ZELAL

ZELAL

Moderatör
15.04.2010
Korgeneral
83.595
Hakkında

  • Üzüm B, C, E vitaminleri ile potasyum, kalsiyum, magnezyum, sodyum, fosfor, demir ve kükürt minerallerini açısından zengin bir meyvedir.

    1- Böbreklerdeki kum ve taşların düşürülmesine büyük fayda sağlar.
    2- Kalp ve damar sağlığı için faydalıdır
    3- Karaciğer, dalak, mide ve dimağ hastalıklarının giderilmesine yardımcı olur.
    4- Kansere karşı koruyucu özelliği vardır.
    5- Nefes darlığına iyi gelir.
    6- Kan yapıcıdır
    7- Kabızlığı giderir.
    8- Antioksidandır.
    9- Bağışıklık sistemini güçlendirir.
    10- Sindirimi kolaylaştırır.

    HThayat
#18.08.2022 19:53 10 0 0
  • Göz Altı Morlukları Neden Olur, Nasıl Geçer - Göz Altı Morluklarına İyi Gelen Doğal Çözüm Öneriler



    "Göz altı morlukları yorgunluğun ve yoğun stresin en hızlı şekilde dış görünüşe yansıdığı sorunlardan biridir. Bazı durumlarda şişkinlik ve göz altı torbaları da bu duruma eşlik eder. Peki göz altı morlukları nasıl geçer, neden olur? İşte, göz altı morluklarına iyi gelen evde doğal çözüm önerileri…"

    Göz çevresindeki koyu halkalar ve göz altı torbaları zamanla göz altı morlukları sorunlarına yol açabilir. Göz altı morlukları kişinin yorgun ve daha yaşlı görünmesine neden olur. Bu nedenle göz altı morlukları için evde bitkisel yöntemler olumlu etki yaratabilir. İşte göz altı morlukları ile ilgili merak edilenler ve kesin çözüm önerileri…

    Göz altı morlukları neden olur?

    Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Banu Coşar, göz altı morluklarının oluşumunda rol oynayan faktörleri şu şekilde anlattı:

    Göz çevresinde kahverengi pigment (melanin) artışı: Bu tip morluklara pigmente tip morluk denir ve rengi kahverengi/gridir.

    Göz çevresindeki kılcal damarların geniş-kalın veya sayıca fazla olması: Kan dolaşımın göz çevresinde yavaş olması, yüzeysel kılcal damar ağının genişlemesi ve oksijenlenmemiş kan varlığı, göz altında morarma yaratır. Bu tip morluklara vasküler (damarsal) tip morluk denir travma sonrası ciltte oluşan morarmalara benzer. Bu tip morlukların rengi kırmızı/mordur.

    Göz altında cilt gevşemesine bağlı çöküklük ve gölgelenme: Yaşlanmayla birlikte göz altında torbalar ve halka şeklinde çökme/gölge/mor halka oluşur.

    İlaç kullanımı: Bazı ilaçlar ve bimatoprost içeren göz tansiyonu damlaları göz çevresinde koyulaşmaya yol açar.

    Göz altı morluklarının büyük çoğunluğu, mikst tip göz altı morluğudur, yani pigmente ve damarsal tip bir arada bulunur.

    Göz altı morluklarına bitkisel çözüm önerileri


    Aşağıda belirtilen bitkisel yöntemlerle göz altı morlukları oluşumunu büyük ölçüde azaltmanız mümkün.

    Hindistan cevizi yağı


    Bu yağ ile her gece göz altlarına masaj yapılarak koyu halkalar azaltılabilir. Ayrıca Hindistan cevizi yağı, cilt hücrelerini onarabilen E vitamini yönünden de zengindir.

    Gül suyu


    Göz altılarına pamuk yardımıyla gül suyu da uygulanabilir. Bunun için bir parça pamuk gül suyuna batırılıp göz kapakları üzerinde 10-15 dakika kadar bekletilebilir.

    Soğuk uygulama

    Soğuk kompres ile genişleyen kan damarları daraltılabilir ve şişkinlik azaltılabilir. Bu sayede göz altındaki şişkinliğin inmesiyle birlikte koyu halkaların belirginliği de giderilebilir. Bunun için birkaç buz küpü temiz bir havluya sarıldıktan sonra göze uygulanabilir.

    Salatalık


    Göz altı morluklarına karşı salatalık da tercih edilebilir. Salatalık dilimi, limon suyunda 5 dakika bekletilip göz kapağı üzerinde bekletilir. Böylece koyu halkaların azalmasına yardımcı olabilir.

    Çay poşeti

    Soğuk çay poşeti, göz altına uygulamak, kan damarlarını daraltarak ve kan dolaşımını uyararak morlukların giderilmesine yardımcı olabilir.

    Süt

    Soğuk süte batırılan pamuk parçası göz altına yerleştirilerek yorgunluğun ve göz altı morluklarının giderilmesi destekleyebilir.

    Göz Altı Morlukları Tedavisi

    Dermatoloji Uzmanı Dr. Fatma Yıldız, göz çevresinde oluşan morlukların tedavisiyle ilgili önemli bilgiler verdi.

    Lazer tedavileri: Lazerler ile göz altındaki damarlar ve damarların yüzeysel olmasından kaynaklı morluklar azaltılabilir. Ayrıca lazerler, derinin kollajenini artırarak alttaki damarların renginin yüzeye yansımasını azaltır. Ortalama 3-5 seans gerektirir.

    Kimyasal peeling: Göz altındaki cildin meyve asitleri ve benzeri solüsyonlar ile soyma işlemidir. Göz altı koyuluğunun azaltılmasında etkilidir.

    Göz altı dolguları: Göz altı morluklarının giderilmesinde en etkili yöntemdir. Kullanılan hyalüronik asit ile hem göz altındaki boşluklar doldurulur hem de cilt altına yerleştirilen bu dolgu, morlukların azalmasını sağlar. Bu şekilde, göz altındaki çukurların ve morlukların azalması kişiye çok daha genç bir gürünüm kazandırır. Kullanılan hyalüronik asit vücuda uyumlu bir maddedir, zararlı değildir. Zamanla vücut tarafından emilir. Yani kalıcı değildir. Yaklaşık 8 ay sonra tekrar uygulama gerektirir.

    Mezoterapi: Gözaltlarına yapılan vitamin enjeksiyonudur. Çildi gençleştirmede kullanılır, bu şekilde morluklara da fayda sağlar.
#18.08.2022 20:30 8 0 0
  • Cümlelerim var benim
    Gölgem gibi , eski bir dost gibi , uzaktan bir tanıdık gibi , vuslatsız sevgili gibi , gerçek bir arkadaş gibi cümleler....

    Kimisi çıkar gelir bir gece vakti , çalar kalbimin kapısını
    Yatıya geldiği her halinden bellidir ama uyuyacak bir yer istemez
    Uyutmaya gelmiştir zira
    Koyarız çayları , ezanlar okunana kadar muhabbet ederiz
    Söyledikleriyle beni sessiz sessiz ağlatanı da vardır bu dostlarımın , susup ağlayarak derdini gözyaşlarıyla anlatanı da

    Kimisi havalıdır , öyle fakirhaneye falan tenezzül etmez ,Dışarıda bir yerlerde buluşuruz . Atar ayak ayak üstüne , ne hal sorar ne hatır , doğrudan girer mevzuya . Her kelimesi bir yumruk gibidir , sarsar , kendime getiri beni
    Söyleyecekleri biter bitmez , espressosundan son bir yudum alır , kalkar gider
    Bir ''Allah'a Ismarladık ''ı bile yoktur .Kalakalırım orada öylece , dayak yemiş gibi

    Cümlelerim var benim

    Bazısı kalbimin dua dua atmasını bekler gelmek için .Zariftir , mütebessimdir , çiçeksiz gelmez
    Her defasında da başka bir surette gelir . Kalbime dil olur , yakarız birlikte , yüzündeki nur çizgilerden anlarım , daha evvel nice güzel insanın kalbine dudak olduklarını
    Sevdiklerimden bir haber soracak olurum , ona da uğradın mı hiç diyecek olurum , birden kaybolur giderler . ser verir sır vermez derler ya , işte öyle

    Bazısının gitmeye hiç mi hiç niyeti yoktur . Benden bir parça mübarek . Gitmemekte haklıdır , gitmemek hakkıdır gitsin de istemem zaten . Ruhum bedenimle tanışmadan evvel tanışmışız hazretle . Uyusam uyansam , ağlasam gülsem çalışsam dinlensem hep benimle
    Ahde vefa koydum adını Allah'tan konuşmayı pek sevmez mütemadiyen sükut içerisinde
    Zaten şöyle bir yüzünü göstermesi yeter , ne diyeceği bellidir belalı ezberimin

    Yüzünü kendi kelimeleriyle kendi peçeleyerek gelenler var bir de . Onlara aşığım . Ürkek kuşlarım benim . Yüzlerini görmedim ama bakışları yetti beni benden almak için . Gel derim gelmezler , '' yüzünü bir kez göreyim '' derim kalkar giderler , '' Kaldırma nikabını , buna da razyım '' derim , başlarını çeviriverirler. Nazlıdırlar , niyazım bitmesin diye artırırlar nazlarını gün be gün . Diz çöker , beni benden almaların yetmedi mi diye
    sitem ederim . işveyle göz kırpar ; '' Sende sen varken senin olmam '' deyip kanatlanırlar geldikleri diyara

    Cümlelerim var benim

    Varlığı kendileriyle yorumladığım , kendileriyle var olduğum , varlıklarıyla kendim olduğum
    Kadim dostlarım , hırçın arkadaşlarım , nazlı sevgililerim cümlelerim var benim
    Ve ben geçen gün onlardan birisiyle kavga ettim
    Basit bir kıskançlık mevzuu . Kendisini bir başka cümleyle değiştirmek istediğimi fark edince yıktı ortalığı haspam . Ne dedimse İzah edemedim durumu . ''Sen benim ilk göz ağrımsın '' dedim , ''Sen olmasaydın bu cümle asla benim aklıma gelmezdi '' dedim , ''Onu söyledikçe herkes seni hatırlayacak '' dedim Ne dedimse kar etmedi , kabul ettiremedim

    Başını yastığa koyduğunda yıllardır yanında hep ben vardım diyor . Sana gülümseyebilmek için bir takvim yaprağına yazıldım , minibüslerin camlarından göz kırptım sana , sen beni unutma diye sosyal medyaya bile düştüm , şimdi bu yaptığın bana reva mı diyor

    Kalabalık bir yerdeyiz bir de . Herkes döndü bize bakıyor . Sus diyorum susmaz . Kelimeler kendi aralarında fısıldaşmaya başladı , diğer cümleler kibirle burun kıvrılıyorlar , heceler pis pis sırıtıyor , harfler korktu sağa sola kaçıyorlar , ortalık curcunaya döndü .
    Hayır , hiç birisi umurumda değil de yeni cümle ''Allah'ım ben nereye geldim , nasıl bir kalbe düştüm ?'2 der gibi oturuyor yanımızda , ağladı ağlayacak

    Onu mu teselli etsem , diğerini mi sustursam bilemedim

    Çare belli aslında da yiğit lazım işe , Bulacaksın bir üçüncü cümle ,ilki ikinciye dönüp ; ''Sana da oh oldu bak nasılmış '' diyecek , ikinci üçüncüye duyduğu öfkeyle , ilkiyle can ciğer kuzu sarması olacak , üçüncü bu adamın sağı solu belli olmaz deyip haddini bilecek ama olmayınca olmuyor işte

    Neyse başınızı ağrıtmayayım , en sonunda çareyi şöyle bulduk : Kendisinden özürle bahseden bir yazı yazacağım diğer arkadaşlarına haksızlık olmasın diye bütün cümlelerime bir güzelleme de olacak bu yazıda , yeni cümleyi yazının en sonunda
    --- Eğer çok istiyorsam -- kısaca söyleyip geçeceğim . O da bana hakkını helal edecek .Anlaşmamız bu

    Bu Yazının niçin yazıldığı böylece anlaşıldıysa , sevgili cümlemden özürümü dileyeyim müsadenizle

    Huzurunuzda , senelerce can yoldaşım olan , hemen her gece muhasebemin zarif edalı parolası , nice güzelliğin hamurunu birlikte yoğurduğumuz , hayatıma anlam katan '' BUGÜN ALLAH İÇİN NE YAPTIN ?'' cümlesine teşekkür ediyor ve kendisinden özür diliyorum

    Kendisine söz verdiğim üzere , diğer cümleyi - kısaca- söylemeyi yazının sonuna bırakıyor , bizi bu noktaya kadar getiren mesele anlaşılsın diye arz etmek istiyorum

    Bu dünya fanidir , bitecek bir gün . Asıl olan ahiret yurdudur . Dünyaya ahiret azığımızı toplamaya geldik . Kefenin cebi yok , yanlış ifade . Kefenin cebi var . Allah için yapılan her bir amel-i salih , bir ahiret akçesi . Kefenin cebi o akçelerle dolmak için var

    ''BUGÜN ALLAH İÇİN NE YAPTIN ?'' suali , işte bu şuur ve farkındalığın tılsımlı çilingiri . Hatırladığımız anda kendimize çeki düzen vermeye günün o ana kadar geçen vakitlerini muhasebe etmeye , sonrası için kalbi bir teyakkuza muhteşem davet

    Gün içerisinde hiç değilse bir tek şeyi Allah için yapmış olmak iman alameti olarak yeter insana . Ancak imanın kemalatına talip olan kişi , attığı adımdan aldığı nefese kadar gününü dolduran her bir şeyi Allah için yapmaya memurdur

    İş bu sebepten , kul olmak derdine düşenler başını yastığa koyunca Allah için yaptıkları bir ameli hatırlayıp , onunla teselli bulmak yerine , geride kalan bütün bir günü , didik didik ederek muhasebelerimi şu yakıcı soruyla destanlaştırırlar

    BUGÜN ALLAH İÇİN NEYİ YAPMADIM ?

    Serdar Tuncer - Delilim yok Kalbimden Başka
#27.08.2022 01:45 7 0 0
  • Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, ad ve soyadı değişikliği başvurularının e-Devlet aracılığıyla da yapılabileceğini duyurdu. e- Devlet ad soyadı değişikliği başvurusu nasıl yapılır? Ad ve soyadı düzeltilmesi uygulaması sayesinde bugüne kadar 298 bin 670 kişi soyadını, 134 bin 818 kişi ise adını değiştirdi.
    Ad ve soyad değişikliği artık e-Devlet'ten de yapılabilecek. Bu gelişmeyi, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü duyurdu.

    İsim soyisim değişikliği başvurusu nasıl yapılır?


    Genel Müdürlüğün sosyal medya hesabından yapılan paylaşıma göre, vatandaşların, genel ahlaka uygun olmayan, gülünç olarak değerlendirilen, yazım ve imla hatası olan ad ve soyadı değişikliği başvuruları, e-Devlet aracılığıyla veya yazılı olarak ilçe nüfus müdürlüklerine 24 Aralık'a kadar yapabilecek.

    İl ve ilçe idare kurulu kararıyla ad soyadı düzeltilmesi uygulaması sayesinde bugüne kadar 298 bin 670 kişi soyadını, 134 bin 818 kişi ise adını değiştirdi.
#22.08.2022 20:16 7 0 0
  • Üniversitelere kayıtlar başladı - üniversitelere kayıtlar ne zaman



    Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) yerleştirme sonuçlarına göre bir programa kayıt hakkı kazanan adayların kayıt işlemleri bugün başladı.
    Elektronik kayıtlar e- devlet üzerinden 24 Ağustos’a kadar alınacak, üniversitelerde ise kayıtlar 26 Ağustos’a kadar devam edecek. ÖSYM’nin paylaştığı verilere göre kontenjanların yüzde 99’u doldu. 850 bin 631’i adayın kayıt hakkı bulunuyor. Bu adaylar arasında belirlenen tarihlerde kayıt yaptırmayanlar ise hakkını kaybedecek. Adayların kaydolmadığı kontenjanlar için daha sonra ek yerleştirme süreci başlayacak ve boşalan kontenjanlar için tercih başvuruları alınacak. Eğitimcilere göre bu süreçte 100 bin civarı kontenjan boş kalabilir
    Elektronik kayıtlar e- devlet üzerinden 24 Ağustos’a kadar alınacak, üniversitelerde ise kayıtlar 26 Ağustos’a kadar devam edecek. ÖSYM’nin paylaştığı verilere göre kontenjanların yüzde 99’u doldu. 850 bin 631’i adayın kayıt hakkı bulunuyor. Bu adaylar arasında belirlenen tarihlerde kayıt yaptırmayanlar ise hakkını kaybedecek. Adayların kaydolmadığı kontenjanlar için daha sonra ek yerleştirme süreci başlayacak ve boşalan kontenjanlar için tercih başvuruları alınacak. Eğitimcilere göre bu süreçte 100 bin civarı kontenjan boş kalabilir
#22.08.2022 20:09 7 0 0
  • Diş kaplamaları, metal içerenler ve metal içermeyenlar olarak temelde iki gruba ayrılır. Zirkonyum diş kaplama, zirkonyum dioksit altyapısına sahip porselen diş kaplaması yöntemidir. Metal içermezler. Zirkonyum, özel fırınlarda oksijenle birleştirilerek zirkonya seramiğine dönüştürülür ve diş kaplama malzemesi olarak kullanılır. Avantajları bakımından son yıllarda çok tercih edilen bir yöntemdir. Genellikle diş çürüğü olan ya da daha estetik beyaz bir gülüşe sahip olmak isteyen kişiler tarafından tercih edilir. Estetik etkinliğinden dolayı ön dişlerde kullanımı yaygındır. Diş yüzeyine veya eksik diş bölgelerinde uygulanabilir. Diş eti uyumu iyidir. Doğal dişlerimize olduğu kadar zirkonyum kaplamalı dişlerin bakımına da o derecede özen göstermek gerekir.

    Zirkonyum Kaplama Nasıl Yapılır?


    Diş hekimleri tarafından uygulanan bir yöntemdir. Öncelikle dişteki sorun tespit edilir. Tedaviye başlamadan önce hassasiyet duyulmaması için hastada ilgili bölgeye lokal anestezi uygulanır. Dişler uygun boyutta küçültülür. Küçültülen dişler üzerinden yumuşak malzemelerle ya da dijital yöntemlerle ölçü alınır. Renk skalası yardımıyla hastanın isteği doğrultusunda dişlerin renk seçimi yapılır. Zirkonyum kaplamalar hazırlanana kadar hassasiyet olmasını önlemek ve estetik görünümü bozmamak amacıyla geçici dişler takılır. Ortalama 3-5 gün içerisinde ölçüsü alınan zirkonyum dişler hazırlanır. Hazırlanan dişler hasta tarafından onaylandıktan sonra geçici dişler çıkartılarak zirkonyum kaplamalar yapıştırılır. Dişi yapıştırmak için özel şeffaf yapıştırıcılar kullanılır. Yapıştırıldıktan sonra yarım saat boyunca bir şey yenmemelidir. Hekim tarafından belirlenen tarihlerde düzenli kontroller gerçekleştirilir.
    satır arasızirkonyum-kaplama-nedir
    Diş kaplamaları, metal içerenler ve metal içermeyenlar olarak temelde iki gruba ayrılır. Zirkonyum diş kaplama, zirkonyum dioksit altyapısına sahip porselen diş kaplaması yöntemidir. Metal içermezler. Zirkonyum, özel fırınlarda oksijenle birleştirilerek zirkonya seramiğine dönüştürülür ve diş kaplama malzemesi olarak kullanılır. Avantajları bakımından son yıllarda çok tercih edilen bir yöntemdir. Genellikle diş çürüğü olan ya da daha estetik beyaz bir gülüşe sahip olmak isteyen kişiler tarafından tercih edilir. Estetik etkinliğinden dolayı ön dişlerde kullanımı yaygındır. Diş yüzeyine veya eksik diş bölgelerinde uygulanabilir. Diş eti uyumu iyidir. Doğal dişlerimize olduğu kadar zirkonyum kaplamalı dişlerin bakımına da o derecede özen göstermek gerekir.

    İçindekiler
    Zirkonyum Kaplama Nasıl Yapılır?
    Zirkonyum Diş Kaplamaları Özellikleri
    Zirkonyum Kaplama Yaptıranlar
    Zirkonyum Diş Modelleri ve Ömrü
    Zirkonyum Kaplama Yaş Sınırı
    Zirkonyum Diş Tedavisi Hakkında En Çok Merak Edilen Sorular
    Zirkonyum Kaplama Fiyatları
    Zirkonyum Kaplama Nasıl Yapılır?
    Diş hekimleri tarafından uygulanan bir yöntemdir. Öncelikle dişteki sorun tespit edilir. Tedaviye başlamadan önce hassasiyet duyulmaması için hastada ilgili bölgeye lokal anestezi uygulanır. Dişler uygun boyutta küçültülür. Küçültülen dişler üzerinden yumuşak malzemelerle ya da dijital yöntemlerle ölçü alınır. Renk skalası yardımıyla hastanın isteği doğrultusunda dişlerin renk seçimi yapılır. Zirkonyum kaplamalar hazırlanana kadar hassasiyet olmasını önlemek ve estetik görünümü bozmamak amacıyla geçici dişler takılır. Ortalama 3-5 gün içerisinde ölçüsü alınan zirkonyum dişler hazırlanır. Hazırlanan dişler hasta tarafından onaylandıktan sonra geçici dişler çıkartılarak zirkonyum kaplamalar yapıştırılır. Dişi yapıştırmak için özel şeffaf yapıştırıcılar kullanılır. Yapıştırıldıktan sonra yarım saat boyunca bir şey yenmemelidir. Hekim tarafından belirlenen tarihlerde düzenli kontroller gerçekleştirilir.



    Zirkonyum Diş Kaplamaları Özellikleri


    Üst ve alt dişlere zirkonyum kaplama yapılabilir. Arka grup dişlerde sağlamlık, ön grup dişlerde estetik görünüm açısından sıklıkla uygulanır. Zirkonyum diş kaplamaları çok fazla avantaja sahip materyallerdir. Bu dişlerin özellikleri ve avantajları şunlardır:

    Özel fırınlama işlemlerinden geçirildiği için yapıları oldukça sağlamdır.
    Kırılmaya, çatlamaya ve aşınmaya karşı dirençlidir.
    Korozyona karşı direnci yüksektir.
    Doğal diş minesi gibi ışığı geçirgen bir yapıya sahiptir.
    Metal yapı içermez.
    Diş etine uyum sağlayarak, diş eti sağlığına katkıda bulunur.
    Işığı geçirme özelliği sayesinde doğal beyaz görünüme sahiptir.
    Uzun yıllar boyunca güvenle kullanılabilir.
    Isı geçirgenliği az olduğu için, sıcak ve soğuk hassasiyeti yaratmaz.
    Metal destekli kaplamaların aksine ağızda tat değişimi olmaz.
    Diş eti uyumu sayesinde ağız kokusunu azaltır ve diş etlerinde koyu renk bırakmaz.
    Doğal dişlere kıyasla renk değişimine çok az rastlanır.
    Metalden kaynaklı alerjik reaksiyonların önüne geçilir.
    Yüzeyi parlak ve pürüzsüzdür. Bu nedenle plak birikimine neden olmaz.
#26.08.2022 23:42 6 0 0
  • Domates gribi belirtileri neler - Domates gribi nedir - Domates gribi nasıl bulaşır


    Dünya koronavirüs ve maymun çiçeği paniğini henüz atlatmadan bu kez de domates gribi virüsü haberleri yayılmaya başlandı. Hindistan’dan peş peşe gelen yeni vaka açıklamaları sonrasında domates gribi belirtileri merak konusu oldu. Peki, domates gribi nedir, nasıl bulaşır?
    Henüz endemik aşamada olan domates gribi Hindistan’da birçok kişide görülmeye başlandı. 5 ana belirtiye sahip olan virüse ilişkin henüz ölüm haberi gelmedi. Ancak uzmanlar yine de yayılmacı bir özelliğe sahip olan grip konusunda uyarılarda bulunuyor. İşte yeni salgın hakkında tüm bilgiler…

    DOMATES GRİBİ NEDİR, BELİRTİLERİ NELER?

    Adını enfekte olan kişilerin cildinde görünen büyük kırmızı kabarcıklardan alan Domates Gribi'nin en belirgin semptomu kırmızı kabarcıklar. Bu kabarcıkların dışında virüsün 4 ana semptomu daha bulunuyor;

    Yüksek ateş

    Yorgunluk

    Vücut ağrıları

    Şiddetli eklem ağrıları

    DOMATES GRİBİ NASIL BULAŞIR?

    Hindistan'da elde edilen bilgilere göre Domates Çiçeği virüsü olarak da adlandırılan domates gribi hastalığı bulaşıcı bir tür. Hastalığın gözlemlendiği vakalara temas edenler için gözlem süresi bulunuyor. Bu hastalık da temas yolu ile bulaşıyor.

    DOMATES GRİBİ TEDAVİSİ NASIL?

    Ölümcül olmayan Domates Gribi'nin şu an için herhangi bir aşısı veya antiviral tedavisi bulunmuyor. Doktorlar bu virüse karşı bol bol istirahat ve bol sıvı almanın önemine vurgu yapıyor.
#22.08.2022 20:13 6 0 0
  • Kemiğin geldiği yerden mümkün olduğunca emin olun. En önemlisi kemiğin doğallığı.

    Kuzu, danadan daha az toksik olması nedeniyle tercih nedeni. Danada daha çok ilik ve kolajen var.

    Kemikleri 1 gece tuzlu suda buzdolabında bekletin. Daha sonra bu suyu atın. Kandan kurtulursunuz.

    Kemiklerin üstünü geçecek kadar su. Yaklaşık 1 kg kemiğe 1.5 litre su gibi.

    Kemikler kapağo kapalı bir tencerede 12-24 saat kadar pişmeli. Tencerenin kapağı açık olursa buharlaşma fazla oluyor.

    Kaynamayacak, çok düşük ısıda hafifçe fıkırdayarak pişecek.

    İlk başta üstünde köpükler çıkıyor bu köpükleri kaşıkla alıp atın.

    Pişerken 2 yemek kaşığı elma sirkesi ekleyin ki, kemikteki mineraller suya geçsin.

    Sebze ve baharatları son 3-4 saatte ekleyin. (Kereviz sapı, havuç, maydanoz sapı, soğan, sarımsak, tane karabiber, defne yaprağı, taze kekik...)

    Ocaktan alınca uzun uzun süzün. Dolapta 12 saat bekletip üstündeki yağ tabakasını alıp atın (çünkü toksinler orada birikiyor). Hayvanın sağlıklı koşullarda beslendiğinden eminseniz yağın bir miktarını da tutabilirsiniz.

    Buzlukta 3 ay saklanabiliyor. Küçük kaplara koyup tüketeceğiniz kadar çıkarın.

    Aç karnına sek içilmesi önemli.

    C vitamini ve sarımsakla birlikte tüketildiğinde kolajen artıyor. Tüketirken içine limon sıkmak iyi bir fikir olabilir.

    Yemeklere katacaksanız yemeğin ısısı düşünce en son koyun.

    Pek masum değil, bazı enzimleriniz eksikse sıkıntı yaratabilir.

    Histamin salgısını arttırabilir bu da kendini alerji ya da anksiyete olarak gösterebilir. Bunu engellemenin yolu yanında bol C vitamini tüketmek.

    Hayvan toksikse yüksek oranda o toksinleri de almış oluyorsunuz.

    Uzun kaynadıkça kolajen artıyor ama hayvanda kötü ne var ne yoksa o da suya geçiyor. Bu nedenle maksimum 6 saat kaynatmalı diyenler de var.

    Yapılması göründüğü kadar zor değil. 12 saat tencerenin başında beklemiyoruz.
#20.08.2022 14:22 6 0 0
  • Kekik suyu nedir?
    Kekik suyu (kekik hidrosolü), kekik bitkisi damıtma işleminden geçirilirken elde edilen bitkisel bir özsudur. Damıtma işleminde bitkilerin yaprakları ısıya maruz bırakılır ve oluşan buhar tekrar suya dönüştüğünde bitkinin yapraklarında bulunan faydalı maddeler de bu suda birikmiş olur. Aromatik yağ üretimi yapılırken bitkinin yağı ve hidrosolü (suyu) birbirinden ayrıştırılırken elde edilen suda az miktarda aromatik yağ da bulunabilir. Damıtma işleminin çeşidine bağlı olarak kekik suyunun kalitesi ve içerdiği etken madde oranı da değişmektedir.


    Kekik suyu nasıl kullanılır?
    Çeyrek çay bardağı (3-4 yemek kaşığı) kadar kekik suyu, bir su bardağı su ile karıştırılarak içilebilir. Tadı bir hayli yoğun olduğundan, içimini kolaylaştırmak için meyve suyuna karıştırmayı deneyebilir ya da yarım su bardağı su ile karıştırılarak bir dikişte içebilirsiniz.
    Spreyli bir şişeye doldurularak kozmetik amaçlı (saç ve cilt sağlığı için) ve temizlik için kullanılabilir.

    Banyo suyuna bir-iki su bardağı kadar ilave edilebilir.

    Kekik suyunun yararları nelerdir?
    Kekik bitkisinin yapısında bulunan kimyasal maddelerin ve bileşenlerin birçok şifalı özelliği olduğu bilimsel olarak da kanıtlanmıştır. Enfeksiyonlara, mantar ve bakteri üremesine karşı oldukça etkili olduğu gibi kekik, iyi bir ağrı ve spazm giderici olarak da kullanılabilmektedir. Doğru yöntemle elde edilmiş kekik hidrosolü (kekik suyu) da bu etken maddeleri içerdiğinden, bitkinin şifalı özelliklerini taşır:


    Kekiğin esas bileşenlerinden olan timol maddesi, antiseptik, antibakteriyel, antifungal ve antioksidan özellikler gösterir. Yani vücuttaki enfeksiyonların, bakterilerin ve mantarların giderilmesinde yardımcıdır.

    Ağızdan alındığında mide rahatsızlıklarını hafifletmede etkili olur. Ağrı kesici özelliğinin yanı sıra sindirimi düzenlemeye de yardımcı olarak mideyi ve bağırsakları destekler.
    Mevsimsel grip ve nezleye bağlı öksürüğü azalttığı gibi astım ve bronşit semptomlarının hafifletilmesinde de yardımcıdır.

    İçeriğindeki vitaminler ve antienflamatuar etki gösteren bileşenler bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olur.

    Günde 1-2 yemek kaşığı kadar kekik suyu tüketmek, kan şekerini düzenlemeye yardımcıdır.

    Mikrop öldürücü özelliği sayesinde etkili bir dezenfektan olarak da kullanılabilir.

    Aromatik olarak rahatlatıcı özelliğe sahiptir. Az miktarda kekik suyu tüketmek bile sinir sisteminin yatıştırılmasına yardımcı olur. Aynı şekilde kekik suyunu yüzünüze püskürterek de kokusundan faydalanabilirsiniz.

    İdrar söktürücü etkisi sayesinde vücuttan fazlalıkların atılmasını kolaylaştırır. Bu özelliği ile kekik suyu zayıflamaya da yardımcıdır.

    Bir pamuk yardımıyla cilt üzerine tonik şeklinde uygulandığında deri üzerindeki bakterilerin arındırılmasına yardımcı olur, cildi canlandırır ve nemlendirir. Aynı şekilde saçlar yıkandıktan sonra kekik suyu ilave edilmiş su ile durulanabilir ya da spreyli bir şişeden saçlara püskürtülebilir.

    Deri üzerindeki yaraları temizlemek ve iyileştirmek için kullanılabilir. Akne temizliğinde kullanılabildiği gibi, egzema nedeniyle oluşan kuruluk ve kızarıklıklara da iyi gelir.

    Yağlı ciltler için Suna Dumankaya’nın kekik suyu içeren karışımı uygulanabilir: “Ciltteki yağlanmayı önlemek için birer kahve fincanı papatya suyu, kekik suyu ve elma sirkesini karıştırın. Bu karışımın içine iki damla da gliserin katın. Bu karışımı her gün yatmadan önce temiz cildinize güzelce yayın.”
#20.08.2022 14:18 6 0 0
  • Evlât deniz suyu gibidir.... Ondan vaz geçilemez!

    Dünyanın en güzel ve tatlı nimeti evlattır.
    Nimetten hesaba çekileceğiz, evlât ise imtihandır.
    Anne baba ile evladın arasındaki bağı sevgi dua iledir... edilen dua evladımızın bizlerin ferahlığı saadeti afiyeti içindir.. dua etmeyip gaflet içinde olursan evlatlarımız bize, bizde evlatlarımıza imtihan oluruz.
    Sevgi bağı ruh ve beden hastalıklarına derman, sevgisizlik ise imtihandır.

    Rabbim bizleri geçmiş ve gelecek neslimize hayr duası eden, duası kabul olunan şükreden zikreden filtreden kullar arasinda kılsın.

    Resulullah Efendimiz Sevgili peygâmberim sav buyuruyor:

    Çarşıdan turfanda meyve alıp evine getiren, sadaka sevabı alır. Getirdiği meyveyi, erkek çocuklarından önce kız çocuklarına versin! Kadınları, kızları sevindiren, Allah korkusundan ağlayanlar gibi sevap kazanır. Allah korkusundan ağlayanın bedeni de Cehenneme haram olur. [İbni Adiy]

    Kız çocuğunu güzelce terbiye edip, Allahü teâlânın verdiği nimetlerle bolluk içinde yedirir giydirirse, o kız çocuğu onun için bir bereket olur, Cehennemden kurtulup kolayca Cennete girmesine vesile olur. [Taberani]

    Üç kız veya kız kardeşinin geçim veya başka sıkıntılarına katlananı, Allahü Teâlâ Cennete koyar. Eshab-ı Kiramdan biri, İki tane olursa da aynı mıdır? diye sual edince, Peygamber Efendimiz; evet, iki tane olursa da aynıdır buyurdu. Başka birisi, Ya bir tane olursa? diye sual etti. Cevabında buyurdu ki: Bir tane de olsa gene aynıdır. [Hakim, Harâiti]
#26.08.2022 23:22 5 0 0
  • Duvar boyama uygulaması yapmadan önce, en temelden başlamak iyi bir fikir olabilir. Öncelikle “Boya nedir?” sorusunu cevaplayalım. Duvar boyası, dört temel bileşenin karışımından oluşur. Bu bileşenler pigmentler, reçineler, çözücüler ve katkı maddeleridir. Pigment renktir. Reçine ise bağlayıcı ve yapıştırıcıdır. Çözücü, hepsini sıvı yapan ve boya kurudukça buharlaşan taşıyıcı maddedir. Katkı maddeleri ise, leke ve küflenmeyi engelleme gibi özellikler sağlar.


    Su bazlı mı, yağ bazlı mı?

    İç mekân duvar boyaları temel olarak iki çeşide ayrılır; su bazlı ve yağ bazlı. Bunlar solvent (çözücü) kategorilerini ifade eder. Su bazlı boyaların içeriğinde, çözücü olarak su bulunur. Yağ bazlı boya ise adı her ne kadar “yağ” ifadesi içerse de aslında yağlı bir içeriğe sahip değildir. Yağ bazlı boyalar, alkol içerikli çözücü veya alkid reçinesi içerir. “Alkid reçine esaslı ne demek?” sorusunun cevabı işte burada gizlidir. Yağ esaslı boyalar ‘alkid’ ve ‘alkid esaslı boya’ adıyla da anılmaktadır.


    Su bazlı boya, evlerde duvar boyama ve ahşap mobilyaların boyanması için en yaygın kullanılan boya türüdür. Silinebilir özelliktedir ve nispeten daha kolay temizlenir. Küf ve neme karşı dayanıklıdır. Esnek kalır.
    Bir diğer konu: Boya parlaklığı
    Uygun boyayı seçerken göz önünde bulundurulması gereken bir diğer husus, boya parlaklığı adı verilen bir faktördür. Boya parlaklığı, kurumuş boya yüzeyinin kuruduğunda ne kadar parlak hale geldiğini ifade eder. Genel olarak parlaklık çeşitleri şöyledir:


    Düz

    Boyalı yüzeydeki kusurları iyi gizler. Temizlenebilir özelliği azdır. Nemli bezle silinmeye müsait değildir. Tavan gibi yüzeylerde kullanılır.


    Mat

    Yumurta kabuğu gibi orta derecede parlaklığa sahiptir. Kusurları gizler ve nispeten az parlama üretir. Temizlenebilir özellikte bir boyadır. Mutfak ve banyo dışında her yer için tercih edilebilir.


    Saten

    Mat boya ile hemen hemen benzer parlaklıktadır ancak bir adım daha parlaklık verdiği söylenebilir. Bu sebeple bazı üreticiler mat boya yerine saten boya seçeneğini sunarlar.


    Yarı parlak

    Temizlenebilen ve nem direncine ihtiyaç duyan mutfak, banyo ve benzeri alanlarda kullanılır. Yüzeylerin kuru kalması şartıyla, bu alanlarda da mat veya saten boya çeşidi kullanmakta bir sakınca yoktur, ancak yarı parlak her yönden daha iyi bir seçenektir.


    Parlak

    Parlak boya, sert ve yüksek derecede silinebilir özellikte olduğu için döşemeler, kapılar ve dolaplarda kullanılır. Işığı yansıtır. Bu sebeple küçük ama ayrıntılı objeleri öne çıkarır.
    Boya-badana yapmanın püf noktaları
    Duvar boyama mevsimi olarak daha çok yaz ayları seçilse de artık çabuk kuruyabilen boyalar sayesinde her mevsim duvar boyama uygulaması yapmak mümkün hale geldi. Yine de havalandırma yapabilmek açısından sıcak mevsimler daha çok tercih edilmekte. Boş bir evde boya yapmak hem daha kolaydır hem de daha kısa sürer. Eşyalı evde boya yapacaksanız şunlara dikkat etmelisiniz:


    • Eşyalarınızı ortaya çekerek üstlerini koruyucu brandalarla, yoksa çarşaf ve örtülerle kaplayın. Zeminleri de koruma örtüleriyle kaplayın. Gardırop ve buzdolabı gibi eşyaların üstünü örtmeyi de unutmayın. Sigorta üzerinden elektriği kapatarak avizeleri sökmeniz en iyisidir. Bunu yapamayacaksanız, çöp poşetleri kullanarak onları sarabilirsiniz. Küçük ebatta elektronik eşyaları streç filmle kaplamak da uygulanan bir fikirdir. Elbette en az atık çıkaracak şekilde hazırlık yapmak en iyisidir! Bu konuyla ilgili "Çöpünüzü azaltmak için 5 adım" yazısına göz atabilirsiniz.


    • Sigortayı kapatarak elektrik prizlerini sökün. Vidaları ve kapakları, kaybolmamaları için bir kutuya koyun. Hangi prizin hangi odaya ait olduğunu not alın. Elektrik prizlerinin kenarlarına, kapı kenarlarına ve gömme dolapların duvarla temas eden yerlerine koruyucu bant çekerek fırça darbelerinden koruyun. Bu iş için boyacınızdan temin edeceğiniz maskeleme bandı kullanabilirsiniz.


    • Boya yapılacak mekânın kaç metrekare olduğunu hesapladıktan sonra ihtiyaç duyulan boya miktarını belirlerken profesyonel yardım alın. Özellikle de koyu renk duvarları açık renge çevirecekseniz astar kullanmanız gerekir. Böylece fazla kat boya uygulamaktan kurtulursunuz.


    • Duvarlardaki pürüz ve kusurları giderirken macun veya alçı yapmak gerekir. Bunlar kuruduktan sonra pürüzsüz bir görünüm sağlamak için zımpara yapılır. Zımpara esnasında oluşan tozu duvardan gidermek ve duvarı boyaya hazır hale getirmek için hafif nemli bezlere ihtiyacınız olacak.


    • Duvardaki pürüzleri gidermek, delikleri doldurmak ve damlayan boyaları temizlemek için gerekli olan alçı, macun, zımpara ve maket bıçağı gibi malzemeleri satın almanın yanı sıra, duvar boyasının yetmeme ihtimaline karşın boyaların kod numaralarını bir kenara not alın. Boya kutularının fotoğrafını da çekebilirsiniz.
    • Boya malzemeleri alırken uygun ebatta fırça ve rulolar seçin. Geniş yüzeyler için rulo, kapı ve pencere kenarları için ince uçlu fırçalar kullanmanız tavsiye edilir. Priz kenarları gibi detay boyama gerektiren işlemler için kestirme fırça kullanmanız gerekir. Kaç adet kova veya leğen gerektiğini de sorarak evdeki kovaların boya işinde kullanılmasının önüne geçebilirsiniz!


    • Boyama yaparken ruloya ve fırçaya fazla boya almak yerine ince tabaka boyayacak miktarda boya almak gerekir. Bunu kolaylaştırmak için boyacınızdan alacağınız boya eleğini kullanabilirsiniz. Elek sayesinde, fırça veya ruloya gelen fazla boyanın etrafa saçılmadan geri konmasını da sağlarsınız.


    • Odaların kapı eşiklerine rulo yapılmış havlu veya temizlik bezleri koyarak kokunun veya tozun yayılmasını engelleyebilirsiniz. Odalar arası geçişte ince tozların yayılacağını hesaba katarak bol miktarda temizlik bezi bulundurmanız iyi fikirdir.


    • Yedek giysiler, temizlik bezleri, süngerler, büyük ebat çöp torbaları, havlular, su ve atıştırmalıklar bulundurmayı unutmayın. Bunların üzerini kapatmak için de bir örtü hazırlayın.


    • İşte “Duvar nasıl boyanır?” sorusunun temel cevabı: Fırçayı yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya doğru hareket ettirmelisiniz. Karışık fırça hareketleri kullanmanız doğru sonuç vermez. Astar boyayı da rulo fırça ile tek kat sürmeniz yeterlidir. Elbette farklı yüzeyler için farklı boyama teknikleri kullanılır. Örneğin buzdolabınızın üzerini bu yöntemleri kullanarak renklendirebilirsiniz.


    Vücutta ve tişörtte kalan boya nasıl çıkar?
    Duvarları boyadınız, temizliği bitirdiniz ancak işiniz henüz bitmedi. Tişörtünüz hatta elleriniz ve kollarınıza bulaşan boyalar ile başınız dertte! Peki, vücuttaki boya nasıl çıkar? Ayrıca boya yaparken kullanılan tişörtteki boya nasıl çıkar? Elinizin altındaki malzemelerle hızlı bir çözüme gitmek isterseniz diş macunu ve vazelin ile cildinizde kalan boyadan kurtulabilirsiniz. Bunun için küçük bir alanda deneme yapın. Diş macununu teninize bulaşan boyanın üzerine ince tabaka halinde sürüp kurumasını bekleyin. Yıkadığınızda boyanın geçtiğini göreceksiniz.


    Vazelin de yağlı bir yapıda olduğu için boya lekesini gidermede etkilidir. Ancak en iyisi, boya bulaştıktan sonra henüz kurumadan müdahale etmektir. Akrilik yani su bazlı boyalar giysilere bulaştığında henüz kurumadan müdahale ettikten sonra düşük sıcaklıkta makinede yıkamak olumlu sonuç verebilir. Kimyasal maddeleri seyrelten ve çözen solvent yani isopropil alkol de boya yaparken elinizin altında bulunan bir malzeme olarak boya lekesini çıkarmakta etkilidir. Elbette ki cilde zarar verdiğini unutmadan az miktarda uygulamayı denemek gerekir. Kimyasalların yanıcı özellikte olduğunu da unutmayın! Tüm malzemeleri ve kimyasal maddeleri kullanmadan önce ambalajlarında yer alan kullanma talimatlarını dikkatlice okumanız şarttır. Kolay gelsin!
#26.08.2022 18:08 5 0 0
  • Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi (AÖF) kayıtları alınmaya başlandı.

    Üniversiteye kayıt yaptırmaya hak kazanan tüm aday öğrenciler, öğretim yılı başında kayıt için istenen belgeler ile birlikte ilgili birimin kayıt bürosuna başvurarak veya e-Devlet üzerinden kayıt yaptırabiliyor.

    Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenen katkı payını/öğrenim ücreti tutarını ödemesi gereken aday öğrenciler ise ödeme yaptıktan sonra banka dekontuyla birlikte istenen belgeleri ilgili birimin kayıt bürosuna teslim etmeleri gerekiyor.

    AÖF KAYITLARI 2022 NE ZAMAN?

    AÖF ikinci üniversite kayıtları; 22 Ağustos 2022 ile 17 Ekim 2022 tarihleri arasında,

    ÖSYM yeni kayıt işlemleri; 22 Ağustos 2022 ile 26 Ağustos 2022 tarihleri arasında,

    Kayıt yenileme işlemleri ise 3 Ekim 2022 ile 17 Ekim 2022 tarihleri arasında yapılabilecek.

    Çevrimiçi başvuru işlemleri https://aoskayit.anadolu.edu.tr​ adresinden e-Devlet şifresi ile yapılacak. Adayların başvuru yapabilmeleri için öğrenim bilgilerinin MEBBİS/YÖKSİS sisteminde güncel olması gerekiyor.
#22.08.2022 20:11 5 0 0
  • Şalgam nedir?
    Türk mutfağında çok severek tüketilen, pancar ve havuçtan yapılan meşrubattır. Birçok hastalığa iyi gelir ve vücut için çok yararı vardır.
    Şalgam suyu ne kadar içilmeli?
    Şalgam suyunu günde 1 bardak kadar içmeniz öneriliyor. Tuzlu olduğundan dolayı fazlası tansiyonu yükseltebilir, midede hassasiyet oluşturabilir. Fazla miktarda tüketildiğinde ciltte kaşıntı, kızarıklık ve döküntüye sebep olabilir.
    Şalgam suyunun yararları nelerdir?
    Kilo almak isteyenler de tüketebilir, iştah açıcıdır.
    Afrodizyak etkisi vardır. Özelliklerle erkeklerde cinsel gücü arttırır.
    İçeriğinde bulunan A, B ve C vitaminleri sayesinde kalp ve göz sağlığına iyi gelir.
    Potasyum, kalsiyum ve demir minerallerini içerir. Bu yüzden diş ve kemik sağlığına iyi gelir.
    Vücuttaki toksinleri dışarı atmada yardımcıdır.
    İçeriğinde bulunan mineraller stresi azaltıyor, sinirleri yatıştırır.

    Akciğer ve bronşları temizler.
    Boğazda oluşan iltihapların ve kuru öksürüğün giderilmesine yardımcı olur.
    Eklem rahatsızlıklarına iyi gelir.
    İdrar söktürücüdür.
    İçeriğinde bulunan laktik asit sayesinde sindirimi kolaylaştırır.
    Çıban, dolama, apse gibi cilt rahatsızlıklarına iyi gelir. Cilt üzerine tonik olarak kullanılabilir.

    Şalgam suyunun zararları nelerdir?
    Aşırı tüketimi durumunda içerisindeki tuz oranından dolayı tansiyonu yükseltir.
    Tansiyon hastalarının tüketmesi önerilmez.
    Hamileyseniz doktorunuza danışmadan tüketmeniz önerilmiyor.
    Çok fazla tüketildiğinde ciltte yara ve kaşıntı oluşabilir.
#20.08.2022 14:15 5 0 0
  • Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Bir hastamızda maymun çiçeği hastalığı tespit edildi. Hasta 37 yaşında, bağışıklık sistemi yetersizliği var. Kendisi tecrit edilmiş durumda. Temaslı takibi yapıldı, başka bir vakaya rastlanmadı. Bilindiği gibi, bu hastalık solunum yoluyla değil, yakın fiziksel temasla bulaşıyor" açıklamasında bulundu.


    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Bir hastamızda maymun çiçeği hastalığı tespit edildi. Hasta 37 yaşında, bağışıklık sistemi yetersizliği var. Kendisi tecrit edilmiş durumda. Temaslı takibi yapıldı, başka bir vakaya rastlanmadı. Bilindiği gibi, bu hastalık solunum yoluyla değil, yakın fiziksel temasla bulaşıyor" açıklamasında bulundu.

    Maymun çiçeği virüsü nedir?


    Hastalığa, Poxviridae ailesindeki Orthopoxvirus cinsinin bir üyesi olan maymun çiçeği virüsü Monkeypox hastalığına neden olur. Monkeypox, öncelikle Orta ve Batı Afrika'nın tropikal yağmur ormanlarında ortaya çıkan ve zaman zaman diğer bölgelere ihraç edilen viral bir zoonotik hastalıktır. Monkeypox ilk olarak 1958'de laboratuvar maymun kolonilerinde çiçek benzeri bir hastalık salgınının ortaya çıkmasıyla keşfedilmiştir, bu nedenle 'maymun çiçeği' adı verilmiştir. Maymun çiçeği virüsü vakası insanda ilk olarak 1970 yılında Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde görülmüştür. Söz konusu tarihten itibaren diğer Orta ve Batı Afrika ülkelerindeki insanlarda maymun çiçeği virüsü vakası bildirilmiştir.


    Maymun çiçeği virüsünün Orta Afrika ve Batı Afrika olmak üzere iki farklı genetik grubu vardır. İnsanlarda görülen Orta Afrika maymun çiçeği virüsü, Batı Afrika virüsüne göre daha şiddetlidir ve daha yüksek ölüm oranına sahiptir.

    Maymun çiçeği virüsü belirtileri nelerdir?


    Ateş, yoğun baş ağrısı, lenfadenopati (lenf bezlerinin şişmesi), sırt ağrısı, kas ağrıları ve şiddetli halsizlik ile karakterize invazyon dönemi 0-5 gün arasında sürer. Lenfadenopati, başlangıçta benzer görünebilen diğer hastalıklarla (suçiçeği, kızamık, çiçek hastalığı) karşılaştırıldığında maymun çiçeği virüsü vakasının ayırt edici bir özelliğidir.

    Deri döküntüsü genellikle ateşin ortaya çıkmasından sonraki 1-3 gün içinde başlar. Döküntü, gövdeden ziyade yüz ve ekstremitelerde daha konsantre olma eğilimindedir. Döküntüler genelde yüzde başlayıp (vakaların %95'inde) ve avuç içlerini ve ayak tabanlarını (vakaların %75'inde) etkiler. Ayrıca oral mukozalar (vakaların %70'inde), genital bölge (%30) ve konjonktiva ile birlikte kornea da (%20) etkilenir. Döküntü, ardışık olarak maküllerden (düz tabanlı lezyonlar) papüllere (hafifçe kabarık sert lezyonlar), veziküllere (berrak sıvı ile dolu lezyonlar), püstüllere (sarımsı sıvı ile dolu lezyonlar) ve kuruyup dökülen kabuklara doğru değişiklik gösterir.

    Maymun çiçeği virüsü nasıl bulaşır?


    Maymun çiçeği virüsü insanlara çoğunlukla kemirgenler ve primatlar gibi vahşi hayvanlardan bulaşır, ancak insandan insana bulaşma da gerçekleşebilir. Monkeypox virüsü bir kişiden diğerine lezyonlar, vücut sıvıları, solunum damlacıkları ve yatak örtüsü gibi kontamine materyallerle temas yoluyla bulaşır. Yetersiz pişmiş et ve enfekte hayvanların diğer hayvansal ürünlerini yemek olası bir risk faktörüdür. Anneden fetüse plasenta yoluyla da bulaşabilir.

    Maymun çiçeği virüsünün tedavisi nedir?


    Henüz maymun çiçeği virüsü enfeksiyonu için kanıtlanmış, güvenli bir tedavi yoktur. Maymun çiçeği salgınını kontrol altında tutmak amacıyla çiçek hastalığı aşısı, antiviraller ve İntravenöz immün globulin (VIG) kullanılabilir. Bununla birlikte, şu anda, orijinal (birinci nesil) çiçek hastalığı aşıları artık halka açık değildir. 2019'da çiçek hastalığı ve maymun hastalığının önlenmesi için daha yeni bir aşı onaylanmakla birlikte henüz kamu sektöründe yaygın olarak mevcut değil.


    Hastalık 1980'de Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından eradike edildi. Yüksek ateş, halsizlik, ciddi sırt ağrısı, karın ağrısı ve kusma şikayetleri ile kendisini gösteren hastalık birkaç gün içinde döküntü ile devam eder. Vakaların yüzde 30'unda ölümcül seyreden bir hastalıktır. Tüm dünyada yaygın şekilde aşı uygulanması ile yeryüzünden silinmişti. Çiçek hastalığına sebep olan virüs ile aynı grupta yer alan maymun çiçeği virüsü de aslında yeni bir virüs değildir. Özellikle Afrika kıtası ülkelerinde 1970’lerden beri aralıklı salgınlara sebep olan virüs, Afrika dışı ilk salgınını 2003’te yapmıştır. Mayıs 2022'nin başında Avrupa ülkelerinden vaka bildirimleri yapılmaya başlandı.
#18.08.2022 20:16 5 0 0
  • gulaş çorbası nasıl yapılır - gulaş çorbası


    Malzemeler

    1/2 kg. çok ufak doğranmış süt dana kuşbaşı

    75 gr. margarin

    250 gr. kuru soğan (iki büyük soğan)

    2 çorba kaşığı sirke

    200 gr. patates

    1 orta boy havuç

    2 lt. et suyu

    2 çorba kaşığı domates salçası

    Yarım çorba kaşığı kümmel (Avrupa kimyon)

    Yarım çorba kaşığı Mayoran (mercanköşk)

    2 diş dövülmüş sarımsak

    30–50 gr. un

    Tuz

    Karabiber

    Kırmızıbiber


    Yapılışı

    Avrupa’da sık içilen bir çorbadır. Yemeklik doğranmış soğanı ve sarımsağı yağda kavurun. Soğanlar ölünce bir miktar daha salça ilave ederek bir miktar daha kavurmaya devam edin. Etleri ilave edin. Etler önce suyunu bırakıp sonra çekince 2-3 kahve fincanı kaynar su koyun. Yaklaşık 1 saat kadar kısık ateşte kapağı kapalı olarak pişirin. Gerekiyorsa sıcak su ilave edin. Diğer yanda ufak küpler halinde doğranmış patatesler ile gene ufak doğranmış havuçları 2 litre et suyuna ilave edin. Artık kalan baharatları çorbaya katarak kaynamaya bırakın. Patatesler ve havuçlar yumuşayınca, hazırlanmış gulaş etlerini de çorbaya ilave edin.


    Not: Bu çorba hafif koyu kıvamlı olur, bunu sağlamak için çorba suyundan bir bardağa alarak, duruma göre bir veya iki kaşık un bardakta eritilip, karıştırılarak çorbaya katılır ve bir taşım daha kaynatılır.
#18.08.2022 19:59 5 0 0
  • Son dakika haberi: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) yılın sekizinci faiz kararını açıkladı. Merkez faizleri sürpriz bir şekilde 100 baz puan indirdi. Bir süredir 17,93-17,98 aralığında sakin bir seyir izleyen dolar/TL kuru ve gram altın fiyatları yatırımcılar tarafından araştırılmaya başlandı.
    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) piyasaların yakından takip ettiği faiz kararını açıkladı. Yılın başından bu yana yüzde 14’te sabit kalan faizler bu ay sürpriz bir şekilde 100 baz puan daha düşürüldü. Merkez faiz oranını 100 baz puan düşürerek yüzde 13'e indirdi. Ekonomistler yapılan anketlerde faizlerin yüzde 14 seviyesinde sabit kalacağını tahmin etmişti.

    TCMB 2021 yılını, eylül ayında başladığı seri faiz indirimleriyle kapatmıştı. Merkez Bankası eylül ayında 100 baz puan, ekim ayında 200 baz puan, kasım ayında ise 100 baz puan, aralık ayında ise 100 baz puanlık faiz indirimi yapmıştı. Böylece 4 ayda toplamda 500 baz puanlık indirimle faiz yüzde 14'e çekilmişti. Banka 2022 yılında ise faizde bir değişikliğe gitmedi. Ocak ayından itibaren değişiklik yapmayan Merkez, faizi yüzde 14'te sabit bıraktı.

    1

    KARAR METNİNDE 'DEZENFLASYON' VURGUSU
    Karar metninde sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın güçlendirilmesi için atılan ve kararlılıkla uygulanan adımlar ile birlikte, küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesiyle dezenflasyonist sürecin başlayacağının öngörüldüğü ifade edildi.

    Para Politikası Kurulu'nun özeti şu şekilde:

    "Jeopolitik risklerin dünya genelinde iktisadi faaliyet üzerindeki zayıflatıcı etkisi artarak sürmektedir. Önümüzdeki döneme ilişkin küresel büyüme tahminleri aşağı yönlü güncellenmeye devam etmekte ve resesyonun kaçınılmaz bir risk faktörü olduğu değerlendirmeleri yaygınlaşmaktadır. Türkiye’nin geliştirdiği stratejik nitelikte çözüm araçları sayesinde temel gıda başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının olumsuz etkileri azaltılmış olsa da uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının artış eğilimi sürmektedir. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Bununla birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğu ile işgücü piyasalarındaki katılıklara bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini vurgulamaktadırlar. Ülkeler arasında farklılaşan iktisadi görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adım ve iletişimlerinde ayrışma devam etmektedir. Finansal piyasalarda artan belirsizliklere yönelik merkez bankaları tarafından geliştirilen yeni destekleyici uygulama ve araçlarla çözüm üretme gayretlerinin sürdüğü gözlenmektedir.

    Yılın başındaki güçlü büyüme dış talebin de olumlu etkisiyle ikinci çeyrekte de sürmüştür. İstihdam kazanımları benzer ekonomilere göre daha olumlu seyretmektedir. Özellikle istihdam artışına katkı veren sektörler dikkate alındığında büyüme dinamiklerinin yapısal kazanımlarla desteklenmekte olduğu görülmektedir. Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı artarken, turizmin cari işlemler dengesine beklentileri aşan güçlü katkısı devam etmektedir. Bunun yanında, enerji fiyatlarındaki yüksek seyir ve ana ihracat pazarlarının resesyona girme olasılığı cari denge üzerindeki riskleri canlı tutmaktadır. Cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesi, fiyat istikrarı için önem arz etmektedir. Kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile buluşması yakından takip edilmektedir. Ayrıca, son dönemde belirgin şekilde açılan politika-kredi faizi makasının parasal aktarımın etkinliğini azalttığı değerlendirilmektedir. Bu çerçevede kurul, makroihtiyati politika setini, parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek araçlarla daha da güçlendirmeye karar vermiştir.

    tcmb

    Enflasyonda gözlenen yükselişte; jeopolitik gelişmelerin yol açtığı enerji maliyeti artışlarının gecikmeli ve dolaylı etkileri, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarının etkileri, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışların oluşturduğu güçlü negatif arz şokları etkili olmaya devam etmektedir. Kurul, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın güçlendirilmesi için atılan ve kararlılıkla uygulanan adımlar ile birlikte, küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesiyle dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir. Bununla birlikte, üçüncü çeyreğe ilişkin öncü göstergeler iktisadi faaliyette bir miktar ivme kaybına işaret etmektedir. Küresel büyümeye yönelik belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin arttığı bir dönemde sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların destekleyici olması önem arz etmektedir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin 100 baz puan düşürülmesine karar vermiş, mevcut görünüm altında güncellenen politika faiz düzeyinin yeterli olduğunu değerlendirmiştir. Fiyat istikrarının sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci devam etmektedir. Değerlendirme süreçleri tamamlanan kredi, teminat ve likidite politika adımları para politikası aktarım mekanizmasının etkinliğinin güçlendirilmesi için kullanılmaya devam edilecektir.

    TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları liralaşma stratejisi çerçevesinde kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.

    Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir."

    ERDOĞAN’DAN ‘DÜŞÜK FAİZE DEVAM’ SİNYALİ
    Daha önce faizin enflasyona sebebiyet verdiği açıklamalarında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün yapılan parti toplantısında hem şu an uygulanan para politikasının hem de Yeni Ekonomi Modelinin devam edeceğini belirtti. Konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

    “Uyguladığımız ekonomi programı, geçmişin değil, geleceğin üzerine kuruludur. Esasen dünyada her ülkeye uyacak tek tip bir ekonomi modeli yok. Her ülke bizim de yakından takip ettiğimiz genel yaklaşımlardan istifadeyle kendi şartlarına, imkânlarına, ihtiyaçlarına, hedeflerine göre kendi ekonomi programını geliştirir ve hayata geçirir. Kur garantili milli paradan bahsediyoruz ama bunu hazmedemiyorlar. İktisatçıların bazıları bu gerçekleri bildikleri halde sahiplerine yaranmak için programımızı kötülerken, bir kısmı cehaletleri sebebiyle bize kör düşmanlık yapıyor.”

    2

    DOLAR/TL FAİZ KARARI SONRASI NE KADAR OLDU?
    Dolar kuru aylık bazda bu yılın en sakin dönemini geçiriyor. Aralık ayında görülen zirve sonrası düşüşe geçen dolar kuru 2022’nin ilk ayını da düşüşle geçirdi. Bu yıl en düşük 13,17 seviyesini gören kurda aylık bazda Şubat ayından itibaren yükseliş hızlandı. En fazla oynaklık ise Mayıs ayında görüldü. Bunda yurt içi enflasyonun giderek artması ve Fed’in faiz artışını hızlandırması etkili oldu.

    Dolar/TL, Merkez Bankasının faiz oranını açıklayacağı güne sakin başladı. Bir süredir 17,93-17,98 aralığında oldukça dar bantta işlem gören kur Merkez’in faiz kararı sonrasında 18,14'e kadar yükseldi. Euro/TL de 18,48 TL seviyesine çıktı. Dolar saat 17:46 itibariyle 18,09'dan işlem gördü. Euro ise aynı saatlerde 18,35 TL'den işlem gördü.

    3

    GRAM ALTIN VE ONS ALTIN FİYATLARI
    Altın, Fed tutanaklarından çıkan faiz artışlarına daha yavaş bir artış hızıyla devam edileceği yönündeki işaretlerin ardından düşüşüne son verdi. Altının ons fiyatı 1780 dolar seviyelerinde hareket ediyor. Dolar kuru ve ons altın fiyatlarıyla yön tayin eden gram altın fiyatı ise şu sıralar 1025 liradan alıcı ile buluşuyor.

    mynet
#18.08.2022 19:40 5 0 0
  • Unutur gibi olursun bazen . Bir süre . Ondan önce nasıl akıyorsa öyle akıyor gibi gelir hayat . Bir Süre
    Başka şeylerle uğraşıp, başka şeylere üzülürsün . Ama bir süre .
    Oysa hepsi eksiktir
    Her neyle meşgulsen tam da onun ortasında geliverir gülüşü aklına
    O an aklını kaybedersin
    Elinde bir kaldırım taşıyla polis barikatına doğru koşarken ya da tanımadığın insanlarla özgürlük sloganları atarken ya da kırığı sızlayan koluna daha az sızlayan incinmiş koluna pres yaparken birden bire aklına geliverir
    ve o an başka her şey anlamsızlaşır
    Koşarak onun yanına gitmek istersin
    Elinden tutmak , alıp onu kimsenin kimseye değmediği bir yere kaçırıp , dizlerine yatmak istersin bütün yorgunluklarını diz kapaklarına gömüp .
    Koşamazsın
    Öylece kalakalırsın
    Taş elinde düşer
    Kolunun sızısı donup kalır
    Ne ona gidebilirsin ne bulunduğun yerde kalabilirsin
    Onun dışında her şey anlamını yitirir
    Sessizce her neredeysen uzaklaşır ilk gördüğün tekel bayiinden iki tane kırmızı tuborg alıp parka doğru yol alırsın
    Aklında bir tek o , dudaklarında acı bir ıslık ,davasına ihanet etmiş ama bundan zerrece pişmanlık duymayan bir suçlu gibi içine içine akıtırsın akmaktan utanan tüm yaşlarını
    Çünkü AŞKtır bunun adı ve AŞK başka her şeyi unutturacak kadar kuvvetli bir gerçektir

    Ali Lidar - Tesirsiz Parçalar Süregelen
#27.08.2022 00:55 4 0 0
  • İlteriş Kağan - İlteriş Kağan Anıtı Nerede - İlteriş Kağan Anıtında Ne Yazıyor - Türk Adı İlk Kez Nerede Geçiyor


    Merkezi Kazakistan'ın başkenti Nur Sultan'da yer alan Uluslararası Türk Akademisi (TWESCO), Moğolistan'ın Ötüken bölgesinde yürüttükleri bilimsel kazı çalışmaları sonucunda keşfedilen İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı'nın kurucusu ve Bilge Kağan ile Kül Tigin'in babası İlteriş Kutluğ Kağan'ın 7. yüzyıla ait yazıtının ön okumasını paylaştı.

    Akademi Başkanı Darhan Kıdırali'nin sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımına göre, 70 santimetre yüksekliğe ve 19 santimetre genişliğe sahip yazıtın her iki tarafında da metin yer alıyor.

    Yazıtın ön tarafında bulunan 19 satırın henüz 12 satırı okunabildi. Bunlar sırasıyla "inek yılının dokuzuncu ayı", "tanrı oğlu", "Kutlug Kağan: Türk", "erkek çocuklarım, köz", "bizim güzel", "etdim: bizim yabancı erler", "yerde", "tümen: on bin", "işimi gücümü ver", "tayin ettim (unvan verdim)", "tamamı eşitti" kelimelerinden oluşuyor.

    "TÜRK YAZI TARİHİNİ DAHA İLERİYE GÖTÜRÜYOR"

    Kıdırali, henüz sadece yazıtın ön okumasını paylaştıklarını, en kısa zamanda metnin tamamını yayımlayacaklarını söyledi.

    İlteriş Kutluğ Kağan Yazıtı, Türk yazı tarihini daha ileriye götürüyor
    İlteriş Kutluğ Kağan'ın 7. yüzyıla ait yazıtının, oğulları Kül Tigin ile Bilge Kağan anıtlarına benzediğini kaydeden Kıdırali, "Burada ejderha, kurt başı karışımı mitolojik varlıklar, resimler ve Türk ve Soğd yazısı bulundu" dedi.

    Kıdırali, bu yazıt taşının Türk yazı tarihi için önemli bir keşif olduğunun altını çizerek "Yazıttaki ifadeler aynı Kül Tigin ve Bilge Kağan'daki sözler gibi ama birinci ağızdan yani İlteriş Kutluğ Kağan tarafından söylendiği için (Türk yazı tarihini) daha da ileriye götürmektedir" değerlendirmesini yaptı.

    Geniş bir arazide bulunan İlteriş Kağan külliyesinin, zamanında düşmanları tarafından tahrip edildiği bilgisini paylaşan Kıdırali, "Etrafında 51 balbal taş bulundu ama kafataslarını kırmışlar. Hatta yazıtı (İlteriş Kutluğ Kağan yazıtı) bile ortasından bölmüşler" ifadesini kullandı.

    Kıdırali, daha önce bulunan Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarının dikili olarak keşfedildiğini belirterek "Bu yazıt, toprak altından çıkarıldı" diye konuştu.

    Ayrıca bugüne kadar bu gibi tarihi eserlerin genellikle Avrupalı bilim insanları tarafından gün yüzüne çıkarıldığına işaret eden Kıdırali, "Bu ilk defa Türk dünyasına kısmet oldu. Bunun için çok mutluyuz" dedi.

    'TÜRK' ADI İLK KEZ GEÇİYOR



    "Türk" adının ilk kez geçtiği Göktürk döneminin en eski yazılı anıtı
    Uluslararası Türk Akademisi ile Moğol Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü iş birliğinde Moğolistan’ın Ötüken bölgesinde yürütülen bilimsel kazı çalışmaları sonucunda Göktürk Devleti’nin hükümdarları Bilge Kağan ile Kül Tigin’in babası İlteriş Kutluğ Kağan'ın külliyesi ile yazıtı keşfedilmişti.

    Ötüken bölgesindeki Nomgon Ovası'nda batıdan doğuya oval bir biçimde inşa edilen külliyenin toplam 49 metrekare alandan oluştuğu ve etrafında Aşina ailesine ait sembollerin yer aldığı 51 adet balbal taş ile İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı'nın kurucusu ve Bilge Kağan ile Kül Tigin'in babası İlteriş Kutluğ Kağan'ın 7. yüzyıla ait yazıtının da keşfedildiği duyurulmuştu.

    Söz konusu anıt, "Türk" adının ilk kez geçtiği Göktürk döneminin en eski yazılı anıtı olarak değerlendiriliyor.​​​​​​​
#26.08.2022 22:45 4 0 0
  • Konu: Dejavu Nedir
    Nörolog Mehmet Yavuz, dejavunun açıklamasının ne olduğunu anlattı.
    Geçmiş, gelecek, bugün… Silik bir anı, birkaç saniyeliğine oluşan yaşanmışlık hissi ve tanıdık simalar… Eğer siz de tüm bunları deneyimlediyseniz şu anda 'dejavu'dan bahsettiğimizi anlamış olabilirsiniz. Reem Nöropsikiyatri Kliniği’nden Nörolog Mehmet Yavuz, tüm bunların 'Hafızamızın bize oynadığı küçük oyunlar mı?' olduğu sorusunu cevaplarken günlük hayatta sık sık başımıza gelen dejavu gizemini açıklıyor.


    Dejavu ne demek?
    Yaşanılan bir olayı daha önceden yaşamış veya görülen bir yeri daha önceden görmüş gibi hissetme durumuna dejavu denir. Kısaca dejavu, bir anı daha önceden yaşamışlık hissidir. Hemen hemen herkesin bir kez deneyimlediği bu gizemli his, geçmişi tam da şimdi gün yüzüne çıkarıyor. Bugün yaşadığı bir olayı sanki daha önce yaşamış gibi hisseden kişiler, yaşadıkları olayların çok fazla tanıdık geldiğini söyler. Dejavuyu deneyimleyen kişiler, oraya daha önce geldiğini, bu anı birebir yaşadığını ya da aynı olayı rüyasında gördüğünü ifade eder. Geçmişin hatırlanması mı, geleceğin sırları mı yoksa algılayamadığımız paralel evrenle yaşanan çatışmalar mı bilinmez ama dejavu, ilk çağlardan beri tartışılan ve gizemini koruyan bir konudur. Her ne kadar bilimsel çevrelerce hafızada yaşanan anomali sonucunda ortaya çıkan bir durum olarak kabul edilse de bu konu hakkında Freud’un bastırılmış anılar kuramından, reenkarnasyona kadar birçok 'ilginç' açıklama mevcuttur.



    Dejavu mu yoksa bastırılmış gizli arzular mı?
    Edebiyattan sanata, felsefeden dine kadar birçok prensibe ilham kaynağı olan dejavu, tıpkı rüyalar gibi bastırılmış duyguların, dipte kalmış arzuların veya bir alt kimliğin yansıması mı? Tartışmaya fazlasıyla açık olan dejavu, bilinçaltının derinliklerinde kalan isteklerin, arzu ve beklentilerin, gün yüzüne çıkmak için kendine bulduğu bir çıkış kapısı olabilir mi? Bilinçaltının yaptığımız her davranış, aldığımız her karar üzerindeki etkilerini düşününce neden olmasın? Rüyalar, geçmişten kalan silik hatıralar, gelecekten izler taşıyan anlar… Hepsinin alt metninde sizi siz yapan ancak çeşitli sebeplerle ortaya koymadığınız duygular var. Bu duygular için bir kaçış noktası olarak görülen dejavu, bazen unutulmuş bir rüyanın anısı bazen de gerçekleşmesini istediğiniz bir arzunun çağrışım yoluyla hatırlanması olarak yorumlanabilir.


    Zaman içinde zaman…
    Evren keşfedilmemiş her kör noktasıyla bir gizem doğurur. Bu gizemlerin başında ise zaman kavramı gelir. Çünkü zaman kontrol ve kumanda edebildiğimiz bir varlık değildir, başına buyruktur, emir de anlamaz rica da… Bir düzlemde hep ileri doğru gittiği düşünülür. Zamanı hiç kimse geriye saramaz ya da ileriye alamaz. Dejavu deneyimini yaşayanlar ise şu soruyu sorar: Şimdi tanık olduğum anı nasıl daha önce yaşamış gibi hissedebilirim?


    Bilimsel bir çerçeveden biraz uzaklaşalım ve bu sorunun cevabını kuantum ile cevaplamaya çalışalım. Kuantum görüşüne göre zaman bir çark gibidir. Sonsuz sayıda koridor içeren bu çarkta yaptığımız her seçim bir koridoru simgeler. En önemli koridorlar hayatımızı etkileyen seçimlerimizdir. Evlilik ve meslek gibi… Seçmek istediğimiz ancak seçemediğimiz kararlarımız ise orada silik de olsa varlığını sürdürür. İşte bu duygular kuantum evreninden sızarak bugünde karşımıza çıkar. Kuantuma inananlar için dejavuyu böyle yorumlamak mümkündür.



    Bilim ne diyor?
    Dejavuyla ilgili birçok araştırma ve farklı görüşler mevcuttur. Yaygın olan görüş ise beynin deneyime yönelik kesin bir algı üretmeden önce kısmi bir algı yaratması ve bu kısmi algının da dejavu hissinin yaşanmasına neden olmasıdır. Dejavu için getirilen bilimsel açıklamalardaki ortak çıkarım; bu hissin beynin sağ ve sol lobu arasında yaşanan küçük bir zaman farkından kaynaklandığını göstermektedir. Bir diğer açıklama ise yaşanan bu tanıdık gelme hissinin yorgunluk, stres, sarhoşluk gibi durumların nöronal sistemde tanıdık ile bilineni ayıran mekanizmada tutarsızlık yarattığı görüşünü savunuyor. Dejavu her ne kadar birçok prensibe bağlı olarak açıklansa da bu durumu olağanüstü temel üzerinden yorumlamak her zaman daha gizemli hissettirmiştir. Bu noktada bilime ya da kuantum gibi paralel evren yorumlarına inanmak tamamen sizin seçiminizdir.
#26.08.2022 18:20 4 0 0