Düşündünüz mü hayatınızda ki cam kırıklarını. Bir daha asla bir araya gelemiyecek olan cam parçacıklarını.
Darmadağın ettikten sonra onları toplayın bakalım şimdi tabi başarabilirseniz. Kırılan hiç bir parça gelmez ki
bir daha yerine birleşmez ki yeniden eskisi gibi. Bende şimdi arıyorum dağılan parçalarımı. Biliyorum nafile
ama belki de diyorum en azından bir kaç parça denk gelir birbirine.
Kırmak kolay da ardından bir daha onları biraraya getiremeyeceğimizi tahmin etmek zor sanırım.
Bir anda her şey bitebiliyor. Bir söz bir hareket o kadar basit ki yıkmaya her şeyi. Yıllanmış dostluklardan tutun da
hiç bitmiyecekmiş gibi gözüken aşklara kadar ne kaldıysa elimiz de bir bakıyosunuz hiç birisi yok işte.
Hayat öğretmiyor mu bize; ya da biz mi anlamak istemiyoruz sabretmeyi. Bardağın dolmasını beklemeden
küçük kuytular da büyük fırtınalar koparıyoruz. Ve bir hamlede elimizin tersiyle itiyoruz onca sene emek
verdiğimiz yaşanmışlıkları ve bilemediğimiz yaşanacakları…
Her işte vardır bir hayır deyip kolayca ardına mı saklanıyoruz yoksa yaptıklarımızın.
Kırıldıkça elimizde ki parçalar çoğaldıkça çıkmazlarımız artıyor.
Bazen kapanan bir kapının ardından da yeni bir kapı açılamayabiliyor.
İşte o yüzden;
Ne kadar az cam parçacığı varsa yaşamınız da şanslısınız demektir.
"Yârim" ne güzel kelimeydi."
Söyleyecek söz kalmazdı ardından.
Tek başına kaç cümleye bedeldi kelimeler.
Eskiden harfler daha mı kıymetliydi?
Bir mektup yeterdi aylar süren ayrılıkların sessizliğini kapatmaya.
Tek bir yemin yeterdi aradaki mesafeleri azaltmaya.
Artık hiçbir şey o kıvamda değil. İbre şaştı, ayar bozuldu sanki.
El titredi, akort bozuldu sanki. İlişkilerimizin ahengi eskisi gibi değil.
Kelime cömerdi, duygu cimrisi bugünün insanı. Konuşmaya gelince açıyor ağzını,
duygulanmaya gelince tutuyor kendini. Zaman yok ya, hep bir telaş halindeyiz ya,
bunca koşuşturma arasında kimsenin durup da duygulanmaya vakti yok...
Son GÜNLERDE; bir surat bir surat ki GELİNDE, çayımı bile yarım dolduruyor BEY.
Allah'tan KULAKLARIM ağır işitiyor da, duymuyorum ne söylediğini…!
Ama yinede HİSSEDİYORUM..! Beni, bu evde galiba istemiyor artık. Hey gidi günler heeey…!
OĞLUNU bilirsin, vur kafasına al lokmayı. İki ara bir derede ne yapsın…?
ANA bu, atsa atılmaz; satsa satılmaz.Bana artık gizli gizli sarılıyor bey...!
Dün akşam, UYURKEN öptü beni biliyor musun? Nasıl ağırıma gitti nasıl…!
Artık AKİDE ŞEKERİDE getirmiyor.
Hani dişlerim yok ya, güya yerken garip sesler çıkarıyormuşum da; çocuklar İĞRENİYORMUŞ benden.
Yok; vallahi yalan bey, hiç yapar mıyım ben öyle şey..?
GELİN; çocuklara masal anlatmamı da yasakladı. Üstelik seninle konuşuyormuşum diye, duvardaki resmini bir yere sakladı.
Olsun, koynumdaki resminden haberi bile yok..!
Yine de BEDDUA edemem bey, oğlumun karısı; torunlarımın anası o…!
Geçenlerde üst KOMŞULAR geldi. Ne konuştuklarını duymayayım diye, kapıyı üstüme kilitledi.
Duymadım, duyamadım; lakin hissettim. DÜŞKÜNLER EVİNE yatıracaklarmış önümüzdeki ay beni.
Ne yalan söyleyeyim epey ağırıma gitti, epey…! Ha, SEN ne diyorsun bey..? Hani bir görünsen OĞLUNA…!
Ne de olsa babasısın, seni dinler. Bu odada oturur, vallahi hiç dışarı çıkmam.
Akide şekeri de istemem. MASALDA anlatmam artık çocuklara. Ne olur, AYIRMASINLAR beni bu evden.
Yaşayamam, nefes bile alamam. Sana ait anılardan uzak ne yaparım ben, ne yaparım..?
Şu camın PERVAZINDA hayalin durur, çekmecelerde el izin.
BASTONUN hala duvarda asılı. İstemiyorlar beni artık, istemiyorlar hasılı...!
HEY GİDİ GÜNLER HEY..! Hani DİYORUM, bir çağırsan..!
Yoksa, yoksa sendemi UNUTTUN beni bey…?
Ona sahip olduğunuzda kendinizi özel ve üstün hissedersiniz. Başarı başka insanlara yardım etme imkanı sunar size.
Hayatınızı dilediğiniz gibi şekillendirme imkanınız olur. Daha özgür ve kendi kendine yetebilen, kendi ayakları üzerinde durabilen,
başkalarına bağımlı olmayan bir insan olursunuz.
Kişisel başarıyla ilgili her formül insanın şahsi teşebbüsü ile başlar ve biter. Kurallar oldukça azdır, ancak kudretlidir.
Amacını tespit et, heyecan ve olumlu düşünce ile kendini ateşle. Meslek hayatına başkalarına yardım ederek başla ve öyle bitir.
Bu kalıp içinde her insan kendi mermer bloğundan heykelini yapabilir. Meydana çıkacak son eser de başarısının hikayesi,
şahsi teşebbüsü, yükselme hırsı ve çabasının bir sonucu olacaktır.
Siz kendinizi başarılı yapmazsanız, kim sizi başarılı yapar ki?
Başarının sırrı iki kelimedir : DOĞRU KARARLAR!
Doğru kararlar ise TECRÜBE ile alınır.
Aklın düşünebildiği her şey kazanılabilir.
Geçmişi en az yedi yüzyıl geriye uzanan Lefkara işi Kıbrıslıların gurur kaynağı.
Büyük el emeği, göz nuru gerektiren bu el sanatının değerini ilk keşfedenlerden biri de büyük sanatkar Leonardo da Vinci olmuş.
Sanatçı Lefkara işinin dere adlı motifini o kadar beğenmiş ki “Son Akşam Yemeği” adlı tablosunda bu motife yer vererek onu ölümsüzleştirmiş.
Yolunuz eğer Kıbrıs’a düşmüşse ve de el sanatlarına düşkünseniz görmeniz gereken ilk şey Lefkara işi örtüler olmalı.
VERİLEN LİNKTE HER TÜRLÜ BİLGİYE ULAŞABİLİRSİNİZ...
İnanılmaz şahaser bir çalışma .
Güzel değil ! Bin defa güzel bir program . Bugüne kadar gördüğüm
en başarılı bir mail ! haritaların üzerine son açılışa kadar kademe kademe
bir kaç defa tıklamanız gerekebiliyor . Başlayınca bir saat değil bir hafta
bile programın karşısından kalkmak istemeyeceksiniz !
Bir dosyaya alıp zaman zaman seyredebilirsiniz .
Dünyanın görmek istediğiniz yeri neresiyse oraya tıklayın.
Konuştum SUS dediler...SUSTUM Cevap Beklediler...Ağladım Gül Dediler...Güldüm Gamsız diye Seslendiler..
.Sev Dediler Herkesi Sev...Sevdim...Saf Bildiler... Kırdılar Kalbimi Affet Dediler...Affettim Tekrar Tekrar Sancıttılar.
..Benimse Bir Tek Sözüme Sırt Çevirdiler...Hayatın Kuralı bu Yanılacaksın Kırılacaksın Üzüleceksin Dediler..
.Ama Hiç Dedirtmediler hep Dediler...Bırakmadılar, Ben de Diyeyim İçimdeki Sızıyı, Sancıyı, Kırgınlığı..
.Hep Dediler ama Dinlemediler...Aldırmadılar GÖZYAŞLARIMA...Bense hep SUSTUM...SUSTUM...
SUSTUM.Bugün İse Artık Dinleselerde KONUŞAMAM...Diyecek Sözüm Kuracak Cümlem, Koyacak Noktam Kalmadı..
.Ne var Ne yok Boğazımda Düğümlendi...Yutkundum Oracıkta Kaldı...Kimseyi Kırmamaktı, Üzmemekti Susmamda ki Amaç..
.Ama Geriye Dönüp Baktığımda Ben o Kadar KIRILMIŞIM ki...ACI Bir Gülümseme Kaldı Benliğimden Geriye...
HAYATIMIZA bir "MERHABA" ile girerler..
"HAKKIM HELAL olsun" DEYİP cıkarlar..!
Geride kalana söz hakkı bırakmazlar bile..
Ne kadar AĞLAMIşIZ,
Ne kadar ÜZÜLMÜSÜZ umursamazlar..!
Bunlar DOKUNMAZ DA insana..
HAKKIMI HELAL ETTİM.. deyisleri var ya,
HARAM ETTİKLERİ hayatın,
Birde HELALLİGİNİ vermeleri, cok dokunur insana...!!!!
Anlayış, başkalarının görüşünü kabul etmemiz gerektiği demek değildir.
Sadece onu anlamaya çalışmaya hazır olduğumuz demektir.
Herkesin, bizimkilere uymayan, kendileri için geçerli olan kendi deneyimleri olduğunu kabul etmedikçe, bunu yapamayız.
Herkesin dünyayı bizim gibi görmesini bekleyemeyiz.
Sevgimizin gücü, sorunlarla ve düş kırıklıklarıyla nasıl başa çıktığımızda kendini gösterir.
Yaşamımızda her şey güzelce akıp giderken hoş ve olumlu olmak kolaydır.
Ama yaşamın akışı değişip de geçici olarak bizi güçsüz bırakırsa, o zaman gerçek gücümüz ortaya çıkar.
Sevgi bize "Neden ben?" diyerek zaman kaybetmemeyi, onun yerine, "Şimdi ne yapmalı?" demeyi öğretir.
"Affetmezseniz sevemezsiniz. Sevgisiz hayat da anlamsızdır.”
Gittiğiniz her yere sevgi götürün...