştu
    Kenarları beyazdı
    Onu giyerek ashabının yanına çıkmıştın
    Ve mübarek ellerini dizine vurarak :
    " görüyor musunuz ne kadar güzel " demiştin
    Meclisinde bulunan biri sana seslenmişti :
    " anam babam sana feda olsun ya rasulallah, onu bana ver "
    Niye istemişti ki senden sevdiğini bile bile
    İstendiğinde katiyyen " hayır " demediğini bile bile
    " peki " dedin o zata
    Ve sen yine yamalı, eski cübbeni giydin
    Dostuna kavuşmana bir hafta kalmıştı
    Aynı cübbeden yine yine diktiler
    Ama giyinmek nasip olmadı
    Haberler uçurmuştun ebu hureyre' nin diliyle :
    " benden sonra öyle kimseler gelecek ki, keşke peygamberi görseydik de ne malımız ne evladımız olsaydı diyecekler "
    Ve hz. enes ile paylaşmıştın özlemini
    " beni görmedikleri halde bana iman eden kardeşlerimi görmeyi çok isterdim"

    noimage

    Sultanım!
    Ey medine minberinde " ümmeti, ümmeti " diye hüznü giyen sevgili
    Ey mekke mihrabında alemler hesabına " allah! " diyen sevgili
    Bize lütfu ilahi bahşedilen kapına diz çöktük, bey' at ettik
    Rabbinden bize ne getirdi isen amenna
    Duyduk, itaat ettik

    noimage

    Ya rasulallah
    Sen hâlâ kırk yaşındasın
    Ve hâlâ ümmetinin başındasın...

    noimage

    noimage
#06.07.2010 23:57 0 0 0
  • noimage

    Benimde gözümün yaşını siler misin?

    Ey Resul noimage!!!...

    Ey; gözlerinde cenneti saklayan, ayağını bastığı yerler cennet kokan nebi!.

    Ey; Yaradan'ın en guzel eseri! "Sen olmasaydın, sen olmasaydın...alemleri yaratmazdım!." dedigi! Var oluşunun şerefine, bütün varlığı hediye ettiği!

    Ey; insanoğlunun ufku -en güzel insan.. Allah'ın sevgilisi, kainatın gözbebeği!.

    Ey; rahmeten li'l-aleminnoimage!.

    Sen den şefaat dilenen biçarelerin en sefiliyim, desem.. şefaat eder misin?

    Ey; kupkuru çölleri cennete ceviren gülnoimage!

    Ey; gönlünden gül dökülen resulnoimage!

    Küçük kız çocuğunun elinden tutup da giden, kuşu ölen çocuğa başsağlığı dileyen.. gözlerinden yaş dökülen devenin gözyaşlarını silen resul!

    Benim de gözümün yaşını siler misin?

    Küçük kız çocuğunun tuttuğu gibi tutsam elinden; yüreğimden binlerce kuş uctu, bin'i de öldü desem.. bana cennet kuşlarından bir kuş bahşeder misin?

    Ey; Islam'ın peygamberi! Sevda ikliminin, en güzel mevsiminin.. en guzel çiçeği! Ama mahzun, ama kederlinoimage...

    Daima düşüncede, daima hüzün icinde ömründe, bir defa bile, kahkahayla gülmemiş... gül yüzlü, güler yüzlü sevgilinoimage!

    Gözlerimi yumsam, ve; hulyana dalsam... o gül kokulu gülüşün ile, benim de gözlerimin içine güler misin?

    Bir kerecik olsun seni düşünerek başımı koyduğum olmuşsa yastığıma, tutunduğum olmuşsa sana ve senin sevdana... işte onun, işte onun hatrına!

    Ey; gözünü sevdiğim, özünü sevdiğim, sözünü sevdiğimnoimage!

    Ey; gönlümün sultanı efendim! Ümidim, muradım, kurtarıcım, mujdecim...

    Seninle Kevser havuzunun başında bulusabilecek miyim?. desem...bulundugun yerden, yureğime bir damla su serper misin?noimage

    Seni sevsem!. Cok, cok sevsem!. Öyle cok sevsem ki; sen koksa özüm, yüreğim... sen koksa nazım, edam... gönlüm sen dolsa, benim herşeyim sen olsan !

    Ali'n, Fatıma'n gibi olsam! Seni, onlar gibi seviyor olsam... sen
    de; beni, onları sevdiğin gibi sever misin?noimage

    Ey; bize bizden daha ziyade merhamet eden! "Ümmetim, ümmetim!." diyerek, üstümüze titreyen!noimage

    Ey; en ziyade muhtacımız, en cok isteyenimiz! Bizi, Hak'tan
    dileyenimiz!.

    Sen, umanı umutsuzluğa düşürmezsin! Sen, senden isteyeni geri çevirmezsin!.noimage

    Senden, senin rahmetini dilesem... ey; alemlere rahmet olsun diye gönderilen, banada rahmet eder misin?

    Ey; Rahim!. Ve... ey; Kerim!.noimage

    Asr-ı saadet'ten değilim!. Kokladığın gül, soludugun hava, yediğin hurma, içtiğin süt, okşadığın kuzu, bindiğin deve, avuçladıgın kum dahi değilim!. Bir kez olsun, yüzüne yüz sürmedim!.

    Lakin; ben, senin.. "Kardeşlerim!." dediğindenim!. Ve; sana ve
    sünnetine revan olmak isteyenlerdenim! Ve lakin; daha hala sevgili...noimage

    Veysel Karani'nin tırnağının ucu misali bile değilim, desem... bana da hırkandan gonderir misin?

    Bi gecede yüreğime, bir nur olup düşer misin?noimage

    Sevgili Peygamberim! Rabbim; sana ve, senin al ve ashabına..
    ağaçların yaprakları, denizlerin dalgaları ve yağmurların damlaları sayısınca salat, selam ve bereketler ihsan eylesin;noimage

    noimage
#10.07.2010 00:09 0 0 0
  • noimage

    Kelamullah vahyedilen Muhammet
    Feyzullah var mıdır senin üstüne
    Gaffarın gönlünden kopan merhamet
    Lütfullah var mıdır senin üstüne

    Ya İsa Mesihr17;in övdüğü Resûl
    İsmini İncilr17;den silenler mesûl
    Nübüvvet mührünle değişti nesil
    Bismillah var mıdır benr17;in üstüne

    Sana özel Kelime-i Şehadet
    Senle güzel savmu salat ibadet
    Sayende yaşandı devri saadet
    Şadullah var mıdır günün üstüne

    Ya Şahlar Şahının Rahmeti Ahmet
    Burakla seyahat Miraçta vahdet
    İlahi muhabbet semavi sohbet
    Sadullah var mıdır senin üstüne

    Putpereste paymâl iken mazisi
    Payenle payidar Hac arazisi
    Ey Bedir fatihi Uhud gazisi
    Seyfullah var mıdır şanın üstüne

    Mahzundu Kâber17;nin ruhu İbrahim
    Seninle şadetti Rahman-ı Rahim
    Şefaat lûtfundur ya Abdürrahim
    Nasrullah var mıdır senin üstüne

    Az mı cefâ çektin az mı sefâlet
    Azminle kapandı devri cehâlet
    Ahiret yolumuz senle selâmet
    Beytullah var mıdır yönün üstüne

    Ümmetin olmuşuz Elhamdülillah
    Borçluyuz suçluyuz Estağfurullah
    Rahman seni kırmaz ya Resulullah
    Abdullah var mıdır senin üstüne

    Kemâle ermişler cemâlin gören
    Aşkınla bezemiş dokunu ören
    Ak zambak misâli kokunu veren
    Nurullah var mıdır tenin üstüne

    O kadar ağır ki mesuliyetim
    Cahilin cüreti naata niyetim
    Ya Hakkın Habibi Resûl-i yetim
    Hamdullah var mıdır senin üstüne

    İtiraf gerekse samimiyetle
    Şeytana şenlikdik umumiyetle
    Fethullah eyledin İslamiyetle
    Emrullah var mıdır senin üstüne
    Hayrullah var mıdır dinin üstüner30;

    CEMAL SAFİ

    noimage
#12.07.2010 13:42 0 0 0
  • noimage

    Ayağını Bastığı Yerler Cennet kokan Nebi!.

    Ey; Yaradan'ın en güzel eseri!. "Sen olmasaydın, sen olmasaydın alemleri yaratmazdım!." dediği!. Var oluşunun şerefine, bütün varlığıhediye ettiği!.

    Ey; insan oğlunun ufku -en güzel insan Allah'ın sevgilisi, kainatın gozbebeği!.
    .Sen den şefaat dilenen biçarelerin en sefiliyim, desem şefaat edermisin?.

    Ey; kupkuru çölleri cennete çeviren gül!.

    Ey; gönlünden gül dökülen resul!.
    Küçük kız çocuğunun elinden tutup da giden, kuşu ölen çocuğa başsağlığı dileyen gözlerinden yaş dökülen devenin gözyaşlarını silen Resul!.
    Benim de gözümün yaşını siler misin?.

    Küçük kız çocuğunun tuttuğu gibi tutsam elinden; yüreğimden binlerce kuş uçtu, bin'i de öldü desem bana cennet kuşlarından bir kuş bahşeder misin?.

    Ey; İslam'in peygamberi!. Sevda ikliminin, en güzel mevsiminin, en güzel çiçeği!.Ama mahzun, ama kederliDaima düşüncede, daima hüzün içinde ömründe, bir defa bile, kahkahayla gülmemiş gül yüzlü, güler yüzlü sevgili!.

    Gözlerimi yumsam, ve; hülyana dalsam o gül kokulu gülüşün ile, benim de gözlerimin içine güler misin?. Bir kerecik olsun seni düşünerek başımı koyduğum olmuşsa yastığıma,tutunduğum olmuşsa sana ve senin sevdana işte onun, işte onun hatrına!.

    Ey; gözünü sevdiğim, özünü sevdiğim, sözünü sevdiğim!.
    Ey; gönlümün sultanı efendim!. Ümidim, muradım, kurtarıcım, müjdecimSeninle Kevser havuzunun başında buluşabilecek miyim?. desem bulunduğun yerden, yüreiime bir damla su serper misin?.
    Seni sevsem!. Çok, çok sevsem!. Öyle çok sevsem ki; sen koksa özüm, yüreğim sen koksa nazım, edam gönlüm sen dolsa, benim herşeyim sen olsan ! Ali'n, Fatıma'n gibi olsam!. Seni, onlar gibi seviyor olsam sen de; beni, onları sevdiğin gibi sever misin?
    Ey; bize bizden daha ziyade merhamet eden!. "Ümmetim, ümmetim!." diyerek, üstümüze titreyen!.

    Ey; en ziyade muhtacımız, en çok isteyenimiz!. Bizi, Hak'tan dileyenimiz!.
    Sen, umanı umutsuzluğa düşürmezsin!. Sen, senden isteyeni geri çevirmezsin!.

    Asr-ı saadet'ten değilim!. Kokladığın gül, soluduğun hava, yediğin hurma, içtiğin süt, okşadığın kuzu, bindigin deve, avuçladığın kum dahi değilim!. Bir kez olsun, yüzüne yüz sürmedim!.
    Lakin; ben, senin "Kardeşlerim!." dediğindenim!. Ve; sana ve sünnetine revan olmak isteyenlerdenim!. Ve lakin; daha hala sevgili Veysel Karani'nin tırnağının ucu misali bile değilim, desem bana da hırkandan gönderir misin ?

    Doğduğun günün, gecenin hürmetine bu gün ve gece; yüreğime, bir nur olup düşer misin?
    Sevgili Peygamberim!. Rabbim; sana ve, senin al ve ashabına ağaçların yaprakları, denizlerin dalgaları ve yağmurların damlaları sayısınca salat, selam ve bereketler ihsan eylesin;
    AminAminAmin

    noimage
#15.07.2010 14:02 0 0 0
  • noimage

    Keske hep askinla oturup askinla kalksam. Askinin odunda pervaneler gibi can verip yansam.
    Ebediyete ayarli kalbimi, "Ya Bâkî Ente'l-Bâkî " sirriyla Hakk'a hediye sunsam. Kalbini nasil yarip arindirdiysa melekler, ben de Seni rehber edinip kirlerimden arinsam.
    Rabbim'e giden yolda dünyadan firar etsem, merhametinin gölgesine siginsam. ürkek ceylan misali yanina sokulsam.
    Bir yolunu bulsam, muhabbet menbai olan gönlüne aksam.
    Ve yanlis efendilere köle olmaktan ebediyen kurtulsam.
    Keske hep askinla oturup, askinla kalksam..

    noimage
#25.08.2010 12:57 0 0 0
  • noimage

    Senin yolunu arıyoruz Ya Rasulullah
    Kalplerimiz seni arıyor,
    Gönlümüz seni arıyor Ey Nebi
    Senin gül kokan yolunu arıyoruz

    Gökteki yıldızlar senin ışığını arıyor
    Kalplerimiz Nur ışığını arıyor
    Kalplerimiz sızlıyor, Ya Rasulullah
    Yüreklerimiz senin Nurlu yolunu arıyor

    Semada Melekler senin yolunu arıyor
    Senin Nur kokunu duysam,
    Rüyamda senin ışığını görebilsem
    Senin sevgi dolu yolundanyürüyebilsem
    Keşke Ya Rasulullah

    Ey Nebi Sen kalplerimizde taht kuran,
    Gönlümüzün Sultanısın,
    Gökyüzü sessizliğe bıraktı kendini,
    Bulutlarda senin adın yazıyordu

    Ey Muhammed diyordu bulutlar
    Yer, gök Senin adınla çalkalanıyor
    Gönüllerimiz sana hayran,
    Yüreklerimiz Aşkınla yanıyor Ey Nebi

    Gel Ey Nebi gönüllerimize, yüreklerimize
    Yine Nikabınla gel,
    Yolunu güllerle donattık,
    Bizi yolundan ayırma Ya Rasulullah




    Emre Kölemen
#01.09.2010 07:23 0 0 0
  • noimage

    Seherde açılır Hak'ın kapısı
    Şefaat bekler Ümmetin hepisi
    Ol İmam Ali'nin güzel kokusu
    Şefaat Ahmed'e nuru Muhammed

    Sözümün beyanı kasdı Sendedir
    Her daim aşkın can ile tendedir
    Ol Hasan Hüseyin dahi ordadır
    Şefaat Ahmed'e nuru Muhammed

    Ol kıyamet gününde mahşer kurulur
    Ettiğimiz hatalar anda sorulur
    Her günaha bir süal sorulur
    Şefaat Ahmed'e nuru Muhammed

    Nideyim gönlümün tarlası çorak
    Mahsül alınır mı düzeltmek gerek
    Bu Ahmed'in dileği Cemali görmek
    Şefaat Ahmed'e nuru Muhammed

    Ladikli Ahmet Hüdai 1888-1969
#01.09.2010 07:25 0 0 0

  • noimage

    Gelişini haber verdi Nebiler,
    Son dönemde gelir Ahmed dediler,
    Melekler yoluna güller serdiler,
    Selam sana ya Muhammed Mustafa,
    Nûr-ı çeşmin gönüllerde zevk sefa.

    İsrafil ninniler söyledi cana,
    Çocuklukta özlem duydun babana,
    Anam babam feda olsunlar sana,
    Selam sana ya Muhammed Mustafa,
    Ruhu nakşın gönüllere pür şifa.

    Gençliğinde cesur, mert bir civandın,
    Doğruluğa ta yürekten inandın,
    Muhammedü'l-emin unvanı aldın,
    Selam sana ya Muhammed Mustafa,
    Cemâlin benzerdi hüsn-ü Yusuf'a.

    Ceddin İbrahim'in Hanif dininde,
    Bazen tüccar oldun Kenan ilinde,
    Yalan yanlış yoktu senin dilinde,
    Selam sana ya Muhammed Mustafa,
    Meleklerde olmaz sendeki vefa.

    Mirâcına şahit oldu âlemler,
    Sevenler müjdeli haberi bekler,
    Firâkından yandı bütün felekler,
    Selam sana ya Muhammed Mustafa,
    Gelmek istiyorum senin tarafa.

    Ağzında dualar, gözlerin yaşlı,
    Çocukla çocuktun, yaşlıyla yaşlı,
    Oldukça vakurdun, hep ağır başlı,
    Selam sana ya Muhammed Mustafa,
    Şöhretin yazıldı nurlu Mushaf'a.

    Konuşurken sesin gayet sakindi,
    Bakışın kararlı, gözler emindi,
    Firdevs dedikleri Cennet tenindi,
    Selam sana ya Muhammed Mustafa,
    Allah remzeyledi mim-i hurûfa.

    Tenin gül kokardı, nefesin reyhan,
    Dünyada sultandın, ukbada sultan,
    Seni görmek ister bu fakir her an
    Selam sana ya Muhammed Mustafa,
    Şefâatin göster koyma A'râfa.

    Ahlâkın Kuran'dı âdabın Furkân,
    Ashâbın ışıktı, Ehl-i beyt nurdan,
    Resul ayrılamaz çâr-ı yarından,
    Selam sana ya Muhammed Mustafa,
    Ehl-i Beyte canlar feda bin defa!

    Şah Ali, Fatıma, Hasan, Hüseyin,
    Sevdam Zeynep ile Zeynel Abidin,
    Sensin kıblem, sensin Kevser, sensin din!
    Selam sana ya Muhammed Mustafa,
    Her zerrene Halit feda bin defa.
#02.09.2010 07:13 0 0 0
  • noimage

    Topladım gülleri düştüm yollara
    yolum yine uzar patikalara
    mevlam rahmeyliyor bütün kullara
    o yüce resule ben gidiyorum

    noimage

    Açılsında yollar sana geleyim
    öyle özledimki seni ey Resul

    Yoruldu yüreğim dert çeke çeke
    kurudu gözlerim yaş döke döke
    yolların üstüne gül eke eke
    o yüce Resule ben gidiyorum

    noimage


    Açılsında yollar sana geleyim
    öyle özledimki seni ey Resul

    Bu yolun sonunda medine vardır
    hasreti gönlünde yanar yıllardır
    her mevsimi güldür yeşil bahardır
    o yüce Resule ben gidiyorum

    noimage

    Açılsında yollar sana geleyim
    öyle özledimki seni ey Resul

#02.09.2010 23:44 0 0 0
  • noimage

    Sevgili!
    Sen gitmiştin...
    Koyup bir başımıza, bırakıp pak ellerimizi, gurbetlerine salmıştın bizi.
    Yetim kaldık, öksüz kaldık ve ellerimiz kirlendi yokluğunda...
    Sen gitmiştin...
    Ayrılıkların dilini hece hece ağlıyoruz şimdi.
    Akşamlar iniyor dağlara ve hasretimiz yankılanıyor yamaçlarda.

    Sevgili!
    Nasıl iltica edelim sana ;
    huzuruna nasıl varalım, yalvaralım?!.
    Ve duyurabilsin mi sesini!?.
    Efendim, duyar mısın sesimizi?..

    Sevgili!
    Sen aşk ikliminde sultan, sen güzellik şahikasında dolunay, sen vefa göğünde
    hilal.
    Biz bir bakışının dilencisi,
    biz dolunay tutkunları,
    biz bayramı gözleyen oruçlar.
    Güzellik ordusunun hakanı sen, gam ruzigârinda gedalar biz.
    Sen imrenme, biz ayıplanma.
    Sen özüsün varlığın ve biz varlık iddiasında küstah yoksullar.
    Sen sabah yıldızlarının ışığı, biz gaflet uykusunda kervancı.
    Dert ve keder denizinde çığlık çığlığayız biz,
    kumrular ve bülbüller seni bestelemekte oysa.
    Çığlıklarımızı bestelere karıştırıver efendim,
    düşkünlerine, savrulmuşlarına kulak ver.
    İtivermezsin elinin tersiyle bizi, değil mi efendim?..

    Sevgili!
    Sen gitmiştin...
    Yokluğunda kaybettik önce varlığımızı ve sonra yok eyledik aklımızı da.
    Hasretinle akan zamanlarda cevherimiz özden, madenimiz mıknatıstan ayrıldı.
    Sen gitmiştin...
    Gönüllerimiz billur kadehler gibi çalındı sengsarlara;
    ırmaklarımız mecralarında susuzluğa mahkum edildi.
    Sen gitmiştin...
    Çelik mermere çarptı, iradeye ateş düştü yokluğunda.
    Hasretinden akıllar yitirildi efendim,
    gönüller gölgelere düştü.
    Kucak kucağa güneşlerimiz söndü,
    dudak dudağa denizlerimiz kurudu
    ve sen gitmiştin efendim.
    Sen gitmiştin...
    Seninle birlikte her şeylerimiz gitti.
    Şehitlerimiz kefenlerinden sıyrıldı senden sonra;
    kanlarımız sahralar doldurdu.
    Kelimelerimiz anlamlarını yitirdi,
    kutlu erlerimiz tutsak oldu nefis ordularına...
    Hiçbir şey kazanmadık ayrılığında, efendim,
    hiç kâr elde edemedik.
    Aldandık, hep aldandık.
    Delilimizi yitirdik, delillerimizi yitirdik.
    Dillerimiz dilim dilim edildi efendim.
    Bize sevmeyi unutturdular ilkin;
    sonra sevginin ne olduğunu...
    Kendi gönlüne ihanet edenlerimiz, gönlün kendisine ihanet ediyorlardı artık.
    Vurgunlar yedik pes pese efendim...
    Ve sen gitmiştin.

    Sevgili!
    Sen gitmiştin...
    Biricik sığınağımız, varlığımızın övüncü, yüz akımızdın.
    Hayırları söyleyip gitmiştin,
    biz ser işler olduk.
    Uzun uzun emellere kapıldık,
    kapılanıp kaldık umutların kapısında.
    Yolunda yürümekten üzerimize düşen,
    baş kaldırdık önce ve sonra yıkılışlar gördük hep efendim.
    Ellerimiz vardı açıldıkça dolan, uzandıkça verilen;
    böğrümüzde kaldı ellerimiz.
    Hanım idik halayık olduk;
    bay idik köle edildik.
    Sen gitmiştin...
    Yanmış igsilerle kara bahtımıza kara resimler çizdiler.
    Aşk dervişleri avare, pejmürde, hercâyî rüzgârlara kapıldılar,
    dönüşlerinin ahengini kırdılar.
    Bölük bölük kadınlarımız,
    grup grup erlerimiz,
    demet demet çocuklarımız,
    kimi güler, kimi ağlarken yitirdiler kendilerini.
    Ve sen gitmiştin efendim...
    Sevgili!
    Hani bir aşk idin, bir güzellik idin sen, güzellikle askın kesiştiği
    prizmada.
    Güzelliğin cihanı gösteren bir ayna;
    aşkın o aynanın cilası idi hani.
    Güzelliğin olmasa efendim,
    aşkı hiç bilmeyecekti cihan;
    aşkın olmasa güzelliği hiç anlamayacaktı.
    Aşk pazarında mezat hep güzelliğine; güzellik yurdunda yollar hep aşkına
    durmuştu efendim...
    Ve sen gitmiştin...
    Sevgili!
    Derd ile ağlayandın; hem derde salandın!..
    Gönül yurdunda çaresizlerin çaresi, hastaların merhemiydin.
    Saadetle yasamış, saadet çağını yaşatmıştın.
    Suretleri ve canları iman ile sen şekillendirmiş,
    "Lâ" ile "Illa"yi i'câz ile sen dillendirmiştin.
    Sen gidince, ey sevgililer sevgilisi, güvercinlerimiz tuzaklara esir düştü;
    Hüdhüdlerimizin mil çekildi gözlerine.
    Artık düşmanlarımız dostlar arasında;
    dostumuz düşman içinde.
    Divanelere döndük, yaya kaldık yolunda.
    Kendimizi unuttuk, seni bilmez olduk...
    Sana muhtacız!..
    Sana en fazla muhtacız.
    En fazla sana muhtacız.
    Uyandır bizi uykumuzdan...
    Gel ey sevgili!
    Bir gelişle gel, bir gülüşle gel.
    Doğ ufkumuza, sar dünyamızı, gir gönlümüze yeniden...
    Sana muhtacız...


    Sana en fazla muhtacız...



    alıntı
#06.09.2010 11:53 0 0 0
  • noimage

    Yüreğimde öyle bir sevgi var ki
    Anlatmak mümkün mü Ya Resulallah
    Bağlanmışım Sana Sana gönülden
    Koparmak mümkün mü Ya Resulallah!

    Gözlerimden yaşlar akıyor
    Yüreğimde aşkın yaşıyor
    Özlem ırmak olmuş taşıyor
    Dindirmek mümkün mü Ya Resulallah!

    Ya Resulallah Ya Habiballah
    Ya Resulallah , Ya Habiballah, Ya Nebiallah
    Ya Resul, Ya Habib, Ya Nebiallah!..



    ♥ Sallallahü teala aleyhi vesellem..♥

    Mehmet Şevket Bayram

    noimage
#07.09.2010 09:55 0 0 0
  • noimage

    Kimilerimiz için sen hiç ölmedin, o ender bahtiyarlar seni hep içlerinde, işlerinde, hayatlarında, düşüncelerinde, duygularında, eylemlerinde, evlerinde yaşattılar.

    Kimilerimiz için de sen hiç doğmadın. Onlar hep senden mahrum yaşadılar. Şol mahiler ki derya içreydiler, deryayı bilmediler.

    Varlığının kaç bahara bedel olduğunu bilmeyenler yokluğunun ıstırabını nasıl duysunlar Efendim?

    Mustafa İslamoğlu
#11.09.2010 00:40 0 0 0
  • noimage

    Ey; gözünü sevdiğim, özünü sevdiğim, sözünü sevdiğim!.

    Ey; gönlümün sultanı efendim!. Ümidim, muradım, kurtarıcım, müjdecimSeninle Kevser havuzunun başında buluşabilecek miyim?. desem.. bulunduğun yerden, yüreiime bir damla su serper misin?.
    Seni sevsem!. Çok, çok sevsem!. Öyle çok sevsem ki; sen koksa özüm, yüreğim.. sen koksa nazım, edam.. gönlüm sen dolsa, benim herşeyim sen olsan ! Ali'n, Fatıma'n gibi olsam!. Seni, onlar gibi seviyor olsam.. sen de; beni, onları sevdiğin gibi sever misin?
#13.09.2010 01:32 0 0 0
  • noimage

    Va'd-olunan Makamı-Mahmud'a ilk varınca,
    Yüceler Yücesinin Huzurunda durunca,
    Mümtaz Müsafirliğin,iltifatlar görünce,
    Rabbi'mize ,bizden de söz ediver Efendim.

    Baş Tac'ımız efendim,Rabbi'mizden dile ki,
    Ülkemi-Milletimi-Dinimi esirgesin.
    Yüz yıllarca Ecdadım öyle hizmet etti ki,
    Cihan ALLAH'ı bilsin, tek Din İslam'dır desin.


    Alinti
#24.09.2010 00:50 0 0 0
  • noimage


    Hicranla yandı gönlüm hâlimi sormaz mısın?

    Dil ucuyla olsun melâlimi sormaz mısın?

    Bilmem ki yoksa, dost vefâsından şüphen mi var...!

    Lûtfedip bir kere hayâlimi sormaz mısın?



    Dostlara ülfet yağdı, bize iltifat yok mu?

    Kebab oldu sînem âhıma itimat yok mu?

    Yüz sürüp izine bekledim ilk günden beri,

    Yoksa bende Sen'in sevgine istidat yok mu...?
    __________________

    Fethullah Gülen
#25.09.2010 17:48 0 0 0
  • noimage

    Sevgili!
    Ümmü Mektum gibi
    Seni görmeden sana sesleniyoruz
    Alıp verdiğin nefesi duyar gibi
    Sanki açınca gözlerimizi
    Seni görecekmişiz gibi
    Sana sesleniyoruz.
    Senin huzurunda ses yükselmez.
    Edeple konuşulur; edeple susulur.
    Hele biz ki bu kapının dilencileri,
    El açıp beklemekten başka
    Bize bir şey düşmezdi ama
    Şu araya giren yıllar olmasa
    Medine'ne uzak yollar olmasa
    İsmin anılınca yürek yanmasa
    Kapında beklemekten başka
    Bize bir şey düşmezdi.
    Bekliyoruz Sultânım!
    Rüyada olsa bile
    Belki teşrif edersin diye
    Hem de hiç kimseyi beklemediğimiz gibi.
    Seni bekliyoruz.
    Gelseydin,
    Bizim için cennet olurdu gelişin.
    Gelseydin,
    Saadetli asrından gönderdiğin selâmını,
    'Kardeşlerim' deyişini
    Birbirimize nasıl anlattığımızı görürdün.
    Gelseydin,
    Dolaşsaydın sofralarımızı,
    Bir tabak fazla görecektin,
    Bir bardak, bir kaşık fazla
    Ve sofrada bir yer boş,
    Baş köşe! ..
    Ola ki Sen(A.S.M.) lutfeder gelirsin diye.
    Gelseydin,
    Dolaşsaydın gecelerimizi,
    O 'Kutlu Doğum' gecelerini,
    Anneler görecektin.
    Yeni doğmuşsun gibi,
    Yeryüzünü yeni teşrif etmişsin gibi,
    Mışıl mışıl uyuyasın diye
    Seni sabahlara kadar
    Hayalen ayaklarında sallayan anneler görecektin.
    Sevgili!
    Gelseydin,
    Medine-i Münevvere'den dünyaya yayılan Ashabın gibi,
    Eyyüb Sultan gibi,
    Kab bin Malik gibi,
    Bir fecir vaktinde,
    Henüz yirmisinde yirmi beşinde,
    Bırakarak yurtlarını ocaklarını,
    Hedeflerine ilahi rızayı koyan,
    Arkalarına bakmayı ar sayan,
    Yiğitler görecektin.
    Onlar senin yiğidin,
    Elleri, o öpülesi elleri,
    Kimbilir hangi memleketin zemheri soğuklarında üşürken,
    Senin köyünün hayaliyle ısındılar.
    Gelseydin,
    Gecenin zifiri karanlığında,
    Uykunun en tatlı aralığında,
    Rabiatül Adeviyye gibi Rabbiyle başbaşa
    Gençler görecektin.
    Gözyaşı dökerken günahlarına,
    Veysel Karani'den istediğin gibi,
    İnsanlığa dua eden gençler görecektin.
    Gelseydin,
    Asr-ı saadet gibi olmasa da,
    Koklanmaya değer güllerimiz vardı.
    Yine senin ikliminde yetişen.
    Ama sen gelseydin,
    Dikenler bile gül kokardı EFENDİM(A.S.M.) ! ! !
    Seninle göz göze gelmeden gizli gizli seni seyretmek
    Hz.Vahşi gibi
    Hani sen Hane-i Saadet'ten Mescid-i Nebevi'ye giderken
    Aişe annemiz ardından hayran hayran bakardı.
    Seni mescidin önünde bekleyen Ashabı'nınsa
    Bakışları yerdeydi.
    Edepten göz göze gelmezlerdi.
    Sende(A.S.M.) tebessüle nazar ederdin.
    Mütebessim çehreni bir Ebu Bekir(R.A.) görürdü,
    Bir de Ömer(R.A.)
    Şimdi okununca Ezan-ı Muhammedi
    Pencerelerde, kapı önlerinde,
    Seni(A.S.M.) bekleyen nemli gözler var.
    Gelseydin,
    Ve yürüyüp geçseydin önümüzden,
    Gülleri bayıltan o enfes kokunu çekerdik içimize.
    Sevgili!
    Hakiki aşıkların sana doğru uçarken
    Bizim bu yaptığımız yolda emeklemekti.
    Dünya güzelliğiyle kollarını açarken
    Bize düşen el açıp kapında beklemekti.
    Sevgili!
    Bekliyoruz!

    :: Dursun Ali ERZİNCANLI::.

    noimage
#27.09.2010 13:37 0 0 0
  • noimage

    Efendim yoktun, vicdanlar sağırdı!
    Kapalıydı basiretler ve gözler!
    Diri diri kız gömmek ne ağırdı!
    İnsan ki hep cehaletten tökezler!

    noimage

    Sen geldin aramıza bir nur doğdu.
    Kapandı devri cahiliye birden.
    İslam köle pazarlarını kovdu.
    Kurtardı çocukları şirkten kirden.

    noimage

    Yetim büyüdüğün için mi bilmem?
    Okşar tüm çocukları çok severdin!
    Ondandır sana pür dikkat kesilmem!
    Çocuk sevgisini bize sen verdin!

    noimage

    Bizlere gönderilen rahmetsin sen!
    Ben ki rahmet peygamberiyim derdin!
    Övülmüş Muhammed ve Ahmetsin sen!
    Tüm çocuklara merhamet ederdin!

    noimage

    İlk örnek sevgin, Hasan'la Hüseyin!
    Kâh omzundadır, kâh kucağında.
    Onlar ki torun değil, göz bebeğin!
    Ana kucağı, dede ocağında.

    noimage

    Her sözün sonsuz rahmettir, yağmur, kar!
    Bin dört yüz yıldır yağar kalbimize!
    Sözün sevgi pınarı gibi akar:
    Merhamet edilmez merhametsize!
#29.09.2010 08:37 0 0 0
  • noimage

    Aşkın bir gök gibi yayılır göğsümüze Ya Rasulallah!
    Umutlar filizlenir,bahar gelir yeryüzüne Ya Rasulallah!
    Cuşa gelir,cezbelenir cümle canlar,
    Can verir cemalin seyrine Ya Rasulallah!
#01.10.2010 21:59 0 0 0